Jean Philippe Toussaint - Banyo
(“Banyo” modern zamanların tekdüzeliğiyle ilgili bir anlatı,
banyoda vakit geçirmek, hareketsizlik, hiçbir şey yapmamak… Saçma sapan işlerle
oyalanmaktansa hiç de fena bir şey değil demeye getiriyor ama böyle de olmaz.
Anlatının sonunda banyodan çıkmaya motive ediyor kendini, isimsiz anlatıcı,
bunu bir “risk” olarak değerlendirse de gayret ediyor)
…
Öğleden sonralarımı banyoda geçirmeye başladığımda, oraya
yerleşeceğimi hiç aklıma getirmemiştim
…kitaplığımın bir bölümünü oraya taşımaya başladım.
Edmondsson durumu annemlere bildirmek zorunda kaldı.
Hipotenüs
Öğle sonrası bitmek bilmiyordu, hani insan yurtdışında bulunduğunda
ilk gün saatler ağırlaşmış, daha bir hantallaşmış, uzadıkça uzamış görünür ya,
öyle olmuştu işte.
Edmondsson'un telefonları giderek sıklaşmıştı. Kimi zaman
hattın iki ucunda karşılıklı olarak uzun süre susuyorduk. Bu anları seviyordum.
Ahizeyi kulağıma adamakıllı yaklaştırarak soluğunu, nefes alış mı duymak için
büyük çabalar gösteriyordum. Sessizliğe son verdiğinde sesi değer kazanıyordu.
Paris
Paris'e dönmeye karar verdim.
…kendimi en iyi hissettiğim yer banyoydu.
…
Türkçeleştiren: Mustafa Balel
Ayrıntı Yayınları
Birinci basım, Ekim 1990
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder