Lou Andreas-Salomé - Arayışlar
Burada, ışıklı atölyemde aramızda dile geldi nihayet ve
zaten başka hiçbir yerde de olmamalıydı…
…niçin ne kadar süreceği belli olmayacak biçimde ayrıldık…
Uzun
süreli bir yoldan sapma beni ciddi ve eksiksiz bir sevgi için yetersiz hale
getirdi.
…sanata doğru yol aldım, karşısında hayran kaldım veya sanat
adına acı çektim
Benim sevgili annem babamın istediği her şeyi yapıyordu;
babam da benim istediğim her şeyi. Muhtemelen Slav kanı taşıyan kökeninden
dolayı babam annemden daha canlı, daha ışıltılıydı, ihmal edilmiş olsa bile
sanatçı potansiyeline sahipti…
Bana ilk resim derslerini coşkuyla o verdi…
On yedi yaşıma geldiğimde Galiçya sınırından Silezya’ya,
Brzeg’e tayin olduk ve orada / kuzenim Benno Frensdorff’a sırılsıklam âşık
oldum.
…asistan doktor olarak Brzeg’deki bölge akıl hastanesinde
çalışıyordu.
Ben Benno’nun yarattığı erotik ve estetik esrime içinde
kadınlaştım
O ise bana daha sonra, geleceğe yönelik olasılıkları o kadar
kısıtlıyken ve anne babama karşı ürkekçe bir şükran duygusu içindeyken bana
talip olmanın onun için tümüyle çılgınca ve düşünülemeyecek bir şey olduğunu
söyledi. Durum böyle olunca aslında ben ona talip oldum…
…ve kısa sürede nişanlısı oldum.
…evlenemedik
…babam öldü. Bunu aylar süren ağır bir yas izledi
…annem de ben de, bağımsız davranamayan şımartılmış kadınlar
olarak bütün umutlarımızı bir tek Benno’ya yükledik.
Önce villalar semtindeki evi boşaltarak akıl hastanesinin
yakınına taşındık, evde Benno’nun da bir çalışma odası vardı.
Yıllar sonra ilk sanatsal başarımı bir tutuklu büstüyle elde
ettim.
…akıl hastanesi muhasebecisinin büyük kızıyla arkadaş oldum;
Gabriele
Giderek solgunlaştım ve sıskalaştım
Benno nişanı bozdu
Paris’te küçük atölyemi kurdum
Benno’nun yazdığı bir mektup
…yaşam biçimim hakkında ortalıkta dolaşan dedikodulardan
huzursuz olmuş ve beni bu kara çalmalara karşı -veya kendime karşı- uyarma
sorumluluğu duymuştu.
(Benno ile karşılaşıyor)
…tanıdım. Yürüyüşünden. O kaygısızca salınarak yürüyüşünden;
bir tek sen böyle yürürsün, sen yürürken dünyanın bütün yolları düzmüş veya
önündeki görünmez bir varlık yolları senin için düzeltiyormuş gibi geliyor
insana.
…
Sadece bir rastlantı, ama bunun için güzel zaten.
Annemin eski sosyal ortamı olan Brzeg’deki subay çevresi,
uzaklarda yaşayan kızına karşı epey yerici bir tutum içindeydi
Ah, resim yaparken insan hep biraz âşıktır aslında. Bana hep
insan resme içindeki âşık bir yanı döküyor gibi gelir.
Hayatımın Benno’nunkiyle asla gerçek anlamda
birleşmeyeceğini de biliyordum ve beni tutan şeyin ona sevgi duymam olmadığını
biliyordum.
Sevgi değildi; daha yoğun, daha dürtüsel, daha tekinsiz bir
şeydi.
(Benno) “Sana sormak istiyordum ki, acaba - acaba yarın
sabah - elbette başka bir planın yoksa - biraz bana arkadaşlık eder misin?
Bugünkü gibi. Bu benim en rahat zamanım.”
Bunları söylerken telaşlı ve aceleci bir hali vardı,
hiçbirimizin yüzüne bakmadı.
“Elbette! Gelmek isterim,” dedim
(Benno) …zamanla seni niçin kaybettiğimi anladım: Senin
neyin eksikliğini çektiğini göremediğim için…
Ben yoksunluktan, karanlıktan ışığa gelir gibi geldim sana.
(Gabriele) “Gerçekten bize ait olan bir şeyi Adine, hiç
kimse elimizden alamaz. Gerçekten bize ait olan, er veya geç bizim olur.
(…)Yapmamız gereken tek şey yolumuza devam etmektir; bize ait olan birlikte
gelir…”
…
…dolu bir bardak dudaklarımın arasında parçalanmış gibiydi.
…çalışma odasının kapısı açıldı, eşikte Benno duruyordu.
Bir karşılık vermeden hareketlerine yavaşça uyum gösterdim.
Hayretle karışık bir merhametle uzun, çok uzun bir zaman isteksiz bir güçle
bastırılmış bir tutkunun patladığını ve körlemesine doyum aradığım
hissediyordum.
…bu adamın hayatı kim bilir ne denli mahrumiyet içinde
geçmiş olmalı, diye düşündüm.
…şunları söyledi:
“Sana teşekkür ederim! Tanıdığım bütün insanların en
sevgilisi, biriciği, sana teşekkür ederim! Eğer beni itmiş olsaydın kırılır,
paramparça olurdum!”
Bir diğerinin duygularını anlayabilmek için sevgi gerekir
kuşkusuz; fakat tutkunun belli bir derecesinde sevgi, sevilen kişinin duygu
dünyası da dahil olmak üzere dış âleme hiçbir duyargası uzanmayan, dolayısıyla
kulak vermediği ve algılamadığı için de rahatsız edici bir itirazı olanaksız
kılan kör bir bencilliğe dönüşüyor. Tutkulu aşk yalnızlığın en uç ve en son
durağı gibi (s. 57).
Ona gerçeği asla, ama asla olduğu gibi söyleyemem! Karşımda
onu asla küçük düşüremem! Onun beni artık istememesinden, sevmemesindense ben
onun gözünde küçük düşerim, alçalırım daha iyi!
Benim için bu olay orada kapanmıştı, Benno’yla olan ilişkim
bitmişti.
“Adine, çocuğum, sen hayattan ve insanlardan çok fazla şey
bekliyorsun. Kendi mutluluğunu engelliyorsun ama. Hayatta her şeyin bir bedeli
var, en fazla da mutluluğun. Benno’nun istediği bazı şeyler sana uymuyor
olabilir. Günümüz kadınlarına erkeğe hizmet etmek zor geliyor, ama bana inan
ki, bizim için en iyisi bu ve ben sevgili baban için bunu her zaman yaptım.
Uzun vadede hiçbir erkeği bize hükmeden bir erkeği sevdiğimiz kadar sevemeyiz.”
“Ah, anne, buna inanmak isterdim.”
…benim için de dua et anne, Benno bana haksızlık etmeyi
sürdürsün!”
…
Eine Ausschweifung
Türkçeleştiren: İlknur İgan
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 4. Basım, Temmuz 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder