Müzeyyengül Yüksel - Umberto
Eco'da Metnin Değerlendirilişi
Çalışmamızın amacı özellikle anlaşılması zor ve derin bir
anlama sahip olan felsefi metinleri Umberto Eco’nun metin değerlendirme
biçimiyle anlamak ve yorumlamaktır.
Eco’ya göre okur metni yazarın niyetine göre yorumlamalıdır
ve her yazar metni yorumlansın diye icra etmektedir.
Bir yapıtın anlamını kavrayabilmek ve yorumlayabilmek için
öncelikle yoruma açık bir yapıt olması gerekmektedir.
…metnin anlamına ulaşabilmek ve yorumlayabilmek için Eco’nun
metin değerlendirmesi yol göstericidir.
Yorumlama, insanın deneyimleri ile bağlı olarak
şekillendirdiği bir özelliğidir.
Bir şeyi yorumlayabilmek için gelen ifadeyi önce anlamamız
ve onun hakkında fikir sahibi olmamız gerekmektedir.
Bir şeye anlam atfetmek, bir ifadeyi anlamlandırmak,
zihnimizde onunla ilgili bir takım bilgilere sahip olmaktır.
hermeneutik (yorumlama), bu anlama ve yorumlama sürecini ele
almaktadır.
Hermeneutik
Hermeneutik, hermeneuinen
sanatı, yani bildirme, haber verme, çeviri yapma, açıklama ve açımlama
sanatıdır.
İsmini Antik Yunan’da Zeus’un habercisi olan Hermes’ten
almıştır. Hermes’in görevi Zeus’un buyruklarını insanlara iletmektir.
Hermes’in tanrıların buyruklarını insanların anlayabileceği
hale getirmesi gerekmektedir.
Hermes bu görevde üzerine düşeni yaparken, tanrıları tam ve
eksiksiz anlamalı ve iletirken insanların anlayabileceği şekilde insanlara
anlatmalıdır.
Hermeneutik (Yorumbilimi), yorumlanması anlamına gelen
Yunanca hermeneuein kelimesinden ve yorumlama anlamına gelen hermeneia
kelimesinden türetilmiştir.
Hermes’in görevi üç aşamalıdır. Anlama, yorumlama ve
tercüme.
Hermeneutiği epistemolojik bir temele oturtan ve düzenleyen
Alman protestan teolog ve filolog Friedrich Daniel Ernst Schleiermacher
(1768-1834), yorumlama sorunlarına ve birleşik sistematik bir yorumlama
yöntemine duyulan ihtiyaç üzerine odaklanan felsefeyi başlatmıştır.
Schleiermacher'in öğrencisi Wilhelm Dilthey kolektif bir
bilincin varlığını, objektif Geist (kelimenin tam anlamıyla, nesnel zihin)
olarak adlandırdığı öznelerarası ürünlerin ve insan yaratımlarının toplamı veya
belirli bir zamanda verilen bir kültürün tüm yaşam ifadelerinin katılaşması
üzerine teorize ederek yapmıştır.
…bu objektif Geist, herhangi bir dönemde ve yerde tüm
metinlerin ve insan eylemlerinin nihai bağlamıdır ve onu anlamak, herhangi bir
yorum için anahtardır.
Schleiermacher
metnin yapısına göre iki tane açımlama türü vardır. Gramatik
ve psikolojik açımlama
Bu iki yöntem birbirini tamamlamaktadır. Çünkü hem
kelimelerin gramatik yapısı ve anlamı hem de yazarın ne demek istediği ancak
iki yöntemin birbirini tamamlamasıyla gerçekleşmektedir.
Dilthey
İnsanın yaşantısını kavrayabilmemiz için onu bütün
tarihselliği ve başkalarıyla ilişkileri yani iç ve dış dünyasıyla bütünsel
olarak ele almamız gerekmektedir.
Tin bilimleri içsel gerçeklik olduğu ve gerçekliğin bilgisi
yaşantı yoluyla anlaşıldığı için anlama tin bilimlerine dayalıdır ve onun
konusudur.
Dilthey ifadeyi üçe ayırmaktadır: kavramlar, edimler ve
yaşantı ifadeleri.
İfade sadece bir kelime ya da sözcük değildir. İnsanın her
eylemi bir ifadedir.
Heidegger
Dilthey hermeneutiğini epistemolojik bir temele oturturken,
Heidegger ontolojik bir temel üzerine oturtmaktadır.
Heidegger, Ditlhey’in yaşantı kavramının yerine Dasein’ı
koymaktadır.
Heidegger’e göre hermeneutik kendini anlamaktır. İnsan
yaşadığı dünyayı değil kendini anlamak için uğraş vermektedir.
Sonlu bir varlık olduğu için varlığın anlamını zamansallıkta
bulur.
Heidegger’de anlama ve yorumlama ontolojik varoluşunun
temelindedir.
Anlama bir var olma şeklidir.
Gadamer
…epistemolojik değil ontolojik bir hermeneutik
geliştirmiştir. Yani Gadamer için anlama
varoluşun özünü kavramaktır. Anlama hermeneutiğinin temelini oluşturmaktadır.
…insanın şimdiki ufku ile tarihsel ufuk bütünleşerek
anlamayı oluşturmaktadır.
Yorumcu metni kendi ufku ile / Yani kendi bakış açısıyla
anlamaktadır.
Gadamer’in hermenutiği, Schleiermacher ve Dilthey
hermeneutiğinden farklı olarak yazarın ne söylemek istediğinin tam olarak
bilinemeyeceği ve metnin tarihsellik dışında tek başına anlaşılmayacağını
söylemektedir.
Gadamer için anlam her seferinde farklıdır ve ufuk
karşılaşması ile tekrar ortaya çıkmaktadır.
Her okuyan aynı ufka sahip değildir.
Hakikatin ortaya çıkması için öznenin başkasıyla bağlantı
kurması gerekmektedir. Bu diyalog ile olmaktadır.
Schleirmacher metinde yazarı, Dilthey yorumcuyu, Gadamer ise
metni anlamayı öncelemektedir. Gadamer için metnin ne demek istediği önemlidir
ve okur, metin ile işbirliği yaparak metnin anlamına ulaşabilmektedir.
Anlama, önyargısız veya nesnel bir bakış açısıyla
kazanılmaz, ancak okuyucular anlamaya çalıştıkları kişi tarafından
etkilenmelerine izin verdiğinde kazanılmaktadır.
Bir metni okumak, onun anlamını ve niyetini görmektir.
Umberto Eco’da Metnin Değerlendirilişi
Eco çeşitli alanlar arasında bağlantı kurabilen bir
yazardır. Bu alanlar arasındaki sınırları kaldırabilmektedir.
Onun göstergebilimi, iletişim faaliyetleri içindeki
işaretlerin önemini yorumlama ve üretim biçimlerini incelemektedir.
Eco’ya göre, sanat ürünleri çapraz okumaya sebep olmaktadır.
Bu sayede bir yapıt sınırsız şekilde yorumlanabilir.
metaforlar, önemli bir semiyotik analiz nesnesini temsil
etmektedir.
Eco tarafından ansiklopedik özelliklerin çok boyutlu
yapısını tanımlamak için sıklıkla kullanılan teorik model, köksaptır.
Ansiklopedi, göstergebilimsel süreçlerde kullandığımız
bilgiyi koruyan öznelerarası hafızadır.
Açık yapıttan kasıt, tamamen açık, tamamlanmamış
yapıtlardır. Aynı lego oyuncağı gibi elimize verilen ve sonunda ortaya çıkacak
şeyin ne olacağı umursanmıyor gibi gözüken belirlenmemiş yapıtlardır.
Bu belirlenmemişlik belirsizliğe yol açmaktadır. Bu belirsizlik bizi sorgulamaya iter.
Açık yapıt yorumcuya belirli bir zorunluluk olmadan özgünlük
verir.
Sanat yapıtı mutlak bir anlama sahip olmadığı için farklı
farklı yorumlanır, yeniden yaratılır. Bu anlamda da aslında bir yapıt bir
ölçüde açık sayılır.
Her sanat yapıtı yorumlanabildiği sürece açıktır.
Sayısız birçok yoruma açık olan sözcüğü yorumlayan herkes
ona kendi kültüründe, deneyiminden, birikiminden bir şeyler katacak ve onu
zenginleştirecektir.
Sanat, anlam oluşturur.
Bir ifade net bir şekilde belirtilse bile her zaman bir
açıklık vardır.
Eco’ya göre açıklık kavramını tanımlamak zordur, o yüzden
bilgi kurama yönelmek gerekmektedir. Bilgi kuramı iletideki bilginin miktarını
ölçer ve o ileti ne kadar güvenilirse bilgi miktarı o kadar fazladır. Bilgi
alıcının bilgisine eklenmektedir.
Entropi / Doğa her zaman dengeyi seçmektedir.
Birisi plaja basarak ayak izi oluşturuyor.
Rüzgar ise zaman içinde bu ayak izini siliyor ve artan
entropi azalarak olasılıksızlık çerçevesinde bir düzen haline geliyor. Düzen
burada anlamdır.
Anılar bizim bilgiyi kaydetmemize yarar. Bu yüzden bilgi
kuramcıları entropi ile bilgi arasında bir ilişki kurar.
Tahmin etmeyi sağlayan olasılık… …entropi önce düzeni
bozarak düzensiz hale getirmekte, sonra tekrar düzenli hale getirmektedir. Bunu
olasılıksızlık ile yapmaktadır.
Eco’ya göre sanat yapıtı ile okuyucuda oluşan yaşantı
arasında bir ilişki vardır. Çünkü okuyucu kendi yaşantısı ile yapıtı
değerlendirir.
Bir kitabın çekirdeği, metin ile okuyucusu arasındaki
iletişimdir.
Ampirik okur, metni farklı biçimlerde okur. Örneğin, mutsuz
ve üzgün birisi bir komedi filmi izlediğinde filmden hiçbir zevk alamayabilir.
Bu örnekteki kişi ampirik okurdur. Çünkü filmin hitap etmek istediği seyirci
profiline uygun değildir. Filmi yanlış okumaktadır.
Yazar eserin ilk cümlesiyle kime hitap ettiğini belli ederek
kendi örnek okurunu oluşturur ve ona yol göstermiş olur.
Örnek okur metinle oluşur ve onun dışına çıkamaz. Bu yüzden
metnin izin verdiği kadar özgürdür.
Bir yapıtta 3 tür niyet vardır. Yazarın niyeti (intentio
auctoris), yazardan bağımsız olarak metnin niyeti, anlamı (intentio operis) ve
okuyucuların niyeti, beklentileri, istekleri, inançları (intentio lectoris). / Yorum
ve Aşırı Yorum
Okuyucunun niyeti ile neyin kastedildiğini daha kolay
bilinebilirken, metnin niyeti ile neyin kastedildiğini soyut olarak tanımlamak
daha zordur.
Metin, örnek okuyucusunu ortaya çıkarmak için oluşturulan
bir cihazdır.
…yorumlanmaya olanak sunan, yorumlanmak için okurunu
bekleyen metinler, yaratıcı metinlerdir.
Örnek yazar, örnek okuru metinde doğru bir şekilde
yönlendiren anlatıcıdır. Okura oyunun kurallarını göstermektedir.
Bir metnin olmazsa olmazı hikayesi ve ifade biçimidir.
Eco’nun hermeneutik ilkesine göre bir metnin anlamı, ondan
kaynaklanan kültürel olarak kanıtlanmış yorumlarla yavaş yavaş kaplanmıştır ve
aynı zamanda bir metnin etkilerinin toplamıdır.
Yorumlamak, başka metinler üreterek dünyanın metnine veya
metnin dünyasına tepki vermek anlamına gelir.
Sıradan cümleler, sadece semantik bir yanıt bekler. Aksine,
estetik metinler eleştirel bir tercüman öngörmektedir.
Aşırı yorum, bir metni bir düşünce, ideoloji ve başka
metinlerle ilişkilendirme uğraşıdır. Metinleri yeniden kurma ve onlar hakkında
ilginç bir şeyler söylemeye çalışmadır.
Bir metin, bir sistemin olasılıklarının manipüle edilmesinin
sonucu olduğu sürece, açık değildir.
Eco’nun göstergebiliminde küresel ansiklopedi adını verdiği
semiyotik süreç ile işaretler yeniden yorumlanabilmektedir. Bu ansiklopedi,
kültürel değerlerin oluşturduğu bilgi sistemidir.
İki kişiye aynı metin okutulduğu zaman metin değişmez,
değişen kişilerdir. Çünkü kişilerin ansiklopedik bilgileri farklıdır.
Eco’ya göre yorumlanabilen yapıtlar açık yapıtlardır.
Örnek okur, kültürel birikimlerinin sonunda oluşturduğu
ansiklopedik bilgisi ile bir metni okurken oluşan niyeti ile metnin niyeti
karşılaşır ve uyuşursa, okur metnin niyetine ulaşabilmek için doğru yolda
demektir.
Umberto Eco'da Metnin Değerlendirilişi, Yüksek Lisans Tezi,
Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder