YÖNETİM
BİLİMİ I
Önsöz
Yönetme ihtiyacı insanların tek başlarına başaramayacakları
amaçlarını, bir grup çabasıyla gerçekleştirme gerekliliğinden doğmuştur.
Yönetimin ayrı bir bilim dalı olarak incelenmesi son
yüzyılın ürünüdür.
Ünite 1 / Yönetim ve Yönetim Bilimi
• Yönetim, basit olarak başkaları aracılığıyla iş görmektir.
• Yönetim, birden fazla kişinin varlığı ile ortaya çıkan ve
bu yönü ile ekonomik faaliyetten ayrılan bir grup faaliyetidir.
• Yönetim, insan ve diğer kaynakları mümkün olan en iyi şekilde
birleştirerek örgütsel amaçlara etkin ve verimli ulaşma sürecidir.
• Yönetim, iş gücü, sermaye, teknik donanım vb. örgütsel
kaynakların, örgütsel amaçları gerçekleştirmek üzere bir araya getirildiği
faaliyetler bütünüdür.
• Yönetim, bir işletmede amaçlara ulaşmak için işbirliğinin
yapılması ve çalışanların bu amaçlar doğrultusunda yönlendirilmesidir.
• Yönetim, iki ya da daha çok kişinin bir amacı
gerçekleştirmek ve sürdürebilmek için bir araya gelip planlama, örgütleme,
yöneltme ve denetim işlevlerinin etkin olarak bulunduğu ve işletildiği sürekli
bir süreçtir.
Yönetim olgusu doğrudan insan ilişkilerine dayanan bir
süreçtir.
Yönetim tüm kaynakları örgütsel amaçları gerçekleştirmek
üzere etkin ve verimli bir şekilde bir araya getirmeye çalışan bir faaliyettir.
Yönetim faaliyeti planlama, örgütleme, yöneltme ve denetim
işlevlerinden oluşan bir süreçtir.
Yönetim bilimi, yönetim olgusunu sebep-sonuç ilişkilerine
dayalı olarak inceleyen bilim dalıdır.
Yönetim bilimi çalıştığı alan açısından iki gruba ayrılarak
incelenebilir: Kamu Yönetimi ve İşletme Yönetimi
Kamu Yönetimi
Kamu yönetimi, kamu bürokrasisini ve onun mal ve hizmet
sunduğu halkla olan ilişkilerini anlamaya ve geliştirmeye yönelik pratik ve
teoriden meydana gelen bir disiplindir.
İşletme Yönetimi
İnceleme alanı ticari nitelikli her türlü özel sektör
kuruluşlarının yönetsel işlemleri ve eylemleri olmaktadır.
Ülkemizde yönetim bilimi Avrupa’da gelişen İdare Hukukunun
etkisi altında kalmış ve 1950’lere kadar İdare Hukuku içinde incelenmiştir.
1859’da Mülkiye Mektebi ile başlayan yönetici kadrosu oluşturma çalışmaları
okulun Siyasal Bilgiler Fakültesine dönüştürülmesiyle devam etmiştir.
(üç adımda) Klasik Yönetim Yaklaşımı
…yönetim bilimine ilk bilimsel ve sistematik bakış açısı
sağlayan Frederick W. Taylor’un geliştirdiği “Bilimsel Yönetim Yaklaşımı”
(Taylorizm) işletmelerde
ortaya çıkan israf ve her türlü kayıpları en aza indirmeye ve verimliliği
arttırmaya odaklanmıştır.
Henry Fayol’un öncülüğünü yaptığı “Yönetim Süreci
Yaklaşımı”
Taylor’dan farklı olarak örgüte tepeden bakarak iyi bir
yönetim ve örgüt yapısının nasıl olması gerektiği üzerinde durmuştur. Bu
doğrultuda işletme fonksiyonlarını (yönetim, üretim, muhasebe, finans vb.) ilk
kez ortaya koymuş ve yönetimin fonksiyonlarını (planlama, örgütleme, yöneltme,
koordine etme ve kontrol etme) geliştirmiştir.
Max Weber tarafından geliştirilen “Bürokrasi Yaklaşımı”
…rasyonel bir örgüt yapısının oluşturulması üzerinde
durmuştur.
Neo-Klasik Yönetim Yaklaşımı
…klasik teorinin eksik bıraktığı yön olan insan unsurunu ele
almıştır. Neo-Klasik yaklaşım, örgüt içinde kişilerin davranışlarını incelemiş,
çalışanların neden ve nasıl davrandıklarını ve örgüt yapısı ile davranışları
arasındaki ilişkileri açıklamaya çalışmıştır.
Modern Yönetim Yaklaşımları: Sistem ve Durumsallık
Yaklaşımı
…işletme çevresini incelemiştir.
Bu yaklaşım, örgütün çevre ve teknoloji gibi unsurlarının
örgüt yapılarını etkilediği düşüncesini savunmaktadır.
Çağdaş Yönetim Yaklaşımları
Bunlardan ilkini, felsefi temellerini postmodern düşüncenin
oluşturduğu ve insanı merkezde gören yönetim yaklaşımları oluşturmaktadır.
İkinci olarak, yönetim ve organizasyon konularına sosyolojik ve ekonomik açıdan
bakan görüşler ortaya çıkmıştır. Son olarak da günümüzde küreselleşme ve bilgi
çağı çerçevesinde gelişen, son derece popüler olan yeni kavram, teknik ve
yaklaşımlar yer almaktadır.
…
YÖNETİM FONKSİYONLARI
Yönetim; planlama, örgütleme, yöneltme (yürütme) ve denetim
olmak üzere dört temel fonksiyona sahiptir.
Planlama
Ne, kim tarafından, ne zaman, nasıl, hangi kaynaklarla,
niçin yapılacaktır?
Örgütleme
Amaçların ortaya konması, bu amaçlar doğrultusunda gerekli
işlerin belirlenmesi, insan kaynakları ve fiziksel olanakların
değerlendirilmesi, işlevlerin, fiziksel olanakların ve insan kaynaklarının örgütsel
bir yapı içinde gruplandırılması, yetki ve sorumlulukların belirlenmesi,
belirlenen görev ve sorumlulukların örgüt çalışanlarına dağıtılması örgütleme
sürecinin aşamalarıdır.
Yöneltme/Yürütme
Yöneltme, örgütün saptanan amaçları doğrultusunda istenen
yönde davranış gösterilmesini sağlama, harekete geçirilme ve başkalarına iş
yaptırtma olarak tanımlanır.
Denetim
Denetim fonksiyonu ile arzulanan amaçlara ulaşılıp
ulaşılmadığı veya ne ölçüde ulaşıldığı araştırılır.
Yönetici
Peter F. Drucker yöneticiyi “bilginin uygulanmasından ve
performansından sorumlu kişi’’ olarak ifade eder.
Yönetici, yapılmasından sorumlu tutulduğu işlerde işletmeyi
etkili ve verimli bir şekilde amaçlarına ulaştırmakla görevli olan kişidir
…
Yöneticileri çalışanlardan ayıran en önemli fark “yetki”
dir.
…her yöneticide bulunması gerekli beceriler: teknik, beşeri
ve kavramsal yetenekler…
Teknik yetenek, uzmanlaşmış bilgiyi, deneyimi ve özel araç
ve teknikleri kullanmayı gerektiren yetenektir. (daha çok) alt düzey yönetim
kademelerinde sahip olunması gereken bir yetenektir.
İşletmeyi bir bütün olarak görebilme, faaliyetler arasında
koordinasyon sağlayabilme yeteneği ise kavramsal yetenektir. Bu yeteneğe daha
çok üst yönetim kademelerinde ihtiyaç duyulmaktadır.
Henry Mintzberg’in Yönetici Rolleri hakkındaki makalesi (s.
16 vd.)
Ünite 2 / Planlama
…dinamik pazar yapısı, yoğun rekabet ortamı, sürekli değişen
ekonomik koşullar, gelişen teknoloji ve değişen toplumsal yapı, planlamanın
önemini artırmaktadır.
Planlama ve karar verme arasında çok yakın bir ilişki
vardır.
Tüm örgüt üyeleri, yaptıkları işi ve çalıştıkları örgütü
etkileyecek kararlar verirler
Karar, bir sonucu ifade etmektedir.
Dağınık ve sırasız çalışma, işlerin tümünün birden yapılmaya
çalışılması, önceliklerin belirlenmemesi, işlerin aksamasına,
sonuçlandırılamamasına neden olmaktadır.
…planlama, şu sorulara cevap bulma işlevini görür:
• Ne? Yapılacak işin niteliğinin belirlenmesine ve amaçların
tekrar gözden geçirilmesine yardımcı olur.
• Ne zaman?
• Nasıl? Öncelikle faaliyetlerin, projelerin ve programların
hazırlanması gerekir.
• Nerede? Yerine getirilecek tüm faaliyetlerin hangi
birimlerde ve hangi mekânlarda gerçekleştirileceği saptanmalıdır.
• Niçin? Bu soru planlama sürecinin kontrol edilmesine imkân
tanır. İşletmedeki çabaların dolaylı ya da dolaysız olarak belirlenen amaca
hizmet etmesi gerekir. Bu yüzden her eylem iyi analiz edilmelidir. Gereksiz
çabalar ayıklanmalıdır.
• Kim tarafından? Planlanan faaliyetlerin her biri kim
tarafından yapılacak? Bu faaliyetleri yerine getirecek kişilerin yetki ve
sorumlulukları ne olacak?
• Hangi maliyetle?
• Hangi sürede?
Planlamanın Başlangıcı: Misyon Açıklamaları ve Vizyon:
…uzun vadeli ve stratejik nitelikteki planlamada böyle bir
anlayışa gelebilmek için yöneticilerin öncelikle işletmenin varlık nedeni ve
nasıl bir işletme olduğu konusundaki fikir ve anlayışlarını netleştirmeleri
gerekmektedir.
Misyonun belirlenebilmesi için önce çevre koşullarını analiz
etmek daha sonra da işletmenin işini belirlemek gerekmektedir.
İşletmelerin vizyonu, misyondan farklı bir kavram olarak,
gelecekte olmasını arzuladıkları durumun ifadesidir.
Amaç ve Hedeflerin Belirlenmesi:
Amaçlara Ulaşmayı Kolaylaştırıcı/Sınırlayıcı Faktörlerin
Belirlenmesi:
Amaçlara Ulaştıracak Alternatiflerin Belirlenmesi:
PLAN TÜRLERİ
Zamana Göre Sınıflandırma
Kullanım Sıklığına Göre Sınıflandırma: Bir kez kullanılan
planlara programlar, projeler ve bütçeler gösterilebilir. …sürekli planlar
olarak genellikle, politikalar, yöntemler ve kurallar anlaşılmaktadır.
Kapsama Göre Sınıflandırma: Stratejik planlar…
…
Amaçlar açık bir biçimde tanımlanmazsa yapılan planlarda
öngörülen faaliyetlerin bu amaçlara ulaştırma olasılığı düşecektir.
Esnek olmalı
Devamlılığı sağlanmalı
Geleceği ifade etmeli
Kamu Yönetiminde Planlama
Kamu kuruluşları mevzuata bağlı çalışırlar ve dolayısıyla
planları siyasi kararlarla, kanunlarla yapılır.
Planlama ile ilgili anayasal düzeyde ilk hükümler 1961
Anayasası’nda yer almıştır.
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ismi Anayasa’da belirtilerek
planların bu örgüt tarafından hazırlanması kabul edilmiştir.
DPT, 3.6.2011 tarihli 641 No’lu Kanun Hükmünde Kararname ile
kaldırılmıştır. Yerine Kalkınma Bakanlığı kurulmuştur.
Ünite 3 / Örgütleme
İnsanların giriştiği birçok iş, bireysel çabalarla değil,
belli bir insan topluluğuyla bir arada, etkili ve verimli bir şekilde çalışarak
başarabilmektedir.
Örgütleme planlama sürecini veri olarak değerlendirmekte ve
neyin, nasıl yapılması gerektiğine ilişkin çözümler üretmektedir.
Örgütleme kavramı, bazı kaynaklarda organize etme olarak da
anılmaktadır.
• Birincil Örgütler: Kamu kuruluşları,
• İkincil Örgütler: Kâr, kazanç ve büyüme amaçlı özel sektör
örgütleri,
• Üçüncül Örgütler: Sivil toplum örgütleri.
Yetki Türleri
Komuta yetkisi, bir işin yapılabilmesi için üstün asta
doğrudan emir verebilme yetkisi olarak tanımlanmaktadır.
Örgüt içinde yer alan bireylerin, kendi uzmanlık alanlarına
giren konularda danışmanlık hizmeti vermeleri, kurmay yetki kullanımı olarak
düşünülebilir.
…fonksiyonel (işlevsel) bölümlerde görev yapan bireyler,
kendilerine komuta yetkisi ile bağlı olmayan diğer bireyler üzerinde uzmanlık
konularıyla ilgili olarak emir verme yetkisine sahip olabilmektedir. Bu tür
emir verme yetkisi fonksiyonel yetki olarak adlandırılmaktadır.
Örgüt, iş ile insan arasındaki çeşitli etkileşimlerin, uygun
bir şekilde düzenlenmesi sonunda elde edilen yapı olarak düşünülebilir.
Örgütleme sürecinin aşamaları:
• Amacı gerçekleştirmek için yapılması gereken iş, görev ve
faaliyetlerin belirlenmesi,
• Görevlerin anlamlı bir şekilde gruplandırılması ve
birbirleriyle ilişkilendirilmesi neticesinde işlerin oluşturulması,
• İşlerin belli ölçütlere göre bir araya getirilmesiyle iş
gruplarının ve yapılması gereken faaliyetlerin tanımlanması,
• Yapılacak işlerin örgütsel seviyeler itibariyle
gruplandırılması ve her seviyeye ilişkin mevkilerin oluşturulması,
• Bu mevkiler arasında yakın ilişki ve benzerlik olanlarının
bir araya getirilerek bölümlerin oluşturulması,
• Ortaya konan her türlü görev, iş ve iş grubuna ilişkin
tanımların yapılması,
• Bu tanımların gereği olan işgörenlerin bulunup seçilmesi
şeklinde özetlenebilir.
Örgütleme İlkeleri
Amaç birliği, verimlilik, hiyerarşi…
Yönetim alanı bir üstün etkili olarak yönetebileceği ast
sayısı olarak tanımlanmaktadır.
Yapılan iş, yakın denetim gerektiriyorsa yönetim alanı
daralacak, tersi durumda ise yönetim alanı genişleyecektir.
Bölümlendirme
Bölümlendirme süreci
kapsamında, örgütsel amaçlara ulaşmak için yapılması gereken görevler belli
açılardan gruplandırılmakta ve gruplandırılan bu görevler belli bölümlerin
sorumluluğuna verilmektedir.
1) Fonksiyonel Bölümlendirme
Fonksiyonlara (işlevlerine) göre bölümlendirilmiş bir
örgütte, aynı veya yakın alanlarda uzman, benzer düzeyde iş deneyimine sahip
veya örgüt içinde benzer kaynakları ortak olarak kullanan bireylerin belli bir
işlevin çatısı altında bir araya getirilmesi söz konusu olmaktadır.
Yapı, örgütsel ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenecektir.
Örgüt büyüdükçe yapılan işler karmaşıklaşacak…
…benzer işleri yerine getirmek amacıyla bir arada çalışan
bireyler arasında ortak bir değerler sistemi, bir başka deyişle ortak bir
kültür oluşacaktır.
…ortak bir kültürün tesis edilmesi, bireylerin işe ve örgüte
olan bağlılıklarının güçlenmesi açısından oldukça önemlidir
İşletmenin büyümesiyle, fonksiyonel yapıya ilişkin sorunlar
su yüzüne çıkmaktadır.
Fonksiyonel olarak yapılanmış bir örgüt, tüm müşteriler için
benzer politikalar üretmek üzere tasarlanmıştır. Bu nedenle, farklılaşmış
müşteri talepleri tam olarak yerine getirilemeyecektir.
2) Çıktı veya Süreç Temelli Bölümlendirme
Bazı örgütler için mal veya hizmetlerin üretim süreci, bazı
örgütler için ise bu mal veya hizmetlerin sunulduğu hedef kitle yapılan işin
ana odağıdır. Bu durum örgütleri çıktı temelli veya süreç temelli bölümlendirme
yaklaşımlarını benimseme yönünde motive etmekte, hatta bazı durumlarda da
zorlamaktadır.
Ürün temeline göre bölümlendirme yaklaşımında,
örgütsel bölümlendirme süreci çıktılar üzerine odaklanılarak
gerçekleştirilmektedir.
Ürün temelli yapılar, örgütlere zaman kazandırmakta ve karar
verme süreçlerini hızlandırmaktadır.
Bölge temeline göre bölümlendirme, coğrafi açıdan
oldukça geniş bir alanda faaliyet gösteren örgütler için uygun bir tercih
olarak düşünülebilir.
Müşteri temeline göre bölümlendirilmiş örgütler, her
müşteri kesimine yönelik özelleşmiş bir mal veya hizmet sunumu gerçekleştirmek
üzere çaba göstermektedirler.
Bu tür örgüt yapılarında artan iş yoğunluğu ve sürekli
olarak gelen farklı talepler nedeniyle merkezî destek biriminde görev yapan
çalışanların aşırı stres yaşamaları ve psikolojik olarak tükenmeleri sıklıkla
rastlanılan bir durumdur.
Süreç veya makine temeline göre bölümlendirme, daha
çok mal üreten işletmelerin, görece daha alt seviyelerinde görülen bir
bölümlendirme uygulamasıdır. / …süreçlerin birbirine bağlı olması nedeniyle bir
süreçte meydana gelen gecikmenin veya bozulan bir makinenin diğer süreçleri
zincirleme olarak etkilemesi oldukça muhtemeldir
Üretim işletmelerinde görülen vardiya tipi örgütlenme, zaman
temeline göre bölümlendirme uygulamasının en yaygın ve tipik örneğidir.
Sayı temeline göre bölümlendirme uygulamasında,
“sayı” kavramıyla kastedilen, insan gücü miktarıdır. / Endüstri devriminden
önce ve devrimi izleyen ilk dönemler için geçerli olduğu düşünülebilir.
3) Matriks Örgüt Yapısı
Matriks örgüt yapısı, örgütsel kaynakların ve görevlerin, eş
zamanlı olarak hem fonksiyonel hem de proje temelli olarak bölümlendirildiği
yapı olarak tanımlanabilir. Matriks yapıda fonksiyonel yetkinin dikey, projeye
ilişkin yetkinin de yatay yayılımı söz konusu olmaktadır.
Matriks yapı içinde görev yapan bireyler, hem bağlı
oldukları fonksiyonel bölüm yöneticisine hem de görev aldıkları projenin
yöneticisine karşı sorumludurlar.
…insan kaynağından en yüksek fayda, matriks yapılar
sayesinde elde edilebilmektedir.
4) Ekip Temelli Örgüt Yapısı
Yetki aktarımıyla birlikte, sorumlulukta ekiplere
yüklenmektedir. / …tüm örgüt, yatay olarak konumlandırılmış ekiplerden
oluşmaktadır. / Bu ekipler kendilerini yönetecek ekip liderini kendileri
seçmekte, yapılacak işleri kendileri planlamakta ve görece daha serbest bir
şekilde hareket edebilmektedirler.
5) Şebeke Örgüt Yapısı
Her iş, alanında uzman başka bir örgütün bünyesinde
yürütülmektedir.
Şebeke içinde yer alan örgütler, birbirleriyle hem işbirliği
içinde çalışmak hem de rekabet etmek durumundadırlar.
Dâhili şebeke, bünyesinde tüm şebekeyi denetim
altında tutan ana bir örgütü barındırmaktadır. / holding tipi örgüt yapıları
Dengeli şebeke yapısında lider örgüt, kaynak
kullanımını ve süreçleri organize etmektedir. Fakat şebeke örgüt yapısında yer
alan diğer örgütler, lider örgüte sahiplik bağıyla bağlı değildir.
Dinamik şebekedeki herhangi bir örgüt, şebeke dâhilindeki
girdi-çıktı süreçlerini sadece koordine etmektedir. Bu örgüte “broker” örgüt
adı verilmektedir. / ortak girişimler…
Şebeke bünyesinde iş yapan örgütlerin, şebekenin bütüncül
geleceğini değil de, kendi geleceklerini düşünmeleri tehlikesi, her zaman
vardır. Şebeke örgütlerde örgüt kültürü oldukça zayıftır.
…
Örgüt Yapısını Etkileyen Faktörler
Örgütsel yapıya ilişkin tercihler strateji, çevre ve
teknoloji olmak üzere, üç temel değişkene bağlı olarak farklılaşmaktadır
Strateji
Maliyet liderliği stratejisinde örgütsel yapı, örgüt içi
süreçlerde olabildiğince verimli olunması gözetilerek tasarlanmaktadır. Farklılaşma
stratejisini benimseyen örgütler ise pazara olabildiğince hızlı bir şekilde
yenilikçi ürünler sunabilmeyi birincil öncelik olarak görmektedirler.
Çevre
Çevre, örgütlerin girdi-çıktı ilişkisi içinde bulundukları
ortamdır.
Örgüt çevreye uyum sağlayabilmelidir. Örgüt yapısı çevresel
değişimlere hızlı bir şekilde cevap verebilecek esneklikte olmalıdır.
Teknoloji
Teknolojinin en önemli etkisi, üretim sistemleri üzerinde
görülmektedir.
Hizmet üreten örgütlerde, müşterilerle doğrudan ilişki
kurulması ve üretim süreci çıktılarının soyut olması, daha yatay, müşteri
temeline göre bölümlendirilmiş örgüt yapılarının tercih edilmesini gerekli
kılmaktadır.
Ünite 4 / Yöneltme
…planlar yapılması, bu planlara göre iş bölümünün
hazırlanarak örgüt yapısının oluşturulması kurgudur.
“yöneltme” planların ve örgütün gerçekleştirilmesidir.
Türkçe kaynaklarda ise yöneltme işlevi kimi zaman
“yürütme", kimi zaman “liderlik ve motivasyon", kimi zaman da
“yöneltme ve koordinasyon" başlıkları ile ayıklanmaktadır.
Lider başkalarını,
izleyicilerini belirli amaçlar doğrultusunda etkileyip yönlendirebilen kişidir.
Yönetici ise gücünün
kaynağını makamdan, oturduğu koltuktan alır.
Bir işte, toplumda, organizasyonda bazı ilerleme amaçlı
olarak düzeltmeler yapmak daha çok “yönetici” tarzı hareket tarzıdır. Oysa
lider daha radikal, daha köklü çözümler düşünerek hareket eder.
Liderlik Teorileri
• Özellikler Teorisi (Lideri analiz eder.)
• Davranışsal Liderlik Teorileri (Liderlik davranışlarını
izleyicilere sorarak analiz eder.)
• Durumsal Liderlik Teorileri (Koşullan analiz eder.)
Ohio State Üniversitesi Liderlik Araştırması: Kişiyi
dikkate alma faktörü liderin izleyicileri üzerinde güven ve saygı yaratması,
onlarla dostluk ve arkadaşlık geliştirmesi yönündeki davranışlarını ifade etmektedir.
İnisiyatif faktörü ise liderin davranışlarında işe ve işin tamamlanmasına
verdiği ağırlığı ifade etmektedir.
Liderin kişiyi dikkate alan davranışları artıkça personel
devir hızı (turnover) ve devamsızlığı azalmaktadır. Liderin inisiyatifi esas
alan davranışları artıkça grup üyelerinin performansı artmaktadır.
Michigan Üniversitesi Liderlik Araştırması: Kişiye
yönelik liderlik gösteren yönetici, çalışanların kişisel gelişimleri ile
ilgilenir ve çalışanların kendilerini gösterebilecekleri uygun çalışma
koşulları hazırlamak için uğraşır. Yetki devreder.
İşe dönük liderlik gösteren yönetici, işe dönük davranışlar
sergiler. Vaktini işlerin ve çalışanların denetimine ayırır.
Yönetim Tarzı Matriksi
• Cılız Liderlik (Çalışana ve üretime düşük ilgi) çoğunlukla
kamu yönetiminde “idare-i maslahat” olarak tanımlanan durumdur.
• Kulüp Liderliği (Çalışana yüksek, üretime düşük ilgi)
beşeri ilişkiler, iş yerindeki mutluluk, huzur ön plandadır. Golf kulübü tipi
örgütler için uygundur.
• Orta Yolcu Liderlik (Çalışana ve üretime orta düzey ilgi)
hem çalışanların beklentileri istekleri morallerini düşürmeyecek düzeyde
karşılanmakta hem de makul bir verimlilik elde edilmektedir.
• Görev Liderliği (Çalışana düşük, üretime yüksek ilgi)
insanın, çalışanların makinadan farkı yoktur. Verimlilik önceliktir.
Çalışanların istekleri, beklentileri önemli değildir.
• Ekip Liderliği (Çalışana ve üretime yüksek ilgi) hem
çalışana hem de üretime yüksek ilgi gösterilen lider tipidir. Ancak işi başarma
hevesi olan, nitelikli çalışanlar ile istenilen sonuçlar elde edilir.
X ve Y Teorisi: yöneticilerin insan davranışları
hakkındaki düşünceleri, gösterecekleri liderlik davranışını etkiler.
X Teorisi
Normal olarak insanoğlu işi sevmez ve elinden geldiği kadar
işten kaçar. Bu yüzden örgütsel amaçları yerine getirebilmek için zorlanmalı,
denetlenmek, cezalandırılmalıdır.
Y Teorisi
İş oyun ve dinlenme kadar doğaldır. Dışarıdan denetim ve
ceza ile korkutma insanları çalıştırmak için tek yol değildir.
X Teorisi inancındaki yöneticiler daha çok otoriter, Y
Teorisinin varsayımlarını benimseyenler daha çok demokratik, katılımcı bir
davranış göstereceklerdir.
Sistem 4 Yaklaşımı:
Sistem 1, “Otoriter-hiyerarşik yönetim’’
Sistem 4, “katılımcı yönetim’’
Durumsal Liderlik Teorileri: Durumsal Liderlik Teorileri
“koşullar” değişkenini ele alarak liderlik sürecini açıklar. Teoriye göre,
farklı koşullarda gösterilecek liderlik davranışı farklı olmalıdır.
Fiedler’in Liderlik Teorisi: Liderin davranışlarının
etkinliğini belirleyen değişkenler şunlardır:
• Lider ile izleyicilerin ilişkileri
• İşin niteliği
• Liderin otoritesi, gücü
Fiedler, önemli olanın koşullara en uygun liderlik tarzını
gösterebilmek olduğunu vurgulamaktadır.
Amaç ve Yol Teorisi: Teoriye göre; astların
davranışları iki konuya bağlıdır. Yapacağı bir faaliyetin kendisini bir sonuca
(ödüle) götürme olasılığı ve bu sonuca verdiği değer. Liderin en önemli görevi
astları için önemli sayılacak amaçlar belirlemek ve bu amaçları
gerçekleştirecekleri yolu bulmalarına yardım etmektir.
Vroom ve Yetton Liderlik Teorisi: Otokratik lider, Danışan
lider, Grup yönlendirmesine bağlı lider
…kriz anında otokratik liderliğin, astların katılımının
yüksek ve bilinçli olduğu koşullarda katılımcı karar vermenin daha uygun
olacağını öne sürmektedirler.
Yaşam Döngüsü Liderlik Teorisi: farklı niteliklerdeki
astlar, liderlerinden daha farklı davranış görmek isteyeceklerdir. Olgun
olmayan astlar için lider, göreve dönük ilişkilere daha çok önem verecek ancak
olgunluk seviyesi artıkça hem yüksek görev hem de yüksek ilişki davranışı
sergileyecektir.
…astların olgunluklarına göre lider, uygun liderlik tarzını
gösterdiği oranda başarısı artacaktır.
Üç Boyutlu Lider Etkinliği Teorisi: eski teorilerin
görev ve ilişki boyutlarına “etkinlik” boyutunu eklemiştir.
Liderin davranış biçiminin etkinliği, onun bulunduğu çevre
koşullarına bağlı
…
Motivasyon
Motivasyon, “kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmek
üzere kendi arzu ve istekleri ile davranmaları ve çaba göstermeleri’’ olarak
tanımlanabilir…
“davranış öncesini’’ ele alan motivasyon teorilerine “Kapsam Teorileri’’ deniyor.
“davranış sonrasını’’ ele alanlara “Süreç Teorileri’’
deniyor.
Kapsam Teorileri
En çok bilinen Kapsam Teorileri Maslow’un İhtiyaçlar
Hiyerarşisi Teorisi, Herzberg’in Çift Faktör Teorisi, Mc Clelland’ın Başarma
İhtiyacı Teorisi ve Alderfer’in ERG Teorisi’dir.
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi: İnsanların
belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılamalarıyla kendi içlerinde bir
hiyerarşi oluşturan daha üst ihtiyaçları tatmin etme arayışına girdiklerini ve
bireyin kişilik gelişiminin, o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin
niteliği tarafından belirlendiğini öne sürmektedir.
Maslow, ihtiyaçları; fizyolojik, güvenlik, sosyal, saygınlık
ve kendini gerçekleştirme olmak üzere beş gruba ayırmıştır
Herzberg’in Çift Faktör Teorisi: teoriye göre
motivasyonu belirleyen iki faktör vardır: Motive edici ve hijyen faktörler. Başarı,
tanınma, takdir edilme, yapılan işin niteliği, yetki ve sorumluluk sahibi olma,
ilerleme olanaklarının olması vb. motive edici faktörler arasında sayılabilir. İşletme
yönetimi, çalışma koşulları, ücret düzeyi, iş güvenliği, organizasyonda alt-üst
arasındaki ilişkiler vb. faktörler hijyen faktörler olarak adlandırılır.
…motive edici faktörlerin olması durumunda bireylerin
çalışma istek ve arzuları artar.
McClelland’ın Başarma İhtiyacı Teorisi: teoriye göre
bireyler üç grup ihtiyacın etkisi altında davranırlar:
• İlişki kurma ihtiyacı
• Güç kazanma ihtiyacı
• Başarma ihtiyacı
Alderfer’in ERG Teorisi:
• Varolma ihtiyaçları hayatta kalma için temel olan
Maslow’un fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları olarak nitelendirdiği ihtiyaçları
kapsamaktadır.
• Aidiyet ihtiyaçları bireylerin başkaları ile birarada
olma, sosyal ilişkiler kurma ihtiyaçları ile ilgilidir.
• Gelişme ihtiyaçları ise bireylerin kişisel olarak
kendilerini geliştirme ihtiyaçlarını ifade eder.
Süreç Teorileri
Süreç Teorileri kişilerin hangi amaçlar etrafında ve nasıl
motive edildikleri ile ilgilidir. Belli bir davranışı gösteren kişinin bu
davranışı tekrarlamasının nasıl sağlanacağı Süreç Teorilerinin açıklamaya
çalıştığı sorudur.
Vroom’un Beklentiler Teorisi:
• Çekim bireyin belirli bir sonucu tercih etme gücünü
gösterir. Bu da bireyin elde edeceği sonuca verdiği değerle ifade edilebilir.
• Sonuçlar iki düzeyde ele alınmaktadır: Birinci düzey
sonuçlar örgütte gösterilen performansla ilgilidir. İkinci düzey sonuçlar ise
bireyin hedeflediği bireysel sonuçlardır. Birinci düzey sonuçlar ikinci düzey
sonuçları elde etmek için aracı olurlar.
• Beklenti ise çabaları birinci ve ikinci düzey sonuçlarla
ilişkilendirir.
Çekim ile beklentinin çarpımı belli bir davranışı seçmeye
iten gücü gösterir:
Güdüleyici Güç = Çekim X Beklenti
Porter Lawler Teorisi: Vroom’un Teorisi’nin
geliştirilmiş halidir. Vroom’un Teorisi’ne ek olarak yetenek-beceri ve rol
algılamaları eklenmiştir
…motivasyon, tatmin ve performans üç ayrı değişkendir ve
birbirleri ile ilişkilidir.
Her çalışan, performans gösterebilmek için uygun bir rol
anlayışına sahip olmalıdır.
Eşitlik Teorisi: iş ortamında eşitsizlik algılayan
kişi bu eşitsizliği giderici şekilde davranır.
İşletmelerde yöneticiler tarafından yapılan en büyük
hatalardan biri motivasyonu sağlamak amacıyla çalışanları rahat bırakmak ve
istedikleri biçimde hareket etmelerine izin vermektir. Bu durum işletmede
disiplinsizliği beraberinde getirmektedir.
İletişim
İletişim kelimesi ortak, paylaşılan anlamına gelen
‘communis’ kökünden gelmektedir.
…sosyal bir kavramdır.
…yöneltme fonksiyonunun önemli bir dinamiğidir. / örgütsel
iletişim
İletişim, kaynaktan alıcıya bilgi, duygu ve düşünce
aktarımını sağlayan bir süreçtir. Bu süreç gönderilen mesajın alıcı tarafından
algılanması ile sona ermektedir.
Gönderici mesajını dil, ses tonu, yüz ifadesi ya da fiziksel
hareketleri ile kodlayarak alıcıya iletmeye çalışır. Mesaj iletişim kanalı ile
alıcıya ulaşır. Algı mesaja yüklenen anlamdır.
Eğer gönderici yolladığı mesaja bir anlam yükler, alıcı aynı
mesajdan başka bir anlam çıkarırsa etkin bir iletişim olmaz.
Alıcının göndericinin mesajına yanıtı geri bildirimdir
(feedback). Geriye bilgi akışı olmayan iletişim tek yönlüdür. Geri bildirimle
iletişim iki yönlü olur.
İletişimde etkinliği azaltan tüm unsurlara gürültü
denmektedir.
…
Gruplar
Biçimsel gruplarda grup üyelerinin davranışları kurallarla
belirlenmiştir.
Biçimsel grupların olduğu yerlerde ister istemez biçimsel
olmayan grupların da olması kaçınılmazdır. Biçimsel olmayan gruplar
çalışanların birbirlerini etkilemeleri, ortak sorunlar paylaşmaları veya ortak
duygular taşımaları sayesinde oluşmaktadır. Biçimsel olmayan gruplarda
kurallar, üyelerden beklenen davranışlardan oluşur ve kural dışına çıkan üyeler
gruptan atılırlar.
Birincil gruplar, grup üyelerinin sınırlı olduğu ve yüz yüze
iletişim sağlanan gruplardır.
İkincil gruplar ise sözleşme ile zihinsel olarak veya akılca
bir araya gelmiş kişilerden oluşmaktadır. Birincil grupların tersine,
ilişkileri resmi ve kurumsal olan büyük gruplardır.
…
Koordinasyon
…çalışanları iş birliğine teşvik edecek en iyi yöntem grup
çalışmasıdır.
İşletmelerde kullanılan en iyi teşvik yöntemlerinden biri
ücret artışı ya da primdir.
…
Kararları geciktirmek işletmelere zarar verebilir.
Müşterilerine yakın olan ve değer veren işletmeler diğer
işletmelere göre daha başarılı olurlar.
Ünite 5 / Denetim
Sağlıklı bir denetim yapabilmek için nelerin nasıl
yapıldığını iyi bir şekilde ölçmek gerekir. Başka bir deyişle iyi bir ölçüm
olmadan denetim mümkün değildir.
Denetim sözcüğü Latince “audit” sözcüğünden gelmekte olup
duyma, dinleme faaliyeti ile ilgilidir.
Denetim, mevcut iş başarısının ölçülmesi ve başarı ile
belirlenen hedeflerin gerçekleşme olasılığının saptanması olarak da
tanımlanabilir.
Denetimin üç temel şartı
1. İşletmelerde kabul görmüş planlar, emirler ve belirli bir
şekilde konulmuş ilkeler olmalıdır.
2. Kabul edilen planlara, verilmiş emirlere ve konulmuş
ilkelere uygun ve etkin bir yönetim faaliyeti olmalıdır.
3. İşletmede etkin ve uygun bir yönetimin olup olmadığını
denetleyecek bir birim veya kişi olmalıdır.
İleriye Yönelik Denetim
İşletmede faaliyetler gerçekleşmeden önce kullanılacak
girdilerin denetlenmesi ile yapılır.
Geriye Yönelik Denetim
Faaliyet sonuçlarına odaklanan ve sorunları gerçekleştikten
sonra çözen ve en yaygın biçimde kullanılan geleneksel denetimdir.
Denetim Sürecinin Temel Aşamaları
1. Standartların Belirlenmesi
2. Yapılan Faaliyetlerin Ölçülmesi
3. Faaliyet Sonuçlarının Standartlarla Karşılaştırılması /
denetim sürecinin temel aşamasıdır.
4. Düzeltme Kararının Verilmesi
Denetim Alanları
Mali / Hukuki / İdari / Mesleki denetim…
Yönetim Denetim Sistemleri
Operasyonel Denetim Sistemleri
Finansal Denetim Sistemleri
Toplam Kalite Yönetimi
…istenilen sonuç, takım çalışmasına, çalışanların
güçlendirilmesine, müşterilerin memnuniyetinin artırılmasına ve işletme içi
sürekli gelişim (kaizen) ve iyileştirmeye yönelerek hata sapmalarını azaltıp
(altı sigma) verimliliği arttırarak rekabette üstünlük sağlamaktır.
İşletmeler, çalışanların uymaları gereken kurallar hakkında
yazılı kaynaklara sahip olmadığı sürece faaliyetlerini etkin bir biçimde
sürdüremezler.
Dengeli başarı göstergesi
Finansal nitelikli göstergeler, müşterilerle ilgili
göstergeler, içsel süreçlerle ilgili göstergeler, kurumsal öğrenmeye ilişkin
göstergelerle işletmenin performansı daha dengeli ve daha doğru analiz
edilebilir.
Ünite 6 / Klasik Yönetim
Avrupa’da Sanayi Devrimi’nden önce 17.yy’da tarım
ekonomisine dayalı bir üretim sistemi hakimdi.
Sanayi Devrimi özellikle üretimde makinelerin
kullanılmasıyla birlikte hem üretim tesislerinin büyümesine hem de sermaye
talebinde artışa neden olmuştur.
Klasik Yönetim Teorilerini oluşturan üç temel yaklaşım
• Bilimsel Yönetim Yaklaşımı
• Yönetim Süreci Yaklaşımı ve
• Bürokrasi Yaklaşımı
Üretimde temel amaç, rasyonelliktir. / Üretimde insan unsuru
göz ardı edilmiştir.
• Bilimsel Yönetim Yaklaşımı
Bu yaklaşımın kurucusu ve öncüsü ise Amerikalı F.W.
Taylor’dur.
Çalışmalarının ilk dönemlerinde problemlerin çözümünün,
yapılacak işlerin sistematik analizine (bilimsel mühendislik tekniklerine
dayalı iş analizi) bağlı olduğunu fark etmiştir.
Taylor, işletmelerde çalışan işgörenlere kesin ve
standartları belli olan özel görevlerin verilmesinin uygun olacağını
savunmuştur.
Taylor, değişiklikler üretim biriminde gerçekleşecekse
kişisel görüşlerin ve geleneksel iş görme usullerinin yerini gerçek verilerin
alması gerektiğini öne sürmüştür.
Taylor’ın görüşlerine göre işgörenlerin çalışmaları bilimsel
olarak hesaplanır ve ücretleri de yine bilimsel yollarla tespit edilirse etkin
çalışan işgörenlerin herhangi bir sınırlamaya maruz bırakılmadan üretime
sağladığı katkı doğrultusunda ödüllendirilmesi mümkün olacaktır.
Taylor’a göre işgörenler işe alınırken işin gerektirdiği
niteliklere uygun kişiler arasından seçilmeli diğer bir ifade ile işe göre adam
politikası uygulanmalıdır.
Taylor’dan sonra bilimsel yönetim yaklaşımının takipçileri
arasında üç önemli isim yer almaktadır. Bunlar Frank ve Lillian Gilbreth ile
Henry Gantt’dır.
Ölçüm, Gilbreth’lerin vazgeçilmez iş yapma biçimidir. Bilimsel
Yönetim, işletmelerin ölçülmesinden ibarettir ve elde edilen sonuçlara
uyulmalıdır. Ayrıca Gilbreth’ler bir işi yapmanın “tek bir mükemmel yolu”
olduğuna inanmışlardır
Henry Gantt, işçilerin yeterince hesaba katılmadığını
düşünmüştür.
Gantt’ın döneminde dikkatleri üzerine çeken asıl fikir, iş
gücünün ödüllendirilmesi yaklaşımı…
Gantt’ın şemaları temelde işlerin ne dereceye kadar
tamamlandığını grafik açıdan ele alan göstergelerdir.
Bilimsel yönetim yaklaşımının dikkat çeken en zayıf yönü
işgörenlerin organizasyon içindeki yerini ikinci plana atmış olmasıdır.
Taylor’ın bilimsel yönetim modeli yalnızca üretim bölümünü
ve çalışanları esas alır.
• Yönetim Süreci Yaklaşımı
Henry Fayol’un 1916 yılında yayınlanan Administration
Industrielle et Generale adlı eseri, dünya genelindeki her türlü örgüt üzerinde
büyük etki yaratmıştır.
Fayol’e Göre Bir İşletmede Bulunması Gereken Altı Temel
Faaliyet
• Teknik faaliyetler (üretim),
• Ticari faaliyetler (alım-satım, pazarlama),
• Finansal faaliyetler (sermayenin korunması),
• Güvenlik faaliyetleri (tesislerin iş güvenliği),
• Muhasebe faaliyetleri (finansal bilgi edinimi),
• Yönetim faaliyetleri (planlama ve örgütleme vd.),
Fayol kitabında on dört adet yönetim ilkesinden
bahsetmektedir.
İş Bölümü: Bir kişi ya da grup, üzerine düşen çalışma
süresinin azaltılmasına yardım eder.
Yetki ve sorumluluk: Emir verme hakkına sahip olmaktır.
Yetki ve sorumluluğun birbirine denk olmasını ifade eder.
Disiplin
Kumanda Birliği: Bir astın tek bir üste bağlı olmasıdır.
Yönetim Birliği: Faaliyetlerin aynı amaca yönelik olarak
sürdürülmesi ve planlanmasıdır.
Genel Çıkarların Kişisel Çıkarlardan Önde Tutulması
Maaş ve Ücretler
Merkezileşme: Kararların tek bir merkezden alınıp ilgili
birimlere iletilmesidir.
Hiyerarşi ilkesi: Örgütün en üst noktasından en alt
noktasına kadar uzanan yetki (otorite) çizgisidir.
Düzen
Eşitlik: Çalışanlara karşı sunulan nezaket ve adaletin bir
araya gelmesiyle oluşur.
Personelin Devamlılığı: Personelin görev süresinde
istikrarlı olmasını ifade eder.
İnisiyatif
Birlik ve Beraberlik Ruhu: Uyum, bir örgütün en büyük
gücüdür.
Fayol, prensiplere dayanan ve gelecek nesillere
aktarılabilen orijinal bir yönetim teorisi yaratan ilk isimdir.
• Bürokrasi Yaklaşımı
Bürokrasi, bir örgüt şeklidir. Yetki hiyerarşisi ve kurallar
sistemi gibi baskın karakterleri vardır.
Max Weber, örgütlerde yer alan çalışanların, yetki sahibi
yöneticilere neden boyun eğdiklerini öğrenmek istiyordu.
Weber örgüt analizinde üç meşru yetki türü olduğunu
belirtmiştir.
(1) geleneksel, (2) karizmatik ve (3) yasal-rasyonel
yetkiler
Güç, tek taraflı bir gerçekliktir. Bir kişinin bir diğerini
zorla belli bir kalıp dâhilinde hareket ettirmesine imkân tanır. Zorla
ifadesiyle kastedilen fiziksel güç ya da ödüller de olabilir. Yetki ise
kendisine kurallar konan insanların bu kuralları kabullenmesidir. Buna göre
güç, astların kabullenme sınırları dâhilinde geçerlidir
• Geleneksel Yetki: Otorite olarak görülen kişilere yönelik
kabullenme, geleneklerden ya da âdetlerden kaynaklanmaktadır (örn; krallıklar,
kabile hiyerarşileri vb).
• Karizmatik Yetki: Kişiyi kabullenme ona duyulan
sadakatten, güvenden ve yöneticinin kişisel değerlerinden kaynaklanmaktadır.
• Yasal-Rasyonel Yetki: Kişiyi kabullenme, otorite olarak
görülen kişinin yasalarca ya da örgüt prosedürlerince belirlenmiş konumundan ve
yer aldığı mevkiden kaynaklanmaktadır.
Günümüzde pek çok örgütte yasal- rasyonel yetki ile
karşılaşılmaktadır ve Weber bürokrasi terimini bu tür yetki için kullanmıştır.
Yetkililer, örgütün sahibi olamazlar.
Ünite 7 / Neo-Klasik Yönetim
Genel kabul gören şekliyle klasik yönetim düşüncesi
1880-1940 yılları; neo-klasik yönetim düşüncesi 1940-1960 yılları ve modern
yönetim düşüncesi 1960-1980 yılları arasındaki gelişmeleri içerir. 1980’li
yılların sonrası ise postmodern dönem olarak adlandırılır.
…neoklasik yönetim, insan ilişkileri yaklaşımı ile klasik
yönetim düşüncesinin karışımından meydana gelen, bu iki felsefe ve görüşü
uzlaştıran bir düşünce sistemidir.
Bu yaklaşım başlangıçta motivasyon, liderlik, grup
davranışı, bireyler arası ilişkiler ve haberleşme gibi mikro konularda gelişme
göstermiştir.
Neo-Klasik Yaklaşımın Temelini Oluşturan Araştırmalar /
Hawthorne, Yankee City, Harwood, Tavistock Enstitüsü, Liderlik ve Grup Dinamiği
araştırmaları…
Hawthorne Araştırmaları
…iş yerinin fiziksel koşullarının iyileştirilmesi durumunda
çalışanların verimlilikleri artar.
(Yapılan deneyler sonucunda) araştırmacılar üretim
miktarındaki ve verimlilikteki artışın sadece fiziksel koşullara bağlı
olmadığını fark etmişlerdi.
(mülakatlar sonucunda) bir işçi için iş ve işin öneminden
çok insan ilişkilerinin ve iş tatmininin önemli olduğu görülmüş
Hawthorne araştırmalarının en önemli sonucu işletme
organizasyonlarının birer
“sosyal sistem”, bu sistemlerin en önemli unsurlarının da
“insanlar” olduğunun anlaşılmasıdır.
Yankee City Araştırması
…amacı, teknolojik yeniliklerin insanlar ve onların
ilişkileri üzerindeki etkilerini incelemektir.
Fabrikada üretim teknolojisinde yapılan değişiklikler
işletmenin mülkiyetinde de değişikliklere neden olmuş, işadamlarının yatırım
yapmasının ardından fabrika büyük bir ortaklığın parçası hâline gelmiştir.
Bu durum fabrika içindeki insan ilişkilerini etkilemiş,
insanlar arasında karşılıklı bağlılık ve dayanışma azalmış, zamanla grevler
başlamış, daha sonra da fabrikada hakimiyet sendikaya geçmiştir.
Harwood Araştırması
Gerekli olduğu herkesçe bilinen durumlarda bile dayatılan
değişim, çalışanlar tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Çalışanların
değişikliklerin belirlenmesi ve uygulanması sürecine katıldıkları oranda,
değişikliği bir tehdit değil, yeni bir olanak olarak gördükleri belirlenmiştir.
Tavistock Enstitüsü Araştırması
…biçimsel olmayan örgüt yapılarının oluşmasını engelleyen
değişimler işletmelerdeki verimi düşürür.
Liderlik ve Grup Dinamiği Araştırması
…demokratik grupların otokratik ve liberal gruplardan daha
yaratıcı ve sosyalleşme oranının daha yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
…
Neo-klasik teorinin motivasyonla ilgili temel varsayımları:
1. İnsan davranışları bir nedene dayanır.
2. Davranışlar bir amaca yöneliktir.
3. Davranışlar motive edilmiştir. İnsanları harekete geçiren
en önemli neden “ihtiyaçları”dır.
Neo-Klasik Yönetim Yaklaşımı Kapsamında Geliştirilen
Modeller
X ve Y Teorisi
X ve Y Teorisinin temel mantığı, yöneticilerin
davranışlarının insanlar hakkında ne düşündüklerine ve onları nasıl
algıladıklarına bağlı olduğudur.
İhtiyaçlar Hiyerarşisi Modeli
Yönetici, personelinin hangi ihtiyacını doyurmak istediğini
anlayabilirse o ihtiyacı karşılamasını sağlayacak ortamı yaratabilir ve sonuçta
onların örgütsel amaçlar doğrultusunda çalışmalarını sağlayabilir.
Ünite 8 / Sistem ve Durumsallık Yaklaşımı
1900-1930’lu yıllar arasında klasik yönetim teorisi yönetim
düşüncesini öne çıkarmıştır. 1930-1960’lı yıllarda ise yönetim düşüncesi
davranışsal yaklaşımın temel varsayımlarından hareketle kurgulanmıştır. 1950’li
yıllarla birlikte klasik yönetim teorisinin insansız örgütler üzerinde durması,
davranışsal yaklaşım ise örgütsüz insanlar üzerinde durması nedeniyle eleştiri
konusu olmuştur
Sistem Yaklaşımı
Genel olarak sistem, birbiriyle ilişkili parçalardan oluşmuş
bir bütün olarak tanımlanabilir.
Sistem analizinin temelinde Avusturya asıllı ünlü biyolog
Ludvig von Bertalanffy (1901-1972)’nin ortaya attığı Genel Sistem Teorisi
yatmaktadır.
Genel Sistem Teorisi’nin temel amacı, sistemlerin
bileşenlerine ve bu bileşenler arasındaki ilişkilere uyarlanabilen genel
prensipler ortaya koymaktır.
Sistem yaklaşımı örgütleri insanlar, teknoloji, yapı ve
çevre bağlamında ele almaktadır.
Sistemler açık veya kapalı olabilir. Kapalı sistemler tüm
amaçlarını karşılamak için kendi kendilerine yetebilen sistemlerdir. Bu tür
sistemler çevreleriyle etkileşim hâlinde değillerdir.
Açık Sistemin çevreden aldığı her şey girdi (input) olarak
tanımlanmaktadır.
• Girdiler: İnsanlar, ham maddeler, bilgi ve finansman
kaynakları vb.
Sistemin çevreye sunduğu her şey çıktı (output) olarak
tanımlanmaktadır.
• Çıktılar: Çeşitli mal ve hizmetler vb.
Katz ve Kahn sosyal sistemleri ve bu sistemlerin alt
bileşenlerini tanımlamaya çalışmışlardır.
Geribildirim kavramının temelinde Sibernetik bilimi
yatmaktadır.
Sibernetik kendi kendini yöneten veya düzenleyebilen
sistemleri araştırma konusu yapan bir bilim dalıdır.
Bu tür sistemlerin çalışması geribildirim mantığı üzerine
kurulmuştur.
Her sistem, enerjinin tükenmesi, faaliyetlerin bozulması,
dengenin kaybolması şeklinde gelişebilen çeşitli olumsuzluklar nedeniyle yok
olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Sistemlerin bu özelliği entropi olarak adlandırılmaktadır.
Açık sistemler entropiye karşı bir direnç geliştirebilirler.
Bu dirence negatif entropi adı verilmektedir.
Örgütsel Sistemlerin Temel Özellikleri
Girdiler / dönüştürme süreci / çıktılar…
Geribildirim / değişimlere karşı denge / entropi…
Durumsallık Yaklaşımı
Sistem yaklaşımı / soyut kavramlara dayanıyor olması ve
oldukça genel bir bakış açısıyla hareket etmesi noktasında eleştirilmiştir.
• Durumsallık yaklaşımının temel amacı evrensel ve gelecek
odaklı çözümler üretmek değil, örgütün içinde bulunduğu koşullara ilişkin
yapısal çözümler üretmektedir.
• Durumsallık yaklaşımına göre örgüt yapısı çeşitli içsel ve
dışsal koşulların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
• Durumsallık yaklaşımında örgüt yapısı bağımlı değişken
olarak ele alınmaktadır.
• Durumsallık yaklaşımı evrensel bir en iyi arayışı değil,
koşullar bağlamındaki en iyinin arayışıdır.
• Durumsallık yaklaşımı örgütü açık bir sistem olarak ele
almaktadır. Bir başka deyişle, örgütsel sistemlere ilişkin bir önceki bölümde
yapılan bütün açıklamalar, durumsallık yaklaşımında da geçerliliğini
korumaktadır.
Burns ve Stalker'a göre çevrenin değişim hızı örgüt
yapısı üzerinde oldukça önemli bir etkiye sahiptir.
Mekanik örgüt yapıları daha çok durağan çevreler için
örgüt yapılarıdır.
Organik örgüt yapıları daha çok değişimin hızlı ve
çevresel belirsizliğin fazla olduğu çevrelerde faaliyet gösteren örgütler için
uygundur.
Emery ve Trist - Çevrenin Sınıflandırılması
• Durgun ve Dağınık Çevre
• Durgun ve Yoğunlaşmış Çevre
• Dengesiz ve Tepkisel Çevre
• Çalkantılı Çevre
Emery ve Trist’e göre çevre, giderek daha çok çalkantılı bir
yapıya bürünmekte fakat örgüt yapıları bu tür çevrelere uyum sağlayamamaktadır
Lawrence ve Lorsch
…örneklem çeşitlemesine giderek farklı çevre koşullarının
örgütsel yapılar üzerindeki etkisini ortaya koymayı hedeflemiştir.
…örgütsel yapıya ilişkin farklılaşma ve koordinasyon
kavramları üzerinde durmuşlardır.
Örgüt içindeki çeşitli birimler belli koşullara farklı
tepkiler verir. Farklılaşma bu tepki farklılıklarına odaklanır.
Koordinasyon kavramı ise örgüt içi birimler arasındaki
işbirliğinin kalitesi olarak tanımlanmaktadır.
Örgüt ne kadar farklılaşırsa çatışmaların çözümü o oranda
zorlaşmaktadır.
…çevresel değişimin hızlı olduğu ortamlarda faaliyet
gösteren örgütler farklılaşmalıdır.
Örgüt Yapısı ve Teknoloji
Teknoloji, girdileri çıktılara dönüştürmek için harcanan tüm
mekanik ve zihinsel dönüştürme süreçleridir.
Woodward’ın Teknoloji Tipolojisi
Araştırma sürecinde Woodward, işletmelerin performans
düzeylerini, denetim alanlarının genişliğini, yönetsel kademelerin sayısını,
merkezileşme / merkezileşmeme durumunu ve yönetim tarzlarını ölçmüştür.
Woodward teknik karmaşıklık bağlamında üç farklı üretim
tipinin olacağını ileri sürmüştür.
• Birim üretim,
• Kitle üretimi ve
• Süreç üretimi / kitlesel üretimin daha gelişmiş halidir.
Woodward’ın araştırma sonuçları kitlesel üretim yapan
işletmelerde mekanik örgüt yapısının, birim üretimi ve süreç üretimi yapan
işletmelerde ise organik örgüt yapısının daha uygun olduğunu göstermiştir.
Thompson’ın Temel Teknoloji Sınıflandırması
Thompson’a göre temel teknoloji, bir örgütün yapısını
belirleyen en önemli unsurdur.
…teknolojiyi üçlü bir sınıflandırmaya tabi tutmuştur.
• Bağlı teknoloji, / kitlesel üretim yapan işletmelerde
görülen teknoloji
• Çözümleyici teknoloji ve / hizmet alan bireyleri belli bir
işlem veya değişim için bir araya getiren teknoloji
• Yoğun teknoloji / yoğun bakım üniteleri, araştırma
laboratuvarları vs.
Perrow’un Rutin/Rutin Olmayan İş Sınıflandırması
Perrow, yapılan işleri çözümlenebilirlik durumlarına ve
istisna düzeylerine göre ilişkilendirerek sınıflandırmaktadır.
Zanaat teknolojisinde istisnai durum oldukça azdır (buna
karşın) soruna ilişkin detaylı bir çözüm yolu bulunmama riski oldukça
yüksektir.
Mühendislik teknolojisi istisnai durumların oldukça sık
yaşanabileceği fakat bu tür durumlar için oldukça ayrıntılı çözüm yollarının
belirlendiği bir teknoloji türüdür.
Örgüt Yapısı ve Örgütsel Büyüklük
Örgütsel büyüklük arttıkça örgütte uzmanlaşma,
standardizasyon ve biçimselleşme eğilimi artış gösterecektir.
…
Editörler
Doç. Dr. Senem Besler
Yrd. Doç. Dr. Özlem Oktal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder