8 Haziran 2018 Cuma

Giresun Zeytinlik Mevkii Kentsel Sit Alanı Üzerine bir Araştırma


Arzu Aydın Aksoy - Giresun Zeytinlik Mevkii Kentsel Sit Alanı Üzerine bir Araştırma

Tarihi yapı ya da yapı topluluklarının en önemli sosyolojik özelliklerinden birisi de, geçmişi hatırlatan ve tarihin belli bir kesimine tanıklık eden belgeler niteliğinde olmalarıdır (s. 10).

Toplumlar tarihi süreç içinde kültürel birikimlerine sahip çıkarak gelişmektedirler. Kültür bağlarının kopması, yabancı kültürlerin benimsenmesine ve toplumsal karakterin yitirilmesine neden olmaktadır (s. 11).

Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Kapsamı:
• belirli bir dönemin sosyal ya da ekonomik, tarihinin önemli bir belgesi niteliğini taşıyan, çağın sosyal ve kültürel özelliklerini gösteren yapılar ve alanlar,
• tarihi bir olayla ya da kişiyle doğrudan ilişkili yapılar ve alanlar,
• teknolojik gelişmelerin ve yeniliklerin ilk örnekleri,
• özel mimari bir stilin ya da planlama türünün önemli örnekleri,
• ulusal ve yerel mimari özellikleri yansıtan örnekler,
• bulunduğu yeri, kenti, kasabayı simgeleyen yapılar ve alanlar,
• tek başlarına önemli özellikleri olmayan ancak bir araya gelişleri nedeniyle çoğunluğun beğenisini kazanan, görünüm değeri olan yapılar ve alanlar,
• işlevsel, ekonomik ve siyasal değeri olan yapılar ve alanlar (s. 16).

Tarihsel Gelişim
Giresun kentinin tarihi son tunç çağına kadar uzanmaktadır. Kent, bu dönemde Hitit İmparatorluğu’na bağlı bir devlet olan Azzi ülkesinin sınırlan içinde kalmıştır (s. 44).

MÖ. 1100’lerde Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla kurulan Frigya konfederasyonuna bağlı kalmıştır
Kimmer ve İskit alanlarıyla Frigya Devleti’nin de son bulması sonucu, Giresun’a Miletoslular yerleşmiştir.
MÖ. 500’lerde tüm Anadolu’yu egemenliği altında bulunduran Pers İmparatorluğu’na bağlanmıştır.
M.Ö. II. yüzyılda Pontos egemenliği altına giren kent, Pontos kralı I. Famakes’ten ötürü Famakeia adını almıştır.
Uzun süre Roma İmparatorluğu’nda kalan kent (…)Haçlı ordusunun Bizans’ı işgal etmesinden sonra Trabzon’a kaçan imparator Aleksios Kommenos’un orada Trabzon Rum İmparatorluğu’nu kurması ile Giresun da bu devletin şuurları içinde kalmıştır.
XI. yüzyıldan sonra kentin bulunduğu bölgeye Türkler birçok kez akın yapmasına rağmen, kenti ancak Selçuklu beylerinden Süleyman Bey ele geçirebilmiştir (1381).
Giresun’un Osmanlı egemenliğine kesin olarak geçmesi Fatih Sultan Mehmed zamanında gerçekleşmiştir (1461).
XVII. yüzyılda Celali Ayaklanmaları Giresun ve çevresinde de etkili olmuştur.

M.Ö. 1460-1200 Son Tunç Çağı, Büyük Hitit İmparatorluğu dönemi,
Azzi ve Hayaşalar
M.Ö. 1200-670 Frig- Muşki Toplulukları dönemi
M.Ö. 670-546 Miletoslular dönemi
M.Ö. 546-332 Persler dönemi
M.Ö. 332-323 Birinci Kapadokya Krallığı dönemi
M.Ö. 323-301 MakedonyalIlar dönemi
M.Ö. 301-66 Pontos Krallığı dönemi
M.Ö. 66-M.S. 1204 Roma-Bizans dönemi
1204 Giresun’un Trabzon Rum İmparatorluğu’na bağlanması
1348 Cenevizliler’in Giresun’u yağmalamaları
1381 Hacı Emiroğlu Süleyman Bey’in Giresun Kenti’ni ele geçirmesi
1398 Yıldırım Bayezid’in Giresun yöresini Osmanlı yönetimine bağlaması
1402 Timur’un Giresun’u Hacı Emiroğulları Beyliği’ne geri vermesi
1461 Fatih Sultan Mehmed’in Giresun’u kesin olarak Osmanlı yönetimine bağlaması
1461-1923 Osmanlı İmparatorluğu Dönemi
1923 Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (s. 46)

Giresun kentinde toprakların çok engebeli olması nedeniyle tanına elverişli alanlar sınırlıdır. Kentin sanayisinin temel ürünü fındıktır. Fındıktan başka kentte mısır, buğday, arpa, çavdar, tütün, şeker pancarı, patates ve çay ekimi, elma, armut, kiraz, ceviz ve üzüm gibi meyvelerin de üretimi yapılmaktadır. Hayvancılık ise kent ekonomisinde ayrı bir yer tutmaktadır. Sığır, koyun, keçi gibi küçük ve büyükbaş hayvancılığın yanı sıra balıkçılık da kentin önemli geçim kaynaklan arasında yer almaktadır (s. 48).

Kentin en önemli maden yatağı, başta Espiye olmak üzere kıyı dağları kesiminde bulunan bakır yataklarıdır.

XVI. yüzyılın ilk yarısında Çepni Nahiyesi sınırları içinde kalan kentin, bir kale ile kale dışındaki bir yerleşmeden ibaret olduğu bilinmektedir (s. 49).

XIX. yüzyılın sonlarına doğru kent nüfusu (s. 54)
Yıllar
Müslüman
Gayrimüslim
Toplam
1869
6809
2991
9800
1878
7314
2090
9404

Kentin fındık üretiminin de başladığı XIX. yüzyılın sonu ile XX. yüzyılın başlarına tarihlenen Zeytinlik Mahallesindeki tarihi evler, yapıldıkları dönemin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını yansıtmaktadırlar. Çoğunlukla yığma taş veya ahşap-kâgir tekniğinde bodrum üzeri iki kat olarak inşa edilmişlerdir (s. 62).

…bölge, tarihi ve mimari değerleriyle I. derece kentsel sit alanı kapsamında korunmaya değer bulunmuştur.

Sokaktan tek girişi olan evlerde, ön cephe sokak sınırı üzerindedir ve giriş sadece bu cepheden sağlanmaktadır. Burada ev ya bahçeli ya da bahçesizdir (s. 98).

Bahçeden tek girişi olan evlerde, evin yüksek bahçe duvarı üzerinde bulunan sokak kapısıyla birkaç basamak aşağı kottaki bahçeye ve oradan da eve girilir.
Girişleri merdivenli olan bu evler genellikle bodrum katlıdır ve bodrum katın ışık alabilmesi amacıyla da zemin kat yükseltilmiştir (s. 99).

Zeytinlik Mevkii’ndeki tarihi evlerin bir bolümü zemin+üst kat, diğerleri ise bodrum üzeri iki kat olarak inşa edilmişlerdir. Evlerin zemin katına (giriş katı) ya direk bahçe kotundan ya da merdivenle çıkılan bir sahanlıktan girilir. Bodrum katı olan tüm örneklerde, bodrum kata giriş bahçedendir.

Yaşama katı olarak adlandırılabilecek olan giriş katta, giriş sofası, oturma odası ve misafir odası olarak kullanılan odalar, mutfak, banyo ve wc bulunur.

Evlerin üst katları sadece yatak odası katı olarak kullanılmaktadır (s. 107).

Evlerin hiçbirisinde çatı katı yoktur.

Yapım sistemi ve malzeme özellikleri
Kâgir Evler: Her katı yığma sistemde taş malzeme ile inşa edilmiş olan evlerdir.
Temelden üst kata kadar tüm duvarlar taştır.
Yarı Kâgir Evler: Alt katı yığma sistemde ve taş malzeme ile üst katı ise ahşap iskelet sistemde inşa edilmiş olan evlerdir.
Taş malzeme olarak Giresun ve çevresinde bol miktarda bulunan karataş kullanılırken, ahşap malzeme olarak da başta kestane ve gürgen olmak üzere, kayın, ladin ve çam kullanılmıştır (s. 136).

Tarihi evlerde ahşap iskeletin üzeri mutlaka kaplandığı için, dolgu elamanı olarak çok çeşitli malzemeler (en çok taş) kullanılmıştır.
Sadece Giresun yöresine ait olan ve “şima” adı verilen ve bir çeşit horosan’a benzeyen harç da, taşları birbirine tutturmada ve bağlamada kullanılmıştır. Ayrıca taşlar birbirine demir kancalarla bağlanıp, taşa giren kanca dipleri kurşunla doldurulmuştur (s. 137).

Ahşap iskelet sistemin sağlamlaştırılması için, doldurulmasının yanı sıra dış etkenlere karşı dayanıldı olması için kaplanması da gerekmektedir. Ancak “bağdadi” adı verilen sistemde, ahşap iskeletin arasının doldurulması gerekmez. İskelet her iki taraftan sık çıtalarla kaplanıp sıvanır. Taş yapılarda iç duvarlar, ahşap iskeletli yapılar m tümünde de üst kat ve iç duvarlar bağdadi sistemle kaplanmış ve sıvanmıştır. Duvarların kaplama malzemesi olarak kullanılan sıva çoğunlukla çamur ve alçı ile yapılmaktadır (s. 138).

…tarihi evlerin hemen tümü kırma çatılıdır ve bazı evlerde çatıda küçük bir ışıklık vardır. Kaplama malzemesi çoğu evde alaturka kiremit kullanılırken, bazılarında çatı marsilya tipi kiremitle kaplanmıştır (s. 142).

Evlerin mutfaklarında oldukça özenli bir şekilde yapılmış büyük ocaklar vardır.

Sobalar suvarın içerisine yerleştirilmekte ve bir tarafı odadan bir tarafı da sofadan olmak üzere çift yönlü olarak kullanılmaktadır. Bu şekilde hem odayı hem de sofayı ısıtan ve yörede “Rum Sobası” olarak adlandırılan sobalar, birden fazla mekânı ısıttığı için, bir tür kalorifer niteliğindedir (s. 154).
---
Aksoy, Arzu Aydın. (2002), Giresun Zeytinlik Mevkii Kentsel Sit Alanı Üzerine bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon

1 yorum: