Sayfalar

18 Eylül 2023 Pazartesi

X.-XVII. Yüzyıllarda Yakın ve Orta Doğuda Müzik Aletleri Üzerine Yapılan Araştırmalar

 

X.-XVII. Yüzyıllarda Yakın ve Orta Doğuda Müzik Aletleri Üzerine Yapılan Araştırmalar

Rauf Kerimov

 

…orta çağ, Doğuda müzik bilimi alanında bir dizi kuramsal eserlerin yazıldığı bir zaman dilimidir.

 

Doğu Müziği üzerine ilk bilimsel incelemelerde bulunan kişi, İslam felsefesinin ilk kurucularından sayılan Fârâbî (870–950) olmuştur. Müzik konusunu ele aldığı eserleri “Kitâbu’l-Mûsikâ’l-Kebîr”, “Kitâbü İhsâi’l- İkâat”, “Kitâb fi’l-İkâat”tır. Bundan başka, ünlü “İhsâu’l-Ulûm“ eserinde bilimler arasına müziği de ilave ederek, müziğin öneminden bahsetmiştir.

 

“Kitab-ül Mûsikî-ül Kebir”, / müziğin bilimsel yönleri ve çalgılarla ilgili ileri sürülen problemleri kapsamaktadır. Fârâbî burada müzik bilimini kuramsal ve uygulamalı olarak ikiye ayırarak perde, tellerin akort ve düzeni gibi teorik konuların yanı sıra çalgıların morfolojik ve akustik özellikleri hakkında da ayrıntılı bilgiler vermiştir

 

İbn-i Sinâ / “Kitâbu’ş-Şifâ” eserinde müzik teorisi, müzikle tedavi ve müzik aletlerine geniş bir yer ayırmış, Cevamiu İlmi’l-Mûsîkâ bölümünde müziğin tarifi, nota, aralık ve ritim bilgisiyle ilgili konuları ele almıştır.

 

“Kitabü’n Necat” ve “Daniş-Name” eserlerinde müzikten bahsederek, bilimselliğinin yanında bir sanat dalı olduğunu vurgulamıştır

 

…bazı kaynaklarda bugün Azerbaycan’da kemançe/kemança, Orta Asya’da gıjak/gıcek gibi değişik adlarla bilinen yarı küre şeklindeki tekne yapılı çalgının mucidi olduğu da geçmektedir

 

Safiyyûddîn Urmevî (1224–1294)

“Kitab’ül-Edvar”ın çeşitli bölümlerinde nağmelerin tarifi, aralıklar ve devirlerin oranları, udun perde sistemi ve tellerinin düzeni, alışılmamış akortlar gibi konuları ele almış, 12 makamın perde cetvelini çıkarmıştır. Beş makaleden oluşan “Şerefiye Risâlesi”nde ise Urmevi, daha çok sesin müziksel ve fiziksel özelliklerinden söz ederek, tellerin titreşimi, ses yüksekliğinin tellere oranı, aralıklar, udun akordu ve perdeler hakkında geniş bilgiler vermiş, çalgıların uzun ya da kısa oluşuna göre sesinin değiştiğini anlatmıştır.

 

“Kitâbü Keşfü’l-Hümûm ve’l-Kürab Fî Şerhi Âleti’t-Tarab”

Eserde ud, çeng, santur, def, şebbâbe (ney), rebab, şuaybiyye (miskal, mûsikâr), mûsîkâ (büyük erganûn), yürgül (küçük erganûn), kanûn, kemençe, mevsûl, borazan, çan, kopuz, şeştar ve tar

olarak tam on yedi çalgı adı geçmektedir

 

Hasan Kâşânî (ö.1213/1214)

“Kenzü’t-Tuhaf” adlı müzik risalesi / dönemin İslam dünyasındaki müzik düşüncesini canlandırma ve aydınlatması bakımından önemli bir kaynak niteliğindedir.

 

Abdülkadir Merâgî (1360–1435)

“Câmiu’l-elhân” / Müziğin icrasal yönü ve müzik kuramları tartışılan bu çalışmanın çalgılar kısmında Merâgî, Türk müziğinde kullanılan çok sayıda telli, üfleme ve vurma çalgı incelemiş, onları sınıflandırarak yapısal şekli, ses aralıkları, akort düzeni, yapıldığı malzeme ve belli başlı ölçüleri hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir.

 

Ahmedoğlu Şükrullah (1388-1470)

Urmevî’nin “Kitab’ül Edvar” eserini Türkçe’ye çeviren Şükrullah, ses sistemi, makamlar ve ritmler hakkında bilgilerin yanı sıra bu yüzyılda Osmanlılarda kullanılan ud, rebab, mizmar, çeng, kanun gibi birçok müzik aleti hakkında da önemli açıklamalar vermiştir

 

Şükrullah, “Kitab’ül Edvar”ı salt birebir çevirisini yapmamış, tercümesinin sonuna o dönemin müzik kuramları ve Türk müziğinde kullanılan çalgılarla ilgili 21 fasıldan oluşan eklemelerle kendi fikirlerini de yansıtmıştır.

 

Taşköprîzâde İsamüddin Ahmed Efendi (1495–1561)

“Miftâh el-saâde ve misbâh el-siyâde fi mevzûât-i el-ulûm” ansiklopedisinde, / bilimlerin her biri devha (büyük, ulu ağaç) olarak yedi kısımda sınıflandırılır.

Eserin müziğe ait bölümünde müziğin faydalarından bahseden Taşköprîzâde, müziğin temel unsurları olan melodi ve ritim, çalgıların icadı, besteleme nitelikleri gibi konuları içeren müzik bilimini teorik ve pratik olmak üzere ikiye ayırır. Müzik bilimine ait dördüncü ağacın dokuzuncu dalı, çalgı müziği (İlmu’l-Âlâti’l-Acîbeti’l-Mûsikâriyye), dans (İlmu’r Raks) ve ritim (İlmu’l-Gunc) sanatını içeren üç bölümden oluşmaktadır.

 

Evliya Çelebi (1611-1682)

Sultan IV. Murad’ın önünden esnaf loncalarının geçişini anlatırken, müzisyenlerin, çalgı yapımcılarının, şarkıcıların tam dökümünü çıkarmış, yüze kadar çalgı adını belirtmiştir. Ne yazık ki eserde adı geçen bu çalgıların çoğu, günümüze dek ulaşamamış, tarihe gömülmüştür.

 

Kerimov, Rauf (2017), X.-XVII. Yüzyıllarda Yakın ve Orta Doğuda Müzik Aletleri Üzerine Yapılan Araştırmalar, Al-Farabi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 3, s. 487-502

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder