10 Aralık 2017 Pazar

Arrianus'un Karadeniz Seyahati

Arrianus'un Karadeniz Seyahati (Arriani Periplus Ponti Euxini)


Lucius Flavius Arrianus Ksenōphōn, İS. 85-90 yılları arasında Bithynia Eyaleti’nin başkenti Nikomēdeia’da (İzmit) doğmuştur. Lucius ön adı ve Flavius soy/kabile adı, onun ve ailesinin Roma vatandaşı statüsü taşıdığına işaret etmektedir. Bithynia’nın önde gelen aristokrat ailelerinden birine mensuptur.
Stoacı filozof Epiktētos’un yanında eğitim almak üzere, Kuzeybatı Hellas’taki Nikopolis kentinde bir süre kalmıştır.
(büyük bir ihtimalle Severus’la beraber) İS. 129 yılı consul’ ü seçilmiştir. Bir yıl Roma’da bu görevi yürüttükten sonra, İS. 131 yılında Cappadocia Eyaleti’ne vali atanmıştır.
Bu göreve başlamadan önce de, Periplus Ponti Euxini adlı Karadeniz Seyahati’ni kaleme almıştır.
Arrianus’un bu seyahatinin asıl amacı, Pontus sınırındaki Roma garnizonlarını denetlemektir. Yine de, Arrianus bu görevi bir gezi olarak algılamış gibi gözükmektedir.
İS. 134 yılında, Kazakistan steplerinin yükselen gücü Alan kavmine karşı Satala’da (Sadak) konuşlanmış olan legio XV Apollinaris ile Melitēnē’de (Malatya) konuşlanmış legio XII Fulminata’nın başında sefere çıkmıştır. Yaptığı çarpışmalarla, düşmanı Anadolu için bir daha tehlike yaratamayacak derecede bertaraf etmiştir.
Yaklaşık yedi yıl süren Cappadocia valiliği görevini, İS. 137 yılının ardından tamamlayarak Atina’ya yerleşmiş ve kentin onursal vatandaşı olmuştur.
İS. 180 yılında öldüğü zannedilmektedir.
Arrianus ayrıca; Aleksandrou Anabasis = İskender’in Anabasis’i, Indikē = Hindistan’a Dair, ta meta Aleksandron = İskender’den Sonra ve son olarak da Bithynika = Bithynia Hakkında eserler yazmıştır.

ARRIANUS’UN KARADENİZ SEYAHATİ
I
O ünlü Ksenōphōn’un söylediği gibi, deniz kenarında kurulmuş olan Sinōpē’lilerin kolonisi, Hellen kenti Trapezous’a geldik.

III
Trapezous’tan gemilerle yelken açtıktan sonraki, ilk günde Hyssos Limanı’na vardık… (Araklı-Sürmene) (s. 5)
Oradan, sabahleyin ırmaklardan esen rüzgarlarla yelken açtık…
…birçok güçlüklerden sonra, Athēnai’a ulaştık.

IV
Zira Karadeniz’de, bu şekilde adlandırılan bir yer ve orada Hellenlere ait bir Athēna Tapınağı vardır ve bu sebepten dolayı, bu yere bu adın verildiğini sanıyorum ve ayrıca burada terk edilmiş bir kale de bulunur. (s. 7)

V
Bu fırtına iki gün boyunca sürdü ve orada kalmak zorunluydu. Zira Karadeniz’deki Athēnai kentinden sanki terk edilmiş ve isimsiz bir liman yeri gibi, geçip gitmek bize uygun görünmemişti.

VI
Bu bakımdan, öğleden önce 250 stadia’dan fazla yol kat ederek beş cohors’un konuşlandığı Apsaros’a geldik.
Apsaros yöresinin çok eski zamanlarda Apsyrtos, Mēdeia tarafından burada öldürüldüğü ve Apsyrtos’un mezarı burada görüldüğü için Apsyrtos olarak adlandırıldığını söylüyorlar. (s. 11)

VII
Trapezous’tan başlayan deniz yolculuğumuzda Trapezous’tan 180 stadia uzaklıkta olan ve adını Hyssos Limanı’na veren Hyssos Irmağı’nı ve Hyssos Limanı’ndan yaklaşık 90 stadia mesafede olan ve Kolkhis’lilerin ülkesiyle Thiannikē arasındaki sınırı belirleyen Ophis Irmağı’nı aştık. (2) Ardından, Psykhros olarak adlandırılan ırmak Ophis’ten 30 stadia uzaklıktadır. Daha sonra
Psykhros Irmağı’na 30 stadia mesafedeki diğer bir ırmak olan Kalos’a gelinir. Psykhros’tan sonra Rhizios Irmağı vardır ve Kalos Irmağı’ndan 120 stadia uzaklıktadır. (3) Ondan 30 stadia mesafede diğer bir ırmak olan Askouros ve Askouros’tan 60 stadia sonra Adiēnos adlı bir ırmak vardır; oradan Athēnai’a 180 stadia ’dır. Zagatis Irmağı ise, Athēnai’ya yaklaşık 7 stadia uzaklıktadır. Biz o sabah Athēnai’dan demir alıp harekete geçtikten sonra, Athēnai ile aralarında 40 stadia mesafe olan ve topraklarında Ankhilaos’un sarayının bulunduğu Prytanis’in önünden geçtik. (4) Prytanis’ten sonra, Pyksitēs Irmağı’na gelinir ve her ikisi arasında 90 stadia uzaklık vardır. Pyksitēs ile Arkhabis’in aralarında gene 90 stadia, Arkhabis’ten Apsaros’a ise, 60 stadia mesafe bulunur. Apsaros Limanı’ndan demir aldıktan sonra, Apsaros’la aralarında aşağı yukarı 15 stadia mesafe olan Akampsis’i gece geçtik. (5) Bathys Irmağı ise, buradan 75 stadia ve Akinasēs, Bathys’tan 90 stadia, Akinasēs Isis arası ise, gene 90 stadia çeker. Hem Akampsis hem de Isis ırmağı, gemilerin yüzebileceği kadar derindir ve sabahları ırmaklardan denize doğru kuvvetli rüzgarlar eserler. Isis’ten sonra Mōgros’a geçtik. Mōgros ile Isis arası 90 stadia’dır ve Mōgros Irmağı da deniz taşımacılığı yapılabilecek ölçüde derindir.

VIII
Oradan, yani Mōgros’tan 90 stadia boyunca ilerleyip, tanıdığım ırmaklar arasında en hafif suya sahip olan ve özellikle rengi bakımından sıra dışı olan Phasis’e doğru yelken açtık. (s. 13-15)

XI
Ksenōphōn’un da söylediği gibi, Kolkhoi kavmi Trapezous’lulara sınırdır. Gene Ksenōphōn’un, son derece cengaver ve Trapezous’lulara karşı son derece düşman olduğunu bildirdiği ve Drillai olarak adlandırdığı kavmin ben, Sannoi olduğunu düşünüyorum. Zira bu kavim günümüzde bile son derece savaşçıdır ve Trapezous’lulara karşı hâlâ son derece düşmandırlar… (s. 21)

Onlardan sonra, krallarının adı Ankhialos olan Makhelones ve Heniokhoi kavimleri gelir. Makhelones ve Heniokhoi’un ardından Pharasmanēs’in hakimiyeti altındaki Zydreitai kavmi bulunur. Zydreitai kavminden sonra, Lazoi kavmi vardır: Lazoi kavminin kralı Malassas’tır…
Lazoi’dan sonra, Apsilai kavmine gelinir,
Apsilai ile Abaskoi toprakları sınırdır
Abaskoi’dan sonra Sanigai kavminin ikamet ettiği topoğrafyaya gelinir ki, burada Sebastopolis kenti kurulmuştur…

Apsaros’a kadar Karadeniz’in sağ tarafında doğuya doğru seyrettik, Karadeniz’in uzunlamasına sınırının Apsaros olduğunu zannediyorum; zira oradan sonra, bizim için yolculuk Khōbos Irmağı’na kadar kuzeye doğru oldu… (s. 23)

XV
Halys Irmağı’ndan Naustathmos’a, ki orada, bir liman bulunur, 90 stadia’dır. Oradan diğer bir liman yeri olan Kōnōpeion’a tekrar 50 stadia, Kōnōpeion’dan Eusēnē’ye 120 stadia; (3) oradan Amisos’a 160 stadia mesafe vardır. Hellen kenti Amisos, Athēnai’lıların kolonisidir ve deniz kenarında kurulmuştur. Amisos’tan Iris Irmağı’nın Karadeniz’e döküldüğü yerdeki Ankōn Limanı’na, 160 stadia’dır. Iris’in ağzından gemiler için demir atma yeri Herakleion’a 360 stadia; oradan Thermōdōn Irmağı’na kadar 40 stadia mesafededir. Amazonların ikamet etmiş olduğu söylenen Thermōdōn burasıdır. (s. 31)

XVI
Kotyōra’dan Melanthios Irmağı’na yaklaşık 60 stadia mesafe vardır. Oradan diğer bir ırmak olan Pharmatēnos’a 150 stadia ve oradan da Pharnakeia’ya 120 stadia ’dır. (4) Pharnakeia kenti, eskiden Kerasos olarak adlandırılıyordu ve Sinōpē’lilerin bir kolonisiydi. Oradan Arēs m m Adası’na 30 stadia ve oradan da gemiler için demir atma yeri olan Zephyrion’a 120 stadia vardır. Zephyrion’dan Tripolis’e 90 stadia, oradan Argyria’ya 20 stadia, (5) Argyria’dan Philokaleia’ya 90 stadia’dır. Oradan Koralla’ya 100 stadia. Koralla’dan Hieros (Kutsal) Dağı’na
150 stadia’dır. Kutsal Dağ’dan gemiler için liman yeri olan Kordylē’ye 40 stadia mesafe vardır. (6) Kordylē’den Hermōnassa’ya ve buradaki liman yerine 45 stadia’dır.  Hermōnassa’dan Trapezous’a 60 stadia bulunur. (s. 33)

Yorum
Trapezous kenti, İÖ. VIII. yüzyılda, Sinōpē’liler tarafından, yörenin otokton halkı Kolkhoi topraklarında kurulmuştur.
Kent coğrafi konumu itibariyle, stratejik bir liman yeridir.
Hellenistik Dönem’de, Pontos Krallığı’nın stratejik liman kentlerinden biri olan Trapezous, bölgenin ve krallığın, İÖ. 64 yılında Roma hakimiyetine geçmesinden sonra da, öneminden bir şey kaybetmemiştir. (s. 51)

Arrianus, Trapezous’taki Hermēs ve yerel kahraman Philēsios’a adanmış bir tapınaktan ve tapınakta bulunan heykellerden söz etmektedir.
Hermes’in bronz heykeli (…) Trabzon Müzesi’nde sergilenmektedir. (s. 53)

Hellen gemicileri erken dönemlerde Pontos olarak adlandırılan bu fırtınalı ve meçhul denizin tehlikelerinden korkarak, ona misafir/yabancı sevmez (= aksenos/akseinos [ξενος/ξε(ι)νος]) epitheton’u (lakabı) takmışlardır. (s. 56)

Prokopios’a ( Bell. VIII. 2. 10) göre, Athēnai ismini buraya gömülmüş olan bir kadından/kraliçeden almıştır. (…) A. Bryer ve D. Windfield’e (1985, 335 vd.) göre ise, (…) söz konusu isim Lazca’da gölgeli yer anlamına gelen kelimeden esinlenerek buraya verilmiştir. (s. 57)

Arrianus, stratejik olarak çok önemli bir yere kurulan Apsaros kalesi ve ırmağının, Pontos Bölgesi’ni sonlandıran en önemli topoğrafik nokta olduğunu ileri sürmektedir. (s. 60)

Ophis= Istala Deresi.
Psykhros= Baltacı Deresi.
Kalos= İyi Dere.
Rhizios= Rize Deresi.
Askouros= Taşlı Dere.
Adiēnos= Kıbledağı Deresi.
Zagatis= Pazar/Hemşindere.
Prytanis= Fırtına Deresi.
Pyksitēs= Barrington Atlası’na göre, Değirmen Dere; A. Bryer ve D. Windfield’e (1985, 336) göre ise, Piskala Deresi’dir.
Arkhabis= Arhavi.
Akampsis= Çoruh Imağı.
Akinasēs= Kintrish Irmağı.
Isis= Natanebi/Nigrus Irmağı.
Mōgros= Supsa Irmağı

Rhizios Irmağı, adını yanından aktığı Rhizion (Rize) kentinden almaktadır. A. Bryer ve D. Winfield’e (336) göre, Rhizion=Rize kentinin ismi yörenin otokton kavmi Lazlar tarafından verilmiştir. Manası ise, Lazca’da insanların/askerlerin toplandığı yer anlamına gelmektedir. (s. 68)

…antikçağda Kolkhis adı verilen bölgenin güneyinde Armenia, kuzeyinde Skythia, batısında Karadeniz, doğusunda ise, Iberia ve Albania yer almaktaydı.
Herodotos’a (II. 102-106) göre, Kolkhis/Phasis’liler, Mısırlılarla aynı soydan gelmekteydiler. (s. 83)

Arrianus, İÖ. 400 yılında yöreye gelen Ksenōphōn’la aynı izlenimleri yansıtarak, Kolkhoi ve Trapezous’luların son derece savaşçı olan ve kendilerinden nefret eden komşuları Drillai kavminden söz etmektedir. Ayrıca, onların aslında Sannoi kavmi olduğunu ileri sürmektedir.
Strabōn ise, Sannos’lara eskiden Makrōn’lar enildiğini iddia etmektedir. (s. 84)

Abaskoi kavminden (…) ilk defa Arrianus tarafından burada bahsedilmiştir. Söz konusu kavmin ikamet ettiği yöre, bugün bile Gürcistan’da Abkhazia (Abazya) olarak adlandırılmaktadır. (s. 87-88)

Amisos= Samsun. Strabōn’un Theopompos’tan yaptığı bir alıntıya mensuben, Amisos’un ilk defa Milētos’lular, daha sonra Kappadokia’lı bir lider ve üçüncü defa ise, Athēnoklēs ve Atinalılar tarafından kolonize edilerek, isminin Peiraieus olarak değiştirilmiş olduğunu söylemektedir. (s. 119)

Iasōn Burnu= Yasun Burnu. İsmini Argonaut’lar Efsanesi’nin baş kahramanı Iasōn’dan almıştır. Argonaut’ların Kolkhis’e giderken, burada karaya çıktıkları varsayılmaktadır. (s. 124)

Kotyōra= Ordu. Sinōpē kolonisidir. Yörenin otokton halkı Tibaranos’ların arazisinde kurulmuştur. (s. 125)

Melantios= Melet Irmağı. Plinius tarafından anılmış olup, söz konusu ırmaktan sonra, Makrōn’ların yaşadığı topoğrafyadan bahsedilmektedir.

Pharnakeia= Giresun. Sinōpē ’lilerin diğer bir kolonisidir. Yörenin otokton halkı Khalybes’lerin 133 arazisi üzerinde, kent eski ismi olan Kerasos adıyla kurulmuştur. Fakat, İÖ. 183 yılında Pontos Kralı I. Pharnakēs tarafından Kotyōra sakinleri de buraya göç ettirilerek, Kerasos kenti üzerine Pharnakeia kenti kurulmuştur. İS. 64 yılından sonra, kent Pharnakeia ismini bırakarak, tekrar eski adı olan Kerasos’u almıştır. (s. 126-127)

 Arēs Adası= Pharnakeia kentinin karşısında, Hellenlerin Arēteias (Arēs Adası) olarak adlandırdıkları Khalkeritis Adası yer alırdı. Buranın Savaş Tanrısı’na adanmış olduğu düşünülürdü. Rhodos’lu Apollōnios, burada Arēs’e adanmış bir tapınaktan ve siyah kayadan yapılmış bir sunaktan söz etmektedir. Amazonlar, burada Savaş Tanrısı için genellikle at kurban ederlermiş. Ayrıca söylenceye göre, burada yaşayan kuşlar, adaya çıkan yabancılara kanatlarını çırparak saldırırlarmış. (s. 128-129)

Kotyōra ile Kerasos’un (Giresun) hemen üzerindeki dağlardan Tripolis ve neredeyse Trapezousia territorium’unun başladığı Philokaleia üzerindeki tepelere kadar uzanan, Paryadrēs dağ silsilesi boyunca yörenin otokton halklarından Mossynoikos’lar ikamet ederlerdi.
Bu kavme aynı zamanda Heptakōmētēs’ler denirdi. Bunlar ormanlarla kaplı dağların tepesinde, yabani hayvan eti, meyve, ceviz ve bal yiyerek yaşayıp, yörelerinden geçen yolculara kulelerden atlayarak saldırmayı kendilerine adet edinmişlerdi. Bu kavmin ikamet ettiği kulelere/tahta evlere (= mossyn [µσσυν]) denildiğinden, antikçağda bu insanlar Mossynoikoi –kulelerde/tahta evlerde ikamet edenler– olarak adlandırılmıştı. Bu yüzden, bu kavmin ikamet ettiği, Paryadr ē s’lerin doğuda Kolkhis’e doğru devamı sayılan dağlara Moskhika (= Kaşkar [Μοσχικ]) Dağları adı verilmekteydi. (s. 130)

Hermōnassa= Akçaabat. Burada bulunan demir atma yeri, kötü havalarda Trapezous Limanı’nın bir alternatifidir. Söz konusu yerleşimden ve limandan Strabōn da bahsetmiştir. Zira Arrianus’a göre, eskiden Trapezous Limanı’nda sadece yaz ayları boyunca demirlenebildiği için, Hadrianus burada bir liman inşa ettirmiştir. Bu limanın kalıntıları günümüzde büyük ölçüde denizin altında olmakla birlikte halen mevcuttur. (s. 131)

---
Türkçeleştiren: Murat Arslan
Odin Yayıncılık

İstanbul 2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder