Amos Rapoport - Kültür,
Mimarlık ve Tasarım - Notlar
Culture, Architecture and Design, Locke Science Publishing
Company, Chicago, 2005
Giriş
Mimarlık ve çevresel tasarım, sanatsal bir ifade biçimi
değil; bilim temelli, sorun çözmeye odaklı bir meslektir.
Tasarım süreci, kullanıcıların ihtiyaçlarına ve
davranışlarına dayanmalıdır.
Mimarlık, kentsel tasarım, peyzaj mimarisi, iç mekân ve ürün
tasarımı gibi alanlar birlikte “çevre tasarımı” olarak ele alınır.
Tasarım, insanların fiziksel ve kültürel özelliklerine uyum
sağlamalıdır.
Tasarım bir hipotezdir: “Eğer böyle yapılırsa, şu sonuç
olur.” Bu hipotezler test edilmeli ve değerlendirilmelidir.
Kültürel Uyumun İhmal
Edildiği Üç “Aşırı” Örnek
Kuzey Afrika Köyleri – Su Şebekesi:
Fransız mimarlar köylere musluk suyu getirince, kadınların
sosyal etkileşim alanı olan kuyu ziyaretleri ortadan kalktı.
Bu “iyileştirme” kültürel bir işlevi yok etti ve toplumsal
tepkiye yol açtı.
Bu “basit” iyileştirme, bilgi paylaşımı, dedikodu,
sosyalleşme ve özgürlük alanını yok etti.
2. Motilone
Kızılderilileri – Ortak Konutlar:
Geleneksel yarı karanlık, sazdan yapılmış ortak konutlar
mahremiyet ve sosyal etkileşim sağlıyordu.
Beton zeminli, elektrikli barakalar bu işlevleri yok etti;
sonuç olumsuzdu. Sonuç: öz saygı kaybı, sağlık sorunları, kültürel çözülme.
Motilone ve Bohem halklarında, karanlık ve mekânsal ayrışma,
kötü ruhlardan korunma ve sosyal düzenin sürdürülmesiyle ilişkilidir.
Karanlık, ritüel sessizlik, mahremiyet ve sosyal empati için
bir araçtır.
3. Avustralya
Aborjinleri – Kamp Düzeni:
Geleneksel kamp düzeni, görsel ve akustik mahremiyet
sağlıyordu.
Modern evler ve elektrikli aydınlatma bu yapıyı bozdu;
Aborjinler eski düzeni yeniden kurdu.
Tasarımda “iyileştirme” kavramı, kültürel bağlamdan
koparıldığında zarar verici olabilir.
Avustralya’daki Yir-Yiront halkı için çelik baltaların
gelişi, görünüşte zararsızdı ama kültürel yapıyı sarstı.
Taş baltalar, sadece bir araç değil; toplumsal hiyerarşi,
cinsiyet rolleri, mitoloji ve ritüel ile iç içe geçmişti.
Çelik baltalar, bu yapıyı hızla çökertti çünkü:
Yaşlı erkeklerin prestiji sarsıldı.
Gençler ve kadınlar baltalara erişim kazandı.
Dış kabilelerle olan ilişkiler bozuldu.
Emik ve Etik
Perspektifler
• Emik:
Kültürün içinden, o grubun kendi değerleriyle yapılan değerlendirme.
• Etik:
Dışarıdan, karşılaştırmalı ve “tarafsız” bir bakış açısı.
…
BÖLÜM 1
Çevre-Davranış Çalışmalarının Doğası ve Rolü
Emerging Behaviour Studies (EBS) / Ortaya Çıkan Davranış
Çalışmaları
Ortamlar davranış üretmez, ancak davranışları kolaylaştırabilir
veya engelleyebilir.
İnsan-Çevre Etkileşim Mekanizmaları
Fizyoloji: Konfor, sıcaklık, nem, ışık, gürültü gibi
fiziksel uyum
Anatomi: Boyut, yükseklik, ergonomi; evrensel tasarım
etkileri
Algı: Duyusal bilgi alımı; çok-duyulu algı sistemleri
Bilişsellik: Bilgi edinme, zihinsel haritalar, yön bulma
Anlam: İdealler, kimlik, statü, imgeler; kültürel sembolizm
Etkilemek: Ortamın uyandırdığı duygular, ruh halleri
Değerlendirme: Estetik tercihler, istekler, anlamla ilişkili
seçimler
Eylem/Davranış: Yukarıdaki süreçlere verilen yanıtlar
Destekleyicilik: Ortamın bireyin ihtiyaçlarını karşılama
kapasitesi
Antropoloji, davranış, maddi kültür ve inşa edilmiş çevreyi
etnografik tanım ve analizler yoluyla EBS’ye bağlar.
BÖLÜM 2
Çevrelerin Doğası ve Türleri
Tüm kültürlerde bir tür konut vardır → karşılaştırma
yapılabilir.
Konut, çoğu insan için birincil yaşam ortamıdır.
Yerel tasarımın en tipik ürünü olup kültürden en çok
etkilenen yapıdır.
Karşılaştırma, faaliyet sistemlerinin gerçekleştiği ortam
sistemleri üzerinden yapılmalıdır.
Örneğin, bir kültürde tüm aktiviteler evin içinde
gerçekleşirken, diğerinde sokak, veranda, kulüp gibi alanlara yayılmış
olabilir.
“Çevre” yalnızca fiziksel yapı değil; kültürel, sosyal ve
işlevsel bir sistemdir.
Konut, yalnızca bir yapı değil; blok, mahalle, yerleşim,
şehir ve bölge gibi daha büyük sistemlerin parçasıdır.
Tasarımcılar, yalnızca fiziksel mekânı değil; zamanı,
anlamı, iletişimi ve kültürel kuralları da dikkate almalıdır.
Kültürel ayarlar kültürlere göre çeşitlenir
ABD banliyölerinde sokaklar genellikle sessiz ve boş
tutulur; sosyal etkileşim sınırlıdır.
Hindistan gibi yerlerde sokaklar, yoğun, çok işlevli ve
ritüelize edilmiş sosyal alanlardır: yemek pişirme, ibadet, tamirat, oyun,
ticaret, dinlenme vb.
Geleneksel toplumlarda tek bir mekân birçok işlevi
barındırabilir.
Modern toplumlarda ortamlar uzmanlaşmış ve ayrışmış hale
gelir: ev, ofis, okul, restoran, spor salonu vb.
Çevrenin üç katmanı: sabit (alt yapı, bina), yarı sabit
(dekor, mobilya, tabela), sabit olmayan (canlılar, araçlar, davranışlar)
Mekânın anlamı, kültürel şemalar, değerler, zevkler ve
normlarla şekillenir.
Yarı sabit unsurlar, bu anlamı görsel ve işlevsel olarak
taşır.
Kültürel manzara, insan eylemlerinin doğal coğrafyayı
dönüştürmesiyle oluşur.
Bu dönüşüm, yerleşim, üretim, ritüel ve estetik unsurların
birleşimiyle gerçekleşir.
BÖLÜM 3
Kültürün Önemi
Kültürün tasarımdaki rolü: bir hipotez olarak başlangıçtır.
Farklı kültürel gruplar için sağlık tesislerinin (klinik,
hastane vb.) farklı şekilde tasarlanması gerekebilir.
İnsanları tanımlamak için kültür kullanılır.
Kültür bizi insan yapar ama aynı zamanda dil, din, beslenme,
kurallar gibi farklılıklarla böler.
Aynı fiziksel ortam, farklı kültürel gruplar üzerinde çok
farklı etkiler yaratabilir:
Yerinden edilme → yerleşik gruplar için travmatik, göçebeler
için doğaldır.
Kültür, hem insan tanımı hem de çevresel etki analizi için
vazgeçilmezdir.
Faaliyetlerin Dört
Bileşeni
1. Faaliyetin
kendisi: Örneğin yemek pişirme
2. Nasıl
yapıldığı: Teknik, araçlar, ritüel biçimler
3. Diğer
faaliyetlerle ilişkisi: Aktivite sistemleri (örneğin yemek → sohbet → temizlik)
4. Etkinliğin
anlamı: Gizli, sembolik, ritüel, kimliksel boyut
Görünüşte basit bir faaliyet olan yemek pişirme, araçsal
(açık) ve gizli (anlamsal) yönleriyle büyük çeşitlilik gösterir.
Yemek yeme, kiminle, nerede, ne zaman, nasıl gibi sorularla
kültürel olarak kodlanır.
Alışveriş, yalnızca ekonomik değil; sosyal etkileşim, bilgi
paylaşımı ve ritüel performans alanıdır.
Kültürel faaliyetler, mekânın ruhunu
belirler
Faaliyetlerin gizli yönleri: mekânın gerçek kodları
Oyun → kur yapma, gözlem, topluluk ritüeli
Oturma → kimlik, estetik, kutsallık
Basketbol sahaları kullanılmazken, genç erkekler mağaza
önlerinde oynar çünkü:
• Kızlar orada
sosyalleşir.
• Basketbol,
statü ve kur yapma aracı olur.
Faaliyetlerin gizli yönleri, mekânın biçimini ve
organizasyonunu belirler.
Onarıcı ortamlar kültüre göre değişir:
Bazı gruplar için cami avlusu, kahvehane, çay ocağı
Diğerleri için kitapçı, müze, çamaşırhane, bahçe
Konut, bireyin birincil ortamıdır; ancak tek başına yeterli
değildir.
Eğer sistemdeki diğer ortamlar (sokak, park, kahvehane,
pazar) da stresli ise, birey için onarıcı alan kalmaz.
Tasarım, bireyin kültürel şemalarıyla uyumlu onarıcı
ortamlar sunmalıdır.
…
BÖLÜM 4
Tercih, Seçim ve Tasarım
Kültürel manzaralar, tasarlanmış değil, uzun zaman
dilimlerinde birçok bireyin yaptığı bağımsız ama şemaya dayalı seçimlerin
sonucudur.
Stil (örneğin Gotik, Barok), tasarımda yapılan sistematik seçimlerin
sonucudur.
Seçimler, bireylerin ve grupların filtreleri aracılığıyla
gerçekleşir.
Kohort etkileri: Aynı dönemde
doğmuş bireylerin ortak algı ve tercihler (örneğin X kuşağı)
Her ortam bir kültürel düzenin ifadesidir; dışarıdan
bakıldığında kaotik görünen yerler bile kültürel olarak sistematiktir.
Çevre Kalitesi
Çevre kalitesi iki ana boyutta ele alınır:
1 - Fiziksel-Kimyasal-Ekolojik: hava, su, gürültü, radyasyon
vb.
2 - Psikolojik-Biyo-sosyal-Kültürel: anlam, ambiyans,
tercih, sosyal uyum
Çevre kalitesi yalnızca görsel değil; işitsel, dokunsal,
termal, sosyal ve kültürel duyumların toplamıdır.
Farklı aktörler (uluslararası kuruluşlar, tasarımcılar,
kullanıcılar) aynı mekânı farklı çevresel kalite profilleriyle değerlendirir.
Orta Doğu’da geleneksel konutlar → içe dönük (avlulu)
Batı Avrupa’da → dışa dönük (sokağa açık)
Geleneksel toplumlarda alternatifler sınırlıdır; grup tek
bir modeli paylaşır.
Tasarım, bir kültürel manzara üretimidir.
Geleneksel toplumlarda tasarım
evrimsel ve ritüel temellidir.
Modern tasarımda süreç kısa,
kurallar ise resmi ve kısıtlayıcıdır.
Geleneksel kurallar genellikle örtük ve sözsüzdür.
Modern tasarımda kurallar yazılı, yasal ve teknik hale gelir
Banliyö imgesi: düşük
algılanan yoğunluk, bol yeşillik, ayrışmış işlevler, müstakil konutlar.
Bu
imge, kültürel stresin savunmacı yapılandırması olarak ortaya çıkar.
BÖLÜM 5
Kültürün Doğası
Tylor’ın 1871’deki tanımı: “İnsanın bir toplum üyesi olarak
edindiği bilgi, inanç, sanat, hukuk, ahlak, gelenekler ve diğer yetenek ve
alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütün.”
Bu tanım, kültürün neredeyse tüm insan davranışlarını
kapsadığını gösterir.
Kültürün ne olduğuna dair üç tanım sınıfı
1. Yaşam
biçimi: Normlar, rutinler, davranışlar
2. Sembolik
aktarım sistemi: Sosyalleşme, kültürlenme, mekân kullanımı
3. Ekolojik
adaptasyon: Kaynak kullanımı, geçim stratejileri
Konut biçimleri tarihsel olarak yavaş değişir, ancak
günümüzde hızlanma eğilimindedir.
Tasarımda önemli olan, sürekli ve hızlı değişen unsurların
sentezidir (senkretizm).
BÖLÜM 6
Kültürün ‘Ölçeği’
Kültür genellikle büyük ölçekli gruplarla (ülke, bölge) eş
tutulur.
Hint kültüründen söz etmeye çalışalım: 4.200 topluluk, 1.652
lehçe, 324 işlevsel dil, 25 farklı alfabe, 9 din, 26 eyalet…
Farklı gruplar farklı konut biçimleri, yerleşim düzenleri,
malzeme tercihleri ister.
Göçmen çeşitliliği, fiziksel çevreyi doğrudan etkiliyor.
• Çinli
göçmenler → Feng Shui ilkeleriyle konut ve ofis tasarımı
• Hispanikler →
geniş aile birlikteliğini korumaya yönelik mekânsal tercihler
• Porto
Rikolular → yüksek katlı apartmanlarda “veranda” estetiği yaratma çabası
Göçmen gruplar, mekânı kimlik, aidiyet ve kültürel aktarım
için kullanır.
BÖLÜM 7
Kültürü Kullanılabilir Hale Getirmek
Herkes kültürün öneminden bahsediyor ama tasarımda nasıl
kullanılacağı belirsiz.
“Kültür için tasarım” imkânsızdır; ancak “kültürel
bileşenlerle uyumlu çevre tasarımı” mümkündür.
Yaşam tarzı, ekonomik,
zamansal, fiziksel ve sosyal kaynakların nasıl tahsis edildiğine dair
seçimlerin sonucudur.
Yaşam tarzı, kültürün tasarıma dönüştürülebilir formudur
…
BÖLÜM 8
Uygulama Örnekleri
Değerler → normlara, standartlara ve kurallara dönüşür.
Mekânsal normlar (malzeme, renk, bitki, bakım düzeyi) farklı
gruplar arasında çatışmalara yol açabilir.
ABD’de ev büyüklüğü artarken aile küçülüyor → mahremiyet ve
statü normları belirleyici.
ABD banliyölerinde kamusal alan yok denecek kadar az →
yazılı olmayan kurallar kamusal davranışı sınırlar.
Hindistan sokakları → kamusal alanın canlı, geçirgen ve ritüel
merkezli kullanımı.
Mutfaklar: yaşam tarzının mekânsal ifadesi
• Çinliler →
gazlı pişirme, büyük depolama, güçlü aspiratör
• Bangladeşliler
→ yoğun baharat, kalabalık hane, ayrı oturma alanları
• Müslümanlar →
ritüel abdest, mahremiyet, cinsiyet ayrımı
…
• Singapur →
politik nedenlerle standart daireler
• Kanada →
kültüre özgü konutları teşvik eder
• Yogyakarta →
Kaliforniya banliyö imajını ithal eder
…
• Türkiye’de
kahvehaneler → erkekler için sosyal merkez
• New York’ta
Porto Rikolular → bakkallar ve küçük evler → bilgi ve kültür aktarım noktaları
• Meksika’da
açık hava pazarları, Macar köylerinde ahırlar → sezgiye aykırı ama topluluk
örgütlenmesinde merkezi
• Massachusetts’teki
çöplük → toplum merkezi olarak işlev görürken kapatıldığında sosyal etkisi
ortaya çıkmıştır
Maddi kültür ve statü
/ malzeme, renk, form
Statü ipuçları:
• Malzeme:
beton, tuğla, ahşap, metal
• Renk: parlak,
pastel, sembolik (örneğin Müslüman evleri)
• Form:
yükseklik, pencere biçimi, cephe düzeni
• Yarı sabit öğeler:
araba, anten, mobilya, dekorasyon
Bu öğeler, statü ve kimlik iletiminin görsel repertuarını
oluşturur.
Kimlik, kültürün en temel
işlevlerinden biridir. Bireylerin ve grupların kendilerini tanımlama, ayırma ve
sürdürme biçimidir.
Konut, yalnızca barınma değil; kimliğin mekânsal ifadesidir.
• Porto
Rikolular: küçük evler, bakkallar
• Türkler
(Almanya): çiçek kutuları, araba süsleri
• Meksikalı
Amerikalılar: çitler, parlak renkler, dini ikonografi
• Hindistan:
bambu/kerpiç = düşük statü → reddedilir
• Kahire: Batı
tarzı cephe + geleneksel iç mekân → senkretik kimlik
• Çin:
dışarıdan “gecekondu” gibi görünen alanlar → içeride zarif avlular
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder