Sayfalar

5 Ekim 2023 Perşembe

Türk-İslam El Yazmalarında Zanaat-Zanaatkâr ve El Aletleri Tasvirleri

 

Türk-İslam El Yazmalarında Zanaat-Zanaatkâr ve El Aletleri Tasvirleri

Aslıhan Erkmen

 

Her kültürde mesleklerin ve zanaatların ortaya çıkışına ilişkin farklı anlatılar mevcuttur. Ortaçağ İslâm dünyasında bu konuları ele alan eserlerin başında İbn Haldûn’un (ö. 1406) Mukaddimesi, Firdevsî’nin (ö. 1020?) Şâhnâmesi, Arapça ve Farsça dillerinde farklı yazarlarca kaleme alınan peygamberler tarihleri olan Kısasü’l-Enbiyâlar (Peygamber Hikâyeleri) gelir.

 

…peygamberler tarihlerinde Hz. İdris çeşitli zanaatların mucidi veya koruyucusu olarak gösterilir. İbn Haldûn’a göre insanlığa medeniyeti getiren odur.

İdris peygamberin icatları arasında yazı, terzilik, astronomi ve aritmetik sayılır; tefsirlerde kalemle yazı yazan, elbise diken, hesap yapan, yıldız ilmiyle uğraşan ilk insan olduğu dile getirilir.

 

…bazı Kısasü’l-Enbiyâ nüshalarında Nuh peygamber gemisini inşa ederken betimlenir.

…keresteleri uygun ölçülerde tek başına el testeresi ile veya iki kişi çapraz testere ile keserken resmedilir. Planya ile kereste budaklarını temizleyen, el matkabı ile ağaç üzerine delikler açan, zanaatkârlara malzeme taşıyan kişiler ile zemine gelişigüzel koyulmuş, değişik ebatlarda el testeresi, burgulu biz, balta, keser gibi el aletleri de vardır.

 

İslâm dünyasında zanaatların ortaya çıkış anlatıları genellikle zanaatın önemine vurgu yapacak biçimde peygamberler, efsanevî sultanlar ile ilişkilendirilir.

 

…zanaat bir “inşa” meselesidir. Medeniyet başta gelmek üzere hanedanın, krallıkların, ulusların, kentlerin inşası hep büyük projelerdir ve bunların gerçekleşmesinde zanaatkârın önemi büyüktür. Bu aynı zamanda gücün de göstergesi olduğundan kitap resimlerinde inşaat tasvirlerine de sıklıkla rastlanır.

 

Mimari yapılarla ilgili tasvirlerde hem İran hem Anadolu coğrafyasında benzer aletlerin ve çalışma sisteminin görülmesi, belli bir inşaat kültürünün ve zanaata özgü teknik, malzeme ve yöntemin benimsendiğini gösterir. Geleneksel metotların görsel imgesini taşıyan bu resimlerde betimlenen araç gereçlere günümüzde müzelerde, özel koleksiyonlarda rastlanması, söz konusu tasvirlere belge niteliği de kazandırır.

 

Artuklu emiri Nasırüddîn Mahmud’un (salt. 1200-1222) isteği üzerine Kitâb fî ma’rifeti’l-Hiyeli’l-Hendesiyye (Olağanüstü Mekanik Araçların Bilgisi Hakkında Kitap) adlı eserini kaleme alan El Cezerî (ö. 1206’dan sonra) bu eserindeki mekanizmaların tüm parçalarının çizimini ve açıklamalarını yaparak âdeta resimli bir kılavuz hazırlamıştır.

 

Kitab-ı Bulhan (Şaşırılacak Şeyler Kitabı)

Kitap esas itibariyle bir fal kitabıdır ve astrolojik semboller, burçlar, gezegen ve yıldız gibi gök cisimleri ile bunların etkisi altındaki kişilere ilişkin bilgiler içerir.

 

…gezegen adı ve alegorisi (kişileştirme) verilir; ardından yedi farklı kutu içinde o gezegenin etkilediği meslekler ve icracıları, genellikle aletleriyle veya işlerini yaparken gösterilir. Bunlar sağdan sola olacak şekilde şu şekilde sıralanırlar:

Zuhal (Satürn): Demirci (önünde örs ve elinde çekiç ile), Duvarcı (elindeki kazma ile bir duvarı kırarken), Ateşbâz (ocağın önünde, elindeki tutucuyla ateşi karıştırırken), Ziftçi (katran karışımını yoğururken), Hammal (sırtında yük taşırken), Lağımcı (elinde kazma tutarken), Debbâğ (büyük bir tekne içine girmiş, ayaklarıyla deri tabaklarken).

 

Müşteri (Jüpiter): Kadı, Bazargân (Tacir), Vaiz, Keşiş, Muhtesib (Şehremini), Çizmeci (önündeki sehpada deri şekillendirirken), Mumcu (mum yaparken, üst kısımdaki ipe mumlar asılmış olduğu halde).

 

Merrih (Mars): Cellad (elinde kılıç ile), Kasap (önünde bir küçükbaş hayvan ile), Sırçacı (alevleri kapağından dışarı taşan çini fırını önünde), Nalband (at nallarken), Aşçı (kazan karşısında), Meşaleci (elinde meşale ile), Arslancı (yanında aslan ile).

 

Şems (Güneş): Padişah, Bey, Altıncı (elinde altın dövmekte kullanılan ince çekiçle), Kuyumcu

(ufak bir ocağın karşısında ateşi harlarken), Kalkancı (kalkanlarla), Kazzaz (ince ipek iplik çekerken), Sarraf (terazide altın para tartarken).

 

Zühre (Venüs): Udcu, Çengî, Neyzen, Rakkas, Defçi, Tabılcı (elle çalınan bir tür davulu çalan kişi), Davulcu.

 

Utârid (Merkür): Nakkaş (yazı masasında çizim yaparken), Terzi (kaftan dikerken), Dülger (elinde çekiçle), Kâtip (yazı masasının başında), Çulha (el tezgâhında bez dokurken), Attar, Peyk.

 

Kamer (Ay): Çırpıcı (yıkamacı), Balıkçı, Çoban, Hallâç (elinde tokmağı ve yayı ile), Gemici, Deveci, Ekinci.

 

Osmanlı rasathânesindeki çalışmaları ve aletleri gösteren iki resimli eser günümüze ulaşır. Bunlardan biri Seyyid Lokman’ın Farsça ve manzum olarak kaleme aldığı tarih konulu Şehinşâhnâme adlı eserin birinci cildi, diğeri İstanbul Rasathânesi’ndeki büyük ölçekli aletleri tanıtan, nasıl kullanılacaklarını anlatan Âlât-ı Rasadiyye li-Zîci’ş-Şehinşâhiyye isimli bir risaledir

 

Surnâme

Esnaf bu geçitlerde birbiriyle üstünlük yarışına girer; kendi meslekleriyle ilgili buluşları göstermeye çalışır.

Surnâme-i Hümâyûn’da altmış civarında esnaf seyyar atölyeler, dükkânlar ve maketler ile geçit yaparken, bunlardan yaklaşık on beşi atölyesinde veya işlerine özgü araç gereçler ve el aletleri ile gösterilir.

Aralarında mest dikip satanlar, sırçacılar (camcı), eyer ve koşum takımı yapan serrâçlar, ham ipek çözenler, peştemâl dokuyanlar, kılıççılar, kalaycılar, şem‘kârân diye bilinen mumcular, taş ustaları, nalçacılar, terberkârân denilen balta ve keski yapanlar, kazancılar erreciler (bıçkıcı), ince demircilik işi yapan çilingirânın bulunduğu bu zanaatkârların en sık kullandıkları aletler örs ve çekiç, körük, balta, maşa, keskidir.

 

El aletleri uygarlık tarihi boyunca insanoğlunun en büyük yardımcısı olarak sözlü, yazılı ve görsel kültürde kayda geçirilir.

 

Aralarında yüzyıllar olmasına ve üretim süreçlerinde meydana gelen gelişmelere rağmen farklı kültür ve zamanlarda hazırlanan eserlerde zanaatkârın malzemesi, araç gereci ve çalışma şekli benzerdir. Usta-çırak ilişkisi içinde nesiller boyu bilgisi aktarılan zanaatlar ve onunla ilişkili araçlar bozulmadan, herhangi bir olumsuz değişime uğramadan günümüze kadar hem imgeleriyle hem somut örnekleriyle ulaşabilmiştir. Önemli olan bu bilginin geleceğe de aynı tutarlılık, süreklilik ve himâye ile taşınmasıdır.

 

Erkmen, Aslıhan (2022), Türk-İslâm El Yazmalarında Zanaat-Zanaatkâr ve El Aletleri Tasvirleri, Alet İşler (s. 324-348), Kanca El Aletleri A.Ş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder