8 Haziran 2018 Cuma

19. Yüzyılda Tirebolu Limanı


Yunus Emre Aydın - 19. Yüzyılda Tirebolu Limanı

XVIII. yüzyılın sonları ve XIX. yüzyılda Ruslar ve diğer Avrupa devletlerinin Karadeniz’de ticarete başlaması bölge kentlerinin gelişimini hızlandırmıştır.
Tirebolu limanı iç kesimlere bağlanan ulaşım ağı ile özellikle Gümüşhane yöresinden çıkarılan madenlerin taşınmasında da önemli rol oynamıştır.

Tripolis, Hellen dilinde “Üçlü Kent” ve “Üç Kentler Birliği” anlamına gelmektedir. Kent üç burun ve bunlar arasındaki iki koy boyunca uzandığı için bu adla anılmıştır.

Tripolis adı ilk defa M.Ö. I. yüzyılda Pliny’nin eserinde geçer (s. 484).

(Fatih döneminde) Osmanlı topraklarına katılan Tirebolu Osmanlı döneminde XV. ve XVI. yüzyıllarda Zeamet-i Kürtün içerisinde yer almış ve Trabzon sancağına bağlı bir kaza şeklinde teşkilatlanmıştır.

XV. ve XVI. yüzyıllarda bölge halkı denizcilik ve ziraat ile geçiniyordu.

Tirebolu limanı, Gümüşhane’nin deniz ile bağlantısını kurmaktaydı ve Gümüşhane yöresi maden bakımından çok zengindi. Özellikle Çoruh ve Harşit ırmakları etrafındaki yerlerde altın, gümüş, çinko, demir ve kurşun gibi madenler çıkarılmaktaydı (s. 487).

…çıkarılan madenlerin İstanbul’a sevkinde Tirebolu ve Espiye limanları kullanılmaktaydı.
Tirebolu’ya bağlı köy statüsünde bulunan Espiye ise iskelesi, madenleri ve tarıma uygun arazisiyle büyüyüp gelişmiştir.

Tirebolu limanında ticari faaliyetlerin yanı sıra gemi inşa faaliyetleri de yürütülmekteydi (s. 488).

…bölgede önemli bir yer tutan balıkçılıktan iyi gelir elde edilmekteydi ve Yunanistan ile Romanya’ya balık yağı ihraç ediliyordu.

Trabzon Vilayet Salnamasine göre 1879 yılında şehirde, 17.250 kıyye ceviz, 210.050 kıyye pirinç, 627.611 kıyye fındık, 251.100 kıyye fasulye, 156.020 kıyye mısır üretiminin yapıldığını görmekteyiz (Cilt 11).

Tirebolu’nun ithalat ürünleri ise şeker, tahıl, un, kahve, tuz, deri, tütün gibi maddelerdi (s. 489).

---
Aydın, Yunus Emre. (2015), 19. Yüzyılda Tirebolu Limanı, Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi. Cilt: 5, Sayı: 12 (s. 483-495)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder