15 Mart 2024 Cuma

İnanç Tahvil Ajansı

Bir gün aklıma muazzam bir ticari fikir geldi. Bir ajans kurmak; bir iş ki bildiğim kadarıyla daha önce kimse böyle bir işe kalkışmamıştı. Tahvil ajansı. Her şey her şeye tahvil olunur! Sloganı da bu olacaktı; yahudiyi Maoist'e, hristiyanı Ya­hova şahidine -tabii İnternet ücreti karşılığında- dönüştürecek­tik.

Ücretler, dönüştürmenin zorluğu paralelinde, her durum için ayrı olacak ve bu plana göre, en yüksek ücretler Arnavutluk sos­yalizmi ile Humeyniyi İslam'a dönüştürüm için talep edilecek, en düşük ücretler ise konforlu inanışlar için belirlenecekti: Angli­kanizm yahut liberal reformist Yudaizm. Satanizm  şeytana ta­panların dini) de ortada olacaktı. Tabii din değiştirmek isteyenin o anki, o günlerdeki halet-i ruhiyesi yahut mevcut inanışından arındırılmasında karşılaşılacak güçlük de ücretleri etkileyebile­cekti; ama imanını yahut inançsızlığını terketmek isteyenden başkası beni aramadığı sürece, ücretler tablosunun bu tür ilave ayarlamaları, doğrusu beni pek ilgilendirmiyordu...

Yazışma sonrasında, ajansın psikologları ve diğer endoktri­nasyon uzmanları devreye girecek ve bunlar çalışmaları sırasında bireyin hürriyetini asla kısıtlamayacaklardı. Ajansın kendisi za­ten dinen ve ideolojik olarak nötrdür; adı da herhalde Veritas (Hakikat) veya -mesela- Certitudo (Kaçınılmaz Gerçek); kim bi­lir, belki de Merhaba Gerçek olur.

Bu hizmete duyulacak talebin ne olabileceğini önceden kes­tirmek zordur; ancak insanlar her yerde fikri ve manevi planda Merhaba Gerçek demeyi arzuladıklarından ve her tarafta dini ve ideolojik mezhepler mantar gibi bitmekte olduğundan -ki bazı­ları cidden komedidir- büyük bir başarı kazanması hiç de şaşkın­lık yaratmaz bence. Gene, bu tür bir acenta demokratik bir ülkede kamilen statüter olur, vergisini de öder. ideolojik ülkelerde ise herhalde devleti sabote etmekten ölümü, kodesi ya da temerküz kampını boylar...

Ben üşendiğimden ve tüccar ruhlu da olmadığımdan, kendim bu işe girişemedim; ama projeyi cüz'i bir ruayalite karşılığı gö­nüllü ve çok çalışkan kimselere satmayı arzuluyorum. Bu kadar "Kendi reklamını kendin yap!" yeter. Peki, acaba böyle bir ajans mümkün müdür? Tabii, neden ol­masın? İlke olarak bu, sadece bir endoktrinasyon tekniği olup başarısı da teknisyenlerin, müracaatçıyı çevirmek istedikleri ina­nışa kendilerinin sempati besliyor olmalarına bağlı değildir.

Ajans fikrine karşı, böyle bir süreçte tam dönmenin değil, sa­dece bilgilenmenin teessüs edeceği ileri sürülebilir; ama acaba gerçek dönüşüm nedir? İsevi bir manada 'gerçek dönüşüm' Al­lah'ın bir lütfudur; fakat birini imana getiren bir papaz dahi, bu dönüşümün gerçek mi, yani Allah'ın kalbe doğuruşu ile mi oldu­ğunu bilemez. Bizim açımızdan şahadet yeter, yani dönme yeni inanışa bağlılığını ifade edebiliyorsa kafidir. Bu da teknoloji ile mümkündür. Yoksa bizim ajans Tanrı'nın ellerinde olduğunu ileri süremez.

Ajansımın tekniği daha tebarüz etmiş değildir. Ancak bunun için, yüzyılların geleneği sanduka-i atikte bizi beklemektedir. İn­sanların şu ya da bu inanışa teveccühünü sağlayacak, gerçekleştirecek pek çok olası prosedür vardır. En uç noktada de fiziki bas­kı gelmektedir: İnsanların, imza attırmak suretiyle belli bir ina­nışa bağlanmaları mümkündür. Diğer ekstremde ise, salt iknacı teknikler vardır; rasyonel ve gayr-i kabil-i rücu fikirler. Arada da çok sayıda ara (melez) teknik bulunmaktadır. Biz, işkence hariç, uç teknikleri kullanmayı düşünmüyoruz; çünkü başarılı olsa bi­le müracaatçıları kaçırır. Akla müracaat ise, her gerçeği ihata edemeyeceğinden ve her gerçeğe uygulanır olmadığından, kullanışlı bir teknik sayılamaz. Ayrıca, faktör ne olursa olsun, tam dönü­şüm sonucu vermez. Şüphesiz, dönüşümler pek çok kere son de­rece belirli bir formülle ifade edilmektedir. Bir bilim uzun süre reddettiği bir kuramı kabulleniyor yahut adamın biri belli sigara markasına dönüyor; ama bunlar yine de tali kullanımlar olup maruf-kullanımlar değildir. Bizim bahsini ettiğimiz dönüşüm, farklı bir keyfiyettir. Herşeyden evvel, dingin bir mutlaklık arzet­mektedir; muhtemel her tür muhalefetten muaf; gerçekte ve pra­tikte, mantıki bir biçimde ulaşılması kolay kolay öngörülemeye­cek bir hal. Bu da yeterli değil; zira bu istif bozmalık, bu ulaşıl­mazlık ekseriya biraz fazla dar cepheli inanışlar için sözkonusu­dur...

Modernliğin Sonsuz Duruşması, Leszek Kolakowski, Pınar Yayıncılık (1999) s. 177-179


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder