6 Mayıs 2015 Çarşamba

H. C. Armstrong - Bozkurt

H. C. Armstrong - Bozkurt


Bozkurt, Mustafa Kemal’in sağlığında yayınlanan ilk Mustafa Kemal biyografisidir.
1932’de yayınlandığında (…) İsmet İnönü başkanlığındaki bakanlar kurulu kararıyla yurda girişi yasaklanmıştı.

Kitapla ilgili olarak Mustafa Kemal’in:
“Bunun ithalini menetmekle hükûmet hataya düşmüş. Adamcağız yaptığımız sefahati yazmış, bu eksikliklerini ben ikmal edeyim de kitaba müsaade edilsin ve memlekette okunsun” demiştir (Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, 1955).

Süleyman Şah’ın önderliğindeki askerlerin sancağın Bozkurt başı yer alıyormuş, kitabın ismi bu figüre gönderme yapıyor.

Ali Rıza ve Zübeyde
Evleri Yahudilerle dolu küçük bir ticaret kenti olan Selanik’e tepeden bakan Türk mahallesinde yer alıyordu.

Ali Rıza Bey, Selanik Limanı’ndaki Osmanlı Düyun-u Umumiye İdaresi’nde kâtip olarak çalışıyordu.

(Zübeyde Hanım) babası Arnavutluk’un güneyinden küçük bir çiftçi, annesi de bir Makedon idi.

Ali Rıza memuriyetten ayrılıp kereste ticareti yapmaya başladı.
Mustafa’nın tüccar olmasını istiyordu.
Zübeyde Hanım ise onun bir din adamı olmasından yanaydı.
Ali Rıza Bey ölünce, Zübeyde Hanım evini kapatıp Lazasan adlı bir köyde çiftçilik yapan erkek kardeşinin yanına sığındı.

Mustafa Selanik’teki bir okula gönderildi.
Diğer çocuklarla olan ilişkilerinde sevilmiyordu.
Büyük bir kavgaya karıştı. Öğretmeninden sıkı bir dayak yedi.
Okuldan kaçtı ve bir daha oraya dönmeyi kesinlikle reddetti. (s. 3)

Dayısı onu asker yapmayı önerdi.
Sınava girdi ve başarılı oldu.
Okuldaki (Selanik’te Askeri Mektep) ikinci yılında öğretmenlerinden Yüzbaşı Mustafa ona Kemal ismini yakıştırdı.
Gölgede kalmaktan hoşlanmıyordu. Herhangi biri onunla rekabete girişse, hemen kabalaşıyordu. O en çok dikkat çeken kişi olmalıydı. (sansürlenen bölümde komşusunun kızıyla seks yaptığı yazılmış).

On yedisinde Askeri Rüşdiye’yi bitirdi ve Manastır’daki Askeri İdadi’ye gönderildi.

II
Annesi Rodoslu hali vaktinde yerinde bir tüccarla evlendi.
Mustafa, üvey babasını reddetti.
Selanik’teyken zamanının çoğunu ona Fransızca öğreten bir Dominiken keşişiyle geçiriyordu. O sıralar Ohrili Fethi’yle arkadaşlık kurdu.

Dosyasına “Zeki fakat asabi ve samimi olunması imkânsız bir genç” notu düşülmüştü. (s. 7)

Cinsel iştahını doyurmak dışında, yaşamında kadının yeri yoktu.
(sansürlenen bölümde seksüel mesaisi hakkında malumat veriliyor)

1905’te yüzbaşı oldu.

Erkan-ı Harbiye Mektebi’nde Vatan adlı devrimci bir cemiyet vardı.

Vatan’a katıldı.
Vatan’ın yayınlanması işini üstlendi.
…tüm üyelerin bir arada olduğu bir akşam, polis baskınına uğradılar.
Vatan’ın diğer üyeleriyle birlikte Kızıl Zindan’a kapatıldı (tahminen Bekirağa Bölüğü).

Tutsak olduğu bir gün İsmail Hakkı Paşa’nın bürosuna götürüldü.
“Şam’daki bir süvari alayına gönderileceksiniz. (…) artık bütün bu saçmalıkları bir yana bırakıp askeri görevinizle maşgul olacaksınız…”

Alayını (…) devamlı isyan halindeki Dürziler’e karşı bir sefer hazırlığı içinde buldu.

Seferden döner dönmez Vatan’ın bir şubesini kurmak için işe koyuldu. (s. 12)

Şiir yazmayı ve edebiyatı bırakmıştı. Eylem ve edebiyatın bir arada yürümeyeceğine karar vermişti.

Kurduğu örgüt sayıca çabuk büyüdü ve Suriye’deki tüm karargâhlara yayıldı.
İzin alıp Yafa’ya gitti.
Tüccar kılığına girerek Mısır’a giden bir gemiye bindi. Atine üzerinden Selanik’e geçti.
Yakalanması için çıkarıldı.

Yafa’ya geri döndü.
Görevi emirleri uygulamak olan Ahmed Bey onu Gazze’ye gönderdi. Temasta olduğu bazı subaylarla birlikte tutuklama emrini hasıraltı etti.

Selanik’e nakli için gerekli emirleri çıkarttı. Üçüncü Ordu kurmay heyetine gönderildi. (s. 15)

Mustafa Kemal’in çoğunu tanıdığı bir gurup subay Mason olmuştu. Mason localarının kanatları altına sığınan bu gurup İttihat ve Terakki adlı cemiyeti kurmuştu.
Mustafa Kemal de Vedata Locası’nda bir birader olarak örgüte katıldı.

Liderlere saygı duymuyordu. Enver, aceleci ve savruk bir adamdı. Cavid Selanikli bir Yahudi, Niyazi vahşi, dengesiz bir Arnavut, posta memuru olan Talat ise hantal bir ayıydı. (s. 17)

Devrim, hiçbir uyarı işareti vermeksizin patlayıverdi.
Niyazi, birkaç adamını toplayıp Resne dışına çıkarak hükûmete meydan okudu. Doğu Makedonya’da aynı eylemi tekrarladı.
Çılgınca serüven başarıya ulaştı.
Padişahın kudreti rüzgâr önünde sürüklenen yapraklar gibi yok olmuştu. (s. 19)

Din elden gidiyor kışkırtmasıyla taşkınlaşan İstanbul’daki asker ayaklandı. İstanbul’u ele geçirdiler. Cemiyet üyelerini yakalamaya başladılar.
Cemiyet, Makedonya’daki ordunun yardımına başvurdu.
Ordu kumandanı Mahmut Şevket Paşa’ydı.
İkinci ve üçüncü orduları İstanbul üzerine harekete geçirdi. Öncü kuvvet Birinci Birleşik Fırka’dan oluşuyordu.
Fırkada Enver ve kurmay başkanı olarak Mustafa Kemal de yer alıyordu.
Karşı devrimi ezip Abdülhamid’i tahttan indirdiler. (s. 21)

Mustafa Kemal Makedonya’da Üçüncü Ordu’nun kurmay başkanı oldu.
1910’da Ali Rıza Paşa’nın yaveri olarak Paris’e gitti.
Dönüşünde Selanik’teki subay okulunun başına getirildi.

1911’de İtalyanlar Trablusgarp’a saldırdı.
Bölgeye gitti.
Karargâhta çok iyi karşılandı.
Binbaşı rütbesine yükseltildi.
Enver’le sürekli temas halindeydi. Enver’den bir yaş büyüktü ancak rütbe olarak astıydı.
İkisi bir türlü geçinemiyordu.

1912 Ekimi
Balkan devletleri tarihlerinde ilk kez birleşti ve Osmanlı’ya saldırdılar.
Yunanlılar Selanik’i ele geçirdi.
Yakaladıkları tüm sivilleri öldürüp, tüm köy ve kasabaları yağmaladılar.
Ailesini alıp İstanbul’a yerleştirdi.

Bolayır önlerindeki bir tümenin kurmay başkanlığına atandı.

Enver, Trablusgarp’tan dönünce yanına genç subayları alarak Bâb-ı Ali’yi bastı. Harbiye Nazırını vurdu. Kontrolü ele geçirdi.
Kendisine muhalif olan politikacıları yakalayıp astırdı. (s. 33)

Bulgarlara karşı yapılan başarısız bir harekât sonucunda Edirne kaybedildi.
Balkan devletleri kendi aralarında toprak paylaşımı kavgasına girince Enver, Edirne’yi geri aldı.

Mustafa Kemal, Sofya’ya askeri ateşe olarak atandı (bu aslında bir nevi sürgündü). Burada balo danslarını öğrendi.
(sansürlü yerlere bakacak olursak; alkol, kumar ve kadınlardan müteşekkil bir hayat sürmeye devam etti).

Hakkı Paşa, Mustafa Kemal’i (…) Liman von Sanders’e tavsiye etti. General de Mustafa Kemal’e Gelibolu’nun güneyindeki birliklerin komutasını verdi.

25 Nisan günü İngilizler Bolayır’a saldırdı.
Ancak asıl hücum merkeze geldi.
Anzaklar, yanlışlıkla Arıburnu’na çıktılar, sarp kıyı şeridinde kalakaldılar.

Mustafa Kemal, emrindeki tüm birlikleri cepheye sürdü.

26 Haziran’da Enver Paşa birlikleri teftişe geldi.
Mustafa Kemal öfkelendi ve istifa etti. Sanders, onu ikna etti ve istifasını geri çekti.

Enver Paşa’nın emriyle 18. Alay hücuma geçip tümden yok oldu.
Enver Paşa bu başarısızlıktan Mustafa Kemal’i sorumlu tuttu. Mustafa Kemal bir kez daha istifa etti. Sanders de onu bir kez daha ikna etmek zorunda kaldı.

Çanakkale Savaşları sona erdiğinde Mustafa Kemal askeri bir üne kavuştu.

Enver, Mustafa Kemal’i Kafkaslardaki 16. Kolordu Komutanlığına, ardında da Diyarbekir’de bulunan 2. Ordu kumandan vekilliğine tayin etti.

Ruslar (…) Van, Bitlis ve Muş’la birlikte Erzurum kalesini ele geçirdiler.
Mustafa Kemal işe koyuldu. Kurmay başkanı Albay İsmet, kumandan muavini de Kazım Karabekir idi.

1917 boyunca Rus kuvvetleri dağılmaya başladı.

Bu sırada İngilizler güneyde saldırı hazırlığı içindeydiler.
Mustafa Kemal acil bir emirle Suriye cephesine gönderildi. (s. 59)

Mustafa Kemal, 7. Ordu kumandanlığına atandı.
General von Falkenhein, itaatsizliği yüzünden Mustafa Kemal’i cezalandırmak istiyordu. Enver Paşa, Mustafa Kemal’i Diyarbekir’deki eski kumandanlığına atadı. Mustafa Kemal gitmeyi reddetti. Enver Paşa, durumu kurtarmak için ona hastalık izni verdi. Mustafa Kemal, İstanbul’a hareket etti.

İstanbul’da Akaretler 76 numaralı evde kaldı bir süre.

1918’de veliaht Vehideddin’in Almanya’ya yapacağı resmi ziyaret heyetine katıldı. (s. 61)

Almanya gezisi boyunca dikkatli şekilde eleştiri yaptı.

Vahideddin, Mustafa Kemal’den, onun şiddetli, ısrarcı kişiliğinden ürkmüştü. Enver’e karşı kullanmak için ondan yararlanabilirdi. (s. 66)

Dönüş yolunda Mustafa Kemal ciddi biçimde hastalandı.

İyileşince tekrar güney cephesine gitti. 7. Ordu kumandanlığını Fevzi Paşa’dan devraldı.

İngilizler, Türklerin tam karşısında bir siper hattı kurmuşlardı.

Mekke Emiri Hüseyin’in oğlu Emir Faysal’a bağlı Araplar, İngilizlere katılmıştı.
…yerel halkı da isyana kışkırtıyorlardı.

Halep’e doğru geri çekilme emrini verdi.

Padişaha, Enver ve avanelerinin uzaklaştırılması, yeni bir hükûmet kurulması ve kendisinin de Harbiye Nazırı yapılması taleplerini içeren bir telgraf yazdı.

Telgrafa karşılık gelmedi. (s. 75)

Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı.

Bütün Almanların derhal Almanya’ya dönme talimatı geldi.

Mustafa Kemal, İstanbul’a vardığında, Enver, Cemal ve Talat başka ülkelere kaçmışlardı. (s. 78)

Şişli’de küçük bir ev kirladı.
Bu dönemde tek dostu Miralay Arif’tir.

Bu yakınlık (Mustafa Kemal – Miralay Arif) Mustafa Kemal’in düşmanlarının ikisinin birer sevgili olduğunu iddia etmesine yol açtı.

Şişli’deki evinden ayrılıp Pera Palas’a taşındı.

Padişah ve İngilizler Anadolu’daki ilk direniş hareketlerinin bir an önce kontrol altına alınmasına karar verdiler.

Padişah, Mustafa Kemal’i görevlendirmek istiyordu.

Milli mücadele dönemi ve sonrasında yeni kurulan rejim, ilk icraatlar vs. devam ediyor kitap.

Özel hayatıyla ilgili ifadelerin bir kısmı yine sansürlenmiş, bu bölümlerde alkol, kadınlara düşkünlük vs. anlatılıyor.

Sonsöz
Kemal dümenin başına geçtiğinde (…) yüzden fazla işçi çalıştıran kuruluş sayısı yalnızca üçtü. (s. 249)
---

Arba Yayınları

Altıncı Baskı, Mayıs 1998

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder