Sayfalar

7 Ağustos 2025 Perşembe

Amos Rapoport - Kültür, Mimarlık ve Tasarım - Notlar

Amos Rapoport - Kültür, Mimarlık ve Tasarım - Notlar

Culture, Architecture and Design, Locke Science Publishing Company, Chicago, 2005


 

Giriş

Mimarlık ve çevresel tasarım, sanatsal bir ifade biçimi değil; bilim temelli, sorun çözmeye odaklı bir meslektir.

Tasarım süreci, kullanıcıların ihtiyaçlarına ve davranışlarına dayanmalıdır.

Mimarlık, kentsel tasarım, peyzaj mimarisi, iç mekân ve ürün tasarımı gibi alanlar birlikte “çevre tasarımı” olarak ele alınır.

 

Tasarım, insanların fiziksel ve kültürel özelliklerine uyum sağlamalıdır.

 

Tasarım bir hipotezdir: “Eğer böyle yapılırsa, şu sonuç olur.” Bu hipotezler test edilmeli ve değerlendirilmelidir.

 

Kültürel Uyumun İhmal Edildiği Üç “Aşırı” Örnek

Kuzey Afrika Köyleri – Su Şebekesi:

Fransız mimarlar köylere musluk suyu getirince, kadınların sosyal etkileşim alanı olan kuyu ziyaretleri ortadan kalktı.

Bu “iyileştirme” kültürel bir işlevi yok etti ve toplumsal tepkiye yol açtı.

Bu “basit” iyileştirme, bilgi paylaşımı, dedikodu, sosyalleşme ve özgürlük alanını yok etti.

 

2.         Motilone Kızılderilileri – Ortak Konutlar:

Geleneksel yarı karanlık, sazdan yapılmış ortak konutlar mahremiyet ve sosyal etkileşim sağlıyordu.

Beton zeminli, elektrikli barakalar bu işlevleri yok etti; sonuç olumsuzdu. Sonuç: öz saygı kaybı, sağlık sorunları, kültürel çözülme.

Motilone ve Bohem halklarında, karanlık ve mekânsal ayrışma, kötü ruhlardan korunma ve sosyal düzenin sürdürülmesiyle ilişkilidir.

Karanlık, ritüel sessizlik, mahremiyet ve sosyal empati için bir araçtır.

 

3.         Avustralya Aborjinleri – Kamp Düzeni:

Geleneksel kamp düzeni, görsel ve akustik mahremiyet sağlıyordu.

Modern evler ve elektrikli aydınlatma bu yapıyı bozdu; Aborjinler eski düzeni yeniden kurdu.

Tasarımda “iyileştirme” kavramı, kültürel bağlamdan koparıldığında zarar verici olabilir.

 

Avustralya’daki Yir-Yiront halkı için çelik baltaların gelişi, görünüşte zararsızdı ama kültürel yapıyı sarstı.

Taş baltalar, sadece bir araç değil; toplumsal hiyerarşi, cinsiyet rolleri, mitoloji ve ritüel ile iç içe geçmişti.

Çelik baltalar, bu yapıyı hızla çökertti çünkü:

Yaşlı erkeklerin prestiji sarsıldı.

Gençler ve kadınlar baltalara erişim kazandı.

Dış kabilelerle olan ilişkiler bozuldu.

 

Emik ve Etik Perspektifler

•         Emik: Kültürün içinden, o grubun kendi değerleriyle yapılan değerlendirme.

•         Etik: Dışarıdan, karşılaştırmalı ve “tarafsız” bir bakış açısı.

 

BÖLÜM 1

Çevre-Davranış Çalışmalarının Doğası ve Rolü

Emerging Behaviour Studies (EBS) / Ortaya Çıkan Davranış Çalışmaları

 

Ortamlar davranış üretmez, ancak davranışları kolaylaştırabilir veya engelleyebilir.

 

İnsan-Çevre Etkileşim Mekanizmaları

Fizyoloji: Konfor, sıcaklık, nem, ışık, gürültü gibi fiziksel uyum

Anatomi: Boyut, yükseklik, ergonomi; evrensel tasarım etkileri

Algı: Duyusal bilgi alımı; çok-duyulu algı sistemleri

Bilişsellik: Bilgi edinme, zihinsel haritalar, yön bulma

Anlam: İdealler, kimlik, statü, imgeler; kültürel sembolizm

Etkilemek: Ortamın uyandırdığı duygular, ruh halleri

Değerlendirme: Estetik tercihler, istekler, anlamla ilişkili seçimler

Eylem/Davranış: Yukarıdaki süreçlere verilen yanıtlar

Destekleyicilik: Ortamın bireyin ihtiyaçlarını karşılama kapasitesi

 

Antropoloji, davranış, maddi kültür ve inşa edilmiş çevreyi etnografik tanım ve analizler yoluyla EBS’ye bağlar.

 

BÖLÜM 2

Çevrelerin Doğası ve Türleri

Tüm kültürlerde bir tür konut vardır → karşılaştırma yapılabilir.

Konut, çoğu insan için birincil yaşam ortamıdır.

Yerel tasarımın en tipik ürünü olup kültürden en çok etkilenen yapıdır.

Karşılaştırma, faaliyet sistemlerinin gerçekleştiği ortam sistemleri üzerinden yapılmalıdır.

Örneğin, bir kültürde tüm aktiviteler evin içinde gerçekleşirken, diğerinde sokak, veranda, kulüp gibi alanlara yayılmış olabilir.

 

“Çevre” yalnızca fiziksel yapı değil; kültürel, sosyal ve işlevsel bir sistemdir.

 

Konut, yalnızca bir yapı değil; blok, mahalle, yerleşim, şehir ve bölge gibi daha büyük sistemlerin parçasıdır.

 

Tasarımcılar, yalnızca fiziksel mekânı değil; zamanı, anlamı, iletişimi ve kültürel kuralları da dikkate almalıdır.

 

Kültürel ayarlar kültürlere göre çeşitlenir

ABD banliyölerinde sokaklar genellikle sessiz ve boş tutulur; sosyal etkileşim sınırlıdır.

Hindistan gibi yerlerde sokaklar, yoğun, çok işlevli ve ritüelize edilmiş sosyal alanlardır: yemek pişirme, ibadet, tamirat, oyun, ticaret, dinlenme vb.

 

Geleneksel toplumlarda tek bir mekân birçok işlevi barındırabilir.

Modern toplumlarda ortamlar uzmanlaşmış ve ayrışmış hale gelir: ev, ofis, okul, restoran, spor salonu vb.

 

Çevrenin üç katmanı: sabit (alt yapı, bina), yarı sabit (dekor, mobilya, tabela), sabit olmayan (canlılar, araçlar, davranışlar)

 

Mekânın anlamı, kültürel şemalar, değerler, zevkler ve normlarla şekillenir.

Yarı sabit unsurlar, bu anlamı görsel ve işlevsel olarak taşır.

 

Kültürel manzara, insan eylemlerinin doğal coğrafyayı dönüştürmesiyle oluşur.

Bu dönüşüm, yerleşim, üretim, ritüel ve estetik unsurların birleşimiyle gerçekleşir.

 

BÖLÜM 3

Kültürün Önemi

Kültürün tasarımdaki rolü: bir hipotez olarak başlangıçtır.

Farklı kültürel gruplar için sağlık tesislerinin (klinik, hastane vb.) farklı şekilde tasarlanması gerekebilir.

İnsanları tanımlamak için kültür kullanılır.

Kültür bizi insan yapar ama aynı zamanda dil, din, beslenme, kurallar gibi farklılıklarla böler.

 

Aynı fiziksel ortam, farklı kültürel gruplar üzerinde çok farklı etkiler yaratabilir:

Yerinden edilme → yerleşik gruplar için travmatik, göçebeler için doğaldır.

 

Kültür, hem insan tanımı hem de çevresel etki analizi için vazgeçilmezdir.

 

Faaliyetlerin Dört Bileşeni

1.         Faaliyetin kendisi: Örneğin yemek pişirme

2.         Nasıl yapıldığı: Teknik, araçlar, ritüel biçimler

3.         Diğer faaliyetlerle ilişkisi: Aktivite sistemleri (örneğin yemek → sohbet → temizlik)

4.         Etkinliğin anlamı: Gizli, sembolik, ritüel, kimliksel boyut

 

Görünüşte basit bir faaliyet olan yemek pişirme, araçsal (açık) ve gizli (anlamsal) yönleriyle büyük çeşitlilik gösterir.

Yemek yeme, kiminle, nerede, ne zaman, nasıl gibi sorularla kültürel olarak kodlanır.

 

Alışveriş, yalnızca ekonomik değil; sosyal etkileşim, bilgi paylaşımı ve ritüel performans alanıdır.

 

Kültürel faaliyetler, mekânın ruhunu belirler

 

Faaliyetlerin gizli yönleri: mekânın gerçek kodları

Oyun → kur yapma, gözlem, topluluk ritüeli

Oturma → kimlik, estetik, kutsallık

 

Basketbol sahaları kullanılmazken, genç erkekler mağaza önlerinde oynar çünkü:

•         Kızlar orada sosyalleşir.

•         Basketbol, statü ve kur yapma aracı olur.

 

Faaliyetlerin gizli yönleri, mekânın biçimini ve organizasyonunu belirler.

 

Onarıcı ortamlar kültüre göre değişir:

Bazı gruplar için cami avlusu, kahvehane, çay ocağı

Diğerleri için kitapçı, müze, çamaşırhane, bahçe

Konut, bireyin birincil ortamıdır; ancak tek başına yeterli değildir.

Eğer sistemdeki diğer ortamlar (sokak, park, kahvehane, pazar) da stresli ise, birey için onarıcı alan kalmaz.

 

Tasarım, bireyin kültürel şemalarıyla uyumlu onarıcı ortamlar sunmalıdır.

 

BÖLÜM 4

Tercih, Seçim ve Tasarım

Kültürel manzaralar, tasarlanmış değil, uzun zaman dilimlerinde birçok bireyin yaptığı bağımsız ama şemaya dayalı seçimlerin sonucudur.

 

Stil (örneğin Gotik, Barok), tasarımda yapılan sistematik seçimlerin sonucudur.

 

Seçimler, bireylerin ve grupların filtreleri aracılığıyla gerçekleşir.

Kohort etkileri: Aynı dönemde doğmuş bireylerin ortak algı ve tercihler (örneğin X kuşağı)

 

Her ortam bir kültürel düzenin ifadesidir; dışarıdan bakıldığında kaotik görünen yerler bile kültürel olarak sistematiktir.

 

Çevre Kalitesi

Çevre kalitesi iki ana boyutta ele alınır:

1 - Fiziksel-Kimyasal-Ekolojik: hava, su, gürültü, radyasyon vb.

2 - Psikolojik-Biyo-sosyal-Kültürel: anlam, ambiyans, tercih, sosyal uyum

 

Çevre kalitesi yalnızca görsel değil; işitsel, dokunsal, termal, sosyal ve kültürel duyumların toplamıdır.

 

Farklı aktörler (uluslararası kuruluşlar, tasarımcılar, kullanıcılar) aynı mekânı farklı çevresel kalite profilleriyle değerlendirir.

 

Orta Doğu’da geleneksel konutlar → içe dönük (avlulu)

Batı Avrupa’da → dışa dönük (sokağa açık)

 

Geleneksel toplumlarda alternatifler sınırlıdır; grup tek bir modeli paylaşır.

 

Tasarım, bir kültürel manzara üretimidir.

 

Geleneksel toplumlarda tasarım evrimsel ve ritüel temellidir.

Modern tasarımda süreç kısa, kurallar ise resmi ve kısıtlayıcıdır.

 

Geleneksel kurallar genellikle örtük ve sözsüzdür.

Modern tasarımda kurallar yazılı, yasal ve teknik hale gelir

 

Banliyö imgesi: düşük algılanan yoğunluk, bol yeşillik, ayrışmış işlevler, müstakil konutlar.

Bu imge, kültürel stresin savunmacı yapılandırması olarak ortaya çıkar.

 

BÖLÜM 5

Kültürün Doğası

Tylor’ın 1871’deki tanımı: “İnsanın bir toplum üyesi olarak edindiği bilgi, inanç, sanat, hukuk, ahlak, gelenekler ve diğer yetenek ve alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütün.”

Bu tanım, kültürün neredeyse tüm insan davranışlarını kapsadığını gösterir.

 

Kültürün ne olduğuna dair üç tanım sınıfı

1.         Yaşam biçimi: Normlar, rutinler, davranışlar

2.         Sembolik aktarım sistemi: Sosyalleşme, kültürlenme, mekân kullanımı

3.         Ekolojik adaptasyon: Kaynak kullanımı, geçim stratejileri

 

Konut biçimleri tarihsel olarak yavaş değişir, ancak günümüzde hızlanma eğilimindedir.

Tasarımda önemli olan, sürekli ve hızlı değişen unsurların sentezidir (senkretizm).

 

BÖLÜM 6

Kültürün ‘Ölçeği’

Kültür genellikle büyük ölçekli gruplarla (ülke, bölge) eş tutulur.

 

Hint kültüründen söz etmeye çalışalım: 4.200 topluluk, 1.652 lehçe, 324 işlevsel dil, 25 farklı alfabe, 9 din, 26 eyalet…

 

Farklı gruplar farklı konut biçimleri, yerleşim düzenleri, malzeme tercihleri ister.

 

Göçmen çeşitliliği, fiziksel çevreyi doğrudan etkiliyor.

•         Çinli göçmenler → Feng Shui ilkeleriyle konut ve ofis tasarımı

•         Hispanikler → geniş aile birlikteliğini korumaya yönelik mekânsal tercihler

•         Porto Rikolular → yüksek katlı apartmanlarda “veranda” estetiği yaratma çabası

Göçmen gruplar, mekânı kimlik, aidiyet ve kültürel aktarım için kullanır.

 

 

BÖLÜM 7

Kültürü Kullanılabilir Hale Getirmek

Herkes kültürün öneminden bahsediyor ama tasarımda nasıl kullanılacağı belirsiz.

 

“Kültür için tasarım” imkânsızdır; ancak “kültürel bileşenlerle uyumlu çevre tasarımı” mümkündür.

 

Yaşam tarzı, ekonomik, zamansal, fiziksel ve sosyal kaynakların nasıl tahsis edildiğine dair seçimlerin sonucudur.

Yaşam tarzı, kültürün tasarıma dönüştürülebilir formudur

 

BÖLÜM 8

Uygulama Örnekleri

Değerler → normlara, standartlara ve kurallara dönüşür.

 

Mekânsal normlar (malzeme, renk, bitki, bakım düzeyi) farklı gruplar arasında çatışmalara yol açabilir.

 

ABD’de ev büyüklüğü artarken aile küçülüyor → mahremiyet ve statü normları belirleyici.

 

ABD banliyölerinde kamusal alan yok denecek kadar az → yazılı olmayan kurallar kamusal davranışı sınırlar.

 

Hindistan sokakları → kamusal alanın canlı, geçirgen ve ritüel merkezli kullanımı.

 

Mutfaklar: yaşam tarzının mekânsal ifadesi

•         Çinliler → gazlı pişirme, büyük depolama, güçlü aspiratör

•         Bangladeşliler → yoğun baharat, kalabalık hane, ayrı oturma alanları

•         Müslümanlar → ritüel abdest, mahremiyet, cinsiyet ayrımı

 

•         Singapur → politik nedenlerle standart daireler

•         Kanada → kültüre özgü konutları teşvik eder

•         Yogyakarta → Kaliforniya banliyö imajını ithal eder

 

•         Türkiye’de kahvehaneler → erkekler için sosyal merkez

•         New York’ta Porto Rikolular → bakkallar ve küçük evler → bilgi ve kültür aktarım noktaları

•         Meksika’da açık hava pazarları, Macar köylerinde ahırlar → sezgiye aykırı ama topluluk örgütlenmesinde merkezi

•         Massachusetts’teki çöplük → toplum merkezi olarak işlev görürken kapatıldığında sosyal etkisi ortaya çıkmıştır

 

Maddi kültür ve statü / malzeme, renk, form

Statü ipuçları:

•         Malzeme: beton, tuğla, ahşap, metal

•         Renk: parlak, pastel, sembolik (örneğin Müslüman evleri)

•         Form: yükseklik, pencere biçimi, cephe düzeni

•         Yarı sabit öğeler: araba, anten, mobilya, dekorasyon

Bu öğeler, statü ve kimlik iletiminin görsel repertuarını oluşturur.

 

Kimlik, kültürün en temel işlevlerinden biridir. Bireylerin ve grupların kendilerini tanımlama, ayırma ve sürdürme biçimidir.

Konut, yalnızca barınma değil; kimliğin mekânsal ifadesidir.

 

•         Porto Rikolular: küçük evler, bakkallar

•         Türkler (Almanya): çiçek kutuları, araba süsleri

•         Meksikalı Amerikalılar: çitler, parlak renkler, dini ikonografi

•         Hindistan: bambu/kerpiç = düşük statü → reddedilir

•         Kahire: Batı tarzı cephe + geleneksel iç mekân → senkretik kimlik

•         Çin: dışarıdan “gecekondu” gibi görünen alanlar → içeride zarif avlular


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder