5 Temmuz 2013 Cuma

Metin Erksan Sineması


Birsen Altıner – Metin Erksan Sineması

Zanaatkâr, başkalarının tasarladıklarını filme aktaran kişidir, filme yetenek ve ustalığını katar kuşkusuz ama kişiliğini koymaz. Auteur ise kendi tasarladığı biçimde film yapan sanatçıya verilen isimdir.

1950 yılında As Film için Y. Ziya Ortaç’ın “Binnaz” adlı eserini senaryolaştırdı.

M. Erksan sadece öykünün vurucu ve güçlü olmasıyla yetinmez, öykünün anlatı yanına da önem verir. Anlatı, görüntü ve diyalogları ön plana çıkarır.
Görüntü için renk en önemli vurucu güçtür. (s. 14)

Mülkiyet, mülke sahip olma isteğinin doğurduğu suç ve ceza, yine bu düşünce yapılarına bağlı olarak tutku, tutkunun uzantısı olarak cinsellik ve gerçeklik temalarıyla karşılaşırız. (s. 15)

Aşık Veysel’in Hayatı, 1952 (Karanlık Dünya) sansürlendi.

Beyaz Cehennem, 1954
Peyami Safa’nın Server Bedii müstearıyla yazdığı romanın uyarlamasının iki sahnesi sansür kurulunca makaslanır.

Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi, 1956
Erksan filmin çekimlerine devam ederken askere alınır. Filmi Semih Evin tamamlar.

Hicran Yarası, 1958
Müzikal/melodram havasındadır.

Dokuz Dağın Efesi, 1958
Elia Kazan’ın Viva Zapata’sına benzediği yönünde eleştiriler alır. Kayseri kökenli olan Kazan’ın filminde Türk kültürüne yakın mizansenleri kullandığını hatırlatan Erksan, eleştirmenlerin bunu gözden kaçırdığına işaret eder. (s. 32/33)

Şoför Nebahat, 1959
Atıf Yılmaz’ın çekmesi gereken film, Erksan tarafından çekilir.

Gecelerin Ötesi, 1960
Sinemamızda toplumsal gerçekçi yönelimi başlatan filmdir. Bu filmi de sansüre uğrar ancak yine de Erksan’a en iyi senaryo ödüldü kazandırır (Türk Film Festüvali).

Mahalle Arkadaşları, 1961
Mahalle, asker ve hapishane arkadaşlığı olmak üzere üç tip arkadaşlıktan söz  edebiliriz diyen Erksan yok olmaya mahkum mahalle arkadaşlığı üzerine bu filmi yapar.

Uy Farfara Farfara, 1961
Gecekonduların yıkımına karşı koymaya çalışan insanların mücadelesini işleyen sentimental bir filmdir. 

Yılanların Öcü, 1961
Kartaca Film Festivali’nde birinci oldu.
Sansürden yasak yiyen film, Cemal Gürsel’in izniyle gösterime girdi.
“Paşa, Nasır Zeytinoğlu’nu çağırdı. “Sansüre telefon et, filme müsaade etsinler” dedi. Nasır Zeytinoğlu orada tarihi cevabını verdi ve “ben bu filmi seyretmedim paşam” dedi. Ben yıllarca bunu açıklamadım. Cemal Gürsel bu laf üzerine hiçbir şey diyemedi.” (s. 46)
Kartaca Film Festivali’nin jürisinde Türkiye’den Semih Tuğrul’da var. Yılanların Öcü ödüle koşarken Semih Tuğrul jüriyi etkilemek için bir elini masaya indirip; “hayır, Yılanların Öcü’ne vermeyin, Türk sinemasına büyük kötülük edersiniz” diyor. (s. 49)

Acı Hayat, 1963
Filme Türkiye’de ilk defa film müziği olarak saksafon kullanıldı (Ornette Colmenn).

Susuz Yaz, 1963
Suya ve kadına sahip olma arzusu,
Aldığı ödüller ve star sistemine karşı çıkması bakımından sinemamızın kilometre taşlarındandır.

Sevmek Zamanı, 1965
Tanımadığı bir kadının resmine âşık olan ve daha sonra kadına ilgi duymaya başlayan bir adamın tutkulu hikâyesini işler.

Ölmeyen Aşk, 1966
Emily Bronte’nin Rüzgârlı Tepe adlı romanının uyarlamasıdır.

Şeytan, 1974
William Friedkin’in The Exorcist’inin uyarlamasıdır.

Senaryosunu kendisinin yazdığı filmlerinde, dramatik çatışma çoğunlukla mülkiyet kavramı etrafında düğümlenir.
Karakterleri, mülk sahibi olmak isteyenler ve mülke sahip olanlar biçiminde gruplanabilir. Mal sahipleri, kötülüğün kaynağıdır.

Kabahat her zaman ölendedir.

Filmlerinde yoksulken bir şekilde zengin olan karakterlere de yer veren Erksan’ın sonradan zengin olan ve sınıf atlayan bu kişilerinin de sonradan kötülük yapmaya başladığını görürüz.

Yönetmenin genellikle suyun içinde gerçekleşen ölümleri tercih etmesi, her ne kadar kötü de olsalar film kahramanlarının günahlarından arınarak öbür dünyaya gitmelerini istemesinde yatıyor. (s. 147)

Filmlerindeki karakterleri, her insanın içinde iyi ve kötü yönler bulunduğu gerçeğinden hareketle çizmeye başlar.

Erksan, 1 Ocak 1929’da Çanakkale’de doğdu. Babası İttihat ve Terakki Partisi Çanakkale mebusu (1908-1920) Ahmet Kazım Erksan’dır.
İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümünü 1952’de bitirdi.

Pan Yayınları, Haziran 2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder