Turgut Cansever - Mimar Sinan
İslâm Mimarisi
Üzerine Düşünceler
İçinde bulunduğumuz
yüzyılda İslâm ülkeleri, kültürel ve dinî kimliklerini reddetmelerinin sonucu
olarak, kendi tarihî mimarlık miraslarını Batılı yayınlar ve araştırmalardan öğrenmek
ve bunlar vasıtasıyla geçmişlerini değerlendirmek gibi garip bir durumla karşı
karşıya kalmışlardır.
…araştırmalar ve
teoriler İslâm kültüründeki Tevhîd kavramının önemini gözardı etmektedir.
Antik dünyadaki bazı
istisnaları bir yana bırakırsak, Batı dünyası felsefî problemleri dar, sınırlı
ve dualistik (iki kutuplu) varlık telakkisiyle çözmeye çalışmış, dikkatini
yalnızca maddî ve ruhî düzeyler üzerinde yoğunlaştırmıştır.
…varlığın dört
düzeyi: maddî düzey, biyo-sosyal düzey, psikolojik düzey ve ruhî-aklî düzey.
Mimarî, insanın
çevresini biçimlendirme çabalarının ürünüdür.
Mimaride Malzeme
Bir binanın
konstrüksiyonunu mümkün kılan bilgi ve becerilerin bütünlüğü “inşaat teknolojisi”
adını alır.
Binada yerine
getirilen hizmetler çok çeşitlidir.
…evin planimetrik
organizasyonu
Müslüman bir ailenin
hayat tarzı gayet tabiî olarak Müslüman olmayan bir aileninkinden farklı
olacaktır.
Ailenin yapısı,
çocukların eğitimi, kültürel amaçlar, yaşlılara saygı, mahremiyet şuuru, bir Müslüman
evinin planimetrik organizasyonuna yansımıştır.
Varlık, kâinat ve
yaradılış telakkisinin biçim üzerine doğrudan yansıması, üslûbu meydana getirir.
“Allah’ın
mescidlerini, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru
kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar imar edebilirler.
İşte, hidayete erenlerden oldukları umulanlar bunlardır.” (Tevbe 9/18)
İslâm mimarisi
Kutsal Sanat’ın bir disiplinidir.
“Yeryüzünde
kibirlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.”
(İsrâ’ 17/37)
İslâm mimarisinde
malzeme ve teknolojiler kendi uygun yerlerinde kullanılmak zorundadır.
Haller, Makamlar ve Mimarî
Tezahürleri
Mutluluk, ümitvâr ve
neşeli olma gibi tavır ve duyguların renkli ve aydınlık dünyası, bütün İslâm
sanatlarının ortak özelliklerini oluşturur.
…mimarî bir “irade”
yahut “kudret” sembolü değildir. Başka deyişle bir fetiş (şirk) nesnesi haline
gelmemiştir. O, dünyayı güzelleştirmenin bir aracı ve İslâmî durum ve tavır
alışların bir yansımasıdır.
‘suretler’de
uluhiyetin rüyasını görenler çok fazladır. Eğer bu rüya var olmasaydı taş ve
sair gibi putlara ibadet edilmezdi.
Antik Mısır kültürü,
inanç sistemiyle uyum içerisinde ebedîleşmeyi amaçlar, bu yüzden ebediyetin, devasa
ölçeklerin ve kalıcı olanın mükemmel bir tezahürünü ifade eden piramitleri inşa
eder.
…ilk beş asrında Hıristiyanlık,
Roma kültürüyle çok yakın bir ilişki içerisinde olmuştur ve Karolenj ile
Merovenj dönemlerinde İslâmî inançların derin etkisi altında kalmıştır
İslâm Mimarlık
Eserlerine Genel Bakış
İmam Gazâlî önemli eseri
İhyâu ‘Ulûmi’d-Dîn’de dayanıklı taş evler, konak ve saraylardan oluşan şehir
dokusunun kalıcı niteliği ile tevazu ve sadelikten uzak olmasını eleştirerek,
sonraki nesilleri kendisine uymaya zorlamayan ve değişime imkân veren bir çözüm
şekli teklif etmiştir. İmam Gazâlî’nin, Hz. Peygamber’in evinin örnek alınmasını
gündeme getiren yaklaşımı, Osmanlı ev ve şehir mimarisinin oluşumunda tayin
edici bir rol oynamıştır.
Mimar Sinan’ın
Dayandığı Osmanlı Mimarlık Birikimi
1512’de Kayseri’nin
Ağırnas köyünde devşirme olarak Yeniçeri Ocağı’na alınan Sinan, ön eğitimini
tamamladıktan sonra 1521’de Belgrad Sefer-i Hümayun’una, Rodos (1522), Mohaç (1526),
Almanya (1529), Irak (1534), Korfu ve Pulya (1537) ile Boğdan (1538)
seferlerine katılmıştır.
1538’de Hassa
Mimarları Ocağı’nın başına getirilmiş ve bu görevini 50 yıl boyunca
sürdürmüştür.
Orhan Bey döneminde
(13241360) inşa edilen Bilecik Orhan Gazi Camii, Osmanlı mimarlığındaki
etkisini sürekli hissettirmiş bir yapı olarak dikkat çekicidir.
Yapı, kare planlı
bir kaide ile bu kaideyi koruyan yarım küre formundaki kubbenin oluşturduğu
okunaklı ve güçlü bir mimarî ifadeye sahiptir.
Osmanlı Devleti, 14.
Asrın ikinci yarısında Bursa dönemi mimarisiyle ilk büyük eserlerini vermeye
başlamıştır.
Kanuni Sultan
Süleyman ile başlayarak 17. asrın sonuna kadar süren Osmanlı’nın büyük medeniyet
çağı olarak adlandırılabilecek bir dönemde / Mimar Sinan tarafından vücuda getirilmiş
İstanbul Sultanahmet
Camii’nde (1617) Sedefkâr Mehmed Ağa kendi üslubunu ortaya koyarken, Mimar
Sinan’ın takipçilerinin inşa ettiği, temeli 1597’de atılıp 1663’de tamamlanan
Eminönü Valide Sultan Camii (Yeni Camii) ile son bir yükselişe geçen Osmanlı
mimarisi daha sonra şaheser niteliğinde eserler üretememiştir.
İslâmiyet’in
evrensel varlık bilincinin ve insan hayatını şekillendiren yansımalarının yok olduğu
günden beri ne hazindir ki, Müslüman toplumlar büyük ve şerefli tarihî
geçmişleri ile ilişkisi olmayan bir kültürel yıkıntı ve sefaleti yaşamaktadırlar.
/ s. 94
Mimar Sinan’ın
Çağı
İslam’da temel kabul
olan tevhid kavramı yeryüzündeki her yer ve her anı mutlak varlığın bir
tecellisi olarak algılamayı öngörür ve bu nedenle de sanat alanındaki
üslûpların temelini oluşturur.
İlk Eserleri
Haseki Hürrem
Sultan Kulliyesi
Mimar Sinan 1538’de,
49 yaşında iken Acem Ali’nin vefatı üzerine mimarbaşılık (Ser mimârân-ı hassâ)
makamına getirildi. / 1 yıl sonra / Haseki Külliyesi, Sinan’ın mimarbaşı sıfatıyla
gerçekleştirdiği ilk iş olmuştur.
Barbaros
Hayrettin Paşa Türbesi
Üsküdar Mihrimah
Sultan Külliyesi
Şehzade Mehmed
Külliyesi
Caminin inşaatına
başlanacağı sırada en sevdiği şehzadesi Mehmed’i bir hastalık neticesinde
kaybeden Sultan Süleyman, caminin onun hatırasına inşa edilmesini emretti.
Süleymaniye
Külliyesi
Mimarlık mirası, onu
gerçekten tanıyanların ve tarihî tecrübeyi en iyi bilenlerin emanetindedir.
Süleymaniye, Sinan
için Ayasofya’yı hem yüceltmek, hem de eksiklerini aşmak için bir başlangıçtır.
Şehzade ve
Süleymaniye’den Selimiye’ye
Edirnekapı Mihrimah
Sultan Külliyesi
Lüleburgaz
Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Hadim İbrahim Paşa Camii Ve Sinan Paşa Camii
Haseki Hürrem
Sultan Hamamı
Rüstem Paşa Camii
Zal Mahmud Paşa
Külliyesi
Büyük Çekmece
Köprüsü, Sokullu Mehmet Paşa Mescidi ve Kervansarayı
Mağlova Su Kemeri
Edirne Selimiye
Camii
Mimar Sinan’ın
Son Dönem Eserleri
Son dönem eserleri
derinliğine incelendiği takdirde Sinan’ın bu eserlerinde kendisinin değil,
yardımcılarının etkili olduğuna dair sathî yorumların geçersizliği açıkça
anlaşılacaktır.
Tezkiretü’l-Bünyân’da
Sinan’ın inşa ettiği belirtilen 33 saraydan günümüze yalnızca Topkapı Sarayı’nda
III. Murad için inşa ettiği bir oda ulaşabilmiştir.
Ayasofya
Minareleri
Ayasofya’ya birinci
minare Fatih döneminde, ikincisi Yavuz Sultan Selim döneminde inşa edilmişti.
Sinan’ın tasarımı olan ve önceki iki minare ile kıyaslanmayacak kadar kalın
gövdeli iki minare, yapıyı batı yönünde âdeta zemine bağlayan iki güçlü odaktır
Kadırga Sokullu
Mehmet Paşa Camii
Azapkapı Sokullu
Mehmet Paşa Camii
Piyale Paşa Camii
Kılıç Ali Paşa
Camii
Üsküdar Şemsi
Paşa Külliyesi
Mimar Sinan’ın Mimarlık
Mirası
Sinan’ın sivil
mimarlık mirasının neredeyse tamamına yakını, dinî yapılarının da önemli bir
kısmı, takib eden Osmanlı nesilleri tarafından tahrip edilmiştir. Mesela
Sokullu Mehmet Paşa ve Rüstem Paşa’ya ait yönetim merkezleri olan muhteşem
saraylar 17. asrın ilk yıllarında Sultanahmet Camii’ne yer açmak, Kanuni Sultan
Süleyman’ın Üsküdar Sarayı ise 19. Asrın başlarında III. Selim tarafından
yerine askeri kışla yaptırmak amacıyla yıkılmıştır.
Albaraka Türk
Yayınları, 2005
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder