Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları
Türkiye’nin Siyasal
Andlaşmaları (1920-1945) – 1 - İsmail Soysal - 2000
Türk Tarih Kurumu, Üçüncü baskı: 2000
Giriş
Türkiye, 1920 yılından beri iki bin dolayında Andlaşma
yapmıştır.
Andlaşmalardan kimisi Parlamentonun onayından geçmediğinden
ya da geçmesi gerekmediğinden, bunları arayıp bulmak aydınlarımız için bir
sorun oluyor.
Gerçi Andlaşmalardan hangilerinin siyasal nitelik taşıdığını
gösteren kesin bir ölçüt yoktur. Bununla birlikte, sözkonusu iki hin
Andlaşmanın, yaklaşık olarak yalnızca 150'sinin özellikle siyasal nitelik
taşıdığı söylenebilir.
Kitabımıza hangi Andlaşmaların alınması gerektiği konusu:
Türkiye'nin uluslararası alanda yerini almasını,
sınırlarının çizilmesini, güvenliğinin ve uzun süreli çıkarlarının
sağlanmasını, iyi komşuluk ilişkilerine ya da dünya barışına katkısını, çağdaş
uygarlığı benimsemesinin gereği olan yükümleri üstlenmesini yansıtan, kısacası
onun dış politikasının uygulanmasına ilişkin olan tüm Andlaşlaşmaları almak.
Kimi Andlaşmalar ise, Hükümetçe imzalanmış, ama henüz
Parlamentonun onayına sunulmamıştır: Örneğin 1966 yılında Birleşmiş Milletler
Genel Kurulunun Kararı olarak benimsenmiş olup Türk Hükümetince henüz katılma
işlemi görmemiş bulunan İnsan Hakları konusundaki Uluslararası Sözleşmelerin
metinleri…
İSMAİL SOYSAL
Buenos Aires, 19 Mayıs 1980
…
OSMANLI İMPARATORLUGUNDAN YENİ TÜRKİYE'YE GEÇİŞ DÖNEMİNDE İKİ BELGE
1918 MONDROS SİLAH BIRAKIŞIMI
1920 MİSAK-1 MİLLİ
Mondros SİLAH BIRAKIŞIMI SÖZLEŞMESİ
(Armistice Convention)
Mondros, 30 Ekim 1918
İngiltere Hükümeti ile Türk Hükümeti arasında
kararlaştırılıp bağıtlanan Silah Bırakışımı koşulları:
l. Çanakkale ve Karadeniz
Boğazlarının açılması ve Karadeniz'e geçişin sağlanması; Çanakkale ve
Karadeniz Boğazları kalelerinin Müttefiklerce işgal edilmesi.
2. Türk sularındaki tüm mayın
tarlalarının, torpido kovanlarının ve öteki engellerin yerlerinin
gösterilmesi ve bunların taranması ya da kaldırılması
için, istemde bulunulunca, yardım edilmesi.
3. Karadeniz'deki mayınlara ilişkin
eldeki tüm bilgilerin verilmesi.
4. Müttefik savaş tutsakları ve. gözaltında bulundurulan ya
da tutsak olan Ermenilerin tümünün İstanbul'da
toplanarak, hiçbir koşula bağlı olmaksızın, Müttefiklere
teslim edilmesi.
5. Sınırların denetlenmesi ve iç güvenliğin sağlanması için
gerekli olan askeri birlikler dışında, Türk Ordusunun
gecikmeksizin terhis edilmesi (Birliklerin insan gücü ve konuşu, daha
sonra, Müttefiklerce, Türk Hükümetine danışılarak, saptanacaktır).
6. Türk karasularında ya da Türkiye'nin işgalindeki sularda
bulunan tüm savaş gemilerinin teslim edilmesi;
Türk karasularında kolluk ya da benzeri amaçlar için gerekli görülebilecek
belirli küçük gemiler dışında, anılan gemilerin gösterilecek Türk limanında ya
da limanlarında gözaltına alınması.
7. Müttefiklerin, kendi
güvenliklerini tehdit edecek herhangi bir durum ortaya çıkarsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakkı bulunması.
8. Şu sırada Türk işgali altında olan tüm limanların ve barınakların Müttefik gemilerince özgürce kullanılması ve düşman tarafından
kullanılmasının önlenmesi. özdeş koşullar, ticaret ve Ordunun terhisi amaçları
için Türk sularında bulunan Türk ticaret gemilerine de uygulanacaktır.
9. Tüm Türk limanlarında ve tersanelerinde her türlü gemi
onarımı kolaylıklarından yararlanılması.
10. Toros tünel sisteminin Müttefiklerce
işgali.
11. Kuzey - batı İran'daki Türk Birliklerinin gecikmeksizin
savaş öncesi sınırların gerisine çekilmeleri için daha önce verilmiş bulunan
buyruk yerine getirilecektir.
Kafkasların [Trans -
Caucasia, Maverai Kafkas] bir bölgesinin Türk Birliklerince
boşaltılması daha önce buyrulmuş bulunmaktadır; bu bölgenin geri kalan
bölümünün boşaltılmasına, oradaki durum Müttefiklerce incelendikten sonra,
gerek görülürse, girişilecektir.
12. Türk makamlarının haberleşmeleri
dışında, tüm telsiz telgraf ve kablo istasyonlarının Müttefiklerce denetim
altına alınması.
13. Denizciliğe, askerliğe ve ticarete ilişkin her türlü
gereçlerin yok edilmesinin önlenmesi.
14. Ülkenin gereksinimleri karşılandıktan sonra, Müttefiklere Türk kaynaklarından kömür, akaryakıt ve deniz
gereçleri satın alma kolaylıkları gösterilmesi. Bu nesnelerden hiçbiri ihraç
edilmeyecektir.
15. Kafkasya demiryollarının
şu sırada Türk denetimi altında bulunan bölümlerini de kapsamak üzere, tüm
demiryollarında, halkın gereksinimleri gereği gibi göz önünde tutulmak
koşuluyla, Müttefik makamlarının bunları tümüyle diledikleri gibi
kullanabilmeleri amacıyla, Müttefik Denetleme
görevlilerinin yerleştirilmesi. Bu hüküm Batum'un Müttefiklerce işgalini
de kapsar. Türkiye, Bakü'nün Müttefiklerce işgaline
hiçbir biçimde karşı çıkmayacaktır.
16. Hicaz'da, Asir'de, Yemen'de,
Suriye'de ve Irak'da tüm garnizonların en yakın Müttefik komutanına teslim
olmaları ve, 5. Maddede öngörülen düzenin korunması için gerekenler
dışında, tüm Birliklerin Kilikya'dan çekilmesi.
17. Trablus ve Bingazi'deki tüm Türk
Subaylarının en yakın İtalyan garnizonuna teslim olmaları. Bunlar teslim
olma buyruğuna uymazlarsa, Türkiye, bu Subaylara ikmal gönderilmesini ve
kendileriyle haberleşmenin kesilmesini sağlamayı yükümlenir.
18. Mısrata'yı da kapsamak üzere, Trablus
ve Bingazi'de işgal edilen tüm limanların en yakın Müttefik garnizonuna
teslimi.
19. Denizci, asker ve sivil tüm Almanların
ve Avusturyalıların bir ay içinde Türk ülkelerinden çıkartılması; uzak
bölgelerdekilerin de olanaklı en erken bir tarihte çıkartılması.
20. Beşinci Madde uyarınca terhis edilecek Türk Ordusunun,
taşıtlarıyla birlikte, araç ve gereçlerinin, silahlarının ve cephanesinin
kullanılış biçimi konusunda verilebilecek buyrukların yerine getirilmesi.
21. Müttefiklerin çıkarlarını
korumak için Türk Donatım [İaşe] Bakanlığına bir Müttefik temsilcinin atanması.
Bu temsilciye, işbu amacın gerektirdiği tüm bilgilerin verilmesi.
22. Türk tutsaklarının Müttefik
Devletler buyruğunda tutulması. Askerlik çağı dışındaki Türk sivil
tutsakların salıverilmesi konusu göz önünde tutulacaktır.
23. Türkiye bakımından Merkez Devletleri [Almanya, Avusturya] ile tüm ilişkilerin kesilmesi zorunluğu.
24. Altı Ermeni ilinde [Vilayatı
sitte] karışıklık çıkarsa, Müttefikler bu illerin herhangi bir bölümünü işgal
etme hakkını ellerinde tutarlar.
25. Müttefiklerle Türkiye arasında düşmanca eylemler 31 Ekim
1918 Perşembe günü, yerel saatle öğleden başlamak üzere, duracaktır. Limni'de,
Mondros limanında, İngiltere Kırallığının Agamemnon Savaş Gemisinde, 30 Ekim
1918'de, iki örnek olarak, imzalanmıştır.
ARTHUR CALTHORPE & HÜSEYİN RAUF, REŞAD HİKMET, SADULLAH
PAŞA
Misak-ı Millli ULUSAL ANT (MİSAK-I MİLLİ) İstanbul 28 Ocak 1920
Madde 1. Osmanlı Devletinin, özellikle Arap yoğunluğunun
yerleşmiş olduğu, 30 Ekim 1918 günkü Silah Bırakışımı [Mondros Mütarekesi]
yapıldığı sırada, düşman Ordularının işgali altında kalan kesimlerinin [o
sırada Hatay ve Musul bölgesi Türk egemenliği altında idi) geleceğinin,
halklarının serbestçe açıklayacakları oy uyarınca belirlenmesi gerekir;
sözkonusu Silah Bırakışımı çizgisi içinde, din, soy ve amaç birliği
bakımlarından birbirine bağlı olan, karşılıklı saygı ve özveri duyguları
besleyen soy ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin koşullarına saygılı
Osmanlıİslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tümü, ister bir
eylem, ister bir hükümle olsun, hiç bir nedenle, birbirinden ayrılamayacak bir
bütündür.
Madde 2. Halkı, özgürlüğe kavuşunca, oylarıyla Anavatana
katılmış olan üç İl [Elviye-i Selase yani Kars, Ardıhan ve Batum Livaları] için
gerekirse yeniden halkın serbest oyuna başvurulmasını kabul ederiz
Madde 3. Türkiye ile yapılacak barışa değin ertelenen Batı
Trakya'nın hukuksal durumunun belirlenmesi de, halkının özgürce açıklayacağı
oya göre olmalıdır.
Madde 4. İslam Halifeliğinin ve Yüce Saltanatın merkezi ve
Osmanlı Hükümetinin başkenti olan İstanbul kenti ile Marmara Denizinin
güvenliği her türlü tehlikeden uzak tutulmalıdır. Bu ilke saklı kalmak koşulu
ile, Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının dünya ticaret ve ulaşımına açılması
konusunda, bizimle birlikte, öteki tüm Devletlerin oybirliği ile verecekleri
karar geçerlidir.
Madde 5. Müttefik Devletler ile düşmanları ve onların kimi
ortakları arasında yapılan andlaşmalardaki ilkeler çerçevesinde, azınlıkların
hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman halkların da özdeş haklardan yararlanması
umudu ile, bizce de benimsenip güvence altına alınacaktır.
Madde 6. Ulusal ve ekonomik gelişmemize olanak bulunması ve,
daha çağdaş biçimde, düzenli bir yönetimle işlerin yürütülmesini başarmak için,
her devlet gibi, bizim de gelişmemiz koşullarının sağlanmasında, bütünüyle
bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuşmamız ana ilkesi varlık ve geleceğimizin
temelidir. Bu nedenle siyasal, yargısal, parasal vb. alanlarda gelişmemizi
önleyici sınırlamalara (Kapitülasyonlar] karşıyız.
Saptanacak borçlarımızın ödenmesi koşulları da hu ilkelere
aykırı olmayacaktır.
…
1920 TÜRKİYE - ERMENİSTAN ANDLAŞMASI
Gümrü Andlaşması yeni Türkiye'nin (Türkiye Büyük Millet
Meclisi Hükümetinin) bir yabancı devlet ile yaptığı ilk uluslararası bağıttır.
Gerçi bu Andlaşma, Kafkasya'da ortaya çıkan gelişmeler sonucu, onaylanamadığı
için yürürlüğe giremiyecek ve yerini, Gürcistan ve Azerbaycan ile ilgili
konularla birlikte, 16 Mart 1921 günü Moskova'da imzalanan Andlaşmaya bırakacaktır.
Böylece, İstanbul Hükümetinin 1918 de imzaladığı Mondros
silah bırakışımı sınırı ilk kez geçildiği gibi, 1920 Sevres Barış Andlaşmasının
geçersizliği fiilen de kanıtlanmıştır (s. 18).
Türkiye - Ermenistan
Barış Andlaşması
Gümrü (Alexandropol), 2 Aralık 1920
1. Türkiye ile Ermenistan arasında savaş durumuna son
verilmiştir.
2. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır, (aşağı Karasunun
döküldüğü yerden başlayarak, Aras ırmağı Kekaç kuzeyine dek Arpaçayı, daha
sonra Karahan Deresi - Tiğnis batısı - Büyük Kımlı doğusu - Kızıltaş - Büyük
Akbaba Dağı) çizgisinden oluşur.
(Nahçivan, Şahtahtı, Şarur) bölgesinde daha sonra bir
plebisitle saptanacak yönetim biçimine ve bu yönetimin kapsayacağı topraklara
Ermenistan karışmayacak ve işbu bölgede şimdilik Türkiye koruyuculuğunda bir
yerel yönetim kurulacaktır.
3. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, ikinci Maddede
sözügeçen sınır ile (…) Ermenistan Cumhuriyeti istediği takdirde, asıl halkının
tümüyle geri dönmesinin gerçekleşebilmesi için, Andlaşmanın onaylanmasından
sonra üç yıl geçince plebisite başvurmayı kabul eder.
4. Erivan (Ermenistan) Cumhuriyeti iç güvenliği korumağa
yetecek düzeyde, hafif silahlı jandarma kuvveti Ye ülkeyi savunmaya ayrılan
sekiz dağ ya da sahra topu ile yirmi makineli tüfeğe sahip ücretle tutulacak
bin beşyüz asker den oluşan bir birlikten fazla bir askersel kuruluşa izin
vermemeği yükümlenir. Ermenistan'da zorunlu askerlik hizmeti olmayacaktır.
5. Barışın yapılmasından sonra Erivan'da yerleşecek
Türkiye'nin siyasal Temsilcisi ya da Büyükelçisinin yukarıda sözü edilen
konularda her zaman denetleme ve soruşturma yapmasına Erivan Hükumeti izin
vermeği işbu Andlaşma ile kabul etmiştir.
6. Bağıtlı Taraflar, (…) göçmenlerin eski sınır içindeki
yurtlarına dönmelerine izin verir.
7. Altıncı Maddede sözü geçen göçmenlerden (…) bir yıllık
süre içinde yurtlarına dönmeyenler o Maddenin verdiği olanaktan
yararlanamayacaklar…
8. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti (…) savaş nedeniyle
hakkı olan zarar gideriminden, benimsenip açıklanan insancıl ve hukuksal
ilkelere uymak isteğiyle, vazgeçmiştir.
9. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, Erivan
Cumhuriyetine, İkinci Maddede belirlenen sınır içinde, egemenliğini bütünüyle
geliştirmek ve güçlendirmek üzere, içtenlikle yardımda bulunmağı yükümlenir.
10. Erivan Hükumeti, Türkiye Büyük Milletince kesinlikle
reddedilmiş olan (Sevr) Andlaşmasını hükümsüz sayıp hunu ve kimi emperyalist
hükumet ve siyasal çevreler elinde bir kışkırtma aracı olan Avrupa ve
Amerika'daki Temsilci Heyetlerini geri çağırmayı, hundan böyle iki ülke
arasında her türlü yanlış düşünceleri ortadan kaldırmak iyiniyetiyle
yükümlendiğini açıklar.
11. Ermenistan Cumhuriyetinin toprakları üzerinde yaşayan
Müslüman halkın haklarını korumak (…) yerel müftülerin seçecekleri Başmüftü'nün
memurluk görevinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Şer'iye Vekâletince
onaylanmasını kabul ederek yükümlenir.
12. Bağıtlı Taraflardan her biri, karşı Tarafa ilintili kişi
ve malların kendi demiryolları ve genellikle tüm ulaşım yolları üzerinden
özgürce geçmelerini ve öteki Tarafın denize ya da herhangi bir ülkeye
transitini, hiç bir biçimde, engellememeği yükümlenir.
13. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, Devletin
bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü tehdit edebilecek saldırılara karşı, işbu
Andlaşmanın Erivan Cumhuriyetine sağladığı haklara zarar gelmemek koşulu ile
Ermenistan içinde geçici olarak askersel önlemler alabilir.
14. Erivan Cumhuriyetince her hangi bir Devletle yapılmış
olan tüm Andlaşmaların Türkiye'yi ilgilendiren, ya da Türkiye'nin çıkarlarına zararlı
hükümlerini geçersiz saymayı bu Cumhuriyet kabul eder ve yükümlenir.
15. Bağıtlı Taraflar arasında Andlaşmanın imzasından sonra
ticaret ilişkileri haşlayacak ve Taraflar Büyükelçi ve Konsolos
atayabilecektir.
16 Telgraf, posta, telefon, konsolosluk ve ticarete ilişkin
bağıtlar Alt - Komisyonlarca işbu Andlaşma hükümleri uyarınca yapılacaktır.
17. Bu Andlaşma gereğince Ermenistan'ın olup Türk Ordusu
işgali altında bulunan toprakların boşaltılması ve tutsakların geri verilmesi
ve değiştirilmesi, Andlaşmada Ermenistan Hükumetine ilişkin yükümlülüklerin
yerine getirilmesinden sonra gerçekleştirilecektir.
18. İşbu Andlaşma bir ay içinde onaylanarak, onaylanmış
örnekleri Ankara'da verişilecektir.
Andlaşma iki örnek olarak 2 Aralık 1920 günü Gümrü (Aleksandropol)'de
düzenlenmiştir. Anlaşmazlık çıkınca, Türkçe metnine başvurularak
çözümlenecektir.
KAZIM KARABEKİR, HAMİD SÜLEYMAN NECATİ & ALEKSANDER
HATİSİYAN, AVRAM GÜLHANDANİYAN, ISTEPAN GORDANIYAN
1921 TÜRKİYE - AFGANİSTAN [DAYANIŞMA] ANDLAŞMASI
Bu Andlaşma, Afganistan'ın İngiltere egemenliğinden 1919
yılında kurtulup Türkiye gibi Sovyet Rusya'dan destek ve yardım sağlamak üzere,
Moskova'ya gönderdiği bir Delegasyon ile Türk - Sovyet Andlaşmasını görüşmekte
olan Türk Delegasyonu arasında imzalanmıştır.
(özellikleri)
Türkiye, Afganistan'ın bağımsızlığını açıkça, Afganistan da,
Türk Devletinin temsilcisi olarak, Ankara Hükümetini dolayısıyla tanımaktadır…
Gümrü Andlaşması bir yana bırakılırsa, T.B.M.M. Hükümetinin
hukuksal açıdan geçerli ilk uluslararası siyasal bağıtı bu Andlaşmadır.
Daha Türk - Afgan Andlaşmasının yapılmasından önce, Türkiye
Kabil'e 1920 yılında Abdurrahman Bey'i Büyükelçi olarak yollamıştı. Bu, Yeni
Türkiye'nin ilk Büyükelçisidir.
Türkiye - Afganistan
Andlaşması
Moskova, 1 Mart 1921
1. Çok şükür bağımsız bir yaşam sürdüren Türkiye Devleti,
içtenlikle ve gönülden bağlar ile bağlı bulunduğu Yüce Afganistan Devletini
gerçek anlamıyla bağımsız tanımayı bir görev bilir.
2. Bağıtlı Yüksek Taraflar, tüm Doğu uluslarının kurtuluş,
bütünüyle özgürlük ve bağımsızlık hakkına sahip olduklarını ve bunlardan her
Ulusun istediği herhangi bir rejim ve hükümet hiçimi ile kendisini yönetmekte
özgür olduğunu açıklar; Buhara ve Hayve Devletlerinin bağımsızlığını tanırlar.
3. Yüce Afganistan Devleti, (…) Hilafet dünyasını elinde
tutan Türkiye'nin bu alanda lider olduğunu, bu fırsattan yararlanarak da,
açıklar.
4. Bağıtlı Taraflardan biri (…) ötekine yapılacak saldırıyı
bizzat kendine yapılmış sayarak, elindeki araçlar ve olanaklarıyla, onu
püskürtmeği kabul eder.
5. Bağıtlı Taraflardan her biri, (…) öteki bağıtlı Tarafın
çıkarlarına zararlı her hangi bir devletlerarası andlaşma ve sözleşme yapmamağı
ve herhangi bir devletle andlaşma imzalayacağı zaman öteki Tarafa haber vermeği
yükümlenir.
6. Bağıtlı Taraflar, (…) birbirlerinin Başkentlerine
Büyükelçi göndereceklerdir.
7. Bağıtlı Taraflar iki ülke arasında düzenli ve özel
postalar kurarak, siyasal durumları ile eğitim, ticaret vb. durumlardan ve her
türlü gereksinim ve isteklerinden, karşılıklı ve en ivedi olarak, birbirlerine
bilgi vereceklerdir.
8. Türkiye Afganistan'a kültür alanında yardım etmeği,
öğretmen ve subay göndermeği ve hu öğretmenler ve subayların en az beş yıl
görevde kalmasını ve hu sürenin sonunda, Afganistan isterse, yeniden eğiticiler
göndermeği yükümlenir.
9. Bu Andlaşma en kısa sürede onaylanacak ve o andan
başlayarak yürürlüğe girecektir.
10. Bu Andlaşma iki örnek olarak Moskova'da düzenlenmiş ve
Tarafların tam yetkili Temsilcilerine imza edilip verişilmiştir.
Olağanüstü Büyükelçi VELİ & YUSUF KEMAL, Doktor RIZA NUR
…
1921 TÜRKİYE - SOVYET RUSYA DOSTLUK VE KARDEŞLİK ANDLAŞMASI
Andlaşma, Türkiye'nin bugünkü doğu sınırını çizdiği gibi,
onun Sovyet Rusya ile dayanışmasının ve uzun süre dostluk ve işbirliğinin
temelini oluşturmuştur.
Moskova Andlaşmasının imzasından önce, iki Hükümet birbiri
katına Elçiler atamış bulunuyordu. Batı Cephesi Komutanlığından alınarak
Moskova'ya gönderilen Ali Fuad (Cebesoy) Paşa 21 Kasım 1920 günü görevine
başlamıştı. 20 Ekimde Ankara'ya gelen Budi Medivani de -Moskova Andlaşmasının
imzalanmasından 11 gün önce 5 Mart 192l'de Mustafa Kemal'e güven mektubunu
sunmuştur.
Türkiye - Sovyet
Rusya Dostluk Ve Kardeşlik Andlaşması
Moskova, 16 Mart 1921
1- Bağıtlı Taraflar, herhangi birine zorla kabul ettirilmek
istenilen bir barış andlaşması ya da başka bir uluslararası bağıtı tanımamağı
ilke olarak benimserler.
Türkiye'nin kuzey - doğu sınırı, Karadeniz kıyısında bulunan
Sarp köyünden başlıyarak, Hedis Meta dağı - Şavşat dağında suların bölündüğü
çizgi - Kani dağı ve oradan, sürekli olarak, Ardıhan ve Kars Sancaklarının
yönetim sınırlarının kuzeyini izleyerek Aşağı Kara Su'yun döküldüğü yere varan
çizgi ile belirlenmiştir.
2 -Türkiye, işbu Andlaşmanın birinci maddesinde gösterilen
sınırın kuzeyinde Baturu Livasına ilişkin topraklar ile Batum kenti limanı
üzerindeki egemenlik hakkını, şu koşullarla, Gürcistan'a bırakmağa razı olur:
Birincisi: İşbu Maddede belirtilen yerler halkının (…) özerkliğe
kavuşması:
İkincisi: Batum limanı üzerinden Türkiye'ye giden ya da
oradan gelen ticaret malları ve tüm nesnelerin gümrük vergisine bağlı tutulmayarak
ve hiç bir engelle karşılaşmayarak, her türlü vergi ve ücretten bağışık
biçimde, serbest transit hakkı ile birlikte, Türkiye'nin özel harcamalardan
ayrık olarak, Batum limanından yararlanmasının sağlanması.
3 - Bağıtlı Taraflar, (…) Nahcivan kesiminin, koruyuculuk
hakkını üçüncü bir devlete hiç bir zaman bırakmamak koşulu ile Azerbaycan
koruyuculuğunda özerk bir bölge oluşturulması konusunda anlaşmışlardır.
4 - Bağıtlı Taraflar, Doğu uluslarının (…) özgürlük ve
bağımsızlık haklarını ve diledikleri hükumet rejimi ile yönetilmek haklarını
açıkça belirtirler.
5 - Boğazların tüm ulusların ticaretine açılması ve geçiş
özgürlüğünün sağlanması için, Bağıtlı Taraflar, Karadeniz ve Boğazların bağlı
olacağı rejimin kesin biçimde hazırlanması işinin, kıyı devletlerinin
temsilcilerinden oluşmak üzere, daha sonra yapılacak bir Konferansa
bırakılmasını uygun bulurlar. Şu da var ki, hu Konferansta alınacak kararların
Türkiye'nin salt egemenliğine ve Türkiye ile onun başkenti olan İstanbul'un
güvenliğine hiç bir zarar getirmemesi gerekir.
6 - Bağıtlı Taraflar iki ulus arasında şimdiye dek yapılan
tüm andlaşmaların kendilerinin karşılıklı çıkarlarına uygun olmadığını kabul
ederler. Böylece, bu andlaşmaların geçersizliği ve ortadan kaldırılmış olduğu
konusunda görüş birliğine sahiptirler.
7 - Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükümeti,
Kapitülasyonlar yönetimini (…) geçersiz ve kaldırılmış sayar.
8 - Bağıtlı Taraflar, toprakları üzerinde karşı Taraf ülkesinin
ya da ona bağlı topraklardan birinin Hükumeti rolünü üstlenmek savında bulunan
örgüt ve grupların kurulmasını ya da yerleşmesini ve öteki ülkeye karşı savaşın
amacında olan gurupların yerleşmesini hiç bir zaman kabul etmemeği
yükümlenirler.
9 - Bağıtlı Taraflar, iki ülke arasındaki bağlantıların
kesilmeden sürdürülmesi amacıyla, demiryolu, telgraf vb. gibi ulaşım ve
iletişimi koruma ve geliştirmeği ve iki ülke arasında, zorluklarla
karşılaşmaksızın, kişi ve malların özgürce geçişini sağlamak için gerekli
önlemlerin, ivedilikle aralarında anlaşarak alınmasını yükümlenirler.
10 - Bağıtlı Taraflardan birinin öteki Taraf topraklarında
oturan uyrukları, (…) ulusal savunmaya ilişkin yasalardan bağışık tutulup
onlara uymaları istenilmeyecektir.
11 - Bağıtlı Taraflar, her iki ülkeden birinin öteki ülke
topraklarında oturan uyrukları için En Çok Gözetilen Ulus işlemi uygulanmasına
izin verirler.
12 - 1918 yılından önce Rusya'ya bağlı iken, üzerinde
Türkiye'nin egemenlik hakkı olduğu Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal
Cumhuriyeti Hükumetince işbu Andlaşma ile kabul olunan topraklar halkından her
isteyen Türkiye'yi özgürce terk edebilecek ve eşyasını, mallarını ve paralarını
birlikte götürebilecektir. İşbu Andlaşma ile Türkiye tarafından egemenlik hakkı
Gürcistan'a terkedilen Batum arazisi halkından her kimse de özdeş hakka
sahiptir.
13 - Rusya, tüm savaş tutsakları ile sivil tutuklulardan
Kafkasya ve Avrupa Rusya'sında bulunanları, işbu Andlaşmanın imzası gününden
başlayarak üç ay içinde; Asya Rusya'sında bulunanları altı ay içinde,
harcamaları Rusya tarafından ödenmek üzere, Türkiye'nin kuzey - doğu sınırına
dek geri yollamağı yükümlenir. Henüz Türkiye'de bulunan Rus savaş tutsakları
ile sivil tutukluları için de Türkiye özdeş işlem uygulayacaktır.
14 - Bağıtlı Taraflar en kısa bir süre içinde (…) iki ülke
arasındaki ilişkileri ve bağları güçlendirmek amacıyla, ekonomik, parasal ve
öteki gerekli işleri düzenleyici Anlaşmalar yapmayı kabul ederler.
15. (…)
16- İşbu Andlaşma onay işlemi görecektir. Onay belgeleri en
kısa bir süre içinde Kars'ta verişilecektir.
İşbu Andlaşma iki örnek olarak, Moskova'da bin üç yüz otuz
yedi (bin dokuz yüz yirmi bir) yılı Martının on altıncı günü düzenlenmiştir.
YUSUF KEMAL, Dr. RIZA NUR, ALİ FUAD & GEORGES
TCHITCHERINE, DJELAL KORKMASSOFF
1921 TÜRKİYE İLE ERMENİSTAN, AZERBAYCAN VE GÜRCİSTAN ARASINDA DOSTLUK ANDLAŞMASI
1918 yılında Menşeviklerin yönetiminde bağımsızlıklarını
açıklayan Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan'ın 1920 yılında Bolşeviklerin
eline geçip Sovyetler Birliği içinde yer almalarından sonra yapılmıştır.
…gerek Türkiye'nin sınırlan, gerek koyduğu ilkeler
bakımından, yedi ay önce Moskova'da imzalanan Türk - Sovyet Andlaşmasının bir
benzeridir.
Türkiye İle
Ermenistan, Azarbeycan ve Gürcistan Arasında Dostluk Andlaşması
Kars, 13 Ekim 1921
1. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti ile Ermenistan,
Azerbeycan ve Gürcistan Sosyalist Sovyetler Cumhuriyetleri Hükumetleri, Bağıtlı
Tarafların ülkelerinin parçalarından bulunan topraklar üzerinde (daha önce
yapılmış) Andlaşmalar ile üçüncü Hükumetler arasında yapılmış Güney Kafkasya
Cumhuriyetlerine ilişkin Andlaşmaları geçersiz sayarlar. Moskova'da 16 Mart
1921 (1337) günü imza edilen Türk · Rus Andlaşması bu Madde hükmünün dışında
tutulmuştur.
2. Bağıtlı Taraflar, içlerinden birine zorla kabul
ettirilmek istenilecek her hangi bir barış Andlaşması ya da uluslararası bir
bağıtı tanımamak konusunda görüş birliği içindedirler.
İşbu Andlaşmada yazılı "Türkiye" terimi ile
İstanbul' da toplanan Osmanlı Millet Meclisince kabul edilip açıklanan ve tüm
devletler ile basına bildirilen 28 Aralık 1336 (1920) günkü Misak·ı Milli'nin
kapsadığı topraklar anlaşılır.
3. Kapitülasyonlar (…) geçersiz ve kaldırılmış sayar.
4. Türkiye'nin kuzey - doğu sınırı (…)
5. Nahcivan bölgesinin Azerbaycan'ın koruyuculuğunda özerk
bir ülke oluşturulması konusunda anlaşmışlardır.
6. Türkiye (…) Batum Livasına ilişkin topraklar ile Batum
kenti ve limanı üzerindeki egemenlik hakkını, şu koşullarla, Gürcistan'a
bırakmağa razı olur:
Birincisi: İşbu Maddede belirtilen yerler halkının, her
topluluğun kültürel ve dinsel haklarını sağlayacak ve bu halkın yukarıda sözü geçen
yerlerde isteklerine uygun bir tarım toprakları rejimi kurma olanağına sahip
olacak biçimde geniş bir yönetimsel özerkliğe kavuşması.
İkincisi: Batum limanı üzerinden Türkiye'ye giden ya da
oradan gelen ticaret malları ve tüm nesnelerin gümrük vergisine bağlı
tutulmayarak ve hiç bir engelle karşılaşmayarak, her türlü vergi ve ücretten
bağışık biçimde, serbest transit hakkı ile birlikte, Türkiye'nin özel harcamalarından
da ayrık olarak, Batum limanından yararlanmasının sağlanması.
7. (Sınır geçişleri kolaylığı)
8. (Otlaklardan yararlanma hakkı)
9. Boğazların tüm ulusların ticaretine açılması ve geçiş
özgürlüğünün sağlanması için Türkiye ile Gürcistan, Karadeniz ve Boğazların
bağlı olacağı rejimin kesin biçimde hazırlanması işinin, kıyı devletlerinin
temsilcilerinden oluşmak üzere, daha sonra yapılacak bir Konferansa
bırakılmasını uygun bulurlar. Şu da var ki, bu Konferansta alınacak kararların
Türkiye'nin salt egemenliğine ve Türkiye ile onun başkenti İstanbul'un
güvenliğine hiç bir zarar getirmemesi gerekir.
10. Bağıtlı Taraflar, toprakları üzerinde (…) ülkeye karşı
savaşım amacında olan grupların yerleşmesini hiç bir zaman kabul etmemeği
yükümlenirler.
11. Bağıtlı Taraflardan birinin öteki Taraf topraklarında
oturan uyrukları, yerleşmiş oldukları ülke yasalarından doğan hak ve görevlere
uygun biçimde işlem görmekle birlikte, ulusal savunmaya ilişkin yasalardan
bağışık tutulup onlara uymaları istenilmeyecektir.
12. Bağıtlı Taraflar, içlerinden birinin öteki ülke
topraklarında oturan uyrukları için En Çok Gözetilen Ulus işlemi uygulanmasına
izin verirler.
13. 1918 yılından önce Rusya'ya bağlı iken, üzerinde
Türkiye'nin egemenlik hakkı doğrulanan topraklar halkından olup Türk
uyrukluğundan çıkmak isteyenler eşyasını, mallarını ve paralarını birlikte
alarak Türkiye'yi özgürce terk etmek hakkına sahip olacaklardır.
14. (Taraflar) 1918 ve 1920 Savaşları mültecileri konusunda
özel bir anlaşma yapmağı yükümlenirler.
15. Bağıtlı Taraflar (…) Kafkas cephesindeki savaş nedeniyle
işlenen cinayet ve cürümler için öteki Taraf uyrukları yararına tam bir genel
af ilan etmeği yükümlenir.
16. (taraflar) asker ve sivil tutsakları karşılıklı olarak
yurtlarına geri yollamağı kabul ederler.
17. (Taraflar) demiryolu, telgraf vb. ulaşım ve iletişimi
koruma ve geliştirmeği ve zorluklarla karşılaşmaksızın, kişi ve malların
özgürce geçişini sağlamak için gerekli önlemlerin aralarında anlaşarak
alınmasını yükümlenirler.
18. …ilişkileri güçlendirmek…
19. Konsolosluk Sözleşmeleri…
20. Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan arasında
yapılan hu Andlaşma onay işlemi görecektir. Onay belgelerinin verişimi en kısa
bir süre içinde Erivan'da yapılacaktır.
KAZIM KARABEKİR, VELİ, MUHTAR, MEMDUH ŞEVKET & MRAVİAN,
MAKİNZİAN, CHAHTAHTİNSKY, ELİAVA, SVANİDZE, HANETZKY
…
1921 TÜRK - FRANSIZ [ÖN BARIŞ] ANLAŞMASI
Ankara Anlaşmasıyla savaşa son verilmiş, Suriye ile Türkiye
arasında sınır belirlenmiş ve daha sonraki ilişkiler için kimi ilkeler
konulmuş, ancak Müttefiklerle bir arada çözümlenmesi gereken sorunlar ister
istemez sonraya (Lozan Andlaşmasına) kalmıştır.
Anlaşma 8. Maddesiyle, Türkiye ile Fransız işgalindeki
Suriye arasında sınırı belirlemektedir. İskenderun ve Antakya bölgesinin
(Hatay), Misak-ı Milli sınırları içinde olduğu hald)e, Fransa ile bir an önce
anlaşabilmek için, Suriye'de kalması kabul ediliyordu (s. 48).
Türk - Fransız
Anlaşması
Ankara, 20 Ekim 1921
1. Bağıtlı Taraflar işbu Anlaşmanın imzasıyla birlikte,
aralarındaki savaş durumunun sona ereceğini açıklarlar.
2. …savaş tutsakları (…) serbest bırakılacak
3. İşbu Andlaşmanın imzalanmasından sonra en çok iki ay
içinde, Fransız Kuvvetleri sekizinci Maddede belirlenen çizginin güneyine, Türk
kuvvetleri ise hu çizginin kuzeyine çekileceklerdir.
4. (…)
5. genel af
6. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, Misak-ı Milli'de
açıkça tanınan azınlık haklarının, (…) kendisince de doğrulanacağını bildirir.
7. İskenderun bölgesi için özel bir yönetim rejimi
kurulacaktır.
8. (Sınır)
9. Osmanlı Hanedanının kurucusu Sultan Osman'ın büyük bahası
Süleyman Şah'ın Caber kalesinde bulunan ve Türk Mezarı adı ile tanınan kabri,
çevresiyle birlikte, Türkiye'nin malı olarak kalacak ve Türkiye orada
koruyucular bulundurup Türk bayrağını çekebilecektir.
10. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti Pozantı ile
Nuseybin arasındaki Bağdat demiryolu kesimine ilişkin ayrıcalık hakkının (…) bir
Fransız Grubuna devredilmesini kabul eder.
11. Gümrük Sözleşmesi yapılması için bir Karma Komisyon
kurulacak…
12. Halep kenti ile kuzeyde Türk kalan bölge arasında…
13. (Sınırdaki otlaklarla ilgili)
20 Ekim 1337 (1921) günü Ankara'da, iki örnek olmak üzere,
düzenlenmiştir.
YUSUF KEMAL & HENRI FRANKLIN BOUILLON
…
1922 TÜRKİYE - UKRAYNA DOSTLUK VE KARDEŞLİK ANDLAŞMASI
27 Aralık 1917'de Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ilan
edilmiş…
Türkiye İle Ukrayna
Arasında Dostluk Ve Kardeşlik Andlaşması
Ankara, 2 Ocak 1922
1. Bağıtlı Taraflardan her biri, onlardan birine zorla kabul
ettirilmek istenilen hiçbir barış andlaşması ya da başkaca hiçbir uluslararası
bağıtı ilke olarak tanımamağı kabul eder.
Ukrayna Sovyetler Sosyalist Cumhuriyeti Hükümeti Türkiye ile
ilgili olup bugün Büyük Millet Meclisi'nce temsil edilen Türkiye Milli
Hükümetince tanınmış olmayan hiçbir uluslararası bağıtı tanımamağı kabul eder.
Bu Andlaşmada sözkonusu Türkiye deyiminden, İstanbul' da 28
Ocak 1336 (1920) de Osmanlı Millet Meclisi'nce hazırlanıp basına ve tüm
Devletlere bildirilen Misak-ı Milli'de yazılı ülkeler anlaşılır.
2. Türkiye (…) Ukrayna İşçi ve Köylülerin isteği ile
kurulmuş, bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanıdığını açıklar.
3. Türkiye ile Rus İmparatorluğu arasında, 16 Mart 192l'den
önce yapılmış tüm andlaşmaları (…) kaldırılmış saymakta anlaşmışlardır.
4. Boğazların tüm ulusların ticaret alışverişine açık ve
geçişlerin serbest olmasını sağlamak üzere, Bağıtlı iki Taraf Karadeniz 'in ve
Boğazların uluslararası statüsünün kesinlikle düzenlenmesini ileride kıyı
devletlerinin temsilcilerinden oluşacak bir konferansa bırakılması ve bu
konferansta alınacak kararların Türkiye'nin ve onun başkenti İstanbul'un
egemenliğine zarar getirmemesi üzerinde anlaşmışlardır.
5. Bağıtlı iki Taraf, Karadeniz'in kıyı Devletleri olarak,
bu denize dökülen uluslararası ırmaklarla ilgili olup kendilerinin katılmadığı
herhangi bir düzenlemenin (rejim) sürdürülmeyeceğini ve kurulmayacağını
belirtmekte anlaşmışlardır.
6. Bağıtlı iki Taraf, ülkeleri üzerinde (…) savaşım açmak
niyetindeki toplulukların ya da onların memurlarının ya da temsilcilerinin
yerleşmesini kesinlikle kabul etmemeği yükümlenirler.
7. Bağıtlı iki Taraf, ülkeleri üzerinde oturan karşı tarafın
uyruklarına en çok kayırılan ulus kuralını uygulamağı kararlaştırmışlardır.
8. İki Bağıtlı Taraftan her birinin karşı Taraf ülkesinde
oturan uyrukları, oturdukları ülkenin yasalarıyla belirlenmiş haklar ve
yükümlülükler temeline göre işlem görürler. Ancak, Milli Savunmaya ilişkin
yasalar onlara uygulanmaz.
9. Ukrayna (…) kapitülasyon rejiminin geçersizliğini (…) benimsediğini
açıklar.
10. Olanak bulunur bulunmaz, radyo ile iletişim de dahil
olmak üzere, bir posta ve telgraf iletişimi sözleşmesi, ayrıca bir konsolosluk
sözleşmesi hazırlanması kararlaştırılmıştır.
11. (başkonsoloslar, konsoloslar)
12. Bağıtlı Taraflar, iletişimin sürdürülmesi ve en kısa
zamanda geliştirilmesi (…) ticari malların hiçbir engelle karşılaşmaksızın
serbestçe geçişinin sağlanması için gerekli tüm önlemleri alacaklardır.
13. (…)
14. (…)
15. (diplomasi ilişkilerinin kurulması)
16. Ankara'da, 2 Ocak 1338 (1922) günü Fransızca dilinde iki
örnek olarak yapılıp imzalanmıştır.
Yusuf Kemal & Mihail Frunze
…
1922 MUDANYA SİLAH BIRAKIŞIMI SÖZLEŞMESİ
Bu bağıt, (…) TürkYunan Savaşına son verdiği gibi,
Türkiye'nin Trakya sınırının Ankara Hükümetinin istediği biçimde çizilmesi
gereğini de Müttefiklere kabul ettirmekle, Lozan Barış görüşmelerinde toprak
sorununun çözümlenmesini kolaylaştırmıştır.
Yunan Ordusu 1921 Eylülünde Sakarya başarısızlığından sonra
yeniden toparlanamayacak durumda idi.
Bu arada, Paris'te Müttefik Devletler Dışişleri Bakanları
Konferansı 22 Martta Yunanistan ve Türkiye'ye bir Silah Bırakışımı önerisinde
bulununca, Yunanistan bunu hemen kabul etmiş, Türkiye ise henüz işgal altındaki
Batı Anadolu ve Trakya topraklarının dört ay içinde boşaltılması koşulunu ileri
sürmüştü.
…ön barış görüşmeleri uzayınca, Mustafa Kemal işi Ordunun
gücü ile bitirmeğe karar vermiş ve 26 Ağustosta Yunanlılara karşı Büyük
Taarruzu başlatmıştı.
Bunun üzerine, Müttefikler 23 Eylülde Ankara Hükümetine
verdikleri bir Notada, Doğu Trakya'nın ve Boğazlar bölgesinin Barış andlaşmasından
sonra boşaltılacağını belirtilerek, Askersel harekâtın durdurulmasını ve bir
Silah Bırakışımı imzalanmasını önermiş; Türk Hükümeti de (…) Türk Kuvvetlerinin
İstanbul ve Çanakkale doğrultusunda ilerlemeyeceğini, fakat ancak Doğu
Trakya'nın Edirne ile birlikte, Meriç'in batısına dek boşaltılması koşulunu
ileri sürerek, 3 Ekimde Mudanya'da görüşmelerin başlayabileceğini bildirmişti.
Sözleşme İsmet (İnönü) Paşa ve Müttefik Devletler
Temsilcilerince imzalanmıştı. Yunan Temsilcisi ise, yetkisi olmadığını
bildirerek, Sözleşmeyi imzalamaktan kaçınmıştı.
Askersel Sözleşme
Mudanya, 11 Ekim 1922
Konferansın amacı
1. Doğu Trakya'dan çekilmesi istenecek olan Yunan
Kuvvetlerinin geçeceği çizgiyi belirlemek…
2. Yunan Silahlı Kuvvetlerinin ve sivil yönetiminin hu
toprakları boşaltması…
3. Bu değişim sırasında genel düzen ve güvenliği sürdürmek
üzere, bölgede kontrolü sağlamak.
(Maddeler)
1. Türk ve Yunan silahlı kuvvetleri arasında çarpışmalar
durdurulacaktır.
2. Trakya'daki Yunan kuvvetlerinin
gerisine çekilmesi istenecek çizgiyi, Adalar Denizi [Ege] ağzından Trakya ile
Bulgaristan sınırının kesiştiği yere dek, Meriç'in sol kıyısı oluşturacaktır.
3. Barış yapılmasına değin (…) Meriç'in sağ kıyısı, Karaağaç
ile birlikte, Müttefik Devletlerce saptanacak yerlere yerleşmek üzere, onların
askersel birliklerince işgal edilecektir.
4. Edirne çevresine ulaşımı sağlayan demiryolu bağlantısının
geçiş özgürlüğünü aksamadan sürdürmek için (…) üç Müttefik Devlet ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Hükumeti ve Yunanistan'ın birer delegesinden oluşacak
Karma bir Komisyonca (…) denetime bağlı tutulacaktır.
5. Doğu Trakya'nın Yunan Kuvvetlerince boşaltılması işbu
Sözleşmenin yürürlüğe girmesi üzerine başlıyacaktır.
6. Jandarma da birlikte olmak üzere, Yunan sivil memurları
en kısa bir süre içinde çekilecektir.
7. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetinin, memurlarıyla
birlikte, yerel düzen ve güvenliğin sürdürülmesi ve sınır ve demiryollarının
korunması için, kesinlikle zorunluk duyulan sayıda, jandarma kuvvetleri de
bulunacaktır. Bu kuvvetlerin toplamı, subaylarıyla birlikte, sekiz hini
aşmayacaktır.
8. Yunan kuvvetlerinin geri çekilmesi ve sivil yönetimin el
değiştirme işlemi, başlıca Merkezlerde yerleştirilecek olan Müttefiklerarası
Kurulların yönetiminde yapılacaktır.
9. Bu Kurullardan başka, Doğu Trakya'yı Müttefik Kuvvetleri
işgal edecektir.
10. Müttefik Devletler Kurulları ile askerlerinin geri
çekilmesi, Yunan kuvvetlerinin boşaltma hareketinin bitişinden otuz gün içinde
gerçekleştirilecektir. (…) Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti yönetimi ve
jandarması bir bölgede düzenli bir biçimde görev yapmağa başlar başlamaz,
Müttefik Kurulları ve kuvvetleri o bölgeden otuz günlük sürenin bitiminden önce
çekilebilecektir.
11. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetinin kuvvetleri
aşağıda gösterilen çizgiler üzerinde duracak; hu çizgileri Barış Konferansının
açılışına değin ve Konferansın yapıldığı sürece geçmeyecektir.
Çanakkale Bölgesi: Lapseki kuzeyinde Bozburnu ve güneyde
Kumburnu temel noktaları oluşturmak üzere, Asya kıyısından yaklaşık onbeş
kilometre derinlikte bir çizgi.
İzmit Yarımadası: İzmit körfezinde Darıca'dan başlayıp
Gebze'den geçerek Karadeniz üzerinde Şile'ye uzanan çizgi. (Burada adı geçen
yerler Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetine bırakılacaktır). Darıca' dan
Şile'ye giden yol Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti ile Müttefik Devletler
askerlerince ortaklaşa kullanılabilecektir.
Yukarıda belirtilen ayırıcı çizgiler Müttefik Ordularının
her birinden bir Subay ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumetinin bir
subayından oluşacak Karma Komisyonlarca belirlenecektir.
13. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti, Barış
Andlaşmasının onaylanmasına değin, Doğu Trakya'ya kuvvet geçirmemeği, orada bir
ordu toplamamağı ve bulundurmamağı yükümlenir.
14. Bu Sözleşme, imzasından üç gün sonra, 14/15 Ekim 1922
gece yarısı yürürlüğe girecektir. Mudanya'da, Fransızca olarak, 11 Ekim 1922
günü imza edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına: Ferik
(Tümgeneral) İSMET & Fransa adına: General CHARPY, İtalya adına: General
MONBELU, Büyük Britanya adına: General HARRINGTON
…
1923 LOZAN BARIŞ ANDLAŞMASI
Bu Andlaşma (…) Türkiye'nin Misak - ı Milli ilkeleri
çerçevesinde, dünyada yer almasını sağlamıştır.
Bu bakımdan, Almanya, Avusturya, Macaristan, Bulgaristan ve
Osmanlı İmparatorluğu gibi yenilen devletlere, görüşme bile yapılmadan, zorla
kabul ettirilmiş Versailles, Saint - Germain, Trianon, Neuilly, Sevres Barış
Andlaşmalarından çok değişiktir.
Andlaşma, Türk - Yunan ilişkilerinde, Yunanlıların Megalo İdea savlarına da son verip iki Devlet arasında
- tüm sorunları çözümleyememiş olsa da - bir siyasal denge kurmuş, dostluk ve
işbirliği için bir temel hazırlanmıştır.
1920 ilkbaharından beri Batılı Müttefikler, Sevres
Andlaşmasında Türkiye yararına kimi değişiklikler yapılmasını görüşmek üzere,
İstanbul Hükümeti aracılığı ile ve onunla birlikte, Ankara Hükümetlerinden
Londra'ya bir delegasyon yollamasını istemişti. Mustafa Kemal, barış
görüşmelerinden kaçınıldığı izlenimi vermemek için, Dışişleri Bakanı Bekir Sami
Başkanlığındaki bir Delegasyonu, İstanbul Hükümetininkinden ayrı olarak,
göndermişti. 23 Şubattan 12 Mart 1921 gününe dek Londra'da yapılan görüşmeler
olumlu bir sonuç vermemişti…
Mustafa Kemal, Yunanlılara karşı son harekâta hazırlanırken,
Müttefikler yeniden bir barış girişiminde bulununca, Misak-ı Milli ilkelerine
uygun bir barış olanağı aramış ve 1922 Şubatında Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal
(Tengirşek)'i Londra ve Paris'te görüşmelerde bulunmakla görevlendirmişti.
Mustafa Kemal, İçişleri Bakanı Fethi (Okyar) Beyi kısa bir
süre sonra Paris ve Londra'ya yollamıştı.
Paris'te Başbakan Poincare ile görüşen Fethi Beyi, Londra'da
Dışişleri Bakanı Curzon kabul etmemişti.
Mudanya Silah Bırakışımından bir hafta sonra, üç Müttefik
Devlet (İngiltere, Fransa ve İtalya) 27 Ekim günkü bir Nota ile Ankara ve
İstanbul Hükümetlerini "Doğuya kesin bir barış getirme amacı ile"
Lozan'da görüşmelere çağırmıştı.
(İstanbul'daki bir Hükümet) Müttefiklerin onu da Lozan'a
çağırması üzerine, Meclis 1 Kasım 1922 günü bir kanunla Saltanat'ı kaldırmıştı.
Lozan Konferansı 20 Kasım 1922 günü Mont Benon Gazinosunda
İsviçre Konfederasyonu Başkam M. Haab'ın bir konuşması ile açılmış ve onu
Müttefikler adına İngiliz Dışişleri Bakanı Curzon'un ve arkasından İsmet
Paşa'nın konuşmaları izlemişti.
…anlaşmazlıklar nedeniyle, hu görüşmeler 4 Şubatta kesilmiş,
İsmet Paşa da Ankara'ya dönmüştü. 23 Nisanda yeniden başlayan görüşmeler 24
Temmuz 1923'de Barış Andlaşması ve Eklerinin imzalanması ile sona ermiştir.
Konferansa katılan devletlerin durumu şöyle idi:
1. Çağıran dört Müttefik Devlet: İngiltere, Fransa, İtalya,
Japonya ile;
2. Yunanistan, Romanya, Sırp - Hırvat - Sloven Devleti ve
Amerika Birleşik Devletleri bir yandan, Türkiye öte yandan, tüm görüşmelere
çağrılan beş devlet;
3. Boğazlar Rejimi üzerindeki görüşmelere çağrılan Sovyet
Rusya ile, hem Boğazlar Rejimine, hem de Trakya sınırına ilişkin konulardaki
görüşmelere çağrılan Bulgaristan.
4. Belirli konulardaki görüşmelere ve belirli hükümlerle
katılan Belçika ve Portekiz.
Lozan'da asıl savaşım İngiltere ile Türkiye arasında
olacaktı. Bunu bilen İngiltere Lozan'a Dışişleri Bakam Curzon başkanlığında
geniş bir Delegasyon yollamıştı.
İngiltere'nin ikinci yetkili temsilcisi İstanbul'daki Yüksek
Komiseri Sir Harace G. Montagu Rumhold idi.
Sovyet Rusya Konferansa büyük ilgi göstermişti. Yalnız
Boğazlar Rejimine ilişkin görüşmelere katılmakla birlikte kuliste öteki
sorunları da izliyor ve Türk Delegasyonu ile temaslarda bulunuyordu.
Sovyet Rusya, beğenmediği için Boğazlar Sözleşmesini
imzalamayacak ve onaylamayacaktı.
Barış Andlaşmasında en önemli konular (toprak değişmeleri,
sınırlar, uyrukluk, Kapitülasyonların kaldırılması, azınlıkların korunması,
Osmanlı Devlet Borçları, ilgili devletler uyruklarının hakları, yükümlülükleri,
anlaşmazlıkların çözümlenmesi biçimi, Türkiye'nin katılacağı Sözleşmeler,
açılacak ulaşım yolları, sağlık işleri, Savaş tutsakları, mezarlıklar vb.)
açıklanmakta ve düzenlenmektedir.
Andlaşmanın kimi konularda (Boğazlar Rejimi, Trakya
sınırının çizilmesi; Karaağaç ile Bozcaada ve İmroz Adalarının Türkiye'ye
geçmesi işlemi) ortaya koyduğu temel hükümler ise Ek bağıtlarla düzenlenmiştir.
Barış Andlaşması
Bu temel metin 143 Maddedir ve nicelik olarak Lozan'da
imzalanan bağıtlar paketinin yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır.
Sınırlar ve işgal edilen yerler konusu şöyledir:
a) Türkiye - Sovyet Rusya sınırı 16 Mart 1921 Moskova
Andlaşması ile kesinlikle belirlenmiş olduğundan, zaten Sovyet Rusya'nın
katılmadığı Lozan Konferansında yapılacak bir ş ey kalmamıştır. Metinde bu
konuda hiç bir hüküm yoktur.
b) Türkiye - Suriye (Fransa) sının 20 Ekim 1921 Ankara'da
Türk - Fransız Ön Barış Andlaşması ile belirlenmişti. Lozan Andlaşması, 3.
Maddesiyle, bunu doğrulamıştır.
c) Bulgaristan ile sınır (…) Lozan'da bu doğrulanmıştır (Md.
2).
d) Yunanistan ile sınıra ve Adalar konusuna gelince:
Trakya'da Mudanya Silah Bırakışımıyla öngörülen Meriç Irmağı sınırına,
Andlaşmanın 2. Maddesiyle bir açıklık getiriliyor, ayrıca XV sayılı Protokol
ile bu sınır üzerindeki Karaağaç bölgesi Türkiye'ye bırakılıyordu. Trakya' da bugünkü
Türk - Yunan sınırı 3 Kasım 1926 günkü bir Protokol ile ilk kez
işaretlenmiştir.
Çanakkale Boğazının güvenliği için, İmroz, Bozcaada ve
Tavşan Adaları Türkiye'ye veriliyor…
e) Türkiye, İtalya'nın Libya Savaşı üzerine 1912 yılında
işgal ettiği Rodos ile yöresindeki Onikiada ve Meis Adasının İtalyan
egemenliğine geçmesini kabul ediyordu (Madde 15).
Bu adalar, İkinci Dünya Savaşından sonra, 10 Şubat 1947 günü
Müttefiklerin İtalya ile yaptığı Paris Barış Andlaşmasının 14. Maddesiyle,
askerlikten arındırılmış durumda tutulmak koşulu ile Yunanistan'a geçmiştir.
f) Türkiye, çoktandır İngiltere'nin elinde bulunan Mısır,
Sudan ve Kıbrıs Adası üzerindeki egemenlik haklarından İngiltere yararına
kesinlikle vazgeçiyordu (Md. 17-21).
Türkiye - Irak (İngiltere) sınırının ise, Andlaşmanın 3.
üncü Maddesi ile 9 ay içinde iki Devlet arasında anlaşma yolu ile belirlenmesi,
anlaşma yapılmazsa sorunun Milletler Cemiyeti Konseyine götürülmesi
öngörülmüştü.
Musul bölgesi (…) 1926 yılında yapılan bir Andlaşma ile Irak
(İngiltere)'a bırakıldı…
28. Madde ile Kapitülasyonların bütünü ile kaldırıldığı
doğrulanmıştır.
Azınlıkların korunmasına ilişkin hükümler, (Madde 37-45)
II. Bölümde Osmanlı Devlet Borçlarının, bölüşülmesi ve
ödenmesi biçimleri ile kişiler ve ortaklıklarla ilgili kimi parasal ilişkiler
düzenlenmiştir.
Borçlar konusunda sonradan uygulama anlaşmazlıkları çıkınca,
13 Haziran 1928 günü yeni bir Anlaşma yapılmıştı. 1929 yılında Dünya ekonomik
bunalımı ortaya ödeme zorlukları çıkarınca da, 22 Nisan 1933 günü Paris'te
yapılan son bir Anlaşma ile Türkiye kendine düşen tüm borçlan, zamanından bile
önce, ödemiş, böylece Lozan'da uzun tartışmalara konu olan bu sorun da tarihe
karışmıştır.
III. Bölümde kişilerin ve ortaklıkların ilgili Devletlerle
Savaş nedeniyle ortaya çıkan ekonomik sorunları, bunların çözüm biçimleri
düzenlenmiştir.
IV. Bölüm, barış ile birlikte ulaşım yollarının ve
haberleşme araçlarının düzenlenmesi ve kimi sağlık sorunlarıyla ilgilidir.
V. Bölümde Savaş tutsakları, mezarlıklar işleri ve kimi
genel hükümler - ki bu arada Andlaşmanın yürürlüğe girme koşulları -
düzenlenmektedir.
Boğazlar Rejimine ilişkin Sözleşme
Boğazlar rejiminin Karadeniz’de kıyısı olan ülkelerin bir
sorunu olduğunu savunan Sovyet Rusya ile geçiş özgürlüğü tezini savunan
İngiltere arasında Konferansta çetin tartışmalar olmuştu. Türkiye 16 Mart 1921
Moskova Andlaşmasıyla kıyı ülkelerin yetkisi tezini kabul etmişti.
Sevres Andlaşmasına göre Türkiye yararına bir ilerleme
sayılan Lozan Boğazlar Sözleşmesinin başlıca iki eksiği kalmıştı: Birincisi
Boğazların askerlikten arındırılmasıdır. İkincisi, Boğazlar Komisyonudur.
Trakya sınırına ilişkin Sözleşme
Barış Andlaşmasının 24. üncü Maddesinde belirtilen bu
Sözleşme ile Trakya'da Türkiye'nin Yunanistan ve Bulgaristan ile sınırının iki yanında
30 Km. lik şeritlerin askerlikten arındırılacağı…
Oturma ve Yargı Yetkisi Konusunda Sözleşme
Bu Sözleşme (sürelidir ve süresi) 7 yıl olarak saptanmıştı.
Ticaret Sözleşmesi
5 yıllık bir süre için kabul edilmiştir. Bununla birlikte,
Türkiye için önemli bir yenilik olan kabotaj hakkı bu Sözleşmenin 9. Maddesinde
yer almıştır.
Türk ve Rum Nüfus Mübadelesi
Sözleşme ile Türkiye'de ortodoks dinine bağlı Rumlar ile
Yunanistan'daki Müslümanların mübadelesi öngörülüyor; ancak İstanbul'daki
Rumlar ile Batı Trakya'daki Müslümanlar mübadele dışı bırakılıyordu.
Sivil Tutukluların geri verilmesi ve Savaş Tutsaklarının Mübadelesi
30 Ocak 1923 günü imzalanmış…
Genel Affa ilişkin Açıklama ve Protokol
Yunanistan'daki Müslüman Mallarına ilişkin Açıklama
Yunan Hükümeti, 18 Ekim 1912 gününden önce Yunanistan'dan
ayrılmış Müslüman kişilerin mallarıyla ilgili haklarının, karşılıklı olma
koşulu ile korunmasını yükümlenmiştir.
Sağlık İşlerine ilişkin Açıklama
Lozan'da, 5 yıllık bir süre için yapmak zorunda kaldığı bu
Açıklama ile, sınır sağlık işlerinde üç Avrupalı danışmanın Türk Hükümeti
emrinde çalışmasını kabul etmişti.
Beş yıl sonunda Beyanname kendiliğinden ortadan kalkmıştır.
Adaletin Yönetimine ilişkin Açıklama
Türkiye bu Açıklamayı da 5 yıllık bir süre için yapmak
zorunda kalmış ve Avrupalı hukuk danışmanlarım hizmetine almıştı.
Osmanlı İmparatorluğunda verilmiş kimi ayrıcalıklara ilişkin Protokol
Türkiye'nin bu Protokol'ün kimi hükümlerini, sermayesinin
çoğu öteki Bağıtlı Devletler uyruklarının olan Osmanlı Ortaklıklarına da
uygulanacağı belirtilmektedir.
İngiltere, Fransa ve İtalya Silahlı kuvvetlerince işgal edilen Türk
topraklarının boşaltılmasına ilişkin Protokol
Müttefik Devletlerin Lozan Andlaşması imzalandığı sırada
işgal etmekte olduğu İstanbul ve Boğazlar Bölgelerini (…) boşaltması öngörülmüş
(…) 4 Ekimde boşaltma sona ermiş, İstanbul ve Boğazlar bölgesi Türk
Kuvvetlerine teslim edilmiştir.
Lozan Konferansı Son Bağıtı
Bunda, Lozan Konferansına katılan tüm Devletlerin yetkili
Temsilcilerinin çizelgesi verilmekte ve imzalanan 17 Bağıt sayılmaktadır.
Türkiye'de, Andlaşma ve Ekleri Fransızcadan Türkçeye
çevrildikten sonra, bunlar Büyük Millet Meclisine 21 Ağustos 1339 (1923) günü
sunulmuş, 22-23 Ağustosta bu konuda Meclis'te yapılan görüşmeler üzerine, 23
Ağustos günü 341, 342, 343 ve 344 sayılı dört ayrı Yasa ile onaylanmıştır.
Barış Andlaşması
Lozan, 24 Temmuz 1923
Bölüm: I
Siyasal Hükümler
Madde l- İşbu Andlaşmanın yürürlüğe
konulması gününden başlayarak, bir yandan Britanya İmparatorluğu,
Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp · Hırvat - Sloven Devletleri
ve öte yandan Türkiye ve onların uyrukları arasında barış
durumu kesinlikle yeniden kurulmuş olacaktır.
Madde 2- Karadeniz'den Akdeniz'e dek Türkiye'nin sınırı:
Bulgaristan ile: Rezvaya ağzından Türkiye, Bulgaristan ve
Yunanistan sınırlarının Meriç üzerinde kesiştiği noktaya dek,
Yunanistan ile:
Oradan Arda ve Meriç ırmaklarının birleştiği noktaya dek,
Bosna Köyünü Türkiye'de bırakan belirgin ölçüde düz bir
çizgi.
Çörek köyü, beşinci Maddede anılan Komisyonca halkın
çoğunluğunun Türk ya da Rum olarak belirlenmesine göre, Türkiye'ye, ya da
Yunanistan'a verilecektir.
Madde 3- Karadeniz'den İran sınırına dek Türkiye'nin sının
aşağıdaki biçimde saptanmıştır.
Suriye ile;
20 Ekim 1921 günü yapılan Fransa - Türkiye Andlaşmasının 8.
Maddesinde tanımlanmış sınır.
Irak ile:
Türkiye ile Irak arasındaki sınır dokuz ay içinde Türkiye
ile Büyük Britanya arasında dostça belirlenecektir.
Madde 4- (…) Andlaşma metni ile haritalar arasında aykırılık
ortaya çıkarsa Andlaşma metni geçerli olacaktır.
Madde 5- (Sınır Çizim Komisyonu)
Madde 6- (…) deniz sınırları kıyıdan üç milden aşağı
uzaklıktaki ada ve adacıkları kapsar.
Madde 7- (Sınır Çizim Komisyonu)
Madde 8- (Sınır Çizim Komisyonu)
Madde 9- İlgili Devletler (…) sınır işaretlerini korumağı
yükümlenirler.
Madde 10- (Sınır işaretleri)
Madde 11- Sınırlamaya ilişkin kesin tutanaklar…
Madde 12- İmroz ve Bozca Adaları ile Tavşan Adaları dışında,
Doğu Akdeniz Adaları ve özellikle Limni,
Semendirek, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adaları üzerinde Yunan egemenliğine ilişkin (…) hükümleri (…)
doğrulanmıştır. Asya kıyısından üç milden az uzaklıkta
bulunan Adalar, işbu Andlaşmada tersine hüküm olmadıkça, Türkiye egemenliği
altında kalacaktır.
Madde 13- Barışın korunmasını sağlamak amacı ile Yunan
Hükümeti, Midilli, Sakız,
Sisam ve Nikarya Adalarında aşağıdaki önlemlere saygı göstermeği
yükümlenirler:
Birincisi: Bu Adalarda hiçbir deniz
üssü ve hiçbir istihkâm kurulmayacaktır.
İkincisi: Yunan savaş uçakları ve öteki hava araçlarının
Anadolu kıyısındaki topraklar üzerinde uçması yasaklanacaktır.
Buna karşılık, Türkiye Hükümeti de savaş uçaklarının ve
öteki hava araçlarının sözügeçen Adalar üzerinde uçmasını yasaklayacaktır.
Üçüncüsü: Sözkonusu Adalarda Yunan Silahlı Kuvvetleri, silah
altına alınıp yerinde eğitilebilecek olan normal askersel birlikle ve tüm
Yunanistan topraklarındaki jandarma ve polis sayısı ile orantılı olacak, bir
jandarma ve polis örgütü ile sınırlı kalacaktır.
Madde 14- Türkiye egemenliği altında kalan İmroz ve Bozca
Adaları, (…) müslüman olmayan yerli halka her bakımdan güven verici özel bir
yerel yönetimden yararlanacaktır.
Madde 15- Türkiye aşağıda sayılan Adalar üzerindeki tüm hak
ve senetlerinden İtalya yararına vazgeçer: Bugün İtalya'nın işgali altında
bulunan Astampalya (Astropalia), Rodos (Rhodes), Kalki (Calki), Skarpanto,
Kazos (Casso), Piskopis (Tilos), Misiros (Misyros), Kalimnos (Kalymnos), Leros,
Patmos, Lipsos (Lipso), Sombeki (Simi) ve İstanköy (Kos) Adaları ile bunlara
bağlı olan adacıklar ve Meis (Castelloıizo) Adası…
Madde 16- Türkiye işbu Andlaşmada belirlenen sınırları
dışındaki tüm topraklar ile (…) Adalarda (…) sahip olduğu tüm hak ve
senetlerden vazgeçtiğini açıklar.
Madde 17- Türkiye'nin Mısır
ve Sudan üzerindeki tüm hukuk ve senetlerinden
vazgeçmesine ilişkin hüküm 5 Kasım 1914 gününden haşlayarak geçerlidir.
Madde 18- Mısır'dan alınan vergi karşılık gösterilerek
sağlanan Osmanlı istikrazlarına, yani 1855, 1891, 1894 istikrazlarına ilişkin
tüm bağlantı ve yükümlerden Türkiye aklanmıştır.
Madde 19- Mısır Devleti…
Madde 20- Türkiye, Britanya Hükümetince Kıbrıs'ın 5 Kasım
1914'te açıklanan ilhakını tanıdığını bildirir.
Madde 21- 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs Adasında yerleşmiş
olan Türk uyrukları, yerel yasanın belirlediği koşullara göre, İngiltere
uyrukluğuna geçecek ve böylece Türk uyrukluğunu yitireceklerdir. Bununla
birlikte, bu Türkler, isterlerse (…) Türk uyrukluğunu seçebileceklerdir. Bu
durumda, seçme haklarını kullandıkları günü izleyen on iki ay içinde Kıbrıs
Adasından ayrılmak zorunda kalacaklardır.
Madde 22- Türkiye (…) Trablusgarp (Libya) üzerinde sahip
olmuş bulunduğu tüm hak ve ayrıcalıkların kesinlikle kaldırılmış olmasını
tanıdığını açıklar.
Özel Hükümler
Madde 23- Bağıtlı Yüksek Taraflar (…) Çanakkale Boğazında,
Marmara Denizinde ve Karadeniz Boğazında denizden ve havadan, gerek barış,
gerek savaş zamanlarında özgürce geçiş ve gidiş – geliş ilkesini kabul ve
açıklama konusunda anlaşmışlardır.
Madde 24- (Sınır rejimi)
Madde 25- Türkiye kendisi ile yan yana savaşmış Devletler
ile öteki bağıtlı Devletler arasında yapılan Barış Andlaşmaları ve ona ek
Sözleşmelerin geçerliğini tanımağı (…) yükümlenir.
Madde 26- Türkiye şimdiden Almanya'nın Avusturya'nın,
Bulgaristan'ın, Yunanistan'ın, Macaristan'ın, Polonya'nın, Romanya'nın, Sırp -
Hırvat - Sloven Devleti ve Çek - Slovakya Devletinin sınırlarını (…) tanıdığını
ve kabul ettiğini açıklar.
Madde 27- Türkiye Hükümeti ya da Türkiye makamlarınca,
Türkiye toprakları dışında, (…) öteki Devletlerin egemenliği altında ya da
koruyuculuğunda bulunan toprakların yurttaşları ile Türkiye'den ayrılan
toprakların yurttaşları üzerinde siyasal, yasama ya da yönetimsel konularda,
her ne nedenle olursa olsun, hiçbir yetki ya da yargı hakkı kullanılmayacaktır.
Madde 28- Bağıtlı Yüksek Taraflar Türkiye'de
Kapitülasyonların tümü ile kaldırılmasını, her biri kendisi ile ilgili olarak,
kabul ettiklerini açıklarlar.
Madde 29- Fransız uyruklu Faslılar ve Tunuslular Türkiye'de
öteki Fransız uyruklarına uygulanan rejimin, her bakımdan tıpkısına bağlı
olacaklardır.
Trablusgarp ve Bingazi halkı Türkiye'de öteki İtalyan
uyruklarına uygulanan rejimin her bakımdan tıpkısına bağlı olacaktır.
Uyrukluk
Madde 30- Türkiye' den ayrılan
topraklarda yerleşmiş Türk uyrukları (…) yerel yasaların koşulları içinde bu
toprakların geçtiği Devletin uyruğu olacaklardır.
Madde 31- 18 yaşını geçmiş olup da 30. Madde hükümleri
uyarınca Türk uyrukluğunu yitiren ve kendiliğinden yeni bir uyrukluk kazanan
kişiler, işbu Andlaşma yürürlüğe konulduğu günden haşlayarak, iki yıllık süre
içinde Türk uyrukluğunu seçmek hakkına sahip olacaklardır.
Madde 32- Türkiye' den ayrılan topraklarda yerleşmiş (…) 18
yaşını geçmiş kişiler, bu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden haşlayarak
iki yıllık süre içinde, halkının çoğunluğu kendi soyundan olan Devletlerden
birinin uyrukluğunu, o Devletin izni koşulu ile seçebileceklerdir.
Madde 33- …seçme haklarını kullanan kişiler hunu izleyen 12
ay içinde konutlarını seçme haklarını lehine kullandıkları devlet topraklarına
geçirmek zorundadırlar.
Madde 34- Türkiye' den ayrılan bir yerin yerli halkından 18
yaşını geçmiş olan Türk uyrukları, (…) yöneten hükümet de buna izin vermesi
koşulu ile asıl halkından bulundukları topraklarda yürürlükte olan uyrukluğu
edinmekte seçme hakkına sahiptirler.
Madde 35- (…)
Madde 36- İşbu Kesim hükümlerinin uygulanmasına ilişkin olan
tüm konularda evli kadınlar kocalarının ve 18 yaşından aşağı olan çocuklar da
ana babalarının bağlı oldukları koşullara uyacaklardır.
Azınlıkların Korunması
Madde 37- Türkiye, 38.den 44.e dek
Maddelerde belirtilen hükümlerin temel yasalar [Les Lois fondamentales] olarak
tanınmasını (…) hiç bir yasanın, hiç bir yönetmeliğin ve hiçbir resmi işlemin
sözkonusu hükümlere üstün sayılmamasını yükümlenir.
Madde 38- Türkiye Hükümeti, doğum, milliyet, dil, soy ya da
din ayırt etmeksizin, Türk halkının tümünün yaşam ve özgürlüklerini, en geniş
biçimde, korumayı yükümlenir.
Madde 39- Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk
yurtdaşları Müslümanlarla özdeş medeni ve siyasal haklardan yararlanacaklardır.
Türkiye'nin tüm halkı, din ayırt edilmeksizin, yasa önünde
eşit olacaktır.
Madde 40- Müslüman olmayan azınlıklara ilintili olan Türk
yurttaşları hukuk bakımından ve fiilen öteki Türk yurttaşlarına uygulanan
işlemlerin ve sağlanan güvencelerin tıpkısından yararlanacaklar…
Madde 41- Genel öğretim konusunda Türk Hükümeti, Müslüman
olmayan yurttaşların (…) çocuklarının ilk okullarda kendi dilleriyle öğretim
görmelerini sağlamak üzere, gerekli kolaylığı gösterecektir.
Madde 42- Türkiye Hükümeti Müslüman olmayan azınlıkların
aile ya da kişi statüleri konusunda, bu sorunların sözü geçen azınlıkların
törelerine göre çözümlenmesine uygun her türlü hükümleri koymayı kabul eder.
Anlaşmazlık olursa, Türkiye Hükümeti ile Milletler Cemiyeti
Meclisi, birlikte, Avrupalı hukukçular arasından bir üst hakem atayacaktır.
Türkiye Hükümeti söz konusu azınlıkların Kiliseleri,
Havraları, mezarlıkları ve öteki dinsel kurumlarına her türlü koruyuculuğu
göstermeyi yükümlenir.
Madde 43- Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk
yurttaşları, inançlarına aykırı ya da dinsel ayinlerini bozucu herhangi bir
işlem yapmaya zorlanamayacakları gibi, hafta tatilleri vs.
Madde 44- Türkiye, işbu Kesimin yukarıdaki Maddelerinin,
Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıklarına ilişkin bulunduğu ölçüde uluslararası toplumu
ilgilendirici nitelikte yükümler getirdiğini ve onların Milletler Cemiyetinin
güvencesi altına konulmasını kabul eder.
Madde 45- İşbu Kesim hükümleri ile Türkiye'nin Müslüman
olmayan azınlıkları için tanınan haklar, Yunanistan tarafından da, kendi
topraklarında bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır.
Parasal Hükümler
Osmanlı Devlet Borçları
Madde 46- İşbu Kesime ekli çizelgede gösterilen Osmanlı
Devlet Borçları, (…) Türkiye ile (…) Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılarak (…)
yeni kurulan devletler arasında bölüşülecektir.
Madde 47- …ilgili devletlerden her birine düşen yıllık
taksitlerin tutarını, bu Andlaşmanın yürürlüğe konulduğu günden başlayarak, 3
ay içinde 50. ve 51. Maddelerde konulan ilkelere göre saptayacak ve bu tutarı sözü
geçen devletlere bildirecektir.
Taraflar arasında çıkabilecek tüm anlaşmazlıklar, (…)
Milletler Cemiyeti Meclisinin göstereceği bir Hakeme götürülecek…
Madde 48- (…)
Madde 49- (…)
Madde 50- (…)
Madde 51- (…)
Madde 52- (…)
Madde 53- (…)
Madde 54- (…)
Madde 55- (…)
Madde 56- (…)
Madde 57- (…)
Çeşitli Hükümler
Madde 58- Bir yandan Türkiye, öte yandan (Yunanistan
dışında) öteki Bağıtlı Devletler (…) 1914 günü ile bugünkü Andlaşmanın
yürürlüğe konulması günü arasında geçen süre içinde, gerek savaş eylemleri,
gerek istimval, el koyma, kullanım ya da zoralım önlemleri yüzünden doğan,
kayıp, zarar ve ziyanlar nedeniyle her türlü para istemlerinden, karşılıklı
olarak vazgeçerler.
Bununla birlikte, yukarıdaki hüküm işbu Andlaşmanın III.
Bölümünde yazılı hükümleri (Ekonomik hükümler) zedelemeyecektir.
Almanya ve Avusturya tarafından devredilmiş olan altın para
üzerindeki her türlü haklarından, Türkiye (Yunanistan dışarıda kalmak üzere)
öteki Bağıtlı Devletler yararına vazgeçer.
Türkiye, Osmanlı Hükümetince
İngiltere'ye ısmarlanmış olup Britanya Hükümetince 1914 yılında müsadere
edilmiş savaş gemileri için ödenmiş bulunan paraların geri verilmesini, ne Britanya
Hükümetinden, ne de onun uyruklarından istememeği kabul ve bu konuda her türlü
istemlerinden vazgeçer.
Madde 59- Yunanistan, savaş yasalarına aykırı olarak
Anadolu'da Yunan Ordusunun ya da yönetiminin eylemlerinden doğan zararların
onarımı yükümünü tanır.
Öte yandan, Türkiye, Yunanistan'ın savaşın uzamasından ve
onun sonuçlarından doğan parasal durumunu göz önünde tutarak onarım konusunda
Yunan Hükümetine karşı her türlü istemlerinden kesinlikle vazgeçer.
Madde 60- Osmanlı İmparatorluğundan kendilerine toprak
verilmiş ya da verilmekte olan Devletler, Osmanlı İmparatorluğunun işbu topraklar
üzerindeki tüm taşınır ve taşınmaz mallarına, karşılık ödemeden, sahip
olacaklardır.
Madde 61- Türkiye'den başka bir Devletin uyruğuna geçmiş
olup (…) maaşları nedeniyle Türkiye Hükümetine karşı hiç bir istemde
bulunamayacaklardır.
Madde 62- (Almanya, Avusturya ve Macaristan) Türkiye’den
alacaklı bulundukları tüm alacakların öteki Bağıtlı Devletlere geçirilmesini
[transfert] Türkiye kabul eder.
Türkiye'nin Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve
Macaristan'dan alacakları da sözü geçen Bağıtlı Devletlere geçirilmiştir.
Madde 63- (…)
Ekonomik Hükümler
Madde 64- (…) Bu Bölümün "Müttefikler uyruklarına"
ilişkin hükümlerinden, Müttefik Devletler uyruğuna sahip olmamakla birlikte,
gerçekte bu Devletlerce korunmakta bulunmaları nedeniyle, Osmanlı makamlarınca
Müttefik uyruğu gibi işleme bağlı tutulmuş ve bu yüzden zarar görmüş olan
kişiler de yararlanacaktır.
Madde 65- 29 Ekim 1914 günü Müttefik Devletler uyruğu
bulunan kişilerin olup işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulduğu gün Türk kalacak
topraklar üzerinde kimliği belirlenecek mallar, haklar ve çıkarlar,
bulundukları durumda, hak sahiplerine hemen geri verilecektir.
Türk uyruklarının olup (…) Osmanlı İmparatorluğundan
ayrılarak bugün söz konusu Devletlerin egemenliği altında tutulan topraklar
üzerinde kimliği belirlenebilecek mallar, haklar ve çıkarlar da, bulundukları
durumda, hak sahiplerine hemen geri verilecektir.
Madde 66- …düşman malları, hakları ve çıkarları üzerinde
Bağıtlı Yüksek Taraflarca girişilen tüm tasarruf işlemleri ve başkaca
olağanüstü savaş önlemleri, arıtma işlemi henüz sona ermemiş ise, hemen
kaldırılacak ve durdurulacaktır. Sahiplerinin istemleri, söz konusu mallar,
haklar ve çıkarlar, kimliği belirlenir belirlenmez, geri verilmek üzere yerine
getirilecektir.
Madde 67- (Taraflar) her türlü taşınmaz malların ülkelerinde
aranması ve geri verilmesi konusunda hem gerekli yönetimsel önlemler alınması,
hem de ilgili tüm belgelerin teslimi yolu ile kolaylık gösterilmesini,
karşılıklı olarak, yükümlenirler.
Madde 68- Türkiye'nin Yunan Ordusunca işgal edilmiş bulunan
bölgelerinde Yunan makamları ya da yönetimi ile Türk uyrukları arasında
yapılmış sözleşmelerden doğan borçlar, işbu sözleşmelerde yazılı koşullar
içinde, Yunan Hükümetince ödenecektir.
Madde 69- 1 Ağustos
1914'de yararlandıkları rejim gereğince, Müttefik Devletler uyruklarının ve
mallarının bağlı olmadığı hiçbir vergi, resim ya da ek resim, 1922-23 Bütçe
yılından önceki Bütçe yılları için, söz konusu uyruklardan ya da onların
malları üzerinden alınmayacaktır.
Madde 70- (…)
Madde 71- Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Romanya ve
Sırp - Hırvat - Sloven Devleti ya da onların uyrukları, kendi mal, hak ve
çıkarları konusunda 29 Ekim 1914 gününden önce Osmanlı Hükümeti önünde istem
ileri sürmüş ya da dava açmış bulunuyorsa, işbu Bölümün hükümleri, söz konusu
istemler ya da davaları hiçbir biçimde zedelemeyecektir.
Madde 72- Bugünkü Andlaşma ile Türk kalan topraklar üzerinde
Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan'ın ya da onların uyruklarının
olup da işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından önce Müttefik Hükümetlerce
alınmış ya da işgal edilmiş bulunan mallar, haklar ve çıkarlar, söz konusu
Hükümetler ile, Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan Hükümetleri ya da
onların ilgili uyrukları arasında gerekli anlaşmaların [arrangements]
yapılmasına dek, Müttefik Hükümetlerin ellerinde kalacaktır.
Sözleşmeler ve Süre Aşımları
Madde 73- …sonradan düşman durumuna gelmiş olan Taraflar
arasında o Maddede yazılı günden önce yapılmış olup (…) içerdikleri hükümlere
ve işbu Andlaşmanın hükümlerine bağlı bulunmak koşulu ile, yürürlükte kalırlar.
Madde 74- Sigorta Sözleşmeleri…
Madde 75- …ayrıcalık sözleşmeleri dışarıda tutulmak üzere,
sonradan birbiriyle düşman durumuna gelen kişiler arasında yapılmış
sözleşmeler, tarafların düşman oldukları günden başlayarak kaldırılmış
sayılacaktır.
Madde 76- (…)
Madde 77- 30 Ekim
1918'den sonra Müttefikler uyrukları ile Türk uyrukları arasında yapılmış
sözleşmeler geçerli sayılıp genel hukuk hükümlerine bağlı olacaktır.
30 Ekim 1918 gününden sonra, 16 Mart 1920 gününe dek,
İstanbul Hükümeti ile, yöntemine uygun biçimde yapılmış sözleşmeler de geçerli
sayılıp genel hukuk hükümlerine bağlı olacaktır.
Madde 78- Sonradan
düşman durumuna gelmiş taraflar arasında (…) ortaya çıkabilecek olan tüm anlaşmazlıklar,
Karma Hakem Mahkemesince çözümlenecektir.
Madde 79- (…)
Madde 80- (…)
Madde 81- (…)
Madde 82- (…)
Madde 83- (…)
Yaşam Sigortaları
Bir sigortacı ile sonradan düşman olmuş bir kişi arasında
yapılmış olan yaşam sigorta sözleşmeleri, savaş durumunun haşlaması ya da o
kişinin düşman olması nedeniyle, ortadan kalkmış sayılmayacaktır (s. 124-125).
Borçlar
Madde 84- Bağıtlı
Yüksek Taraflar, Savaştan önce yapılmış sözleşmeler gereğince, savaştan önce ya
da savaş sırasında ödenmesi zamanı gelmiş olup Savaş nedeniyle ödenmemiş
bulunan borçların, sözleşmelerde yazılı koşullar içinde ve üzerinde anlaşılan
para ile, o paranın çıkarıldığı ülkedeki kuru üzerinden ödeneceğini kabul
ederler.
Madde 85- (…)
Sınai, Edebi ve Güzel Sanatlar Mülkiyeti
Madde 86- …edebi ya da güzel sanatlar mülkiyet hakları (…)
bu haklardan savaş durumunun haşladığı sırada yararlanmış olan kişilerin ya da
onların hak sahiplerinin yararına yeniden tanınacak ya da geri verilecektir.
Madde 87- (…)
Madde 88- (…)
Madde 89- (…)
Madde 90- (…)
Madde 91- (…)
Karma Hakem Mahkemesi
Madde 92- Bu Mahkemelerden her biri, ikisi ilgili
Hükümetlerin her birince atanmak üzere, üç üyeden oluşacaktır.
Başkan ilgili iki Hüküm et arasında anlaşılarak atanacaktır.
Bu Andlaşmanın yürürlüğe konulduğu günden haşlayarak iki
aylık süre içinde hu anlaşma gerçekleştirilemezse, söz konusu Başkan, ilgili
Hükümetlerden birisinin istemi üzerine, Lahey Uluslararası Sürekli Adalet
Mahkemesi Başkanınca, Savaş sırasında tarafsız kalmış olan Devletler uyrukluğundaki
kişiler arasından atanacaktır.
Madde 93- Karma Hakem Mahkemelerinin merkezi İstanbul
olacaktır.
Madde 94- …Üyelerinin çoğunluğunun verdiği karar Mahkemenin
kararı olacaktır.
Bağıtlı Yüksek Taraflar, Karma Hakem Mahkemelerinin
kararlarını kesin saydıklarını (…) bunların tüm toprakları üzerinde yerine
getirilmesini sağlamayı kabul etmişlerdir.
Madde 95- (…)
Madde 96- (…)
Madde 97- (…)
Madde 98- (…)
Andlaşmalar
Madde 99- İşbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından sonra ve
onun içerdiği hükümler bozulmaksızın, aşağıda sayılan ekonomik ya da teknik
nitelikteki çok taraflı Andlaşmalar, Sözleşmeler, Anlaşmalar, Türkiye ile öteki
Bağıtlı Devletlerden hunlara taraf olanlar arasında yeniden yürürlüğe
gireceklerdir.
(1). Denizaltı kablolarının korunmasına ilişkin 14 Mart
1884, l Aralık 1886 ve 23 Mart 1887 günlü Sözleşmeler ile 7 Temmuz 1887 günlü
bütünleyici [de clôture] Protokol;
(2). Gümrük tarifelerinin yayımlanmasına ve gümrük
tarifelerinin yayımlanması için uluslararası bir Birlik kurulmasına ilişkin 5 Temmuz
1890 günkü Sözleşme;
(3). Paris'te Uluslararası Sağlık Ofisi kurulmasına ilişkin
9 Aralık 1920 Anlaşması [Arrangement];
(4). Roma'da Uluslararası bir Tarım Enstitüsü kurulmasına
ilişkin 7 Haziran 1905 günlü Sözleşme;
(5). Escaut Irmağı üzerinde geçiş resminin satın alınmasına
ilişkin 16 Temmuz 1863 günlü Sözleşme;
(6). İşbu Andlaşmanın 19. Maddesindeki özel hükümleri saklı
kılmak koşulu altında, Süveyş Kanalının özgürce kullanılmasını güvence altına
alacak bir rejim saptanmasına ilişkin 29 Ekim 1888 günlü Sözleşme;
(7). 30 Kasım 1920 günlü Madrit'te imzalanan Sözleşme ve
Anlaşmalarla birlikte, Evrensel Posta Birliğine ilişkin Sözleşme ve Anlaşmalar;
(8). 10 - 22 Temmuz 1875 günü Sen - Petersburg [bugünkü
Leningrad] da imzalanan Uluslararası Telgraf Sözleşmeleri ve 11 Haziran 1908 de
Libzon'da Uluslararası Telgraf Konferansında kararlaştırılan Tüzükler ve
Tarifeler;
Madde 100- Türkiye aşağıda sayılan Sözleşmelere ya da
Anlaşmalara katılmağı ve onları onaylamağı yükümlenir.
(1). Otomobillerin uluslararası dolaşımına ilişkin 11 Ekim
1909 günlü Sözleşme;
(2). Gümrük resmine bağlı vagonların kurşunlanarak
kapatılmasına ilişkin 15 Mayıs 1886 günlü Anlaşma ve 18 Mayıs 1907 günkü
Protokol;
(3). Denizlerde çarpışma, yardım ve kurtarma işlerine
ilişkin kimi kuralların birleştirilmesiyle ilgili 23 Eylül 1910 günlü Sözleşme;
(4). Hastahane gemilerinin limanlarda resim ve vergilerden
bağışıklığına ilişkin 21 Aralık 1904 günlü Sözleşme;
(5). Kadın ticaretinin yasaklanmasına ilişkin 18 Mayıs 1904,
4 Mayıs 1910 ve 30 Eylül 1921 günlü Sözleşmeler;
(6). Fuhuş ile ilgili yayınların yasaklanmasına ilişkin 4
Mayıs 1910 günlü Sözleşme;
(7). 54, 88 ve 90. Maddelerin saklı kalması koşulu ile, 17
Ocak 1912 günlü Sağlık Sözleşmesi;
(8). Filoksera hastalığına karşı alınacak önlemlere ilişkin
3 Ekim 1881 ve 15 Nisan 1889 günlü Sözleşmeler;
(9). Afyon konusunda 23 Ocak 1912 günü La Haye'de imzalanan
Sözleşme ile 1914 Ek Protokolü;
(10). 5 Temmuz 1912 günlü Uluslararası Telsiz Telgraf
Sözleşmesi;
(11). Afrika'da alkollü maddelerin bağlı tutulacağı rejime
ilişkin Saint - Germain - en - Laye'de imzalanan 10 Eylül 1919 günlü Sözleşme;
(12). 26 Şubat 1885 günlü Berlin Genel Bağıtı ile 2 Temmuz
1890 günlü Brüksel Demeci ve Genel Senedinin yeniden incelenmesi konusunda
Saint - Germain - en - Laye'de imzalanan 10 Eylül 1919 günlü Sözleşme;
(13). Eğer Türkiye l Mayıs 1920 günlü Protokol hükümlerinin
uygulanmasıyla coğrafya durumunun gerektirdiği değişikliklere kavuştuğunu
görürse, Havayolu ile Gezilerin Düzenlenmesine ilişkin 13 Ekim 1919 günkü
Sözleşme;
(14). Kibrit yapımında beyaz fosfor kullanılmasının
yasaklanmasına ilişkin 26 Eylül 1906 günü Berne'de imzalanan Sözleşme.
Türkiye, bunlardan başka, telli ve telsiz telgraflara
ilişkin uluslararası yeni Sözleşmelerin düzenlenmesine katılmağı yükümlenir.
Ulaşım Yolları
Madde 101- Türkiye, transitin serbestliğine ilişkin Barselon
Konferansınca 14 Nisan 1921 günü kabul edilmiş olan Sözleşme ile Statüye ve
uluslararası nitelikte, gidiş - gelişe elverişli su yollarına uygulanacak rejime
ilişkin anılan Konferansça 19 Nisan 1921 günü kabul edilmiş bulunan Sözleşme ve
Statü ile Ek Protokole katıldığını açıklar.
Madde 102- Türkiye, deniz kıyısı bulunmayan Devletlerin gemi
bayrağına sahip olma haklarının tanınmasına _ilişkin 20 Nisan 1921 günlü
Barselona Deklarasyonuna katıldığını açıklar.
Madde 103- Türkiye, 20 Nisan 1921 günlü Barselona
Konferansının uluslararası rejime bağlı limanlara ilişkin Öğütleme Kararlarına
katıldığını açıklar.
Madde 104- Türkiye, 20 Nisan 1921 günlü Barselona
Konferansının uluslararası demiryollarına ilişkin öğütleme kararlarına
katıldığını açıklar.
Madde 105- Türkiye, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından
sonra, 14 Ekim 1890, 20 Eylül 1893, 16 Temmuz 1895, 16 Haziran 1898 ve 19 Eylül
1906 günlerinde Bern'de imza edilen Demiryolları ile eşya taşınmasına ilişkin
Sözleşmelere ve Düzenlemelere [Arrangements] katılmağı yükümlenir.
Madde 106- (demiryolları)
Madde 107- (sınırlarda) transit olarak yararlanan yolcular
ve ticaret eşyasından işbu transit nedeniyle hiç bir resim ya da harç
alınmayacak ve hiç bir pasaport ya da gümrük kontrolü işlemi yapılmayacaktır.
Madde 108- (demiryolları)
Madde 109- (akarsular üzerindeki tasarruflar)
Madde 110- (telgraf kabloları)
Madde 111- Türkiye, (…) artık kendi topraklarına erişmeyen
kabloların tümü ya da parçaları üzerinde, ne nitelikte olursa olsun, tüm hak ya
da ayrıcalıklardan vazgeçer.
Madde 112- Türkiye kendi topraklarında en az bir bağlantısı
olan kablolar üzerinde daha önce sahip olduğu mülkiyet haklarını koruyacaktır.
Madde 113- Bağıtlı Yüksek Taraflar, her biri kendisiyle
ilgili olarak, Türkiye'de yabancı postahanelerin kaldırılmasını kabul
ettiklerini açıklarlar.
Sağlık İşleri
Madde 114- Türkiye'nin kıyıları ve sınırlarının sağlık
örgütüyle Türk yönetimi görevlidir.
Madde 115- …tek düzen bir sağlık tarifesi, Türk bayrağı ile
yabancı bayrakları ayırt etmeksizin, tüm gemilere ve Türkiye uyruklarına
uygulanan özdeş koşullarla, yabancı Devlet uyruklarına uygulanacaktır.
Madde 116- Türkiye, açıkta kalmış olan eski sağlık
memurlarının (…) kazanılmış öteki tüm haklarına bütünüyle saygı göstermeği
üstlenir.
Madde 117- Türkiye ile Mekke'de Hac ödevinin, Kudüs
ziyaretinin ve Hicaz Demiryollarının korunmasında ilgili bulunan Devletler,
uluslararası Sağlık Sözleşmelerinin hükümleri uyarınca, özel önlemler
alacaklardır.
Madde 118- (…)
Savaş Tutsakları
Madde 119- Bağıtlı
Yüksek Taraflar, ellerinde kalmış olan savaş tutsakları ile sivil tutukluları
hemen ülkelerine geri yollamağı yükümlenirler.
Madde 120- (Disiplin cezalısı suçluların derhâl
salıverilmesi)
Madde 121- …savaş tutsakları ve sivil tutukluların
kimliklerinin belirlenmesi için, her biri kendi topraklan üzerinde, her türlü
kolaylığı göstermeği yükümlenirler.
Madde 122- …savaş tutsakları ve sivil tutukluların (…) tüm
eşya, para, hisse senetleri, tahviller, belgeler ya da her türlü kişisel
eşyanın geri verilmesini yükümlenir
Madde 123- Bağıtlı Yüksek Taraflar (…) savaş tutsaklarının
geçimleri için harcanan paraların ödenmesinden karşılıklı olarak
vazgeçtiklerini açıklarlar.
Mezarlıklar
Madde 124- Bağıtlı Yüksek Taraflar (…) 29 Ekim 1914'ten beri
(…) kendi egemenlikleri altında bulunan topraklar üzerindeki mezarlıklarına,
mezarlarına, toplu ceset çukurlarına ve adlarına dikilen anıtlara saygı
gösterecek ve onların bakımını yapacaklardır.
Madde 125- (…)
Madde 126- (Romanya’daki mezarlar)
Madde 127- (…)
Madde 128- Türkiye Hükümeti,
Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya Hükümetlerine karşı kendi toprakları
üzerinde onların (…) ölen savaş tutsakları ve sivil tutukluların mezarları,
mezarlıkları, toplu ceset çukurları ve adlarına dikilmiş anıtlarının üzerinde
bulunduğu arsaları o devletlere ayrı ayrı ve süresiz olarak bırakmağı
yükümlenir.
Madde 129- Türkiye Hükümetince verilecek arsalar içinde,
özellikle Britanya İmparatorluğu için (…) Anzak adlı Kesim (Anburnu) de
bulunacaktır.
Bu arsalar, işbu Andlaşma ile belirlenen kullanma amacından
başka bir biçimde kullanılmayacak.
Söz konusu arsalarda, mezarlıkların gerek içinde, gerek
dışında, bekçiler için zorunlu konutlardan başka hiç bir konut yapılmayacaktır.
Madde 130- Mezarlara, mezarlıklara ve toplu ceset
çukurlarına ve anıtlara ilişkin sorunları yerinde çözümlemekle görevli olarak
Büyük Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetlerinden her biri birer Komisyon
atayacaktır. Bu Komisyonlarda Türk ve Yunan Hükümetleri de birer temsilci
bulunduracaktır.
Madde 131- Kendilerine arsa ayrılan Hükümetler, işbu
toprakları yukarıda öngörüldüğünden başka biçimde kullanmamağı ve kullanmağa
izin vermemeği yükümlenir.
Madde 132- …arsaların süresiz olarak ve bütünüyle
yararlanmaları için Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetlerine bırakılmasına
ilişkin yasal ve yönetimsel gerekli önlemler (…) altı ay içinde alınacaktır.
Eğer kamulaştırmak yoluna, gitmek gerekirse, Türk ve Yunan
Hükümetleri bu kamulaştırımları, her biri kendi topraklan üzerinde, giderlerini
kendileri karşılayarak yapacaktır.
Madde 133- Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri,
uyruklarının mezarlarının, mezarlıklarının, toplu ceset çukurlarının ve
anıtlarının yapımı, düzenlenmesi ve bakımı işlerini uygun görecekleri her hangi
bir Kuruma bırakmakta özgür olacaklardır.
Madde 134- Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri Türkiye'de
bulunan mezarların, mezarlıkların, toplu ceset çukurlarının ve anıtların
korunması işini kendi uyrukları arasından atanmış bekçilerle sağlama hakkına
sahip olacaklardır.
Madde 135- …arsalar Türkiye ve Türk makamları ve, duruma
göre, Yunanistan ve Yunan makamlarınca hiç bir kira bedeline, resim ya da
vergiye bağlı tutulmayacaktır.
Genel Hükümler
Madde 137- Yukarıda sözü edilen kararlar ya da buyruklar
nedeniyle uğranılan bir zarardan doğan başkaca tüm istemler Karma Hakem
Mahkemesine götürülecektir.
Madde 138- (Genel af)
Madde 139- Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan bir toprağın
Hükümetini özellikle ilgilendiren arşivler, sicil defterleri, planlar, senetler
ve öteki belgeler ile, huna karşılık olarak, Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan
bir toprak üzerinde bulunup Türk Hükümetini özellikle ilgilendiren arşivler,
planlar, senetler ve öteki belgeler, karşılıklı olarak, birbirlerine geri
verilecektir.
Madde 140- Türkiye ile öteki Bağıtlı Devletler arasında,
Savaş sırasında ve 30 Ekim 1918 gününden önce, her birinin ele geçirdiği deniz
ganimetleri, birbirlerine karşı hiç bir işlem ve sav konusu olmayacaktır.
İstanbul'u işgal eden Devletlerin Hükümetleri ya da Türk
Hükümetince, 29 Ekim 1914 gününden 1 Ocak 1925 gününe dek, kendi limanlarında
kullanılmış olan her türlü tekneler, küçük tonajlı gemiler, yatlar ve mavunalar
konusunda gerek sözü edilen Devletlerin Hükümetleri ve uyruklarınca, gerek Türk
Hükümeti ve uyruklarınca hiç bir istem ileri sürülmeyecektir.
Madde 141- (…)
Madde 142- Yunanistan ile Türkiye arasında Rum ve Türk nüfus
mübadelesine ilişkin 30 Ocak 1923 günü yapılan özel Sözleşme, hu iki Bağıtlı Yüksek
Taraf arasında, işbu Andlaşmanın bir parçası imiş gibi, onun güç ve değerinde
olacaktır.
Madde 143- İşbu Andlaşma, olanaklı olduğunca, kısa bir süre içinde
onaylanacaktır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHISI,
E. K. VENISELOS, CONSTANTİN DIAMANDY, CONSTANTİN CONTZESCO & M. İSMET, Dr.
RIZA NUR, HASAN
…
Boğazlar Rejimine İlişkin Sözleşme
Madde 1- Bağıtlı Yüksek Taraflar aşağıda
"Boğazlar" genel deyimi ile anılan Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi
ve Karadeniz Boğazında, denizde ve havada serbest geçiş ve serbest gidiş -
geliş ilkesini kabul ve açıklamak konusunda anlaşmışlardır.
Madde 2- Boğazlardan savaş ve barış zamanlarında ticaret
gemi ve uçakları ile savaş gemi ve uçaklarının geçiş ve gidiş - gelişi bundan
böyle ilişik Ek'teki hükümetler uyarınca düzenlenecektir.
Hastahane Gemileri, Yatlar, Balıkçı Gemileri ve askersel
olmayan Uçaklarla birlikte, Ticaret Gemileri
a) Barış zamanında: …tam serbestlik.
b) Savaş zamanında Türkiye tarafsız ise: Yukarıda yazılı
koşullar içinde, gündüz ve gece, geçiş ve gidişgeliş için tam serbestlik.
Kılavuz tutmak isteğe bağlıdır.
c) Savaş zamanında Türkiye savaşan durumda ise: Tarafsız
gemiler ve tarafsız askersel olmayan uçaklar için (…) gidiş - geliş
serbestliği. Türkiye'nin bu gemi ve uçakları denetlemeye hakkı bulunacak…
Türkiye düşman gemilerinin Boğazlardan yararlanmalarını
yasaklamak için gerekli göreceği önlemleri almak yetkisine bütünüyle sahiptir.
Bununla birlikte, hu önlemler tarafsız gemilerin serbestçe geçişini
yasaklayacak nitelikte olmayacaktır.
Yardımcı gemiler, asker taşıma gemileri, uçak taşıyan
gemiler ve askersel uçaklarla birlikte, savaş gemileri:
a) Barış zamanında: …gündüz ve gece tam geçiş serbestliği.
Bir Devletin Karadeniz’e gitmek üzere Boğazlardan
geçirebileceği en çok kuvvet, Karadeniz’de kıyısı bulunan Devletlerden en büyük
donanmaya sahip Devletin geçiş sırasında Karadeniz’de bulunan donanmasından
daha büyük olmayacaktır; bununla birlikte, Devletler Karadeniz’e her zaman ve
her durumda her biri 10. 000 tonilatoyu geçmeyen üç gemiyi aşmayacak bir deniz
kuvveti göndermek hakkını saklı tutar.
Boğazlar Komisyonu, Karadeniz’de kıyısı bulunan Devletlerin
(…) her tür gemi ve uçakların sayısını, silahlı gemiler ile sayılan azaltılan,
yedekte tutulan ya da değişiklik görmekte olan gemilerin ayrı ayrı
belirtilmesini isteyerek, soracaktır.
b) Savaş zamanında Türkiye tarafsız ise: …gündüz ve gece tam
geçiş serbestliği.
c) Savaş zamanında Türkiye savaşan bir Devlet ise: Tarafsız
savaş gemileri için (…) tam geçiş serbestliği.
Düşman gemileri ve uçaklarının Boğazlardan yararlanmasını
önlemek üzere, Türkiye tarafından alınacak önlemler, tarafsız gemi ve uçakların
serbestçe geçişini yasaklayacak nitelikte olmayacaktır.
Türkiye ile barış durumunda bulunan Devletlerin denizaltıları
Boğazlardan ancak su yüzünden geçeceklerdir.
Gerek Akdeniz'den, gerek Karadeniz'den gelen yabancı bir deniz kuvvetinin komutanı, komutası
altında bulunup Boğazlara girecek gemilerin sayısını
ve adlarını, durmak zorunda olmaksızın, Çanakkale Boğazının
ya da Karadeniz Boğazının ağzında bir işaret istasyonuna, nezaket kuralı
olarak, bildirecektir.
Boğazlar üstünden uçuş izni, söz konusu uçaklar bakımından
şunları da kapsayacaktır:
Birincisi: Boğazların dar geçitlerinin her iki yanında beş
kilometrelik bir toprak şeridi üzerinde uçuş serbestliği;
İkincisi: Bir bozukluk durumunda, Türkiye'nin kıyılarında
karaya, ya da karasularında denize iniş olanağı.
Madde 3- Boğazlardan geçişi ve gidiş - gelişi her tür
engelden arındırmak için (…) öngörülen önlemler, Boğazların sulan ve kıyılan
ile oralarda bulunan ya da yakın olan adalara da uygulanacaktır.
Madde 4- Aşağıda gösterilen bölgeler ve adalar askerlikten
arındırılacaktır:
(1) Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarının aşağıdaki gibi
sınırlandırılmış bölgeleri boyunca iki kıyısı.
Çanakkale Boğazı: Kuzeybatıda, Gelibolu Yarımadası ve Saros
körfezinde Bakla Burnunun kuzeydoğusundan 4 kilometre uzaklıkta bulunan bir
noktadan haşlayarak, Marmara denizi üzerinde, Kumbağı'da sona eren ve Kavak'ın
(bu yer dışarıda kalmaktadır) güneyinden geçen bir çizginin güneydoğusundaki
bölge.
Güneydoğuda, kıyı ile, Bozcaada karşısında Eski İstanbul
Burnun'dan haşlayarak, Marmara Denizi üzerinde, Kara Biga'nın hemen kuzeyinde,
kıyıdaki bir noktada sona ermek üzere, kıyıdan 20 kilometre uzaklıktan geçen
çizgi arasındaki bölge.
Karadeniz Boğazı:
Doğuda, Karadeniz Boğazının doğu kıyısından 15 kilometre
uzaklıkta çizilmiş bir çizgiye dek uzanan bölge;
Batıda, Karadeniz Boğazının batı kıyısından 15 kilometre
uzaklıkta çizilmiş bir çizgiye dek uzanan bölge;
(2) Emir • Ali Adası kapsam dışı kalmak üzere, tüm Marmara
denizi adaları.
(3) Ege Denizinde, Semadirek, Limni, İmroz, Bozcaada ve
Tavşan adaları.
Madde 5- Fransa,
İngiltere, İtalya ve Türkiye Hükümetlerinin her birinin atayacağı birer üyeden
oluşan dört kişilik bir Komisyon (…) bölgelerin sınırlarını yerinde saptamak
üzere, işbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden on beş gün sonra toplanacaktır.
Madde 6- askerlikten arındırılmış bölgelerde ve Adalarda hiç
bir istihkam, yere bağlı topçu tesisi, -denizaltılar dışındaki- denizaltında
işleyen araç, askersel havacılık tesisi ve hiç bir deniz üssü bulunmayacaktır.
Oralarda, güvenliğin korunması için gerekli, ancak silahlan,
top olmaksızın, tüfek, tabanca, kılıç ve her yüz asker için dört hafif makineli
tüfek (füzil mitrayör) ile sınırlı kalacak polis ve jandarma kuvvetinden başka
hiç bir silahlı kuvvet bulunmayacaktır.
Madde 7- Denizaltılar dışında, denizaltında işleyen hiç bir
araç Marmara Denizi sularına konulmayacaktır.
Türkiye Hükümeti, Marmara Denizinin ne Avrupa kıyısındaki
bölgelerinde, ne de Karadeniz Boğazının askerlikten arındırılmış bölgesinin
doğusunda bulunan Anadolu'nun, Danca'ya dek, kıyı kesiminde, Boğazlardan geçişi
engelleyebilecek, sürekli hiç bir top bataryası ya da torpil tesisi
kurmayacaktır.
Madde 8- Başkentin gereksinimi için, eski İstanbul, Beyoğlu,
Galata, Üsküdar ile Adalar (Prens Adaları) da kapsam içinde olmak üzere,
İstanbul' da ve bu kentin bitişik çevresinde en çok 12. 000 kişilik bir
askersel kuvvet bulunabilecektir.
İstanbul'da bir tersane ve bir deniz üssü
bulundurulabilecektir.
Madde 9- …savaş durumunda (…) Yunanistan savaşan devlet
haklarını kullanarak yukarıda belirlenen askerlikten arındırılmış duruma bir
değişiklik getirmiş olurlarsa, barış yapılır yapılmaz işbu Sözleşmede öngörülen
rejimi yeniden kurmak zorunda olacaklardır.
Madde 10- (Boğazlar Komisyonu kurulacak)
Madde 11- Komisyon, görevlerini Boğazların sulan konusunda
yapacaktır.
Madde 12- Komisyon,
bir Türk temsilcisinin başkanlığında işbu Sözleşmeyi imzalayan Devletler
olarak, Fransa, Büyük Britanya, İtalya, Japonya, Bulgaristan, Yunanistan,
Romanya, Rusya ve SırpHırvat-Sloven Devleti temsilcilerinden oluşacaktır.
Madde 13- Komisyonda
temsilci bulunduran Hükümetler kendi temsilcilerinin hakkı olan ödenekleri
kendileri vereceklerdir.
Madde 14- Komisyon (…) savaş gemilerinin ve askersel
uçakların geçişine ilişkin hükümlere gerekli biçimde uyulup uyulmadığına
bakmakla görevli olacaktır.
Madde 15- Boğazlar
Komisyonu görevini Milletler Cemiyetinin gözetiminde yapacak…
Madde 16- Görevlerinin yerine getirilmesi için gerekli
yönetmelikleri yapmağa Komisyon yetkili olacaktır.
Madde 17- Sözleşme hükümleri Türkiye'nin Türk sularında
donanmasını özgürce seyrettirmek hakkını zedelemeyecektir.
Madde 18- …Boğazlarda gidiş - geliş özgürlüğünü ya da
askerlikten arındırılmış bölgelerin güvenliğini tehlikeye sokacak olursa,
Yüksek Bağıtlı Taraflar ve, her durumda, Fransa, Büyük Britanya, İtalya ve
Japonya, hu konuda Milletler Cemiyeti Meclisinin kararlaştıracağı tüm araçlarla
bu eylemleri birlikte önleyeceklerdir.
Madde 19- (…)
Madde 20- İşbu Sözleşme bugünkü Barış Andlaşması ile aynı
koşullar içinde yürürlüğe girecektir.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHISI,
B. MORGHOFF, STANCILOFF, E. K. VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C.
CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN
…
Trakya Sınırına İlişkin Sözleşme
Madde 1 - Ege Denizinden Karadeniz’e dek Türkiye'yi
Bulgaristan'dan ve Yunanistan'dan ayıran sınırın, iki yanındaki topraklar,
aşağıda yazılı sınırlar içinde ve yaklaşık 30 Km. genişliğinde askerlikten
arındırılacaktır.
Türkiye'nin Yunanistan ve Bulgaristan ile olan sınırına
oldukça koşut bir çizgi. Bu çizgi Kırkkilise [Kırklareli] bölgesinde,
Kırkkilise kenti ile bu kentin ortasından başlayarak en az 5 kilometrelik
çevresini askerlikten arındırılmış bölgenin dışında bırakmak üzere, söz konusu
sınırdan en az 30 Km. açıklıkta çizilecektir. Bu çizgi, Ege Denizinde İbrice
Burnundan başlayarak Karadeniz’de Serbes Burnunda sona erecektir.
Makri Burnunun ucundan başlayarak, (Makri Köyü dışarıda
kalmak üzere) kuzeye doğru Tahtalı'ya dek Meriç ırmağına oldukça koşut bir
doğrultu izleyerek ve sonra Meherkoz'un doğusundan küçük Derbend'in yaklaşık.
15 Km. batısında, Yunan - Bulgar sınırı üzerinde saptanacak bir noktaya ulaşan
bir çizgi.
Papazköy'ün 5 Km. batısında, Edirne yolunu Koşikavak'ta
kesip Yunan - Bulgar ve TürkBulgar sınırından en az 30 Km. bir uzaklıktan
geçerek, yalnız Harmanlı bölgesinde, Harmanlı kenti ile onun ortasından başlayarak
5 Kilometrelik çevresini askerlikten arındırılmış bölge dışında bırakıp,
Karadeniz'de Anberler'in kuzeybatısındaki körfezin en içerlek noktasında sona
erecek bir çizgi.
Madde 2- Sınır Çizme Komisyonu, (…) sınırı toprak üzerinde
belirleyip çizmekle görevli olacaktır.
Bu Komisyon Fransa, Büyük Britanya, İtalya, Bulgaristan,
Yunanistan ve Türkiye tarafından, her Devlet için bir Temsilci bulunmak üzere,
atanacak Temsilcilerden oluşacaktır.
Madde 3- (askerlikten arındırma)
Bugünkü tüm durağan ya da sahra istihkamlarının silahları
topraklarında bulundukları Devlet tarafından çıkarılacak ve sökülecektir.
Bu tür hiç bir yeni istihkam yapılmayacak ve hiçbir silah ya
da silah ve savaş gereçleri deposu, saldırı ya da savunma için olsun, kara,
deniz ve hava kuvvetlerine ilişkin başkaca hiçbir tesis kurulmayacaktır.
Jandarma, polis kuvveti, gümrük memurları, sınır
koruyucuları gibi iç güvenliği sağlamak ve sınırlan gözetlemek için zorunlu
özel kişiler dışında hiç bir silahlı kuvvet ne durabilecek ne de harekâtta
bulunabilecektir.
Hiç bir uçak ya da başka hava aracına sahip bulunmayacak…
…bu özel kişiler:
a) Askerlikten arındırılan Türk topraklarında toplam 5. 000
kişi.
b) Askerlikten arındırılan Yunan topraklarında toplam 2.500
kişi;
c) Askerlikten arındırılan Bulgar topraklarında toplam 2.
500 kişi.
Bunların silahlan, her türlü top söz konusu olmamak üzere,
tabanca kılıç, tüfek ve her 100 er için 4 makineli tüfekle sınırlı kalacaktır.
Madde 4- …komşu Devletlerden birisinin yukarıdaki hükümlere
uyma konusunda herhangi bir şikâyeti olursa, hu Devlet işbu şikâyeti Milletler
Cemiyeti Meclisine sunacaktır.
Madde 5- İşbu Sözleşme, Bulgaristan, Yunanistan ve
Türkiye'nin, her birince onaylanır onaylanmaz yürürlüğe girecektir.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHISI,
B. MORGHOFF, STANCIOFF, E. VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO
& M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN
…
Oturma ve Yargı Yetkisi Konusunda Sözleşme
Madde 1- İşbu Bölümdeki hükümlerden her birinin Türkiye'de
öteki Bağıtlı Devletler uyrukları ve ortaklıklarına uygulanması, o Devletin
ülkelerinde Türk uyruklular ve ortaklıklarına bütünüyle karşılıklı bir işlem
uygulanması kesin koşuluna bağlıdır.
Madde 2- Türkiye ülkesinde, öteki Bağıtlı Devletlerin
uyrukları, kişileri ve malları bakımından, ortak devletler hukuku [Droit
International Commun] uyarınca kabul edilecekler ve işlem göreceklerdir.
Madde 3- Türkiye'de öteki Bağıtlı Devletler uyruklarının,
yerel yasalar ve yönetmeliklere uyarak, her çeşit taşınır ya da taşınmaz mal
edinmeğe, bunları mülkiyetlerinde tutmağa, ya da başkasına geçirmeğe haklan
olacaktır.
Madde 4- (…)
Madde 5- (…)
Madde 6- (…)
Madde 7-
Parasal Yükümlere İlişkin Hükümler
Madde 8- …Türk uyruklarına uygulananlardan başka ya da daha
ağır hiç bir vergi, resim ya da parasal yüklem uygulanmayacaktır.
Madde 9- …öteki Bağıtlı Devletlerden birinin yasası uyarınca
kurulmuş (…) iş yapan ticaret, endüstri ve finans ortaklıkları, Türkiye
yasaları uyarınca kurulmuş özdeş nitelikteki ortaklıklara uygulanmayan hiç bir vergiye,
resme ya da parasal yükleme, bunların nitelikleri ve adları ne olursa olsun,
bağlı tutulmayacaklardır.
Madde 10- Eğer
Türkiye Hükümeti, adı ya da niteliği ne olursa olsun, vergi bağışıklıkları
koyarsa, bu bağışıklıklar Türkiye uyruklarına ve Türkiye yasaları uyarınca
kurulmuş ortaklıklara olduğu gibi, Türkiye' de yerleşmiş Bağıtlı Devletler
uyrukları ve ortaklıklarına da tanınacaktır.
Madde 11- …Türkiye'de öteki Bağıtlı Devletler uyruklarına il
yönetimlerince ya da yerel yönetimlerce yükletilebilecek parasal yüklemler,
resimler ve vergiler, Türk uyruklarına uygulananlardan başka ya da daha ağır
olmayacaktır.
Madde 12- …Türkiye'de yerleşmiş bulunan ya da Türkiye'de iş
yapan ortaklıklara, bunların kollarına, şubelerine ya da acentalıklarına, savaş
durumunda bile, hiç bir zorunlu istikraz ya da olağanüstü varlık vergileri
yükletilmeyecektir.
Madde 13- …Türkiye, yabancı Devletlerin uyruklarına, kendi
uyruklarına sağladığından daha elverişli bir işlemde bulunmayacak…
Yargı Yetkisi
Madde 14- Türkiye'de öteki Bağıtlı Devletlerin uyrukları (…)
her konuda yerli uyrukların bağlı oldukları özdeş koşullara göre Mahkemelere
özgürce başvurarak davacı ya da davalı olabileceklerdir.
Madde 15- …Türkiye ve öteki Bağıtlı Devletler arasındaki
ilişkilerde, yargı yetkisi sorunları devletler hukuku ilkelerine göre
düzenlenecektir.
Madde 16- Türkiye ile öteki Bağıtlı Devletler arasında
kişisel durum konularında (…) bu Devletlerin Türkiye'de yerleşmiş olan ya da
orada bulunan uyruklarına karşı ancak kişisel durumu söz konusu olan tarafın
bağlı olduğu ülkedeki ulusal mahkemeler ya da ulusal makamlar yetkili
olacaktır.
Madde 17- Türkiye'deki yabancılara, kişileri ve mallan
bakımından, Türkiye Mahkemeleri önünde, devletler hukukuna ve öteki ülkelerde
genellikle uygulanan ilke ve yöntemlere uygun bir korunma sağlayacağını Türkiye
Hükümeti açıklar.
Madde 18- Türkiye ile öteki Bağıtlı Devletler arasındaki
ilişkilerde, mahkeme harcamaları (vs.) tüm konular, ilgili Devletler arasında
yapılacak özel Sözleşmelerle düzenlenecektir.
Son Hükümler
Madde 19- Bağıtlı Devletler, özerk bir hükümete sahip
Dominyonlarının ve kendi egemenlikleri ya da yetkileri altındaki
sömürgelerinin, koruma altındaki ülkelerinin, denizaşırı toprak ya da
ülkelerinin tümünde ya da kimisinde işbu Sözleşme hükümlerinin
uygulanmayacağını (…) açıklamak hakkını saklı tutarlar.
Madde 20- İşbu
Sözleşme, yürürlüğe girişinden haşlayarak, 7 yıllık bir süre için yapılmıştır.
Sözleşmenin hu süresinin sona ermesinden en az bir yıl önce,
yüksek Bağıtlı Taraflardan her hangi birince onun sona erdirildiği
bildirilemezse, sona erdirilinceye dek, hükümleri yürürlükte kalacak ve sona
erdirme ancak bildirimden haşlayarak bir yıllık sürenin bitiminden sonra
geçerli olabilecektir. Sözleşmenin sona erdirilmesi, Türkiye dışında, Bağıtlı
Devletlerden her hangi birince bildirilirse, işbu sona erdirme ancak o Devletle
Türkiye arasında geçerli olacaktır.
Madde 21- …İşbu Sözleşme bugünkü Barış Andlaşması ile özdeş
koşullar içinde yürürlüğe girecektir.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHIAI,
E. K. VENİSELOS, C. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr.
RIZA NUR, HASAN
…
Ticaret Sözleşmesi
Madde 1- İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle, öteki
Bağıtlı Devletlerin ülkelerinden çıkan ve gelen doğal ürünler ya da işlenmiş
mallara, Türkiye'ye sokulduklarında, uygulanacak tarifeler 1 Eylül 1916 günü
yürürlüğe konulan Osmanlı nesnel (ağırlık) Tarifeleri olacaktır.
Madde 2- …katsayılar 1 Mart 1923 gününde yürürlükte bulunan
katsayılar olacaktır. Bununla birlikte, 1 sayılı Ek çizelgede sayılan maddelere
9 katsayı uygulanacaktır.
Bu katsayılar, İngiliz Lirası 745 kuruş kâğıt para değerinde
olduğu bir zamanda saptanmış olduğundan, eğer işbu Sözleşmenin yürürlüğe
konulmasından önceki ay içinde Türk Lirasında bu kura oranla % 30'dan fazla
ortalama bir değer artışı ortaya çıkarsa, 12 ve 9 katsayılarının anılan ayın
ortalama kuru ile orantılı olarak düşürülmesi gerekecek…
Madde 3- Türkiye aşağıda belirtilen konular için gerekli
görülebilecek olanlar dışında, dışalım ve dışsatıma ilişkin yasaklan, işbu
Sözleşmenin yürürlüğe girişiyle, kaldırmağı ve işbu Sözleşme yürürlükte kaldığı
sürece bunları yeniden koymamağı yükümlenir.
(1) Besin için vazgeçilmez zorunlukta olan kaynaklan korumak
ve ulusun ekonomik yaşamını kollamak;
(2) Devletin güvenliğini sağlamak;
(3) İnsanları, hayvanları ve bitkileri salgın hastalıklara,
hayvan hastalıklarına ve bitki hastalıklarına karşı korumak;
(4) Afyon ve başka zehirleyici maddelerin kullanılmasını
önlemek;
(5) Türkiye'de kullanılması yasak olan alkollü ürünlerin
yurda sokulmasını yasaklamak;
(6) Altın paranın ya da altın madeninin yurt dışına
çıkartılmasını önlemek;
(7) Devlet tekellerini kurmak ve sürdürmek.
Madde 4- Karşılıklı olma koşulu ile, 'Türkiye'de, tüketim ya
da aksiz [ acciee, bir tür tüketim vergisi] resmi, öteki Bağıtlı Devletler
ülkelerinden çıkan ve gelen mallara, ancak Türkiye'de üretilen özdeş ya da
benzer ürünler üzerinden alındığı ölçüde olmak üzere, uygulanacaktır.
Madde 5- (…)
Madde 6- (…)
Madde 7- (…)
Madde 8- (…)
Madde 9- …Türkiye, öteki Bağıtlı Devletlerden her hangi
birine karşı ve bu Devletlerden her biri Türkiye'ye karşı, balık avcılığını,
deniz kahotajını - başka bir deyişle, ülkenin bir limanından alınan malların o
ülkenin bir başka limanına deniz yolundan taşınmasını - ve liman hizmetlerini -
başka bir deyişle, çekme, kılavuzluk ve, ne nitelikte olursa olsun, her türlü
iç hizmetleri - kendi ulusal bayrağının tekelinde bulundurma hakkını saklı
tutar.
Madde 10- (…)
Madde 11- (…)
Madde 12- (…)
Madde 13- (…)
Madde 14- Türkiye (…)
(1) Endüstri mülkiyetinin korunmasına ilişkin olup, 2
Haziran 1911 de Washington'da değiştirilen, 20 Mart 1883 günlü uluslararası
Paris Sözleşmesine;
(2) Bunun gibi, Edebiyat ve Sanat Yapıtlarının Korunmasına
ilişkin olup Berlin'de 13 Kasım 1908'de yeniden değiştirilen, 9 Eylül 1886
günlü Uluslararası Bern Sözleşmesi ile, Edebiyat ve Sanat Yapıtlarının
korunmasına ilişkin 20 Mart 1914 günlü Bern Ek Protokolüne, yöntemine uygun
biçimde, katılmağı yükümlenir.
Madde 15- (…)
Madde 16- (…)
Madde 17- (…)
Madde 18- İşbu Sözleşme 5 yıllık bir süre için yapılmıştır.
Madde 19- İşbu Sözleşme bugünkü Barış Andlaşması ile aynı
koşullar içinde yürürlüğe girecektir.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHIAI,
E. K. VENİSELOS, C. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr.
RIZA NUR, HASAN
…
Türk ve Rum Nüfus Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol
Madde 1- Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden
Türk uyrukları ile, Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan
uyruklarının, l Mayıs 1923 tarihinden başlıyarak, zorunlu mübadelesine
girişilecektir.
Madde 2- Birinci Maddede öngörülen mübadele:
a) İstanbul'da oturan Rumları,
b) Batı Trakya'da oturan Müslümanları kapsamayacaktır.
Madde 3- (…)
Madde 4- (…)
Madde 5- …yapılacak mübadele yüzünden, Türkiye'deki Rumların
ya da Yunanistan'daki Türklerin mülkiyet haklarına ve alacaklarına hiç bir
zarar verilmeyecektir.
Madde 6- (…)
Madde 7- Göçmenler, bırakıp gidecekleri ülkenin uyrukluğunu
yitirecekler ve vardıkları ülkenin topraklarına ayak bastıkları anda, hu
ülkenin uyrukluğunu edinmiş sayılacaklardır.
Madde 8- Göçmenler her çeşit taşınır mallarını yanlarında
götürmekte ya da hunları taşıttırmakta serbest olacaklardır.
Madde 9- (…)
Madde 10- (…)
Madde 11- (konuyla ilgili olarak kurulacak olan Karma
Komisyon)
Madde 12- Karma Komisyon, genel olarak, İşbu Sözleşmenin
uygulanmasında gerekli göreceği önlemleri almağa ve bu Sözleşme yüzünden ortaya
çıkabilecek tüm sorunları karara bağlamağa tam yetkili olacaktır.
Karma Komisyonun kararlan oy çoğunluğu ile alınacaktır.
Madde 13- (…)
Madde 14- (…)
Madde 15- (…)
Madde 16- (…)
Madde 17- (…)
Madde 18- (…)
Madde 19- İşbu Sözleşme, Bağıtlı Yüksek taraflar bakımından,
Türkiye ile yapılacak Barış Andlaşmasının bir parçasıymış gibi özdeş güçte ve
değerde sayılacaktır.
M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN & E. K. V:ENIZELOS, D.
CACLAMANOS
…
Sivil Tutukluların Geri Verilmesi ve Savaş Tutsaklarının Mübadelesine
İlişkin Türk - Yunan Anlaşması
Madde 1- Yunanistan'da alıkonulmuş bulunmakta olan sivil
Türk rehineleri [otages] ve tutsakları [prisonniers] Yunan Hükümetince
yurtlarına geri verileceklerdir. Yunan Hükümeti, Anadolu kökenli olanları, ilke
olarak, İzmir'e, Trakya kökenli olanları da İstanbul'a taşıttıracaktır.
Madde 2- (…)
Madde 3- (…)
Madde 4- …sivil Türk rehinelerini Yunan Hükümetinin Türk
Hükümetine geri vereceği günden, olanaklı olduğu ölçüde, hemen sonra ve o
günden başlıyarak onbeş günü aşmayacak bir süre içinde, Yunan Hükümeti, elinde
tuttuğu tüm savaş tutsaklarını Türkiye'ye geri verecek ve bunların hepsini
aralıksız İzmir'e taşıtacaktır. Türkiye, bundan sonra, Yunanistan'a subaya
karşılık subay, ere karşılık er olmak üzere, eşit sayıda Yunan tutsağı geri
verecektir.
Madde 5- (…)
Madde 6- 1914 - 1918 Savaşına katılmamış devletlerde bulunan
Kızılhaç Derneklerinin üç temsilcisi ile Yunan ve Türk Hükümetlerinin birer
temsilcisinden kurulu bir Uluslararası Komisyon (…) savaş tutsaklarının
mübadelesine ilişkin işlemleri yönetmekle görevli olacaktır.
Madde 7- İşbu Anlaşma hemen yürürlüğe girecektir.
M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN & E. K. V:ENIZELOS, D.
CACLAMANOS
…
Genel Affa İlişkin Açıklama ve Protokol
Türkiye'de oturan ya da oturmuş olan hiç kimse ve, buna
karşılık, Yunanistan'da oturan ya da oturmuş olan hiç kimse, 1 Ağustos 1914 ile
20 Kasım 1922 günleri arasında askersel ya da siyasal davranışı yüzünden (…)
Türkiye'de ve, buna karşılık Yunanistan'da, hiç bir bahane ile rahatsız ve
tedirgin edilmeyecektir.
Bunun gibi, işbu Barış Andlaşması uyarınca Türkiye'den
ayrılmış topraklarda oturanlardan hiç kimse, gerek 1 Ağustos 1914 gününden 20
Kasım 1922 gününe dek geçen süre içinde Türkiye'ye karşı ya da Türkiye'den yana
siyasal ya da askersel davranışı yüzünden, gerek işbu Andlaşma uyarınca
uyrukluğunun saptanması yüzünden, rahatsız ve tedirgin edilmeyecektir (s. 195).
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E.
VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA
NUR, HASAN
…
Protokol
Genel Affa ilişkin Açıklamanın I. Paragrafı geçerli olmakla
birlikte, Türkiye Hükümeti o Paragrafta Söz konusu kişiler içindeki 150 kişinin
Türkiye'ye girmesini ve orada oturmasını yasaklamak hakkını saklı tutar.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E.
VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA
NUR, HASAN
…
Yunanistan'daki Müslüman Mallarına İlişkin Açıklama
Nüfus Mübadelesi konusunda, 30 Ocak 1923 günü Lozan'da imza
olunan Sözleşme hükümleriyle ilişkisi bulunan ve 18 Ekim 1912 günün den önce,
Girit Adası da kapsam içine girmek, üzere Yunanistan'dan ayrılmış ya da öteden
beri Yunanistan dışında oturmuş olan Müslümanların mülkiyet haklarına hiç bir
zarar verilmeyeceğini Yunan Hükümeti adına açıklarlar.
…işbu Açıklama, 18 Ekim 1912 gününden önce Türkiye’den
ayrılmış olan ya da öteden beri Türkiye dışında oturmakta bulunan Rum mal
sahipleri yararına karşılıklı işlem uygulanması koşulu ile yapılmıştır.
Lozan'da, 24 Temmuz 1923 günü yapılmıştır.
E. K. VENIZELOS, D. CACLAMANOS
…
Sağlık İşlerine İlişkin Açıklama
Türkiye Hükümetinin, 5 yıllık bir süre için, Sınır Sağlık
Yönetimine Danışman olarak, üç uzman Avrupalı Doktor atayacağını açıklar. Bu
Doktorlar Türkiye'nin memuru olacaklar ve Sağlık Bakanına bağlı
bulunacaklardır.
Türkiye Sağlık Yönetimi, söz konusu 3 Avrupalı uzmanın
yardımı ile, Türkiye kıyı ve sınırlarının sağlık hizmetleri örgütünü düzenleyen
bir yönetmelik hazırlayacaktır.
M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN
…
Adaletin Yönetimine İlişkin Açıklama
Türk Delegasyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin,
yabancılara Türk Mahkemeleri önünde iyi bir adaletin sağlanması için tüm
güvenceleri vermek ve, egemenliğini bütünü ile kullanarak, hiç bir yabancı
müdahale olmaksızın hunu gözlemek olanağına sahip…
Bununla birlikte, bu Hükümet ahlak ve uygarlığın gelişmesinin
gerekli kılacağı reformları gerçekleştirmek için araştırmalara ve incelemelere
girişmeğe hazırdır.
Türkiye Hükümeti, 1914-1918 Savaşına katılmamış olan ülkeler
uyruğu hukukçulardan oluşmak üzere, Lahey Uluslararası Sürekli Adalet Divanınca
düzenlenecek çizelge içinden seçeceği Avrupalı Hukuk Danışmanlarını, 5 yıldan
az olmamak üzere, gerekli göreceği bir süre için, Türkiye memuru olarak ve
gecikmeksizin hizmetine almak niyetindedir.
İşbu açıklama 5 yıllık bir süre için geçerlidir.
Lozan'da, 24 Temmuz 1923'de yapılmıştır.
M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN
…
Osmanlı İmparatorluğunda Verilmiş Kimi Ayrıcalıklara İlişkin Protokol ve
Açıklama
Madde 1- 29 Ekim 1914'ten önce, bir yandan Osmanlı Hükümeti
ya da herhangi bir yerel makamca, öte yandan Türkiye dışında, öbür Bağıtlı
Devletler uyrukları (Ortaklıklar da kapsam içine girmek üzere) arasında
yöntemine uygun biçimde yapılmış Ayrıcalık Sözleşmeleri ile onlara ilişkin
olarak daha sonra yapılmış Anlaşmalar geçerli kalmaktadır.
Madde 2- I. Osmanlı Hükümeti ile Sir A. G. Armstrong
Whitworth ve Ortakları Limited ve Vickers Limited arasında 1913 ve 1914 yılları
arasında doklar, tersaneler ve gemi yapımı konusunda ortak çıkarlı [co -
interesse] Osmanlı Ortaklığının kuruluşu ve ayrıcalığına ilişkin olarak yapılmış
Sözleşmelerde öngörülen işlemler, Türkiye Hüküm etinin istemi üzerine
durdurulacaktır.
Madde 3- (…)
Madde 4- (…)
Madde 5-
Madde 6-
Madde 7- Osmanlı Hükümeti ile (…) Ayrıcalıklardan
yararlananlar arasında 30 Ekim 1918-1 Kasım 1922 döneminde yapılan Anlaşmalar
ile özel kişiler arasında ve gene o dönemde ayrıcalık hakkı geçirimine
[transfert] ilişkin olarak yapılan Sözleşmeler, Türkiye Hükümetince
onaylanıncaya dek, yürürlükte kalacaktır.
Bu onay sağlanamazsa, karşılaştıkları gerçek zarara
karşılık, (…) bir zarar – giderim ayrılacaktır.
Madde 8- İşbu Protokolün hükümleri 25 Nisan 1920 gününden
sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile ayrıcalık sahipleri arasında
yapılmış Anlaşmalara uygulanmaz.
Madde 9- Bugünkü Barış Andlaşmasıyle Türkiye'den ayrılan
topraklarda Türkiye'ye ardıl olan bir Devlet, Osmanlı Hükümeti ya da her hangi
bir Osmanlı yerel makamı ile 29 Ekim 1914 gününden önce yapılmış ayrıcalık
sözleşmelerinden yararlanan öteki Bağıtlı Devletler uyruklarına ya da o
Devletler uyruklarının sermayesinin üstün bulunduğu ortaklıklara karşı,
Türkiye'nin hak ve görevleri bakımından, onun yerine geçecektir.
Madde 10- (…)
Madde 11- (…)
Madde 12- (…)
Madde 13- (…)
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, E. K.
VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA
NUR, HASAN
…
Lozan'da İmza Edilen Bağıtların Kimi Hükümetlerine Belçika ve Portekiz'in
Katılmasına İlişkin Protokol ve Bu İki Devletin Açıklamaları
Bugünkü Barış Andlaşmasını imzalayan Yüksek Bağıtlı Taraflar
(…) Osmanlı İmparatorluğunda verilmiş kimi ayrıcalıklara ilişkin bugünkü Protokole,
özdeş koşullar içinde, Belçika’nın katılmasının kabulü konusunda da
anlaşmışlardır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, E. K.
VENISELOS, D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO & M. İSMET, Dr. RIZA
NUR, HASAN
…
Britanya, Fransa ve İtalya'nın Silahlı Kuvvetlerince İşgal Edilen Türkiye
Topraklarının Boşaltılmasına İlişkin Protokol ve Açıklama
Lozan'da kararlaştırılan Barış Andlaşması ve öbür Bağıtların
Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylandığı Müttefik Devletlerin İstanbul'daki
Yüksek Komiserlerine bildirilir bildirilmez, hu Devletlerin Silahlı Kuvvetleri
kendilerince işgal edilmiş olan toprakları boşaltma eylemine girişeceklerdir.
Bu eylem Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ile Karadeniz
Boğazında bulunan İngiliz, Fransız ve İtalyan savaş gemilerinin çekilmesini de
kapsayacaktır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA & M.
İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN
…
Karaağaç Bölgesi İle İmroz ve Bozcaada'ya İlişkin Olarak Britanya
İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan ve Türkiye'nin İmzaladığı
Protokol
Karaağaç'ın Rum halkı, 30 Ocak 1923'de Yunanistan ile
Türkiye arasında imzalanan Sözleşmede öngörülen Nüfus Mübadelesine bağlı
tutulacaktır; hunlar hu Sözleşme hükümlerinden yararlanacaklar, ancak
Yunanistan ile Türkiye arasında barış durumunun kurulmasından 6 ay geçmeden
göçe zorlanmayacaklardır.
İmroz ve Bozcaada Adalarından, Yunan silahlı kuvvetleri ve
makamları, bugünkü Barış Andlaşması Yunan ve Türk Hükümetlerince onaylanır
onaylanmaz, çekileceklerdir.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E.
VENIZELOS, D. CACLAMANOS & M. İSMET, Dr. RIZA NUR, HASAN
…
Yunanistan'da Azınlıkların Korunması Konusunda, 10 Agustos 1920 Günü
Başlıca Müttefik Devletler ile Yunanistan Arasında Sevres'de Yapılan Andlaşma ve
Trakya'ya İlişkin Olarak Bu Devletler Arasında Gene O Gün Yapılan Andlaşma İle
İlgili Protokol
…Yunanistan'daki azınlıkların korunmasına ilişkin olarak
başlıca Müttefik Devletler ile Yunanistan arasında 10 Ağustos 1920 günü
Sevres'de yapılan Andlaşmanın ve Trakya ile ilgili olarak adı geçen Devletler
arasında gene Sevres'de 10 Ağustos 1920 günü yapılan Andlaşmanın yürürlüğe
konulmasını zorunlu kıldığı kanısında olduklarından,
Yöntemi gereğince yetkili kılınmış olan aşağıdaki imza
sahipleri, kendi Hükümetleri adına, şu maddeleri kabul ederler:
Azınlıkların korunmasına ilişkin söz konusu Sevres
Andlaşmasının 7. Maddesinin 2. Fıkrası ile 15. Maddesinde yazılı hükümler
ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E.
VENISELOS, D. CACLAMANOS
…
Sırp - Hırvat - Sloven Devletinin İmzasına İlişkin Protokol
Sırp - Hırvat - Sloven Devletine, onun işbu Lozan
Konferansının Son Bağıtında adı geçen yetkili Temsilcilerinden her hangi biri
tarafından, Andlaşma yürürlüğe girmiş olmadıkça, yukarıda sayılan Bağıtların
tümünü imza edebilmek yetkisini tanıtmakta anlaşmışlardır.
Lozan'da, 24 Temmuz 1923'de yapılmıştır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, MONTAGNA, K. OTCHIAI, E. VENISELOS,
D. CACLAMANOS, C. DIAMANDY, C. CONTZESCO, B. MORPHOFF, STANCIOFF & M. İSMET,
Dr. RIZA NUR, HASAN
…
Lozan Konferansı Son Bağıtı
(Temsilciler) 24 Temmuz 1922 gününe dek yaptıkları
toplantılar sonunda - ki, işbu toplantılar sırasında kimi devletler, kendilerini
ilgilendirdiğine inandıkları sorunlar üzerinde görüşlerini açıklayabilmişlerdir
– aşağıda sayılan bağıtları kabul etmişlerdir:
1 - Barış Andlaşması.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
2 - Boğazların bağlı olacağı Rejime ilişkin Sözleşme.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
3 - Trakya Sınırına ilişkin Sözleşme.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
4 - Oturma ve Yargı Yetkisine ilişkin Sözleşme.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
5 - Ticaret Sözleşmesi.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
6 - Türk ve Rum Nüfus Mübadelesine ilişkin Sözleşme ve
Protokol.
30 Ocak 1923’te imzalanmıştır.
7 - Sivil Tutukluların geri verilmesi ve savaş tutsaklarının
mübadelesine ilişkin Türk - Yunan Sözleşmesi.
30 Ocak 1923’te imzalanmıştır.
8 - Genel Affa ilişkin Açıklama ve Protokol.
24 Temmuz 1923 te imzalanmıştır.
9 - Yunanistan'daki Müslüman Mallarına ilişkin Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
10 - Sağlık İşlerine ilişkin Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
11 - Adaletin Yönetimine ilişkin Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
12 - Osmanlı İmparatorluğunda verilmiş kimi Ayrıcalıklara
ilişkin
Protokol ve Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
13 - Lozan'da imza edilen Bağıtların kimi hükümlerine
Belçika ve Portekiz'in katılmasına ilişkin Protokol ile bu iki Devletin
katılmalarını gösteren Açıklamaları.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
14 - Britanya, Fransa ve İtalya Silahlı Kuvvetlerince İşgal
edilen Türkiye topraklarının boşaltılmasına ilişkin Protokol ve Açıklama.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
15 - Karaağaç Bölgesi ile Bozcaada ve İmroz Adalarına
ilişkin olup, Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan ve
Türkiye tarafından imzalanan Protokol.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
16 - Yunanistan'da Azınlıkların korunmasına ilişkin 10
Ağustos 1920 günü başlıca Müttefik Devletler ile Yunanistan arasında Sevres'de
yapılmış Sözleşmeye ve Trakya ile ilgili olmak üzere, bu Devletler arasında
gene o gün yapılan Sözleşmeye ilişkin Protokol.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
17 - Sırp - Hırvat - Sloven Devletlerinin imzasına ilişkin
Protokol.
24 Temmuz 1923’te imzalanmıştır.
Bu hükümlere olan inançla, aşağıdaki imza sahipleri, işbu
Son Bağıtın altına imzalarını atmışlar ve mühürlerini basmışlardır. Lozan'da,
24 Temmuz 1923 günü, yalnız bir örnek olarak yapılmıştır.
HORACE RUMBOLD, PELLE, GARRONI, G. C. MONTAGNA, K. OTCHIAI,
E. K. VENISELOS, D. CACLAMANOS, CONSTANTIN DIAMANDY, CONSTANTIN CONTZESCO, B.
MORPHOFF, STANCIOFF, FERNAND PELTZER, A. M. BARTHOLOMEU FERREIRA & M. İSMET,
Dr. RIZA NUR, HASAN
…
Lozan'da İmzalanan Bağıtların Kimi Maddelerine İlişkin 24 Temmuz 1923 Günlü
Mektuplar
(s. 227 vd.)
Barış Andlaşmasının Maddelerine İlişkin Anlaşmalar
(s. 250 vd.)
…
1923 - 1937 DÖNEMİNDE TÜRKİYE'NİN ÇEŞİTLİ DEVLETLERLE YAPTIĞI DOSTLUK ANDLAŞMALARI
(s. 253 vd.)
1925 TÜRKİYE - BULGARİSTAN DOSTLUK ANDLAŞMASI VE OTURMA SÖZLEŞMESİ
Türk - Bulgar Dostluk Andlaşması, Türkiye'nin pek çok
Devletle yaptığı üzere, iki Devlet arasında "bozulmaz bir dostluk" ve
Devletler Hukuku ilkelerine uygun biçimde, diplomasi ilişkileri kurulacağını,
bir Ticaret, bir Oturma ve bir Hakem Andlaşması yapılacağını belirtmektedir (s.
261 vd.).
1925 TÜRKİYE · SOVYETLER BİRL1Gİ DOSTLUK VE TARAFSIZLIK [SALDIRMAZLIK] ANDLAŞMASI İLE UZATMA PROTOKOLLERİ VE 1931 DENİZ KUVVETLERİNE İLİŞKİN PROTOKOL
Bu Andlaşma, 1921 Moskova Andlaşması ile temeli atılan Türk -
Sovyet dostluk ve işbirliğinin 20 yıl daha, az çok uyum içinde, sürmesini
sağlamış bir belgedir.
Madde 1. Bağıtlı Taraflardan birine karşı üçüncü bir ya da
birkaç Devletçe, bir askersel eylemde bulunulduğunda, öteki Bağıtlı Taraf
birincisine karşı tarafsızlığını sürdürmeği yükümlenir.
Madde 2. Bağıtlı Taraflardan her biri, ötekine karşı her
türlü saldırıdan kaçınmağı yükümlenir.
Madde 3. İşbu Andlaşma onaylanır onaylanmaz yürürlüğe
girecek ve yürürlük süresi 3 yıl olacaktır.
İleride, Bağıtlı Taraflardan biri, sözü geçen sürenin
bitiminden 6 ay önce Andlaşmaya son vermek istediğini bildirmezse, Andlaşma
kendiliğinden bir yıl süre ile uzatılmış sayılacaktır.
17 Aralık 1925 günü, Paris'te düzenlenmiştir.
JORJ ÇIÇERIN & Dr. TEVFİK RÜŞTÜ
…
1926 TÜRKİYE · İRAN DOSTLUK VE GÜVENLİK [SALDIRMAZLIK] ANDLAŞMASI VE 1928 EK PROTOKOLÜ
İran, Ankara Hükümetini daha Türk Kurtuluş Savaşı sırasında,
22 Haziran 1922 günü tanımış ve o yıl içinde Ankara'ya Büyükelçi olarak
Mofakhan Eshag'ı yollamıştı.
Türkiye'nin ilk Büyükelçisi Muhittin Paşa da 7 Şubat 1923
günü Tahran'da güven mektubunu sunmuştu. Böylece iki Devlet arasında siyasal
ilişkiler başlamıştı.
…iki ülkenin ilişkilerini yeni koşullara göre düzenlemek
üzere, 1926 yılında bir Dostluk ve Güvenlik Andlaşması yapılmıştır.
Madde 1. Türkiye Cumhuriyeti ile İran Devleti arasında ve
bunun gibi, iki Devletin uyrukları arasında bozulmaz bir barış, içtenlik ve
sonsuza dek dostluk olacaktır.
Madde 2. Bağıtlı Taraflardan birine karşı üçüncü bir ya da
birkaç Devlet bir askersel eyleme girişirse, öteki Bağıtlı Taraf tarafsız
kalmağı yükümlenir.
Madde 3. Bağıtlı Taraflardan her biri ötekine karşı hiç bir
saldırıda bulunmamağı; üçüncü bir ya da bir kaç Devletle öteki Bağıtlı Tarafa
ya da onun ülkesinin askersel ve deniz güvenliğine karşı yöneltilen siyasal,
ekonomik, ya da parasal hiç bir ittifak ve andlaşmaya katılmamağı yükümlenir.
Madde 4. Üçüncü bir ya da bir kaç Devlet Bağıtlı
Devletlerden birine karşı düşmanca bir eyleme (…) karşı tarafsızlığını silahla
korumak zorundadır.
Madde 5. Bağıtlı Taraflar, kendi ülkeleri içinde öteki Taraf
ülkesinin kamu güvenliği ve düzenini bozmak (…) amacını güden kişiler ve
örgütlerin yerleşmesini kabul etmemeği yükümlenirler.
Madde 6. Bağıtlı Taraflar sınır bölgeleri halkının esenlik
ve güven liğini sağlamak amacıyla, sınıra yakın kesimlerde bulunan aşiretlerin
iki ülkenin güvenliğini bozucu biçimde yarata geldikleri suç niteliğindeki
eylem ve hazırlıklara son vermek için gerekli tüm önlemleri alacaklardır.
Madde 7. Bağıtlı Taraflar, işbu Andlaşmanın yapılması
gününden haşlayarak en geç 6 ay içinde, Ticaret, Konsolosluk, Gümrük, Posta ve
Telgraf, Oturma ve Suçluların geri verilmesi Sözleşmeleri yapılmasına girişmek
konusunda anlaşmışlardır.
Madde 8-11. (…)
Andlaşmanın geçerlik süresi 5 yıl olacaktır. Eğer Andlaşma,
bu 5 yıllık sürenin bitiminden 6 ay önce Bağıtlı Taraflardan biri ya da
ötekince ortadan kaldırıldığı bildirilmezse, kendiliğinden bir yıl daha
yürürlükte sayılacak ve ortadan kalkması ancak 6 aylık sürenin bitiminden sonra
geçerli olacaktır.
Tahran'da, 22 Nisan 1926 günü iki örnek olarak
düzenlenmiştir.
MEMDUH ŞEVKET & M. ALİ HAN FURUGİ, DAVUT MEFTAHİ
…
1926 TÜRKİYE - FRANSA (SURİYE VE LÜBNAN İÇİN) DOSTLUK VE İYİ KOMŞULUK SÖZLEŞMESİ
Sözleşme 1921 Türk - Fransız Anlaşmasınca ana çizgilerle
belirlediği Türkiye Suriye sınırını açıklığa kavuşturduğu gibi, 1921
Anlaşmasının kimi hükümlerinin uygulama biçimlerini ayrıntılarıyla saptamış,
ayrıca yeni hükümler getirmiştir (s. 289).
Madde 1. Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğundan
ayrılan ve Fransız Cumhuriyetinin mandası altında bulunan ülkeler her zaman
dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri sürdüreceklerdir.
Madde 2. İşbu Sözleşmenin yürürlüğe konulmasını izleyen 6 ay
içinde, özel olarak ve harcamaları ortaklaşa ödenmek üzere, kurulacak bir
"Türk - Fransız Komisyonu", 20 Ekim 1921 günü Ankara'da imza edilen
Anlaşmanın 8. Maddesinde belirlenmiş sınıra uygun biçimde ve işbu Sözleşmenin 1
sayılı Ekini oluşturan sınırın çizilmesine ilişkin Protokoldeki ayrıntılar ve
uygulamayı göz önünde tutarak, sınırın işaretlenmesine girişecektir.
Madde 3. Osmanlı İmparatorluğundan ayrılıp Fransız
Cumhuriyetinin mandası altında bulunan ülkelerin halkından olup, 18 yaşını aşmış
ve işbu Sözleşmenin imzası sırasında Türkiye'de oturan ve bulunan kişiler, hu
Sözleşmenin yürürlüğe konulması gününden haşlayarak 6 ay içinde, o ülkelerin
uyrukluğunu seçmek hakkına sahiptir. Söz konusu süre içinde seçme haklarını
kullanmış olanlar, onu izleyen 12 ay içinde, konularını Türkiye dışına götürmek
zorundadırlar.
Evli kadınlar kocalarının durumuna bağlıdırlar. 18 yaşından
aşağı olan çocuklar hu Madde hükümlerinin uygulanmasında her bakımdan ana -
babalarının durumuna bağlı olacaklardır.
Madde 4. Osmanlı İmparatorluğundan ayrılıp Fransız
Cumhuriyeti mandası altında bulunan ülkelerdeki Türk uyrukları ve işbu
ülkelerde kurulan hükümetlerin Türkiye'de yerleşmiş uyrukları, oturma hakları
ve koşulları konusunda en çok gözetilen ulus işleminden yararlanacaklardır.
Madde 5. Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan ülkelerde kurulup
Fransız Cumhuriyeti mandası altında bulunan Hükümetlerin Türkiye'deki
uyruklarının Türkiye Hükümeti ya da Türk yerel makamları önünde korunması,
yönteme uygun biçimde görevleri onanmış olan Fransız siyasal Temsilcileri ve
Konsoloslarınca sağlanacaktır.
Madde 6. Bağıtlı Yüksek Taraflar, suçluların geri verilmesi
konusunda (…) anlaşmıştır.
Madde 7. Bağıtlı Yüksek Taraflar, (…) ülke üzerinde ötekine
karşı yönetilmiş eylemleri önlemek ve onları engellemek için gerekli önlemlerin
alınmasını yükümlenir.
Madde 8. Ülkeler arasında ticaret ilişkilerinin
kolaylaştırılması ve 26 Temmuz 1925 günlü Gümrük Sözleşmesinin en iyi koşullar
içinde uygulanması amacı ile, Bağıtlı Tarafların Gümrük yönetimlerinden her
biri, iki ülkeyi ilgilendirebilecek çeşitli işleri incelemek için birer
Temsilci atayacaklardır.
Madde 9. Sınırın her iki yanında 5 km.'den az bir uzaklıkta
oturan kişiler, bağlı bulundukları Nahiye Müdürlerince verilmiş yıllık bir
"Sınır Belgesi"ni göstermek üzere, ticaret ya da çiftçilik
gereksinimleri için, sınırı serbestçe geçmek ve derinliği 5 km.yi aşmayacak bir
alanda dolaşım hakkına sahip olacaktır.
Madde 10. (gümrük ve vergi bağışıklıkları)
Madde 11. (…)
Madde 12. …sağlık işleri, Tarafların katılmış oldukları
yürürlükteki uluslararası Sağlık Sözleşmeleri ve özellikle 17 Aralık 1912 günlü
Paris Sözleşmesi hükümlerine göre yürütülecektir.
Madde 13. (su kaynaklarının kullanımı)
Madde 14. …Taraflardan her biri uzlaşmazlığın niteliğine
göre, bir ya da iki temsilci atayacaktır. Karşılıklı temsilcilerin sayısı her
zaman eşit, olacaktır.
Taraflar uyuşmazlığın çözümünü, birlikte seçecekleri bir
Hakeme sunmak, ya da katıldıkları ya da katılacakları uluslararası
Sözleşmelerde belirli yöntem çerçevesinde, La Haye Divanına başvurmak yetkisini
saklı tutarlar.
Madde 15. (…)
Madde 16. İşbu Sözleşme, sınır konusu dışında, onay gününden
haşlayarak 5 yıl süre ile yürürlükte kalacaktır.
ALBERT SARRAUT & Dr. TEVFİK RÜŞTÜ
…
Türkiye - Suriye Sınırının Belirlenmesi
(s. 298 vd.)
Suçluların Geri Verilmesi
(s. 303 vd.)
1926 TÜRKİYE İLE İNGİLTERE VE IRAK ARASINDA SINIR VE İYİ KOMŞULUK [MUSUL] ANDLAŞMASI VE 1936 UZATMA PROTOKOLÜ
Bu Andlaşma Türkiye'nin Misakı Milli sınırları içinde
öngörülen Musul ve yöresinden vazgeçmesi sonucu, bugünkü Türk - Irak sınırını
kesinlikle belirlemiş ve ayrıca iki komşu ülke arasındaki işbirliğinin ilk
temelini atmıştır.
Musul, Vilayetinin önemli bir bölümü 30 Ekim 1918 Mondros
Silah Bırakışımı Sözleşmesi yapıldığı zaman Türkiye'nin elinde bulunuyordu.
İngiltere bu bölgeyi 15 Kasımda işgal etmişti.
Lozan Konferansında (…) sorunun Milletler Cemiyeti Konseyine
sunulması kararlaştırılmıştı.
Konsey (…) bir Soruşturma Komisyonu kurulmasını 30 Eylül
1924'de kararlaştırmıştı.
Komisyon, çalışmalarım sürdürürken, İngilizler sınır
bölgesinde kuzeye doğru yeni topraklar işgal ediyordu. Bu durumda bölgede kanlı
olaylar ortaya çıkmıştı.
Konsey, 29 Ekim 1924 günü aldığı bir kararla, "geçici
olarak" bir sınır tamını ortaya koymuştu. Statu quo'ya uygun olan bu sının
(Brüksel sınırı) geçici niteliği nedeniyle Türkiye'de kabul etmişti.
Soruşturma Komisyonu raporunu 16 Temmuz 1925 günü Konseye
sunmuştu. Raporda, plebisitin ancak tarafların oybirliği ile olabileceğini de
belirtmişti ki, İngiltere plebisiti zaten kabul etmiyordu.
Konsey Türkiye'nin Lozan'ın 16. Maddesiyle, sınırlarının
ötesindeki topraklardan zaten vazgeçtiği yolunda bir yorumla, 16 Aralık 1925'de
son kararını vermişti.
Türkiye ile İngiltere
ve Irak Arasında Türk · Irak Sınırı ve İyi Komşuluk İlişkileri Andlaşması / Ankara, 5 Haziran 1926
Madde 1. Türkiye ile Irak arasında sınır, Milletler
Cemiyetinin 29 Ekim 1924 günlü oturumunda kararlaştırılmış çizgiye uygun
olarak, aşağıdaki biçimde kesinlikle belirtilmiştir.
(Brüksel Sınır Çizgisinin Tanımı)
Madde 2. (…)
Madde 3. Birinci Maddede tanımlanan sınır çizgisini toprak
üzerinde işaretlemek üzere bir Sınır Komisyonu kurulacaktır.
Madde 4. Birinci Madde uyarınca Irak'a bırakılan
topraklardaki halkın uyrukluğu sorunu Lozan Andlaşmasının 30-36. Maddelerine
göre çözüme kavuşturulacaktır.
Madde 5. Bağıtlı Taraflardan her biri 1. Maddede belirlenen
sınır çizgisinin kesinliğini ve bozulmazlığını kabul ederek, bunu değiştirmeği
amaçlayan her hangi bir girişime geçmekten sakınmayı yükümlenir.
Madde 6. (Sınır güvenliği)
Madde 7. (Sınır güvenliği)
Madde 8. (Sınır güvenliği)
Madde 9. (Sınır güvenliği)
Madde 10. (Sınır güvenliği)
Madde 11. (Sınır güvenliği)
Madde 12. (Sınır güvenliği)
Madde 13. (Sınır Komisyonu)
Madde 14. Irak Hükümeti işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulması
gününden başlayarak 25 yıl süre ile, aşağıda gösterilen gelirlerin % 10 unu
Türkiye Hükümetine ödeyecektir.
a) “Turkish Petroleum” Kumpanyasından,
b) …petrol ihraç edebilecek olan Ortaklıklardan ya da
kişilerden,
c) …kurulabilecek yan Ortaklıklardan.
Madde 15. (Suçu iadeleri)
Madde 16. (Af konuları)
Madde 17. (…)
Madde 18. Ankara'da, 5 Haziran 1926 günü, üç örnek olarak,
düzenlenmiştir.
Dr. TEVFİK RÜŞTÜ & R. C. LINDZEY
…
1927 TÜRKİYE İLE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ ARASINDA İLİŞKİLERİN DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN NOTA VERİŞİMİ VE 1931 OTURMA ANDLAŞMASI
Türkiye adına İsmet Paşa (İnönü}, Dr. Rıza Nur ve Hasan
(Saka), Amerika Birleşik Devletleri adına, Bern Ortaelçisi Joseph Grew'nun
imzaladığı, 32 Maddeden oluşan bu Andlaşmada, siyasal ilişkilerin kurulması,
Konsolosların görevleri gibi konularda Devletler Hukuku ilkelerine uyulması
öngörülmüş, bu arada Türkiye'de Kapitülasyonların kalkmış olduğu Amerikan
Hükümetince de kabul edilmişti. Tarafların uyrukları için oturma, ticaret,
ortaklıklar vb. konularda, karşılıklı olma ilkesi ve en çok gözetilen ulus
kuralı ortaya konulmuştu. Andlaşmada ayrıca onun yürürlüğe girmesiyle, daha
önce Osmanlı Devleti ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki tüm
Andlaşmaların ortadan kalkması da öngörülmüştü (Madde 30).
Andlaşma Kongre'de, bir yandan Ermeni sorununun yarattığı
duygular, öte yandan Türkiye'de azınlıkların korunması ve yabancı okulların
durumu vb. konusunda oluşan yanlış izlenimlerin etkisiyle, bir türlü
onaylanmayınca, onun Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanması da söz konusu
olmadı (s. 328).
1928 TÜRKİYE - AFGANİSTAN DOSTLUK VE İŞBİRLİGİ ANDLAŞMASI
Andlaşmanın 1. Maddesi içten dostluktan söz etmekte, 2. ve
3. Maddeleri ise tarafsızlık ilkesini - 1926 Türkiye - İran Andlaşmasında
olduğu gibi - dayanışma kavramı ile pekiştirerek ortaya koymaktadır.
4. ve 5. Maddeler, yapılacak işbirliği için özel anlaşmalar
hazırlanmasını ve Türkiye'den çeşitli alanlarda Afganistan'a uzmanlar
gönderilmesini öngörmektedir.
6. Madde Ticaret ve Oturma koşullarında Tarafların birbirine
gösterecekleri, kolaylığı düzenlemektedir.
Andlaşma, dostluk ile ilgili 1. Maddesi dışında, 10 yıllık
bir süre ve -bu süre sonunda ortadan kaldırılması bildirilmezse - bir yıllık ek
süre için yapılmıştır.
1928 TÜRKİYE - İTALYA TARAFSIZLIK, UZLAŞTIRMA VE YARGISAL ÇÖZÜM ANDLAŞMASI VE 1932 MEİS ADASI İLE ANADOLU KIYISI ARASINDAKİ DENİZ SINIRINA İLİŞKİN ANLAŞMA
Andlaşma, 1928 Mayısında Tevfik Rüştü (Aras)'ın Roma'yı
ziyareti sonunda, Benito Mussolini ile Türkiye Büyükelçisi Suat (Davas)
tarafından imzalanmıştır.
Andlaşmanın 1. ve 2. Maddeleri "tarafsızlık"
ilkesini tanımlamaktadır.
3. Madde, iki ülke arasında çıkacak uyuşmazlıkların
uzlaştırma yöntemi ve, o da yetmezse, yargısal çözüm yolu ile çözümlenmesini
öngörmekte ve hunun sınırlarını çizmektedir.
4. Madde Andlaşmanın yorumlanmasında ve uygulanmasında
ortaya çıkacak uyuşmazlıkların La Haye Adalet Divanına götürülebileceğini
belirtmektedir.
5. Madde Andlaşmanın onaylanması ve süresiyle ilgilidir.
2. Dünya Savaşından sonra Türkiye ile İtalya Cumhuriyeti 24
Mart 1950'de yeni bir Dostluk. Uzlaştırma ve Yargısal Çözüm Andlaşması
bağıtlamışur.
İki Hükümet, 1928 Andlaşması Çerçevesinde 30 Mayıs 1929 günü
yaptıkları bir Hakemlik Anlaşması 1 ile, Meis (Castelloriza) Adası ile Anadolu
kıyıları arasında bir ayrım çizgisi çizilerek aradaki adacıkların ve Bodrum
karşısındaki Kara Adanın hangi tarafın olacağını belirlemesi işini La Haye
Adalet Divanına sunmayı kararlaştırmışlardır. Ancak, hundan bir sonuç
alınmadan, Ankara'da 4 Ocak 1932 günü ayrı bir Anlatma ile ' sının belirleyip
uyuşmazlığa son vermişlerdir.
Ankara Anlaşmasında Meis Adası ile Anadolu kıyısı arasındaki
adacıkların kiminin Türk, kiminin İtalyan egemenliğinde kalacağı tek tek
belirtildiği gibi (Mad. 1 ve 3), o bölgede karasularını ayıran bir çizgi de
ayrıntılarıyla tanımlanmaktadır. (Md. 4-5).
Ayrıca Bodrum Körfezindeki Kara Ada'nın Türkiye'nin olması
kararlaştırılmıştır.
(Md. 2). Kuşkusuz, Onikiada'nın 1947 yılında Yunanistan'a
geçmesiyle, Yunanistan, "ardıl Devlet" olarak, hu hükümlerle bağlı
bulunmaktadır (s. 341-342).
1928-1933 DÖNEMİNDE TÜRKİYE'NİN YAPTIĞI UZLAŞTIRMA, YARGI YOLU VE HAKEMLİK ANDLAŞMALARI
Devletler arasında çıkacak uyuşmazlıklar diplomasi yolundan
çözülemeyince, bunları uluslararası Uzlaştırma Komisyonlarına götürmek; bu
Komisyonların önerileri de Taraflarca benimsenmezse, yargısal çözüm yolu olan
La Haye Adalet Divanına ya da bir Hakem Mahkemesine başvurmak gibi bir yöntem
Birinci Dünya Savaşından sonra bir çok Andlaşmalara konu olmuş, ya da Dostluk
ve Tarafsızlık Andlaşmalarının içinde yer almıştı.
1928 SAVAŞIN ULUSAL SİYASETİN ARACI OLARAK KULLANILMASINDAN VAZGEÇİLMESİNE İLİŞKİN ANDLAŞMA (BRIAND - KELLOGG PAKTI) İLE BUNUN DOCU AVRUPA'DA HEMEN YÜRÜRLÜĞE KONULMASIYLE İLGİLİ 1929 MOSKOVA (LİTVİNOF) PROTOKOLÜNE VE ÖZDEŞ KONUDA 1933 RIO DE JANEIRO ANDLAŞMASINA TÜRKİYE'NİN KATILMASI
Birinci Dünya Savaşından sonra kurulan Milletler Cemiyetinin
savaşın önlenmesi ve uyuşmazlıkların barışçı yoldan çözümü yolundaki çabalarına
koşul olarak ve bir ölçüde, onun eksikliğini gidermek üzere, Amerika Birleşik
Devletleri ve Fransa'nın girişimiyle, Paris'te böyle bir Andlaşma
imzalanmıştır. Andlaşmaya, onun yapılmasında başkaca rolü oynayan Amerika
Dışişleri Bakanı Frank Kellogg ile Fransa Dışişleri Bakam Aristide Briand'ın
adlarını anımsatmak üzere, "Briand - Kellogg Paktı" da denilmektedir.
Andlaşmanın Giriş Kesiminde, onun amacı açıkça
belirtildikten sonra, 1. Maddesiyle, önce uyuşmazlıkların çözümü için savaşa
başvurma yolu kınanmakta, sonra da savaşın ulusal siyaset - başka deyişle
ulusal çıkarlar - için bir araç olarak kullanılmaması yükümü ortaya
konulmaktadır (s. 366).
Sovyetler Birliği, (…) 9 Şubat 1929 günü Moskova'da Estonya,
Letonya, Polonya ve Romanya ile bir Protokol yapmıştır.
Sovyetler Birliği Moskova Protokolüne Türkiye'nin
katılmasını önerince, Türk
Hükümeti (bu öneriyi) sevinçle kabul etti…
Protokol Türkiye Büyük Millet Meclisince 1 Nisan 1929 günü
onaylanmıştır.
1929 TÜRKİYE - BULGARİSTAN TARAFSIZLIK, UZLAŞTIRMA, YARGISAL ÇÖZÜM VE HAKEMLİK ANDLAŞMASI
1929 Andlaşması, 29. Maddesi uyarınca, onay belgelerinin
Sofya'da verildiği 3 Aralık 1929 günü, 5 yıllık bir dönem için, yürürlüğe
girmiştir.
1930 TÜRK - FRANSIZ DOSTLUK, UZLAŞTIRMA VE HAKEM ANDLAŞMASI
Osmanlı Devlet borçlarının 1923 Lozan Andlaşması uyarınca
ödenmesi işinde çıkan pürüzler iki tarafın ilişkilerini etkilemişti. Gerçi 13
Haziran 1928'de Paris'te Türkiye ile "Düyunu Umumiye" temsilcileri
arasında bir anlaşma yapılmış ise de, 1929 dünya ekonomik bunalımı nedeniyle,
ödeme işlerinde yeni zorluklar çıkmıştı. Bu uyuşmazlık ancak 22 Nisan 1933'de
Paris'te tüm borçların ödenip arıtılmasını düzenleyen sözleşme ile
çözülecektir.
…iki Devlet (…)3 Şubat 1930 günü Paris'te "Dostluk,
Uzlaştırma ve Hakemlik Andlaşmasını" bağıtlamıştır
1930 TÜRK - YUNAN DOSTLUK, TARAFSIZLIK, UZLAŞTIRMA VE HAKEMLİK ANDLAŞMASI
10 Haziran 1930 günü Ankara'da, Nüfus Mübadelesinden doğan
tüm sorunları kesinlikle çözümlemek için bir Sözleşme yapılmıştır ki, bununla
Türk - Yunan dostluk yolunun kapısı açılmış oluyordu.
Bu Sözleşme yapılır yapılmaz Başbakan İsmet Paşa'nın çağrısı
üzerine Yunanistan Başbakanı Venizelos 27-31 Ekim 1930'da Türkiye'yi ziyaret
etmişti. Dostluk gösterileri içinde geçen hu ziyaretin sonunda, Ankara'da bir
Dostluk, Tarafsızlık, Uzlaştırma ve Hakemlik Andlaşması yapılmıştır.
1932 DE TÜRKİYE'NİN MİLLETLER CEMİYETİ PAKTINA VE 1935'DE ULUSLARARASI SÜREKLİ ADALET DİVANINA KATILMASI
Milletler Cemiyeti Yasası, yenik Devletlerle yapılacak Barış
Andlaşmalarına koşut olarak, Müttefiklerin girişimi ile, Paris'te hazırlanmış
ve Müttefiklerin 25 Ocak 1919 günlü bir toplantısında kabul edilmişti.
Türkiye'nin Cemiyete girişi bir çağrı üzerine olmuştur. Türk
Hükümeti böylesini daha uygun bulmuştu. Çağrı İspanya Temsilcisinin girişimi ve
Yunan Temsilcisinin desteği ile, üyelerin çoğunluğunun 6 Temmuz 1932'de Genel
Kurula sunduğu bir önergenin oy birliği ile kabulünden sonra, Genel Sekreterce
yapılmıştır.
1932 TÜRKİYE - İRAN DOSTLUK ANDLAŞMASI VE GÜVENLİK, TARAFSIZLIK, [SALDIRMAZLIK] VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ANDLAŞMASI
(s. 428 vd.)
1933 SALDIRININ TANIMINA İLİŞKİN LONDRA SÖZLEŞMELERİ
Londra Sözleşmeleri, Milletler Cemiyeti Yasası ve Briand -
Kellogg Paktının saldın ve savaş konusundaki hükümlerinin eksikliklerinin
doldurucu nitelikte idi.
(s. 435 vd.)
1933 TÜRKİYE - YUNANİSTAN İÇTEN ANLAŞMA PAKTI
Türkiye ile Yunanistan (…) Balkanlarda kurmayı amaçladıkları
barış ve güvenlik sistemine önayak olmak üzere, yeni bir bağıt yapmak
gereksinimini duymuşlardı.
Andlaşmanın 1. Maddesiyle, iki Devlet ortak sınırlarının
dokunulmazlığım karşılıklı olarak güvence altına alıyordu.
Andlaşma 10 yıl için yapılmış (…) son verilmedikçe,
yürürlükte kalmaları öngörülmüştür. O zamandan beri son verilmediğine göre 1933
Paktı bugün de geçerli görünmektedir (s. 442).
1933 TÜRKİYE - ROMANYA DOSTLUK, SALDIRMAZLIK, HAKEMLİK VE UZLAŞTIRMA ANDLAŞMASI
1933 Andlaşması, içtenlikle bir dostluk kuruyor (Mad. 1 ),
birbirlerine karşı saldırıya geçmemek yükümünü getiriyor (Mad. 2) ve aralarında
çıkacak uyuşmazlıkların barışçı yollardan çözümünün yöntemlerini öngörüyordu
(Mad. 3-21).
1933 TÜRK - YUGOSLAVYA DOSTLUK, SALDIRMAZLIK, HAKEMLİK VE UZLAŞTIRMA ANDLAŞMASI
Andlaşma, onay belgelerinin Ankara'da verişildiği 7 Haziran
1935 günü yürürlüğe girmiş ve yürürlük süreleri sonunda Taraflardan her hangi
birince ortadan kaldırılmadığından, kuramsal olarak, bugüne değin geçerli
kalmıştır.
1934 BALKAN PAKTI VE 1938'DE BALKAN PAKTI DEVLETLERİYLE BULGARİSTAN ARASINDA ANLAŞMA
Balkan Paktı Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya
arasında toplu güvenlik ve yardımlaşma yükümleri ortaya koyan bir bağıttır.
Üç Maddelik Pakt metnine, onun kapsam ve anlamını açıklayan
bir Protokol eklenmiş ise de, bu Türkiye'de gizli tutulmuştur.
1. İmza Protokolünde ve Ekli Protokolün 4. Maddesinde
öngörülen Askersel Sözleşmeler 5 Haziran 1934 günü Cenevre'de Türkiye ile
Yugoslavya ve Türkiye ile Romanya arasında imzalanmış, ancak bunlar da gizli
tutulmuştur.
2 Kasım 1934 günü Ankara'da dört Dışişleri Bak anının
toplantısında Paktın Sürekli Konseyi ile Ekonomik Danışma Konseyi Statüleri de
imzalanmıştı.
Paktın 1. Maddesiyle, 4 Devlet kendilerinin tüm Balkan
sınırlarının güvenliğini, karşılıklı olarak, güvence altına alıyordu.
Ek Protokolün 2. Maddesi buna şöyle bir açıklık getirmişti:
"Paktın amacı Balkan sınırlarını, bir Balkan Devletince girişilecek bir
saldırıya karşı güvence altına almaktır".
Paktın, hiç bir imzacısınca ona son verilmediğinden,
yürürlüğü 1941 baharında tarihe maloluncaya dek sürmüştü.
Dört Devlet Avrupa'daki siyasal gelişmeler karşısında
genellikle ortak bir tutum izlemişlerdir.
1936'da Montreux Konferansında, Boğazlar rejimi
değiştirilirken Türkiye'nin görüşünü desteklemişler…
6 Nisanda Alman ordusu Yugoslavya'ya saldırıya geçmiş,
Yugoslavya'dan soma Yunanistan'ı da işgale başlamıştı. 18 Nisanda Yugoslav
ordusu, 23 Nisanda da Yunan Ordusu teslim olmuştu.
(18 Nisan 1941) artık ortada iki Devlet kalmıştır, çok
taraflı olan Pakt varoluş nedenini yitirmiştir.
1934'DE TÜRKİYE'NİN UYUŞMAZLIKLARIN BARIŞÇI YOLDAN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN GENEL BAGIT'A KATILMASI
Bu genel Bağıt (Acte General) Milletler Cemiyetinin, Yasanın
12. ve 13. Maddeleri doğrultusunda, uyuşmazlıkların barışçı yollardan çözümüne
ilişkin yöntemleri bulmak üzere giriştiği çabaların bir ürünüdür.
Türkiye, Milletler Cemiyetine katıldıktan sonra, Genel
Bağıt'a da katılmıştır.
1935 HABEŞİSTAN SAVAŞI ÜZERİNE TÜRKİYE'NİN MİLLETLER CEMİYETİ YAPTIRIMLARINA KATILMASI VE 1936 TÜRK · İNGİLİZ AKDENİZ İTTİFAKI
3 Ekim 1935 günü İtalya Habeşistan'a saldırınca, Milletler
Cemiyeti Konseyi (…) Mussolini Hükümetinin suçluluğunu göstermişti.
(s. 485 vd.)
…
Milletler Cemiyeti Yasasının 16. Maddesinin 3. Fıkrası
uyarınca ekonomik ve parasal önlemlere [yaptırımlara] katılan üye Devletlerden
biri, Yasaya aykırı davranan Devletin [İtalya söz konusu] askersel nitelikteki
bir eylemi ile karşılaşırsa, askersel durumları ya da coğrafi konumlan
nedeniyle, ortaya çıkacak durum ile en yakından ilgili Cemiyet üyelerinin
[İngiltere, Fransa, Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve İspanya] Yasanın bu
hükmünden doğan yükümlülükleri, saldırıya uğrayan Devlete, kara, hava ve deniz
kuvvetleriyle, sınırsız bir yardımı gerektirmektedir.
1936 MONTREUX BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
Türk Boğazlarından geçiş rejimini ve Boğazlar bölgesinin
güvenliği işini düzenleyen bu Sözleşme 1923'de Lozan Andlaşmasıyla birlikte
imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin yerine geçmiştir.
Konuyu ilk kez 1933 Mayısında Londra Silahsızlanma
konferansında ortaya atan Türkiye, daha sonra katıldığı uluslararası
toplantılarda da, Boğazlar Sözleşmesinin değişmesi gerektiğini ileri sürmekten
geri kalmamıştı.
İtalya 1935 Habeşistan'a saldırmış, bu arada Oniki Adayı
silahlandırmağa başlamıştı. Arkasından, Almanya Ren Bölgesini yeniden asker
yerleştirmiş ve Lokarno Güvenlik Anlaşmalarına son vermişti. Böylece
Avrupa’daki siyasal konjoktür gergin bir duruma girince Türkiye, Boğazlar
Sözleşmesinin değiştirilmesine uygun zamanın geldiğine inanmıştı. Atatürk
"Avrupa durumu böyle bir girişim için elverişlidir. Bu işi kesinlikle
başaracağız" demiştir.
Türk Hükumeti, İngiltere'ye haber verdikten ve Sovyetler
Birliği ile sıkı danışmalarda bulunduktan sonra, 11 Nisan 1936 günü Lozan
Boğazlar Sözleşmesinin imzacısı İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya,
Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya ile, Lozan'da görüşmelere katılmakla
birlikte onu onaylamayan Sovyetler Birliği ve Yugoslavya'ya özdeş birer Muhtıra
vererek, yeni bir Boğazlar Rejimini ortaya koymak üzere bir Konferans
toplanmasını istemişti.
Konferansta Türkiye Delegasyonu, Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik
Rüştü Aras başkanlığında, Londra Büyükelçisi Fethi Okyar, Paris Büyükelçisi
Suad Davaz, Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Büyükelçi Numan Menemencioğlu,
Genel Kurmay İkinci Başkanı Korg. Asım Gündüz, Türkiye'nin Milletler Cemiyeti
katındaki Sürekli Delegesi ve Sivas Milletvekili Necmettin Sadak'tan
oluşuyordu. Ayrıca on biri diplomat, yedisi yüksek rütbeli asker, ikisi uzman
yüksek memur, dördü enformasyon işleriyle görevli olmak üzere, 24 yardımcı
bulunuyordu.
Montreux Konferansı, İtalya dışında, ilgili 9 Devletin
katılmasıyla, 22 Hazirandan 22 Temmuza dek bir ay sürmüş ve yeni Sözleşmenin
imzalanmasıyla sona ermiştir.
9 Kasım 1936 günü yürürlüğe girmiştir.
İtalya da Sözleşmeye 2 Mayıs 1938 günü katılınca, Bağıtlı
Devletlerin sayısı 10 olmuştur.
Sözleşme, 1. Maddesiyle, Boğazlarda denizden geçiş ve
gidiş-geliş serbestliği ilkesini ortaya koyup bunun öbür hükümlerle
düzenlendiğini belirttikten sonra, I. Kesimde Ticaret gemilerinin geçiş rejimi
düzenlenmektedir.
II. Kesimde, savaş gemilerinin barışta ve savaşta geçiş
rejimi, Karadeniz’de kıyısı bulunan Devletler ile bulunmayanlara göre
değişiklik göstermek üzere, düzenlenmiştir.
Türkiye'nin katılmadığı bir savaşta, savaşanların savaş
gemilerinin geçişi ise yasaklanmıştır.
Eğer savaş zamanında Türkiye de savaşan ise ya da Türkiye
kendisini yakın bir savaş tehdidi altında görüyorsa, yabancı savaş gemilerinin
geçişini Türk Hükumeti istediği gibi düzenleyecektir.
III. Kesim uçakların geçişine ilişkin tek Maddeden (Me. 23)
oluşmaktadır.
IV. Kesim "Genel Hükümler" başlığı ile,
Türkiye'nin 1923 Lozan Sözleşmesiyle kurulan Uluslararası Boğazlar Komisyonunun
yetki ve görevlerini üstlenmesine ilişkindir.
V. Kesimdeki "Son Hükümler" ile Sözleşmenin
onaylanması, yürürlüğe girişi, ona katılma ve ortadan kaldırma koşullan,
süresi, değişiklik getirme hiçim ve koşulları düzenlenmiştir.
Boğazlar Bölgesinin yeniden askerselleştirilmesine ilişkin
hüküm Sözleşmeye ekli Protokol'e konulmuştur. Protokol'ün 1. Fıkrası uyarınca
Türkiye, Sözleşme imzalanır imzalanmaz Boğazlan askerselleştirmiştir.
Türkiye Montreux Sözleşmesini özenle uygulamıştır.
Sovyetler Birliği (…) İkinci Dünya Savaşı sona erince,
önemli kimi istemlerde bulunmuştur.
Montreux Sözleşmesinin ilk 20 yıllık süresi sonunda (9 Kasım
1946) ona son vermiş de değildir. Bağıtlı bir başka Devlet de ona son
vermediğinden, Sözleşme böylece 20 yıllık sürenin sonunda, 28. Madde uyarınca,
ona son verilinceye değin, kendiliğinden yürürlükte kalmakta bulunmuştur.
…Sözleşmenin üzerinden 45 yılı aşan bir zaman geçtiğinden,
onun kimi hükümleri (Milletler Cemiyeti ile ilintili Maddeler, savaş
gemilerinin tanımı, Japonya'nın üyelik durumu vb.) bugün varoluş nedenini
yitirmiştir. Ayrıca, 2. Dünya Savaşından sonra Boğazlar konusuna yakın ilgi
gösteren Amerika Birleşik Devletleri Sözleşleşmenin imzacıları içinde değildir.
Öte yandan, Boğazlardan geçişlerde kılavuz almanın isteğe
bağlı kalması (Md. 2), 2. Dünya Savaşından beri büyük oranda artan trafik
sonucu durmadan kazalara, yangınlara neden olmaktadır. Bunun yanı sıra
Boğazlarda kirlenme artmış, balıkçılık olanakları azalmıştır. Kılavuz ve
remorkör için saptanan harçlar da (Ek. 1) günümüzün koşullarına uymamaktadır.
Montrö Sözleşmesinin 60 yıllık uygulanması dolarken yeni
sorunlar ortaya çıkmıştır. Bunların en önemlisi ticaret gemileri trafiğinin
artması pek çok kazalara neden olmuş, özellikle tankerlerin geçişi İstanbul'u
yangınlarla karşı karşıya bırakmıştır. 1994 yılında bir yabancı tankerin
yanması üzerine hükümet, Montrö 'nün verdiği yetkiye dayanarak daha güvenli
(safcty passage) bir geçiş için ilk kez bir Tüzük (Regulation) çıkarmak zorunda
kalmıştır (s. 508).
Boğazlar Rejimine İlişkin Sözleşme
Montreux, 20 Temmuz 1936
İşbu Sözleşmenin 24 Temmuz 1923 günü Lozan'da imza edilmiş
olan Sözleşmenin yerine geçmesine karar vermişler…
Madde 1. Bağıtlı Yüksek Taraflar Boğazlarda denizden geçiş
ve gidişgeliş serbestliği ilkesini kabul eder ve doğrularlar.
Kesim 1
Ticaret Gemileri
Madde 2. Barış zamanında, ticaret gemileri, bayrak ve yükü
ne olursa olsun, gündüz ve gece, aşağıda 3. Maddenin hükümleri saklı kalmak
üzere, hiç bir işleme [formalite] bağlı olmadan Boğazlardan geçiş ve geliş
gidiş tam serbestliğinden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazların hiçbir
limanında durmaksızın transit olarak geçerlerse, Türk Makamlarınca alınması
işbu Sözleşmenin 1. Ekinde öngörülen resim ya da harçlardan [charges] başka hiç
bir resim ve harca bağlı tutulmayacaklardır.
Kılavuzluk ve römorkaj isteğe bağlı kalır.
Madde 3. Ege Denizinden ya da Karadeniz’den Boğazlara
girecek her gemi, uluslararası sağlık hükümleri çerçevesinde Türk yasalarıyla
[Reglements] konulmuş sağlık denetiminden geçmek için, Boğazların girişine
yakın bir sağlık Merkezinde duracaktır.
Madde 4. Savaş zamanında Türkiye savaşan değilse, ticaret
gemileri, bayrak ve yük ne olursa olsun, 2. ve 3. Maddelerde öngörülen koşullar
içinde, Boğazlardan geçiş ve gidişgeliş serbestliğinden yararlanacaktır.
Kılavuzluk ve römorkaj isteğe bağlıdır.
Madde 5. Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, Türkiye ile
savaş durumundaki bir ülkeye ilintili olmayan ticaret gemileri, düşmana hiç bir
biçimde yardım etmemek koşulu ile, Boğazlarda geçiş ve gidişgeliş
serbestliğinden yararlanacaktır.
Madde 6. Türkiye, kendisinin pek yakın bir savaş tehlikesi
tehdidiyle karşılaştığı kanısında bulunduğu zamanda da 2. Madde hükümlerinin
uygulanması sürdürülecektir.
Kılavuzluk, hu durumda, zorunlu kılınabilecek, ancak ücret
alınmayacaktır.
Madde 7. "Ticaret Gemileri" deyimi işbu
Sözleşmenin II. Kesiminde yazılı olanların dışındaki tüm gemileri kapsamı içine
alır.
Kesim II
Savaş Gemileri
Madde 8. İşbu Sözleşme uyarınca savaş gemileri ve onların
nitelikleri [specifications] ile tonajlarının hesabı için geçerli olacak tanım
Sözleşmenin II. Ekinde gösterilen tanımdır.
Madde 9. Savaş donanmasının, sıvı olsun olmasın, yakıt
taşıma için yapılmış olan yardımcı gemileri [Batiments auxiliaires] 13. Maddede
öngörülen önbildirime bağlı tutulmayacak ve, Boğazlan ayrı ayrı geçmek koşulu
ile, 14. ve 18. Maddeler gereğince sınırlandırılmış tonajların hesabına
girmeyecektir. Bununla birlikte, öbür geçiş koşulları konusunda savaş gemileri
gibi işlem görecektir.
Madde 10. Barış zamanında hafif su üstü gemileri [batiments
Iegers de surface] küçük savaş gemileri [petits navires de combat] ve yardımcı
gemiler Karadeniz’de kıyısı olan Devletlere ilintili bulunsunlar ya da
bulunmasınlar, bayrakları ne olursa olsun, hiç bir resim ve yükleme bağlı
tutulmadan Boğazlardan geçiş serbestliğinden yararlanacaklardır.
Madde 11. Karadeniz’de kıyısı olan Devletler 14. Maddenin 1.
Fıkrasında yazılı tonajdan yüksek bir tonajda bulunan savaş hattı gemilerini
[batiments de ligne ], Boğazlardan, birer birer ve yanlarında en çok iki
torpito [torpilleur] olmak koşulu ile, geçirmek iznine sahiptirler.
Madde 12. Karadeniz’de kıyısı bulunan Devletler, bu Deniz
dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltı gemilerini, eğer tezgâha
konulma ya da satın alma işinden Türkiye'ye zamanında haber verilmişse,
üslerine katılmak üzere, Boğazlardan geçirmek hakkına sahip olacaklardır.
Gerek birinci, gerek ikinci durumda denizaltı gemileri
Boğazlardan birer birer, gündüz ve su üzerinden geçecektir.
Madde 13. Savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi için Türkiye
Hükümetine diplomasi yolu ile bir ön bildirim yapılması gerekir. Bu ön
bildirimin normal süresi 8 gün olacaktır; ancak Karadeniz’de kıyısı bulunmayan
Devletler için hu sürenin 15 güne çıkarılması umut edilir.
Madde 14. İşbu Sözleşmenin 11. Maddesinde ve III. Ekinde
öngörülen durumlar kapsam dışı kalmak üzere, Boğazlarda transit olarak
bulunabilecek tüm yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek tonaj toplamı 15.000
tonu geçmeyecektir.
Madde 15. Boğazlarda transit olarak bulunan savaş gemileri,
taşımakta bulunabilecekleri hava ulaşım araçlarını [aeronefs] hiçbir durumda
kullanamazlar.
Madde 16. Boğazlarda transit olarak bulunan savaş gemileri,
hasar ya da deniz arızası durumları kapsam dışında kalmak üzere, geçişleri için
gerekli sürelerden fazla Boğazlarda kalamazlar.
Madde 17. Yukarıdaki Maddelerin hükümleri, herhangi bir
tonaj ya da bileşime sahip bir deniz kuvvetinin, Türkiye Hükümetinin çağrısı
üzerine, Boğazlardaki bir limana sınırlı bir süre için bir nezaket [cour
toisie] ziyaretinde bulunmasına engel olmaz.
Madde 18. 1 – Karadeniz’de kıyısı bulunmayan Devletlerin
barış zamanında bu denizde bulundurabilecekleri tonaj toplamı şöylece
sınırlandırılmıştır:
a) Aşağıdaki (b) Fıkrasında öngörülen durum kapsam dışında
kalmak üzere, söz konusu Devletlerin toplam tonajı, 30.000'i aşmayacaktır.
b) Eğer herhangi bir zamanda Karadeniz’in en güçlü
donanmasının tonajı, işbu Sözleşmenin imzası gününde bu Denizde en güçlü olan
donanmanın tonajını en az 10.000 ton aşarsa, (a) Fıkrasında yazılı olan 30.000
tonajlık toplam o ölçüde ve en çok 45.000 tona varıncaya değin, artırılacaktır.
Bu amaçla, her kıyı Devleti, işbu Sözleşmenin IV. Eki uyarınca, Türk Hükümetine
her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz günlerinde Karadeniz’deki donanmasının tonaj
toplamını bildirecek ve Türk Hükümeti de bu bilgiyi öbür Bağıtlı Yüksek
Taraflar ile Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine iletecektir.
c) Karadeniz’de kıyısı bulunmayan Devletlerden herhangi
birinin bu Denizde bulundurabileceği tonaj yukarıdaki (a) ve (b) Fıkralarında
yazılı tonajın üçte ikisini geçmeyecektir.
d) Bununla birlikte, Karadeniz’de kıyısı bulunmayan bir ya
da bir kaç Devlet bu Denize insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek
isterse, toplamı hiç bir durumda [hypothese] 8.000 tonu geçemeyecek olan bu
kuvvetler, işbu Sözleşmenin 13. Maddesinde yazılı ön bildirime gerek olmaksızın
(…) Türk Hükümetinden alacakları izin
üzerine Karadeniz’e girebilecektir.
2. Karadeniz’de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyısı
bulunmayan Devletlerin savaş gemileri hu Denizde 21 günden çok kalamayacaktır.
Madde 19. Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş
gemileri 10-18. Maddelerde belirtilen koşullar içinde, Boğazlardan tam bir
geçiş ve gidişgeliş serbestliğinden yararlanacaktır.
Bununla birlikte, savaşan herhangi bir Devletin savaş
gemilerinin Boğazlardan geçmesi yasak olacaktır.
Madde 20. Savaş zamanında Türkiye savaşan durumda ise,
10-18. Maddeler hükümleri uygulanmayacaktır; savaş gemilerinin geçmesi tümüyle
Türk Hükümetinin kararına bağlı olacaktır.
Madde 21. Türkiye, kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi
tehdidiyle karşılaştığı kanısında ise, işbu Sözleşmenin 20. Maddesi hükümlerini
uygulamak hakkına sahip olacaktır.
Madde 22. İçinde veba, kolera, sarıhumma, lekelihumma ya da
çiçek olayları olan ya da içinde 7 günden az bir zamandan önce hastalıklar
görülmüş bulunan savaş gemileri ile bulaşık limandan 24 saatin beş katından az
bir zamandan beri ayrılmış olan savaş gemileri, Boğazlan karantina altına
geçecek ve, Boğazların bulaştırılmasına olanak vermemek için, gerekli korunma
önlemlerini gemi araçlarıyla almak zorunda olacaktır.
Kesim III
Hava Ulaşım Araçları
Madde 23. Sivil hava ulaşım araçlarının Akdeniz ile
Karadeniz arasında geçişini sağlamak için, Türk Hükümeti Boğazların yasak
bölgeleri dışında bu geçişe ayrılan hava yollarını gösterecektir.
Kesim IV
Genel Hükümler
Madde 24. Boğazlar Rejimine ilişkin 24 Temmuz 1923 günlü
Sözleşme uyarınca kurulmuş olan Uluslararası Komisyonun yetkileri Türk
Hükümetine geçirilmiştir.
Kesim V
Son Hükümler
Madde 26. İşbu Sözleşmede en kısa bir zamanda
onaylanacaktır.
Madde 27. İşbu Sözleşme, yürürlüğe girişinden haşlayarak, 24
Temmuz 1923 günlü Lozan Barış Andlaşmasının imzacısı herhangi bir Devletin
katılmasına açıktır.
Madde 28. İşbu Sözleşme, yürürlüğe
girdiği günden haşlamak üzere, 20 yıllık bir süre için geçerli olacaktır.
Bununla birlikte, işbu Sözleşmenin
1. Maddesinde doğrulanan geçiş ve gidişgeliş serbestliği ilkesinin süresi
sonsuzdur.
Söz konusu 20 yıllık sürenin sona ermesinden iki yıl önce
hiçbir Bağıtlı Yüksek Taraf, Fransız Hükümetine bir sona erdirme ön bildirisi
vermemişse, Sözleşme sona erdirici bir ön bildiri gönderilmesi gününden
haşlamak üzere, 2 yıl geçinceye dek yürürlükte kalacaktır.
Madde 29. İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden haşlayarak
her beş yılın sonunda Bağıtlı Yüksek Taraflardan her biri, Sözleşmenin bir ya
da bir kaç hükmünün değiştirilmesini önerme girişiminde bulunabilir.
Montreux'de, 20 Temmuz 1936 günü, 11 örnek olarak
düzenlenmiştir.
EK 1
1. İşbu Sözleşmenin 2. Maddesi uyarınca alınabilecek olan
resimler ve harçlar aşağıdaki çizelgede gösterilenler olacaktır. Türk
Hükümetinin hu resim ve harçlardan kabul edebileceği indirimler, bayrak farkı
gözetilmeksizin, uygulanacaktır.
a) Sağlık kontrolü: 0.075 (Frank, (Şu sırada 100 kuruş
yaklaşık 2,5 Franktır))
c) Kurtarma hizmeti: Bu, Kurtarma sandalları, halat
bağlayıcı roket İstasyonları, Sis düdükleri, Radyo farlar ile (b) Fıkrasına
girmeyen ışıklı Şamandıralar ya da o türden başka tesisleri de kapsamı içine
alır: 0.10 Frank
2. İşbu Ekin 1. Paragrafına bağlı çizelgede gösterilen
resimler ve harçlar Boğazlardan iki kez geçiş içindir (gidiş-dönüş).
3. Eğer bir ticaret gemisi gidiş geçişinde, dönmeyeceğini
bildirirse, işbu Ekin 1. Paragrafının (b) ve (c) Fıkralarında yazılı resim ve
harçlar konusunda tarifenin yansını ödeyecektir.
EK II
"Ton" terimi, "metrik ton" denilmedikçe,
1.016 Kilogramlık (2.240 librelik) bir tonu belirler.
(gemilerle ilgili teknik bilgiler)
EK III
Japonya donanmasına ait üç Okul Gemisinden iki geminin
Boğazlardaki limanları birlikte ziyaretine izin verilmesi kararlaştırılmıştır.
EK IV
1. İşbu Sözleşmenin 18. Maddesinde yazılı Karadeniz’de
kıyısı bulunan Devletlere ilintili donanmaların tonaj toplamının hesabına girecek
gemilerin sınıfları ve alt sınıfları…
Protokol
Bugünkü Sözleşmeyi imza ettikleri sırada, aşağıda imzalan
bulunan yetkili Temsilciler, Hükümetlerini yükümlülük altına sokarak, aşağıdaki
hükümleri kabul ettiklerini açıklarlar:
1. Türkiye, anılan Sözleşmenin giriş kesiminde tanımlanan
Boğazlar Bölgesini hemen yeniden askerselleştirebilecektir [ remilitariser].
2. 15 Ağustos 1936 gününden başlayarak, Türk Hükümeti, bu
Sözleşmede belirlenen rejimi geçici olarak uygulayacaktır.
3. İşbu Protokol bugünden başlamak üzere geçerli olacaktır.
Montreux'de, 20 Temmuz 1936 günü düzenlenmiştir.
1936 İSPANYA İÇSAVAŞINA KARIŞMAKTAN KAÇINMA YÜKÜMLÜLĞÜ VE 1937 AKDENİZ'DE GÜVENLİĞİN SAĞLANMASI İÇİN NYON VE CENEVRE ANLAŞMALARI
İspanya'da 1936 Şubatında yapılan seçimler üzerine sol
eğilimli bir Halk Cephesi
Hükümeti kurulunca, Ordu'da General Franco liderliğinde bir
isyan çıkmış, kilise ve sağcıların da desteklediği bu isyan ülkeyi 1939 yılına
dek sürecek bir iç savaşa sürüklemiştir.
Türkiye ile birlikte, 27 Avrupa Devletinin Londra
Büyükelçileri (Türkiye'ninki Fethi Okyar) 9 Eylülde "Karışmaktan Kaçınma
Komitesi"nin ilk toplantısını yapmıştır.
1937 yılında İtalyan olduğu sanılan denizaltılarca, İspanya
limanlarına giden kimi ticaret gemilerinin batırılması Akdeniz’de güvenliği
bozmuştu.
İngiltere ve Fransa, bu tehlikeli durum karşısında,
denizaltı korsanlığına karşı önlemler alınması itini görüşmek üzere ilgili
Devletleri Nyon'da (İsviçre) bir konferansa çağırmıştı.
Nyon ve Cenevre'de imzalanan Anlaşmalar Türkiye'yi İngiltere
ve Fransa'ya bir az daha yaklaştıracak ve 1939 "Üçlü İttifak'a giden yol
üzerinde bir aşama olacaktı.
1937 TÜRKİYE - MISIR DOSTLUK ANDLAŞMASI
Dostluk Andlaşmasının 1. Maddesiyle, "iki ülke arasında
bozulmaz bir barış; içtenlikle ve sürekli bir dostluk" olacağı
belirtilmekte, 2. ve 3. Maddesiyle de, diplomasi ve Konsolosluk
Temsilcilerinin, karşılıklı olma koşulu ile, tüm ayrıcalık, bağışıklık vb.
yararlanmaları öngörülmekte ve önlem işlevlerine ilişkin koşullar
düzenlenmektedir.
Dostluk Andlaşması, 4. Maddesi uyarınca, onay belgelerinin
Kahire'de verişiminden 15 gün sonra, 26 Nisan 1938 günü, yürürlüğe girmiştir.
Andlaşma, süresiz olduğundan ve o zamandan beri Tarafların herhangi birince
ortadan kaldırılmadığından bugün de yürürlüktedir (s. 536 vd.).
1937 SANCAK (HATAY) AYRI VARLIĞNIN KURULUŞUNA VE 1939 HATAY'IN ANAVATANA BAĞLANMASINA İLİŞKİN ANDLAŞMALAR
1920'de açıklanan "Ulusal And"a göre, bu bölgenin
Türkiye'nin ulusal sınırları içinde kalması gerekiyordu.
Oysa, Fransa daha 16 Mayıs 1916'da İngiltere ile, Osmanlı
topraklarının bölüşümü konusunda yaptığı Sykes-Picot Anlaşması uyarınca Suriye
- Lübnan'a sahip olmağa kararlı idi.
20 Ekim 1921 günü Türk-Suriye sınırı Ankara Anlaşması ile
belirlenmişti.
Suriye Parlamentosunda 20 Aralık’ta (1936) oybirliği ile
onaylanan bu Andlaşma ile Fransa, Suriye'ye üç yıl içinde bağımsızlık tanımağı
ve Suriye üzerindeki tüm haklarını Suriye Hükümetine geçirmeği yükümlenmişti.
Bir ittifak içinde ortak dış politika güdülmesini de öngören
bu Andlaşma, Suriye MC'e üye olunca yürürlüğe girecek, böylece Fransa’nın
mandası da sona erecekti.
Türk Hükümeti, Paris Büyükelçisi Suad Davaz aracılığı ile,
Fransa Dışişleri Bakanı Delbos'a 9 Ekim 1936'da verdiği Mektup-Notada Sancak ve
sorununun çözümü önerisini resmen ortaya atmıştı.
Delbos 10 Kasım 1936'da verdiği yanıtta (…) Sancağa
bağımsızlık verilemeyeceği, yalnızca onun özerkliğinin korunacağı, dostça bir
dille bildirilmişti.
Bu ilk notaları Kasım ve Aralık aylarında yeni notalar
izlemiş, Aralık ayında Sancak'ta kanlı olaylar çıkmıştı.
Sancak Devleti böylece kurulurken, yüzölçümü 4.805 km2 ve
Fransız istatistiklerine göre, 219 bin olan nüfusunun % 39, 7'si Türk, % 28'i
Alevi, % 11'i Ermeni, % l0'u Sünni Arap, % 9'u Rum-Ortodoks vb., % 3'ü de Kürt,
Çerkez, Yahudi, İsmaili ve Arnavut kökenli idi.
Sancağa "Ayrı Varlık" adı verilmişti.
Bu arada, Avrupa genel savaşa doğru hızla yaklaşıyordu.
Fransa da bir an önce Türkiye ile anlaşmak gereksinimini
duyuyordu. Böylece, Hatay sorununun, Türkiye'nin istediği gibi, buranın
Türkiye'ye bağlanması yolu ile, kesinlikle çözümüne razı olmuştu.
Buna karşın, Suriye 1946'da Fransız ve İngiliz kuvvetlerinin
çekilmesi üzerine bütünüyle egemenliğine kavuştuktan bir süre sonra, Devlet
Başkanı Albay Çiçekli (1950-1954) "İskenderun'un Suriye'den zorla
alınması" diye, daha çok iç politika nedenleriyle, halkın duygularını
okşayıcı propagandaya girişmiş, Hatay'ı Suriye sınırları içinde gösteren
haritalar bastırmağa haşlamıştı.
Hatay'ın güneyine düşen Türkiye - Suriye karasuları ayırım
çizgisi de henüz çizilmemiştir.
1937 SADÂBAT PAKTI
Sadâbat Paktı Türkiye, Irak, İran ve Afganistan arasında
imzalanmış, çok taraflı bölgesel bir Andlaşmadır.
8 Temmuz 1937 günü Pakt dört devlet arasında Tahran'da Şah'ın
yazlık Sadâbat sarayında imzalanmıştır.
Andlaşmanın 1. Maddesi "İçişlerine karışmama"; 2.
Maddesi birbirinin "sınırlarının dokunulmazlığına saygı"; 3. Maddesi
"dayanışmalar yapılması"; 4. ve 5. Maddeleri "saldırmazlık"
(ki saldın ayrıca tanımlanıyordu); 6. Maddesi bir üçüncü Devlete karşı da
saldırıya geçmemek; 7. Maddesi "birbirlerine karşı kışkırtma ve gizli
örgütlere olanak bırakmamak"; 8. Maddesi-Andlaşmanın Giriş Kesiminde de
belirtildiği üzere- "Savaştan vazgeçilmesine ilişkin 1928 Briand Kellogg
Paktına (XVIII. sıradaki Bağıt) saygı ve uyuşmazlıkların barışçı yoldan
çözümü" yükümlerini getirmiştir. 9. Maddede Paktın Milletler Cemiyeti
Yasası ile uyum içinde olduğu ortaya konulmuştur. 10. ve sonuncu Madde ile de
Andlaşmanın onayı ve yürürlüğe giriş koşullan düzenlenmiştir.
Pakt 1939'da Dünya Savaşı başlayınca değerini yitirmeğe
başlamıştır.
Savaş sonrasında, Sovyet tehditlerine karşı Ortadoğu'da
1955'de Bağdat Paktı kurulunca Sadâbat Paktı büsbütün gölgelenmiş ve 1980'de
Irak - İran savaşı çıkınca artık varoluş nedenini de yitirmiş, tarihe
karışmıştır.
1938 TÜRK - YUNAN ANDLAŞMASI
Bu Andlaşma Türkiye ile Yunanistan arasındaki 1930 ve 1933
Andlaşmalarının sürelerini uzatmak ve onları güçlendirmek üzere yapılmıştır (s.
596 vd.).
1939 TÜRK - İNGİLİZ - FRANSIZ ÜÇLÜ İTTİFAKI
Bu İttifak Andlaşması Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşında
tarafsız kalamayacağını anlayıp kendi inanç ve yararına uygun bulduğu bir blok
içinde yardımlaşma yükümlerini ortaya koymuştur.
23 Haziran 1939'da Hatay And]aşmasının Ankara'da yapıldığı
gün, Paris'te Dışişleri Bakanı M. Bonnet ile Türkiye Büyükelçisi Suat Davaz
tarafından imzalanmıştır.
Andlaşmanın 1. Maddesi Türkiye'ye karşı bir Avrupa
Devletinin (Almanya söz konusu) saldırısı durumunda İngiltere ve Fransa'nın
onun yardımına gelmesini gerektirmektedir. Bu yardımın, Balkanlarda askersel
eylemin Bulgar ya da Yunan sınırına erişmesi anında başlayacağı da gizli
tutulan 3 sayılı Protokolde yazılıdır.
2. Maddede, Akdeniz bölgesinde bir Avrupa Devletinin (İtalya
söz konusu) saldırısı üzerine, İngiltere ve Fransa'nın ya da Türkiye'nin savaşa
sürüklenmesiyle, karşılıklı yardım öngörülmektedir.
10 Haziran 1940'da İtalya, Almanya'nın Müttefiki olarak,
İngiltere ve Fransa'ya savaş açınca, savaş Akdeniz’e geçmişti. Bunun üzerine,
13 Haziranda İngiltere ve
Fransa Üçlü İttifakın 2. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince,
Türkiye'nin savaşa katılmasını istemişlerdi.
İngiltere önerisinde ısrar etmedi. Sovyetler Birliği de
Türkiye'nin savaşa girmesini istemiyordu. Böyle bir durumda, Türkiye
"Sovyet Çekincesi"ni ileri sürüp savaş dışı (non-belligerant, gayrı
muharip) kaldığını açıkladı.
1940 TÜRKİYE - FRANSA (SURİYE VE LÜBNAN İÇİN) DOSTLUK VE İYİ KOMŞULUK SÖZLEŞMESİ VE EKLERİ
İkinci Dünya Savaşında Fransa'nın 1940 Mayısından Alman
İşgaline uğraması üzerine, bu Sözleşmenin onay belgelerinin verişimine girişilememiş,
böylece Sözleşme, 11. Maddesi uyarınca, hukuksal bakımdan yürürlüğe
girememişti.
1941 TÜRK - BULGAR ORTAK DEMECİ
Bu Demeç (Deklarasyon), İkinci Dünya Savaşında Almanların
Balkanlarda ilerlemeğe başladığı sırada, 1925 ve 1929 Türk - Bulgar Andlaşmalarındaki
dostluk, saldırıdan kaçınmak ve birbirine karşı başka Devletlerle anlaşmalara
girmemek yükümlülüklerini doğrulayan bir Bağıttır (s. 639).
1941 TÜRK - SOVYET DEMECİ
Açıklama, 1925 Türkiye - Sovyet saldırmazlık Paktını
anımsatan son belge olacak, Sovyetler Birliği 1945 yılında bu Pakta son
verecekti (s. 643).
1941 TÜRK - ALMAN SALDIRMAZLIK PAKTI
Bu Pakt, İkinci Dünya Savaşı içinde, Türkiye'nin bu savaşın
dışında kalabilmesini sağlayan olgulardan biridir.
Alman Kuvvetleri Haziranda Türk sınırına yaklaşmış
bulunuyordu. Gerçekte, Sovyetler Birliğine saldırıyı planlamış olan Hitler,
böyle bir durumda Türkiye'nin tarafsızlığım sağlamak istiyordu. Türkiye'nin de,
Avrupa'da üstünlüğünü kanıtlamış olan Almanya ile, Üçlü İttifakı ve o sıradaki
"Savaş dışı" durumunu bozmadan, bir Andlaşma yaparak rahat bir nefes
almakta yaşamsal bir çıkarı vardı.
Bu koşullar içinde, Almanya'nın Sovyetler Birliğine
saldırdığı 22 Hazirandan 4 gün önce, Ankara'da Türk - Alman Saldırmazlık Paktı
imzalanmıştı.
1. Madde ile iki Devlet birbirinin bütünlüğüne saygı
göstermeği ve birbirine saldırmamağı yükümleniyordu. 2. Madde ile iki Devletin
bundan böyle ortaya çıkacak sorunların çözümü için aralarında dostça temaslar
yapması öngörülmüştü.
1945 TÜRKİYE - AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ ASKERSEL YARDIM ANDLAŞMASI
Bu Anlaşma Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiye'ye yaptığı
askersel yardımlarla ilgili ilk bağıttır.
Bu Anlaşma Savaş süresi için öngörülmüştür. 9. Maddesi
uyarınca imzaladığı 23 Şubat 1945 gününden başlayarak geçerli sayılmıştır.
Ödünç Verme ve Kiralama Yasası Savaştan sonra ortadan kalkınca, bu Anlaşmanın
uygulanmasına da son verilmiştir.
…
Künye
Soysal, İsmail (2000), Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları
(1920-1945) 1. Cilt (3. Baskı), Türk Tarih Kurumu, Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder