Sayfalar

5 Ekim 2023 Perşembe

Divanü Lügati't-Türk'te geçen alet-eşya adları

 

Divanü Lügati't-Türk'te geçen alet-eşya adları

Talip Yıldırım

Musa Çifci

 

Kaşgarlı Mahmud tahminen 11. yüzyılın ikinci yarısında Isık Göl yakınında Karahanlı Devleti idaresi altındaki Barsgan şehrinde doğmuş

 

…ardında Türk dili ile ilgili iki eser bırakmıştır. Bu eserlerden ilki “Kitâb-ı Cevahirü’n-Nahv fi- Lugâti’t-Türk” adını taşımaktadır. Eser, Türk dilinin gramer kurallarını içerir. Maalesef bugün kayıptır. Diğer eser ise bütün Türklük bilimi araştırmaları için kaynak olan Divânü Lugâti’t- Türk’tür.

 

Kaşgarlı, kitabının her bölümünü gramerin iki önemli unsuru olan isimler ve fiiller olarak ikiye ayırmıştır. Eserinin isimler kısmına zamirler, sıfatlar, edatlar vb. isim soylu sözcükleri de ele almıştır.

 

abakı:”Bostan korkuluğu” anlamına gelmektedir

adrı: “Buğday temizlemek için kullanılan aygıt, yaba; çatal değnek. İki yanı bulunan her nesneye de “adrı” denir”

amaç: “Öküz, saban ve benzerleri gibi çiftçi aygıtları, çift öküzü tarım aygıtları” anlamına gelmektedir

andıg: “Elek, kalbur gibi şeylerin kasnağı” anlamına gelmektedir

argag: “Balık avlamak için kullanılan ucu eğri demir, olta” anlamına gelmektedir

agıt: “ İçecek şeyler kullanılan huni” anlamına gelmektedir

aşaç ~ asıç: “Tencere” anlamına gelmektedir

arçı: “Heybe” manâsına gelir

arkaçak: “ Ağıza ilaç akıtmak için kullanılan içi delik bir aygıt, akıtmaç” anlamına gelmektedir

artıg: “Kadın mintanı, göğüslük” anlamına gelmektedir

ay bitigi: “Askerin adıyla azığının yazıldığı defter” manâsına gelmektedir

ayak: “Çanak, kase, kadeh” anlamına gelmektedir

bag: “ Bohça, boğ, eşya konan heybe” manâsına gelmektedir

bagırçak: “Eşek semeri” anlamına gelmektedir

bagırdak: “Kadın göğüslüğü” anlamını taşır

bakan: “Halka, toka” anlamına gelmektedir

baldu: “Balta”

bart: “Su içilen bardak; şarap ve benzeri akıcı şeylerin ölçüsü” anlamına gelmektedir

başak: “ Okun veya mızrağın üzerine geçirilen demir, temren; ok temreni, ok başağı” anlamına gelmektedir

batrak: “Ucuna bir ipek parçası takılan mızrak” anlamına gelmektedir

belik: “ Yara yoklamak için kullanılan mil” anlamına gelmektedir

bıçgu / biçek “Bıçkı, bıçak” anlamına gelmektedir

bıçguç: “Makas, sındı” anlamına gelmektedir

bilegü: “Bileme taşı” anlamına gelmektedir

bitig: “Muska, afsun, üfrük”

bohsuk / bohsuk: “ Kölelerin boyunlarına geçirilen lale, kelepçe” anlamını ifade eder

bohtay ~ bohtuy: “Elbise bohçası, heybesi” anlamına gelmektedir

borguy: “Üflenecek öttürülen boru” anlamında yer almaktadır

boyunduruk: “Her iki öküzün birden boynunun üzerine konulan boyunduruk.” anlamına gelir.

buçı: “Bir çeşit kubuz, iyi ses veren, çok inleyen ut” anlamına gelmektedir

bukaç: “Su kabı, topraktan yapılan çömlek ve benzeri şeyler” anlamına gelmektedir

bukaç esiç: “Tencere, tava” manâsına gelmektedir

burunduruk: “Yular, buruna geçirilen yular, burunduruk” anlamına gelmektedir

bügde / bügde / bükte: “Hançer” anlamına gelir.

çaçır ~ çaşır: “Çadır” anlamına gelmektedir

çakmak: “Çakmak, yakma aracı” anlamına gelmektedir

çançu: “Erişte hamuru açılan oklava” anlamına gelmektedir

çekük: “ Çekiç” anlamına gelmektedir

çıgrı: “Çıkrık, değirmen, çark,dolap gibi şeylerin çıkrığı; ip çıkrığı ve her türlü makara; değre, felek” anlamına gelmektedir

çıgılvar okı: “ Bir çeşit küçük ok” anlamındadır

çigne: “Mala, çiftçilerin “sürgü” dedikleri aygıt” anlamında yer almaktadır

çigne: “Çigne, çikne çifçilerin “sürgü” dedikleri aygıt” anlamına gelmektedir

çij: “ Demir çivi, zırh çivileri ucu” anlamına gelmektedir

çodın esiç: “Bakır tencere” anlamına gelmektedir

çog: “Eşya konan heybe, bohça” anlamına gelmektedir

çovlı: “Tutmaç süzgeci” anlamına gelmektedir

çöğen / çevgen: “Topu çekmek için kullanılan ucu eğri bir değnek, çevgen” anlamına gelir

çömçe: “Kepçe, çömçe” anlamına gelmektedir

çöngek: “Çömçe, kutu” anlamına gelmektedir

dülek: “Ağzı kırık saksı ve testi” anlamına gelmektedir.

Egdü / ekdü: “Kılıç kını ve benzeri şeyleri oymakta kullanılan ucu eğri bıçak” anlamlarını ifade eder

ekeme: “ Bir çeşit çalgı” anlamına gelmektedir.

er: “Delik açmak için kullanılan aygıt, delgiç.” anlamına gelmektedir

esgü: “Süpürge” anlamına gelmektedir

esiç: “Tencere, çömlek” anlamına gelmektedir.

eskü: “Kalbur, elek” manâsına gelmektedir

evüsgü: “Savurma aygıtı” anlamına gelmektedir

ırgag: “Donmuş olan buzu, buzluğa çekip getirmek için kullanılan kanca” anlamına gelmektedir

ıvrık: “İbrik” manâsına gelmektedir

idiş: “Kadeh ( Yağma, Taksı, Yemek, Oğuz, Argu dillerinde), tas, bardak, tencere gibi her nevi kap” manâsına gelmektedir

izdeng: “Balık avlanan bir çeşit ağ” anlamına gelmektedir

ka: “Kap, akar konan kap, zarf” anlamına gelmektedir

kaçut: “Kısa mızrak”anlamındadır

kadış: “Kayış” anlamına gelmektedir

kalkan / kalkang “Kalkan” anlamına gelmektedir.

kalva: “Ögrence oku, üzerinde temreni bulunmayan, yuvarlak bir tahta parçası bulunan ok”anlamına gelmektedir

kamıç: “Kepçe, kaşık” anlamına gelmektedir

kanagu: “Neşter, kan alınacak aygıt” anlamına gelmektedir

kanglı: “Kağnı arabası (yük için)” anlamına gelmektedir

kangrak: “Çan” anlamına gelmektedir

kap: “Kap, tulum, çuval, dağarcık; zarf; anası karnında çocuğun bulunduğu torba” anlamlarını ifade eder

kasuk: “At derisinden yapılan tulum” anlamına gelmektedir

kaşık ~ kaşuk: “Kaşık” anlamına gelmektedir

kaygık ~ kayguk: “Kayık” anlamına gelmektedir

keçe: “Karpuz ve hıyara benzer şeylerin taşındığı sele ve sepet” anlamına gelmektedir

kendük: “Küp gibi topraktan yapılan büyükçe bir kap, küp” anlamına gelmektedir

keregü: “Çadır, kışlık ev” anlamına gelmektedir

kerey: “Saç tıraş eden ustura” anlamına gelmektedir.

kerki: “ Dülger keseri, keser” anlamına gelmektedir

kesgük: “Halka, köpeğin boynuna geçirilen halka, tasma” anlamına gelmektedir

kesme: “Enli ok temreni” manasındadır

ketmen: “ Yeri kazmak için kullanılan aygıt” anlamına gelmektedir

kevçi: “ Uygur ellerine Kaşgaristan’da kullanılan bir hububat ölçeği” anlamına gelmektedir

kezlik: “Kılıç” anlamına gelmektedir

kındugı: “Döğen, döven, harman döğeni” anlamına gelmektedir

kıgrak: “ Et ve hamur kesilen satıra benzer büyük bıçak” anlamına gelmektedir

kısgaç: “Kısgaç” anlamına gelmektedir

kısmak: “Üzenginin iki yanında bulunan kayış, ilmikli ip, kement” manâsına gelmektedir

kirit: “Anahtar, kilit” anlamına gelmektedir

kiviz: “Yaygı, halı, kilim gibi şeyler” anlamına gelmektedir

kiz: “Kutu, misk kutusu, taht, kürsü, sandık, kap, heybe gibi şeyler” anlamına gelmektedir

kongragu: “Çıngırak, konrak, tongurak, çan” anlamına gelmektedir

korluk: “İçinde kımız biriktirilen küçük testi” manâsına gelmektedir

kova: “Türklerin kullandığı gemlerde atların burnuna doğru dikilen kayış” anlamındadır

ködeç ~ közeç: “Bardak testi” anlamına gelmektedir

kömüldürük ~ kümüldürük: “At göğüslüğü” anlamına gelmektedir

könek: “Matara, ibrik, su tulumu” anlamına gelmektedir

köpçük: “Eğerin ön ve arka yastıkları” anlamına gelmektedir

köpsün: “Şilte, minder” anlamına gelmektedir

körke: “Ağaçtan yapılmış tabak” anlamına gelmektedir

körük : “Kuyumcu veya demirci körüğü” anlamındadır

köşik: “Örtü, perde, gölge” anlamına gelmektedir

közegü: “Küskü, ateş çekmek veya aktarmak için kullanılan aygıt” anlamına gelmektedir

közüç ~ közeç: “Çömlek” manâsına gelmektedir

közüng ~ közüngü : “Ayna” anlamına gelmektedir

kubuz: “Ut, kopuz, kubuz” anlamına gelmektedir

kumgan: “Kova, ibrik, güğüm, gül suyu şişesi” anlamına gelmektedir

kurman: “Gedeleç, yaylık, yay kabı” Oğuz ve Kıpçak dillerine göre de bu şekildedir

kurşag: “Tura; yünden dokunur, bel kuşağına benzer bir nesne olup çadıra sarılır” anlamına gelmektedir

kuruluk / kurukluk: “Sadak, okluk, gedeleç” anlamındadır

kuyma: “Herhangi bir madenden çekiçle dövme ile değil eritilerek dökme ile yapılmış havan, çırağman çekiç gibi aygıtlar” anlamına gelmektedir

küp: “Küp” anlamına gelmektedir

kürgek: “Kürek” anlamına gelmektedir

kürin:  “Kürün içerisinde kavun, karpuz, hıyar gibi şeyler taşınan küfe” anlamını ifade etmektedir

monçuk: “Atın boynuna takılan değerli taş, arslan tırnağı, muska gibi şeyler” manâsına gelmektedir

oktam: “Okluk” anlamındadır

olma: “testi, çanak, çömlek” anlamına gelmektedir.

oluk: “Küçük kayık” anlamına gelmektedir

orgak: “Orak” manasına gelmektedir

otgun: “Eğerin solunda kolanın halkası geçirilerek dile bağlanan enli bir kayış” anlamına gelir

saban: “Sapan, çift ve çiftçi takım ve aygıtları; çiftçilik” anlamlarını ifade etmektedir

saç: “Tava” anlamına gelmektedir

sag: “ Yün atmak veya kabartmak için kullanılan “seğ” demir çubuklar” anlamına gelmektedir

sagır: “İçerisine şarap konulan havana benzer söbü bir kap” anlamına gelmektedir

sagrak: “Sürahi, kase, kap” anlamına gelmektedir

sagu: “Ölçek” anlamına gelmektedir

salı: “Sıva aygıtı, mala” anlamına gelmektedir

salngu: “Çakıl taşı atılan sapan” anlamına gelmektedir

sarnıç: “Deve derisinden yapılan su tulumu, ağaçtan oyulmuş kap” anlamına gelmektedir

sasık: “Saksı” (uç şehri ve yöresi halkı ve ya sınır ve sınırın arkasındaki halk dilince) anlamındadır

savdıç: “Sepet, sele” anlamına gelmektedir

sengek: “Su içilen testi; ağaçtan oyulmuş su kabı (Oğuzca)” anlamına gelmektedir

serü: “Evlerde üzerine eşya konan raf” anlamına gelmektedir

sıbızgu / sıbuzgu: “Düdük, boru” anlamına gelmektedir

sırdım: “Sıyrım, sırım, kayış” (Oğuzca) manâsına gelmektedir

sıgzıg: “İki şeyi birleştiren kenet” anlamına gelmektedir

sış / şış: “Şiş tutmaç şişi” anlamını taşır

 

sibek: “Değirmen taşının üzerinde döndüğü demir” anlamına gelmektedir

sokım: “Bir ağaç parçasıdır ki çam kozası şeklinde kesilerek içi oyulur üç tarafından delinerek okun üzerinde konur”

soku ~ sokku: “Havan” anlamına gelmektedir

sorgu: “Hacamat aygıtı, kendisiyle kan alınacak ve emilecek aygıt ve şişe” anlamına gelmektedir

süken: “Eşek yükünün bir tarafında olan sepet, sele gibi şeyler, seklem” manâsına gelmektedir

süngü: “Süngü, mızrak, kargı” anlamındadır

süpürgü: “Süpürge” anlamına gelmektedir

şın: “Taht, sedir” (Çiğilce) anlamına gelmektedir

şebeng / şebing: “ Demirden yapılmış baston” anlamına gelmektedir

tagar: “Çuval, dağarcık, içerisine buğday ve başka şeyler konan nesne, harar”

talguk: “Baltanın sapını sıkıştırmak için çakılan çivi” anlamına gelmektedir

tang: “Elek” anlamına gelmektedir

tapçang: “Erişilemeyen üzüm salkımlarını kesmek için, toplayanın üzerine çıktığı sofra biçimindeki üç ayaklı nesne” anlamına gelmektedir tış: “Sapan demiri” anlamına gelmektedir

targak: “Tarak” anlamındadır

temen: “Büyük iğne, çuvaldız” anlamına gelmektedir

temürgen: “Ok temreni” anlamına gelmektedir

tergi ~ tergü: “Sofra” anlamına gelmektedir

terkek: “Bohça” anlamına gelmektedir

tevsi: “Tepsi, sofra” anlamına gelmektedir

tili: “Ok temreni üzerine sarılan sırım” anlamına gelmektedir

tin: “Yular” manâsına gelmektedir

tizgin: “Dizgin” anlamına gelmektedir

tizme: “Şalvarın uçkurluğu, torbanın bağı ve buna benzer nesneler” anlamında kullanılmaktadır

tokımak: “Tokmak, çamaşır tokmağı” anlamına gelmektedir

tolum: “Silah” manasında kullanılmaktadır

toy eşiç: “Toprak tencere” anlamına gelmektedir

törpigü: “Ağaç yontacak keser” manâsına gelmektedir.

töşek: “Döşek” anlamına gelmektedir

tura: “Kalkan, siper, düşmandan gizlenmek için kullanılan şey” anlamındadır

tutma: “Sandık” anlamına gelmektedir

tügme: “Düğme” anlamını ifade etmektedir

tülfir: “Kumaştan ve ipekten yapılan örtü ve perde” anlamına gelmektedir

tümrük: “Dümrük, def” anlamına gelmektedir

tüngşü: “Şamdan” anlamına gelmektedir

tünlük ~ tünglük: “Pencere, ocak, baca gibi evdeki delikler” anlamına gelmektedir

türgek ~ türkek: “Bohça” anlamına gelmektedir

ulun: “Temrensiz ok” anlamındadır

urk ~ uruk: “İp, urgan” anlamına gelmektedir

üçleç / üçlüç: “ Başları bir demirle birleştirilerek üç çubukla yapılan tavşan tuzağı” anlamına gelmektedir

ütük: “Ütü” anlamına gelmektedir

ya: “Ok, yay” anlamına gelmektedir.

yabı: “Eğerin üstüne ve altına konan keçe, eğer yastığı (Çiğilce)” anlamına gelmektedir

yadım: “Döşek, yaygı, sergi” anlamlarına gelmektedir

yançık ~ yançuú: “Torba, kese, para” anlamına gelmektedir

yapgak: “ Kuş tutulan bir çeşit tuzak” anlamına gelmektedir

yarındak: “Kayış, sırım, Türk sırımı” anlamına gelmektedir

yart: “Su içilen bardak” (Oğuzca) anlamına gelmektedir

yart: “Su içilen bardak” (Oğuzca) anlamına gelmektedir

yasgaç ~ yası yıàaç: “Yastıgaç, hamur tahtası” anlamlarına gelmektedir

yasıman: “Su boşaltılırken boğazı “gır gır” eden testi” anlamına gelmektedir

yerküç: “Tahatdan yapılmış kılıç gibi uzunca enli bir ağaç parçasıdır, fırındaki ekmeği çevirmek için kullanılır” anlamına gelmektedir

yeteng / yeten: “Yün atılıp, kabartılan atımcı yayı, hallaç yayı” anlamını ifade eder

yışıg: “İp kayıştan örülmüş bağ, boyunduruk kayışı” anlamına gelmektedir

yigne: “İğne” anlamına gelmektedir

yogrı: “Çanak” anlamına gelmektedir

yogurguç: “Şehriye vb. şeylerin açılmasında kullanılan oklağı” anlamına gelmektedir

yogurkan: “Yorgan” anlamına gelmektedir

yörgek: “Örtü” anlamına gelmektedir

yula: “Kandil” anlamına gelmektedir

yular: “At yuları” manâsına gelmektedir

yüdrük: “Yüklük; üzerine eşya ve elbise konan şey, dolap, masa ve benzeri şayler” anlamlarını ifade etmektedir

Divanü Lügati't-Türk'te Geçen Alet-Eşya Adları, Turkish Studies, Cilt: 7, Sayı: 2, s. 1229-1249

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder