Işıl Uçman Altınışık - Osmanlı'da Zaman-Mekan Kavrayışının Değişimi ve Mimarlık – Notlar
Doktora Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü, İstanbul, 2012
Birinci Bölüm ile öngörülen, tezin sıkça başvuracağı
kavramlar ve kuramsal bakış açılarını ele alan, teze dair bir giriş bölümü
ortaya koymaktır.
Çalışmanın ilişkili olduğu literatürün tanımlandığı ve
konusu ile amaç ve kapsamının ortaya konulduğu bu genel çerçevenin ardından
ikinci bölüm, "temporal zaman- mekan" kavrayışını kavramsal açılımları
ve dönemin ilişkili olgularıyla birlikte bir sosyo-kültürel konstrüksiyon
olarak ele alıp irdeleyecektir.
"Temporal Zaman-Mekanın Aşınması" başlığı altında
üçüncü bölüm ile amaçlanan gelenekselden moderne olan dönüşümde, temporal
zaman-mekan kavrayışında yaşanan aşınmaları irdelemektir.
dördüncü bölüm, Osmanlı-Türkiye dönüşüm sürecinde değişen
toplumsallığın irdelenebilmesi için 'kamusal mekan'ın ve 'kamusal mekanda
yaşanan değişim'in zaman-mekan kavrayışında yaşanan değişim ile
ilişkilendirilerek değerlendirilmesini öngörmektedir.
beşinci bölüm, ilk dört bölümün irdelediği Osmanlı'da
zaman-mekan kavrayışı ve kavrayışın değişimiyle karşılıklı olarak yaşanan
toplumsal ve kültürel dönüşümleri daha özel bir aralıktan, mimarlık alanından
incelemeyi öngörmektedir.
"Sonuç" bölümü, tezin bütününde kullandığı kavram
ve kuramların tezin farklı bölümlerinde öne çıkardıklarını bu kez bir arada
değerlendirecektir.
Bölüm 1
Giriş
tez, değişimi irdeleyebilmek için değişen ortamı zaman-mekan
parametresi ile birlikte değerlendirmeyi öngörmektedir.
"temporal" kelimesi sözlüklerde, art zamanlılığı
(the sequence of time) ve/veya tikel bir zamanı (a particular time) niteleyen;
bununla beraber geçicilik (temporality) ve dünyevilik (secularity) ile ilişkili
bir sıfat olarak yer almaktadır
Etimolojik kökeni Latince temporalis'e uzanan ve
Latince'deki genel anlamıyla "zaman, mevsim", özel anlamıyla
"bir şeyin tam zamanı, tam mevsimi" anlamına gelen tempus'tan türeyen
sözcük, İtalyanca, Fransızca, Portekizce, İspanyolca, İngilizce ve Almanca gibi
dillerde bazı ses farklılıkları ile de olsa "temporal" biçiminde
geçmektedir.
zaman toplumların pratiklere
olan zihinsel ve kültürel mesafelerini anlamlandırırken, mekan bu pratiklerin
ortamını oluşturur.
Bölüm 2
Temporal Zaman-Mekan
"Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir
Mübtela-i gama sor kim giceler kaç saat."
Fuzuli
Temporal zaman-mekan kavrayışının bağlamını oluşturan modern
öncesi gündelik yaşam ve pratikler 'mekana bağıl rölatif bir zaman kavrayışı'
ile birlikte akar. "Ne zaman?" sorusu "nerede?" sorusu ile
birlikte anlam kazanır.
Osmanlı'da içeriği belirleyen İslam, Tasavvuf düşünce ve
felsefesinin etkisi altında zaman-mekan kavrayışına ve imgelemine büyük ölçüde
kaynaklık etmiştir
"An", göz açıp kapayıncaya kadar olan kısa bir
süreyi; "vakit" ise kiraz vakti örneğinde olduğu gibi belirli bir
süreyi ifade eder.
ay hareketi, temporal zaman-mekan birimlerinin en temel
belirleyicisidir ve diğer temporal zaman-mekan birimleri buradan türer.
Bu anlamda gökyüzündeki doğuş ve batış hareketi ile birlikte
ayın aldığı ilk görünüm olan "hilal" ile başlayan döngünün sayılması
temporal zaman-mekan takvimini başlatır. Bu ilk görünümün 7 günlük süre boyunca
bir halden diğer bir hale geçişi "hafta"yı; ışığının artarak mehtaba,
biçiminin dolunaya geçişi ve tersinin gerçekleşerek tekrar hilal biçimini alışı
"şehr" adı verilen 29-30 günlük, iki hilal arası süre olarak
tanımlanan "ay"ı belirler.
alaturka saat, en temelde
günün başlangıcını güneşin batışı yani gurup vakti olarak kabul eden,
böylelikle gün batımından gün doğumuna ve gün doğumundan gün batımına olmak
üzere gün zamanını iki defa 12 saat'lik parçalara ayıran bir sistemdir
Önemli olayların kayıtlarının düşüldüğü mühimme
defterlerinde "gün"ün düşüldüğü en erken tarihli kayıt eldeki
bilgilere göre 1866 yılına aittir
Aydüz / eşref saatin
hesaplanmasını şöyle anlatır: "Uğurlu saatin hesaplanabilmesi için
öncelikle güneşin o gün hangi burcun hangi derecesinde bulunduğunu bilmek
gerekir. Daha sonra ise bulunulan yerin enlemine göre istenilen günde güneşin
tam olarak saat kaçta doğduğunu tesbit etmek gerekir. Ayrıca bazı önemli
yıldızlar ile bazı gezegenlerin mevkilerinin de bilinmesi gereklidir. Bu
bilgiler rasadhanelerde yapılan rasadlar neticesinde hazırlanan ziçlerde bulunmaktadır.
19. yy. öncesinde gündelik yaşam mekana bağıl rölatif bir
zaman kavrayışı ile birlikte akar. "Ne zaman?" sorusu
"nerede?" sorusu ile birlikte anlam kazanır
Bölüm 3
Temporal
Zaman-Mekanın Aşınması
19. yy. öncesinde gündelik hayat kozmolojik olarak
düzenlenen ve sürdürülen kültürel bir mekanizmadır.
(Ahmet Haşim) İstanbul'u
yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilaların en gizlisi ve en tesirlisi
yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. 'Saat'ten kastımız, zamanı ölçen alet
değil, fakat bizzat zamandır
Müslüman gününün
başlangıcım şafağın parıltıları ve nihayetini akşamın ziyaları tayin eder.
Birçoklarımız için
fecir, artık gecedir ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun
ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara
dolanmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan
yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi
ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki
dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi müslüman evindeki saat, başka bir
alemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve
gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz
şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz
Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde Hayri İrdal Nuri Efendi'nin
düşüncelerini şöyle alıntılar:
“enab-ı Hak insanı
kendi sureti üzerine yarattı; insan da saati kendine benzer icat etti...saatin
kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır...bu da gösterir ki, zaman ve
mekan, insanla mevcuttur!”
19. yy. öncesinde "alaturka saat", gündelik hayat
ilişkilerini regüle eden ve sürdüren kültürel bir mekanizmadır.
19. yy. yerel durumların aşınmaya başladığı kültürlerarası
bir dönemdir ve bu dönemde oluşan toplumsallık, modernin konusunu oluşturur.
19. yy'ın ikinci yarısına kadar aydınlatma, başta zeytinyağı
olmak üzere çeşitli bitkisel ve hayvansal yağlar kullanılarak yakılan fener,
kandil ve mumlar ile sağlanır. Bu araçların yakılması ve ışığın sürekliliğinin
kontrolü gece boyunca takip edilmesi gereken bir iştir.
Bölüm 4
Zaman-Mekan
Kavrayışının Değişimi ve Kamusal Mekan
Havagazı üretimi, bu üretimin öncesinde mümkün olmayan iç ve
dış mekan sürekliliğindeki aydınlatmayı kentsel bir konfor olarak toplumsal
hayata açar. Osmanlı bağlamında 19. yy.'ın ikinci yarısında gündeme gelen bu
uygulama zaman-mekan kavrayışında yaşanan değişimin izlenebileceği önemli
olgulardandır.
Dolmabahçe Gazhanesi, Dolmabahçe Sarayı bünyesinde, sarayın
aydınlatma ve ısıtma sorununu karşılayacak bir endüstriyel yapı olarak gündeme
gelmiş, ardından hızla kentin hizmetine açılmıştır.
Bölüm 5
Zaman-Mekan
Kavrayışının Değişimi ve Mimarlık
Mimarlık kültürel-toplumsal bir üretim alanıdır. Bu anlamda
her kültürel toplumsalın kendine özgülüğünü ortaya çıkararak etkinleşen bir
gerçeklik ortamı olarak tanımlanabilir.
…gerçeklik değiştiğinde içeriği ve anlamı da değişir.
Bölüm 6
Sonuç
Modern süreçler öncesi Osmanlı'da gündelik hayatın ritmini,
Ay, Güneş, bazı yıldızların birbirine göre konumları ve gökyüzündeki
görünümleri ile mevsim olgusunda da olduğu gibi doğanın ampirik gözlemine
dayanan kozmolojik sabitlerin döngüselliği belirler. Toplumsal düzen bu
kozmolojik döngü kavrayışı üzerine kuruludur.
Tez kapsamında konu somutlanarak örneklenmiş, gün ışığının
egemen olduğu zaman aralığını hesaplayan alaturka saat sistemine eşlik eden ve
çoğu kez üzerinde ay takvimini de bir gösterge olarak barındıran mekanik saat
düzeneği ile yaşamanın toplumsal çerçevesi çizilmeye çalışılmıştır.
19. yy'ın özellikle ikinci yarısından itibaren ise bu
değerler sistemi değişir. Döneme kadar doğanın ritmini eksen edinerek
kozmolojik olarak düzenlenen ve doğadan başka bir tempoya ihtiyaç duyulmadan
iktisadi, hukuki ve dini olarak yönetilebilen toplumsal hayat, 19. yy.'ın
ikinci yarısında yeni düzenlemelere gereksinim duyar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder