17 Nisan 2012 Salı

Lev Braun & Brain Master – Düşüşün Tanıklığı


Lev Braun & Brain Master – Düşüşün Tanıklığı
Albert Camus’nun Yapıtları Üzerine Bir İnceleme

Onun törebilimi
Evrensel bir geçerlilik iddiasında bulunan özel bir deneyim türü üzerine temellenmiştir.
O, bu deneyimi absurdity (saçmalık) sözcüğü ile özetler.
Arzulanan ruh ve düş kırıklığı yaratan dünya arasındaki uyumsuzluk.

Saçmalık duygusu başkaldırıyı doğurur
…kendisini Lamartin idealizmi içinde güvenli bir yere yerleştirir. (s. 13)

1937’de yayınlanan L’Envers et l’Endroit (Tersi ve Yüzü) ve 1938’de yayınlanan Noces (Düğün)…

…babasının Marne savaşında ölümünden sonra, annesi geçimini temzilikçi olarak çalışıp kazanmıştır.
Belcourt’ta Cezayirlilerin yaşadığı bir kenar semtte yetişmiştir. (s. 19)

…halkım, sessizliği, çekingenliği, doğal ölçülü gururu ile bana en değerli ve kalıcı dersler öğretmiştir.

Saygınlığın bir biçimi olarak sessizlik, Camus’nun Tersi ve Yüzü adlı yapıtında vurgulamayı seçtiği çocukluk deneyimindeki öğedir. (s. 20)

Camus’nun dünyasındaki tüm karakterler, ince bir sessizlik ve hiçbirşeylik zarıyla sarmalanmış, onun tarafından tecrit edilmekten çok soyutlanmış olarak görülmektedir. (s. 22/23)

Bu garip uzaklık onlara bir tür şeffaflık ve masumluk katar. Bu yoksulun kutsanması değil midir? (s. 23)

Nesneler arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. (s. 26)

Camus, Fransa’nın entelektüel ve politik yaşantısına, bu ülkenin en karanlık dönemlerinden birinde girmiştir.

Eğer bir zaman dilimi, evrenin saçma izlenimi yaratacaksa, bu gerçekten de bu dönem için söylenebilecek bir saptamadır. (s. 33)

1938 yılında Camus’nun etiği tamamlanmıştı: Noces’de yaşama ve mutluluğa karşı saygı; Asturies’de onur çağrısı; Kabylia üzerine yazılan makalelerde adalet ve kardeşlik etiği işlenmektedir. Bu ilkelere olan bağlılık Komünist Partiye katılmasıyla, gazeteci etkinlikleriyle kanıtlanmıştır.
…savaştan sonraki bütün politik yazıları bu ilkelere olan bağlılığını ortaya koymaktadır. (s. 44)

Caligula, İspanya’da cumhuriyetçilerin yenilgisini izleyen entelektüel atmosfer içinde düşünülmüş ve büyük ölçüde bu dönemde yazılmıştır. (s. 47)

Tanrı ölmüştür, her şey serbesttir. (s. 48)
Yazgı, doğa değil, Camus’nun anlık mitolojisinde uğursuz bir partnerdir. Onun başkaldırısı )
doğaya karşı değil, yazgıya karşıdır. (s. 57)

Camus, yirmili yılların sonlarında çok sayıda şanssızlıklarla boğuşmuştur: yıkılan bir evlilik, bir çocuğun ölümü, başka bir tüberkuloz krizi ve bir sürü yaratıcılıktan yoksun iş. Tek hoşnutluk dönemi, deniz kıyısında bir apartman dairesinde dostlarıyla birlikte geçirdiği bir yıldır. (s. 65)

…eleştirilerin bir sonucu olarak Soir Republicain’den ayrılmak zorunda kalacaktır. Paris’te Pascal Pia ile birlikte, Haziran 1940 istilasına kadar Paris Soir gazetesini çıkaracaklardır. (s. 66/67)

…bu dönemdeki çalışmaları Sisyphe Efsanesi ve Yabancı’dır. (s. 67)

“Burada zeka, İtalya’da olduğu gibi önemli bir yer tutmaz. Bu ırk zekaya karşı kayıtsızdır. Bedene tapınılır ve hayran olunulur.” (Nuptails) (s. 73)

…hepimiz eninde sonunda öleceksek, bir annenin ölümü ya da bir adamın vurulmasının ne önemi vardır? Eğer hepimiz  ölüme mahkum edilmişsek bir kadın için arzu duymanın anlamı nedir? (s. 79)

Eğer biz dünyanın saçma olduğu düşüncesinden ve ne Tanrının ne de herhangi bir aşkın ilkenin bizim davranışlarımızı belirlemediğinden hareket edersek, bizim edimlerimin ahlaksal olarak farksız olduğundan ve bu durumda herşeyin yapılabileceği sonucundan nasıl kaçabiliriz? (s. 90)

Combat, Camus’nun Direniş döneminde çalıştığı yasadışı gazetenin başlığıdır. (s. 97)

Tarih, insanoğlunun belasıdır. O, vebadır. (s. 104)

Camus’nun veba salgınına karşı yani tarihin insan yapımı kötülüklerine karşı çözümü, insanların kendilerini ortaya koyduğu alanlarda yaratım güçlerini olumlu bir şekilde kullanmalarıdır. (s. 116)

Camus, Başkaldıran İnsan kitabının kendi düşüncelerini açıklamayı deneyen bir yazarın kişisel bir itirafı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgular. (s. 127)

Sisyphe Efsanesi ve Başkaldıran İnsan arsındaki farklılık, Camus’nun kendisi tarafından açık bir şekilde ortaya konmuştur. İlk kitabın bir yokluk dönemine, ikincisinin ise ideolojiler dönemine ait olduğunu söyler. Bunların ilki intihar, ikincisi ise cinayet ile ilgilidir. Bu konuda zamandizinsel kesinliğin fazla bir önemi yoktur. (s. 135/136)

Camus’nun ilk yazı denemsi, Mutlu Ölüm… (Önce, ölmek lazımmış…) (s. 163)

 Meursault da dahil olmak üzere öyküde yer alan insanlar merak etmemekte, soru sormamakta ve düşünmemektedirler. Onların varlıkları içsel olarak ve dışsal olarak alışkanlıkları ile belirlenmektedir. (s. 170/171)

Çeviren: İbrahim Şener
İzdüşüm Yayınları, Ocak 2000

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder