Ülfet Dağ - Geleceği Geçmişle Kurgulamak Bilim Kurgu Romanları ve Çağcıllaştırılmış Mitler – Doktora Tezi, Osmangazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019
İnsanlığın var oluşundan beri mitler yaşamın temel
gizemlerinin anlaşılır kılınması adına etken bir araç olmuştur.
Mitin çağcıl dünya ile arasındaki bağı kuran ise bilim kurgu
eserleridir.
Çalışmada bilim kurgunun mitlerle benzerlik ve farklılıkları
ele alındığı gibi bilim kurgunun mitlerden hangi noktalarda faydalandığı esas
alınmıştır.
Giriş
Bilim kurgu ve mitleri ortak paydada buluşturan faktör
olağanüstü olana gösterdikleri ilgidir. Bu ilginin zekâ ve yaratıcılıkla
harmanlanarak kurguda birleşmesi çağcıl mitlerin oluşmasına zemin
hazırlamaktadır.
(Douglas Adams’ın “Otostopçunun Galaksi Rehberi” ve Frank
Herbert’ın “Dune” eserleri) Eserler ilk olarak arketipçi eleştiri ve daha sonra
monomit ışığında incelenecektir.
Joseph Campbell, kahramanlık mitlerini inceleyerek monomit
kuramını geliştirmiştir.
1. Bölüm
Kavramsal Çerçeve
Kavramsal Olarak Bilim Kurgu, Fantastik, Mit ve Kaoid
İçinde bilime dayalı bir parça gerçekliğin aynı zamanda
düşsel bir boyutun yer aldığı bu tür için Hugo Gernsback
“scientifiction” kelimesini kullanmış terim daha sonra yerini
“science-fiction”a bırakmıştır.
Orhan Duru tarafından önerilen Türkçe karşılığı “bilim
kurgu” olarak kabul görmüştür (s. 8-9).
bilim kurgunun özellikleri: neologism yani yeni kelime
üretmektir. İkinci özellik, novums ya da nova (yeni şeylerin Latince’deki
karşılığı) denilen hayali keşifler, icatlar ya da tarihi değiştirecek
uygulamalardır. Üçüncü özellik, tarihsel bilime dayandırılmışlıktır. / Dördüncü
özellik, oxymoron yani mantıksal çelişkidir. / Beşinci özellik, oxymoron ile
bağlantılı olan bilimsel uydurmalardır. / Altıncı özellik, sublime kronotop
denilen özelliktir. Kronotop, kendine özel zaman ve mekânın olduğu kurgusal
yapıdır. Yedinci özellik, parabel yani kıssa ya da öğretici anlamına gelen
özelliktir. Bir bilim kurgu öyküsü bilimsel tarihî dayanağı ve bilimsel içeriği
ne olursa olsun, edebî bir parabel üzerine kuruludur / s. 11
M.Ö. II. yüzyılda Samsatlı Lukianos, gerçekmiş gibi
sunulmuş yüz olağanüstü olayı anlatan yazıları alaya aldığı “Gerçek Öykü”
isimli bir öykü kaleme almıştır. Yazar bu eserde gezegenler arası bir savaş,
çılgın uzaylı topluluklar, dünyada olan her şeyin duyulduğu bir kuyu ve
görüldüğü bir aynadan bahsetmektedir / s. 15
Poe, eserlerinde daha çok metafizik unsurları kullanır.
Verne, teknik donanım açısından zengin eserler vermiştir. Bellamy’nin
eserlerinde fütürist felsefenin ağırlığı hissedilir. Burroughs’un eserlerinin
macera boyutu ağır basmaktadır
Hugo Gernsbeck, 1926 yılında Lüksemburg’da ilk bilim kurgu
dergisi olan “Amazing Stories”i çıkarmıştır. Bu dergiyle birlikte bilim kurgu,
kimliğini ve karakteristik havasını kazanmıştır.
Siberpunk, temel olarak bireyin geleceğin teknolojisiyle
yaşadığı sorunları ve mücadelesini konu edinir.
“Steampunk”, türlerin karışımı demektir.
Kurgusal edebiyat, gerçek dünyadan yola çıkarak anlatılar
meydana getirirken fantastik gerçekleşmesi mümkün olmayan olaylar bütününü
temel alır.
Mitin Kökleri ve Doğası
Jung’un kolektif bilinçaltı olarak tanımladığı mitler / milletlerin
DNA’sı olduğu söylenebilir.
bilinmedik şeyler elde olan ve bilinen şeylerle
açıklanabilir
pek çok teogonik mitte tanrıların hem insan hem hayvan
özellikleri taşıdıkları görülür.
Çin mitolojisinde göksel tanrı Fuxi ve onun kız kardeşi Nüwa
çoğu kez insan başlı ve yılan gövdeli olarak tasvir edilir
Bulfinch teorilerini scriptural (kutsal kitaba ait),
tarihsel, alegorik ve fiziksel olmak üzere dört başlıkta toplamaktadır.
Scriptural teori, mitik anlatıları kutsal kitaplara bağlamaktadır. Tarihsel
teori, mitolojide geçen isimlerin bir zamanlar gerçek olduğunu ve zamanla
bunlara eklemeler yapıldığını ileri sürer. Alegorik teori, / bütün mitlerin
alegorik ve sembolik olduğunu dile getirir. Fiziksel teori ise hava, ateş ve
suyu dinsel tapınma objeleri olarak görür ve bunları kişileştirerek baş tanrı
hâline getirir (s. 35).
(Lauri Honko) …Etimolojik açıklamada mitik isimlerin
kökenine gidilir. Buradaki amaç, isimlerin ya da sıfatların kökenlerinden
hareketle tanrıların esrarına varmaktır. Tarihî açıklamada toplumların
birbirlerinden etkilenerek mitlerini oluşturdukları görüşü vardır. Bu yaklaşım
bir bakımı karşılaştırmalı mitoloji alanını işaret etmektedir. Evhemerosçu
açıklama, tarihî olaylara dayanan açıklama metodudur. Tanrıların insan
krallardan geldiği görüşünü savunur.
mitin doğası (Eliade):
Mit, doğaüstü varlıkların eylemlerinin öyküsü
Mit her zaman bir ’yaratılış’ ile ilgilidir. / bu nedenle
insana özgü, anlamlı her eylemin örnek tiplerini oluşturur.
İnsan, miti bilmekle, nesnelerin ‘köken’ini de bilir. Bu
nedenle de, nesnelere egemen olmayı ve onların istediği gibi yönlendirip
kullanmayı başarabilir.
Yaşam belirli bir döngüdür ve herkes bu döngü içerisinde
ortak ve kişisel değerleri ile varlığını sürdürür.
Campbell, birbirinden farklı iki mitik düzenden
bahseder. Bunlardan ilki, kişinin doğa ve dünya ile ilişkisini, ikincisi
kişinin toplumla ilişkisi sağlayan mitlerdir. İkincisine sosyolojik mitoloji
adını verir
Karşılaştırmalı mitoloji araştırmaları, ilk olarak 17.
yüzyılda Giambattista Vico’nun “Yeni Bilim” adlı eseri ile ortaya çıkmıştır ve
Vico’ya göre ilk bilim mitolojidir
Dumezil’e göre Hint toplumsal yapısında düzeni
oluşturan üçlü yapı “Brahmanalar” yani din adamları, “Kshattriya” yani
savaşçılar ve “Vaisya-Sudra” yani tüccarlar/üreticilerdir. Dumezil bu toplumsal
düzeni tanrısal boyuta taşır ve toplumsal düzenin tanrılar âlemindeki düzenle
aynı olduğunu karşılaştırmalı bir şekilde açıklar. Tanrısal âlemin ilk katında
"Varuna figürü" ve insanlar arasındaki yargısal ilişkilerin
idamesiyle ilgilenen "Mitra figürü" bulunmaktadır. Bu figürler,
sosyal hiyerarşik düzenin en tepesinde oturan rahipler gibi doğaüstü sistemin
en tepesinde otururlar / s. 46-47
Dumezil, Mitra’nın akılcı ve hukuki yönlerle ilgilendiğini,
Varuna’nın ise daha çok dinî yönleri temsil ettiğini dile getirmiştir. Böylece
Mitra ve Varuna Brahman’ın iki temel fonksiyonunu yansıtmaktadır. İkinci düzeyde
ise genç ve savaşçı tanrılar yer alır. Indra savaşçı olarak kişileştirilir ve
canavarlarla mücadele eder…
Kaoid Kavramı ve Özellikleri
…kaos, Deleuze ve Guattari tarafından “id” ile
birleştirilerek kendisiyle başa çıkılan bir sorun hâline getirilmiştir.
Filozoflar, kaostan kurtulmak ya da kaosu şekillendirmek
için üç farklı olgu gündeme getirir. Bunlar, sanat, bilim ve felsefedir.
Bilim dünyayı gözlemlenebilir ilişki hallerinde sabitler.
Felsefe kavramlar yaratır; bu kavramlar dünyayı yaftalamaz veya temsil etmezler
ama sorunlara ilişkin yeni bir düşünme ve karşılık/ tepki verme biçimi
üretirler. Sanat duygular ve algılar yaratır.
…kaosun, kaos olmayanla kurduğu ilişki sonucu kozmosa
dönüşmesini sağlayan üç unsur sanat, bilim ve felsefe bu dönüşümü sağlayarak
kaoidleri meydana getirir. Sanat bir tablo ya da bir şiirle farklı görüngüler
ortaya koyarak, bilim hesaplamalar üzerinden giderek istatistikî veriler
oluşturarak, felsefe kavramlar yaratarak kaosu deler.
…bilim kurgu eserleri birer kaoid oluştururlar. Özelikle
ütopik eserlerde kaos mükemmel bir düzen hâline dönüşürken distopik eserler
kozmosun yeniden kaosa geçişini göstermektedir.
2. Bölüm
Kuramsal Çerçeve
Monomit, Campbell’ın kahraman için çizdiği yol haritasıdır.
Bu yol haritası yola çıkış, erginlenme ve dönüş olmak üzere üç aşamadan oluşur
Kahramanın yolculuğunda arketipler / kahramanın farklı
kişilik yönlerini ortaya koyarlar.
Frazer, eski ve modern dinlerde ölüm ve yeniden doğuş gibi
mitlerin ortak olduğunu dile getirmiştir.
Jung, doğuştan var olan evrensel içeriklere arketip adını
vermiştir. Arketip yaklaşımıyla rüya ve mitlerle ilgili evrensel semboller
ortaya çıkarılmıştır.
Kendilerini imge ya da simgelerle ortaya koyan arketipler,
anlatı dünyasının içinde yer alırlar.
Frye için arketipler edebi türleri şekillendiren, tekrar
eden öykü kalıplarıdır.
Jung’un kolektif bilinçdışının merkezi olarak gördüğü en
önemli arketip iç benlik/ ben arketipidir. İç benlik arketipi, bilinçdışındaki
diğer arketipleri bilinç düzeyine taşır ve bireydeki bütünleşmenin ana
parçasını oluşturur. Mitlerde ve inanç sistemlerinde sembol olarak daire
şeklinde gösterilen iç benlik arketipi “dünyanın dört köşesi” olarak
nitelendirilmekte ve Hindu dinlerdeki “mandala” anlayışı buna örnek olarak
verilmektedir / s. 60
Bireyleşmenin ikinci aşamasını gölge arketipi oluşturur.
Gölge, olmak istenilen fakat toplumsal normlara uymayan
istek ve duyguların toplamıdır.
Anima- animus arketipi, insanların içe dönük yüzüdür.
Persona (maske) arketipi, bireyleşme sürecinin dördüncü
aşamasıdır.
Persona / kişinin kendine seçtiği dış kişiliği temsil eder.
Personasını oluşturmak isteyen kişi / gölge ve anima/animus
özelliklerini keşfetmek durumundadır.
Kolektif havuzdan kopan kristalize parçalar, muhtelif
milletlerin bilinçdışında milli bir karakter kazanarak farklı renkte maskelere
dönüşmektedir.
Yapılan çalışmalara bakıldığında; mit, destan, masal ve
filmlerde kahramanının aynı yollardan geçtiği, benzer sorunların üstesinden
gelerek zaferler elde ettiği görülmektedir.
Propp’un çözümlemesi başlangıç (serim), eksiklik ve
zafer (gerilim ve düğüm), ortaya çıkarma (çözüm ve mutlu son) olmak üzere dört
ana başlıktan meydana gelmektedir
Rank’a göre kahramanlık, yaşamın ilk dönemini ele
alır. Yaşamın ilk döneminde önemli olan şey kişinin dış dünyaya karşı
bağımsızlığını kazanmasıdır. Kişinin bağımsızlığın kazanılabilmesi için en
önemli unsurlar iş ve eştir
Kahraman arketipinin döngüsel yolculuğunu sistemleştiren Campbell
bunu monomit olarak adlandırmış
Vogler, Campbell’ın bu şablonunu kendine rehber
edinerek senaryo yazarlarının yapması gerekenleri kaleme almış, başlangıç, ilk
eşik, imtihan ve dönüş adını verdiği bir sıralama yapmıştır.
Yola Çıkış Aşaması
Kahramanın yolculuğunda yola çıkış aşamasının ilk bölümü
“maceraya çağrı”dır.
Sezgileriyle maceranın sıkıntılı olacağını hisseden kahraman
/ Çağrıların reddi (ile) macerayı olumsuza çevirir.
“İlk eşiğin aşılması” kahramanın zorlukla karşılaştığı ilk
yerdir. Eşikten başarıyla geçen kahraman, sembolik olarak ölür ve yeniden doğuş
alanına girer. Yeniden doğuş, kahramanın dönüşüme uğraması anlamına gelir.
Erginlenme Aşaması
Erginlenme aşaması, kahramanın geçmesi gereken sınavlardan
oluşur.
Dönüş Aşaması
Dönüş aşaması monomitin son ve tamamlayıcı döngüsünü
oluşturur.
“İki dünyanın ustası” bölümünde, erginleşmek için yola çıkan
ve dönüş eşiğini aşan kahraman hem çıktığı sıradan dünyanın hem de eriştiği
mistik dünyanın ustası olur.
3. Bölüm
“Otostopçu’nun Galaksi Rehberi” ve “Dune” Eserlerinin
Özeti ve Eserlerle İlgili Değerlendirmeler
“Otostopçu’nun Galaksi Rehberi” Eserinin Özeti
Serinin ilk kitabı “Otostopçu’nun Galaksi Rehberi”, eserin
baş kahramanı Arthur Dent’in Ford Prefect adındaki uzaylıyla beraber uzayda
kestirme bir yol yapılması için dünyanın patlatılmasından biraz önce bir Vogon
inşaat gemisine otostop çekerek dünyadan kaçmayı başarmasıyla başlar
Ford'un yarı kuzeni ve part-time Galaktik Başkan Zaphod
Beeblebrox, çaldığı Altın Kalp adlı uzay gemisiyle bilmeden de olsa Arthur'la
Ford'u ölümden kurtarır. Arthur, gemide Marvin adındaki / depresif / androidle
tanışır. Gemide Trillian adlı bir kadın vardır.
eserin ana mekânı Magrathea gezegenidir.
Esere ismini veren rehber, otostop çekerek evreni dolaşan
galaktik gezginlere yönelik hazırlanmış bir yolculuk kılavuzudur.
“Evrenin Sonundaki Restoran” da, Arthur Dent, Ford Prefect,
ve Zaphod Beeblebrox, Vogon gemisi tarafından saldırıya uğradıklarında
Magrathea gezegeninden yeni ayrılmışlardır. Arthur'un bilgisayarı, oldukça zor
bir soru (çay var mı?) ile yanlışlıkla sıkışır. Dördüncü Zaphod Beeblebrox
onları kurtarır. Ortadan kaybolan Zaphod ve Marvin Galaxy editör binasındaki
ofislerinde yeniden ortaya çıkarlar.
“Hayat, Evren ve Her Şey”, Arthur Dent’in dünyada eski
arkadaşı Ford Prefect ile buluşmasıyla başlar. Bu ikili, dünyanın Vogonlar
tarafından imha edilmesinden iki gün önce, bir kriket sahasına düşer.
Arthur ve Ford, savaşın arkasındaki gerçek gücün süper
bilgisayar Hactar olduğunu keşfeder. Trillian ve Arthur, sanal alanda Hactar
ile konuşurlar. Hactar’ın amacı savaş çıkarmaktır.
“Elveda ve Bütün O Balıklar İçin Teşekkürler” eserde Arthur
Dent, yağmur fırtınasında bir gezegende bırakılır. macerasına Fenchurch’le
devam eder. tanrının “Yaratılışın Son Mesajını” yazdığı yere ulaşmaya
çalışırlar. Mesajı Marvin okur ve okuduktan sonra mutlu bir şekilde ölür.
“Çoğunlukla Zararsız”, serinin son eseridir. Olaylar çirkin
gezegen olarak nitelendirilen Lamuella’da geçer. Trillian, Random'ın babasının
Arthur olduğunu iddia eder. Trillian galaksiler arası bir muhabir olmak için
Random’ı Arthur'la bırakarak oradan ayrılır.
“Dune” Eserinin Özeti
Dune dünyası, gelecekte farklı bir zaman diliminde
geçmektedir. Zaman, imparatorluk takviminde 10.191 ile 14.000’ li yıllar olarak
verilmiştir.
Hanedanlar yaşamı her yönüyle kontrol etmektedirler.
10.191 yılında Arrakis ya da halk dilindeki adıyla Dune
gezegeni, Harkonnen Hanedanlığı yönetiminden kurtulmuş ve Atreides
Hanedanlığı’nın yönetimi altına girmiştir. Evrende sadece Dune gezegeninde
çıkan “baharat” ya da “melanj” olarak bilinen bir madde vardır. Leto’nun eşi ve
Paul’ün annesi Jessica, Bene Gesserit rahibeler okulunun üyesidir. Fremenler,
Dune gezegeninin yerli halkıdır.
I. Leto, Harkonnenlerin suikasti sonucu yaşamını yitirir.
Paul ve annesi Jessica yaşam koşullarının çok zor olduğu
Arrakis çöllerine kaçarlar
Paul, bir Fremen olur ve Müeddib adını alır. Fremenleri
örgütleyerek Arrakis Gezegeni’ni ele geçirir ve babasının intikamını alır.
“Dune Mesihi” olaylar imparatorluk takvimine göre 10.206
yılında geçmektedir. Paul, Fremenlerle birlikte giriştiği kutsal savaşın galibi
olmuştur.
“Dune Çocukları” yıl 10.216 / Müeddib ikiz çocukları II.
Leto ve Ganimet’i bırakarak çöle gitmiş ve çocuklar küçük olduğu için
imparatorluk yönetiminin başına kız kardeşi Alia geçmiştir. Baron Vladimir
Harkonnen, Alia’nın zihnini işgal eder
halk sapkınlaşmaya başlamıştır
“Dune Tanrı İmparatoru”, Arrakis artık bir çöl olmadığı gibi
kum solucanları ve Fremenlerin yuvası da değildir.
II. Leto ile barış dönemi gelse de, 3000 yıldan uzun süren
hükümdarlık döneminde bir padişahtan öte acımasız bir tanrıya dönüşmüştür.
II. Leto hem bir solucan hem de Atreides’tir.
“Dune Sapkınları”, II. Leto’nun ölümünün üzerinden binlerce
yıl geçmiş olmasına rağmen onun gerçekten ölüp ölmediği konusunda net bilgi
yoktur.
“Dune Rahibeler Meclisi” Mücadelelerin sonunda geriye
rahibeler ve saygın analar kalmıştır. Bene Gesserit hâlen II. Leto tarafından
çizilen Altın Yol'u sorgulamakta, bir yandan da Eski İmparatorluk'u ele geçiren
Şerefli Analar'ın saldırılarına direnmeye çalışmaktadır.
…
Douglas Adams’ın romanı, geleneksel bilim kurgu romanlarının
aksine, Dünya’nın ve onun üzerindeki her şeyin yıkımı ile başlar.
Serinin son romanında Dünya hâlâ varlığını sürdürmektedir.
Roman, evrenin bir anlam veya bir amaç taşıdığını ortaya çıkarmanın aksine
bütün her şeyin anlamsızlığını gösterir.
Carl Kropf / eserde üç olayın varlığından söz eder: Bu
olaylardan ilki yaşamın, evrenin ve her şeyin anlamının ne olduğu sorusuna
yanıt araması için Derin Düşünce bilgisayarının kurulumudur. / Cevap 42’dir.
cevabın neden 42 olduğu sorusu yanıtsız kalır. İkinci olay, karakterlerin yemek
yemek için evrenin sonundaki restorana zamanda yolculuk etmesidir. Bu
yolculuğun amacı zamanın sonunu izlemektir. Restorandaki sıkıcılık yüzünden
zamanı izlemekten vazgeçerler. Üçüncü olay ise Arthur’un, tanrının evrene
bıraktığı son mesajı keşfetmek ve onu okumak için çabalamasıdır.
…yaşamın amacı bir yere varmak değildir. Yaşam başlı başına
yolculuktur.
Arrakis Gezegeni yönetim açısından kaos ortamından
Atreideslerle birlikte bir düzene geçmiş ancak süregelen entrikalar yüzünden
tekrar kaosa sürüklenmiştir. Paul Atreides, Arrakis’i tekrar yeni bir düzene
sokmuştur.
4. Bölüm
Geleceğin Mitolojisi Olarak Bilim Kurgu Romanları
(Clarke) Yeterince gelişmiş bir teknoloji büyüden ayırt
edilemez
İlksel insanla modern insanı birbirinden ayıran fark
yaptıkları eylemlerdir. İlksel insanların mitlerle yaptığı doğayı ve olguları
açıklama eylemlerini günümüz insanları bilimle yapmaktadır.
…evrensellik çağcıl mitlerin en önemli özelliğidir.
Bilim kurgu eserlerinin faydalandığı iki önemli kaynak,
Antik Yunan ve İncil mitleridir -Eski ve Yeni Ahit-. Bunların dışında en çok
faydalanılan diğer kaynak ise Kuzey Avrupa mitleridir / s. 100
“Mitopoetik mitin modern yazarlar tarafından yaratılması; belirli
bir grup insan için felsefi fikirleri kontrol eden sembol ve anlatıların
geliştirilmesi” anlamına gelir
İlksel mitlerde elementler tanrısal güçlerdir ve
mitopoetikte bu elementler tanrısal güçlerin sembolleri hâline gelir.
Mitlerden bilime geçişte bilim kurgu bir aşama olarak
görülebilir.
Simon Lake, Jules Verne’in “Denizler Altında Yirmibin
Fersah” (1869) eserinden etkilenerek denizaltı inşa eden ve denizaltını ilk
defa açık denizde başarılı bir şekilde kullanan kişidir. Arthur C. Clarke
iletişim uydularını, Robert Heinlein nükleer savaşı önceden tahmin etmişlerdir.
Pek çok bilim adamı Mars’a roket fırlatmada Ray Bradburry’nin “Mars
Üçlemesi”nden (1950) etkilendiklerini söyler. Aldous Huxley ve pek çok yazar
koyun Dolly klonlanmadan önce klonlamayı öngörmüşlerdir. Robert Silverberg
“Shadrach” (1976) romanında yapay karaciğeri detaylı bir şekilde betimlemiştir
/ s. 105
Asimov “Vakıf’ (2004) serisinde, Galaktik
imparatorluğun çökmekte olan öyküsünü anlatır. Çöküş, Harry Seldon isimli bir
matematikçi tarafından öngörülmüşse de önlenememiştir. Seldon, yeni
imparatorluk kuruluncaya kadar yaşanması kaçınılmaz olan barbarlık döneminin 30
bin yıldan bin yıla indirilebileceğini hesaplamıştır. Bu amaçla galaksinin iki
ucunda ayrı olarak Vakıf kurulur. Serinin ilk kitabından son kitabına
gelindiğinde anlatılanların evrenin yeniden yaratıldığı bir yaratılış miti
olduğu gözlemlenir.
Ursula Le Guin “Karanlığın Sol Eli” (2016) eserinde,
her yanı buzla kaplı ve ortalama sıcaklığın genellikle eksi derecelerde olduğu Gethen
(Kış) / Gezegende farklı yönetim biçimleriyle birlikte farklı insan
toplulukları yer almaktadır. Bütün insanlar cinsiyetsizdir. Ay döngüsü, 26
gündür ve insanlar bu bir aylık sürede sadece 4-5 günde hormonal dengelerini
belirleyip kadın ya da erkek olmaktadır. Hikâyede Ekumen adı verilen ve
içerisinde insan ırkı barındıran 80 kadar gezegenin olduğu Birleşmiş
Milletler'i andıran bir birlik vardır. Bu birlik, Gethen/Kış isimli erdişi
insanların yaşadığı gezegene bir elçi gönderir. Elçinin amacı Gethen'i Ekumen'e
katılmaya ikna etmektir. Elçi, yabancı olduğu bu gezegende gerçekleştirdiği
gezileri sayesinde çok farklı coğrafyaları ve iklimleri görür. Gezegen
içerisinde farklı kültürler ve dinler hakkında bilgiler verilir. Gethen
mitleri, Karhide ocak hikâyeleri, yaratılış efsaneleri ve dinî metinlerden
sunulan örneklerle yazar, farklı bir gelecek miti tasarlamıştır.
Stanislaw Lem’in “Solaris” (2016) eseri, ilginç bir
bilim kurgu dünyası yaratmıştır. Tek bir devasa okyanusla kaplı bir gezegen
olan Solaris’te okyanus insanların zihnini okuyabilir, yakınındaki insanları
fark edebilir. Okyanusun bir başka önemli özelliği ise insanların insanüstü
yeteneklere sahip kopyalarını yaratabilmesidir ancak bilim adamları Solaris’le
iletişime geçemezler. Gezegen aynı zamanda bir tanrı rolündedir, yörüngesini
kendi belirler, bazen tuhaf şekillerde devasa nesneler yaratır. Okyanus,
kendini anlamaya çalışan bilim adamlarının bilinçaltını okuyarak onların
derinlerde yatan pişmanlıklarını ve acılarını canlı yaratıklar olarak onlara
gönderir. Böylece eser boyunca yazar, tanrı rolünü yüklediği bir gezegenin
varoluş mitini yazmıştır. / s. 108-109
5. Bölüm
Geleceği Geçmişle Kurgulamak: Bilim Kurgu Romanları ve
Çağcıllaştırılmış Mitler
Dune Gezegeni’nin yaratılış miti doğanın döngüselliği
üzerine kurulmuştur. Doğanın kuraklığı ve susuzluğu ölümle; verimliliği ve
yeşilliği yeniden doğuşla özdeştir. “Otostopçunun Galaksi Rehberi”nde evrenin
sırları çözülmeye çalışılır.
…evrenin sırrı çözülürse evren kendini yok edecek ve yerine
yenisi gelecektir. İki eserin de öne çıkan önemli kozmolojik unsuru,
döngüselliktir. / s. 122
Arrakis’in en önemli zenginliği baharat adıyla bilinen
melanj bitkisidir.
Melanj, yaşlanmayı geciktirici özelliğe sahiptir. Az
miktarda alındığında hafif, günlük iki gramdan fazla alındığında ise şiddetli
bağımlılık yapar. Baharatı tüketen kişinin gözleri tamamen maviye
dönüşmektedir. Baharat aynı zamanda Paul Müeddib'e kehanet gücünü ve yön
buluculara üç boyutlu uzayda seyahat etme yeteneğini verir. Baharatın ortaya çıkış
miti “yaradan” adı verilen solucanlarla ilgilidir (s. 133).
Atreusoğulları soyundan gelen, ataları Agamemnon olan Paul
ve Alia hem Yunan hem de Roma mitolojisinden esintiler sunmaktadır.
Bene Gesseritler, Roma mitolojisindeki Vestal rahibelerine
benzemektedir.
Vesta’ya tapma işlemleri ile ilgilenirler. En önemli
görevleri devlet ocağının ateşini yanar şekilde tutmalarıdır / s. 138
Eserde Paul’e üç isim verilmiştir. Bunlar; Kuisatz Haderach,
Usûl ve Müeddib’tir. Kuisatz Haderach -aynı anda pek çok yerde olabilen kişi-
ismi, Bene Gesseritlerin -eserdeki rahibeler topluluğu- genetik yoldan üretmeye
çalıştıkları, organik zihinsel güçleriyle uzay ve zaman arasında köprü kuracak
erkek Bene Gesserit’e verdikleri isimdir. Paul, tüm bu özelliklere uyar. Bene Gesserit’in
Paul’ü de ilgilendiren kehaneti şudur: “Günün birinde bir erkek çıkıp ilacın
lütfuyla birlikte kendi iç gözünü bulacak ve bizim bakamayacağımız yere
bakacak, hem dişil hem eril geçmişlere”. Bahsi geçen kehanetlere uyan kişi
Paul’dür. Özellikle Rahibe Ana’nın yaptığı test ve Arrakis’e sürüldükten sonra
ilacın lütfu yani melanj baharatı sayesinde Paul, önseziye sahip olmuştur (s.
148).
Kahramanın Sonsuz Yolculuğu…
Paul, Caladan’dan Arrakis’e; Arthur ise Dünya’dan farklı
gezegenlere doğru bilinmeyenlerin kapısını aralar.
Paul’ün rüyasında Arrakis Gezegeni’nde bir mağarayı görmesi
kendisine yapılan bir çağrı niteliği taşır.
Arthur’un habercisi Ford Prefect’tir.
Maceraya atılan iki kahraman çağrıyı reddetmeden kendilerine
açılan yeni yaşam kapısından içeri girerler.
Paul için gerek Caladan’da gerekse Arrakis’te koruyucu figür
olarak pek çok kişi vardır. Leydi Jessica / Dr. Yueh, Kynes, Thufir Hawat,
Duncan Idaho, Gurney Halleck ve Dük Leto ve Stilgar…
Arthur’un yardımcıları Ford Prefect / Slartibartfast
Paul’ün simgesel olarak yeniden doğma evresi mağara ile
gösterilmiştir
“İlk eşiğin aşılması” kısmı iki kahraman için üç aşamadan
oluşmuştur. Paul için bu aşamalar gomcebbâr testi, Harkonnenlerden kaçış ve
Fremen çöllerinde hayatta kalabilme mücadelesinden oluşur. Arthur, Yerküre’nin
yıkımından, Vogon gemisinden atlayarak ölümden ve son olarak Altın Kalp
gemisiyle yasa dışı iniş yaptıkları için Magrathea gezegenindeki füze
saldırısından kurtulmuştur.
Erginlenme Aşaması
…kahramanların yeni yaşamlarında bir dizi sınavdan
geçtikleri aşamadır.
Sınavları geçen kahramanı bekleyen diğer safha karşı cinsle
karşılaşmaktır.
Son olarak düşmanlarını ve korkularının yenen kahraman için
“nihai ödül” vaktidir.
Paul’ü Fremen dünyasında bekleyen üç sınav vardır. Bunlardan
ilki bir solucanın sırtına binerek kum süvarisi olması, ikincisi Rahibe Analar
gibi yaşam suyunu değişime uğratması ve sonuncusu kuzeni Feyd- Rautha ile
yaptığı düellodur.
Arthur’un erginlenme aşamasının sınavları gezdiği farklı
gezegenlerde kendisine verilen görevlerdir.
Paul için tanrıça, Chani demektir
Eserde Arthur’un animası olarak görülebilecek diğer kadın
Trillian/Tricia’dır.
(Paul) Tanrı olmayı hiç istemedim, diye düşündü. Tek
istediğim sabah ışığında mücevher gibi parladıktan sonra kaybolan bir çiğ gibi
olmaktı.
Paul’ün egosundan sıyrılarak, hem dünyevî hem ruhanî
dünyasında olgunluğa erişmesiyle “nihai ödül”ü hak etmiştir. Başarılarının ona
getirdiği “nihai ödül”, “tanrılaştırılma”sıdır.
Dönüş Aşaması
…kahramanın yolculuğu, kahramanın çıktığı dünyaya dönmesiyle
son bulur.
Paul’ün dönüşü toplumsal düzeni yeniden sağlamak ve kurduğu
imparatorluğu yıkmak üzerine kuruludur. Arthur çıktığı uzay yolculuğundan sonra
kaybettiği dünyasına geri dönme arzusu içindedir.
Paul’ün dönüşünde en büyük yardımcısı oğlu II. Leto’dur
çünkü kendi tamamlayamadığı şeyi oğlu tamamlar ve Leto insanların gelecekteki
yaşamları için tüm sorumluluğu üzerine alır.
Sonuç
Bilim kurgudaki mitler, Antik mitlerden beslenerek modern
anlayışa göre uyarlanmıştır.
Mitleri çağcıl yaşama uyarlayan bilim kurgunun kahramanları
da mitik kahramanlardan esinlenmiştir.
…iki eserde de kozmogoni geniş yer tutmaktadır. Kozmogoni ya
da evrenin yaratımı eserlerde döngüsellik üzerine kurulmuştur.
Paul Atreides ve Arthur Dent’in iç benlik, gölge,
anima/animus ve persona arketipleri ışığında içsel bütünlüklerini
tamamladıkları ve kahraman olma yolunda ilerledikleri gözlemlenmiştir.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder