22 Eylül 2022 Perşembe

Güç Yüzüklerine Dair

 J.R.R. Tolkien - Akallabeth ve Güç Yüzüklerine Dair



Akallabêth Númenór'un Yıkılışı

Eldar arasında denir ki, İnsanoğlu, Morgoth'un Gölgesi döneminde dünyaya gelmiş ve hızla onun boyunduruğu altına girmiş…

...içlerinden bazıları kötülüğe sırtlarını dönerek akrabalarının topraklarını terk etmiş batıya doğu ilerlemişler…

Sindar dilinde Edain diye isimlendirildiler; çünkü Eldar'la dost ve yandaş oldular, Morgoth'a karşı yapılan savaşa büyük kahramanlıklar gösterdiler.

Batı'nın Efendileri / Morgoth uzaklaştırıldığında gelecek çağar hakkında konuşmak için divan topladılar.

Númenóreanlar, İnsanlar Arasındaki Krallar

Valar, her ne kadar Dúnedain'i uzun bir yaşamla ödüllendirmiş olsa da sonunda üzerlerine çöken yaşamın yorgunluğunu yok etmemişlerdi ve onlar ölüyorlardı hatta Eärendil soyundan gelen kralları bile; onların yaşam süresi Eldar'ın gözünde kısacıktı. Böylece üzerlerini bir gölge kapladı: belki de Morgoth'un iradesi işbaşındaydı ve hâlâ dünyanın içinde dolaşıyordu. Númenóreanlar, İnsanoğlunun yazgısına karşı ve aslında daha çok batıya yelken açmalarını engelleyen Yasak'a karşı önce kalplerinde konuşmaya, sonra da açık açık söylenmeye başladılar.

…yılların sürekli artan yüküne dayanabilenler…

Gölge'nin kalplerinizde yeniden doğup büyümesinden korkarız.

Yasağı açıkça çiğnemeye ya da konulan sınırların ötesine yelken açmaya cesaret edemiyorlardı.

Sauron, bu Çağda, Orta Dünya'da yeniden canlanıp harekete geçmiş ve Morgoth tarafından beslenen kötülüğe geri dönmüş ona hizmet ederek kudretli bir hale gelmişi.

İnsanların Kralı Ar-Pharazôn / kudret ve hükümdarlık arzusuyla doldu.

…ordusunun başına geçip Doğu'ya yelken açtı.

…haberciler göndererek Sauron'a huzuruna gelip sadakat yemini etmesini emretti.

Ar-Pharazôn tamamen kanmamışı, aklına Sauron'un ve içtiği sadakat andının daha iyi korunabilmesi için onun ve Orta Dünya'daki tüm hizmetkârlarının rehine olarak yaşmak üzere Númenór'a götürülmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu Sauron'un razı olduğu bir tutsaklıktı,

Ar-Pharazôn sordu: "Karanlığn Efendisi kimdir?"

…onun adı Melkor

Böylece Kral Ar-Pharazôn, önce gizlice, kısa süre sonra da halkının gözleri önünde açıkça Karanlığa ve Efendi Melkor'a tapınmaya başladı…

Sauron, sarayın bahçesinde büyüyen Ak Ağaç'ı, Güzel Nimloth'u kesmesi için Kralı zorladı, çünkü o Eldar ve Valinor'un ışığının anısıydı.

Isildur muhafızları aşarak Ağaç'tan bir meyve kopartıp gitmek için döndü.

Isildur sonunda güçlükle Rómenna'ya döndü, meyveyi Amandil'in ellerine teslim etti ve gücü onu terk etti. Sonrasında meyve gizlice ekilip Amandil tarafından kutsandı; ilk sürgünü çıktı ve baharda filizlendi. İlk yaprağını açtığında, uzun süredir yatmakta olan ölmeye çok yakınlaşmış Isildur ayağa kalktı ve yaraları onun için bir daha sorun yaratmadı.

Kral, Sauron'a boyun eğerek Ak Ağaç'ı kesti ve ardından atalarının sadakatlerine tamamen yüz çevirdi.

Sauron, Númenórean kenti Altın Armenelos'un ortasındaki bir tepenin üzerine görkemli bir tapınak inşa ettirdi

Sauron sunaktaki ilk ateş Nimloth'tan kesilen parçalarla tutuşurdu

Sauron'un gücü her geçen gün arttı, tapmakta kendilerini Ölüm'den kurtarması için kan akıtarak, işkenceler ve büyük kötülükler yapılarak insanlar Melkor'a kurban edildi.

…kadim günlerin müşfik krallarının anıları dünyadan silindi, sayısız korkunç öyküyle karardı.

…ölümün gölgesinde yürüyen Ar-Pharazôn, Sauron'a kulak verdi; Valar'a karşı nasıl savaş açabileceğini yüreğinde uzun uzun düşünüp tartmaya başladı.

Amandil Kralın tasarılarının farkına vararak ümitsizliğe kapıldı

Sevdiğiniz her şeyi kaybedecek ve yaşarken ölümü tadacak, başa bir yerlerde sürgün topraklarını arayacaksınız.

Amandil, geceleyin küçük bir gemiyle yelken açtı, önce doğuya dümen kırdı, bir süre o yönde gidip ardından batıya döndü.

Númenór'un üzerine en korkunç gece kapandı.

Ar-Pharazôn'un donanması engin denizlerden gelip, Avallóne'yi ve Eressëa adasını tamamen kuşattı

Manwë, Ilúvatar'a seslendi, Ilúvatar kudretini gösterip dünyanın biçimini değiştirdi…

Bütün Númenórean gemileri dipsiz derinliklere gömüldü, boğuldular ve sonsuza dek yutuldular. Aman topraklarına ayak basan Ar-Pharazôn ve ölümlü savaşılar yıkılan tepelerin altına gömüldüler: denir ki, Son Savaşa ve Hüküm Günü'ne dek Unutulmuş Mağralar'da hapis kalacaklardı.

Sauron / ölümlü bir beden değildi; ruhu derinliklerden yükseldi, bir gölge, kara bir rüzgâr olarak denizin üzerinden geçerek Orta Dünya'ya, Mordor'a, evine döndü. Barad-dûr'da, yüce Yüzük'ünü yeniden taktı…

…dalgalara gömülen Mar-nu-Falmar hakkında konuşular, Eldarin dilinde Atalante denilen Akallabêth, Yıkılış hakkında…

 

Güç Yüzüklerine ve Üçüncü Çağa Dair

Çok eskiden Beleriand'da yaşayan Sindar halkı tarafından Gorthaur diye anılan

Sauron adlı bir Maia vardı. Arda'nın başlangıcında Melkor onu baştan çıkararak kendisine bağladı ve böylece Düşman'ın hizmetkârlarının en kudretlisi ve en güveniliri oldu, üstelik birçok biçime bürünebildiği için de en tehlikelisiydi, isterse, en uyanıkları bile aldatabilecek kadar soylu ve güzel görünebiliyordu.

 

Sauron'a kulak verdiler ve bilgisi engin olduğu için ondan çok şey öğendiler. O günlerde Ost-in-Edhil demircileri, daha önce yarattıkları her şeyi aşılar; Güç Yüzükleri'ni yaptılar.

Elfler birçok yüzük yaptı; ama Sauron gizlice, diğer tüm yüzüklere hükmedecek olan Tek Yüzük'ü yaptı

Elfler ondan kaçtı; yüzüklerinin üç tanesini kurtarıp uzaklaşırdılar, sakladılar.

Üç, en son yapılan en büyük güce sahip yüzüklerdi. Narya, Nenya ve Vilya

 

İsildur ve Anârion güneye doğu sürüklenmiş sonunda gemilerini, Rhovanion'dan doğup, Belfalas Körfezi'nde batı denizine akmakta olan Ulu Nehir Anduin'e getirmişlerdi; o topraklarda daha sonra Gondor diye isimlendirilen bir krallık kurdular

Sauron, yanında büyük bir güçlü Gondor krallığına saldırdı, Minas Ithil'i ele geçirip orada büyüyen Isildur'un Ak Ağacı'nı yok etti.

Elendil ve Gil-galad birlikte divan topladılar, çünkü artık Sauron'un çok güçlendiğini, karşısına birlik olarak çıkmazlarsa, onun teke tek savaşlarda tüm düşmanlarını yenebileceğini anlamışlardı. Böylece Son İttifak diye anılan bu Birlik'i kurdular, Elfler ve İnsanlardan büyük bir ordu oluşturarak Orta Dünya'nın doğusuna doğu yürüyüş geçtiler

Gil-galad ve Elendil'in ordusu zafer kazandı

Sauron'un kalesini kuşattılar; kuşatma yedi yıl boyunca sürdü

…sonunda kuşatma öylesine daraltıldı ki Sauron'un kendisi öne çıkarak saldırdı; Gil-galad ve Elendil'le boğuştu, ikisini de öldürdü, Elendil'in kılıcı yere düşen bedeninin altında kalarak kırıldı. Ama Sauron da yere yıkılmışı ve Isildur, kırılmış Narsil'in kabza parçasıyla Hükmeden Yüzük'ü Sauron'un elinden keserek aldı.

Böylece En Eski Günler'in ve Karanlık Yıllar'ın ardından Dünya'nın Üçüncü Çağ başladı

 

…kötülük gizlice Kara Diyar'a yeniden girdi, Gorgoroth'un külleri soğuk bir rüzgâr tarafından karışılırdı, karanlık şekiller orada topladı.

…bir gece vakti Gölge Dağları'nı aşarak Mordor'dan çıktılar ve Minas Ithil'e yerleştiler

Bundan sonra orası Büyü Kulesi, Minas Morgul diye anılacaktı

Gil-galad'ın ölümünün ardından Efendi Elrond, bütün Üçüncü Çağ boyunca Imladris'te yaşadı, orada pek çok Elfi ve Orta Dünya'nın tüm halkları arasında bilgili ve güçlü olanları orada bir araya getirdi

Elflerin hiç kirletmeden korudukları Üç Yüzük hakkında, Bilgeler arasında dahi, tek bir sözcük bile açıkça konuşulmuyordu

Elfler anladı ki Safir Yüzük, Yarmavadi'nin aydınlık topraklarında, gökyüzündeki yıldızlarının evinin üzerinde en fazla parlaklığı erişiği Elrond'un yanındaydı; oysa Serttaş Yüzüğü, Galadriel Hanım'ın yaşdığı Lórien Diyarı'ndaydı. Doriath'lı Celeborn'un karısı ve Ormanlık Elflerinin kraliçesi olan Galadriel, aslında Noldor halkındandı, Valinor'daki günlerden önceki Gün'ü de hatırlıyordu, Orta Dünya'da kalan tüm Elflerin en güzeli, en kudretlisiydi. Ama Kızıl Yüzük'ün nerede olduğu yüzüğün kendisine emanet edildiği bilinen Círdan, Elrond ve Galadriel dışında kimse tarafından anlaşılamayacaktı.

 

Kasvetormanı / Sauron'un gölgesi ve dönüşünün işretiydi.

Kasvetormanı'nda ilk gölgeler hissedilmeye başlanırken İnsanlar tarafından Büyücüler diye isimlendirilen Istari, Orta Dünya'nın batısında ortaya çıktı.

Orta Dünya halkları onlara birçok isim verdi, çünkü gerçek isimlerini açıklamamışlardı. Reisleri Elflerin Mithrandir ve Curunír, Kuzeyin İsanları'nın Gandalf ve Saruman diye isimlendirdikleriydi.

…sonunda Gölge döndü ve kudreti giderek büyüdü; işe o zaman Ak Divan diye anılan Bilgeler Divanı'nın ilki toplandı, divana Elrond, Galadriel, Círdan ve diğer Eldar efendilerinin yanı sıra Mithrandir ile Curunír katıldı.

Eski Sauron'un marifetleri üzerine en çok çalışan olduğu için Curunír (o zamanlar Ak Saruman'dı) reisleri olarak seçildi. Galadriel, aslında Divan başkanının Mithrandir olmasını diliyordu ve Saruman onlara biraz tepeden bakıyordu, çünkü kibiri ve hükmetme arzusu çok büyümüşü; ama Mithrandir görevi reddetti

"Ama Tek hâlâ kayıp," dedi Mithrandir,

Curunír, onun aleyhinde konuştu

Elrond'un yüreği şüpheye düşü ve Mithrandir'e dedi ki: "Yine de Tek'in bulunacağı kehanetini söylüyorum, ardından tekrar savaş gelecek ve savaşa birlikte bu Çağda bitecek. Doğusu böylece, ikinci karanlık sona erecek, biraz tuhaf bir rastlantı bizi kurtaracak ama ne olduğunu göremiyorum."

"Dünya'nın tuhaf rastlantıları pek çoktur," dedi Mithrandir, "ve Bilgeler sendelediğinde yardım çoğunlukla zayıfın ellerinden gelir."

Dol Guldur'a saldırdılar ve Sauron'u kalesinden sürdüler, Kasvetormanı kısa bir süre için yeniden güzelleşti. Ama saldırılan çok geçti. Çünkü Karanlık Efendi bunu önceden görmüş tüm hazırlıklarını çoktan tamamlamışı; ve onun Dokuz Hizmetkâr'ı, Ulairi, gelişinin hazırlarını yapmak için önceden gitmişi. Bu yüzden kaçış bir hileydi, kısa süre içinde geri döndü, Bilgeler onu engelleyemeden Mordor'daki krallığına yeniden girdi ve Barad-dûr'un karanlık kulelerini bir kez daha yükseltti. Ve o yıl Ak Divan son kez toplandı, Curunír Isengard'a çekildi ve kendisinden başa kimseyi dinlemedi.

Tek Yüzük yeniden bulunmuştu

Yüzük, onların araştırmaya başlamalarından uzun zaman önce, Nehir'in kıyısına yerleşmiş küçük bir balıkçı topluluğundan biri tarafından bulunarak Kralların Gondor'da çöküşünden önce Anduin'den uzaklaştırılmıştı

…orkların takibinden kurtulmak için yeryüzünün derinliklerine kaçan bir yolcu tarafından yeniden bulunana dek ve çok uzak bir ülkeye gitti, tam olarak Eriador'un batısına yerleşmiş olan Küçük Halk, Buçukluklar, Periannath diyarına.

Isildur'un Varisi, İnsanoğlu'nun hükümdarlığını eline geçirdiğinde, Batı'nın egemenliği ona geçtiğinde, Üç Yüzük'ün kudreti de sona ermiş İlkdoğanlar için dünya yaşanıp grileşişi. O dönemde Noldor'un sonuncuları da Gri Limanlar'dan yelken açarak Orta Dünya'yı sonsuza dek terk ettiler.

 

Yılların Öyküsü (Batı Ülkeleri Kronolojisi)

İlk Çağ Valinor Ordusu'nun Thangoridrim'i yıktığı ve Morgoth'un devrilişiyle sonuçlanan Ulu Savaşla sona erdi.

 

İkinci Çağ Morgoth'un hizmetkârı Sauron'un ilk yeniliş ve Tek Yüzük'ün elinden alınışıyla sona erdi.

O günler, Orta Dünya'daki İnsanlar için karanlık yıllardı, ama Númenór'un görkemli yıllarıydı.

Elf kadınlarının en yücesi olan Galadriel / Nargothrond Kralı olan ve yaşamını Barahir oğu Beren'i korumak için feda eden, İnsanların Arkadaş Felagund Finrod'un kız kardeşiydi.

Yıl 1500: Sauron'un öğrettikleriyle Elf demircileri ustalıklarının zirvesine ulaştı. Güç Yüzükleri'ni dövmeye başladılar, y. 1590 Üç Yüzük'ün yapımı Eregion'da tamamlandı, y. 1600 Sauron, Orodruin'de Tek Yüzük'ü dövdü. Barad-dûr'u tamamladı.

Yıl 2251: Tar-Atanamir tahta çıktı. Númenóreanlar arasında bölünmeler ve isyan başladı. Yaklaşık bu dönemde Dokuz Yüzük'ün köleleri olan Nazgûl ya da Yüzüktayfları ilk kez görüldü.

Yıl: 3319 Ar-Pharazôn, Valinor'a saldırır. Nümenor'un sulara gömülüş. Elendil ve oğulları kaçar.

Yıl: 3429 Sauron, Gondor'a saldırır. Minas Ithil'i ele geçirir ve Ak Ağaç'ı yakar.

Sauron, Elendil ve Gil-galad tarafından ölümleri pahasına yere yıkılır. Isildur, Tek Yüzük'ü alır. Sauron kaçar ve Yüzüktayfları gölgelerin içine çekilir.

 

Üçüncü Çağ

Yaklaşık olarak bin yıl geçtiğinde Ulu Yeşilorman'ın üzerine ilk gölge düşü; Istari ya da büyücüler Orta Dünya'da görülmeye başlandı.

Yüzükler Eldar'ın en güçlü üç kişisinin ellerindeydi: Gil-galad, Galadriel ve Círdan.

Gil-galad, ölmeden önce yüzüğünü Elrond'a vermişi; Círdan da daha sonra Mithrandir'e.

 

Yüzük Savaşı'yla sona erdi; ama Dördüncü Çağ Efendi Elrond'un ayrılışına kadar başlamadı

Türkçeleştiren: Funda Önkol & Çetin Şen

Altıkırkbeş Yayınları, 2000

 

10 Eylül 2022 Cumartesi

Niteliksiz Adam

Robert Musil - Niteliksiz Adam

 


Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph’in saltanatının 70. Yılı… Kutlamalarda ülkenin dünya siyasetinde üstünlüğünü ortaya koymaya yönelik fikirler araştırılıyor / tartışılıyor…

Roman, I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesine katkıda bulunan siyasi ve kültürel süreçlerin bir analizini/eleştirisini sunuyor.

Modern yaşama dair analizler ve eleştiriler rasyonel modern tiplerin hayatından kesitler, tartıştıkları fikirler/düşünceler aracılığıyla sergileniyor. Anlatıların bütünü dikkate alındığında modernitenin insanların kendilerini güvende hissettikleri maneviyattan yoksun yapısına vurgu yapıldığı ortaya çıkıyor. Romanda modern yaşama “entegre” olamayan kişi modeli Ulrich’tir (Moosbrugger de böyle biridir). Yetenekli biridir fakat iş bulamayacak kadar niteliksizdir.

 

Romanda dişe dokunur bir olay akışı yok, bir şey olmuyor; olay anlatısı değil bu.

 

Ulrich, 32 yaşında, matematikçi, kafası karışık, sürekli olarak olayların akışına dair düşüncelerle meşgul, gerçekliğe iltifat etmiyor fakat iltifat etmediği gerçekliğe bağımlı olduğunu reddetmiyor, bu ikilem “niteliksiz adam” ile formüle ediliyor.

 

Moosbrugger, bir fahişeyi öldürdüğü için mahkum edilmiş; Diotima, Ulrich’in kuzeni, verdiği davetlere katılan kişileri fikirleriyle etkiliyor; General Stumm von Bordwehr, son asrın düşünce ürünlerini kataloglamakla meşgul; Fischel, mutlu, huzurlu burjuva ve tabii ki liberal; Ulrich’in okul yıllarından arkadaşı Walther ve akli dengesi yerinde olmayan karısı Clarisse, entelektüel Paul Arnheim, aristokrat Kont Leinsdorf romandaki diğer bazı tipler…

 

Giriş (Ernst Fischer)

Ölümsüzlük, ipotek değildir (Musil) 1942’de sürgünde, yoksul biri olarak öldü,

 

Ben ve dış dünya… uyum oluşturmaktan uzaktır…

 

Yazar kimdir? Zamanın bilgisiyle ve o zamanın yararları doğrultusunda yaratan kişi… Zamanın iyi egosu… Zamanın zamana karşı çalışan avukatı…

 

Edebiyatın görevi olanı değil, olması gerekeni anlatmaktır.

Gerçeklik edebiyat için malzemedir.

Prometheus ilkesi; ruhun savaşma güçlerini gereksiz olandan ayırıp asıl önem taşıyanın hizmetine veren bir ilke… Büyüklük ilkesi.

 

Tasvir ettiği, çökmekte olan burjuva dünyasıdır.

Boş sözler ve yalan, edebiyatın ölümcül günahları…

 

Okyanusları ve kıtaları oyun oynarcasına aşan modern ruh için hiçbir şey, bir sonraki köşeyi dönünce karşılaşılabilecek ruhlarla bağlantı kurmak kadar olanaksız değildir (s. 373-374).

İnsanlık için önem taşıyan sorular, akılcılığa ve akılcılık karşıtlığına ilişkin kalem tartışmaları yüzünden yalnızca bir kargaşaya sürüklenebilir.

 

Ahlaki tutarlılığın olmadığı yerde mutluluk yoktur. İnancı temel almayan mutluluk da yoktur.

 

Her şeyi pazara götüren bu dünyada kadın, yalnızca bir mal değil, fakat birçok bakımdan aynı zamanda erkeğin bir yaratıcısıdır.

 

Düşünen bilincin iki durumu; biri dünya, insanlar ve kendimizle olan ilişkilerin normal durumu…

İkincisi aşk durumu, iyilik durumu, dünyaya sırtını dönme durumu…

 

Toplumsal düzenin dışında var olmak / bu olanaksızdır.

 

Niteliksiz Adam

1 – Ki, İlginç ama, Buradan Bir Sonuç Çıkmayacak

Atlantiğin üzerinde barometrik bir minimum vardı…

1913 yılının güzel bir Ağustos günüydü…

 

Yıllar sürmüş bir ayrılığın ardından geri dönen biri,

Fren… kamyon… kaza… adam kendi dikkatsizliği yüzünden zarar görmüştü.

 

Niteliksiz adam, bağımsızlığı severdi. Kendisi 32, babası ise 69 yaşındaydı.

Aristokratların evlerinde özel ders veren bir öğretmen olarak hayata atılmıştı.

Soylu sınıfın hukuk danışmanlığına yükselmişti.

 

Modern insan klinikte doğuyor ve klinikte ölüyor: O halde aynı zamanda bir klinikte yaşamalıydı (s. 92).

 

Her istediğini gerçekleştirebilen kişi, kısa süre sonra artık ne istemesi gerektiğini bilemez olur.

 

İnsan evini barkını kurunca bir de eş bulmalıdır.

 

Ulrich 32 yaşında, bu yaşta düşmanlığın ve aşkın biraz daha zamana ihtiyacı vardır.

 

Güçlerin egemenliğindeki bir ortak yaşamda, insan fazla duraklamadığı ve düşünmediği taktirde, her yol iyi bir hedefe götürür. Hedefler kısa vadelidir ama yaşamın kendisi de kısadır.

Erişilen, ruhu biçimlerken, erişilemeyecek olanı istemek ruhu yalnızca çarpıtır; mutluluk açısından insanın ne istediği çok az önem taşır, tek önemli olan istenene ulaşmaktır (s. 109).

 

Önemli bir olmak isteği… Ulrich sanki içinde bu istekle doğmuştu (kim bunun dışındadır?)

Okul döneminde Napolyon’u böyle bir saymıştı.

Bunun sonucunda okuldan kurtulur kurtulmaz bir süvari alayında sancaktar olmuştu.

Daha sonra mühendis oldu. Sonra da matematik okudu.

 

Herkes, ruhun matematik tarafından yıkıldığına ve matematiğin insanı bir yandan yeryüzünün efendisi kılarken öte yandan da makinenin kölesi yapan kötü bir aklın kaynağı oluğuna tanıklık ediyor (s. 120).

 

Bonadea, büyük düşüncelerin peşindeydi. …tanınmış bir adamın karısı ve iki güzel oğlan çocuğunun sevecen annesiydi.

 

(Ulrich) yeteneklerine uygun bir kullanım bulabilmek amacıyla yaşamından bir yıl izin almaya karar verdi.

 

Moosbrugger, bir kadını öldürmüştü… yoksuldu… sadece bakmakla yetinirdi…

(Öldürme nedenine dair) …yalnızca tiksintiden ve nefretten söz edilebilirdi.

 

Bir adam nereye gittiğini ne kadar bilmiyorsa o kadar ilerler.

 

Diotima yahut Ermelinda yahut Hermine… Kocası bakanlıkta önemli bir mevkide

 

…yalan söylediğinde hep bir adım ilerliyor…

 

İnsan şairleri ve yazarları okuyabilir, filozofları inceleyebilir, resim satın alabilir ve geceler boyu sohbetlere dalabilir: ama bütün bunlardan kazandığı, düşünen bilinç midir? Diyelim ki kazandı: Ama sahip midir artık ona? Çünkü bu bilinç, ortaya çıktığı rastlantısal biçime öylesine sıkı bağlıdır ki! Onu kendine mal etmek isteyen insanın içinden geçip gider ve geride yalnızca bir parça sarsıntı bırakır (s. 277).

 

(tartışılan öneriler) …çeşitlenen insani yararlar nedeniyle yitip gitmiş olan insani bütünlüğü yeniden bulabilmek…

Bu önerilerden hiçbiri asıl önemli olan o birleştirici güce sahip değildi!

 

Devlet, halkların kavgasında kendini ayakta tutabilme gücüydü.

 

Ruh / en tuhafı, genç insanların bu sözcüğü gülmeden söyleyememeleridir.

…insan doğrudan benim ruhum demeyi göze alamaz.

 

Gençlikte ruh / güvensizlik duygusudur.

Yaşlılıkta şaşkınlık…

Sevilen insan, başka zamanlarda hep bir şeyin eksik olduğu noktada durur gibidir.

 

İdealler ve Ahlak, Ruh Diye Adlandırılan Büyük Deliği Doldurmanın En İyi Aracıdır

 

(Arnheim) Tanrı, modern olmaktan son derece uzaktır.

Peki dinden başka ne var? Ulus mu? Devlet mi?

Geriye yalnızca sanat kalıyor.

Ama bugün sanatın nasıl görünüm sergilediğini biliyoruz. Genel bir parçalanmışlık; herhangi bir bağlamdan yoksun aşırı uçlar.

Ama nihayet yaşıyoruz ve bir şeyler uğruna yaşamak zorundayız.

 

Kendini yaşama isteğinden özgür kılmış olan bir adamın ötekilere üstünlüğü çok fazladır.

 

Okyanusları ve kıtaları oyun oynarcasına aşan modern ruh için hiçbir şey, bir sonraki köşeyi dönünce karşılaşılabilecek ruhlarla bağlantı kurmak kadar olanaksız değildir (s. 373-374).

 

Eylem, dünyanın yüreğine işlemeli.

 

(Moosbrugger) …hiçbir şey tek başına ele alınamazdı, çünkü her şey birbiriyle ilintiliydi. Ve yaşamında bir kıza şöyle dediği olmuştu: “bir güle benzeyen dudaklarınız!”, ama ansızın sözcüğün dikişleri sökülmüştü ve ortaya çok kötü bir şey çıkmıştı (s. 401).

 

…insanı bir ahlakı bulunan insan düzeyine ancak cezalandırılabilme niteliği yükseltti…

 

…bütünüyle kavranmış bir şey bir çırpıda kapsamını yitirir ve bir kavramın kalıbında eriyip gider.

 

Filozoflar, emirlerinde orduları bulunmayan, bu nedenle de dünyayı bir sistemin içine hapsederek onun üzerinde egemenlik kuran zorbalardır.

 

(Kadın hakkında konuşuluyor) …eşi, kadının bedeninden uçup gidiyor, geriye yalnızca yastıklarıyla, yatağıyla ve düş görmekte olanla birlikte, dünyada sevecenliğiyle yapayalnız kalmış beyaz bir buluta dönüşen bir düşü andıran bu beden kalıyor.

 

…büyün mesleki ideolojiler soyludur ve örneğin avcılar, kendilerini ormanların kasapları diye nitelendirmeyi akıllarının ucundan bile geçirmezler…

Demek ki bir uğraşın o uğraşı uygulayanlar çevresindeki tanımlanışının pek bir değeri yoktur (s. 486).

 

İnsanlık yeryüzüne oturmuş… neresiyle oturuyorsa orasıyla temas etmiş…

 

…artık bilimden vazgeçeceğim. Yani yeni kuşaktan yana saf değiştiriyorum. Bilginin kazanç hırsıyla akraba olduğu, acınası bir tasarruf eylemini temsil ettiği, burnu kaf dağında bir iç kapitalizmden başka bir şey olmadığı konusunda size yemin edersem, bana inanır mısınız? / s. 498

 

…bütün nitelikli insanların çocuklarıyla ya da hizmetçileriyle konuştuklarında birer idealist kesilmeleri…

 

Türkçeleştiren: Ahmet Cemal

Yapı Kredi Yayınları, 1. Basım, Kasım 1999

 

6 Eylül 2022 Salı

Sam Horn - Tongue Fu Sözlü Dövüş Sanatı

Sam Horn - Tongue Fu / Sözlü Dövüş Sanatı

 

Birinci Kısım

Tepki Değil Yaklaşım Gösterin

 

Kızgınlığı Hızla Aşmak

Birisi size bağırdığında ya da sorumlu olmadığınız bir konuda sizi suçladığında savunmaya geçmeniz doğaldır.

 

Kendinize Önce Şunu Sorun: "Ben Olsam Ne Hissederdim?" / empati

 

Zayıflar hiçbir zaman affedemez.

 

Tongue Fu, aksi kişilere sevecen davranmanın sadece mümkün değil aynı zamanda tercih edilir olduğu felsefesi üzerinde kuruludur. …başkalarının mutlu olmasını istiyorsanız, merhametli davranın. …mutlu olmak istiyorsanız, merhametli davranın…

 

Terapistler söylenen şeylere katılıp katılmadıklarını belirtmezler, sadece daha yüksek bir sesle tekrarlarlar.

 

İçine fikir yürüterek girmedikleri bir durumdan insanları fikir yürüterek çıkaramazsınız.

 

Papağan gibi değil, benzer cümlelerle tekrarlamak çok önemlidir.

 

Şikâyetleri Anında Sona Erdirin

İnsanlar Şikâyet Ettiğinde Açıklama Yapmayın

Kabul Et, Özür Dile, Harekete Geç

 

"Tartışmacıların fikirleriyle birbirlerini ikna etmeyi başardığı bir münakaşaya daha hiç tanık olmadım."

Thomas Jefferson

 

Oyunun Adını Koyun

Farkına varılan bir taktik etkisiz hale gelir

 

Dilinizi Tutun

 

Ne Söyleyeceğinizi Bilmediğinizde Ne Söylemelisiniz?

Richard Nixon / Mevkiini kullanarak kişisel yarar sağladığı yolundaki ithamlara, televizyonda da yayınlanan bir röportajda, "Ben düzenbaz değilim" sözleriyle karşılık vermişti. Olumsuz suçlamaları geri püskürtmek amacını taşıyan bu sözler aslında konumunu daha da zayıflatmış ve kendisine duyulan tepkiyi pekiştirmişti.

 

İnsanları huzursuz etmenin en güvenilir yolu yapmayın demektir.

…olumlu cümleler kullanın.

 

Öfkenin en iyi ilacı geciktirmedir

Seneca

 

Kıskançlığın hemen her zaman diğer kişinin durumunu bütünüyle yanlış yorumlamaktan kaynaklandığı söylenir. Öfke de öyledir.

 

Hata Değil Çözüm Bulun

Geçmişten sadece ders alınabilir.

 

İkinci Kısım

Unutulacak Sözler Kullanılacak Sözler

“Ama” sözel bir balyozdur ve tartışmaları münakaşaya dönüştürür.

 

Eleştirmenlik Değil Koçluk Yapın

Hata üzerinde yoğunlaşmak / kişiyi utandırmak / aşağılamak…

 

Eğer bir şeyi yapmaya mecbursanız (yoksa sonuçlarına katlanmanız gerekecektir) yaparsınız.

Bir şeyi ancak isteyerek yaptığınızda gönüllü olarak harekete geçersiniz.

 

Emir / rica

 

Yapacak Bir Şey Yok / Yapabileceğim Bir Şey Var mı?

 

Aşırı sözler aşırı tepkileri kışkırtır.

 

Üçüncü Kısım

Çatışmaları İşbirliğine Dönüştürün

Dinlemek / anlamaya çalışmak…

Kontrolü-sorumluluğu paylaşmak…

 

Dördüncü Kısım

İstediğinizi, İhtiyaç Duyduğunuzu ve Hak Ettiğinizi Fazlasıyla Elde Edin

"Yeni manzaralar aramak yerine" demişti Marcel Proust, "yeni gözler geliştirin."

Eğer harekete geçmenin sonuçları yıkıcı olacaksa, o zaman yeni gözler geliştirmeye çalışmakta yarar vardır. Mevcut manzaranıza yeni bir açıdan bakmayı tercih ederek görüşünüzü iyileştirebilirsiniz.

 

Rehabilite olmuş birçok suçlu kullandıkları yöntemin, gözünü korkutmanın kolay olduğu çelimsiz görünen (omuzlan öne eğik, gözleri yere bakan, adımlarını çekine çekine atan) ve kolay lokma izlenimi veren insanları avlamak olduğunu anlatmıştır.

 

İkna Etmenin Beş İlkesi

1. Duruma olumlu beklentilerle yaklaşın.

2. İtirazlarını önceden tahmin edip seslendirin.

3. Bütün noktaları tek tek numaralandırın ve belgeleyin. / kanıtlarınız düzenli değilse, dinleyicileriniz ne konuştuğunuzu bilmediğiniz sonucuna varacaktır.

4. İhtiyaçlarına yanıt verin ve onların dilini konuşun. / ben kelimesini kullanmaktan kaçının. İnsanlar bir şeyi sizin gerekçeleriniz için yapacak değillerdir, kendi gerekçeleri için yaparlar.

5. Onları fikirlerinizi "denemeye" esinlendirin.

 

İyi anlatılmış ilginç bir öykü en sert eleştirmenlerin bile hoşuna gider.

 

Zorbalardan Kopun

Hayatınızı kaybetmektense onurunuzdan ödün verin. (pragmatizm mi diyelim bu tutuma?)

 

Böylelerine (zorbalar) sen/siz kelimelerini kullanmaya başlamalarını öneriyorum. Başlangıçta kulağa yanlış gelebilir, ama zorbalara insanları dikkate almayı öğretmenin tek yoludur.

 

Zorbalar Ancak "Yeter!" Demesini Bilenlere Saygı Duyar

 

…ilişkilerinize değer biçmenizi ve bozulmuş olanları yarına bırakmadan bugün tamir etmeniz…

 

İlişkilerinizde Pişmanlığa Yer Vermeyin

 

Duygularınızın Yönetimini Üstlenin

 

Olumlu Bir Bakış Açınız Olsun

İnsanların mutluluğunu doğrudan belirleyen tek şey minnettarlık duygusudur.

Ne kadar minnettar olursanız, o kadar mutlu olursunuz.

 

Ne verirseniz, onu alırsınız.

 

Niyetleri Eyleme Dönüştürün

Tarifler Pasta Yapmaya Yetmez

 

Türkçeleştiren: Zülfü Dicleli

Boyner Holding Yayını

Haziran 1997