31 Mayıs 2025 Cumartesi

Osmanlı'da Zaman-Mekan Kavrayışının Değişimi ve Mimarlık – Özet - Notlar

Işıl Uçman Altınışık - Osmanlı'da Zaman-Mekan Kavrayışının Değişimi ve Mimarlık – Notlar

Doktora Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2012

 

Birinci Bölüm ile öngörülen, tezin sıkça başvuracağı kavramlar ve kuramsal bakış açılarını ele alan, teze dair bir giriş bölümü ortaya koymaktır.

Çalışmanın ilişkili olduğu literatürün tanımlandığı ve konusu ile amaç ve kapsamının ortaya konulduğu bu genel çerçevenin ardından ikinci bölüm, "temporal zaman- mekan" kavrayışını kavramsal açılımları ve dönemin ilişkili olgularıyla birlikte bir sosyo-kültürel konstrüksiyon olarak ele alıp irdeleyecektir.

"Temporal Zaman-Mekanın Aşınması" başlığı altında üçüncü bölüm ile amaçlanan gelenekselden moderne olan dönüşümde, temporal zaman-mekan kavrayışında yaşanan aşınmaları irdelemektir.

dördüncü bölüm, Osmanlı-Türkiye dönüşüm sürecinde değişen toplumsallığın irdelenebilmesi için 'kamusal mekan'ın ve 'kamusal mekanda yaşanan değişim'in zaman-mekan kavrayışında yaşanan değişim ile ilişkilendirilerek değerlendirilmesini öngörmektedir.

beşinci bölüm, ilk dört bölümün irdelediği Osmanlı'da zaman-mekan kavrayışı ve kavrayışın değişimiyle karşılıklı olarak yaşanan toplumsal ve kültürel dönüşümleri daha özel bir aralıktan, mimarlık alanından incelemeyi öngörmektedir.

"Sonuç" bölümü, tezin bütününde kullandığı kavram ve kuramların tezin farklı bölümlerinde öne çıkardıklarını bu kez bir arada değerlendirecektir.

 

Bölüm 1

Giriş

tez, değişimi irdeleyebilmek için değişen ortamı zaman-mekan parametresi ile birlikte değerlendirmeyi öngörmektedir.

 

"temporal" kelimesi sözlüklerde, art zamanlılığı (the sequence of time) ve/veya tikel bir zamanı (a particular time) niteleyen; bununla beraber geçicilik (temporality) ve dünyevilik (secularity) ile ilişkili bir sıfat olarak yer almaktadır

Etimolojik kökeni Latince temporalis'e uzanan ve Latince'deki genel anlamıyla "zaman, mevsim", özel anlamıyla "bir şeyin tam zamanı, tam mevsimi" anlamına gelen tempus'tan türeyen sözcük, İtalyanca, Fransızca, Portekizce, İspanyolca, İngilizce ve Almanca gibi dillerde bazı ses farklılıkları ile de olsa "temporal" biçiminde geçmektedir.

 

zaman toplumların pratiklere olan zihinsel ve kültürel mesafelerini anlamlandırırken, mekan bu pratiklerin ortamını oluşturur.

 

Bölüm 2

Temporal Zaman-Mekan

"Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir

Mübtela-i gama sor kim giceler kaç saat."

Fuzuli

Temporal zaman-mekan kavrayışının bağlamını oluşturan modern öncesi gündelik yaşam ve pratikler 'mekana bağıl rölatif bir zaman kavrayışı' ile birlikte akar. "Ne zaman?" sorusu "nerede?" sorusu ile birlikte anlam kazanır.

 

Osmanlı'da içeriği belirleyen İslam, Tasavvuf düşünce ve felsefesinin etkisi altında zaman-mekan kavrayışına ve imgelemine büyük ölçüde kaynaklık etmiştir

 

"An", göz açıp kapayıncaya kadar olan kısa bir süreyi; "vakit" ise kiraz vakti örneğinde olduğu gibi belirli bir süreyi ifade eder.

 

ay hareketi, temporal zaman-mekan birimlerinin en temel belirleyicisidir ve diğer temporal zaman-mekan birimleri buradan türer.

Bu anlamda gökyüzündeki doğuş ve batış hareketi ile birlikte ayın aldığı ilk görünüm olan "hilal" ile başlayan döngünün sayılması temporal zaman-mekan takvimini başlatır. Bu ilk görünümün 7 günlük süre boyunca bir halden diğer bir hale geçişi "hafta"yı; ışığının artarak mehtaba, biçiminin dolunaya geçişi ve tersinin gerçekleşerek tekrar hilal biçimini alışı "şehr" adı verilen 29-30 günlük, iki hilal arası süre olarak tanımlanan "ay"ı belirler.

 

alaturka saat, en temelde günün başlangıcını güneşin batışı yani gurup vakti olarak kabul eden, böylelikle gün batımından gün doğumuna ve gün doğumundan gün batımına olmak üzere gün zamanını iki defa 12 saat'lik parçalara ayıran bir sistemdir

 

Önemli olayların kayıtlarının düşüldüğü mühimme defterlerinde "gün"ün düşüldüğü en erken tarihli kayıt eldeki bilgilere göre 1866 yılına aittir

 

Aydüz / eşref saatin hesaplanmasını şöyle anlatır: "Uğurlu saatin hesaplanabilmesi için öncelikle güneşin o gün hangi burcun hangi derecesinde bulunduğunu bilmek gerekir. Daha sonra ise bulunulan yerin enlemine göre istenilen günde güneşin tam olarak saat kaçta doğduğunu tesbit etmek gerekir. Ayrıca bazı önemli yıldızlar ile bazı gezegenlerin mevkilerinin de bilinmesi gereklidir. Bu bilgiler rasadhanelerde yapılan rasadlar neticesinde hazırlanan ziçlerde bulunmaktadır.

 

19. yy. öncesinde gündelik yaşam mekana bağıl rölatif bir zaman kavrayışı ile birlikte akar. "Ne zaman?" sorusu "nerede?" sorusu ile birlikte anlam kazanır

 

 

Bölüm 3

Temporal Zaman-Mekanın Aşınması

19. yy. öncesinde gündelik hayat kozmolojik olarak düzenlenen ve sürdürülen kültürel bir mekanizmadır.

 

(Ahmet Haşim) İstanbul'u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilaların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. 'Saat'ten kastımız, zamanı ölçen alet değil, fakat bizzat zamandır

Müslüman gününün başlangıcım şafağın parıltıları ve nihayetini akşamın ziyaları tayin eder.

Birçoklarımız için fecir, artık gecedir ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolanmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi müslüman evindeki saat, başka bir alemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz

 

Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde Hayri İrdal Nuri Efendi'nin düşüncelerini şöyle alıntılar:

enab-ı Hak insanı kendi sureti üzerine yarattı; insan da saati kendine benzer icat etti...saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır...bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur!

 

19. yy. öncesinde "alaturka saat", gündelik hayat ilişkilerini regüle eden ve sürdüren kültürel bir mekanizmadır.

19. yy. yerel durumların aşınmaya başladığı kültürlerarası bir dönemdir ve bu dönemde oluşan toplumsallık, modernin konusunu oluşturur.

 

19. yy'ın ikinci yarısına kadar aydınlatma, başta zeytinyağı olmak üzere çeşitli bitkisel ve hayvansal yağlar kullanılarak yakılan fener, kandil ve mumlar ile sağlanır. Bu araçların yakılması ve ışığın sürekliliğinin kontrolü gece boyunca takip edilmesi gereken bir iştir.

 

Bölüm 4

Zaman-Mekan Kavrayışının Değişimi ve Kamusal Mekan

Havagazı üretimi, bu üretimin öncesinde mümkün olmayan iç ve dış mekan sürekliliğindeki aydınlatmayı kentsel bir konfor olarak toplumsal hayata açar. Osmanlı bağlamında 19. yy.'ın ikinci yarısında gündeme gelen bu uygulama zaman-mekan kavrayışında yaşanan değişimin izlenebileceği önemli olgulardandır.

 

Dolmabahçe Gazhanesi, Dolmabahçe Sarayı bünyesinde, sarayın aydınlatma ve ısıtma sorununu karşılayacak bir endüstriyel yapı olarak gündeme gelmiş, ardından hızla kentin hizmetine açılmıştır.

 

Bölüm 5

Zaman-Mekan Kavrayışının Değişimi ve Mimarlık

Mimarlık kültürel-toplumsal bir üretim alanıdır. Bu anlamda her kültürel toplumsalın kendine özgülüğünü ortaya çıkararak etkinleşen bir gerçeklik ortamı olarak tanımlanabilir.

…gerçeklik değiştiğinde içeriği ve anlamı da değişir.

 

Bölüm 6

Sonuç

Modern süreçler öncesi Osmanlı'da gündelik hayatın ritmini, Ay, Güneş, bazı yıldızların birbirine göre konumları ve gökyüzündeki görünümleri ile mevsim olgusunda da olduğu gibi doğanın ampirik gözlemine dayanan kozmolojik sabitlerin döngüselliği belirler. Toplumsal düzen bu kozmolojik döngü kavrayışı üzerine kuruludur.

 

Tez kapsamında konu somutlanarak örneklenmiş, gün ışığının egemen olduğu zaman aralığını hesaplayan alaturka saat sistemine eşlik eden ve çoğu kez üzerinde ay takvimini de bir gösterge olarak barındıran mekanik saat düzeneği ile yaşamanın toplumsal çerçevesi çizilmeye çalışılmıştır.

 

19. yy'ın özellikle ikinci yarısından itibaren ise bu değerler sistemi değişir. Döneme kadar doğanın ritmini eksen edinerek kozmolojik olarak düzenlenen ve doğadan başka bir tempoya ihtiyaç duyulmadan iktisadi, hukuki ve dini olarak yönetilebilen toplumsal hayat, 19. yy.'ın ikinci yarısında yeni düzenlemelere gereksinim duyar.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder