5 Nisan 2017 Çarşamba

Metafizik Nedir?

Metafizik Nedir?
Bergson, Heidegger, Marcel, Guénon



Paideia / bir özgürleşme sürecidir.
“Gerçekten saf olmayan biri için saf olanı kavramak imkânsızdır” Platon

Heidegger: Varolanın özü varoluşundadır.

Plotinos: Gözün güneşi görebilmesi için güneş gibi olması gerekir, buranın ötesi susulması gereken eşiktir.

Henry Bergson – Metafiziğe Giriş
…metafizik, sembolleri terketmeyi, onlardan vazgeçmeyi iddia eden bilimdir.

(Benlik) muhtevası olmayan bir form…

Düşünmek umumiyetle kavramlardan şeylere geçişe dayanır.

Platon’la başlayıp Plotinos’la zirveye erişen felsefenin tamamı, şu şekilde formüle edilebilecek bir prensibin gelişiminden ibarettir: Hareketsiz, değişmez olanda, hareketli olandakinden çok daha fazlası mevcuttur ve istikrarlı olandan değişken ve kararsız olana ancak bir nakısıyetle, azalmayla geçeriz. Oysa hakikat bunun tam tersidir.

Martin Heidegger – Platon’un Hakikat Doktrini
Bir düşünürün “doktrini” onun söylediklerinde söylenmemiş olarak kalan şeydir.

Planton’da söylenmeksizin kalan şey doğrunun özünün tanımındaki esaslı bir değişikliktir.

Mağara (kamaşma)
…yaşadığımız ve bize görme yetisiyle açılan dünyanın imgesidir. Mağara sakinlerinin üzerinde yanan ateş güneşin imgesidir.
İnsanlar, buraya gönderilmişlerdir.
Onlar kendilerini “dünyada” ve “evlerinde” hissetmektedirler…
Mağaranın dışında olan şeyler varlıkların hakiki gerçekliğinin istinat ettiği şeyin imgesidir.
Grekçe’de “dışsal görünüm” eidos veya idea’dır.

Platon’un temel tanımına göre paideia, doğası yahut özü itibariyle bütün insanın dönüşümüne yol açan şeydir. 

Almanca bildung, paideia’nın en uygun tercümesidir.
Eğitim / bildung (…) iki şeyi ima etmektedir: her şeyden önce bir karakterin gelişimi ve yoğrulması anlamında şekillenmeyi ifade eder.
Bu şekillenme (…) daha önceden edinilmiş intibak (…) vasıtasıyla biçimlenir (yoğrulur).

Platon’a göre mağara alegorisi eğitimin özünü açıklamaktadır.

Eğitim ve doğruluğu temel ve asli bir birlikte bir araya getiren nedir?

Romalıların veritas, bizim warheit / doğruluk dediğimizle Greklerin kullandıkları sözcük arasındaki fark yoksama harfi a (a-lethia) ile açığa çıkar. Başta doğruluk bir gizlilikten güçlükle çekip çıkarılan şey demeğe geliyordu.

“Yanlış ve doğru edimin kendisinde değil …anlaktadır.” Aristoteles

Gabriel Marcel – Ontolojik Muamma Üzerine
Yol, eşikte tükenir.

İnsan tekniğinin merhametine kalmıştır.

Umut bir tür kayıtsız bekleyiş değildir; o eylemi alttan alta destekler ya da onun önünden koşar, fakat eylem tükendiğinde alçalır ve yiter gider.

René Guénon – Doğu Metafiziği
Hakikatte metafizik (…) cihanşümuldür.
Metafiziğin bürünmüş olduğu dış şekiller (…) Doğu’ya veya Batı’ya ait olabilirler.
Metafiziğin bulunduğu her yerde görülen, aynı öz ve esastır. Çünkü hakikat birdir.

Hindistan’da zahiri ve batıni olmak üzere iki cepheli bir doktrin yoktur.
Bazı fertler için fıtratlarının gereği olan tahditler vardır ve bu kişilerin bunların ötesine geçmesi imkânsızdır.

Metafizik (…) tabiat ötesinde demektir.
Metafizik kelimesi karışıklıklara mahal veriyorsa (…) yerine daha az mahzurlu bir başka kelime koymak daha iyi olmaz mı…
Buna Hindistan’da marifet denilmektedir.

Bilgi yerine bilgi teorisini koymak modern felsefenin belki de en güzel iktidarsızlık itirafıdır.

…şahsi bir gayret göstermeksizin hiçbir kimsenin herhangi bir bilgiye erişmesi mümkün olamaz.
…metafiziği tarif edebilir miyiz?
Hayır, zira tarif etmek demek, daima tahdit etmek demektir.

İlim, akli, nazari, daima dolaylı ve akis yoluyla elde edilen bir bilgidir.
Metafizik ise akıl-üstü bilgidir, sezgiye dayanır.

Metafizik bilgi beşeri bir bilgi değildir.
Beşer bu bilgiye bir beşer olarak erişemez. Fakat, mertebelerinin birinde beşer suretinde görünen, aynı zamanda başka bir şey olan ve beşeri bir varlıktan daha fazlasını zatında bulunduran insan olarak bu bilgiye erişebilir. Bu ise beşeriyet-üstü mertebelerin fiilen şuuruna ermek demektir.

Metafizik tahkikin belli başlı merhalelerine işaret edelim. Bir nevi hazırlık denilebilecek birinci merhale beşeri saha içinde gerçekleşir.
Bu merhale beşeri ferdiyette bilkuvve meknuz olan bütün imkânların tahakkukundan veya geliştirilmesinden ibarettir.
Bu mertebe-i ulaya erişen insan (…) zaman kaybından kurtulmuş ve onun için, zaman bakımından eşyadaki zahiri teselsül aynı zamanda oluş’a istihale etmiştir.

Bu fevkalade mühimdir. Zira zamani teselsüle bağlı görüş noktasından dışarı çıkamayan ve bütün eşyayı aynı zamanda oluş suretinde mütalaa edemeyen bir kimse metafizik planda pek az şeyi bile idrak etmekten aciz kalır.

İkinci merhale ferdiyet ötesi mertebelerle alakalıdır.
Artık beşer denilemeyecek bir varlık olan insan Uzak-Şark’ta kullanılan bir tabirle suretler mecrasından çıkmıştır.

Hindu doktrininde bu mertebenin elde edilmesine, mukayyet mertebelere nispetle kurtuluş ve yüce prensibe nispetle ittihat adı verilir.
Bu ıtlak mertebesinde varlık’ın bütün mertebeleri prensip olarak bir arada bulunurlar.

Fenomen denilen her şey tabiat planına aittir. Metafizik ise fenomenlerin ötesindedir.
…sözü edilen mertebelerin psikolojik hiçbir tarafı yoktur.
…psikolojinin ancak beşerî mertebelerde sözü geçebilir.

Metafizik saha fenomen âleminin tamamıyla dışındadır. …modern kişiler umumiyetle fenomenlerden başka bir şeyi ne bilirler ne de araştırırlar.

Gerçekten yoganın manası ittihattır.
Bunun hususen ifade ettiği mana metafizik tahkikin yüce hedefidir. Yogiye gelince, eğer bu kelime en dar manasıyla anlaşılacak olursa, yalnız ve yalnız bu hedefe ulaşan kimse demektir.

Metafizik hakikat ebedidir.
Değişebilen şeyler sadece dış şekiller ve zamanla mekânla mukayyet vasıtalardır. Bu değişmenin de, modern kimselerin tekâmül dedikleri şeyle hiçbir alakası yoktur.
Bu değişme sadece (…) şartlara göre yapılan basit birer uyarlanmadan ibarettir.

Bizce, Doğu ile Batı arasındaki gerçekten esasa ait denilebilecek yegâne fark, zira bütün diğer farklar bundan neşet etmiştir, şudur: bir tarafta tazammun ettiği her şeyle beraber anane unutulmuş veya kaybedilmiş bulunmaktadır. Bir tarafta metafizik bilgi devam ettirilmekte, diğer tarafta bu saha ile alakalı her hususta tam bir cehalet hüküm sürmektedir.

Kim (…) maddi üstünlük irfan bakımından aşağılığı telafi edebilir diye bir iddiada bulunmaya cesaret edebilir?

Batı’nın maddi üstünlüğü tartışma götürmez.
Fakat hiçbir kimse de bu üstünlüğe imrenmemektedir.
Eğer Batı kendini vaktinde toparlayamazsa (…) aslına rücu etmeyi ciddi bir şekilde düşünmek noktasına gelmezse, bu aşırı maddi gelişmeden dolayı ergeç mahvolmak tehlikesiyle karşı karşıyadır.

---
Editör: Ahmet Aydoğan
İz Yayınları

2001

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder