Turgut Cansever’de Zaman ve Mekân: Tekno – Muhafazakâr Mimarlığın
Eleştirisi
Tezde / öncelikle
Cansever’in / Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın tetiklediği klasik
muhafazakârlık eğilimini sürdürdüğü ortaya seriliyor.
…süreç felsefesinin
muhafazakârlığın imtidad kavrayışıyla olan iz düşümüne dikkat çekiliyor.
İstanbul
Belediyesinin Planlama Müdürlüğüne getirilmesiyle birlikte / mimarlık kuramını
ve inşai pratiklerini İslam’ın inanç sistemi içine yerleştirme iddiasıyla
mimarlık ve şehircilikte asıl olarak İslamcı kimliği etrafında pozisyon
edinmiştir.
Dinin devletin
gücünü ve etkileme alanını genişletmesinde kullanışlı bir araç olarak işe
koşulması İslam’ın esasında siyasi bir organizasyonun kimliğine, dolayısıyla dünyevî
bir biçime indirgenmesine neden olur.
Kıbledağ Cami
19. yüzyılda Meşula Mehmet
Efendi’nin Kıbledağı’nın bin 130 rakımlı zirvesinde ahşap bir mescit yaptırdığı
bilinmektedir. Bu mescit zamanla etraftaki Nakşibendilerin ziyaretgâhı olarak
kullanılır.
İstanbul’daki
Çamlıca Camisi’ni birlikte değerlendiren Çavdar (Ayşe Çavdar (2020), bunların
bir cemaatin kullanımı için inşa edilmediklerini, aksine doğrusu bir çelişki
gibi görünse de “cemaatin yerini almak, cemaati yerinden etmek” üzere
yapıldıklarını ileri sürer / s. 12-13
Erdoğan’ın Gezi
Parkı’nı, Topçu Kışlası’nı kastederek kullandığı “Oraya o tarihî eseri inşa edeceğiz,”
sözleri / tekno–muhafazakârlığın düşünce sistematiğini açıklayabilmek
bakımından önemlidir.
Eline cetvel alıp
Osmanlı’nın insan ölçeğindeki sokaklarını kargacık burgacık diye tarif eden
kişiler, onların üzerine çizgi çizip geniş yollar yaparak, üzerinde arabaların
hızlı gittikleri, altlarında çocukların ezildikleri, insanların egzoz
dumanından kanser oldukları, annelerin çocuklarını sokağa çıkarmaktan
korktukları bugünkü şehirleri imar ettiler
III. Napoleon Dönemi’nin
Paris valisi Georges Eugène Haussmann, Paris’i yeniden inşa etmek için tarihsel
dokuyu tahrip edişiyle bilinir.
TURGUT
CANSEVER’DE SÜREÇ DÜŞÜNCESİ
Cansever, Zamana ve
mekâna dönük ilişkisel yaklaşımları altında yapıların çevresini uzanımlar kuracağı
başka çevrelerle ilişki içerisinde tasarlamayı savunmuştur / Onun süreç felsefesi
içerisinden geliştirdiği mimarlık düşüncesi Alfred North Whitehead’in
felsefesine paraleldir.
…hareket kavramını
vurgulayan ve düalist ve statik varlık yerine dinamik bir varlık görüşünü
benimseyen Alfred North Whitehead’in fikirleri ve dolayısıyla ‘süreç felsefesi’
de Cansever’i etkilemiştir
Yahya Kemal, zaman
mefhumunun, “mâzî, hâl ve istikbal” olmak üzere üç aşamaya ayırarak
düşünüldüğünü ancak zamanın sabit olmaması nedeniyle bu yönde bir parçalanmanın
söz konusu olamayacağını belirtir. Bu nedenle Yahya Kemal, “Hakikatte mâzî, hâl
ve istikbâl yoktur. Ortada bir ‘imtidâd’ vardır” diyecektir. İmtidâd, zaman mefhumunda
daima devamlılığın esas olduğu fikrinden hareketle, bu mefhumu tek parça hâlinde
kavramak ve bir “hâl” içinde yaşamaktır. / s. 40
Beyazıt Meydanı / Cansever’e
göre dönemin bu anlayışının nedeni “ferdiyetin yüceliği ve güzellik sevgisinin insanlığın
ulaşabileceği en son iki erdem olduğunu savunan Muhyiddin–i Arabi’nin eseri Füsûsü’l
Hikem’in, 15. asır sonunda Osmanlı fikir hayatında ön plana çıkması”dır
Tecrit edilmiş bir
olay, olay değildir, çünkü her olay daha büyük bir bütündeki bir etkendir ve bu
bütün için önemli bir rol oynar. İşte bu yüzden mekândan ayrı bir zaman olamaz
ve zamandan ayrı mekân olamaz; doğadaki olayların geçişinin dışında ne mekân ne
de zaman olabilir / s. 52
TURGUT
CANSEVER’İN ÜTOPYACILIĞI
…mimari tasarımda durağan bütünlükler yerine varlığın
sürekli oluşan görünümünün esas alınması…
…mekânı hiç
kesmemek... O sonsuz mekân içerisinde o hiç kesilmediği zaman yapılan mimari,
bir tektonik oluyor. Tektoniğin kendisinin sonsuzluk içerisinde, sonsuzluğa
ilave edilmiş bir güzellik olması icap ediyor.
Hegel’in
diyalektiğinde tarihin nihai bir aşamaya ulaşması ereksel bakımdan bir
mecburiyettir. Burada denetim
altına alınmak istenen ideal tarih düşüncesi için gelecekte yeni ihtimalleri,
başka alternatifleri üretecek olan dinamik yaşamsal süreçlere engel getirilmeye
çalışılır. Bu nedenle planlama ideolojisinin kendisini gösterdiği en somut
tasarımların Hegelci anlayış etrafında inşa edildiği söylenebilir.
Thomas More’un
Ütopya’sı
Ütopya adasının “iç
uzamsal tanzimi, istikrarlı ve değişmeyen bir toplumsal süreci sıkı bir şekilde
düzenler. Kabaca söylemek gerekirse, uzamsal biçim zamansallığı denetim altında
tutar
Cansever’in yer
temelli tasarım yaklaşımlarının ardında Osmanlı şehirlerine duyduğu “nostaljik
özlem”in bulunduğu açıktır.
TURGUT
CANSEVER’İN TEVHİT İLKESİ
Simgeler çok şey
ifade etse de daha fazlasını yitirir ve unuttururlar; uzaklaştırırlar, parantez
içine alırlar. / Lefebvre, Mekânın Üretimi, s. 160
…kültür endüstrisi,
“dışarıda hakikat olarak ortadan kaldırdığı her şeyi, içerde yalan olarak
keyfince yeniden üretebilir
Türkiye’de
mimarlığının sorunlarından biri de gösterişli tüketimdir.
Türk modernleşmesi,
Tanzimat yıllarından itibaren parçaların bütün yerine kabul edildiği bir görünümü
ortaya koymuştur. Örneğin araba kullanmak, piyano çalmak, Fransızca bilmek, çatal
ve kaşık kullanmak Tanzimat’tan bu yana Batılı olmanın ifadesi olarak
yorumlanmıştır.
TURGUT
CANSEVER’DE METONİMİK DÜŞÜNCE
…metafor, iktidarı
dokunulmazlık zırhına büründüren temsil tarzıdır.
metonimik
bağlantılar / Cansever’in toplumsal karşılıkları da olan mimarlık ve tasarım
kuramındaki gibi otoriter anlam yüklerini boşaltıp hiyerarşinin altını kazımaya
davet eder.
Cansever için İslam
inancı ile Osmanlı mimarisini birbirinden ayırt etmek mümkün değildir
Necip Fâzıl / İslâm
İnkilâbının mekânı olacak kentleri Batı’ya rakip kalabalıklarla hayal etmiştir.
Türkiye’de İslamcı
ve muhafazakâr düşüncenin şehircilik konusunda Necip Fâzıl’ın bu fikirlerinden
ilham aldığı bilinen gerçektir.
sahte kutsallıklar
üretmek
Muhafazakârlık,
siyasal taleplerini estetik hâle getirme konusunda başarı kazanamamış, kültürel
alanda yoğun siyasal angajman altında tepkisellikle sınırlı kalmıştır.
metafor ve metoniminin
karşıtlıklar temeline oturtulması Jakobson ile gündeme gelmiştir.
Barthes, mimarlıktan
örnek verir: “Bir yapıdaki ögelerden birinin üslup bakımından gösterdiği
çeşitlilik, değişik dam, balkon, giriş, vb. biçimleri” metaforik dizgeler,
“yapının bütünü içinde ayrıntıların birbirine bağlanışı” ise metonimik
dizimlerdir / s. 150-151
Kültürel
temsiller, hangi kurumların
kamusal yaşamda tahakküm kuracağının belirlenmesinde ve böylece kamusal yaşamın
nasıl biçimlendirileceğinde etkin rol üstlendiklerinden politik mücadelelerin
içerisinde yer alır.
metaforlar, “bir
imgenin üzerine ideal ya da yüksek bir anlam yüklerler”. Mesela bir kartal imgesi,
özgürlük idealinin yerini tutabilir avcılar, soyu tükenen türler gibi kartal
imgesinin somut bağlantıları, yani metonimik ilişkileri
kartal imgesinin
somut bağlantıları, yani metonimik ilişkileri
Rönesans
mimarisinde, duvar inşasında kullanılan taşlar, bunu gerekli kılan bir
mecburiyet olmamasına rağmen, taşın sert olma niteliğini bilhassa vurgulamak
için gereğinden fazla şekilde işlenmiştir. Dolayısıyla Rönesans’taki taş
kullanımı, kalıcılık, sağlamlık idealine karşılık gelecek şekilde metaforiktir.
/ s. 157-158
İslam mimarisi,
Gotik mimarinin geriye iten ve Rönesans’ın öne çıkaran anlayışından farklı
olarak “malzemeyi olduğu gibi, neyse o olarak kullanır
Eco’ya göre mimari
nesneler, bildirişim açısından “düzanlamlama” ve “yananlamlama” görevlerini
yerini getirir.
Cansever’in
metonimik düşünce tarzı, onu yeryüzünü güzelleştirme ülküsüne, bütünün
parçaların tevhit inancı etrafında, süreç düşüncesi içerisinde yan yana
gelmesiyle ilahi kudreti yansıtması gerektiğine götürmüştür.
Lefebvre’e göre
dilbilim, metafor ve metonimiyi bayağı hâle getirmiştir. Bu kavramlar
dilbilimden alınan güçle kapitalizmin mekâna yayılmasının neden olduğu çelişkilerinin
üstünü örtmek, “sorunların etrafından dolanmak” için kullanılmıştır.
…metaforun çalışma
prensibi, mekânda iktidarı ifade etmektir. İktidar, metonimiyi ise mekânda unutturma
stratejisi olarak kullanır.
TURGUT
CANSEVER’İN UFKÎ KAT MÜLKİYETİ DÜZENİ
(Krier) endüstriyel üretim tarzı, zanaat üretiminin
yerini aldığı kadar onun mevcudiyetini parçalamayı da kendisine görev
bilmiştir. Bu nedenle ona göre sanayi kültürünün egemen olduğu tarihsel bir
dönemeçte mimar ve zanaatkârlara yer kalmamıştır.
Krier, modern kent
planlamasının büyük ölçekli, tek işlevli bölgelemeye dayanan idrakını karşısına
almıştır. Ona göre bu saplantılı bir anlayıştır
Cansever’in babası /
Türk Ocağının kurucu kadrolarından ve Türkçülük Nedir? kitabının yazarı Dr.
Hasan Ferit Bey
Cansever’in kurduğu
Ev ve Şehir Vakfı
SONUÇ
Turgut Cansever / için
varlık, bütünüyle açık ve dinamik bir oluşum süreci içerisindedir.
Cansever gerek
toplumsal planda ailelerin komşuluk ilişkilerinde gerekse mahalle birimlerinin
örgütlenmesinde ve mimari tasarımda yan yana getirilecek ögelerin dikey hâlde,
üstünlük şeması içinde organize edilmemesi gerektiğini düşünür. Birincisi;
parçaların, organik bir bütünleşme yerine özerk yapılarını muhafaza ederek
bütünü oluşturması ve bu hâliyle organize edilen yatay düzemde yan yana getirme
estetiği metonimik stratejidir. Cansever bu mekanik tasarım anlayışına
“tezyinilik” ya da “dünyayı güzelleştirme” adını verir. / s. 228
Akbulut, Fatma Sinem
(2022), Turgut Cansever’de Zaman ve Mekân: Tekno – Muhafazakâr Mimarlığın
Eleştirisi, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder