13 Mayıs 2015 Çarşamba

Hilmi Ziya Ülken - Yahudi Meselesi

Hilmi Ziya Ülken - Yahudi Meselesi

Yahudi meselesi her şeyden önce dinî bir meseledir.

Sioniste
Ancak 19. asır içerisinde Yahudiler siyasi hürriyetlerini kazandıktan ve Avrupa’da iktisadi bir nüfuz elde ettikten sonra Herzl tarafından ortaya atılmıştır.
Bunlara göre Yahudi meselesi her şeyden önce bir Yahudi milleti teşkil etmek meselesidir.

Yine Yahudilere göre Yahudi olmayanlar arasında doğan anti-sioniste görüşü…
Yahudi cemaatlerini bir araya toplamak, tarihin seyrini değiştirmek istemektir.

Anti-semitisme
Bunlara göre Yahudiler, Hıristiyanlığa, milliyetçiliğe, idealizme zarar veren faydacı, mercantiliste bir zihniyeti temsil etmektedir.

Yahudi raciste’lerinin tezi…
…Yahudi birliğini her şeyden önce ırkî bir birlik üstünlüğünden bahsetmek suretiyle Arya ırkı’nın üstünlüğünden bahseden ırkçıların aynı görüşüne bağlanmaktadır.

Tez 1-) Yahudiler burjuvaziyi kurmuşlardır. Bütün modern kapitalizm Yahudilerin eseridir.

İlkçağda beyti iktisat ve kölelik büyük endüstrinin doğmasına imkân bırakmıyordu.
Feodal rejim, daha sonra ortaya çıkacak olan iktisadi istihalelere zemin hazırladı.
Feodal dönemde toprağı, mülkü olmayan tüccarlar ileri dönemde burjuva sınıfını teşkil eden ilk unsur oldular.
Burjuva sınıfının tamamının Yahudi olmayışı yazara göre bu tezi geçersiz kılmaktadır.

Tez 2-) Yahudiler yalnız fayda fikriyle hareket ederler. Tüccardırlar ve garp cemiyetini conmercialiser etmişlerdir.

Yahudiler ancak kapitalizmin tamamlayıcı unsuru olmuşlardır.


Tez 3-) Yahudiler materyalisttir. Bu tezi ileri sürenler metaryalizme bilgi teorisindeki felsefi manasından ziyade kaba, hodgâm, fayda düşkünü manalarını vermekte, yani kelimeyi pejoretif şekilde kullanmaktadırlar.

Endülüste tanınmış birçok büyük mistik Yahudi feylosofu vardır.
İspanya’dan Hollanda’ya yerleşmiş bir Yahudi olan Spinoza bunlardan biridir.
Bergson, Durkheim ve onu takip eden Levy-Brühl vs.

Alman sosyologlarından von Wiese, Durkheim’deki kolektif ruh veya kolektif şuur telakkisinin köklerini (Durkheim’in) mensubu olduğu Yahudi cemaatinin zihniyetinde görür.

Tez 4-) Yahudiler daima milliyet aleyhtarlığı yapmışlardır.
Yazara göre Yahudiler, intibak ettikleri milletlerin kültürüne hizmet etmektedirler.

Tez 5-) Yahudilerde kapalı cemaat zihniyeti vardır. Onlar başka milletlere, kavimlere karışmak/kaynaşmak istemezler.
Yahudi mabudu (…) sırf Yahudi kavmine münhasır kıskanç bir tanrıdır.
Buna karşın dünyanın çeşitli coğrafyalarına yayılmış oldukları için bu tez savunulamaz.

Tez 6-) Yahudiler ticarete ihtikârı getirdiler. Faiz vs. yoluyla mali sermayenin gayrı meşru bir tarzda gelişmesine sebep oldular. Hasılı, ticaretin ahlaki olmayan bir tarzda inkişafında amil oldular.

Tez 7-) Yahudi ırkı arya ırkını anlayamaz. Sami ırkının kendilerine mahsus vasıfları vardır. Sami dehanın Hint-Avrupa dehasına nüfuz edemeyecek kadar hususiyetleri ve ayrıcalıkları vardır. Mesela Samiler mistiktir; Hint-Avrupailer rasyonalisttir.

Tez 8-) Yahudiler her hangi sahada bir şey yaratmaktan ziyade yalnızca mukallit yetiştirirler.

Tez 9-) Yahudiler kozmopolittir. Vatanlarını kaybettikleri için vatan fikri ve vatanseverlik aleyhindedirler.

Tez 10-) Yahudiler daima birlikte yaşadıkları başka kavimlere zarar vermişler ve menfaatlerini temin için onları istismar etmekten çekinmemişlerdir.

Tez 11-) Yahudiler hiçbir millet tarafından asla sevilmemişlerdir.

Moise Mendelssohn zamanında başlayan emancipation mücadelesi nihayet Yahudilerin kapalı cemaat olmaktan çıkarak diğer vatandaşlarla aynı haklara sahip olmalarını temin ettiği için artık 19. asır içerisinde Yahudi meselesi eski ehemmiyetini kaybetmiş, hatta bazı Yahudiler hizmetleri ve nüfuzları sayesinde asalet sınıfı içerisine bile girmişlerdir. (s. 21)

Tez 12-) Sionisteler bütün tarihi mücadeleler içinde saf bir Yahudi ırkının devam ettiğini ve Yahudi birliğinin bu ırk birliği sayesinde mümkün olduğunu iddia etmektedirler.

Sağlam bir exloitation sistemine dayanan büyük imparatorluklar içinde Yahudiler zararsız bir unsur olmuşlar (Roma İmparatorluğu, Abbasiler, Endülüs Devleti, Osmanlı Devleti ve İngiliz İmparatorluğu)…

Yahudi Kavminin Temelleri
…bir Yahudi milletinden bahsedilemez.

İnsanlar eğer tek bir somatik vasfa bir vasıflar mecmuuna göre tasnif edilecek olursa, seçilen vasıflara uygun bir Yahudi yoktur ve olmaz.
Bugün âlimler için fiilen kat’i manada bir Yahudi ırkı yoktur, nitekim bir İngiliz veya Alman ırkı da yoktur. (s. 29)

Judaisme, milli bir din olarak görülmektedir.

Yahudi Tarihinin Birinci Safhası
İbraniler sağlam ve devamlı bir devlet kuramadılar.
Davut ve Süleyman’ın saltanatı az zaman sonra parçalandı.
İbrani kavmi tarihe ancak dini dehasıyla girmeye muvaffak oldu. Din onlar için artık yalnız eski kabilelerin ananevi itikatları mecmuu değil, fakat çok sağlam ve kenetli, patriyarkal aile yapısına dayanan, parçalanmaz, bölünmez site ruhunun kendisidir.

Beni İsrail’in ilk vatanı Mezopotamya’da Ur şehriydi.
Yakub’un oğullarından Yusuf onları Mısır’a götürdü.
Burada beş asra yakın bir zaman kaldılar.
Musa, Yahudileri Mısır’dan çıkararak tekrar eski topraklarına yerleştirdi.

Cabbale ilk Yahudi itikadındaki sert, haşin ve kıskanç Yehudanın yerine insanlara sevgi ile bakan ve onları kendine cezbe ile bağlayan alemşumul tanrıyı koydu. (s. 45)

Yahudilerin aile ahlakı zaman içinde tek zevceli şekle büründü.
Bu yolda aile ahlakı mülkiyet ahlakına o kadar bağlandı ki, nihayet mülkiyetin parçalanmasına ve ailenin gevşemesine sebep olan her harekete günah ve cürüm gözüyle bakılmaya başlandı. (s. 47)

İsa, Yahudileri kapalı bir cemaat olmaktan çıkarmaya çalıştı, ne var ki kapalı cemaatin reaksiyonu sonucunda çarmıha gerildi. Bundan sonra Yahudiler arasında iki görüş devam etti. Adana civarında Tarsi’li ve Yunan kültürüyle yetişmiş bir Yahudi olan Saint Paul, ilk zamanlar Hıristiyanlık aleyhinde konuşmuşsa da aniden dönerek insanları İsa’nın gösterdiği yolda irşad etmeye mamur oldu.

Apollo’nun yerine İsa, Aphridite’in yerine de Meryem kaim oldu.

Yahudi Tarihinin İkinci Safhası
İsrailliler yekpare bir millet teşkil edemediler. Fakat asırlar zarfında eski vatanlarına dönmek arzularını asla kaybetmediler.
İlk Mısır esaretinden sonra arz-ı mev’ud’u aradıkları gibi uzun müddet yine arz-ı mev’ud’u aradılar. Bu ümit ancak 18 asır sonra sionisme’in kurulmasıyla tahakkuk etmeye başladı ki bunun müessisi Leo Pinsker’dir.

İspanya’da İsraillilerin ilmi muvaffakiyeti en yüksek noktasına İbn Memun’da erişir.
Fatımiler sarayının hekimi olduğu gibi tıbba dair 18 eser telif etmiştir.

16. asırdan itibaren İsraillilerin talihi yumuşamaya başladı. Bu salâh, Rönesans ve Reform ilerdir.

Avrupa’da matbaadan istifade eden ilk eser İtalya’da 1475’de basılan Tevrat idi.

1656’da meşhur rabbin (Yahudi rahibi) Manasse ben İsrael’in talebi üzerine, Cromwell onların İngiltere’ye girmesine müsaade etti.

Bab-ı Ali’deki Yahudilerin ilk mümessili Rebi Moche Capsali oldu. Bu zat Türkiye’deki ilk büyük Rabbin’dir.

Yahudiler ilk defa Almanya’da siyasi hürriyet mücadelesine girdiler. Bu fikri ileri süren, Spinoza’dan sonra garpta en tanınmış Yahudi filozofu olan Moise Mendelssohn’dir.

Yahudilerin mühim bir kısmı bulundukları memleketin dinini ve adetlerini kabul etmişlerdir. (s. 98)

Yahudilerin Siyasi Tarihinin Kronolojisi
M.Ö. 12. asır – Beni İsrail, göçebe kabileler halinde Kenan memleketini Arz-ı Kenan’ı zapta giriştiler ve bu suretle tarihe girdiler.

1030-1020 – Yahudilerin ilk kralı olan Saul, Filistinlilere isyan etti ve bunlar tarafından Ghelboe’de mağlup edildi ve öldürüldü.

1000 tarihinde Davut, Calut’u mağlup etti, kavmini Filistin esaretinden kurtardı.

970 – Süleyman zamanında Kudüs’te mâbed kuruldu.

445-444 – Nehemie’nin peygamberliği. Nehemie ve Esdras tarafından Thora / Tevrat’ın kat’i ve muhteşem yazılışı ve tebliği.

139 – Simon, para bastırdı.

28 – İsa’nın ithamı

30 – Saint Paul’ün ihtidası.

70 – Titus tarafından Kudüs zapt ve tahrip edildi.

438 – Theodose kanununa göre, Yahudilerin her türlü umumi fonksiyona girmeleri engellendi.

740 Hazar hakanı Boulan, Yahudi dinini kabul etti.

13. asrın sonlarına doğru Zohar, cem ve tasnif edildi. Vakıa, Kabbale ortaya çıktı.

1492 – İspanya’dan tard edilen Yahudilere Osmanlı Devleti kapılarını açtı.

1666 – Sabatay Sevi Müslüman oldu. Dönmelik böylece başlamış oldu.

1874 – Disraeli, İngiltere’de nazır oldu.

1895 – Herzl tarafından Etat Juif yayımlandı.

1917 – Balfour deklarasyonu yayımlandı.

Yahudi Zekâsının Karakterleri

Yahudi kavminin birbirine çok benzer tarihi şartlar içerisinde binlerce sene yaşamış olması onlarda, başka kavimlere göre, daha sabit bazı vasıfların belirlemesine sebep olmuştur. Bu şartların başında ilk çağın en kuvvetli dinini, monoteizmi kurmuş olmaları gelir.

Kapalı bir cemiyet olarak yaşamalı, diğer milletler içerinde erimelerine engel olmuştur.

Yahudiler bir arada bir diğer unsur, daima bir kurtarıcı / mesih beklemeleridir.

Yahudi zekâsının en derin vasıflarından biri mistisizmdir.

Yahudi zekâsının diğer bir vasfı da tecritçiliğidir.
Tevrat tefsirleri ve yorum geleneği özellikle cedel konusunda derinleşmelerini sağlamış…
Asıl kudretlerini mücerret mantık oyunlarında göstermişlerdir.

1926 yılında 3,5 milyon nüfuslu Berlin’de 172 bin Yahudi bulunmaktadır.

Çeşitli milletlerin arasında yaşamaları dolayısıyla pratik kabiliyetleri gelişmiştir.

Yahudilerin tanrısı asrileşmiştir ve âlemin tanrısı olmuştur. Poliçe, işte Yahudinin hakiki tanrısı budur.

En çok sevdikleri ve muvaffak oldukları meslekler; tüccarlık, bankacılık, muharrirlik, çalgıcılık ve avukatlıktır.

Avrupa ve Amerika’daki mütedavil sermayenin büyük bir kısmı Yahudilerin elindedir.

Beden kuvvetiyle görülen işlerde Yahudiler bulunmaz.

Büyük satranç üstatlarının hemen hepsi Yahudi’dir.

Max Grueber’e göre Yahudiler, iki ırktan, Sephardim ve Aşkenazim’den müteşekkildirler.

Halife Harun Reşid zamanında Musa dininin iki mezhebi vardı: Talmud mezhebi ve Karailik. (s. 195)

Umumi olarak söyleyebiliriz ki, Yahudi dini ile kapitalizm arasında derin bir münasebet vardır. Kapitalizmin temel fikri ile Yahudiliğin temel fikri hâkimiyet, kudret ve tesahuptur (Werner Sombart).

---

Üniversite Kitabevi

1944

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder