Sayfalar

5 Ekim 2023 Perşembe

Kalkan

 

Kalkan DİA

 

Dîvânü lugāti’t-Türk’te kalkan͡g şeklinde yazılan ismin Moğolca’da “koruma, kollama, müdafaa, himaye” anlamını taşıyan kalka kelimesinden türediği kabul edilmektedir

 

Deri kalkanlar yuvarlak veya elips biçiminde olurdu. Ön yüzlerinin ortasında sivri bir uç, arka yüzünde ise kalkanı desteklemeye ve elle tutmaya yarayan dayanıklı bir çubuk bulunurdu.

 

Araplar, “türs, basîra, cevb, cünne, dereka, anber, hacefe, farz” adlarını verdikleri çeşitli kalkanlara sahiptiler. Ayrıca el-kaf denilen, çok sayıda askerin arkasına sığınarak surlara yaklaşmak için kullandığı büyük kalkanları da vardı. Hz. Peygamber’in “zelûḳ” ve “fütak” adlı iki kalkanının yanında başka bir kalkanının daha bulunduğu rivayet edilmektedir

 

Kalkanların deriden yapılanlarına Arapça ifadesiyle “hacefe”, sepet örgü üzerine deri geçirilmiş olanlarına ise “dereka” yahut “matrak”, içbükey dikdörtgen veya elips şeklindekilere “tekne kalkan”, demir veya bakırdan yapılıp ortası şişkin olanlara “kubbeli kalkan” denirdi.

 

…ateşli silâhların yaygınlaşmasından sonra işlevini tamamen kaybetmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder