Çankırı ve çevresi aile ve kişi lakapları üzerine bir inceleme - YLT
Rabia Altıntaş, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Hacı Bayram Veli
Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022
Çankırı antik dönemde Paflagonya Bölgesi’nde bulunmaktadır.
…antik ismi Gangra’dır
Osmanlı zamanlarında şehrin antik adı korunmuş, Kangırı veya
Kângarı olarak kullanılmıştır.
Şehrin adıyla ilgili mitik hikaye: Poseidon’la Aryes’in
çocuğu Nikostratos hayvanları için otlak arar. Bugün Çankırı olan bölgeye
gelir. Sürüsündeki oğlaklardan birinin adını buraya verir: Gangra
Bu isim Küçük Asya tarihi ve İslam ansiklopedisinde ‘keçisi
bol yer’ anlamına gelmektedir.
Geleneksel sohbet toplantılarından olan Yaren Kültürü 2010
yılında UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesi’ne girmiştir.
Lakaplar
…lakaplar insanların çevresiyle kurduğu ilişkinin bir
çıktısı olarak meydana gelmiş adlardır.
Arapça bir kelime olan lakabı (çoğulu elkab) dilciler
“nebez” ile açıklarlar. Nebez “bir kimseye gizli kalmasını istediği bir
ayıbıyla hitab etmek” anlamında gelir. Ancak sonradan aslında “sıfat, vasıf”
demek olan, genellikle “kişinin severek aldığı, onu toplum içinde yücelten ad”
anlamındaki na’t lakap karşılığında kullanılmaya başlanmış.
Lakapları ana başlıkta olumlu ve olumsuz olarak ikiye
ayırmak gerekir.
İş ve Uğraşlara Bağlı Olarak Verilen Lakaplar
…köylü ona bahçeye sürekli bal kabağı ektiği için Kabak
Sultan dedi a
Çok civciv yetiştirirlerdi. O yüzden onlara ‘Civcivler’
dediler. Ama sonra sonra konuşa konuşa Çiftçilere döndü, bize de ‘Yulafçılar’
derler. Bizimkiler çok yulaf ekermiş. Yulafçılar yulafçılar derken zamanla
‘Lafçılar’a dönmüş. Adımız ‘Lafçılar’ kalmış.
İp satan babanın oğluna İpçinin Hasan denildiğini ama
zamanla bu ifadenin İtcinin Hasan lakabına dönüştüğünü belirtmiş
İş ve uğraşlara bağlı lakapların büyük bir çoğunluğu tarım
ve hayvancılık
Eniştem bahçede çok gül yetiştirirmiş. Bu yüzden ona hep
‘Gül Enişte’ dedik, köy halkı da bizden duya duya eniştemin ailesine
‘Güllüoğulları’ demeye başladı.
İstiklal Harbi zamanında ekin, buğday kıtlığı nedeniyle
çavdardan ekmek yaptıkları için onlara “Çavdargil” denildi
Dedem medrese eğitimi görürken o zaman cübbe sarık gibi
şeyler giyerlermiş. Ona da peş demişler bu yüzden lakabı “Peşli” kalmış.
Müzeyyen Abla hacamat yapardı baş ağrısına sırt ağrısına iyi
gelirdi. O yüzden ona ‘Kancı Müzeyyen’ deriz,
Kahya anlamında Kah Emmi demişler.
Rüştüyenin ilk müdürlüğünü yapıyor o yüzden o aileye
‘Rüştüyeler’ deniyor.
Biraz küçükçe olduğu için traktörün üstüne bindiğinde ceket
gibi görünürmüş bu yüzden ona ‘Ceket’ demişler.
Gözleri çok pörtlek pörtlek olduğu için ona ‘Pertleme’
derlerdi.
‘Köseler’ derlerdi. Pek sakalları çıkmazmış.
Hiç saçı sakalı olmadığı için adama “Cıbır” diyorlardı.
‘Godak’. Kısa boylu, bodur, inatçı hızlı hareket eden
adamlara diyorlar
Gübül kısa boylu bodur anlamına da geliyor
Kaba konuşurdu / O yüzden ona “Hom Hom” derdik.
Kafası küçük olduğu için ‘Kuş Kafa’ derler
Olumsuz Bir Davranıştan Dolayı Verilen Lakaplar
Aslan amca sürekli yalan söylermiş o yüzden lakabına da
‘Yalancı Aslan’ demişler
Bamsı Beyrek’te bulunan Yalancı oğlu Yaltacuk karakterinin
söylediği yalandan dolayı Yalancı oğlu Yaltacuk olarak isimlendirildiği
görülmektedir.
‘Niye öyle çalık çalık yürüyorsun.’, demişler. Lakabı bu
yüzden ‘Çalık’ olmuş. Aileye de Çalıklar demişler.
Köpeği tombul tombuldu. Köpeğe ‘Tomuş’ derlerdi. Sonradan
onun adı da ‘Tomuş’ oldu.
Emmim hiçbir türküye oynamazmış ama Gülhan türküsünü duyunca
hoplaya hoplaya oynamaya başlarmış. Bu yüzden ona ‘Ninniri Tevfik’ demişler.
Çok çalışkan biriydi, bu yüzden ona ‘Taksi gibisin’ demişler.
Sonuç
Olumlu, olumsuz, ata, dede, baba isminden gelen aile ve kişi
lakapları, kişinin sürekli tekrarladığı kelimelerden ya da çıkardığı seslerden
kaynaklı aile ve kişi lakapları, bir olaya bağlı olarak ortaya çıkan aile eve
kişi lakapları, kişinin kendini tekrarlayan davranışlarından dolayı verilen aile
ve kişi lakapları, çıkış sebebi bilinmeyen/hatırlanamayan lakaplar, söyleyişte
değişime uğrayan adların lakap olarak değerlendirildiği görülmüştür.
…medya ve teknolojinin kişilerde zaten var olanı onlara geri
pazarladığı görüşüne varılmıştır.
Fakire Gullep takmak kolaydır
Deyimdeki fakirliğin nicel anlamdaki fakirlikle alakalı
olmadığını kişinin nitel özelliklerinden yani dış görünüşü, fiziki bir kusuru,
hal ve hareketleri ile alakalı olduğu görülmüştür.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder