Charles Baudelaire - Paris Sıkıntısı
Yabancı
Söyle, anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok…
Bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları...
Yaşlı Kadının Umutsuzluğu
…beğenilme zamanı geçti, arı yaratıklar bile beğenmiyor
artık bizi
Sanatçının Duası
Yalnızlık, sessizlik, gökyüzünün benzersiz arılığı!
Hep böyle acı mı çekmeli, yoksa hep kaçmalı mı güzelden?
Şakacının Biri
…yakışıklı bey zavallı hayvanın önünde saygıyla eğildi,
şapkasını çıkardı: “Mutlu yıllar dilerim,” dedi,
İki Kişilik Oda
Duvarlarda hiçbir sanat pisliği yok.
…korkunç, ağır bir vuruş çınladı kapıda, tıpkı cehennemsi
düşlerdeki gibi, mideme bir kazma indi sanki.
…Saniyeler güçle, görkemle belirdi şimdi, her biri, saatten
fışkırdıkça, “Ben Yaşamım, katlanılmaz, amansız Yaşamım!” diyor
Herkese Kendi Düşü
Kül rengi, engin bir gök…
Deli ile Venüs
…sular bile uyumuş gibi. Sessiz bir eğlence var burada,
Köpek ve Şişe
Hüzünlü yaşamımın yakışıksız yoldaşı, sen de kitleye
benziyorsun. Ona da güzel kokular sunmaya gelmez hiç
Kötü Camcı
Kimi insanlar vardın, hep seyirci kalırlar; hiçbir eylemi
gerçekleştiremezler,
…bir gün bir ormanı ateşlemişti. Söylediğine bakılırsa,
ormanın söylendiği kadar kolay tutuşup tutuşmadığım görmek istiyordu.
Sokakta gördüğüm ilk insan bir camcı oldu, tiz ve uyumsuz
bağırtısı…
Sabah Saat Birde
Hele şükür! Yalnızım!
Sevdiklerimin ruhları, şakıdıklarımın ruhları, bana güç
verin, tutun beni, beni yalandan, dünyanın o baştan çıkarıcı pisliklerinden
kurtarın
Yabanıl Kadınla Cici Sevgili
Gerçekten de ölçüsüzce ve acımasızca yoruyorsunuz beni,
canım…
Kalabalıklar
Kalabalık, yalnızlık: etkin ve verimli ozanın birbirleriyle
kolayca değiştirebileceği eşit deyimler. Yalnızlığını kalabalıkla doldurmasını
bilmeyen kişi telaşlı bir kalabalık içinde yalnız olmasını da bilmez.
Dullar
Yaşam kötürümlerinin buluşma yeridir bu gölgeli köşeler.
Bu ıssız kanepeler üzerinde dul kadınlar…
Yaşlı Hokkabaz
Her şeyden el çekmiş, her şeyden vazgeçmişti. Yazgısını
tamamlamıştı.
Pasta
Yolculuktaydım
Sakin sakin ekmeğimi keserken, çok hafif bir gürültü üzerine
başımı kaldırdım.
…gözleriyle ekmeğimi yiyordu.
“Ekmeğin pasta diye adlandırıldığı, tam bir kardeş kavgası
doğuracak kadar ender bir katık olduğu görkemli bir ülke varmış demek!”
Saat
Çinliler kedilerin gözlerinden okur saati.
Saçlarda Bir Yarımküre
Saçlarında tüm gördüklerimi, tüm duyduklarımı, tüm
işittiklerimi bir bilseydin!
Yelken ve serenlerle dolu koca bir düş var saçlarında…
Yolculuğa Çağrı
Çok güzel bir ülke, bir bolluk ülkesi varmış, öyle derler, o
ülkeyi eski bir dostla görmeyi kuruyorum. Bizim Kuzey’in sislerine gömülmüş,
eşsiz bir ülke, Batı’nın Doğu’su, Avrupa’nın Çin’i denilebilecek bir ülke…
Düşler! Hep düşler! Ruh ne denli hırslı, ne denli inceyse,
düşler de gerçekleşebilecek olandan o denli uzaklaşır.
Yoksulun Oyuncağı
…yoksul çocuk zengin çocuğa kendi oyuncağını gösteriyor
Perilerin Armağanları
Zavallı Perilerin işleri başlarından aşkındı…
Yoldan Çıkışlar ya da Eros, Plutus ve Ün
Çok görkemli iki Şeytan’la onlar kadar olağanüstü bir dişi
Şeytan, / Gelip önümde durdular,
…Ama yazık ki uyandım,
Akşamın Alacakaranlığı
Yalnızlık
La Bruyère bir yerlerde, “Yalnız olamamanın büyük
mutsuzluğu!” der kendi kendilerine katlanamamaktan korkarak kalabalıkta
kendilerini unutmaya koşanları uyandırmak ister sanki.
Tasarılar
Sarayı ne yapayım ben?
“Bugün düşümde üç evim oldu,” dedi kendi kendine, “üçünde de
aynı hazzı buldum. Ruhum böyle rahatça dolaştıktan sonra, yer değiştirsin diye
neden zorlayayım bedenimi?...
Güzel Dorothée
Güneş dimdik inen korkunç ışığıyla eziyor kenti
…tembel Dorothée’yi hangi zorlu neden yürütüyor böyle?
Yoksulların Gözleri
Söz vermiştik birbirimize, tüm düşüncelerimiz bir olacaktı…
Anlaşmak böylesine güçtür işte, düşünceler böylesine
birleşmez şeylerdir sevgili meleğim, sevişenler arasında bile!
Kahramanca Bir Ölüm
Fancioulle çok iyi bir soytarıydı,
Prens / Güzel sanatların tutkulu âşığıydı
Suçlu beyzadeler güldürünün tadını son kez çıkarmışlardı.
Aynı gece hepsi yaşamdan silindi.
Kalp Para
…yalvaran gözlerin dilsiz konuşmasından daha üzücü bir şey
bilmiyorum
…bir insana umduğundan daha fazlasını verip onu şaşkınlığa
düşürmekten tatlı haz yoktur.
Cömert Kumarbaz
Ölümcül bir güzelliğin damgasını taşıyan, garip erkek ve
kadın yüzleri vardı
Ruh öyle ele gelmez bir şeydir ki, çoğu zaman öylesine yararsız,
arada sırada da öylesine rahatsız edicidir ki, bir gezintide kartvizit
kaybetmek kadar bile üzmedi beni bu kayıp.
İp
Birçok kez poz vermişti bana,
…gözüme çarpan ilk şey, şu dolabın kapağına asılmış küçük dostum…
İççağrılar
…dört oğlan çocuğu, oynaya oynaya yorulmaktan olacak, baş
başa vermiş, konuşuyorlardı.
Asa
Sarhoş Olun
Hep sarhoş olmalı. Her şey bunda: tek sorun bu.
Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş
olun.
Ne Çabuk!
Denizin uçları güç fark edilebilen bu uçsuz bucaksız
teknesinden yüz kez fışkırmıştı güneş… (çeviri!)
Bir ben kederliydim, olmayacak gibi kederli. Tanrısı elinden
alınan bir papaz gibiydim,
Pencereler
Bir mumla aydınlanmış bir pencereden daha derin, daha
gizemli, daha verimli, daha karanlık, daha göz kamaştırıcı nesne yoktur.
Resim Yapma İsteği
Güzel, güzelden de fazla, şaşırtıcı. Karayla dolup taşıyor:
esinlediği her şey de gececil, derin. Gözleri, içlerinde belirsizce gizem
ışıldayan iki mağara, bakışı şimşek gibi aydınlatıyor: karanlıklarda bir patlama.
Kimi kadınlar vardır yenme ve tatlarını çıkarma isteği
verirler insana; oysa bu, bakışlarının altında ağır ağır ölme isteği veriyor.
Ay’ın İyilikleri
Sen beşiğinde uyurken, gelgeç isteklilerin şahı olan Ay
pencereden baktı, “Bu çocuğu beğendim,” dedi.
Gerçeği Hangisi?
(Benedicta) gözleri büyüklük, güzellik, şan isteği,
ölümsüzlük inancı veren ne varsa, hepsine yönelik bir istek yayardı ortalığa.
…ben kendisini tanıdıktan birkaç gün sonra öldü
Cins Bir At
Çok çirkin. Çok hoş gene de!
Ayna
Korkunç bir adam giriyor içeriye, aynada kendine bakıyor.
“Kendinizi görünce tiksintiden başka bir şey duymayacağınıza
göre, ne diye bakıyorsunuz aynaya?”
Liman
…izlemekte bir tür gizemli ve soylu haz vardır.
Odalık Portreleri
Erkeklere özgü bir salonda … dört adam sigara tüttürüp içki
içiyordu.
“Her erkek bir toyluk çağı geçirmiştir” diyordu bu adam:
“Orman perisinin bulunmadığı yerde, hiç tiksinti duyulmadan meşe gövdelerinin
kucaklandığı çağdır bu.
Kusursuz bir uşağa sövemeyecek, bu uşağı kovamayacak kadar
fazladır adalet duygum.
Çapkın Nişancı
Zaman’ı öldürmek için birkaç kurşun atmanın hoş olacağım
söyledi.
…şu kuklaya bakın. Onu sizin yerinize koyuyorum,
Nişan kuklasının başı uçuvermişti.
“Sevgili meleğim, becerikliliğimden dolayı size ne kadar
teşekkür etsem az!”
Çorba ve Bulutlar
Atış Yeri ile Mezarlık
…ölüm tapmağı yanında öldürme sanatını öğrenmeye gelen
sabırsız ölümlüler!
Yitik Ayla
…aylam birdenbire başımdan kayıp yolun balçığı içine düştü.
Almaya cesaret edemedim.
Matmazel Bistouri
Hekimsin sen, değil mi…
Any Where Out Of The World Dünyanın Dışında Olsun da
Neresi Olursa Olsun
…bulunmadığım yerde rahat ederim gibi gelir…
Yoksulları Gebertelim!
Büyük bir susuzlukla dışarıya çıktım. Öyle ya, kötü
kitapların tutkulu hazzı kendisiyle oranlı bir açık hava ve ferahlama
gereksinimi doğurur.
Dilencinin üzerine atıldım birden. Bir yumrukta, bir gözünü
açılmaz ettim,
İyi Köpekler
“Beni de al yanma, ikimizin yoksunluğundan bir tür mutluluk
doğar belki!” demiş köpekler…
Sonuç
…
Seviyorum seni, rezil başkent!
…
Spleen De Paris
Türkçeleştiren: Tahsin Yücel
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
6. Basım Nisan 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder