Arnd-Michael
Nohl - Eşya ve İnsan
Bir Pratik İlişkinin Felsefesi, Pedagojisi ve Sosyolojisi
…öğrenmede, eğitimde / maddi eşyanın bir anlamı olduğu bende
kuşkuya yer bırakmıyor.
2. Bölüm'de yıllar önce öyküsel bir söyleşi yaptığım genç
bir kadının yaşamöyküsüne başlıyorum.
…bu genç kadın keçeden oyuncak bebek yapımıyla ilgili yeni
bir teknik keşfetmiş ve bunu üretim aşamasına getirmişti.
Yönelim geliştirmenin maddi eşya ile temas sonucu
gelişebileceği pedagoji açısından her koşulda düşünülebilir. Ama eşya kendi
kendini oluşturup bir yönelim geliştirme sürecini gerçekleştirebilir mi? Bu
soru pedagojik antroposantrizmi (insanmerkezciliğini) çelişkiye sokabilir. Bu
çelişkili durum insan ve eşya arasındaki ilişkiyle ilgili antropolojik
görüşlerin incelendiği 3. Bölümün konusudur.
…günlük yaşamdaki insan ve eşya ilişkisi -insan açısından-
her zaman için bir idrak etme ve öğrenme ilişkisi olarak da tanımlanabilir. Bu
nedenle 4. Bölüm’de maddi eşyayla öğrenmeyi ele alıyorum.
(5. Bölüm) Peki, ama ya eşya olduğu gibi kalmıyorsa? Ve
sadece eşya değil, onunla ilişki kuran insan da değişirse?
(6. Bölüm) eğitsel amaçlar,
7. Bölüm’de gösterdiğim gibi yenidoğanlar ancak zamanla
kendileri ve eşya arasındaki farkı görürler.
8. Bölümde de esas olarak sosyo-eşyasal kolektifi “bağlaçsal
transaksiyon alanları” olarak ele alıp bu “eşzamanlı olmayan eşzamanlılığı”
(Pinder) inceliyorum.
Eşya ile sosyalleşme, somutlaşmış eğitim süreçleri,
artefaktlarla yönelim geliştirme ve öğrenmeye dair farklı bakış açıları 9.
Bölüm’de bir araya getiriliyor.
Bayan Hintzer ve Onun Oyuncak Keçe Bebekleri
...yaklaşık 35 yaşlarındaki kadın bir yıl önce çok az bir
başlangıç sermayesi ile Berlin-Mitte’de bir oyuncak bebek ima¬lathanesi kurduğu
için ilgimi çekiyordu.
Peki, ya oyuncak keçe bebekler, nasıl başladı?
Hintzer: Bu da komikti, burada, parkta biri vardı.
Çocuklarla keçe yapalım dedi ve tuhaf bir yünü keçeleştirerek çocuklarla keçe
yüzeyler ve toplar yapmayı denedi.
Önce küçücük bir topakla başlanır ve o giderek büyür ama bu
olağanüstü çaba ge¬rektirir ve (işi sonuçlandırmak) pek ekonomik olmaz. Ama en
azın¬dan bunun olabileceği anlaşılır. Yünle keçe yapmak ve bunun sağlam olması.
İşte sonra da sararak biçimler oluşturdum; sanıyorum bu bü¬yük bir sır değil
ama hiçbir keçecinin de bunu denediğini düşünmü¬yorum çünkü onlar yünden keçe
yapılabileceğini düşünmüyor; bu bir biçimde güncelliğini koruyan bir söylenti.
Şans işi; benim şansım.
(yönelim geliştirme) Ancak eski bağlantılardan kurtulup
yenilerinin kurulmasına cesaret edilirse eşyanın gizli anlamları açığa
çıkabilir
Sabine Hintzer oyuncak keçe bebekleri değerinde bir fiyata
satabileceğinin farkına varınca, önüne giderek daha yeni yaşam yönelimleri
çıkar.
Oyuncak keçe bebekleri ödüller alır ve Almanya'nın her
yerinde müşteriler tarafından beğenilir.
İnsan ve Eşya Arasında: Antropolojik Sorular
İnsanın kendisini eğittiği konusuyla ilgilenmiştir Humboldt
İnsana dair çeşitli antropolojik saptamaları ele alırken,
önce özellikle insanı hayvanla arasındaki farkla tanımlayan çalışmalara bakacağım
Bu sorunun altında yatan insan ve eşya arasındaki farkı ben
felsefi ve sosyolojik bir yaklaşımın, Bruno Latour’un aktör ağ kuramı
yardımıyla oluşturmaya çalışacağım.
Moderni oluşturan toplum ve teknolojinin, kültür ve doğanın
ayrılmış olması değil, eşya ve insan arasındaki bu ağın çağdaş düşüncede,
Latour’un “temizleme” dediği, yani kültür ve doğanın dikotomisiyle üstünün
kapatılmasıdır.
Latour için eylem her zaman insan ve insan-olmayan failleri
kapsamıştır. Bu nedenle onun için insanı eşyadan soyutlamak anlamsızdır…
Realizm ve İnşacılık Arasında Maddi Nesnelerle Öğrenmek
Bir alet olarak eşya onu kullananın özgürlüğünün ne kadar
sınırlı olduğunu daha açık bir biçimde ortaya koyar.
Kaşık gibi basit şeyler bile bilmeyen birinin eline
geçtiğinde, örneğin bir bebeğin, kullanımı zor bir hal alabilir.
Eşyayı doğru kullanmak, genellikle sadece eşyanın
kullanılması ile öğrenilir
Öğrenmede -özellikle eşya ile öğrenme için- en tipik olan,
öğrenilenin zaten var olması durumudur.
Bu nedenle öğrenme süreci nesnelerin önceden belirlenmiş
işlevleri ve onların sembolik anlamları ile ilintilidir.
Gerçeklik ve insan düşüncesi nasıl birleşir?
(Pierce) ger¬çeklik ile düşünülen arasındaki bağı, gerek
“tüm bilgilerimizin deposu olan geçmişi, gerekse bir nesnenin özellikleri ile
ilgili düşüncelerimizi muhtemelen değiştirebilecek yeni deneyimlerin
yaşanabileceği geleceği kapsar.
…biçim her zaman işlevi izler ve bu bir yasadır.
Bunu determinist olarak yorumlamadan şöyle söylenebilir:
(Yeni) işlevler (yeni) biçimleri izler.
...eşya ile ilgili insana özgü bir bilincin nasıl
oluşabileceği sorusu:
Peirce bu konuda bilinci üç kategoriye ayırır: Birincisi
“hiçbir teşhis ve analize dayanmayan bir niteliğin pasifbilincini” temsil eden
“duygudur”. İkincisi bir “direncin” bir dış “olgunun', bir “kesintinin”
bilincidir. Üçüncüsü ise zamana bağlı bir öğrenme anı, bir düşünce olan
“sentetik bilinçtir”
Şaşırma anı öğrenme kuramı açısından çok önemlidir.
Sonrasında deneyim yüzünden bozulacak, yok edilecek olan insana ait ilk
beklentiler, fikirler ve tasarılar, o anda “Non-Ego” ile “bu yabancı
istilacıyla onun birdenbire ortaya çıktığı anda” karşı karşıya geliri
(Otomobil kullanma pratikleri) kavrama noktası ile ilgili
aynı anda gaz verirken, ustaca ayağını debriyajdan çekme anına nasıl gelinir?
Alıştırma yap. Alıştırman bittiğinde tekrar alıştırma yap.
Her şey kendiliğinden olur, bunu düşünerek yapmamalısın
“Düşünerek” kavrama noktasının bulunmayacağı burada bir kez
daha anlaşılıyor.
bilincin üç kategorisini bir kez daha hatırlayıp bunları
nesneler karşısındaki davranışlarımızla ilişkllendirelim: Birinci¬lik
çerçevesinde, nesne ile insan arasında, insanın başka eşya ya da deneyimle
ilişki kurmasının mümkün olmadığı doğrudan, spontane bir temas gerçekleşir.
İkincilik ile Peirce, bir değişikliğin ya da Peirce’in dediği gibi eşya ve
insanın birbirini harekete geçirmesi sonucu (beklenmedik ama üzerine
düşünülebilen) bir deneyimin ortaya çıkabileceği, “çatışma unsurunun” yaşandığı o anı ifade
eder. Üçüncülük ise bir cümle olarak da ifade edilebilen ama özellikle davranış
alışkanlığı olarak mevcut olan bir kanıyı tanımlar.
Yönelim Geliştirme ve Eşyanın Yeni İşlevleri: Transaksiyon Perspektifinde
İnternette Emekli Bir Kadın
İnsan bilgisinin “nesne”si olur.
Eğitimin Maddiliği
Bedenin dinlenmesi yastıklarla değil, oturma biçiminin
yaylanıp salınmasıyla sağlanır…
…maddileştirilmiş eğitim ancak insanların eşyaya mal edilen
beklentilerle karşı-laşmasıyla, yani “eşyanın standartlaştırıcı ve davranışları
belirleyici işlevinin” insandan belirli
eylemleri ve bunların arkasındaki yönelimleri beklediği yerde gerçekleşir.
Eşya Dünyasında Sosyalleşmek
Mead’in pragmatist sosyal kuramı bize inşacı gerçekçiliğin
toplumsal bakış açılarına nüfuz etme olanağı tanıyor.
Mead, benlik oluşumunu doğrudan sosyal etkileşim ile
ilişkilendirir.
Mead’e göre bilinç, uyaran ve tepki arasındaki direkt
bağlantı, koptuğu anda oluşur, yani insan nasıl bir tepki göstereceğini
sezgisel olarak bilmediğinde.
Eşyaya nasıl özel anlam yüklenebileceğini çocukluklarına
geri dönüp bakan yazarların yaşamlarıyla ilgili anılarını okuyarak görebilir
insan.
Eşyanın Büyüsü: Halide Edip Adıvar’dan Mor Salkımlı Ev
Babasının padişahın sarayında önemli bir gö¬revi vardı, aile
tüm akrabalarla birlikte saraya yakın büyük bir konakta yaşıyordu.
Doğduğu ev ile ilgili şunları yazar: Evin kendisi, çocuğun
hafızasında Mor Salkımlı Ev yaftasını taşır.
Sabahın ilk saatlerinde, burada dolaşan, çiçek ve ağaç
sulayan, bir alay güvercine yem veren bir kadın görürsünüz.
Sokak üstünde, büyük bir odada, bir yer yatağında beyaz
gecelikli bir kadınla koyun koyuna yatmaktadır.
Eşya burada özbenliğin durumunu yansıttığı ölçüde fiziksel
“me”ye dönüşür. Halide Edip Adıvar evin farklı yanlarını ve dönemlerini
yansıtarak aynı zamanda özbenliği ve ondaki de¬ğişimlere de ışık tutmuş olur.
Walter Benjamin'in Bin Dokuz Yüzlerin Başında Berlin'de
Çocukluk adlı kitabı
Okuldan geldiğimde çoğu zaman yaptığım ilk şey, en sevdiğim
uğraşlarımdan birinin -çıkartma resimler örneğin- uygulama alanı haline
getirdiğim yazı masamla kavuşmamı kutlamak olurdu.
Adıvar’da eşya sadece biyografik bağlama özgü bir öğe değil,
aynı zamanda mekânsal bir boyuta da sahip. Mor salkımlı ev ile bu vurgulu bir
biçimde betimlenir
…yazı masası ve Benjamin’in betimlediği birçok başka eşyanın
ne¬redeyse mekânı yoktur.
Eşyanın burada farklı biçimlerde deneyimlenip betimlenmesi,
bu yazarların dünyaya yaklaşım tarzını ve onu nasıl betimledik¬lerinin bir
belgesidir de. Halide Edip Adıvar daha büyük (bi¬yografik ve tarihsel) bağlamları
konu olarak tercih ederken, bir kadın asker ve parlamenter olarak bunları
sadece betimlemekle kalmayıp, kendisi de şekillendirmiştir. Benjamin
yaşamındaki fragmanlara ve desenlere, anlayışını oluşturan küçük şeylere
yönelir.
Orhan Pamuk'un anıları çocukluğunun geçtiği İstanbul'daki
eve sıkıca bağlıdır.
Bağlaçsal Transaksiyon Alanlarında İnsanlar ve Artefaktlar
Geçip giden bir dünyada nesneler geçip gitmez,
…eşya kalıcıdır
…araç gerecin araç gereç olma hali’: eşya ile insan arasındaki fiili bağlantıların
dışında tutularak anlaşılamaz: “Araç gerecin kullanımı olayında araç gereç
olanla gerçekten karşılaşmamız gerekir.’
Tarladaki çiftçi kadın giymektedir ayakkabıyı. İşte burada o
neyse odur. Kadın çalışırken ayakkabıyı ne kadar az düşünür ya da ona hiç
bakmaz ya da onu hiç hissetmezse, ancak o zaman daha sahici olur.
…ayakkabı burada bilgi nesnesi değildir. Aksine çiftçi
kadınla öyle sıkı bir ilişkiye girer ki onun ayaklarıyla bütünleşir.
İnsanla içinde bulundukları fiili bağlantılar kaybolunca
eşya unutulur.
Genel Bakış: Eşya Pedagojisi
...pratikte hep eşyaya bağlıyız.
Mead’in gösterdiği gibi çocuklar kendileriyle nesneler
arasındaki farkı kavrar kavramaz, eşyanın bakış açısını benimseyebilirler.
Eşyanın kendi eylemlerine nasıl tepki göstereceğini, / tahmin ederler. İnsanlar
kendi eylemlerine gösterilen eşyasal tepkiyi sezdiklerinde, eşya onlar için
anlamlı ötekine dönüşür.
Belirli bir eşya ile etkileşim (örneğin Walter Benjamin'de
yazı masası) insanların kimlik oluşumunda faydalı olur.
…insan tarafından manipüle edil¬diğinde, o insan eşyanın
tepkisinin farkına varır. Bu ikincilik anı öğrenmede çok önemli çünkü insan
burada bir şaşkınlık yaşar: İnsanın o ana kadar bildiği ve yapabildiği şeye
onun o ana kadar eşyaya dair bilmediği yabancı bir nitelik eklenir.
…
Padagogik der Dinge
Türkçeleştiren: Özden Saatçi
Ayrıntı Yayınları, 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder