20 Şubat 2017 Pazartesi

Suç Sosyolojisi: Terörizm

Terörizm
Siyasal Şiddet
Şiddet genel anlamda bir fiziki güç kullanmadır. Bu durumda siyasal şiddet de bu fiziki gücün siyasal amaçlarla kullanılması olarak ifade edilebilir. Siyasal şiddet; siyasal bir çevrede rejime, rejimin aktörlerine ve politikalarına karşı yöneltilen her türlü organize olmuş örgütlü saldırıdır.

Siyasal şiddetin temel nitelikleri
1. Şiddet, karmaşık bir yapının sorunlu bir sonucudur. Bazen kimin asıl sorumlu olduğunu bulmak oldukça zordur.
2. Şiddet zamana ve teknolojik gelişmelere göre değişik araç ve yöntemlerden yararlanır.
3. Şiddet zamana yayılarak gerçekleştirilir.
4. Verilmesi amaçlanan zararlar çeşitlilik gösterir.
5. Şiddet, kendini meşru gösterme arayışındadır.

Terörizm
Türkçe’de karşılığı “korku, dehşet ve tedhiş” olan terörizm kelimesi Latince’den türetilmiştir. Terörizm, terörü belirli bir siyasal amaç doğrultusunda sürekli ve sistemli bir şekilde kullanmayı benimsemiş örgütlü bir stratejik anlayıştır.

Terörizm kelimesinin geçmişi Fransız İhtilaline uzanmaktadır. Fransız ihtilalinden sonra Robespierre’nin yaptığı haksız tutuklama, baskı ve keyfi vergi uygulamalarından oluşan yapı terör rejimi olarak adlandırılmıştır.
Terörizm konusunda uluslararası alanda üzerinde uzlaşı sağlanmış tek bir tanım bulunmamaktadır. Bunun nedeni, doğrudan ya da dolaylı olarak terör örgütlerini desteklemeleridir.

Fransız İhtilali döneminde terör ile devletin halkı keyfi uygulamalar ile yönetmesi, baskı altında tutması anlaşılırken terörizm kavramı ile halkın devlet idaresini zayıflatmak veya ortadan kaldırmak amacıyla gizlice örgütlü olarak saldırı ve eylemler gerçekleştirmesi ifade edilir.
Günümüzde terörizm denildiğinde ilk önce bireysel ve organize grupların devlete veya topluma yönelik şiddet içerikli yasadışı eylemleri anlaşılmaktadır.

11 Eylül 2001’den sonra ABD öncülüğündeki Batı, “İslami terör” terkibini diline dolayarak terör kavramına yeni bir perspektif kazandırmıştır: İslam’a meyyal toplumların baskı altına alınıp yok edilmesi.

Uluslararası Sözleşmelerde Terörizm
16 Kasım 1937 tarihinde Cenevre’de imzalanan bir sözleşmeye göre terörizm; bir devlete karşı ve belli kişi ya da gruplar veya toplumun bütünü üzerinde belli bir niyetle ve planlı olarak terör durumu yaratılmasına yönelik suçlar” olarak tanımlanmıştır.
Terörist olarak nitelenen bir faaliyet, aktif olduğu bölgede iktidarı ele geçirdiği takdirde meşru kabul edildiği için, terör nitelemesi konusunda Batılı ülkelere geniş bir manevra alanı kalmaktadır. Onlarda bu alanı siyasi (ve iktisadi) programlarının lehinde kullanabilmektedirler.

Herhangi bir siyasi organizasyona karşı şiddet içeren eylemler terör olarak kabul edilebilir. Bahanesi ne olursa olsun, siyasal söylemin dili şiddet olduğunda bunun adı terördür.

Tarihin bilinen ilk terör örgütlerinden biri Sicariilerdir. M.Ö. 73-76 yıllarında var olmuştur. Hedeflerine gündüz kalabalık ortamlarda arkadan gerçekleştirdikleri saldırılar ile nam salmışlardır. Elbiselerinin altında sakladıkları kısa kılıçlarıyla saldırıyı gerçekleştiren örgüt elemanları daha sonra kalabalık içine karışarak gözden uzaklaşıyorlardı. Romalılara karşı savaşan Sicariiler, Ananias rahiplerinin manastırlarını ve Herodes Sülalesi’nin saraylarını da tahrip etmişlerdir.
XI. Yüzyıl’da, Ortadoğu’da ortaya çıkan Haşhaşiler de tarihin bilinen en eski dini motifli terör örgütlerindendir. Hasan bin Sabbah’ın kurucusu ve lideri olduğu bu örgüt, kendilerini baskı altında tuttuklarını iddia ettikleri Selçuklulara karşı terör eylemleri yapmak suretiyle mücadele etmişlerdir. Uzmanlık alanları suikastlardır.

Terörizm ile Terör İlişkisi
Terörizm, siyasal amaçlar doğrultusunda planlı ve isteyerek meydana gelirken; terör her zaman iradi bir şekilde ortaya çıkmayabilir. Ancak, günümüz konuşma dilinde bu iki kavram arasındaki fark tamamen ortadan kalkmış gibidir. Terörün özünde umutsuzluk psikolojisi vardır.
Terör, kısaca silahlı eylemler marifetiyle kendini ve davasını duyurma; terörizm ise, bu eylemleri savunan, stratejilerini anlatan, aktaran, geliştiren bir düşünce disiplini veya akımıdır. Teröristler yer altına girer, gizlilik içerisinde çalışır, eylemlerini yapar ve sonuçta bu eylemlerinin amaçları doğrultusunda propagandaya yönelir. Terörizm ise bu aşamadan sonra devreye girer.
Terörizm stratejik bir söylem, terör ise stratejik bir eylem olarak tanımlanabilir.

Siyasi Suç
Kendi ülkesinde terörist olarak görülen birçok kişi diğer bazı ülkelerde “düşünce suçlusu” veya “siyasi suçlu” olarak tanımlanabilmektedir. Ülkeler terörle ilgili tespit ve politikalarında politik, ekonomik ve askeri çıkarları doğrultusunda hareket etmektedir.

Anarşi, Anarşist ve Anarşizm
Tam ve sınırsız bireysel özgürlükten yana olan anarşizm hiç bir şekilde örgütlenmeyi kabul etmemekte, örgütlenmenin her türlüsünü reddetmektedir. Bu nedenle anarşistler düzenli bir örgütsel yapı olarak ortaya çıkmamışlardır.
Anarşizm bireyi her şeyin üstünde tutarak eşitliğe ve adalete giden tek yolun otoriteyi bütünüyle ortadan kaldırmaktan geçtiğini ileri süren ideolojik akımdır.

Gerilla ve Gerilla Savaşı
Terörist, terörizmle ilgili, tedhişçi, terör yapan, terörizm yanlısı, terör eylemlerine katılan olarak da tanımlanabilmektedir. Gerilla ise, ülkesi yabancı ülke askerleri tarafından işgal edilmiş halkların içinden çıkan ve profesyonel asker olmayan sivil savaşçılardır.
Gerilla kavramının ilk defa 1808-1813 yılları arasında Napolyo’nun İspanya’yı işgalindeki direniş esnasında ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Yakın tarihte Mao, gerilla savaşı üzerinde çok çalışmıştır.
Gerillalar, teröristin uluslararası hukukta sahip olmadığı statülere sahip oldukları için teröristler kendilerini gerilla olarak tanımlamak hevesindedirler.

Siber Terörizm
Terör örgütleri siber ortamda en çok internetin sağlamış olduğu imkânları kullanırlar. Bu yol daha çok propaganda, eğitim, haberleşme, bilgi toplama ve sanal saldırı amaçlı olarak kullanılmaktadır.

TERÖRİZMİN UNSURLARI
Terörizmin dört temel unsuru vardır. Bunlar mağdur, motif, kast ve yöntemdir. Terör bütün insanları da hedef alır. Terör saldırısının motifi, ideolojik bir özellik taşır ve politiktir. Suç kasıtlı olarak, yani bilerek ve isteyerek işlenir. Amaca ulaşmak için kullanılan en belirgin yöntemler ise şiddet, cebir, korkutma ve baskı altına almadır.

İdeoloji Unsuru
İdeoloji, Latince ‘eidos’ ve ‘logos’ kelimelerinin bir araya getirilmesiyle oluşmuş bir kavramdır. Çok kısa bir ifadeyle ‘fikirlerin bilimi’ anlamındadır. İdeoloji kavramını ilk kez Fransız düşünür Tracy’nin kullandığı ifade edilmektedir. Tracy’den yaklaşık 50 yıl sonra ise Marks, ideoloji için; “bir insanın ya da toplumsal bir grubun zihninde egemen olan fikirler, tasarımlar sistemi” şeklinde bir tanımlama yapmıştır.
Bir terör örgütü için ideoloji, hedef olarak tanımladıkları noktaya ulaşabilmeleri için takip etmeleri gereken yoldur, yasadışı hareketlerinin rehberidir.
Türkiye’de ve dünyada teröre kaynak oluşturan ideolojileri 3 temel başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; Marksist-Leninist İdeoloji, Etnik Milliyetçi İdeoloji ve Dini motifli İdeolojilerdir.

Şiddet Unsuru
Terörizm bir anlamda sonuca ulaşabilmek adına takip edilen bir silahlı mücadele yöntemidir, stratejisidir. Terör örgütleri tam anlamıyla antidemokratik ve dayatmacı bir yapıya sahiptir. Şiddet, terörün var olmasının ve devam etmesinin ön koşullarındandır.
Şiddetin üç unsuru bulunur. Bunlar kaynak, kurban (mağdur) ve hedeftir. Kaynak, bir kişi veya örgüt olabilir.

Örgüt Unsuru
Terör örgütlerinde katı bir hiyerarşik emir komuta zinciri vardır. Emre itaat zorunludur. Liderin veya yöneticinin emirlerine uymayanlar çok sert bir şekilde cezalandırılır. Verilen cezanın diğer elemanlar tarafından bilinmesi sağlanır. Bu yolla örgüt içinde baskı ve korkuya dayalı bir yönetim anlayışı oluşturulur.

Uluslararası Olma Unsuru
Bir ülkenin sınırları dahilinde, şayet dışarıdan/başka bir ülkeden destek verilmezse bir terör örgütünün var olması mümkün değildir. Çünkü belli sınırlar dahilindeki tek örgütlü yapı devlettir. Bir devlete karşı mücadele verebilecek organizasyon sadece başka bir devlet olabilir. Bu nedenle terör örgütleri mutlaka uluslararası bağlantıları olan yapılardır. Hiçbir devlet terör örgütlerine destek verdiğini beyan edecek dürüstlükte olmadığı için terör örgütlerinin uluslararası bağlantıları resmi olarak zapta alınamamaktadır.

Terörizm: 1) Yabancılara veya yabancılara ait hedeflere karşı gerçekleştirilirse (turistlerin kaçırılması gibi), 2) Hükümetler veya bir devletten fazla devletin beslediği, desteklediği unsurlarca yapılırsa, 3) Bir yabancı hükümetin veya uluslararası örgütlerin siyasetlerini etkilemek için yapılırsa, uluslararası nitelik kazanır.

TERÖRİZMİN AŞAMALARI
Hazırlık Aşaması
Terörizmin ilk aşaması hazırlık olarak tanımlanır ve planlamanın yapıldığı bir dönemdir.
Hazırlık aşamasında yürütülen faaliyetlerin büyük bir kısmının küçük çaplı eleştiriler, itirazlar ve bunlara dayalı yeni söylemler şeklinde yasal sınırlar içerisinde olmasından dolayı ortada genellikle yasadışılık yoktur.

Örgütlenme Aşaması
Sempatizan kitlesi içinde dikkat çeken, güven veren ve ümit vaat eden kişiler bir araya getirilerek bir örgüt ruhu oluşturulur. Bu dar ve kapalı yapı içinde hem örgütsel eğitim verilir hem de bu kişilerin arasındaki bağların güçlendirilmesi sağlanır. Diğer yasal ve yasal olmayan örgütlerle ve kuruluşlarla temas sağlanır. Toplumda olumlu, güçlü ve itibarlı bir yere sahip örgüt, kurum ve kuruluşlara sızmaya, buralar ele geçirilmeye çalışılır.

Eylem Aşaması
Gerek şehirlerde gerekse kırsalda bireysel ve toplu silahlı eylemler yapmak suretiyle güvenlik kuvvetleri zaafa uğratılır, yıldırılır, vatandaşların devlete olan güveni zayıflatılır. Böylece toplum tam anlamıyla sindirilmek istenir.

İç Savaş Aşaması
İller, ilçeler ve hatta bölgeler ele geçirilerek buralarda örgütün idaresinde yönetimler oluşturulur. Örgütün yabancı ülke yönetimleri ve istihbarat birimleri ile olan yakın ilişkileri bu aşamada daha belirgin bir hal alır. Farklı şekillerde elde edilen yardımlar ile iç savaş başlatılarak yönetimi ele geçirme işi tamamlanmış olur.

TERÖRİZMİN ORTAYA ÇIKMA NEDENLERİ
Bütün ülkeler ve toplumlar için geçerli olacak standart nedenler yerine toplumların yapısına göre farklılık gösteren esnek bir nedenler halkası söz konusudur.
Terörizmin nedenlerinin doğru bir şekilde belirlenmesi, bu soruna karşı geliştirilecek önlemler ve mücadele yöntemleri açısından büyük önem taşımaktadır.

Ekonomik Nedenler
Gelir seviyesinin çok düşük, gelir dağılımının çok bozuk ve adaletsiz olduğu toplumlarda katı sınırlar içerisinde sınıflaşmalar meydana gelir.
Ekonomik unsurların toplumun büyük bir kesimini ilgilendirmesi nedeniyle provokasyona açık bir durum ortaya çıkmaktadır.
İşsiz ve ekonomik durumu zayıf olan kişiler kendilerini toplum tarafından dışlanmış olarak görmekte, öz güvenlerini kaybetmekte, topluma karşı hınç ve intikam duygusu beslemektedir.

Siyasal Nedenler
Siyasi partiler ile Meclise karşı halk desteğinin düşük seviyede olması, toplumda siyasi bilincin yetersiz olması, toplumun belirli bir dini veya etnik kökene tabi gruplarının hak ve hürriyetlerinin sınırlanması, özgürlüklerinin kullanılmasının engellenmesi gibi hususlar terörizmin ortaya çıkmasında etkili olan siyasal nedenler olarak sıralanabilir.
12 Eylül 1980 darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan işkenceler ve bölge halkına karşı yapılan haksız muameleler o tarihten itibaren hep PKK terör örgütü için istismar edilen çok güçlü nedenler olmuştur.

Sosyal Nedenler
Sanayileşme ve kentleşmenin getirdiği sorunlar, sağlıksız yerleşim alanlarının olması, iç göçler ve sonucunda meydana gelen çevreye uyum sorunu, aile ve komşuluk bağlarının zayıflaması, sosyal ve kültürel değişmede yaşanan sorunlar toplumsal yapının demokratik değerler dışında feodal özelliğe sahip olması, din ve mezhep ayrılıklarına dayalı sorunlu bir durumun bulunması, eğitim imkânlarının sınırlı olması, dini inançların baskı altında tutulması, güvenlik güçlerine ve devlete olan inanç ve güvenin düşük seviyede olması, ahlaki değerlerin bozulması, bürokrasi ve iş yaşamında yozlaşmanın olması terörizmin ortaya çıkmasında etkili olan sosyal faktörler olarak sıralanabilir.

Kültürel Nedenler
Toplumla yeterince bütünleşemeyen gruplarda alt ve hatta karşıt kültürler meydana gelebilir. Yasadışılığı, şiddeti normal ve çözüm elde etmek için meşru gören bir kültürel koda sahip toplum veya gruplar terörizm için çok elverişli bir kaynak oluşturur. Feodal yapı kendine ait gelenekleri, kuralları ve kültürel kodları ile terörizm için ayrı bir ortamın habercisidir.

---

Suç Sosyolojisi
Editör: Prof. Dr. Aytekin Geleri
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın no: 2886

Ocak 2013, Eskişehir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder