Derya Adıgüzel Özbek - Mimari
Mekanın Tanımlanması Üzerine Bir Çalışma - Notlar
Doktora Tezi, İstanbul Kültür Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, 2016
Özet
(mimariyle ilgili) incelemelerde mimari mekanın hissedilen
özellikleri geri plan kalmaktadır.
Çalışmada bu eksiklikten yola çıkarak, mimari mekanın
hissedilen özelliklerinin ne olduğu ve nasıl çözümlenebileceği sorularına
odaklanmaktadır.
Tezin omurgası, mimari mekanın hissedilen özelliklerini konu
edinerek üç adımda hacim kazanmaktadır.
Birinci adım, tezin kavramsal çerçevesini oluşturan mimari
mekanın anlamlandırılmasıdır.
İkinci adım; bu bağlam zeminin mekan-yaşam biçimlenişi
üzerinden okunmasıdır.
Üçüncü adım / mimari mekanın çözümlenmesi
Giriş
dünyada mekan, ahirette iman
…çalışma üç adımda hacim kazanmaktadır.
Birinci adım, mimari mekanın anlaşılması ve
anlamlandırılmasıdır.
İkinci adım; mekanın hissedilen özelliklerinin oluştuğu
bağlamların yani beden-şiir, beden-şey, beden-toplum, şiir-şey, şiir-toplum ve
şey-toplum ikili kesişimlerinin, mekan-yaşam biçimlenişinde okunmasıdır.
Araştırma tasarımını şekillendiren önemli diğer birleşen
araştırma yaklaşımıdır. Araştırma yaklaşımı; karşılaşma, etkileşim ve iletişim
aşamalarından oluşmaktadır.
Araştırma tasarımının üçüncü ve son birleşeni; araştırma
yöntem ve sürecidir.
…çalışmanın üçüncü adımı; mimari mekanın çözümlenmesidir.
Mimarı Mekanın Anlamlandırılması
Mekan; üç boyutlu geometri içinde yayılım ve dağılım olarak
ele alınmaktadır
Modern düşüncede mutlak mekan geometrikleştirilmiş ve sonsuzlaştırılmış
boşluğun fiziksel hacmine karşılık gelmektedir. Diğer bir deyişle mekan
maddenin hacmine eşitlenmektedir. Madde mekansaldır ve mekan madde ile mümkün
olmaktadır.
…üç boyutlu her madde aynı zamanda mekan anlamına
gelmektedir.
Mimarlık alanında yer teorileri özellikle Norberg-Schulz’un;
Heiddegger ve Gestalt psikolojisi üzerine temellendirdiği yerin ruhu (Genius
Loci) kavramı ile popülerlik kazanmaktadır.
Certeau göre mekan hareketler ve deneyimler tarafından
tanımlanırken, yer eylemlerin meydana geldiği boş bir kalıp olmaktadır.
Mekan deneyimlenmiş yer olarak dile benzemektedir.
…kelime yerse, söz mekandır.
Marc Auge de (1995)
yer-olmayan (non-place) kavramını ortaya koymaktadır.
Süpermodernite ya da postmodernliğin ürettiği ve üremeye devam
eden hava alanları, tatil köyleri, alış-veriş merkezleri, metrolar gibi
tüketim, seyahat ve geçiş mekanları yer olmayanlardır.
Mekanla ilgili kullanılan terimlerin epistemolojik
kökenlerine baktığımızda karşımıza “chora” ve “topos” kavramları çıkmaktadır.
Topografya, topoloji, toponim, ütopya ve topik kelimeleriyle aynı kökten gelen
topos kelimesi lokasyonla ilişkilendirilerek daha çok yerle bağdaştırılır
Korografi, koroloji, klorometri gibi teknik terimlerle aynı
kökten olan Chora özünde zamansallığı barındırmaktadır
Mimari mekan kavramı, çoğunlukla fiziksel mekan üzerine
kurgulanmaktadır.
Bu anlayışta, mekan “bina” ile eşdeğer görülmektedir.
İnsan ile mekan ilişkisi tüm algıların ve bilincin kaynağı
olan beden üzerine temellenmektedir. Bedenin algısı ve hareketi mekanı
anlaşılır kılmaktadır.
Algıladığı şeyde var olma biçimini bulgulayan insanın,
barındığı mekana ait algısı da bedensel ilişkisi ile kavranabilmektedir
“bedenim olmasaydı, benim için mekan da olmazdı”
(Merleau-Ponty).
“Şiir insanı bir kez yeryüzüne getirerek onu oraya ait kılan
ve dolayısıyla onun iskan etmesini sağlayan [şey]” (Sharr)
Mekanın hissedilen yanını oluşturan katmanlı bütünlüğü;
sonsuz bir hayal gücünün ürünü olan şiirsel imge ve şiirsel bilgi ile
kavranabilmektedir.
Mimarı Mekanın Okunması
Cumalıkızık Bursa kent merkezine 12 km uzaklıkta Uludağ
yamaçlarında yer almaktadır
Yerleşim Orhangazi Vakfiyesi’nin 1685 tarihli belgesine göre
vakıf köyü olarak 1300’lü yıllarda kurulmuştur.
Osmanlı’nın Bursa’yı fethinden sonra bölgeye Kayı Boyu
Türklerinin Kızıklar kolu yerleşerek yedi kızık köyü kurmuşlardır. Köylerden
Cumalıkızık, Hamamlıkızık, Derekızık, Değirmen Kızık ve Fidye Kızık günümüze
kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Kızık Şıhlar ismiyle anılan köy, 18.yüzyılda bir caminin
inşa edilmesi ile kayıtlarda adı Camilikızık olarak geçmeye başlamıştır.
Camilikızık ismi zamanla yerini Cumalıkızık’a bırakmıştır
Yerleşim; mimari dokusu, evlerin plan şemaları ve yapım
tekniklerinin devam ettirilmesi ile Erken Osmanlı Dönemi atmosferinden izler
taşımaktadır. Yerleşim en büyük değişimi, 1950-60’lı yıllarda kestane
ağaçlarına bulaşmaya başlayan hastalık ile yaşamıştır. Köyün geçim kaynağı ve
evlerin yapı malzemesi olan kestane ağaçlarının, sebebi belirlenemeyen şekilde
verimleri azalmış ve zamanla kurumuşlardır. Sonrasında köye elektrik gelmesi ve
bununla birlikte gelen elektrikli ev aletleri gündelik yaşantıyı
değiştirmiştir. Bursa’ya yakınlığı nedeniyle köyün çevresi Güneydoğu ve Doğu
Anadolu’dan yoğun göç almaktadır. Bunlarla birlikte, bölge yakınına yapılan
araba yatağı sanayi bölgesi sonrası tarım arazileri küçülmüş ve köy kendi
kabuğuna çekilerek göç verme süreci hızlanmıştır
İnsanın mekan deneyimi ona sonsuz düş kurma yani şiirsel
imgelem evreni sağlamaktadır.
Hayat / Ara bir mekan olarak
hayat, ne içerisi ne de dışarısı olmaktadır.
Cumalıkızık yerleşiminde kestane ağacı yaprağına gazel
denmektedir.
Kestane ağacı bakımı, ürün vermesi, o ürünün toplanması ile
çok zahmetlidir.
Yerleşimin mekansal sürekliliği kestane ağaçlarına hastalık
bulaşması ile kırılmıştır.
Mimari Mekanın Çözümlenmesi
Anılar, oraya özgü adlar ve mekansal ifadelerin şiirsel imge
oluşturma potansiyeli sorgulanmıştır.
Mekanı biçimlendiren ve yaşamla değişen şeyler olan sedir,
yüklük ve banyo dolabı donatıları üzerinden okunmuştur. Mekanda beden-şey
kesişimi; yaşamla birlikte devamlılığını koruyarak dönüşmektedir.
Gelişen malzeme ve üretim teknolojisi şeyleri
etkilemektedir.
Kestane oraya özgü bir geçim kaynağıdır ve oraya bir tür
bağlılık göstergesidir.
Sonuç ve Yeni Başlangıçlar
…mimari mekanın hissedilen özellikleri; beden, şiir, şey ve
toplum ilintileri ile anlaşılmaktadır.
Örnek mekan / Cumalıkızık
Çalışmada; sosyal bilimlerin yeni bilgilere erişmekte yoğun
bir şekilde kullandığı örnek olay, görüşme ve strüktürü belli olamayan araçlar
kullanılmıştır.
Beden-şiir bağlamında mekan belleği; şiir-toplum bağlamında
kolektif belleği oluşturmaktadır.
Bellek, süreklilik ve bağlılık; mimari mekanın hissedilen
özelliklerinin oluştuğu noktalardır.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder