Jose Saramago –
Manastır Güncesi
Bir adam darağacına götürülürken yolda karşısına çıkan biri
sordu: “Nereye gidiyorsun kardeşim?”
Mahkûm cevap verdi:
“Ben gitmiyorum, götürüyorlar.”
Kral sordu, Kardinallerinin söylediği hakikat mi, Mafra’ya
bir manastır dikmeyi vaat edersem çocuklarım olacak mı…
(Rahibin cevabı)
…ben hakikatin kendini duyurmak için ödünç aldığı ağızdan
başka bir şey değilim… (s. 10)
İnsanlar ömür boyu çok yedikleri için ölüyorlar. (s. 24)
…kuşlar, havalansınlar diye dualara yardım etmez, umut yok,
belki de hepimiz susarak en iyisini yapmış oluruz. (s. 30)
(Baltasar)
…babası ve annesi hâlâ onu hatırlıyorlarsa, ölmediğini
düşünüyorlardır, çünkü ölmüş olduğuna dair bir haber almamışlardır, ama
yaşadığına dair de bir şey öğrenemediklerinden ölü kabul ediyor da
olabilirlerdi. (s. 32)
…her erkeğin düş stoku yığmaya ihtiyacı olur. (s. 37)
…kendi adını seçmek ve günde yüz kez onun değiştirmek
insanın hakkı olmalıdır, bir ad hiçbir şeydir. (s. 48)
…ihtiyaç olmadan fikir asla olmaz. (s. 59)
(Blimunda)
…bende kişilerin içini görme gücü var. (s. 73)
Tenin gizlediğini görmek asla iyi bir şey değildir. (s. 74)
…yaşam değişiyorsa, yaşamımızın içindeki biz değil, söz
gereksiz kalır.
…erkek ve kadın kendilerine ait olan şeyi taşıdığından, biri
diğerini peşinden sürüklediğinden geriye dönmek zorunda kalmamak için başka bir
şeye ihtiyaç olmamalıdır, bu hep bir vakit kaybı olur çünkü. (s. 84/85)
…yüreklerine bakılırsa işittiklerini anlamış gibi
görünmüyorlar ve eğer kalp anlamadıysa, ağızdan çıkan sözlere yalancı denmez,
bir yokluğun yansısı olarak kalırlar yalnızca. (s. 89)
…herkes neye sahip olduğunu bilse de bunun bedelini kimse
bilemez. (s. 99)
Birinin adını anmak, sonra da bu adın içeriğini anlamak için
hayatın geri kalanını beklemek yeterli olmalıydı, bu içeriği asla bilemeyiz
aslında, çünkü var olmak var olmuş olmak değildir, var olmuş olmak var olacak
olmak değildir, ama gelenek başkadır, anan baban kim, nerede doğdun, kaç
yaşındasın ve böylece daha fazla şey öğrenildiğine inanılır, hatta kimi zaman
her şeyin bilindiği sanılır. (s. 100)
Kadın sohbetlerinin yanı sıra dünyayı yörüngesinde tutan bir
şey de düşlerdir.
…işte bu yüzden gökyüzü, insanların kafalarının içindeki o
parlak berraklıktır, ama insanların başları asla hakiki ve biricik gökyüzü
olamaz. (s. 114)
…hiçbir insan varlığı yeryüzündeki biricik yaşamı sırasında
arzuladığı her şeyi elde edemez, rüyalar hariç, belki, iyi geceler. (s. 115)
…bir sonsuza eşittir.
…insanlar kanatsız doğmuş meleklerdir, en güzeli budur,
kanatsız doğmak ve kanatları ortaya çıkarmak, beynimizle yaptığımız şey de tam
budur…
Yalnızca elveda dediler, başka bir şey demediler, kimileri cümle kurmakta beceriksizdir, kimileri onları
işitmekte, ama zaman geçtikçe bunların söylendiği hayal edilir ya da
söylenmiş gibi yapılır. (s. 135)
Dünyadaki en güzel koku…
…belki de ayın kokusu, herkes bilir ki ay ışığı varken
gecenin kokusu başkadır.
Evet, iyi insanlar, geçen gece ay ışığı nefisti. (s. 136)
Kimi zaman doğa iyi huyludur, erkek ve kadın yürürler,
bulutlar birbirleriyle konuşurlar, Bırakalım evlerine varsınlar sonra yağarız.
Baltasar ve Blimunda küçük çiftliğe ve öküz damına sığındılar, ancak o zaman
yağmur yağmaya koyuldu. (s. 138)
Havva Havva olmaya devam ediyor, ben yeryüzünde tek bir
kadın olduğu kanısındayım, yalnızca görünüşte çok, işte bu yüzden başka her
türlü addan vazgeçebilirsin, sen Blimunda’sın… (s. 143)
…insanlar arasındaki ortak
bir yanılgı onları hakikate bağlı kalmak yerine ötekinin işitmekten hoşlanacağı
şeyi seve seve söylemeye yöneltir.
…insan hatayla bir olmuşken hakikati kucakladığını
sanabilir, Tıpkı hatayı kucakladığını sanırken hakikatle evlendiğini de
keşfedebileceği gibi… (s. 160)
…hakikat söylendi…
…o zamandan beri hakikat çok değişti… (s. 165)
Pilatus, İsa’ya hakikatin ne olduğunu sordu ve İsa cevap
vermedi, Belki de bunu bilmek için henüz çok erkendi. (s. 171)
Ünlü yapmaya da ünlü bozmaya da bir hiç yeter, ama çabuk
kanacak birilerini ya da masumca veya suç ortağı olarak lafı tekrarlayacak
birilerini bulmak gerekir. (s. 182)
Krallığın kötü yönetildiği, adaletin olmadığı söyleniyor,
oysa her şeyin olması gerektiği gibi olduğu anlaşılmıyor. (s. 188)
Makine…
Yükseldi… (s. 195)
Nereye gidiyoruz, ve rahip cevap verdi, Engizisyonun kolunun
erişemeyeceği yere, tabii eğer öyle bir yer varsa. (s. 200)
…hakikat çoğu zaman çocukların ağzından çıkar, ama bunu
söyleyebilmeleri için öncelikle büyümeleri gerekir, ve o zaman da yalan
söylemeye koyulurlar… (s. 209)
…biten bir savaş asla olmamış bir savaştır. (s. 211)
…mutluluk gelene kadar uzun zaman geçmesi gerekecek, çok
doğru bu. (s. 219)
…vah benim sevgili eşim, bir kez ölünce hepimiz sevgili
oluruz. (s. 221)
Peder Bartolomeu de Gusmao, Toledo’da öldü. (s. 224)
İnsanlara gelince, eğer onları görmek istersen,
yakınlaşmamız gerekir. (s. 240)
…rüyadaki rüyayı anlayan rüyada bulur kendini. (s. 241)
…herkesin dünyası payına düşen gözlerine bağlıdır. (s. 274)
Dünyadaki her şey kendi cevabını içinde taşır, zaman alan
şey sorulardır. (s. 332)
Memorial do Convento
Türkçeleştiren: Işık
Ergüden
Turkuvaz Yayınları, Ekim
2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder