Türk kültüründe kişi adları (Türkiye sahası) - Doktora Tezi
Müjdat Kızıloğlu, Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi,
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2021
Bu çalışmada, ad verme kültürüne bağlı olarak Türklerin
kullanmış olduğu kişi adlarının ilk kaynaklardan modern döneme kadar mitik,
tarihî, dinî, siyasî, coğrafî veya sosyal şartlar dâhilinde geçirmiş olduğu her
türlü gelişim ve değişim, Türk folkloru bağlamında incelenmiştir.
Ad verme, adlandırılan kişiye ailevi bir tahayyül ve
kültürel birikimle yoğrulmuş sembolik bir tarih hediye etmektir.
Ad verme geleneğinin /ilk/ örneği olan Atina’daki “amphidromia”
uygulaması, yenidoğana onuncu gününde adını koymak üzere düzenlenirdi. Onuncu
gün bebeğe, baba ya da babanın soyundan bir yetişkin erkek tarafından adı
konulurdu. On günlük bebeğin adlandırıldığı günde ona, “muzafferlere özgü saç
kurdelesi” armağan edilirdi.
Roma adlandırma sisteminde ad sadece kişiyi bireyleştirmeye
değil, aynı zamanda onun ailesi ve toplum içindeki yerini göstermeye de hizmet
ederdi.
Eski Araplarda da topluma kabul edilmede özgür ailelerin
erkek çocuklarına, daha küçük yaşlarda karakterlerini etkilemek için kötü ve
zararlı hayvanların isimleri verilirdi.
Câhiliyye Araplarında “Biz çocuklarımızı düşmanlarımız;
kölelerimizi ise kendimiz için isimlendiririz.” anlayışı hâkimdi
Mezopotamya’nın eski sahiplerinden olan Asurlular, isim
verirken en çok dinî duyguların tesirinde kalmış ve genelde ilahların
isimleriyle çocuklarını adlandırarak toplumsal kabulü yerine getirmişlerdir.
Babillerde bir çocuğun doğumu, özellikle de erkek çocuk
doğumu çok önemli bir olay kabul edilmiştir. Doğan bebek için dualar edilir,
ilahlara armağanlar sunulur, çocuğa muskalar takılırdı. Doğumdan kısa bir süre
sonra çocuğa babası tarafından bir isim verilirdi. Babiller, koruyucu bir
tanrının himayesine sığınırlardı.
Ad / kişinin bedenini damgalar ve ona tanınma hakkı
bahşeder.
Adlar kişi için tanıtıcı/açıklayıcı bir işleve sahiptir. Bu
bakımdan adla kişi arasında bütünleştirici bir bağın kurulmasına ihtiyaç
vardır.
Kişi ile adı arasındaki bağ, her türlü beklenti veya
temenniye rağmen bazen istendiği gibi kurulamayabilir.
…bazı yörelerde çok ağlayan veya hastalıklarından bir türlü
iflah olmayan çocuklar ile yürüme çağını geçirdiği halde yürürken sık sık düşen
çocukların adlarının ağır geldiği inancı mevcuttur. Bu çocukların adları, ya
tamamen değiştirilir ve yeni bir ad takılır ya da mevcut adları yöreye has bir
ağız özelliği ile Fatma ise Fatoş, Emine ise Emoş, Mehmet ise Memoş şeklinde
telaffuz edilir
Yavuz adı / eski Türkçede genellikle “kötü, fena, rezil”
gibi olumsuz anlamlara gelmektedir. Kelimenin Köktürk ve Uygur yazıtlarında
“kötü” anlamını taşıması ve Kaşgarlı Mahmud’un belirttiği üzere Divanü Lügat-it
Türk’te “her şeyin kötüsü” anlamını alması, bu dönemde kelimenin anlam
genişlemesi yaşadığını göstermektedir.
Ad Vermede Etkili Olan Unsurlar
Toplumun Sosyokültürel Yapısına Uyum
Tarihî Kişiliklere veya Olaylara Bağlı Ad Verme
Dinî Amaçlı veya Motifli Ad Verme
Ata, Akraba veya Soya Dayalı Ad Verme
Dostluk, Minnet veya Şükran Duygularına Bağlı Ad Verme
Canlı veya Cansız Varlıklara Dayalı Ad Verme
Ailenin İstek ve Beklentisi
Çocuğun Doğduğu Zaman
Çocuğun Özellikleri
Popüler Kültür veya Moda Bağlamında Ad Verme
Sonuç
İslamiyet’in Türkler tarafından kabul edilmesinden sonra
Türk dünyası ad verme kültürü, Arap ve Fars kültürünün yoğun etkisine maruz
kalmıştır.
Türk insanının dinî bir gereklilik olması hasebiyle
İslamî/Arabî ad ve ad verme biçimlerine meyletmesi, bu etkinin Türk ad verme
kültürünün modern dönem de dâhil olmak üzere son bin yılına damgasını vurmasına
sebep olmuştur.
Türkiye sahası Türk ad verme kültürü, 19. yüzyıla kadar
geleneksel ad ve ad verme biçimleri etrafında şekil almıştır.
19. yüzyılla birlikte modernleşmek için yönünü devlet eliyle
Avrupa’ya yani Batı’ya çevirmesi, Türk kültüründeki ad verme geleneğinde
değişim yaşanmasına sebebiyet vermiştir.
20. yüzyılda, Türk devlet geleneğinde milliyetçi fikirlerin
egemen olmasıyla, Türkçe veya Türkçe olduğu zannedilen Türkistan kökenli adların
devlet yönlendirmesine bağlı olarak toplum tarafından tercih edilmesinde kısmi
bir artış söz konusu olmuştur.
…kırsal bölgelerde kendi yaşayamadıkları hayatı, çocukları
üzerinden şehirli hayatın nimetleriyle yaşamak/tatmin etmek isteyen aileler,
özellikle 21. yüzyılın popüler kültür uygulamalarıyla modern hayata uyum
sağlamaya çalışmışlardır.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder