Düzce’de Bıçakçılık Sanatı ve Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları
Bıçak, ilk dönemlerde insan hayatını kolaylaştıran bir araç
gereç iken zamanla bir sanata dönüşmüştür.
bıçaklar biçimlerine göre pala, hançer, gaddare, saldırma
gibi çeşitlere ayrılmakta; abanoz, fildişi, gümüş, altın kaplama gibi saplara
sahip olmakta
en eski bıçakların ya çakmak taşından ya da volkanik bir cam
olan “obsidyen” taşından üretildiği bilinmektedir.
çelik ustalarının, ustalıklarını sergiledikleri ve kendi
ustalık belgelerini aldıkları yer namlu kısmıdır.
Çelik kuyruğun kabza ile aynı genişlikte olduğu ve sonuna
kadar uzandığı bıçaklara full tang (tam kabza)
adı verilir
Tam kabza bıçaklar diğer bıçaklara göre çok daha ağırdır
ancak dirençlidirler. Ağaç kesme ve parçalama işlerinde bu ağırlık kullananlara
avantaj sağlamaktadır.
Yekpare Kabzalı (Gizli Kuyruk) Namlu: çelik, ancak kabzanın
dörtte üçü kadar bir bölümüne ilerler ve kabza çeliği sararak dışardan
görünmesini engeller. İnce kabzalı bıçaklar ağırlıkları çok az olduklarından
dolayı detay gerektiren işlerde kolaylık sağlar. Hafif ve ergonomik olmaları
onların doğal olmayan malzemelerden de yapıldığını gösterir.
Sap kısmı: üç teknik sap bulunmaktadır. Bunlar “yekpare,
kapak ve kalıptır”.
Boynuzlar, bıçakçılık işi yapmakta olan bütün ustaların
vazgeçilmez malzemelerindendir.
deve, manda gibi büyük cüsseli hayvanlara ait kaval
kemiğinden sap imal edilir.
Bulunması ve işlenmesi en kolay olan malzemelerden biri
olmasından dolayı bıçak yapımında en fazla tercih edilen malzeme ağaçtır.
Kösele sap, bıçağın sapını oluşturan çeliğe deri plakaların
geçirilmesi ve daha sonra bunların sıkılıp cilalanması sonucu oluşturulmaktadır
Madeni sap bıçaklar saplarının ağır metalden yapılmalarından
dolayı en ağır bıçaklardandır.
Kın, bıçağın şanındandır. Kını olmayan bıçak her zaman çıplak
olarak görülmüştür
Düzce bıçak ustalarını ve bıçaklarını diğer bölgelerden
ayıran en büyük özellik, bıçaklara uygulanan yüzey süsleme teknikleridir.
Minyatür, Tezhip ve Ebrû gibi süsleme teknikleri bıçakların
sap ve kınlarına işlenmiştir.
Kuyumculukta ve bıçak sektöründe metal yüzeyinin bir kısmının
ya da tamamının rodyum eriyiği ile kaplanması işlemine rodajlama adı
verilmektedir.
Madeni eserlerin üzerine açılan yivlerin veya çeşitli
biçimlerdeki çukurların (yuvaların) içine başka cins ve başka renkte malzemeler
kakılarak elde edilen süslemeye “kakma tekniği” denir. Dolgu olarak yivlerin
içine tel, çukurlara da ince varaklardan istenen şekillerde kesilmiş parçalar
kakılır.
Parlak, Yusuf (2021), Düzce’de Bıçakçılık Sanatı ve Somut
Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları, İdil
Dergisi, Sayı: 77, s. 142-163
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder