8 Haziran 2018 Cuma

Giresun Kent Coğrafyası - Özet


Ünsal Bekdemir - Giresun Kent Coğrafyası

(Giresun) önemli kervan yollarından biri durumundaki Giresun-Şebinkarahisar yolunun bitiminin batı tarafına kurulmuştur.

Giresun kentinin nüfusu 1960’h yıllara kadar çok az artmıştır (1927’de 11888 olan nüfus 1960’da 19902’dir).

Karadeniz kıyılan boyunca genişlemekte olan yerleşme, genel olarak “plansız” bir şekilde büyümektedir,

Kentin tarihî nüvesi, halen üzerinde sur kalıntıları, kuyular ve Hıristiyanlık dininin yayılma döneminde, kilise olarak kullanıldığı sanılan bir mağaranın bulunduğu yanmadadır.

Giresun’un kendi yöresinin dışına açılması, tarihî çağlarda ve yakın zamana kadar, çoğunlukla deniz yolu ile olmuştur.

Giresun dağlan, diğer Karadeniz dağları gibi denize paralel uzanan, az geçit veren dağlardır. Bölgenin bu özelliği Giresun kentinin hinterlandının dar olmasına yol açmıştır.

Karadeniz
Denizin ilk adı olarak bilinen Ahşayena (Axshacnal) eski Pers dilinde karanlık anlamına gelmektedir. Karadeniz’e ilk gelen Yunanlılar bu kelimeyi ilk önce misafir sevmez anlamına gelen Axeinos şekline sokmuşlar; daha sonra, bir ihtimal, bu hırçın denizi biraz uslandırmak ümidiyle, bunu misafir kabul eden anlamına gelen Euxeinos’a çevirmişler. Romalıların Pontus Euxinus ve şimdi hala Frenklerin bazen kullandıkları Pont Euxin bu sonucu kelimeden gelmektedir (s. 38).

İlkbahar mevsimi hariç, bütün mevsimlerde güney sektörden esen rüzgârlar hakim durumdadır. Giresun’da ikinci derecede hakim rüzgâr yönü ise kuzeydir (s. 39).

Hititler döneminde Azzi ülkesinin bu bölgeyi de içine aldığı, MÖ IV-V. yüzyıl Grek kaynaklarında ise Pontus denilen kesimin bir parçası olduğu belirtilir. Kerasus adlı bir yerleşme yerinin veya kalenin, MÖ 670’lerde Karadeniz bölgesinde koloniler oluşturmaya başlayan Miletoslular tarafından kurulduğu ileri sürülür (s. 69).

Giresun’un bir Türk-İslam kenti haline gelişi XV. Yüzyılın sonlarından itibaren başlamıştır.

Kâgir evleri bulunan ve etrafı fındık bahçeleriyle çevrili olarak tasvir edilen XX. yüzyıl başlarındaki Giresun, oldukça hareketli sayılabilecek bir alış verişe sahne olmaktaydı.

…ilk genel nüfus sayımına (27 Ekim 1927) göre Giresun Kentinin nüfusu 11 888 kişidir.

1950 yılına kadar düşük oranlarda artan kent nüfusu, bu tarihten sonraki dönemlerde hızlı artışlar kaydetmiştir.

Fındık tarımına bağlı olarak ilde mevsimlik göç hareketleri gözlenmektedir.
Mevsimlik göçlerin bir diğeri de yaz aylarında yaylaya çıkma şeklinde gerçekleşmektedir. Bu aylarda, kentin bunaltıcı havasında kaçmak isteyen kişiler, günümüzde önemli sayfiye yerleşmeleri durumuna gelmiş olan Kulakkaya, Kümbet ve Bektaş gibi yaylalara gitmektedirler (s. 112).

Giresun, ekonomik açıdan yeterince gelişememiş bir kent yerleşmesidir. Kentte, sanayi gelişmediği için dışarıdan da fazla miktarda göç almamıştır. Bunun bir sonucu olarak da Giresun’da, öyle büyük kentlerde olduğu gibi önemli bir sosyal farklılaşma meydana gelmemiştir.

(Kentleşme, kültürel yapıya dair önemli bir göstergedir. Kırsal kesimde yaşayanlar belli bir kültürel yapıya sahiptiler. O insanlar ellerinde olan değeri yitirdiği için yurtlarını terk edip şehir merkezlerine yöneldiler)

Fındık tarımının, yılın çok sınırlı günlerini kapsaması yanında yıllara göre bu ürünün üretim hacminde görülen aşın değişkenlik, kır kesimi halkını istikrarsız bir yaşama sürüklemiştir (s. 190).

Giresun’da Birinci Dünya Savaşı’ndan önce bir boya fabrikası vardı. Bu fabrika Sivas’a kadar bu civarın dokumacılarının kullanacakları ipliği boyuyordu.

…sanayi faaliyeti esas olarak fındık kırma işlemine dayanmaktaydı.

İlde ilk kamu kuruluşu 1959 yılında üretime geçen Tirebolu Çay Fabrikası’dır.

1970’te işletmeye açılan Seka Aksu Kâğıt Fabrikası’nın kurulmasından sonra il imalat sanayinde başlayan gelişme süreci, 1970’lerde ardı ardına kurulan yeni tesislerle sürmüştür (s. 220).

Giresun kentinde ekonomik ve sosyal yaşamı büyük ölçüde fındık tarımı yönlendirmektedir.

---
Bekdemir, Ünsal. (2000), Giresun Kent Coğrafyası, Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder