Abdülhalim
Durma - Evliyalar Şehri Giresun
Osmanlılar tarafından fethine kadar Giresun
ve Kürtün bölgelerinde yaşayan
Çepnilerin lideri, Giresun Fatihi Süleyman
Bey idi.
1756’da Canik muhassılı olan Süleyman Paşa
ve kardeşi Ali Bey (1720-1785) 12.000 kadar kuvvetle şehri basıp yağmalar.
Kaleye kapanan halk yirmi üç gün süren kuşatmadan oldukça etkilenir. Bu sırada
şehir yakılır, mallar gemilerle Samsun’a taşınır.
Sultan Selim Camii
Bu cami, 1480’li yıllarda Şehzade
Abdullah’ın Trabzon sancak beyliği sırasında inşa edilmiş (…) 1932 yılında
yıkılarak yerine Küçük Yalı (bugünkü Taşbaşı) Parkı yapılır.
Seyyit Vakkas türbesi, il merkezinde
Kapukahve Mahallesi’nde bulunan 19. yüzyıldan kalma bir türbedir.
Fatih Sultan Mehmet zamanında büyük
yararlılıklar gösteren ve bir çatışma sırasında şehit düşen uç beyi Seyyit
Vakkas’a ait olduğu kabul edilir. Kendisi 15. yüzyılda yaşamış olmasına rağmen
türbesi 19. yüzyılda yaptırılmıştır (s. 14-15).
Halk arasında yaygın olan inanışa göre
Seydi Vakkas, kesik başıyla bir süre savaşmış, türbesinin olduğu yere gelince,
gördüklerine şaşıran bir kadının çığlığı üzerine de düşüp ölmüştür.
Şeyh Kerameddin türbesi Boztekke köyünde
bulunmaktadır. 1462 yılında yapıldığı söylenmektedir.
Yaygın kanaate göre Şeyh Kerameddin, Fatih Sultan
Mehmet ile İstanbul’un fethine katılmış bir gönül erenidir. Halk, Şeyh
Kerameddin ile Seyyid Vakkas’ın Fatih Sultan Mehmet tarafından Giresun ve
etrafını Türkleştirip, Müslümanlığı yaymak için bölgeye gönderildiğine
inanmaktadır (s. 21).
Türbe özellikle cumartesi günü ziyaret edilmektedir.
Adağı olanların mutlaka bu günü tercih etmesi gerektiğine inanılır. Fakat
adağın gerçekleşebilmesi için ziyaretlerin üst üste üç cumartesi tekrarlanması
gerekmektedir (s. 23).
Çocuğunun olmasını isteyenler türbenin
bahçesindeki kapının iki yanında bulunan selvi ağaçlarının birinin dibinden bir
avuç toprak alır. Genellikle sağdaki ağaç tercih edilir. Eğer toprağın içinden
canlı bir varlık çıkarsa bir çocuk sahibi olunacağına inanılır. Bir hastalığın
iyileşmesini dileyenler türbeye bir giyim eşyası bırakırlar. Böylece hastalığı
orada bırakıp kurtulacaklarına inanırlar (s. 24).
Yakup Halife, Alperen Türk dervişlerindendir.
Giresun yöresinin fethedilmesine öncülük
etmiştir.
14. yüzyıl sonralarıyla 15. yüzyıl
başlarında yaşadığı anlaşılan Yakup Halife’nin türbesi içinde Mevlana Ali Şeyh
ile onunla beraber hareket eden ve muhtemelen kardeşi olan Süleyman Halife’nin
mezarları bulunmaktadır (s. 25).
Şeyh Yakup Halife’nin türbesi kadar Türbenin
200 metre aşağısında bulunan değirmeninin de adak yeri olarak önemli işlevleri vardır.
Şeyh bu değirmeni yaptıktan sonra
kerametini kullanarak değirmeni hiç tahıl koymadan un öğütür hale getirir.
Halka da kesinlikle değirmenin teknesine bakmamalarını tembih eder.
…köyden bir genç kız değirmenin teknesinde
ne olduğunu çok merak eder. Teknede bir sarı yılan
görür. Un haline gelip öğütülen tahıl
da bu yılanın ağzından akmaktadır. Kızın yılanı görmesiyle tılsım bozulur ve yılan
ortadan kaybolur (s. 27).
Alucra, 1876 yılına kadar Mindeval (Teşdik) ve Kuvata adında iki
nahiye olarak idare edilir.
Seyyid Mahmud Çağırgan Veli
Türbesi, eski ismi Zun olan ve ilçeye 17
km. mesafedeki Boyluca köyündedir.
Rivayete göre Fatih Sultan Mehmet Han
Otlukbeli savaşına giderken Alucra’nın Boyluca (Zun) köyünün yakınlarında mola
vermiştir.
Fatih; "Burada bizden hiçbir Allah’ın
kulu yok mu?" dedikten sonra Seyyid Mahmud Çağırgan çıkagelir; “Size ve
ordunuza peksimet ve azık getirdim," der. Fatih, ihtiyarın elindeki azığın
orduya yetmeyeceğini söyler. İhtiyar; “Sen hele şunu bir orduna dağıt,"
der.
Bir sepet peksimet bütün orduya yeter ve
artar. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet o bölgeyi bu zata vakfeder. Bölgenin
ismi de o kerameti hatırlatan bir isim olarak ‘Peksimet Tepesi’ şeklinde anıla
gelir (s. 31-32).
Fevziçakmak (Zıhar) köyünde İsmail Hakkı Çağırgan
Baba türbesi bulunmaktadır. Çağırgan Baba, bir
akıncı beyi olarak dokuz müridi olan askeri ile köye yerleşmiş ve Akkoyunlu
devletinde saygın bir konuma gelmiştir.
Çağırgan Baba’nın aslanlarla çift yaptığı, geyiklerle
harman savurduğuna yönelik birçok rivayetleri yöremizde anlatılmaktadır.
İlçeye 16 km. mesafede bulunan ve eski ismi
Gelvaris olan Hacıhasan köyünde türbesi bulunan Hacı Hasan Efendi’nin
(1833-1905) babası Hüseyin, dedesinin ismi Veysel’dir.
…mahalleye “Veyselli” denmiştir.
Anlatılır ki, Hacı Hasan Efendinin
defnedildiği Cuma günü, hava bulutsuz olmasına rağmen, cenazesi kabre
indirilirken, billur taneli yağmur damlaları çisil çisil yağmaya başlar (s. 41).
İlçeye dokuz km. mesafede bulunan ve eski
ismi Hanuk/Feygas olan Gürbulak köyünde bir kale, bir han, biri Çalgani Yakup
Baba’ya ait olan iki türbe ve bir de kilise bulunmaktadır. Çalgani Yakup Baba,
rivayete göre 1300’lü yıllarda Arabistan’dan Anadolu’ya gelerek bu köye
yerleşmiş ve İslamiyeti yaymıştır (s. 44).
Bulancak 1455 tahririne göre Mustafa Kethüda, Şemsettin Kethüda ve
Çakıroğlu Pir Kadem Kethüda’nın yurdudur.
Çamoluk
Yuvacık mahallesindeki Folbaba türbesi, Derviş
Ali Baba Türbesi adıyla da anılmaktadır.
Derviş Ali Baba’nın halife Ebu Bekir’in
torunlarından olduğu söylenmektedir.
Dereli
Espiye
Espiye adına ilk defa "Esbiyelü”
şeklinde Osmanlı tahrir defterlerinde rastlanır. 1515 tarihli defterde "Çepni
Eli” olarak belirtilen Espiye "Eşter Oğlu Mustafa Bey Zeameti” olarak kayıt
edilmiştir.
Görele
Beyli mahallesi Camii’nin arka tarafında
bulunan kabristanda Pamuk Dede ismiyle anılan bir yatır bulunmakta ve bazı
mahalle sakinleri dilekte bulunmak amacıyla buraya gelmektedir (s. 62-63).
Keşap
Aziz Hüseyin Gökçe Hazretleri, halveti
tarikatı silsilesinde Peygamber Efendimizden (s.a.v.) itibaren devam ede gelen
halifeler zincirinin halkalarından birini teşkil etmektedir. Şeyh Aziz Hüseyin
Baba 1842 Yılında Çingiren köyünde doğmuştur. İrşad görevini köyüne dönerek
yerine getirmiş ve köyünde vefat etmiştir. Kabri, vefatından sonra türbeye
dönüştürülmüştür.
Çevre halkı türbenin kutsiyetine inanmakta
ve her türlü derde türbe vasıtasıyla şifa bulabildiklerini söylemektedir.
Türbenin iyi geldiği birçok rahatsızlıktan en önemlileri sara, uykuda gezinme,
uykusuzluk, migren, çeşitli eklem ağrıları ve cilt hastalıklarıdır.
Piraziz
İlçe, adını Osmanlı’nın klasik devrinde bölgeye
hükmetmiş olan İbrahim oğlu Pir Aziz adlı bir beyden alır.
Gökçeali Köyü’ndeki Şeyh İdris Türbesi
ziyaret edilir. Ziyaretçiler türbenin etrafını üç kez dolanıp her dönüşte
türbenin kapısında üç İhlas, bir Fatiha suresi okurlar. Daha sonra yan
taraftaki caminin şadırvanında abdest alınıp, türbede ya da camide namaz kılınır,
dua edilip dilek dilenir, Şeyh İdris’ten şefaat istenir. Önceden türbenin
camlarındaki parmaklıklara çaputlar bağlanmakta iken, bu adet zamanla terk edilmiştir
(s. 75).
Şebinkarahisar
Şeyh Süleyman’ın türbesi Şebinkarahisar’ın Avutmuş
mahallesindeki mezarlıkta yer almaktadır.
Çevre halkı konuşma çağına gelip de konuşamayan
çocukları ve yürüme çağı gelip de yürüyemeyen çocukları bu türbeye getirerek
şifa bulmaları için dua etmektedir.
Şeyh Sinan Türbesi, Avutmuş mahallesindedir.
…türbe içinde uyuyarak rüya görüldüğü ve bu
rüyalarda şeyhin rüyayı gören kişiye nasıl tedavi olacağını söylediği inancı yaygındır
(s. 89-90).
Tirebolu
Yağlıdere
---
Durma, Abdülhalim. (2013), Evliyalar Şehri
Giresun, Yenigün Matbaası, Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder