Melek Demir - Umberto
Eco’da Güzelliğin ve Çirkinliğin Estetik Yorumu
Çirkinliğin Tarihi isimli eserinde güzellik ve çirkinlik
kavramlarının birbirini imleyen kavramlar olduğunu, / Çirkinliğin Tarihi isimli
eserinde güzellik ve çirkinlik kavramlarının birbirini imleyen kavramlar
olduğunu,
Önemli olan oluşturulmuş olanın değil, varolan güzelliğin ve
çirkinliğin farkına varmaktır.
Apolloncu Güzellik: Ölçülü, uyumlu, düzenli ve belirgin
biçimlerde görünebilen güzelliktir
Dionisosçu Güzellik: Belirgin biçimlerde betimlenemeyen,
huzursuzluk uyandıran güzelliktir.
Kanon: Eşit aralıklarla ilerleyen iki ya da daha çok sesin
birbirine kesin ve sürekli bir biçimde öykünmesiyle oluşan bütündür
Chiaroscuro (Işık Gölge): Ortaçağ döneminde sanat alanında
aydınlık- karanlık düzleminde beliren zıtlık için kullanılır.
Yunan ve Roma dönemindeki komedi ve dans ile Ortaçağdaki
eğlenceleri geleneksel hale getiren karnavalın özünde grotesk kelimesi yer
alır.
Platon güzel’i insan bedeninde ve insanın eylemlerinde arar.
Güzellik ile gerçek, iyi ve tanrısal kavramlarını bağdaştırır. Platon’a göre
güzellik idealar aleminde yani Tanrı katındadır.
Aristotales / Güzel’i her şeyden önce canlı ve doğal olan
şey ile özdeş görür. Ona göre güzel, matematiksel belirlenen bir kavramdır.
Orantısız şeyler güzel değildir.
Heidegger’e göre ise güzellik doğruluktur.
Eco ilk olarak güzel kavramından yola çıkmaz, insanların
yüzyıllardan beri güzel olarak tanımladığı ve kabul ettiği şeyleri gözden
geçirir.
Ona göre Güzel’in tarihi sanat eserleriyle belgelenir.
Karl Rosenkrantz 1853’te Çirkinliğin Estetiği’nde çirkinlik
ile ahlaki şer arasındaki benzerliği vurgular.
…bazı filozoflar güzel’i içerikte, bazıları formda yani
biçimde değerlendirmiştir.
Platon, Plotinos, Hegel, Schelling ve Heidegger gibi
filozoflar güzel kavramını içsel-içeriksel nitelikler bağlamında ele
almışlardır.
Güzel nesne, en başta görme ve işitme olmak üzere, duyuları
biçimiyle okşayan bir şeydir.
Sokrates / her şey hedeflenen amaca uygunsa, göreceli olarak
güzel ve iyidir, amaca yeterince uygun değilse, kötü ve çirkindir.
Yunan döneminde güzellik Delfoi tapınağının duvarlarına
kazılı dört özdeyişte bulan değerli ve ölçülebilir bir uyumla yönetilir: En
güzel, en adil olandır, Sınırı aşma, Kibirden (küstahlıktan) kaçın ve Aşırılığa
izin verme.
Nietzsche’ye göre, düzen ve ölçü olarak anlaşılan dingin
ahenk, Apolloncu Güzelliktir.
John Scotus Erigena (IX. Yüzyıl) / Ortaçağ dünyasında ilahi
iradenin buyruğuyla biçimlenmiş her şey iyidir, güzeldir, doğrudur der
Ortaçağ minyatürlerinin en çarpıcı özelliği, ışık dolu
olmaları, hatta ana renklere yaklaşan bir ışıkla parlamalarıdır.
Ortaçağ’ın sonlarına doğru dinsel çirkin tanımlamaları yavaş
yavaş sosyal alana kayıp, artık çirkinlik, gülünç ve müstehcenliği de yanına
almaya başladı.
…güzellik ve çirkinlikte olduğu gibi doğal olarak, utanç
duygusu da kültürlere ve tarihi dönemlere göre farklılık gösterir.
Utanç duygusunun güçlü olduğu kültürlerde, onun zıddı olan
müstehcenlik yolu ile utanç duygusunu ihlal etmekten hoşlanma kendini gösterir.
…çoğu zaman müstehcen dil ya da tavır gülmemize yol açar.
Erken dönem Hıristiyan dünyasında gülme hoşgörüyle
karşılanmaz, şeytan bir hafif meşreplik olarak görülürdü.
…bu dönemde utanç duygusu -özellikle yoksul kesim arasında-
modern utanç duygusundan farklılık gösterirdi. Söz konusu yoksul olan aileler
iç içe yaşar, hepsi aynı oda hatta aynı şiltede uyur ve ihtiyaçlarını,
mahremiyete pek özen göstermeden tarlalarda giderirdi.
…ciddilik ile kasvet, dindar bir iyimserlik içinde olanların
ayrıcalığıdır, kahkaha ise kötümser bir biçimde üzücü ve zor bir hayat
yaşayanların ilacıdır
Bütün bu olgular, Rönesans döneminde tersine döner: En
belirgin tersyüz olmayı Rabelais’nin 1532’de yayımlamaya başladığı Gargantua
Pantagruel’inde görürüz. Rabelais bu kitabında eski halk kültürünü yeniden ele
alır ve onu olağanüstü bir özgünlükle yağmalar. Rabelais’nin müstehcenliği,
artık alt sınıflara özgü bir özellik değil, daha çok bir kral sarayının dili ve
davranışı haline gelir.
15 ve 16. yüzyılda ortaya çıkan büyüleyici güzellik Eski
Yunan ve Roma kültürünü canlandırmayı amaçlar.
Rönesans güzel’e bilgiyle ulaşabileceğimizi söyler.
Sanatçılar içerikten çok biçime yöneldi.
Rönesans sanatçısının en büyük amacı insan vücudunu
tanıyabilmektir.
Leonardo da Vinci’nin kadın yüzleri anlaşılmaz ve
gizemlidir. Bu yüzden kadınların yüzündeki Güzelliğe gizemli bir hava
kazandırmak için ünlü “Sfumato yöntemi”ni geliştirdi.
Hümanist hareketin başlangıcında, kadın düşmanlığı doruk
noktasına Boccaccio’nun Corbaccio’su ile ulaştı.
Giovanni Boccaccio Corbaccio (1363-1366) adlı eserinde
anlatıcıya, kadının şehvet düşkünlüğünü ve sadakatsizliğini anlatır, elli
yaşındaki kadının yaşını kremler ve başka iğrenç makyaj malzemesi ile
gizlediğini açıklar, yani mide bulandırıcı ayrıntılarla kadının fiziksel
çirkinliği üzerinde durur.
17. yüzyıla geldiğimizde “Barok” ve “Melankolik” Güzel öne
çıktı.
Aşk ilk defa rokoko üslubu tarafından güçlü bir konu olarak
ele alınmaya başlandı. Soyluların metreslerle aşk yaşamaları bu çağın modası
oldu. Bu alışkanlık kadınların ve metreslerin zevklerine ve ihtişamlarına uygun
eserlerin ortaya çıkmasına ortam yarattı.
Marquis de Sade / bedenlerin
Güzelliği artık hiçbir ruhsal yan anlam taşımaz, ifade ettiği tek şey
işkencecinin zalim zevki ya da her tür ahlaki yaldızdan arınmış kurbanın
ıstıraplarıdır. Bu da dünya üzerindeki kötülük krallığının zaferidir.
18. yüzyılda “Yücelik”
fikri taraftar kazandı.
Yüce estetiğinin, gotik
romanın doğuşundan hemen önce gelmesi ve tarihi kalıntılara yönelik yeni bir
duyarlılığa eşlik etmesi rastlantı değildir.
…karanlıktan,
yalnızlıktan, sessizlikten ve fırtınadan zevk aldığımızda, Yüce’nin ne olduğunu
duyumsarız. Bütün bunlar, bizi ele geçiremeyen ve bize kötülük edemeyen bir şey
karşısında korku duyduğumuzda zevk alabileceğimiz izlenimlerdir.
Edmund Burke Güzelliği
Yüceliğin karşısına yerleştirir.
Burke’e göre acı ve
dehşet zararlı olmadıkları sürece Yücelik nedenleridir.
Kant / Güzellik ile Yücelik arasındaki benzerlikleri ve
farklılıkları büyük bir titizlikle tanımlar.
Kant’a göre, Güzelliğin özellikleri amaçsız ereklilik,
kavramı olmayan evrensellik ve yasası olmayan düzendir.
Romantik düşünürlerle birlikte, dikkatler doğadan sanata
çevrildi.
Çirkinlik üzerine en ateşli Romantik övgü ise, Victor
Hugo’nun Cromwell (1827) oyununa yazdığı önsözde karşımıza çıkar. Hugo, önsözde
moderniteden Hıristiyanlıkla doğan bir şeymiş gibi söz eder.
Dekadan akıma göre, yapay bir çalışma olmadan güzellik
gerçekleşemez
Bir eşyanın popüler olup olmadığını belirleyen pratikliktir;
pratiklik ve popülerlik temel modele dayanılarak üretilen nesnelerin sayısıyla
orantılı olarak genişlik kazandı.
20. yüzyılın ilk yarısı “Kışkırtıcı Güzellik” ile “Tüketici
Güzellik” arasında dramatik bir kapışmaya tanıklık eder.
Kışkırtıcı Güzellik, çeşitli avangard hareketlerin ve
sanatsal deneyciliğin ortaya attığı Güzellik kavramıdır
Avangard sanatın Güzellik diye bir sorunu yoktur.
İki farklı kültür ürününün gelişigüzel biçimde yeni bir
bütün oluşturması kitsch’dir. Bu bakımdan kitsch, tam anlamıyla iki geleneğe de
ait olmayan ancak her iki geleneğin izlerini taşıyan bir karışımdır.
16. yüzyıldan kalma İznik tabağı yetkin güzelliğin örneği
kabul görürken, bugün üretilmiş benzemeli anonim bir Kitsch örneği sayılmıştır.
Bir başka tanımına göre kitsch, hem kendini hem de alıcıyı
yüceltmek için müzelerdeki eserleri taklit edip onları alıntılayan sanatsal
uygulamadır.
Avangard (genel anlamıyla, yani keşif ve buluş işlevi
çerçevesinde sanat olarak avangard), taklit edimini taklit ederken, kitsch
taklidin etkisini taklit eder…
21. yüzyılda hız ve teknoloji güzellik algısına biçim verdi.
Güzellik kavramı “iç güzellik” ve “dış güzellik” diye ikiye
ayrıldı. Çağımızın güzellik anlayışı sadece dış güzelliktir. Çünkü insanlar
artık karakteristik veya fiziksel yönde değerlendirilmiş ve bu güzellik için
insanlar birçok şeyinden vazgeçmiştir.
90-60-90 ölçülerindeki beden söylemi yerini orta boylu, 32
bedene tekabül eden “sıfır beden” idealine bıraktı.
“Güzellik” kavramının daha çok kadınlar üzerinden tanımlanması
…modernizm’in güzellik algısı kadınlar üzerinden
şekillenmekte, tüketim kültürünün de etkisiyle kadın bedenine müdahale
edilmektedir. Popüler kültür ve kitle iletişim araçlarının bedenin görünümüne
yönelik dayatması güzellik ve çirkinlik merkezi eksenindedir.
Beden ideali ile ilgili genel kabul görmüş anlayışa göre
ideal kadın bedeni incecik, zarafet, narinlik ve kibarlığı çağrıştıran bir
beden olarak tasvir edildi. Şişmanlık ve ete yönelik tiksinti kadına biçilen
fedakarlık rolü ile uyumsuz olarak algılandı.
Gençlik bedeni, yani sermayeyi değerli kılma yoluyla
güzelliği beraberinde getirirken, yaşlılık ise gençleşme yönünde bedene
gösterilmesi gereken özenin verilmemesinin cezası olarak algılanır.
Antik Yunan’da Güzel duyuları biçimiyle okşayan bir şeydir.
Vitrivius insan uzuvlarının birbirine ve vücuda oranlarını
hesapladı.,
Ortaçağ dünyasında evren bütünüyle güzeldir anlayışı
hakimdir. Çünkü Tanrı’nın eseridir.
15 ve 16. yüzyılda ortaya çıkan büyüleyici güzellik Eski
Yunan ve Roma kültürünü canlandırmayı amaçlar. Güzel’e bilgiyle
ulaşabileceğimizi dile getirir. Rönesans dönemi, insanı ve evreni sanata özgü
araçlarla sorgular.
Antikçağdan çağdaş ve demokratik akımlara kadar dinsel
etkiyle beraber, çirkinlikler, iç kötülükleri ve zararlı baştan çıkarma güçleri
kadın ile yansıtmaya çalıştı.
Rönesans’la birlikte / düşünce çeşitliliğine paralel olarak,
güzellik algısı da çeşitlilik gösterdi.
17. yüzyılda ise Barok ile Melankolik güzellik öne çıktı.
Gotik tarz tamamıyla reddedildi, düz hatlar yerine yuvarlak
hatlar yeğlendi.
Barok anlayışta belirgin olan ölüm teması ile güzellik artık
iyinin ve kötünün ötesinde ifade ediliyordu. Barok sanatta ölüm teması daha
belirgindir.
Romantizm duygu ve sezgi yolu ile şiirsel yaklaşımla
gerçekliğe ulaşmayı hedefledi.
Güzellik artık zıtlıkların yani çirkinliğin yadsınmasıyla
değil, çirkinliğin Güzel’in diğer yüzü oluşuyla kendini ifade edecekti.
19. yüzyılda gözlem ve deneye dayalı bilimsel gelişmelerin
önem kazanması Realizm akımını doğmasını sağladı. Pozitivist düşüncenin
yaygınlaşması, doğal süreçlerin neden-sonuç ilişkisi üzerinden açıklanması,
sanata da yansıdı.
Günümüzde / hız ve teknoloji güzellik algısına biçim verdi.
…kitle iletişim araçlarının etkisiyle güzellik küresel bir
ortak algıya dönüştü.
…
Umberto Eco’da Güzelliğin ve Çirkinliğin Estetik Yorumu,
Yüksek Lisans Tezi, Mardin Artuklu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder