Yalçın
Küçük - İsimlerin İbranileştirilmesi
Tekelistan
1
İsrael, Türkiye'de, İsrael'dekinden daha
güçlüdür
Bu, bir deşifrasyondur.
Bu kitabı, İsrael'in Lübnan saldırısına karşı
sıktım.
Ottoman Empire of America'ya savaş açmış
haldeyiz.
Cumhuriyet'in de facto kuruluşu 1925/26
yılındadır.
İsrael, fiilen, 1967 yılında kurulmuştu.
Cumhuriyet'in en büyük masallarından birisi
Araplar'ın bizi arkamızdan vurdukları üzerinedir. Bu bir ideolojidir ve
hegemonya kurmuştur. Çünkü İsrael, burada, İsrael'de olduğundan güçlüdür.
Biz yönetendik, bizden bağımsız olmak
istediler ve bunun için İngiliz emperyalizmi ile anlaştılar.
Öyleyse "arkadan vurdular" masalı
ile "vatan-turan" masalı, bir ve bütündürler.
Sion Katır Birliği, Gelibolu' da, bizi cepheden vuruyordu. Vuranlara su
taşıdılar. Kimseler yazmadılar.
İsrael'in kuruluşunda Katır Birliği kadar ve
hatta daha önemli olan, "nili"
casusluk şebekesidir ve bize karşı oldular. Ahfadı, adlarını, "nili" veya
kısaca "nil" aldılar
..."nili" ile Genelkurmay Başkanı Yaşar Paşa Hazretleri'nin adı birlikte yazılmaktadır.
Bazı İnternet yerlerinde Orgeneral Büyükanıt'ın
büyüklerinden birisinin "nili" içinde olduğu iddia edilmiştir ve
ölümü buna bağlanıyor.
Bir, "nili" şebekesinin faal mensubu
Saralı Harunoğlu, "Aaronsohn" aslıdır,
Hiçbir bilgi vermedi,
Hem darvinizm'in ve hem de kapitalizm'in yok
olduğu yere "tekelistan" diyoruz.
Roman yazarlarının dahi tayin edildiği bir
topraktayız; "boğuluyoruz" demek istiyorum.
Şu "ilk kurşun masalı"
...kurşun sıkıldı ise, ilk kez işgalcilerin ilk
çıktıkları yerde ve Dörtyol'da sıkılmıştır. İşte "doğru" budur,
Ama, en yüksek yerdeki ve en saygı davet eden
zevat dahi, bu basit doğrudan korkuyorlar ve bu yanlışta ısrar ediyorlar. Çünkü
hegemonya budur; hegomonik durum yanlıştadır.
...tam o tarihte Hitler, Selanik'te Yahudi
toplayıp ölüm kamplarına sevk ediyordu,
...önce Yahudilerimiz'i vikaye etmeyi
düşündüler; karakollardaki ilk kurtarılacaklar listesinde adları başta
yazılıdır.
...o tarihte Yahudilerimiz için en emin yer
olarak Sovyetler'i biliyorduk. Hitler'in hayaleti yaklaştıkça Yahudilerimiz'i
en emin yerlere taşıdık,
...bir taraf diğer tarafı "Varlık
Vergisi" faciası deyip hep suçluyordu ve diğer taraf ise hiçbir şekilde
kendisini savunmuyordu,
Çünkü, yanlışa mahkum olan düzen'dir ve
"facia değil koruma idi", demek, düzeni deşifre etmektir.
Sabahattin, Bulgaristan'a geçmek üzere, Bulgaristan'a
adam kaçıran kaçakçı şebekesini yakalatmak üzere, gizli servislerle anlaşmıştı.
Sabahattin geçecek, şebeke yakalanacaktı, anlaşma buradadır.
Doktor Hayrettin Dalokay
İstanbul adli tıbbında doktordu,
Sabahattin'in adli tabibliğini yapmıştı, başında
eziklik yoktu ve arkadan vurulmuştu, haber
budur.
Kurtuluş Savaşı'nda, Ermeniler'den aldıkları
arazi, konak ve güzel kızları tahkim etmek isteyen Kürtler'in müsbet rolleri
var.
İsrael Devleti'nden önce, İbraniler'in, yurt
arayışları önemlidir. Kürtleri itersek ve İbraniler sadakatlarını yitirirse, ne
olur...
Hertzel, biz "Erçel" de
diyoruz, bir devlet adamı sayılıyordu ve sayıldığı zamanda devleti yoktu.
Kuzey Irak'ta bir savaş ilan edilmiştir; ne
askeri ve ne de komutanı var.
Birinci
Kitap
Yedekistan
İsimlerin
İbranileştirilmesi
...büyük romanlar, insanı hep eksikli olarak
yazdılar. Eksiksiz insan, romanın büyük paradoksu'dur
İnsanın insan-lıktan çıkarılışını Kafka ve
Huxley, önce ve çok iyi gördüler.
Orta Çağ'da papalık, bir sistemleştirici idi,
Aydınlanma'nın yaptığı da bu oldu; papalığı
etkisizleştirirken sistemli düşünmeyi halklaştırdı
Aydınlanma'da halk, haberi birbirinden alıyordu
ve tekelistan'ın en büyük imkanlarından birisi bunu yok edebilmesidir.
... tarikatlar'ın
büyük bir iki yüzlülükle, Furkan'ı, kararttığım söyleyebiliriz.
...peygamberler, büyük bir iki yüzlülükle
"lip-service", dudak ucuyla bağlılık ve methiye düzüldükten sonra, kürsülerinden
indirilmekte ve yerlerine bir sürü efendi ikame edilmektedir. Bu
peygamberlerin, fragmantasyon'u ya da parçalara ayırarak çoğaltılması
sürecidir.
Semavi dinlerin de fragmante olduklan bir
asırdayız. İnsanlar, fragmanlan ile yetiniyorlar.
Karartma'nın bir başka hali'dir (s. 26).
Arabi "resul" değil, Farisi
"peygamber" sözcüğünü tercih ediyoruz,
Tanrı-Verdi, "beren", Tanrı-Beren,
olarak da söyleniyordu,
"haber" aynıyla İbrani'de de var,
"bilgin" ve dindar anlamlarını taşıyor ve İbrani'de "b" ve
"v" birbirinin yerine geçtikleri için "haver" olarak da
yazılabiliyor. Öte yandan -al ve –el ekleri, İbrani'de de "Tanrı"
anlamındadır, Gur-el veya Gür-al, Tanrı'nın Aslanı
anlamını da veriyor. Aynı şekilde "haber-al",
Hakk'ın Bilgini olarak anlaşılabiliyor.
İnsanın sürüleşmesinin ilk büyük habercisi,
"peygamber" diyebilirim, Kafka idi,
Kafka'yı, "körleşme" ile Canetti
izliyordu,
Kafka, Çek ve Canetti ise Osmanlı tebası
olarak dünyaya gelmiş Yahudiydiler, ilkinin eşkanaz ve ikincisinin sefarad
olduğunu biliyoruz.
Şemon
İvri
...bir ülkede, onomastique, ki
"isim-bilim" ve "mezar taşlan okuması" yoksa, ciddi bir tarih
biliminden söz edemeyeceğimizi ısrarla ileri sürüyordum.
...tepkileri tümüyle "bilgiden korkma"
olarak anlayabiliyoruz.
Dünya Yahudi Ajansı'nın yaptığı işler, resmen
devlet kurulunca, İsrael İç İşleri Bakanlığı'na aktarıldı. İsimler, İbrani dili
ve tarihinden çıkarıldı ve hepsi "şemon ivri" adı altında toplandı,
ciltlercedir,
Grun, Amerika'daki adıyla, David Green,
Ben-Gurion, Isaac Shimshevich, Ben-Zvi, Golda Myerson, Meir, Shnayer Zalman
Rubasov, lsrael Shazar oldular; bunlar ilk sionistlerdendiler, sonra bakan,
başbakan ve cumhurbaşkanı olarak görüyoruz.
Hemen tanıyoruz, İbrani ş'leri "s"
olarak okumalıyız, "şem'', sem olmakla "isim" anlamına geliyor
ve İbrani' de "b" ve "v" bir birinin yerine geçebiliyor,
hep tekrar lamak ihtiyacını duyuyorum, "ibri" veya "ivri"
okuyabiliriz (s. 31-32).
..."nevzad" veya "nevzat'',
artık "doğan" oluyordu, daha eskiye gidip "tugan" diyenleri
de biliyoruz. Ancak sadece Türkçeleştirme ya da "arı dil" değil, bir
de an dil ile yeni isimler icat ediyorduk. "Erdal"
belki de ilk icatlanmızdandır.
..."d" ile "z" birbirinin
yerine geçebiliyor ve "erz" ya da "arz" ortaya çıkıyor,
tabii bizler, "erez" söylenişinden de haberdarız ve buna "al"
veya "el" sözcüğünün, İbrani' de de, "Hakk" anlamına
geldiğini ekleyebiliyoruz.
Bir kez "er" İbrani onomastique'te
önemli bir işarettir. Bir kez, Tevrat'ta, İbrani "Torah" veya
"Tora'', "er" adına rastlıyoruz. İkincisi, İbrani
"Har" sözcüğünü, "Har Zion'', ki "Sion Dağı"
anlamında, biz, h'yi yutarak ve "ar" veya "er" olarak
söyleyebiliyoruz. Üçüncüsü, "ar" veya "er'', "man"
veya "-men" misli "oglu" demek de oluyor (s. 34)...
"Soy" ise kavim anlamım da veriyor ve
"kök" ile birlikte sıklıkla tercih ediliyor.
Türkler'in istiklal marşında,
"Türk" sözcüğü geçmemektedir. İki, "islam" ve
"müslüman" kelimelerine de rastlamıyoruz. Üç, "Allah" ve "Tanrı"
yer almıyorlar. Dört, Türk tarihi ve kahramanlıklarına atıf bulunmamaktadır.
Beş, devam etmiyorum ve bu sırlı alana girmiş olanlar ile diğer araştırmacılara
bırakıyorum.
Kırım’dan Göçenlerde: Giray / Geray, Seray / Saray,
Bulut / Bulutgil / Bulutoglu, Kaya / Kale, Sıla / Selah / Aslı, Nadir, Kara / Karay,
Şahin...
Sabetay Sevi, İslam dinini kabul ettiğini söyleyip
"Mehmet" adını almıştı, acaba, bu tarihten önce, "Mehmet Ali"
ismi var mıydı...
Arap dünyasında "Mehmet Ali" adının
taşınmadığını ve taşınmasına da iyi gözle bakılmadığını biliyoruz.
Kurtuluş Savaşı'nda Ankara'ya ilgi duyan Aga
Han ...heteredoks idi, "ismaili" olduğu kesindir,
...ülkedeki Mehmet Ali'lerin tüm erkekler
içinde veya okumuş Mehmet Ali'lerin tüm okumuşlar arasındaki payı,
...medya ve/veya eğlence sektöründeki Mehmet
Ali'lerin payı,
Bu ad, bir pasaport olabilmektedir; taşıyanlara
hak etmedikleri imkanlar açabilmektedir.
Hazreti Süleyman ile İskender'e de Cen denir
ve biribirlerinden şöyle ayırdedilir: bad=rüzgâr, hatem=yüzük, mür=karınca,
div=şeytan kelimeleriyle birlikte söylenirse Hazreti Süleyman, cam=kadeh,
bade=şarap kelimeleriyle birlikte söylenirse Cemşid, ayine, sed kelimeleriyle
söylenirse İskender'dir.
Museviler, Cennet'in kapısını tutan meleklerin
sadece İbrani bildiklerini varsayıyorlar,
Cennet'e girişi garantilemek isteyen bir
Yahudi'nin mutlaka İbrani bir isim taşıması zorunludur. Ayrıca melek, sadece Tevrat okuduğu için de, bu isim, mutlaka,
tevratik olmak zorundadır,
(Özer) "Ozer" İbrani'de tamıtamına
"yardımcı" demektir.
...müslümanlar daEşkenaz-Yahudiler ile aynı
düsturdadırlar. Yaşayan babanın adı asla oğula konmuyor.
"Ezra" veya "Esra" bu,
"yardımcı'', anlamdadır.
Cohen / Kohen / Kagan / Kaan
Barkan: “Kohen’in oğlu”
Yahudiler, sanıldıkları kadar dil ve adetlerine
sadık olamadılar. Asuri esaretinde Arami konuştular ve nitekim, burada,
"ben" değil "bar" buluyoruz,
...müslümanlar ve Yahudiler'in eşkenaz kolu,
babanın adını yeni-doğan, "nevzad" demektir, çocuğa asla koymuyorlar.
Şahar / Sahar
Şalom / Selam / Şomer / Somer
Şakina / Sekine
Kenan / Canan
Evri / İvri / Evren
1980 Eylülist Darbesi, başında Orgeneral
Kenan Evren vardı, bir İsrael Derbesi'dir.
Aliye
Çok eskiden beri var, Mısır'dan çıkışa da
"aliye" deniyor, Erez İsrael'e uçmak anlamındadır. Kelime anlamı,
asansiyon veya yükseğe çıkış'tır,
Sultan Hamid'in, siyonistlerle mücadele ettiği,
tam bir falsifikasyondur. İsrael'in temelleri, Hamidiye Devri'nde atılmıştır,
Dokuzuncu Siyonizm Kongresi'nde Osmanlı
Delegesi, sonraki adıyla Munis Tekinalp, "vaad edilmiş toprak"
burasıdır, deyu haykırıyordu,
Birinci Aliye, 1882-1903 tarihleri arasında
gerçekleşmişti; Rusya ve Romanya'dan 20 bin ile 30 bin, Yahudi, Osmanlı mülkü
Filistin'e göçtüler. İkinci Aliye'yi, 1904-1914 yıllan arasında oldu, Erez
İsrael'e yerleşenlerin sayısı, ikincisinde 40 bin çevresinde tahmin ediliyor,
İyusuf Trumpeldor / Zion Katır Birliği'nin kuruluşuna öncülük etti ve Türkler'e
karşı Gelibolu'da savaştı,
Üçüncü Aliye, 1919-1923 yıllarındadır.
Nili/Nil
İsrael'lilere bir "yurt" ilk kez Balfour
Deklarasyonu'nda yer aldı, bundan dolayı bu Deklarasyonu, İsrael'in kurucusu
sayma eğilimi güçlüdür. Ama buna rakip olarak ve daha önce Zion Katır
Birliği'ni ve Nili Casusluk Örgütü'nü gösterebiliriz.
"Nili" daha çok, Nilüfer'in kısaltılmışı
olarak çağrılıyor,
Adalet'i de, Adalet Cimcoz'dan biliyoruz,
"Ada" yapıyorlardı,
Jabotinsky, Gelibolu'da, Türkler'e karşı savaşacak, Zion Katır Birliği'nin
fikir babasıdır,
Aaron Aaronsohn da, casusluk örgütünü
kurmuştur; Filistin ve Suriye ile ilgili bütün savaş bilgilerini, Kahire'deki
İngiliz karargahına aktarabiliyordu.
Aaron Aaronsohn, Cemal Paşa'nın
karargahındaydı, çok güvendiğini biliyoruz,
Şomer/Somer
"Şomer", İbrani, bekçi demektir ve
biz "somer" diyoruz.
Bekçiler, şomerim, Arabi konuşuyorlar ve Arap
veya Çerkes giysileri giyiyorlardı; İngiliz işgali başlayınca, Jewish Legion'a
katıldılar; Legion, Zion Katır Birliği'nin devamıdır ve Türkler'e karşı
savaştılar.
İrgun/Ergun
İbrani "İrgun" veya Türkiye'de
"Ergun", "teşkilat" anlamındadır.
"av", baba ve "ner", İbrani'de
ışık demektir, "nir" ile karıştırmıyoruz, (...) "avner",
ışığın babası veya "kandil baba" diyebiliriz.
"Ergun" adının, daha çok 1936
yılından sonra doğanlara konduğunu düşünebiliyorum. 1936 yılında büyük Arap
isyanı var.
Etzel /
Ezel
Ansiklopedi Judaica, "I.Z.L., Ezel or
Irgun" demektedir.
Ben Zvi veya Şabbatay Sevi de aynı harfle
başlamaktadır; "tz" veya b "sebi" ve çokça da
"zvi" yazılıyor; dolayısıyla, "ezel" çok daha standarttır.
Tammuz
/Temmuz
Sümerlerde bir Tanrı ve judaizmde bir ay
adıdır.
Altı Gün Savaşları'nda, 1967-Haziran,
Araplan, en çok zırhlı birliklerin ve tankların perişan ettiğine
inanılmaktadır.
Zırhlı birliklerin komutanının adı General
Tal ve tankın adı da "Tammuz" ya da Temmuz idi. Bu heyecanla isim
olarak da taşınmaya başlandı...
Bu arada "Tal" adı, bizde,
çevirinin dışında, Tali, Talu, Talia, Talya ve Talat olarak da taşınıyor.
Onomastique
ve Tarih
...pek çok Oz'lu veya Öz'lü isimlerin
İbranilerce de konduğunu görüyoruz. "Benderli" soyadım, bizde İbrani
asıllıların sevdiklerini ben de teşhis etmiştim,
Berk'tay (anlamı “Dağlı”) Kafkasya'da, "yahudi" yerine söylenir,
"oz/al", İbrani'de "Allah'ın
Gücü" anlamına geliyor,
...biz "Behzad" diyoruz, aslı
"Bihzad" idi, "Güzel Doğan" anlamındadır.
"Nevzad" ise "Yeni Doğan" veya sadece "Doğan" olabilir;
Halilzad'ı, "Halil Doğan" sayabiliriz, ama, "Halilzade"
olarak anlayabiliriz. Bir de Zalmay'ı var.
"Zalman" ve "Zalma" ise,
Macar Yahudileri'nin Şlome yerinde kulandıkları bir isim idi; bizde, buna
yakın, "Salman" var.
...ilk kurşun'un, ne demekse, İzmir' de, şimdi
Bülbülderesi'nde gömülü, Hasan Tahsin eli mahsülü olduğu, hem bir yalan ve hem
de bir "tarihe el koyma" teşebbüsü idi.
Dörtyol, güzel ve pek zengin bir Ermeni Köyü
idi.
Annem, "komşumuz Ermeniler'in çocukları,
Fransız üniformasıyla geldiler, oğlum" diyordu,
Irak işgaline gelenler, ister Kürt, ister
Afgan ve isterse Türk olsunlar, hepsinin Yahudi olduklarını biliyorum.
Stratejik pozisyondaki Amerikalılar da Yahudi asıllıdırlar; işgalin mantığı ve
dersleri buradadır.
Gershom Scholem,
...sadece isme bakarak, Sabetay Sevi'nin,
İspanyol Yahudisi olmadığı ve İspanya'dan göç etmediğini ileri sürebiliyor.
Scholem, Şevi adını yazarken, tam kastettiği
Tzvi'dir,
Sevi'nin, "İspanyol" değil
"Alman" Yahudisi olduğunu görebiliyor,
Washington'un, işgal altında Irak'ta
hapishanelere gardiyan seçerken, İbrani asıllı Amerikalılar'ı özellikle
seçtiğini düşünebiliyoruz.
"Mizrah'', doğu, ve "mizrahi"
doğulu demek olmakla birlikte, "Irak Yahudisi" anlamı da var.
Orgeneral Evren hiçbir stratejik pozisyona,
İbrani asıllı olmayanı getirmedi,
...anayasa'yı hazırlayan komisyonun başkanlığına
Profesör Orhan Aldıkaçtı'yı getirdi,
"Eli", benim Allah'ım demek olup,
diğer postüla ile birlikte, Mehmet Ali, "Sabetay
Sevi benim Allah'ım" anlamına
gelmektedir (s. 67).
Prens Cem'in oğullarından birisine
"Oğuz" adı koymasını da dikkate değer,
Osmanlı Hanedanı, türkisite yüklü isimlerden
ısrarla kaçınıyorlardı. Cem, bunun dışındadır,
Ladino, İspanyol Yahudileri'nin, bunlardan
Anadolu'ya göçenlere, çok eski kaynaklardan öğrendiğimize göre,
"Kendigelen" de diyorduk, "avdeti" de söylüyoruz, konuştukları
dildir. Demek, Menteşe Beyliği'nin adı, İbrani'de Mordehay olup, "Menteşe"
bir varyantı olmakla, Türkiye'de, Yahudiler tarafından kullanılıyordu.
Ukraynalılar'da Holub, Ruslar'da Golub,
Almanlar'da Tauber veya Taube deniyor; İngilizce "dove", güvercin
anlamı var.
İngilizce "Jonah" veya
"Jona" söyleniyor.
İrani Hemrah'ın, "Hamrah" da
söyleniyor, her ikisi h'sini yiyoruz; "emra" kalmaktadır.
"rah'', yol demektir ve
"hemrah", tam olarak "yoldaş" anlamındadır. Bizde
"emrah" veya , "emre" deniyor ki, Türkçe değil, bizim
ağzımıza uydurulmuş olan, bir Farisi sözcük'tür.
...diasporada, yerel isimlere benzetme
esası'dır, bu çerçevede "haluk" adının, İbrani "halutz"
veya "haluz" ya da "halus" karşılığı olduğunu
düşünebiliyoruz. "Oya" ise çok zaman "noya" için
taşınmaktadır, "ogan'', okan ve ulgen veya ülgen, "ülken"
yapılıyor,
Reconquista
İspanyolca,"yeniden-fetih" ve hatta
"ikinci-fetih" olarak anlayabiliriz; müslümanların İspanya'dan çıkarılması
anlamına gelmektedir.
Müslümanların son kalesinin de zapt edilip
kalanların perişan oldukları bu tarihte, Ferdinand ile İsabelle'in Yahudileri
de İspanya'dan çıkarma fermanını yürürlüğe koymaları sadece bir tesadüf mü,
yoksa arada daha mantıklı bir ilişki kurabilir miyiz...
İspanya'da Yahudiler, islamic iktidarlardan hayli
memnundular, Arap-Müslümanlar'ın adlarını alıyorlar ve benzer giyiniyorlardı.
Birbirinin tarikatlarını kabul ettikleri, karşılıklı olarak ayinlere
katıldıklarını biliyoruz; tasavvuf işte burada gelişmişti ve "kabala"
nerede ise bir köprü oluyordu. Öylesine kaynaşmışlardı ki, Hıristiyanlar,
Yahudiler'in, "işgalci" Müslüman devletleri desteklediklerini düşünüyorlar
ve öfkeleniyorlardı...
...zamanla Yahudilere karşı husumet ve baskı
artınca, "converso" oldular, bu "gündüz Hristiyan ve gece
Yahudi" anlamındadır...
İspanya'da Yahudiler, Müslüman-Arap yönetime
nüfuz etmişlerdi, iktidara ortak olma tecrübeleri var,
"sızmak" mutlaka benzemeyi
gerektirmektedir.
Pir Sultan Abdal'ın şiirlerine, İbrani ilahi
uydurduklarını, Tietze ve Yahalom gösteriyorlar; buradan, Pir Sultan'ı,
Yahudilerimiz ve Kripto'larımızın çok önceden bildiklerini anlıyoruz.
Garda Nasi
Yasef Nasi'nin halası ve kayın validesi
Yasef Nasi'nin, zengin halasının kızı Reina
veya Reyna ile evlendi,
Ufuk / "afeka" 'horizon' demektir.
1545 yılında, Türkiye'de Yahudiler,
"Türk" demiyorlar ve "İsmaili" tabir ediyorlardı.
Vladimir Jabotinsky, Türk'ün, Yahudiler tarafından "kuzen İsmael"
sayılmasına şiddetle itiraz etmektedir (s. 83).
Ege ve
Ata
İbrani "haggai" adı / Her zaman
olduğu üzere, baştaki h'yi yutabiliriz ve a'yı "e" yaptığımızda
ege'ye çok yaklaşıyoruz.
"hag" ile "hac" aynı
sözcükler, Arami'den gelmektedir.
Demek ki her gördüğümüz Hacı'yı, müslüman
sayamıyoruz.
Kur'an, Abraham'ı, "ata" kabul ve
Tevrat, tüm milletlerin ata'sı ilan ediyor,
"Atiye" Tanrı'nın hediyesi; biz bu
anlamda ata'yı değil atiye'yi kullanıyoruz.
Mehmet Ata / Nurullah Ataç'ın babası,
Guggenheimer&Guggenheimer,
"Bali" ve Macaristan üzerinde "Arpad" adlarının da
Abraham'ı ikame ettiğini kaydediyor.
“Memleketim”
Yahudi Şarkısı
Veysel
Batmaz
...o malum şarkı esasen, "Rabi
Elmelek" başlığını taşıyan bir İsrail ilahisi,
Bir İsrail parçasının üzerine Fikret Şenes (sosyetenin
meşhur Çapa'ların annesi) söz yazmış,
Kur’an’da
İbrahim
İkinci
Bölüm
Yahudi-Türk
İsimler Sözlüğü
1960 yıllarından itibaren (...) doğan kız
çocuklarında, "Merve" adı hızla artmaktadır.
İsrael'de yeni icat edilen isimler arasında
"merve" de var.
"marvah" olarak yazılıyor ve her
ikisinde de "Hagar" vesilesiyle geçmektedir.
Rabbi Kaganoff, İbraniyet, Hagar'ı aşağılıyor, "aşağı görüyor" demek
istiyor,
Hagar / daha
çok" Agar" olarak biliniyor. Biz " Ağar" söylüyoruz, g'leri
yumuşatmak dilimizde kuraldır.
"Macar" adı, bize, Eşkanazlar'dan
geldi
Şlome yerine "Zalman" adını da
Macar Eşkenazları'ndan alıyoruz
İbraniler'de, Yahudiler'in yaşadığı yerlere Tevrat'tan
isim vermek usüldür
The Land of Hagar / Hungaria / Hagar
Hint-Avrupa dillerinde, h'ler, İyonya'dan
Batı'ya geçerken, "s" oluyor; "Hindus" dediğimize,
"Hint" adı ile ortaklıkları var, Latin1er, "Sindus"
diyorlardı.
İspanyolca "Mikve", Ladino da
olabilir ve İbrani "Tikva", Türkçe karşılığı "Umut" ve Farisi
karşılığı "Ümit"
G.Scholem, Yahudiler'de olan üç isim
zorunluluğunun sabetayizmde de bulunduğuna işaret ediyor; ancak ilk adın
kutsal, hakodeş veya kudsi olması icap ediyordu, bu tevratik anlama
gelmektedir. Süleyman Özer Çiller veya Danyal Oral Çalışlar'da, bu kuralın
işlediğini görüyoruz (s. 106),
1993 yılında Profesör Çiller'in başbakanlık
koltuğuna oturtulmasını, o zaman da bir "darbe" ilan etmiştim ve
şimdi "İsrael Darbesi" diyebiliyorum.
Uğur Mumcu katledildi, Orgeneral Bitlis, bir
uçak kazasına kurban gitti...
Behar / Bayar
Julia / Hülya
Karay Yahudileri, "Şahin" adına
düşkündürler; "Balaban", küçük Şahin anlamındadır.
Abatci / Abacı
Aber / Haber
Abiad, Abyad / Ak, Livni, Livan, Livane
Abiri / Yiğit
Adir / Naim, Yaşar
Ahud / Şirin
Aleksander / Sander, Çandar
Amal-Tov / İşigüzel
Anan / Bulut
Anufa / Filiz
Arbel / Erbil
Aşer / Eser, Mut
Barak / Şimşek
Bakur / Doğan, Nevzat
Barzani / Barzani
Ben-gur / Bingür
Ben-sela / Kayalı
Caraso / Karasu
Caratche, Carotzi / Karaca
Cases / Kazaz, İpekçi
Cotton / Pamuk
Condia / Gonca
Ebiri, Abiri / Çetin
Edin / Haluk
Eşed / Çağla, Çağlar
Elazar / Mansur, Salman
Elia / Nabi
Ephrat, Efrta / Fırat
Erden / Cordan, Yarden
Erez, Eretz / Kıray, Ülke
Eşkol / Salkım
Even / Avni
Ever / Evren
Fadlon / Fadıl
Falk, Falco / Çolpan, Şahbaz
Fonaro / Fener
Gad / Uğur
Germisi, Germizi / Kırmızı: Eşkanazlar.
"garmaz" veya " g ram azi " diyorlar, Reuben kabilesinin
künyesidir; "benim adım kırmızı" demek, ben İsrael'in Reuben
kabilesine aidim, anlamındadır.
Gila / Neşe
Gilon / Şenol
Gur / Aslan, Gürel, Güreli
Har, Her / Dağ, Er, Erman, Arman
Hayim / Can, Canan, Hayat, Vitali
Herzl / Ersel, Erçel, Arsel
Hula / Hülya
Hur / Doğan, Nevzat
Huşa / Duygu
İmer, İmre / Emre, Emrah
İr / Kent, Kentmen, İrem
İsrael, İsrail / Ezel
İtzak, İshak / Sikel, Gülen, Gülümser, Hande,
Gülser, Gül
Jaffe / Güzel, Naim, Yaşar
Jaspar / Yeşim
Joşua / Babacan
Julia / Hülya
Kalav / Yiğit
Kaplan / Kohen
Karkom / Çiğdem
Katan / Küçük
Katzav / Kasap
Kavod / Onur, Şeref
Koc, Kotz / Koç
Kore, Korey / Çağrı, Korel
Koreş / Hüsrev, Hurşit, Güneş
Lavan / Ak, Çağan
Lev / Gönül, Aslan
Lital / Şebnem
Livni / Ak
Luria / Arı
Maarav, Marav / Batı, Batu
Malka / Ece, Belkis
Mar / Bey, Efendi
Maskil / Aydın
Mayan / Pınar
Mazal / Uğur
Meşi / İpek
Mira / Miray
Mişala / Dilek
Mişmar / Onur, Şeref
Mizrah / Doğu
Mokir / Şeref, Onur
Mordehay / Menteş, Murad
Moşe / Musa, Suda, Suden, Su
Naor / Aydın, Işık
Nasi, Naz, Nassi / Naci, Reis
Natan / Hediye
Neel / Nili, Nil
Nesim / Harika
Netzach, Nesa / Zafer
Nezah, Nezhi / Baki
Nili / Nil, Nili, Nilüfer, Sönmez
Nir, Nirel / Saban, Sabancı
Nitza / Tomurcuk
Nivhar / Güzide
Noy, Noya / Oya, Noyan
Nura / Nur, Işık, Ziya, Roksan, Rona, Rana
Oabed, Obed / Övet
Odem / Yakut
Ogen / Çapa
Omri / Ömür
On / Kudret
Ovadya / Tanrıkulu, Abdullah
Oz / Öz, Özal, Güç, Kuvvet, Uz, Tuana, Oğuz
Pakzagy / Pakize
Parla / İnci, Pelin
Peka / Filiz
Piliya / Ülker, Süreyya, Pervin
Ram / Yücel, Rahmi, Bülent
Razi, Raziya / Gizem
Rebeka / Beki
Rot / Kırmızı, Ruben, Adem
Sinai / Sina
Sion, Zion / Üstündağ
Sofer / Yazıcı
Sol / Soli, Güneş, Hurşit
Şahar / Seher, Tansu, Şafak, Altan
Şahed / Çağla
Şalom / Barış, Selam, Sulhi
Şay-el / Atiye
Şekel / Şikel
Şereş / Köklü, Soydan
Şimon / Şemsi
Şlome / Süleyman, Zalman, Cemşid, Cemgil
Şmuel, Şemuel / Şemi, Sami, Kemal
Şoşan / Suzan
Tab, Teva / Doğa
Tal / Şebnem
Timur / Tamer, Demir
Tov / Edgü
Turek / Türk, Türkel, Türker
Ulya / Hülya
Ur / Alev
Vita / Can, Hayati
Yahalom / Elmas
Yam, Yama / Deniz, Derya
Yavetz / Cavit
Yedidya / Ediz
Yahudi / Memduh, Berktay, Civelek
Yeor / Irmak, Nehir
Yom / Gün
Zilla, Tzillah / Çiller (Gölgede korunmada
anlamındadır)
Zohar / Zehra, Çolpan, Gündüz
Şirazi, İranlı-Yahudi şair olarak biliniyor,
İsrael'li tarihçi Shapira, İstanbul'daki
Karay'ların Kırım Hanı Şahin Geray'ı çok yüksek tuttuklarını da haber
veriyordu.
"Şahin" ve "Giray" ya da "Geray"
adına büyük bağlılık gösteriyorlar.
Yönetmek için cahilleştirmeye muhtaç oldular.
Selahattin Eyyübi, Kudüs'ü Haçlılar'dan
temizleyerek Yahudiler'e ibadet özgürlüğü sağlamıştı; bu nedenle
"Selahattin" adına bir eğilimleri var. Kaldı ki bu ad,
"Sıla" veya "Selah" adı yerine de geçebiliyor,
Cengiz, Rum Selçuklu Devleti'ni yıkarak,
Anadolu'yu, İngiltere ve Fransa'dan atılan Yahudiler için de bir açık kapı
haline getirmişti. Tarihin büyük bir tahrifatı ile bu kapının İkinci Bayezid
tarafından açıldığı yazılıyor,
"Tikva" karşılığı olarak
"Ümit" adı
Bu adın, Türkçe ile bir ilgisi yoktur ve
doğrudan doğruya Farisi' den ödünç alınmıştı; Farisi, "men umitvarım",
demek, "ümit'im var" anlamındadır.
"Petah Tikva" izledi; bir köydü,
"Ümit Pasajı" demektir.
Ben-Gurion, Filistin'e göçtüğünde ilk önce bu
köyde, Petah Tikva, Ümit Pasajı'nda çalışmaya başladı.
İngiliz mandası sırasında
"Ümidimiz", siyonizmin resmi marşı oldu.
Bizde ilk "Ümit" adının, 1920 yıllarında
doğanlarda görülmesini normal karşılıyorum. Ümit Haluk Bayülken ve Ümit Yaşar
Oğuzcan, ilk ümit'lerimizdendir
"Sebati"
ve "Berat" ya da Berati"; ilk bakışta Arabi ve İslami olduğunu düşünebiliriz.
Kesinlikle değiller,
"Berat", Şabtay Sevi'nin, İbrani ve
Rusçada, "Şabtay" çağırıyorlar, öldüğü kentin Osmanlı döneminde adıdır;
"Berati'', Berat'a nisbet edilmeyi anlatıyor.
"Ülgen" veya "Ülken", "Berat"
ile birlikte Sabatay Sevi'nin ömrünü tamamladığı yerin adı oluyor; kutsal
sayılıyor.
...onomastique, Türkiye'de, kasıtlı olarak
geri bırakılmıştır.
Judeo-Türkik isim yapmada, "-n"
veya "-an" ekleri son derece işlek görünüyorlar. İbrani
"Noya" adının başındaki "n" karakterini keserek
"Oya" yapıyoruz ve sıklıkla taşıyoruz. Ancak sonuna "n"
ekliyoruz ve "Noyan" olarak da taşıyoruz.
Sina Dağı, İbrani tarihte pek mühim,
Arabi "Sina" deniyor, ancak
Suriyeliler "Senay" tabir ediyorlar,
Judeo-Türkik
İsim Türetme
“H”
Üzerine & Har ve Hemrah
Kudüs'te "Har Tzion" var,
Sion sözcüğü de buradan geliyor; ancak tek
başına "Har" veya "Ar" ya da "Er", Sion'u
anlatmaya yetmektedir.
"Dağlı" sözcüğü, "İbrani"
yerine kullanılabilmekte...
Tsagik:
Çemişgezek & Erçel
B, V,
ve Abram, Evren
"Avner" ve "Abner" ,
ışığın babası anlamındadırlar
Hem "Abram" ve hem de "Avram",
yüce baba, anlamını veriyorlar.
"Kenan" , İbrani değil Ararni'dir, "Canaan"
Anglize biçimidir. "Erez İsrael" anlamındadır. "Erez",
Arabi "arz" ile aynı sözcük olmakla, "toprak" demektir.
Noya,
Oya, Noyan
İbrani'de "noya" güzel
anlamındadır.
Türkiye' de İbrani asıllıların pek çok kullandıkları
bir isim de Oktay'dır, "Ogiday" daha doğru söylenişi olmakla
"yükseliş" veya yükseğe çıkış, anlamına gelmektedir.
İsrael'in, "Altı Gün Savaşı" ile
Araplar'ı yenmelerinden sonradır ki, "br" karakterlerine bir hücum
başlamıştı, bunu görüyoruz. Eğer Ak'ı budarsak, "Burak" da bu hücum
içindedir.
...önemli olan "br" karakterleridir.
İbrani "eber" veya "ibri'', Fransızca "hebreu'', ki Fransızlar,
"ebrö" diyorlar ve İngilizler'de "hebrew" olup, h'yi manger
edersek, İngilizler tam "ebru" sesini çıkarıyorlar. Bizim yüz
yıllardır "cıfıt" dediğimizdir; o halde calque olarak taşınanlar
hariç, Ebru'lar bir ilan peşindeler.
Oz, Uz,
Öz
Oz, Öz, Uz, Ozan, Uzan... Hepsi, İbrani, "Oz'',
kuvvet ya da güç sözcüğünden geliyorlar.
Sadık,
Sıddık, Gole, Göle
"Karai yazarlar Anan için 'Saddık' deyimini kullanmaktadırlar ki bu Arapça Sıddık'ın tam karşılığıdır.
Davud ben Anan'ın, karaism'in kurucusu olduğunu biliyoruz. Ancak yeni
olarak, bu iki adın da, "Sadık" ve Sıddık'ın, Anan'ın künyesi olduğunu
öğreniyoruz.
"Moşe ha-Goleh" / "Sürgün'ün
Musa'sı" / Gole – Sürgün
Şay,
Say
İbraniyet'ten doğrudan isim alırken ş'leri
"s" yapıyoruz.
Şay'ın anlamı, Hediye'dir ve biz "Say" olarak taşıyoruz.
Şemtov,
Adıgüzel, Medina, Kent
Bizde İbrani asıllılar hem "Medina"
veya "Medine" ve hem de "Kent" olarak taşıyorlar.
Hayim'in tam çevirisi "Can" ve
İsak'ınki ise, "Güler" veya "Gülen" olmaktadır.
"İsak", İbrani' de,
"Güler" anlamındadır.
Karay Yahudileri "Gülüş" adını pek sevdiler
ve biz bunun İrani olanını, "Hande", tercih ediyoruz.
Berat,
Ülgen, Ülken, Ülsever
...tüm müslümanlarda "berat" adını
sadece ve sadece Türkler taşıyor,
"Büyük Klüp'', İbrani asıllıların üye
oldukları hep biliniyor.
Asıl adı "Ulqin" olmalıdır;
"Ülgen" veya "Ülken" olarak Türkçeleştirliyor. Sabetay
Sevi'nin uzun süre yaşadığı yerdir,
"bay" Türkçe'de zengin demektir ve
"bayülken" veya "bayülgen" sıklıkla karşımıza çıkıyor.
"Ülgen-alp" veya "Ülgen-er" biliyoruz.
Timur’un
Yahudiliği Rivayeti
Rivka
Gonen
İbrani asıllılar hem "Cengiz" ve
hem de "Timur" adını taşıyorlar.
Cengiz'in, Anadolu-Selçuklu Devleti'ni
yıkması,
Timur da Osmanlı emirliğini perişan etmişti
Yahudiler, şükran hislerini, isim yapıp
taşıyarak belli ediyorlar .
Timur, Tamer, Demir ve Temren, dördü de aynı
sözcüktür. Dördü de "demir" anlamındadır.
Üçüncü
Bölüm
İsimleriyle
Yahudilerimiz
Cehalet ile yalana düşkünlük içiçedir,
Cahil, yalancıdır.
Bizim tarihimiz ise yalancıların elindedir.
...biz Türkçe'de, İspanya' dan Türkiye'ye
iltica eden Yahudilere "kendigelen"
diyorduk.
...asıl göçler de 1492 yılından çok evvel
gerçekleşmişti,
İberique yarımadasından göç denildiğinde en
büyüğü 1391 yılında olanı idi; büyük bir "pogrorn" yaşanmıştı, Rusça
"büyük katliam" olup, artık teknik bir sözcük sayılarak geçmişe
uygulanıyor,
Rornanyotlar, Roma zamanından beri bu
topraklarda yaşayan Yahudiler, seferadlar gelince çok rahatsız oldular,
Burada, en az İspanya'daki benzer bir
"iktidar" olmayı hayal etmiş olmaları ihtimal ve imkan dahilindedir.
Bedrenin Destanı
...isyana Yahudi katılımı çok yüksekti.
Katılımı sadece Hud Samuel ile sınırlayamayız, "Hud" Yahudi anlamına
geliyordu ve ''Torlak Kemal" de deniyor, ''Torlak" yeni veya
"acemi" demektir, burada yeni bir düzen arayışı var.
...din değiştirmeler asıl bu tarihte başladı,
Salomon ha-Levi, katolik olunca, Pablo de
Santo Muria adını aldı ve piskoposluğa kadar yükseldi,
Teknik olarak "converso" deniyor,
bizdeki dar anlamı "dönme" ile olmasa da, genel anlamda "dönme"
ile özdeş sayabiliyoruz. Bir de "marranos" deyişi var,
Daha kibar bir söyleyiş ise "cristianos
nuavos", yeni hristiyan, deniyordu ve buradaki "yeni" sözcüğünde
istihza var; "öyle görünüyorlar ama Hristiyan değiller" demek
istiyorlar,
...anti-semitizm'in başlangıç tarihi Haçlı Seferleri'nin
başıdır. Yine aynı şekilde 1347 yılında başlayan Büyük Veba'dan dolayı ve
çaresizlikten çıldırma eşiğine gelen Avrupalılar, hemen Yahudiler sorumlu
tutuldular ve yakaladıklarını yaktılar,
Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'da en güçlü
olduğu zamanda, Osmanlı İmparatorluğu'nda en güçlü kişi Yasef Nasi...
Nasi, Felemek'in İspanya'ya isyanında rol
oynamış ve Beatrice Luna'ya kötü davranan Venedik'e savaş açılmasını sağlamıştı.
Birincisinden, Yahudiler için en rahat yer olan Hollanda çıktı ve ikincisinden
Kıbrıs Türkler'e geçti; Selim bunu Nasi'ye vermek istiyordu ve Sokullu
Mehmet'in engel olduğunu biliyoruz.
Yasef Nasi, Kıbrıs'a hakim olamayınca
Filistin'de Yahudiler'in gelişmesi için çok büyük destek oldu ve para harcadı.
Türkiye'nin Yahudiler için bir "rezerv
devlet" olmaları, "yedekistan" da diyebiliyoruz, Muhteşem Süleyman'la
başlamakta ve oğluyla devam etmektedir. Sonra, 1600 yıllarındaki kıyam ve 1820
yıllarındaki idamlarla gerilediğini biliyoruz (s. 209-210).
Laila: siyah-şark güzelliği, demektir. "Gece"
anlamı da var
Reina: Yidiş köklüdür, "temiz" ve
"saf' anlamı var. Ancak, Gross'un Jewish First
Names'de, "kraliçe"
gösterilmektedir.
Safran: "Çiğdem" varyantı da var;
amma "safran" nettir.
Varlık Vergisi'nin baş uygulaycısı Faik Ökte'nin,
dar anlamda sabetayist değil, kripto-Yahudi olduğunu kaydetmiştim,
Beki Bahar, Eşkenazlardan Bernard Nahum'u,
Koç Grubu'nun ileri gelenlerinden saymaktadır,
Ankara'nın en zenginlerinden Yasef
Esendemir'in, Varlık Vergisi sürecinde "Vehbi Koç'la olan ortaklığı
bozulmuş, bunun üzerine İstanbul'a göç etmişti" diyor,
Yasef Esen demir, Mustafa Kemal'in bir ara gelip evinde kaldığı Yasef Ruso ile
aynı şahıs,
Çeşitli kaynaklar, Fuad Bezmen'in, Ömer
Sabancı'nın, Varlık vergisi sürecinde, ortaklarıyla aralarının bozulduğunu
haber veriyorlar,
Her üç vakada da Yahudi ortaklar eriyorlar;
diğer tarafın da, asıl bu tarihten sonra büyüdüğünü görebiliyoruz.
...bizde kripto-Yahudiler var. Bunlar sabateyistlerden
ayrıdırlar; çok zaman sabetayistleri sevmiyorlar. Biliyoruz, Ilgaz Zorlu bize
gösterdi, sabetayistlerin, tekrar museviliğe kabülü çok zordur; nesebi sahih
bulmuyorlar.
Şair Nazım Hikmet, "Bedrettin Destanı"
ile ne büyük tarih tahrifatı yaptı; bilerek mi yaptı, bilemiyorum. Osmanlı
tarihini Kemal Tahir'den, Cumhuriyet tarihini Atilla İlhan'dan öğrenen bir
"aydın kuşağı" olursa tahribatı büyüktür,
Önemli olan Bedrettin değil, kazaskeri olduğu
Prens Musa'dır; Mehmet'in, büyük amcası Musa'dan çok etkilenmiş olması
mümkündür (s. 227).
Varlık Vergisi, bir göçe yol açmamıştır.
Fakat 6/7 Eylül talanında, 1955 yılındadır, Yahudilerin çok ciddiyetle ve
planlı olarak korunmalarına karşın, göç ettiler,
Pinto
Tarafından Onomasticon
"Hayati", tıpkı "Can"
misali, Vitali ve Vital karşılığıdır ve bunlar da, "Hayim"
çevirisidirler.
Soyadının önüne "Bay" veya
"Bayan" getirerek hitap veya yazmak, ilk kemalist dönemin mirası
olmakla, bizde daha çok gayri-müslim üslubudur,
Baruh Pinto'nun "The Sephardic
Onomasticon" namlı eserinden seçki:
Alev
Atias / Atiye
Aydın (İbrani , "Tanrı'nın Adaleti")
Öcal, Hıncal (Allah, Musa'ya, "öc
al" emrini veriyor. İbrani "nekamah" sözcüğü ile
anlatılmaktadır)
Acar / akar (Karmi'nin oğulları, suç işleyerek
İsrael'e dert açan Akar)
Ada / Adah (Süslenmiş, giyinmiş, örtünmüş)
Adoni (Bey'im, üstad'ım, sultan'ım vali'm, koca'm,
bay'ım)
Alaton (Pirinç, Allah Efendimizdir)
Almaleh (Tanrı, kralımdır)
Amiel (Halkımın Allahı)
Anter (Yeminli)
Ariel (Davud'un Ordugah kurduğu şehir, Allah’ın
aslanı)
Arman (Dürüst)
Aruh (Uzun)
Bağış (Bağış)
Bali (Efendi, koca)
Baran (Ulu, iri, koç)
Bayar (Kuyucu, muslukcu)
Bener (Dürüst İnsan)
Eli (Allah'ım)
Emre (Aşık, düşkün, kardeş)
Ergil (Güvenilir)
Erim (Müjde, hediye)
Hatem (Tayin etmek)
Haver (Haber, ortak)
Hazan (İlahici)
Kamhi (Unlu ve un satıcısı)
Karaso / Karasu (Kriş)
Karavil / Keravi/El (Allah'ın Savaşcısı)
Kazaz (İpek ipliği bükücüsü)
Namer (Kaplan)
Nogay (Şaşalı, ihtişamlı)
Penso (Düşünceli, endişeli)
Saba (Büyük baba, alim)
Savar (Zeki)
Semah (David hanedanından çıkacak Nesil)
Şaked / Çağla (Badem)
Tan (Çakal)
Terem / Terim (Öngörmek)
Vidal / Vital (Hayati)
İsimleriyle
Karay Yahudileri
Karay Yahudileri, çok uzun yüzyıllar, ne Kırım'da
ne de İstanbul'da, kendilerini sakladılar, Yahudi kimlikleriyle yaşadılar. Esas
yurtları İstanbul'dur.
Karay'lar (...) Romanyot oldukları kesindir,
İsrael Devleti kurulmadan önce, Yahudiler
arasında İbrani-şinas son derece azdı ve üstelik Alyans Mektepleri akabinde çoğu
pek cahil ve pek de yobazdılar.
Doğu judaizmi'nde en büyük hizip, Karaizm,
Sekizinci yüzyılda patlamış olduğunda kuşku bulunmuyor.
Karaizm'in kurucusu Rabbi Anan ben Davud
ha-Nasi olup soylu bir aileden geldiği kabul ediliyor,
İster Kara-id ve ister Rabbinik olsun,
Kırım'daki Yahudiler, "Çıfıt Kale" denilen bir gettoda yatmak
mecburiyetinde idiler; gündüz Seray'da ve gece "Kale" veya Kaya'da
yaşıyorlardı.
Eğer Karay Yahudileri, Hazer Yahudileri'nin
devamı iseler (...) Karay Yahudileri'ni, Türk aslından ve Musevi dinine
dönenler olarak mütalaa etmek zorundayız.
Kevin Alan Brook
İsrael kavmini genişletmeye yönelik
çalışmalarıyla da tanıyoruz; kayıp kabile bulmaya çalışıyor,
Karay'ların Hazer Yahudileri'nden
geldiklerini öne sürenlerin başında,
Karaylar, sürekli olarak Rabbinik Yahudileri
kötülüyorlar (s. 252),
D.M. Dunlop, Atıl'ın,
Hazar Yahudi Devleti'nin baş şehri olduğunu bize haber vermektedir (İdil /
İtil), "Volga" olarak da biliyoruz.
Hazar Yahudileri için "Çiçek" adı
çok önemlidir.
Hazar Kralı, biz "Hazar Bek'i"
diyoruz, iyi ilişkiler kurabilmek için Prenses Çiçek'i, Roma İmparatoru'nun
oğluna eş olarak göndermişti; Çiçek daha sonra İmparatoriçe İrene oldu.
Hazar Yahudileri'nde, Çiçek'ten başka
"Hatun" adı da çoklukla taşınıyor.
Erkeklerde ise, "Alp", Bagatur veya
"Batur" ile Tarkan adına da sıklıkla rastlıyoruz (s. 255).
Profesör Dunlop, Mesudi'ye dayanarak,
Türkler'in Hazarlar'a "Sabir" dediklerini (...) haber veriyor ve
Hazar Devleti'nin ilk Yahudi kralının adını da "Sabriel" olarak
bildiriyor,
Yahudi Hazar Devleti'nde, Atıl' dan önceki
başşehirlerden birisi de "Sarkil" idi,
Ruslar'ın eline geçti ve "Byelo Vyeja"
dediler ve tam karşılığı Beyaz Kale'dir.
Karay Yahudileri'nin Tevrat'tan alıp
taşıdıkları isimler ise şunlardır; Dina, Mariam, Rahima, Dogmara, Tamara, Anan,
Ester, Stira, Beruha,
Büyükelçi
Onur Gökçe
Türkiye'de büyükelçilik daha çok İbrani
asıllıların timarı'dır,
İbrani isimler repertuarında,
"kavud" var, karşılığına "onur" koyabiliriz.
Bahai'ler, İsrael'in koruması altındadırlar.
Hadassa hakkında
Amerika'da kurulmuş, "kadın sionist
örgüt"
İsrael’de
Türk Diplomatlar
İsrael'de, Türkiye' den giden Yahudiler'in
bir derneği var, "Arkadaş" adındadır.
Sadi,
Sadiye, Sadun
Saadiah ben Yosef, Dokuzuncu yüzyılda yaşadı,
İbrani "Gaon" unvanıyla tanınıyor,
Babil'deki akademilerde baş öğretmene
"gaon" deniyordu.
"sad", İbrani' de destek anlamındadır.
En çok "Sadi" olarak taşınıyor,
Selçuk
Yahudi Mi?
Profesör Dunlop, Tuqaq'ın, Selçuk'un babası,
Yahudi hazar sarayında bir komutan olduğunu naklediyor ve ölünce, oğlu Selçuk
da, Yahudi Hazar Devleti'nde önemli yere geçiyor,
judaizm, Selçuklulara ve "Selçuk"
adına, Haçlılar'a karşı bir baraj kurmaya çalıştıkları için sempatiyle
bakmaktadır.
Saki,
Seki
...sadece İbrani'ler tayin ile şarkıcı veya
romancı yapılıyorlar.
İkinci
Kitap
İşgale
Doğru
Birinci
Bölüm
Nova
Tazminat
Tanzirnat'ı bir iç savaş sonucu olarak ele
aldığıma göre, Nova Tanzimat'tan da bir savaş süreci içinde söz etmem
normaldir.
Türkiye tarihinde "Birinci İç
Savaş" dediğim, kendisini düzensizlikler, devlet otoritesinde boşluklar,
darbe ve ihtilallerle sürdüren karışıklıklar dönemi, ı806-1826 yıllarında
oluyor,
İkinci iç savaş saptaması, 1906-1926 dönemini
kapsıyor,
...savaşlar egemenlik amaçlıysa, iç savaşlar
"düzen" üzerinedir,
Birinci
Tanzimat
1774 Küçük Kaynarca Antlaşması (...) öncesinde
Osmanlı İmparatorluğu bir büyük devlet ve Rusya ise ikinci sınıftı,
1768 Türk-Rus Savaşı, Türkiye'nin ha.13.
kendisini büyük devlet sanmasından doğmuştur, Rusya, Polonya üzerinde bir
korumacılık, protectorat, kurmak istiyordu ve Türkiye buna itiraz ediyordu,
savaşın nedeni budur.
Küçük Kaynarca utancı sadece Üçüncü Selim
türünde aydın ve yenilikçi bir sultanı tahta çıkartmakla kalmıyor ve aynı
zamanda, büyük devletlere, Türkiye'yi, yeniden Asya'ya sürme programını ilham ediyordu.
1830 yılında İran ile yapılan Türkmençayı
Antlaşması ile de, o zamana kadar İran Ermenistanı olarak bilinen çok geniş
topraklar Rusya'ya geçiyor ve Rusya Ermenistanı doğuyordu.
(bundan sonra) Rusya'yı durdurmak ile Türkiye'yi
yaşatmak aynı politikanın iki adıdır.
Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim'in komutasındaki
Mısır kuvvetlerinin İstanbul'a karşı yürüyüşe geçtiğinde (...) Arap nüfusunun
yoğun olduğu eyalet ve vilayetler bir yana, Türkler'in rengini verdiği
vilayetlerin bile İbrahim komutasındaki Mısır kuvvetlerine büyük bir teslimiyet
ile kapılarını açması ile düzenin çürümüşlüğünü, kör gözlere de gösteriyordu.
Tanzimat" denilen, aslında iki fermanlı bir düzenlemeler dergisidir,
Her ikisi de Osmanlı yurtt aşlarına burjuva
hukuk garantileri getirmeyi amaçlıyordu; fakat, esas hedefin, Osmanlı
İmparatorluğu içinde yaşayan ve müslüman olmayan tebaa ile Elen, yahudi, Ermeni
unsurlara koruma sağlamak olduğunu biliyoruz.
İç savaşlar elit savaşlarıdır; elitler
öldürülürler,
Olumlu ya da olumsuz her türlü siyasal
tahlilde baş yeri tutan İttihat ve Terakki
Ekolü'nü biliyoruz; yalnız, bunun, Askeri Tıbbiye'de dört öğrenci tarafından
kurulduğunu çokça zaman bir dipnot olarak tutup tahlillerimize almıyoruz.
...Hamid,
teknokratik reformasyonu sürdürürken, eninde sonunda monarşiyi yıkacak
aydınlanmacı örgütlenmeleri karartabilmek için, polis baskısından ayrı olarak,
türkist ve islamist programlardan medet umuyordu; Hamid'teki cılız pan-türkist
ve oldukça gelişmiş pan-islamist yönelişlerin kaynağını burada buluyoruz.
...hamidist dönemde, pan-türkizmin İngiliz ve
panislamizmin de Alman emperyalizminin programları olduğunu da eklemek
durumundayız.
Büyük Britanya'nın Konstantinopol Büyükelçisi
Lord Stratford Canning
kendisini İstanbul'da hakim-i mutlak ve
Sultan Mecid de dahil, Tanzimat'ın üç diktatör paşasını, Reşid, Ali ve Fuad'ı
da kulları saymamız zorunludur; oysa, bu gerçek dışıdır.
İkinci
veya Yeni Tanzimat
Bin dokuz yüz doksan dokuzu, zamanında,
"karşı-devrim" olarak niteliyordum ve şimdi bir Nova Tanzimat'tan söz
ediyorum,
Nova Tanzimat'ta paralel hükümetin başında
Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara Büyükelçisi Mark Parris ve Washington'daki
Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Grossman'ı teşhis edebiliyoruz.
Yeni
Tanzimatın "Fermanı"
1999 Mayıs ayı sonunda Ecevit-Schröder
yazışmaları,
Benzerlikler
ve Farklar
İkinci
Bölüm
New York’ta
Oz’lar
New York'ta "Öz'', Oz'dur.
Oz-Gur
Atilla Karaosmanoğlu'nun oğluna bu adı, 27
Mayıs Devrimi'nin özgürlük ortamında koyduğunu düşünebiliyoruz. 1960 yıllarının
başlarında "devrim" veya "özgür" adları yaygın idi;
biliyoruz.
Oz-Gur'e, İbrani "Gur'un Kudreti"
dışında bir anlam veremeyiz; nitekim Tevrat'a göre "Gur" güçlüdür.
Sevi'yi kapattıkları yere, taraftarları
"Migdal Oz" adını vermişlerdi ve "Güç Kulesi" diyebiliriz.
Kapılar liyakata ve yeteneklere kapalıdır ve
sadece isimler açmaktadır.
Üçüncü
Bölüm
Mit ve
Matbuat
Ş. Atasagun: "MİT'in hedefi olmuş
birinin Cumhurbaşkanı olması imkansızdır" (Sabah, 11 Ağustos 2000,
"Özal'ı kim dinledi?" başlıklı haber)
İçişleri Bakanı S. Tantan'ın, "Kasırga
Operasyonu" nedeniyle yaptığı bu basın toplantısında, Bakan Tantan,
Hizbullah ve Uğur Mumcu operasyonlannda, MİT'in, hiçbir katkısı olmadığını
açıklıkla belirtiyordu (Hürriyet, 5 Eylül 2000, "Yolsuzluk 1. tehdit"
haberi)
MİT, iç istihbarat alanında bir hiçtir.
Fabrikatöre, el altından bilgi veren ve yazılar
hazırlayan bir Emekli Hava Kurmay Albay, 16 Mart 1983 tarihinde İstanbul'da CIA
mensubu ile gizli buluşma sırasında suç üstü yakalandı. Eymür'ün
"fabrikatör" kod ismiyle anlattığı, Doğu Perinçek'tir,
Emekli Hava Kurmay Albay Turan Çağlar: Banş
Manço'nun kayınpederi ve dolayısıyla Lale Manço'nun babası,
MİT'çi
Gazeteciler Tartışması
...
Yargıtay Başkanı S. Selçuk'un, Amerika
Birleşik Devletleri'ne yaptığı gezi (...) ABD'nin en zengin Türklerinden Ali
Rıza Bozkurt tarafından organize edildi,
Matbuat, bugün, vahşi kapitalizmin en çok at
oynattığı sektörlerin başındadır.
Sezer
ve Matbuat
Az adaletsizlik, tam adaletsizliktir,
Matbuat
ve Cehalet
Turgut Özal ve Demirel
...her ikisi 27 Mayıs 1960 Devrimi ile askere
alındılar ve yedek subaylıklarını, Planlama'da, yanımızda yaptılar.
...biz o gün de bu gün de Özal'dan daha bilgisizini
hiç düşünemeyiz.
...sadece ve sadece Red Kit okumakla
övünüyordu. Yerine geçen Demirel'in böyle bir övüncü bile olmadı,
Cehalet varsa tahrifat vardır.
Dördüncü
Bölüm
Nev
Müslim
Ata
Özer
Müslümanlığı seçmiş görünmekle gizlice
Yahudiliği uygulayanlara, "nev-müslim" deniyordu.
Ata Özer, taksi olarak çalıştırdığı otomobillerini
saymakla işe başlıyor ve saymayı bitiremiyor.
Emre
Belöz
Gülen Tarikatı, transferlerde ve bazen da
trafik kazalarında başı derde girerse, yardım ediyorlar.
Trabzon-Balat
...ak-ist saylavlarından birisinin adı F.
Özak olmakla, bakan çıktığında, gazeteler, eşinin ismini "verda"
olarak yazdılar. Uygun'dur. İsrael'de "Varda" çağrılıyor,
Hem Kasımpaşa'da ve hem de Balat'ta İbrani
izleri var.
...bizde İbrani asıllılar, "Ata" adını,
Abraham yerine de taşımaktadırlar.
---
Salyangoz Yayınları
İstanbul, Eylül 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder