2 Eylül 2013 Pazartesi

İsmail Küçükkaya – İlber Ortaylı & 1923 – 2023 Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı

İsmail Küçükkaya – İlber Ortaylı & 1923 – 2023 Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı


İ.K. Türk kimdir?

İ.O. Türkler Asyalıdır.
Türkler, 10. asırda İslamlaşmaya başlamıştır.
Türkler göçebe, at göçebesidir. İşte bunun için çok teşkilatçıdır, çok askeridir. (s. 17)

Bizans elçisi Kilikyalı Zemarkhos (Göktürklerin yaşantısını gözlemlemiş seyahatnamesinde tarif etmiş).

İlk önce ordu kuruyor. Sonra orduyu yerleştirecek kışla kuruyor ve orada yeni bir hayat başlıyor. Türkiye budur. (s. 20)

Devlette ilim hayatında Farsça, Arapça kullanılıyor ama orduda Türkçe kullanılıyor. (s. 21)

İ.K. …neden sadece Sultan Abdülhamid’e “Türk Hakanı” denilmiş?

İ.O. Diğer padişahlar kendilerini daha ziyade Müslümanların halifesi olarak görürken, Abdülhamid bu ulusu kimin taşıyacağının farkına varmıştır.

Sultan Abdülmecid 1838’de 16,5 yaşındayken tahta geçmiştir.
İnsan sarrafı bir yanı vardır.
Ahmet Cevdet Paşa, Fuat Paşa ve Mustafa Reşit Paşa ile çok yakın bir ilişkisi vardır.
16 yaşında genç bir çocuk olarak tahta çıkmış ama yanı başında bulunduğu devlet adamlarının oyuncağı olmamıştır. (s. 23)

…bütün dünyanın en son hükümdarı, tarihî, hukukî ve müessese olarak son üniversal imparator (son Roma imparatoru) II. Abdülhamid Han’dır. (s. 27)

19. asırda bir tane imparatorluk vardır; o da Osmanlı İmparatorluğu’dur. (s. 29)

İttihat ve Terakki bir talebe cemiyeti olarak Tıbbiye’nin bahçesinde kuruldu.
…yemin eden kurucular muhtelif etnik guruplardandı. (s. 35)

Cumhuriyet, Karamanlı Türk Hıristiyanları mübadele ile Yunanistan’a gönderdi. (s. 114/115)

İttihat ve Terakki’nin dayandığı ayakların birincisi sufilik. Ne hikmetse hepsi Bektaşî, çok çok Mevlevî. Niye Nakşibendî değiller? (s. 121)

Tarihçi olmayan milletlerin en büyük vasfı, tarih yazımında ehemle mühimi birbirinden ayırt edememektir. (s. 133)

…cemaat hareketi, Türkiye’de çok partili demokrasinin geliştirdiği bir olaydır. Çünkü tarikat kültürünün gerilediği yerde ister istemez cemaatçilik başlar.
…bizdeki şehirli hareketler neler geliştirdi? Kendine göre bir endüstriyel pozitivist kültür çevresinde birtakım kulüpler falan geliştirebildi mi, orada şüphem var. Türkiye’nin çok partili demokrasisinin zaafı budur. Biz bunun sıkıntısını çekiyoruz. (s. 145)

İster alt olsun ister üst, memleketimizin orta sınıfının muhterem üyeleri herkesin kanun ve kurala uymasını ister ama kendisi kolay tarafından yaşamak ister. (s. 182)

…bu ülkede bürokrasinin düzelmesi
…Doğrudan doğruya idari yargının etkinliği ve nitelik değişikliğiyle mümkündür. (s. 198)

Ortadoğu dünyası romantizmle veya buluğ çağı bebesinin kinciliğiyle yanaşılacak bir saha değil. (s. 252)

Politikacı dediğiniz, fıtratında yoksa anayasa metniyle kuvvetli lider olamıyor… (s. 274)

…ilmî ve fennî bilgisi ve geleneği var Rusya’nın ama altyapısını tahrip etmiş.
SSCB Bilimle Akademisi’nin yaptığı bütün icatların hepsi raflarda ve kasalarda. Oysa bazılarını hayata geçirse, sanayide patlama yapar. İran da böyle; petrolünü benzine çeviremez, petro-kimya sanayii felaket. Tümen tümen mühendisi uzmanı var, hayata geçen endüstri dalları ise yok. (s. 311)

Timaş Yayınları

2. Baskı, Kasım 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder