Henry Bergson - Madde ve Bellek
Beden ve Tin İlişkisi Üzerine Deneme
Bizce madde imgeler bütünüdür.
İmge'de bizim anladığımız şey ise bir tür varoluştur.
İdealistin tasarım olarak adlandırdığından daha fazlası, gerçekçinin şey olarak adlandırdığından ise daha azdır. "Şey" ile tasarım arasında yarı yolda duran bir varoluştur. (s. 7/8)
Benim bedenim de maddi dünyanın bütünü içinde diğer imgeler gibi hareket eden, hareketi alıp veren bir imgedir.
Nesneleri harekete geçirmeye yönelik nesne olan bedenim demek ki, bir eylem merkezidir; bir tasarım doğurmayı başaramaz. (s. 17)
Algının tamamen spekülatif bir önemi vardır, algı katışıksız bilgidir.
Algılamak öncelikle bilmek anlamına gelmektedir. (s. 23)
Algının uzay üzerindeki tasarrufu, eylemin zaman üzerindeki tasarrufunun tıpatıp aynıdır. (s. 26)
Bilinçli olarak algılamak, seçmek anlamına gelir. (s. 37)
Algı, bedenin yansıtma gücünü ölçerken, duygulanımı onun emme gücünü ölçer. (s. 43)
Benim algım bedenimin dışındadır, duygulanım ise tersine bedenimin içindedir. (s. 44)
Duygulanım, dışarıdaki beden imgelerini bedenimizin içine katmamızdır; duygulanım, imgenin saflığına yeniden kavuşmak için, öncelikle algıdan çekilip çıkarılması gereken şeydir. (s. 44)
Psikolojik yaşam -> duyum ve imge
Zamanın özü, onun çıkıp gidiyor olmasıdır.
Şimdiki zamanın, özü gereği duyumsal devindiricidir.
Genellikle geçöişi algılarız, katışıksız şimdiki zaman, geleceği kemiren geçmişin anlaşılmış ilerlemesidir.
Madde uzamın içindedir, tin uzamın dışındadır, aralarında geçiş olasılığı yoktur.
Acı, meydana geldiği yerdedir.
Tin, maddeden algıları ödünç alır ve besinini bu algılardan çıkartır ve onlara hareket biçiminde geri verir; bu hareketleri özgürlüğüyle damgalar.
Çeviren: Işık Ergüden
Dost, 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder