Gavin
Stamp, André Goulancourt - İngiliz Evi, 1860-1914 -
Notlar
The English house, 1860-1914, The Flowering of English, The
University of Chicago Press, Chicago, 1986
1860-1914 yılları
arasındaki Viktorya ve Edward dönemlerine ait İngiliz konut mimarisi üzerine bu
inceleme, André Goulancourt'un fotoğrafları ve Gavin Stamp'in yorumları
aracılığıyla, pitoresk kır evlerinden romantik malikanelere kadar uzanan bu
dönemdeki stilleri ve gelenekleri araştırıyor.
Kitap sanayileşmeye bir
tepki olarak ortaya çıkan ve yerel malzemelere ve geleneksel zanaatkarlığa
odaklanan Sanat ve El Sanatları Hareketi'nin etkisini vurguluyor.
Hermann Muthesius'un
"İngiliz Evi" adlı etkili eseri de dahil olmak üzere, Gotik
Canlanma'dan Neo-Gürcü tarzına kadar önde gelen mimarların ve mimari akımların
gelişimini tartışıyor.
Önsöz
Kitabın çıkış noktası, Building Centre Trust ve Redland
Limited tarafından desteklenen ve 1980 yılında düzenlenen "İngiliz Evi
1860-1914" adlı bir sergidir. Kitabın kronolojik bitiş tarihi olan 1914,
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra da güzel evler inşa edilse de, uygun bir son
tarih olarak kabul edilmektedir.
Yorumlar kısmında, yazarlar Muthesius'tan sık sık alıntı
yapmanın nedenini belirtirler, çünkü onun yargılarının nesnel ve aydınlatıcı
olması ve anlayışlı bir yabancı gözlemcinin görüşlerinin bize kendimiz hakkında
çok şey anlatabilmesidir.
Kitaptaki resimler ağırlıklı olarak André Goulancourt
tarafından 1979-81 yılları arasında çekilmiştir. Kitapta yer alan seksen kadar
ev, genel temalara ve yaklaşık kronolojik sıraya göre düzenlenmiştir.
Giriş: Romantizm, Gelenek ve Ev İdeali
Bu giriş bölümü, İngiliz ev mimarisinin gelişimindeki sosyal
ve felsefi temelleri ele almaktadır. Mimariyi etkileyen şeyin toprak sevgisi,
İngiltere sevgisi ve modern endüstrileşme ile materyalizm karşısında eski
geleneklere duyulan saygı olduğunu vurgulamaktadır.
Mimarlar, kentteki evlerden ziyade kırdaki evlere ve
kulübelere hürmet ediyorlardı. Ernest Newton'un 1891'de söylediği şu sözler,
dönemin duygularını yansıtır: Ev hayatının kutsallığına olan inanç hâlâ bize
aittir, ve kendisi saf ve inanması kolay bir dindir. Ayrıntılı inançlara
ihtiyaç duymaz, ibadeti en basit, disiplini en yumuşak olanıdır ve ödülleri
huzur ve memnuniyettir.
Muthesius, İngiliz sanat ve el sanatları canlanmasının evde
başladığını gözlemlemiştir. Aynı zamanda, bu mimarinin milliyetçi bir kökene
sahip olduğunu ve eski lonca duvarcılarının geleneklerini takip ederek inşa
etmeye başlayan mimarlar sayesinde bir kurtuluş yaşandığını savunmuştur.
Muthesius'a göre: İngiltere aynı keşfi 1860'larda yapmıştı ve biz hemen bunun,
o zamandan beri İngiltere'de gerçekleşen ev mimarisindeki parlak gelişmenin
temelini oluşturduğunu söylemeliyiz.
Gotik Rönesans ve Pitoresk Hareket Gotik Uyanış'ın ahlaki
yaklaşımlarından (Pugin'in yapısal dürüstlük prensipleri gibi) beslenmiştir.
Pugin, "bir binada, inşaat, kolaylık veya uygunluk için gerekli olmayan
hiçbir özellik olmamalıdır" diye savunuyordu. Buna ek olarak, 18. yüzyılın
Pitoresk ruhu, mimarların geleneksel, dağınık ve düzensiz yapıları (örneğin
John Nash'in Blaise Hamlet'i) taklit etmesine yol açtı.
Yeni Yerel Dil: Gotik stilin evlerde başarısız
olmasıyla, mimarlar "Eski İngiliz" (kırsal) ve "Kraliçe
Anne" (kentsel) gibi yeni yerel dillere yöneldi. Philip Webb, Eden Nesfield
ve Norman Shaw, biçimleri büyük mimari eserlerde aramak yerine, kullanışlılığa
ve malzemeye dikkat ederek daha özgürce tasarlayan öncülerdi.
Ev ve Yuva: Ev, yaşanacak bir makineden çok daha
fazlası olarak görülüyordu. Baca ve şömine, evin ruhu ve aile hayatının
merkeziydi. Muthesius, şöminenin önemini şöyle açıklamıştır: Ateş, evin simgesi, İngilizler için hem oturma odasının
hem de tüm evin merkezi fikridir; şömine, her gün ve her saat ev tanrılarına
kurban sunduğu ev sunağıdır.
Sosyal ve Sınıfsal Boyut: Viktorya dönemi sonlarında
Britanya'da konut mimarisinin yeniden canlanması, aristokrasi yerine üst orta
sınıfların himayesine dayanıyordu. Norman Shaw ve Lutyens gibi mimarların
müşterileri genellikle "yeni zenginler" (bira üreticileri,
bankacılar) idi ve bu hareket burjuva özlemlerini ifade ediyordu. Kırdaki ev
ideali, demiryolu teknolojisine bağımlıydı.
Bahçe Şehirleri ve Sosyal Konut: Ev mimarisindeki bu
iyileşme, daha sonra herkes için popüler, yerel mimariyi teşvik eden daha geniş
bir vizyonla birleşti: Bahçe Şehri hareketi. Parker ve Unwin, Howard'ın Bahçe
Şehirleri vizyonunu Letchworth ve Hampstead Bahçe Banliyösü'nde hayata geçirdi.
LCC Mimarlar Departmanı da, Sanat ve El Sanatları ideallerini kullanarak,
Boundary Street Sitesi gibi işçi sınıfı konutları inşa ederek, iyi mimarinin
herkesin yararına olması gerektiğini kanıtladı.
(Kitabın devamında yazarın seçtiği 80 ev hakkında görsel
malzeme ve detaylı bilgi mevcut. Seçilen evler çeşitli mimari stilleri
örnekliyor)
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder