Sayfalar

21 Ağustos 2025 Perşembe

Val Clery - Pencereler - Notlar

Val Clery - Pencereler - Notlar

Windows, A Jonathan James Book, Toronto, 1978

 


20.      yüzyıl, havayı ve ışığı yapay olarak düzenleme tekniklerinde ustalaştı.

Penceresizlik, güvenlik ve açıklık duygusunun eksikliği olarak deneyimlenir.

 

Pencerelerimiz en eski, en basit ve en doğrudan iletişim aracımızdır.

Pencereler, günlerin ve mevsimlerin dönüşümünü, toplumsal etkileşimi ve kişisel yerimizi gözlemleme aracıdır.

 

Pencere (Window) kökeni

Pencere kelimesi, kökeni Eski İskandinavca vin-dauga kelimesi olan ve "rüzgar gözü" (wind eye) anlamına gelen Orta İngilizce windows veya windohc kelimelerinden türemiştir.

 

Roma mimarisi, taş kemerle geniş açıklıklar sağladı; pencere manzara ve katılım sundu.

Karanlık Çağ’da pencere, tehlikeli bir şımarıklık olarak görülüp terk edildi. İnsanlar, düşünmek istemedikleri barbar ve düşmanca bir dünyadan, mümkün olduğunca az dahil olmak istedikleri bir dünyadan kendilerini soyutladılar.

Soyutlanma, barbarlığa karşı bir savunma refleksi olarak mimariye yansıdı.

 

Pencereler önce kiliselerde, sonra mahkemelerde ve evlerde yeniden belirdi.

Vitray pencereler, payanda mimarisiyle mümkün oldu; dini ihtişamın taşıyıcısıydı.

Pencere, refahın ve özgürleşmenin görsel simgesine dönüştü.

 

“Million” ve “travers” gibi terimler, pencere desteklerinin etimolojik mirasını taşır.

 

Fransızca “châssis” kökenli kanatlı pencereler, kapı gibi açılır.

 

Hollandalıların geliştirdiği “sash” pencereler, kasnaklı sürgü sistemiyle çalışır.

 

Seri üretim, yüksek apartman bloklarında tekdüze pencere estetiği yarattı.

Eski evlerin pencereleri, özenli işçilik ve yaratıcı detaylarla nostalji uyandırır.

 

Pencere, bir zamanlar odanın en karşı konulmaz nesnesiydi; bugün televizyon onunla yarışıyor. Televizyon ekranlarının pencere şeklinde olması elbette tesadüf değil.

Televizyon, bilgi patlamasının nükleer versiyonu: her şeyi göstererek ilgiyi yok etme eğiliminde.

Pencere ise tanıdık dünyaya açılır; yakın ilişkilerin hikâyesini izlemeye olanak tanır.

 

Karıncalar, kuşlar, yağmur damlaları, bulutlar: pencerede gözün hayal gücüyle çarpıştığı yerdir.

Hayal gücü yalnızca beslenmeye değil, düzenli egzersize de ihtiyaç duyar.

 

Her birimizin içinde bir casus veya dedektif içgüdüsü var, görülmeden görmenin heyecanı, neler olup bittiğini bilme dürtüsü

Pencere, içimizdeki dedektifin alanıdır: gizli gözlem, sessiz merak, küçük gizemler.

 

Sanatçılar çatı katlarını ele geçirdi; güneş ışığıyla dahiyane ışıltı birleşti.

 

Ev cepheleri kıyafet gibidir; sınıfı değil, karakteri anlamak için pencerelere bakmak gerekir.

Doğal, saklamayan pencereler, gelip geçenlerin sevgisini kazanır.

Bir dulun zarafeti, bir bekârın hayal kırıklığı, bir ailenin ekonomik sıkıntısı: pencere pervazındaki nesnelerle anlatılır.

 

Orta Doğu evlerinde, derin açıklıklar, binlerce yıllık gelenekle ışığı filtreler.

 

Pencere Tipolojileri

Gül pencereler (rose windows): genellikle dini yapıların ana kapıları üzerinde, kurşun kafesli dairesel açıklıklar.

Yelpaze pencereler: Gürcü evlerinin kapılarında yaygın, adını biçiminden alır.

Sivri pencereler: kemer mimarisinin erken ürünleri, uzun ve dar açıklıklar.

 

Orta Çağ’da sıradan insanlar için mahremiyet yoktu; perde (cortina) bile bir ayrıcalıktı.

 

Mahremiyet arttıkça, gözlemleyebileceğimiz pencere sayısı da arttı: görülmeden görmek çağın ironisi haline geldi.

Perdeler, storlar, panjurlar: hem koruma hem merak uyandırma araçları.

 

Saksı bitkileriyle kodlanan casus sinyalleri, kafesli pencereler ardındaki gözler: gerilim romanlarının vazgeçilmez motifleri. Saksı bitkilerinin elçilik pencerelerinin pervazlarına yerleştirilmesi, hem kurgu hem de gerçek hayatta, gizli ajanlara gizli bir sinyal verme yöntemi olarak birden fazla kez kullanılmıştır.

 

Katolik ülkelerde pencere pervazları, İsa ve aziz heykelleriyle aile tapınağına dönüşür.

 

Cam kulelerde pencereye erişim, sınıfsal bir ayrıcalık: yöneticiler manzaraya, çalışanlar floresan ışığa bakar.

 

Cam kuleler, bir zamanlar şeffaflık ve güvenin simgesi iken, bugün yansıtıcı yüzeylerle gizliliğin ve denetimin aracı.

Bu mimari dönüşüm, toplumsal güvensizlik ve kurumsal kapanma ile ilişkilidir.

 

Pencereler, tıpkı gözler gibi, binanın en savunmasız noktasıdır.

Pencereler, toplumsal ve politik çatışmalarda ilk kurbanlardır.

 

Pencereler, refahın izlerini taşır

Gök gürültüsü ya da güneş ışığı, çiftçiyi pencereye çeker; çünkü doğa hâlâ en güvenilir habercidir.

Parmak uçlarını buzlu cama dokundurmak, hayatta kalma gücünü hatırlama ritüeli.

 

Penceresiz hücreler, işkencenin en sevilen araçları.

 

Cam üretimindeki ilk zorluklar, kurşunlu cam panelleri ve vitray sanatını doğurdu.

 

Herkes, zarafet ve seçkinlik dolu pencerelere bakma hakkına sahip olmalı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder