Arrianus'un
Karadeniz Seyahati (Arriani Periplus Ponti Euxini)
Lucius Flavius Arrianus Ksenōphōn, İS. 85-90 yılları
arasında Bithynia Eyaleti’nin başkenti Nikomēdeia’da (İzmit) doğmuştur. Lucius
ön adı ve Flavius soy/kabile adı, onun ve ailesinin Roma vatandaşı statüsü
taşıdığına işaret etmektedir. Bithynia’nın önde gelen aristokrat ailelerinden
birine mensuptur.
Stoacı filozof Epiktētos’un yanında eğitim
almak üzere, Kuzeybatı Hellas’taki Nikopolis kentinde bir süre kalmıştır.
(büyük bir ihtimalle Severus’la beraber) İS. 129
yılı consul’ ü seçilmiştir. Bir yıl Roma’da bu görevi yürüttükten sonra, İS.
131 yılında Cappadocia Eyaleti’ne vali atanmıştır.
Bu göreve başlamadan önce de, Periplus Ponti
Euxini adlı Karadeniz Seyahati’ni kaleme almıştır.
Arrianus’un bu seyahatinin asıl amacı, Pontus
sınırındaki Roma garnizonlarını denetlemektir. Yine de, Arrianus bu görevi bir
gezi olarak algılamış gibi gözükmektedir.
İS. 134 yılında, Kazakistan steplerinin
yükselen gücü Alan kavmine karşı Satala’da (Sadak) konuşlanmış olan legio XV
Apollinaris ile Melitēnē’de (Malatya) konuşlanmış legio XII Fulminata’nın
başında sefere çıkmıştır. Yaptığı çarpışmalarla, düşmanı Anadolu için bir daha
tehlike yaratamayacak derecede bertaraf etmiştir.
Yaklaşık yedi yıl süren Cappadocia valiliği
görevini, İS. 137 yılının ardından tamamlayarak Atina’ya yerleşmiş ve kentin
onursal vatandaşı olmuştur.
İS. 180 yılında öldüğü zannedilmektedir.
Arrianus ayrıca; Aleksandrou Anabasis = İskender’in
Anabasis’i, Indikē = Hindistan’a Dair, ta meta Aleksandron = İskender’den Sonra
ve son olarak da Bithynika = Bithynia Hakkında eserler yazmıştır.
ARRIANUS’UN
KARADENİZ SEYAHATİ
I
O ünlü Ksenōphōn’un söylediği gibi, deniz
kenarında kurulmuş olan Sinōpē’lilerin kolonisi, Hellen kenti Trapezous’a
geldik.
III
Trapezous’tan gemilerle yelken açtıktan
sonraki, ilk günde Hyssos Limanı’na vardık… (Araklı-Sürmene) (s. 5)
Oradan, sabahleyin ırmaklardan esen
rüzgarlarla yelken açtık…
…birçok güçlüklerden sonra, Athēnai’a ulaştık.
IV
Zira Karadeniz’de, bu şekilde adlandırılan
bir yer ve orada Hellenlere ait bir Athēna Tapınağı vardır ve bu sebepten dolayı,
bu yere bu adın verildiğini sanıyorum ve ayrıca burada terk edilmiş bir kale de
bulunur. (s. 7)
V
Bu fırtına iki gün boyunca sürdü ve orada
kalmak zorunluydu. Zira Karadeniz’deki Athēnai kentinden sanki terk edilmiş ve
isimsiz bir liman yeri gibi, geçip gitmek bize uygun görünmemişti.
VI
Bu bakımdan, öğleden önce 250 stadia’dan
fazla yol kat ederek beş cohors’un konuşlandığı Apsaros’a geldik.
Apsaros yöresinin çok eski zamanlarda
Apsyrtos, Mēdeia tarafından burada öldürüldüğü ve Apsyrtos’un mezarı burada
görüldüğü için Apsyrtos olarak adlandırıldığını söylüyorlar. (s. 11)
VII
Trapezous’tan başlayan deniz yolculuğumuzda
Trapezous’tan 180 stadia uzaklıkta olan ve adını Hyssos Limanı’na veren Hyssos
Irmağı’nı ve Hyssos Limanı’ndan yaklaşık 90 stadia mesafede olan ve
Kolkhis’lilerin ülkesiyle Thiannikē arasındaki sınırı belirleyen Ophis Irmağı’nı
aştık. (2) Ardından, Psykhros olarak adlandırılan ırmak Ophis’ten 30 stadia
uzaklıktadır. Daha sonra
Psykhros Irmağı’na 30 stadia mesafedeki diğer
bir ırmak olan Kalos’a gelinir. Psykhros’tan sonra Rhizios Irmağı vardır ve
Kalos Irmağı’ndan 120 stadia uzaklıktadır. (3) Ondan 30 stadia mesafede diğer
bir ırmak olan Askouros ve Askouros’tan 60 stadia sonra Adiēnos adlı bir ırmak vardır;
oradan Athēnai’a 180 stadia ’dır. Zagatis Irmağı ise, Athēnai’ya yaklaşık 7
stadia uzaklıktadır. Biz o sabah Athēnai’dan demir alıp harekete geçtikten
sonra, Athēnai ile aralarında 40 stadia mesafe olan ve topraklarında Ankhilaos’un
sarayının bulunduğu Prytanis’in önünden geçtik. (4) Prytanis’ten sonra,
Pyksitēs Irmağı’na gelinir ve her ikisi arasında 90 stadia uzaklık vardır.
Pyksitēs ile Arkhabis’in aralarında gene 90 stadia, Arkhabis’ten Apsaros’a ise,
60 stadia mesafe bulunur. Apsaros Limanı’ndan demir aldıktan sonra, Apsaros’la
aralarında aşağı yukarı 15 stadia mesafe olan Akampsis’i gece geçtik. (5)
Bathys Irmağı ise, buradan 75 stadia ve Akinasēs, Bathys’tan 90 stadia,
Akinasēs Isis arası ise, gene 90 stadia çeker. Hem Akampsis hem de Isis ırmağı,
gemilerin yüzebileceği kadar derindir ve sabahları ırmaklardan denize doğru
kuvvetli rüzgarlar eserler. Isis’ten sonra Mōgros’a geçtik. Mōgros ile Isis
arası 90 stadia’dır ve Mōgros Irmağı da deniz taşımacılığı yapılabilecek ölçüde
derindir.
VIII
Oradan, yani Mōgros’tan 90 stadia boyunca
ilerleyip, tanıdığım ırmaklar arasında en hafif suya sahip olan ve özellikle
rengi bakımından sıra dışı olan Phasis’e doğru yelken açtık. (s. 13-15)
XI
Ksenōphōn’un da söylediği gibi, Kolkhoi kavmi
Trapezous’lulara sınırdır. Gene Ksenōphōn’un, son derece cengaver ve
Trapezous’lulara karşı son derece düşman olduğunu bildirdiği ve Drillai olarak
adlandırdığı kavmin ben, Sannoi olduğunu düşünüyorum. Zira bu kavim günümüzde
bile son derece savaşçıdır ve Trapezous’lulara karşı hâlâ son derece
düşmandırlar… (s. 21)
Onlardan sonra, krallarının adı Ankhialos
olan Makhelones ve Heniokhoi kavimleri gelir. Makhelones ve Heniokhoi’un ardından
Pharasmanēs’in hakimiyeti altındaki Zydreitai kavmi bulunur. Zydreitai
kavminden sonra, Lazoi kavmi vardır: Lazoi kavminin kralı Malassas’tır…
Lazoi’dan sonra, Apsilai kavmine gelinir,
Apsilai ile Abaskoi toprakları sınırdır
Abaskoi’dan sonra Sanigai kavminin ikamet
ettiği topoğrafyaya gelinir ki, burada Sebastopolis kenti kurulmuştur…
Apsaros’a kadar Karadeniz’in sağ tarafında
doğuya doğru seyrettik, Karadeniz’in uzunlamasına sınırının Apsaros olduğunu
zannediyorum; zira oradan sonra, bizim için yolculuk Khōbos Irmağı’na kadar
kuzeye doğru oldu… (s. 23)
XV
Halys Irmağı’ndan Naustathmos’a, ki orada,
bir liman bulunur, 90 stadia’dır. Oradan diğer bir liman yeri olan Kōnōpeion’a
tekrar 50 stadia, Kōnōpeion’dan Eusēnē’ye 120 stadia; (3) oradan Amisos’a 160
stadia mesafe vardır. Hellen kenti Amisos, Athēnai’lıların kolonisidir ve deniz
kenarında kurulmuştur. Amisos’tan Iris Irmağı’nın Karadeniz’e döküldüğü yerdeki
Ankōn Limanı’na, 160 stadia’dır. Iris’in ağzından gemiler için demir atma yeri
Herakleion’a 360 stadia; oradan Thermōdōn Irmağı’na kadar 40 stadia
mesafededir. Amazonların ikamet etmiş olduğu söylenen Thermōdōn burasıdır. (s.
31)
XVI
Kotyōra’dan Melanthios Irmağı’na yaklaşık 60 stadia
mesafe vardır. Oradan diğer bir ırmak olan Pharmatēnos’a 150 stadia ve oradan
da Pharnakeia’ya 120 stadia ’dır. (4) Pharnakeia kenti, eskiden Kerasos olarak adlandırılıyordu
ve Sinōpē’lilerin bir kolonisiydi. Oradan Arēs m m Adası’na 30 stadia ve oradan
da gemiler için demir atma yeri olan Zephyrion’a 120 stadia vardır. Zephyrion’dan
Tripolis’e 90 stadia, oradan Argyria’ya 20 stadia, (5) Argyria’dan
Philokaleia’ya 90 stadia’dır. Oradan Koralla’ya 100 stadia. Koralla’dan Hieros
(Kutsal) Dağı’na
150 stadia’dır. Kutsal Dağ’dan gemiler için
liman yeri olan Kordylē’ye 40 stadia mesafe vardır. (6) Kordylē’den Hermōnassa’ya
ve buradaki liman yerine 45 stadia’dır. Hermōnassa’dan
Trapezous’a 60 stadia bulunur. (s. 33)
Yorum
Trapezous kenti, İÖ. VIII. yüzyılda,
Sinōpē’liler tarafından, yörenin otokton halkı Kolkhoi topraklarında kurulmuştur.
Kent coğrafi konumu itibariyle, stratejik bir
liman yeridir.
Hellenistik Dönem’de, Pontos Krallığı’nın
stratejik liman kentlerinden biri olan Trapezous, bölgenin ve krallığın, İÖ. 64
yılında Roma hakimiyetine geçmesinden sonra da, öneminden bir şey
kaybetmemiştir. (s. 51)
Arrianus, Trapezous’taki Hermēs ve yerel kahraman
Philēsios’a adanmış bir tapınaktan ve tapınakta bulunan heykellerden söz
etmektedir.
Hermes’in bronz heykeli (…) Trabzon
Müzesi’nde sergilenmektedir. (s. 53)
Hellen gemicileri erken dönemlerde Pontos
olarak adlandırılan bu fırtınalı ve meçhul denizin tehlikelerinden korkarak,
ona misafir/yabancı sevmez (= aksenos/akseinos [ἄξενος/ἄξε(ι)νος]) epitheton’u (lakabı) takmışlardır. (s. 56)
Prokopios’a ( Bell. VIII. 2. 10) göre,
Athēnai ismini buraya gömülmüş olan bir kadından/kraliçeden almıştır. (…) A.
Bryer ve D. Windfield’e (1985, 335 vd.) göre ise, (…) söz konusu isim Lazca’da
gölgeli yer anlamına gelen kelimeden esinlenerek buraya verilmiştir. (s. 57)
Arrianus, stratejik olarak çok önemli bir
yere kurulan Apsaros kalesi ve ırmağının, Pontos Bölgesi’ni sonlandıran en
önemli topoğrafik nokta olduğunu ileri sürmektedir. (s. 60)
Ophis= Istala Deresi.
Psykhros= Baltacı Deresi.
Kalos= İyi Dere.
Rhizios= Rize Deresi.
Askouros= Taşlı Dere.
Adiēnos= Kıbledağı Deresi.
Zagatis= Pazar/Hemşindere.
Prytanis= Fırtına Deresi.
Pyksitēs= Barrington Atlası’na göre, Değirmen
Dere; A. Bryer ve D. Windfield’e (1985, 336) göre ise, Piskala Deresi’dir.
Arkhabis= Arhavi.
Akampsis= Çoruh Imağı.
Akinasēs= Kintrish Irmağı.
Isis= Natanebi/Nigrus Irmağı.
Mōgros= Supsa Irmağı
Rhizios Irmağı, adını yanından aktığı Rhizion
(Rize) kentinden almaktadır. A. Bryer ve D. Winfield’e (336) göre, Rhizion=Rize
kentinin ismi yörenin otokton kavmi Lazlar tarafından verilmiştir. Manası ise,
Lazca’da insanların/askerlerin toplandığı yer anlamına gelmektedir. (s. 68)
…antikçağda Kolkhis adı verilen bölgenin güneyinde
Armenia, kuzeyinde Skythia, batısında Karadeniz, doğusunda ise, Iberia ve
Albania yer almaktaydı.
Herodotos’a (II. 102-106) göre, Kolkhis/Phasis’liler,
Mısırlılarla aynı soydan gelmekteydiler. (s. 83)
Arrianus, İÖ. 400 yılında yöreye gelen Ksenōphōn’la
aynı izlenimleri yansıtarak, Kolkhoi ve Trapezous’luların son derece savaşçı
olan ve kendilerinden nefret eden komşuları Drillai kavminden söz etmektedir.
Ayrıca, onların aslında Sannoi kavmi olduğunu ileri sürmektedir.
Strabōn ise, Sannos’lara eskiden Makrōn’lar
enildiğini iddia etmektedir. (s. 84)
Abaskoi kavminden (…) ilk defa Arrianus
tarafından burada bahsedilmiştir. Söz konusu kavmin ikamet ettiği yöre, bugün
bile Gürcistan’da Abkhazia (Abazya) olarak adlandırılmaktadır. (s. 87-88)
Amisos= Samsun. Strabōn’un Theopompos’tan yaptığı
bir alıntıya mensuben, Amisos’un ilk defa Milētos’lular, daha sonra Kappadokia’lı
bir lider ve üçüncü defa ise, Athēnoklēs ve Atinalılar tarafından kolonize
edilerek, isminin Peiraieus olarak değiştirilmiş olduğunu söylemektedir. (s.
119)
Iasōn Burnu= Yasun Burnu. İsmini Argonaut’lar
Efsanesi’nin baş kahramanı Iasōn’dan almıştır. Argonaut’ların Kolkhis’e
giderken, burada karaya çıktıkları varsayılmaktadır. (s. 124)
Kotyōra= Ordu. Sinōpē kolonisidir. Yörenin otokton
halkı Tibaranos’ların arazisinde kurulmuştur. (s. 125)
Melantios= Melet Irmağı. Plinius tarafından
anılmış olup, söz konusu ırmaktan sonra, Makrōn’ların yaşadığı topoğrafyadan
bahsedilmektedir.
Pharnakeia= Giresun. Sinōpē ’lilerin diğer
bir kolonisidir. Yörenin otokton halkı Khalybes’lerin 133 arazisi üzerinde,
kent eski ismi olan Kerasos adıyla kurulmuştur. Fakat, İÖ. 183 yılında Pontos
Kralı I. Pharnakēs tarafından Kotyōra sakinleri de buraya göç ettirilerek,
Kerasos kenti üzerine Pharnakeia kenti kurulmuştur. İS. 64 yılından sonra, kent
Pharnakeia ismini bırakarak, tekrar eski adı olan Kerasos’u almıştır. (s.
126-127)
Arēs
Adası= Pharnakeia kentinin karşısında, Hellenlerin Arēteias (Arēs Adası) olarak
adlandırdıkları Khalkeritis Adası yer alırdı. Buranın Savaş Tanrısı’na adanmış
olduğu düşünülürdü. Rhodos’lu Apollōnios, burada Arēs’e adanmış bir tapınaktan
ve siyah kayadan yapılmış bir sunaktan söz etmektedir. Amazonlar, burada Savaş
Tanrısı için genellikle at kurban ederlermiş. Ayrıca söylenceye göre, burada yaşayan
kuşlar, adaya çıkan yabancılara kanatlarını çırparak saldırırlarmış. (s.
128-129)
Kotyōra ile Kerasos’un (Giresun) hemen
üzerindeki dağlardan Tripolis ve neredeyse Trapezousia territorium’unun
başladığı Philokaleia üzerindeki tepelere kadar uzanan, Paryadrēs dağ silsilesi
boyunca yörenin otokton halklarından Mossynoikos’lar ikamet ederlerdi.
Bu kavme aynı zamanda Heptakōmētēs’ler
denirdi. Bunlar ormanlarla kaplı dağların tepesinde, yabani hayvan eti, meyve, ceviz
ve bal yiyerek yaşayıp, yörelerinden geçen yolculara kulelerden atlayarak
saldırmayı kendilerine adet edinmişlerdi. Bu kavmin ikamet ettiği
kulelere/tahta evlere (= mossyn [µόσσυν]) denildiğinden, antikçağda bu insanlar Mossynoikoi
–kulelerde/tahta evlerde ikamet edenler– olarak adlandırılmıştı. Bu yüzden, bu
kavmin ikamet ettiği, Paryadr ē s’lerin doğuda Kolkhis’e doğru devamı sayılan
dağlara Moskhika (= Kaşkar [Μοσχικά]) Dağları adı verilmekteydi. (s. 130)
Hermōnassa= Akçaabat. Burada bulunan demir
atma yeri, kötü havalarda Trapezous Limanı’nın bir alternatifidir. Söz konusu
yerleşimden ve limandan Strabōn da bahsetmiştir. Zira Arrianus’a göre, eskiden
Trapezous Limanı’nda sadece yaz ayları boyunca demirlenebildiği için, Hadrianus
burada bir liman inşa ettirmiştir. Bu limanın kalıntıları günümüzde büyük
ölçüde denizin altında olmakla birlikte halen mevcuttur. (s. 131)
---
Türkçeleştiren: Murat Arslan
Odin Yayıncılık
İstanbul 2005
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder