9 Ağustos 2024 Cuma

Kars'ta kullanılan lakaplar üzerine bir inceleme

 

Kars'ta kullanılan lakaplar üzerine bir inceleme - YLT

Sevinç Hasbay, Yüksek Lisans Tezi, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019

 

Kars Hakkında Genel Bilgiler

Kars bölgesinin ilk adı MÖ 12.yy Asur kaynaklarında Daiaeni, MÖ 9. yüzyılda ise Urartu kaynaklarında Diauehi olarak geçmektedir. Strabon’un Geographiga adlı kitabında bölge Corzene olarak adlandırılmakta, bugünkü adı ise ilk defa MS 2. yüzyılda Ptolemaios’un coğrafya kılavuzu kitabında Charsa -Chorsa olarak görülmektedir. Gürcü kaynaklarında ise Kars adı “Kari” kapı, geçit anlamlarında kullanılmıştır.

 

Kars adının / Gürcice “Karı”(kapı) kelimesi ile ilgili olan “karıskalakı” yani “kapı şehri” tabirinden geldiği meselesi hakikate daha yakındır. Kaşgarlı Mahmut ise Divan-ı Lügat’it Türkte, Kars’ı: Deve ve koyun yününden yapılmış elbise, şal, kuşak ve dokuma” anlamında ve “Karsak: Derisinden güzel kürk yapılan bir hayvan bozkır tilkisi; Buharalı Şeyh Süleyman’da “Kars: Şal, kuşak, dokuma, bel bağı fota( ipek peştamal), miyanbend ve “Karsak: Sincaptan büyük karnı çil bir nevi hayvan ismidir, tilki, mani” diyor.

 

Kars’ın Yontma Taş Çağı’ndan itibaren kesintisiz iskan gördüğü anlaşılmaktadır. Bölgede Huriler, Urartular, İskitler, Partlar, Sasaniler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Gürcüler, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyet kurmuştur.

MÖ 8. asırda Kimmerler buradan geçtiler.

M.S. 7. asırda İslâm orduları bu bölgeyi fethedince Ermeni derebeyleri, Abbasi halifelerine tâbi oldular.

Ani şehrini başşehir yapan Ermeni derebeyleri 1044’te Bizanslılar tarafından bölgeden kovuldular.

1855 tarihinde Kars tabyalarında Ruslara karşı kazanılan zaferden sonra Sultan Abdülmecit tarafından Kars’a Gazilik Madalyası verilmiştir.

1877-1878 Osmanlı Rus savaşından sonra bölge Rusların eline geçti.

Türk İstiklâl Harbi’nde 15’inci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa, 30 Ekim 1920’de Kars’ı kurtardı.

 

“Kars Zafer Madalyası” aynı zamanda Anadolu’da bir şehre verilen ilk gazilik madalyasıdır.

 

Kars çevresinde, sözde dinsel ve etnik durum çok karmaşık bir boyutta olup esas itibariyle Terekeme, Karakalpak, Yerli, Kürt, Azeri ve Türkmenlerden oluşan sosyal bir yapı mevcuttur.

Bu grupların tamamı, Türk ırklarından olmalarına ve Türk vatandaşı olmalarına rağmen, kendilerini ilk anda Türk olarak adlandırmazlar. Türkmen diye adlandırılan grup ise Alevi Türkleridir. Bölgede Türkmen denilince genel olarak Alevi; Alevi denilince de Türkmenler akla gelmektedir.

Bölgedeki insanlar arasında Hanefi, Şafii, Caferi ve Alevi mezhepleri yaygındır.

 

Kars ilinde sert bir yüksek yayla iklimi hüküm sürer. Sibirya yüksek basınç merkezinin tesiri altındadır. Kış yedi ay sürer. Kar yağışı fazladır. Senede 50 güne yakın kar yağar ve toprak 100 günden fazla karla örtülü kalır. Kar yerden kalkar kalmaz her yer yeşilliklere bürünür.

 

Dede Korkut Hikâyeleri’nde bir çocuğun ad alması için, ses getirecek bir iş yapması, bir kahramanlık göstermesi gerekir.

 

Eski Türklerde ad verme geleneklerinden biri de çocuğa, doğumdan sonra, loğusanın kendine geldiği anda ilk gördüğü şeyin adının verilmesiydi.

Altay Türklerinde Çocuğa loğusanın odasına ilk girenin adı verilmektedir.

 

Türkiye’de yeni doğan çocuğa doğduktan birkaç gün sonra (genellikle üç gün veya bir iki hafta sonra) bir tören yapılarak ad verilir. Çocuğun adı genellikle evin en yaşlısı tarafından verilir. Bazen de eve çağrılan hoca veya cami imamı, çocuğun kulağına ezan okuyarak adını verir.

 

Lakaplar vs.

 

Sonuç

Kars’ta insanların özellikle dış görünüşüne göre lakap verdikleri gözlemlenmiştir.

Göze çarpan ilk unsurun fiziksel özellik olması bunda belirleyici olduğu şüphesizdir.

İnsanların fiziksel kusurları lakaba kaynak oluyor.

Bu durum Kars halkının insanlarda standart bir biçim aradığına da atıfta bulunur.

Kel, kör, sağır, çok uzun, çok kısa, çok şişman, çok zayıf… Bunlar hemen lakap radarına takılır.

Konuşması kusursuz, açık ve net olmalıdır. Ağzının içinde gevelememelidir. Dili peltek, kekeme olursa bu bir kusurdur. Bed suvat (suratsız) olmamalı her zaman güler yüzlü, neşeli olmalıdır.

…hayvan ve eşya isimlerinin lakap olarak sıklıkla kullanılmış…

…sülale adının kullanılmasıyla oluşturulmuş lakaplar…

Lakaplarda en çok kullanılan renk kara olmuştur.

Lakaplar yöre halkının, günlük hayatta kullandığı araç -gereçler hakkında da bilgi verir.

Lakaplar halk kültürünü ve kültürel değişmeleri yansıtır.

…kullanılan lakaplar yöre halkının geçim kaynağını gösterir…

 

Lakaplar Genellikle alay, yergi ihtiva ettiği için ve kötü anlam çağrıştırdığı için insanların arkasından söylenir.

 

Kars’ta kullanılan 900 lakaptan sadece 56’sı kadınlara verilirken 844’ü erkeklere verilmiştir.

Yaklaşık 900 lakaptan 170’i aşağılayıcı; 44’ü anımsatıcı; 20’si yüceltici; 358’i tanıtıcı; 35’i hikaye edici; 3’ü sevici anlamda kullanılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder