İsmail Küçükkaya
– İlber Ortaylı & 1923 – 2023 Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı
İ.K. Türk kimdir?
İ.O. Türkler Asyalıdır.
Türkler, 10. asırda İslamlaşmaya başlamıştır.
Türkler göçebe, at göçebesidir. İşte bunun için çok
teşkilatçıdır, çok askeridir. (s. 17)
Bizans elçisi Kilikyalı Zemarkhos (Göktürklerin
yaşantısını gözlemlemiş seyahatnamesinde tarif etmiş).
İlk önce ordu kuruyor. Sonra orduyu yerleştirecek
kışla kuruyor ve orada yeni bir hayat başlıyor. Türkiye budur. (s. 20)
Devlette ilim hayatında Farsça, Arapça kullanılıyor
ama orduda Türkçe kullanılıyor. (s. 21)
İ.K. …neden sadece Sultan Abdülhamid’e “Türk Hakanı”
denilmiş?
İ.O. Diğer padişahlar kendilerini daha ziyade
Müslümanların halifesi olarak görürken, Abdülhamid bu ulusu kimin taşıyacağının
farkına varmıştır.
Sultan Abdülmecid 1838’de 16,5 yaşındayken tahta
geçmiştir.
İnsan sarrafı bir yanı vardır.
Ahmet Cevdet Paşa, Fuat Paşa ve Mustafa Reşit Paşa
ile çok yakın bir ilişkisi vardır.
16 yaşında genç bir çocuk olarak tahta çıkmış ama
yanı başında bulunduğu devlet adamlarının oyuncağı olmamıştır. (s. 23)
…bütün dünyanın en son hükümdarı, tarihî, hukukî ve
müessese olarak son üniversal imparator (son Roma imparatoru) II. Abdülhamid
Han’dır. (s. 27)
19. asırda bir tane imparatorluk vardır; o da Osmanlı
İmparatorluğu’dur. (s. 29)
İttihat ve Terakki bir talebe cemiyeti olarak
Tıbbiye’nin bahçesinde kuruldu.
…yemin eden kurucular muhtelif etnik guruplardandı.
(s. 35)
Cumhuriyet, Karamanlı Türk Hıristiyanları mübadele
ile Yunanistan’a gönderdi. (s. 114/115)
İttihat ve Terakki’nin dayandığı ayakların birincisi
sufilik. Ne hikmetse hepsi Bektaşî, çok çok Mevlevî. Niye Nakşibendî değiller?
(s. 121)
Tarihçi olmayan milletlerin en büyük vasfı, tarih
yazımında ehemle mühimi birbirinden ayırt edememektir. (s. 133)
…cemaat hareketi, Türkiye’de çok partili
demokrasinin geliştirdiği bir olaydır. Çünkü tarikat kültürünün gerilediği
yerde ister istemez cemaatçilik başlar.
…bizdeki şehirli hareketler neler geliştirdi?
Kendine göre bir endüstriyel pozitivist kültür çevresinde birtakım kulüpler
falan geliştirebildi mi, orada şüphem var. Türkiye’nin çok partili
demokrasisinin zaafı budur. Biz bunun sıkıntısını çekiyoruz. (s. 145)
İster alt olsun ister üst, memleketimizin orta
sınıfının muhterem üyeleri herkesin kanun ve kurala uymasını ister ama kendisi
kolay tarafından yaşamak ister. (s. 182)
…bu ülkede bürokrasinin düzelmesi
…Doğrudan doğruya idari yargının etkinliği ve
nitelik değişikliğiyle mümkündür. (s. 198)
Ortadoğu dünyası romantizmle veya buluğ çağı
bebesinin kinciliğiyle yanaşılacak bir saha değil. (s. 252)
Politikacı dediğiniz, fıtratında yoksa anayasa
metniyle kuvvetli lider olamıyor… (s. 274)
…ilmî ve fennî bilgisi ve geleneği var Rusya’nın ama
altyapısını tahrip etmiş.
SSCB Bilimle Akademisi’nin yaptığı bütün icatların
hepsi raflarda ve kasalarda. Oysa bazılarını hayata geçirse, sanayide patlama
yapar. İran da böyle; petrolünü benzine çeviremez, petro-kimya sanayii felaket.
Tümen tümen mühendisi uzmanı var, hayata geçen endüstri dalları ise yok. (s.
311)
Timaş Yayınları
2. Baskı, Kasım 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder