4 Nisan 2022 Pazartesi

Charles Baudelaire - Paris Sıkıntısı

Charles Baudelaire - Paris Sıkıntısı

 


Yabancı

Söyle, anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok…

Bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları...

 

Yaşlı Kadının Umutsuzluğu

…beğenilme zamanı geçti, arı yaratıklar bile beğenmiyor artık bizi

 

Sanatçının Duası

Yalnızlık, sessizlik, gökyüzünün benzersiz arılığı!

Hep böyle acı mı çekmeli, yoksa hep kaçmalı mı güzelden?

 

Şakacının Biri

…yakışıklı bey zavallı hayvanın önünde saygıyla eğildi, şapkasını çıkardı: “Mutlu yıllar dilerim,” dedi,

 

İki Kişilik Oda

Duvarlarda hiçbir sanat pisliği yok.

…korkunç, ağır bir vuruş çınladı kapıda, tıpkı cehennemsi düşlerdeki gibi, mideme bir kazma indi sanki.

…Saniyeler güçle, görkemle belirdi şimdi, her biri, saatten fışkırdıkça, “Ben Yaşamım, katlanılmaz, amansız Yaşamım!” diyor

 

Herkese Kendi Düşü

Kül rengi, engin bir gök…

 

Deli ile Venüs

…sular bile uyumuş gibi. Sessiz bir eğlence var burada,

 

Köpek ve Şişe

Hüzünlü yaşamımın yakışıksız yoldaşı, sen de kitleye benziyorsun. Ona da güzel kokular sunmaya gelmez hiç

 

Kötü Camcı

Kimi insanlar vardın, hep seyirci kalırlar; hiçbir eylemi gerçekleştiremezler,

…bir gün bir ormanı ateşlemişti. Söylediğine bakılırsa, ormanın söylendiği kadar kolay tutuşup tutuşmadığım görmek istiyordu.

Sokakta gördüğüm ilk insan bir camcı oldu, tiz ve uyumsuz bağırtısı…

 

Sabah Saat Birde

Hele şükür! Yalnızım!

Sevdiklerimin ruhları, şakıdıklarımın ruhları, bana güç verin, tutun beni, beni yalandan, dünyanın o baştan çıkarıcı pisliklerinden kurtarın

 

Yabanıl Kadınla Cici Sevgili

Gerçekten de ölçüsüzce ve acımasızca yoruyorsunuz beni, canım…

 

Kalabalıklar

Kalabalık, yalnızlık: etkin ve verimli ozanın birbirleriyle kolayca değiştirebileceği eşit deyimler. Yalnızlığını kalabalıkla doldurmasını bilmeyen kişi telaşlı bir kalabalık içinde yalnız olmasını da bilmez.

 

Dullar

Yaşam kötürümlerinin buluşma yeridir bu gölgeli köşeler.

Bu ıssız kanepeler üzerinde dul kadınlar…

 

Yaşlı Hokkabaz

Her şeyden el çekmiş, her şeyden vazgeçmişti. Yazgısını tamamlamıştı.

 

Pasta

Yolculuktaydım

Sakin sakin ekmeğimi keserken, çok hafif bir gürültü üzerine başımı kaldırdım.

…gözleriyle ekmeğimi yiyordu.

“Ekmeğin pasta diye adlandırıldığı, tam bir kardeş kavgası doğuracak kadar ender bir katık olduğu görkemli bir ülke varmış demek!”

 

Saat

Çinliler kedilerin gözlerinden okur saati.

 

Saçlarda Bir Yarımküre

Saçlarında tüm gördüklerimi, tüm duyduklarımı, tüm işittiklerimi bir bilseydin!

Yelken ve serenlerle dolu koca bir düş var saçlarında…

 

Yolculuğa Çağrı

Çok güzel bir ülke, bir bolluk ülkesi varmış, öyle derler, o ülkeyi eski bir dostla görmeyi kuruyorum. Bizim Kuzey’in sislerine gömülmüş, eşsiz bir ülke, Batı’nın Doğu’su, Avrupa’nın Çin’i denilebilecek bir ülke…

Düşler! Hep düşler! Ruh ne denli hırslı, ne denli inceyse, düşler de gerçekleşebilecek olandan o denli uzaklaşır.

 

Yoksulun Oyuncağı

…yoksul çocuk zengin çocuğa kendi oyuncağını gösteriyor

 

Perilerin Armağanları

Zavallı Perilerin işleri başlarından aşkındı…

 

Yoldan Çıkışlar ya da Eros, Plutus ve Ün

Çok görkemli iki Şeytan’la onlar kadar olağanüstü bir dişi Şeytan, / Gelip önümde durdular,

…Ama yazık ki uyandım,

 

Akşamın Alacakaranlığı

 

Yalnızlık

La Bruyère bir yerlerde, “Yalnız olamamanın büyük mutsuzluğu!” der kendi kendilerine katlanamamaktan korkarak kalabalıkta kendilerini unutmaya koşanları uyandırmak ister sanki.

 

Tasarılar

Sarayı ne yapayım ben?

“Bugün düşümde üç evim oldu,” dedi kendi kendine, “üçünde de aynı hazzı buldum. Ruhum böyle rahatça dolaştıktan sonra, yer değiştirsin diye neden zorlayayım bedenimi?...

                                                                                                                                 

Güzel Dorothée

Güneş dimdik inen korkunç ışığıyla eziyor kenti

…tembel Dorothée’yi hangi zorlu neden yürütüyor böyle?

 

Yoksulların Gözleri

Söz vermiştik birbirimize, tüm düşüncelerimiz bir olacaktı…

Anlaşmak böylesine güçtür işte, düşünceler böylesine birleşmez şeylerdir sevgili meleğim, sevişenler arasında bile!

 

Kahramanca Bir Ölüm

Fancioulle çok iyi bir soytarıydı,

Prens / Güzel sanatların tutkulu âşığıydı

Suçlu beyzadeler güldürünün tadını son kez çıkarmışlardı. Aynı gece hepsi yaşamdan silindi.

 

Kalp Para

…yalvaran gözlerin dilsiz konuşmasından daha üzücü bir şey bilmiyorum

…bir insana umduğundan daha fazlasını verip onu şaşkınlığa düşürmekten tatlı haz yoktur.

 

Cömert Kumarbaz

Ölümcül bir güzelliğin damgasını taşıyan, garip erkek ve kadın yüzleri vardı

Ruh öyle ele gelmez bir şeydir ki, çoğu zaman öylesine yararsız, arada sırada da öylesine rahatsız edicidir ki, bir gezintide kartvizit kaybetmek kadar bile üzmedi beni bu kayıp.

 

İp

Birçok kez poz vermişti bana,

…gözüme çarpan ilk şey, şu dolabın kapağına asılmış küçük dostum…

 

İççağrılar

…dört oğlan çocuğu, oynaya oynaya yorulmaktan olacak, baş başa vermiş, konuşuyorlardı.

 

Asa

 

Sarhoş Olun

Hep sarhoş olmalı. Her şey bunda: tek sorun bu.

Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.

 

Ne Çabuk!

Denizin uçları güç fark edilebilen bu uçsuz bucaksız teknesinden yüz kez fışkırmıştı güneş… (çeviri!)

Bir ben kederliydim, olmayacak gibi kederli. Tanrısı elinden alınan bir papaz gibiydim,

 

Pencereler

Bir mumla aydınlanmış bir pencereden daha derin, daha gizemli, daha verimli, daha karanlık, daha göz kamaştırıcı nesne yoktur.

 

Resim Yapma İsteği

Güzel, güzelden de fazla, şaşırtıcı. Karayla dolup taşıyor: esinlediği her şey de gececil, derin. Gözleri, içlerinde belirsizce gizem ışıldayan iki mağara, bakışı şimşek gibi aydınlatıyor: karanlıklarda bir patlama.

Kimi kadınlar vardır yenme ve tatlarını çıkarma isteği verirler insana; oysa bu, bakışlarının altında ağır ağır ölme isteği veriyor.

 

Ay’ın İyilikleri

Sen beşiğinde uyurken, gelgeç isteklilerin şahı olan Ay pencereden baktı, “Bu çocuğu beğendim,” dedi.

 

Gerçeği Hangisi?

(Benedicta) gözleri büyüklük, güzellik, şan isteği, ölümsüzlük inancı veren ne varsa, hepsine yönelik bir istek yayardı ortalığa.

…ben kendisini tanıdıktan birkaç gün sonra öldü

 

Cins Bir At

Çok çirkin. Çok hoş gene de!

 

Ayna

Korkunç bir adam giriyor içeriye, aynada kendine bakıyor.

“Kendinizi görünce tiksintiden başka bir şey duymayacağınıza göre, ne diye bakıyorsunuz aynaya?”

 

Liman

…izlemekte bir tür gizemli ve soylu haz vardır.

 

Odalık Portreleri

Erkeklere özgü bir salonda … dört adam sigara tüttürüp içki içiyordu.

 

“Her erkek bir toyluk çağı geçirmiştir” diyordu bu adam: “Orman perisinin bulunmadığı yerde, hiç tiksinti duyulmadan meşe gövdelerinin kucaklandığı çağdır bu.

 

Kusursuz bir uşağa sövemeyecek, bu uşağı kovamayacak kadar fazladır adalet duygum.

 

Çapkın Nişancı

Zaman’ı öldürmek için birkaç kurşun atmanın hoş olacağım söyledi.

…şu kuklaya bakın. Onu sizin yerinize koyuyorum,

Nişan kuklasının başı uçuvermişti.

“Sevgili meleğim, becerikliliğimden dolayı size ne kadar teşekkür etsem az!”

 

Çorba ve Bulutlar

 

Atış Yeri ile Mezarlık

…ölüm tapmağı yanında öldürme sanatını öğrenmeye gelen sabırsız ölümlüler!

 

Yitik Ayla

…aylam birdenbire başımdan kayıp yolun balçığı içine düştü. Almaya cesaret edemedim.

 

Matmazel Bistouri

Hekimsin sen, değil mi…

 

Any Where Out Of The World Dünyanın Dışında Olsun da Neresi Olursa Olsun

…bulunmadığım yerde rahat ederim gibi gelir…

 

Yoksulları Gebertelim!

Büyük bir susuzlukla dışarıya çıktım. Öyle ya, kötü kitapların tutkulu hazzı kendisiyle oranlı bir açık hava ve ferahlama gereksinimi doğurur.

Dilencinin üzerine atıldım birden. Bir yumrukta, bir gözünü açılmaz ettim,

 

İyi Köpekler

“Beni de al yanma, ikimizin yoksunluğundan bir tür mutluluk doğar belki!” demiş köpekler…

 

Sonuç

Seviyorum seni, rezil başkent!

 

Spleen De Paris

Türkçeleştiren: Tahsin Yücel

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

6. Basım Nisan 2013