24 Nisan 2012 Salı

Roland Barthes – Eiffel Kulesi


Roland Barthes – Eiffel Kulesi

Hiç sevmediği halde sık sık öğle yemeği yermiş Maupassant Kule’nin lokantasında: Paris’te onu görmediğim tek yer burası dermiş. (s. 9)

…düşün büyük yolculukları karşısında kaçınılmaz göstergedir o.

İnsanın kendi bakışını yalnız kendisinin bilmemesi gibi Kule de merkezini oluşturduğu eksiksiz optik sistemin tek kör noktasıdır, Paris de…

Bakıldığında nesnedir, ziyaret edildiğinde bu kez bakış haline gelir.

Kule, gören bir nesnedir, görülen bir bakıştır: Eksiksiz bir fiildir o, aynı zamanda hem etken hem de edilgendir. (s. 10)

Kule, katışıksız bir gösterenin rolünü; bir başka deyişle, insanların, hiç durmadan kendi bilgilerinden, düşlerinden, tarihlerinden istedikleri gibi çekip aldıkları anlam yerleştirdikleri bir biçimin rolünü oynar.

Kendisini bir tür bütünsel anıt haline getiren düşsel nitelikli bu büyük işlev, karşılamak için, Kule’nin denetiminden kaçıp kurtulması gerekir. Bu başarılı kaçışın ilk koşulu, Kule’nin bütünüyle yararsız olmasıdır. (s. 11)

Kule, anıtın bir tür sıfır derecesini gerçekleştirmektedir o; hiçbir kutsal şeye katılmaz, sanata bile; bir müze gibi gezilemez Kule.

Peki Eiffel Kulesi niye ziyaret edilir ki? Asıl nesnesi olmaktan çok billurlaştırıcısı olduğu bir düşe katılmak için hiç kuşkusuz (zaten özgünlüğü de burada yatmaktadır). (s. 13)

Nedir aslında panorama? Deşifre edilmeye çalışılan bir görüntüdür.

…bir panorama asla bir sanat yapıtı gibi tüketilemez, çünkü bir tablonun estetik bakımından ilginçliği, onda, bilgiden doğan özel noktaları tanımaya çalıştığımız anda sona erer. (s. 16)

Paris’i hayranlıkla seyretmek için Kule’ye çıkmak, taşralının fethetmek için Paris’e doğru çıktığı o ilk yolculuğun bir benzeridir. (s. 19)

…turist için her nesne önce bir içeri’dir, çünkü kapalı bir uzamın keşfi yapılmadan ziyaret’i söz konusu olamaz.
Her keşif bir sahip çıkmadır; bu içeri’yi dolaşma da zaten dışarı tarafından sorulan soruya yanıt verir. (s. 20)

(Eiffel) …mimardan mühendise geçişi simgeler. (s. 24)



Türkçeleştiren: Mehmet Rifat - Sema Rifat
İyişeyler, Eylül 96

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder