24 Temmuz 2012 Salı

Platon – Kratylos


Platon – Kratylos – ΚΡΑΤΥΛΟΣ

HERMOGENES: Sokrates, Kratylos varlıklardan her birinin, kendi doğasından gelen doğru bir adı bulunduğunu iddia ediyor. (383a)

…herkese göre aynı olan bir doğru ad varmış. (383b)

…O bana “herhalde seninki hariç; senin adın Hermogenes değil, isterse bütün dünya sana böyle desin” diyor. (383b)

…adların doğruluğu hakkında senin ne düşündüğünü öğrenmek beni memnun edecektir. (384a)

…bence, bir objeye ne ad verilmişse, o doğrudur. (…) …çünkü, doğa, hiçbir objeye, sırf ona özgü olan bir ad vermez. (384d)

SOKRATES: Var olan şeyleri oldukları gibi söyleyen söylem doğru, olmadıkları gibi söyleyen ise yanlıştır. (385b)

…şeyler, bizim hayal gücümüzün keyfince oraya buraya sürüklenmezler; onlar kendi başlarına ve kendi öz varlıklarına ve doğalarına göre mevcutturlar. (386e)

…konuşmak şeylerle ilgili bir aksiyondur, öyleyse adlandırmak da bir aksiyondur? (387c)

…öyleyse, (…) …şeyleri, onların doğasında bulunan adlandırma ve adlandırılma tarz ve yollarına göre adlandırmamız gerekir, yoksa hoşumuza gittiği gibi değil. (387d)

…mekik nasıl kumaş yapmaya yarayan bir alet ise, ad da bilgi iletmeye ve realitede ayrımlar yapmaya yarayan bir alettir. (388c)

…iyi bilgilendiricinin adı kullanırken yararlandığı şey, yasa-yapıcı’nın ürünüdür. (389e)

…ad koymak öyle her önüne gelenin değil, ad koymasını bilenin işidir. (389a)

…bir adın, adı olduğu şeyin tabiatını göstermesi gerektiğini söylüyoruz. (396a)

…fikrice Yunanistan’ın ilk sakinleri (…) tanrılara inanmaktaydılar. (…) Bunları, ezeli bir hareket ve koşu halinde gördükleri için, bu koşma (thein) özelliğini göz önünde tutarak, onlara koşucular (theoi / theos: tanrı) adını verdiler. (397d)

…(daimonlar) onlar, akıllı ve bilgili (daemones) oldukları içindir ki, Hesiodos onlara daimonlar adını veriyor. (398d)

…kahraman ne olabilir?
…bu ad aşk ürünü doğum’u ifade ediyor. (eros / heros)(398c)

Bütün kahramanlar, ya bir tanrı ile bir ölümlü kadının, ya da bir ölümlü erkekle bir tanrıçanın aşkından doğmuşlardır. (…) …onların bilgin, belagatli hatip ve iyi diyalektikçi -soru sormakta (erotan) ve konuşmakta (eirein) (çünkü, eirein ile legein, yani söz söylemek eşanlamlıdır) usta- olduklarını söylemek istiyor. (…) …insanlar (anthropoi) adı. Acaba onlara niçin anthropoi denmiş?(398d)

…anthropos adı; gördükleri şeyi gözlemlemekten, onun üzerinde düşünmekten, onu incelemekten aciz olan hayvanların aksine olarak, insanın bir şeyi görür görmez –epope’nin anlamı da budur zaten- hemen onu incelemeye ve onun üzerinde düşünmeye başladığı anlamına gelir. (…) o gördüğü şeyi inceler (anathron ha epope). (399c)

Ayakları köstekleyen (posidesmon) / Poseidon (402e)

(Plouton)servet (ploutos) toprağın derinliklerinden çıkar gün yüzüne. Hades ise sanırım birçoklarınca görünmeyen (aeides) anlamına gelen bir addır. (403a)

(Hades)görünmeyen (aeides) anlamına gelmekten çok daha fazla, bütün güzel şeylerin bilgisi (eidenai) anlamına geliyor. Yasa-yapıcı, Hades adını buradan çıkarmıştır. (404b)

Demeter’e bu adın verilmesinin nedeni, onun tıpkı bir ana gibi (didousa …meter) bize yiyecekler sunmasıdır. Hera, sevimlidir (erate)… (404b/c)

(Apollon) samimi (haploun), attığını her zaman vuran (aei ballon), arındıran (apolouon), eşzamanlı hareketi meydana getiren (homopolon) olduğunu belirten bir addır. (406a)

Artemis adı, el değmemişlik (to artemes) ve iffet anlamına gelse gerektir. (406b)

Dionysos, şarap sunan (ho didous ton oinon) demek olmalı. Sonradan şakacı bir tarzda didoinusos denmiş. Şarap (oinos), birçok içkiciye, kendilerinde eksik olan akla sahipmişler sanısını verdiğinden olacak, ona haklı olarak oinous (akıllı olduğunu sandıran) adı verilmiş. (406c)

Pallein (yerinden oynatmak) ve pallesthai (yerinden oynamak), yani dans ettirmek ve dans etmek diyoruz. (…)
Pallas’ın açıklaması bu. (407a)

(Athena) Tanrıçanın zekası’nı (theou noesis) göstermek amacıyla adeta onun tanrısal akıl (ha theonoa) olduğunu ilan ediyor. (…) Tanrısal şeyler’i (ta theia noousa) başkalarından daha iyi tanıdığını düşünerek ona theonoe adını vermiştir. (…) doğal zeka’yı (he en to ethei noesis) tanrıça ile aynılaştırarak, ona ethonoe adını vermiş olması da pekala mümkündür. (407b/c)

HERMOGENES: Ya Hephaistos?
SOKRATES: Işık biliminin (phaeos histor) büyük ustası’ndan mı söz ediyorsun? (407c)

Ares’in adını erkekliğine (arrhen), istersen sert ve bükülmez –ki buna da arrhatos (kırılmaz, sağlam) denir- karakterine borçlu olduğunu kabul edebilirsin. (407d)

Hermes adı, söylemle ilgiliymiş gibi görünüyor. Aracı (hermeneus), haberci, usta hırsız, hilekâr dilli, becerikli tüccar bütün bu vasıflar, sözün gücüne bağlıdır. (408a)

Sözü tasarlayan (to eirein emesato) tanrıya verebileceğiniz en doğru ad Eiremes’tir. (408b)

Pan, eğer gerçekten Hermes’in oğlu ise, ya dilin kendisi ya da dilin kardeşi olmalıdır. (408d)

Düşünce (phronesis). Gerçekten de, düşünce, hareket’in ve akış’ın zihin tarafından kavranması (phoras onesis)’dır. Onu, hareketin yardımcısı (phoras onesis) olarak da anlayabiliriz. Her halükârda o (Düşünce )hareketle ilgilidir. (411d)

…eşyanın sürekli hareket halinde olduğu hipotezinde, sophia, bu hareketle temas (epaphe) halinde olmayı ifade ediyor. Şimdi de iyi’ye (agathon) bakalım. Bu kelime, bütün doğada hayranlık uyandıran (agaston) şeyi belirtmeyi amaçlıyor. (412b/c)

Ania (keder), hareketi engelleyen (an-ienai) şeydir. (419b)

Euphrosune’yi (neş’e) açıklamaya gerek yok: onun adını ruhun -eşyanın (şeylerin) hareketine sıkıca uydurulmuş (eu sompheresthai)- hareket’inden almış olduğunu herkes kolayca görür. (419d)

Eros’a (aşk) gelince, bu, ruha dışarıdan aktığı ve bu akım aslında onu duyana ait olmayıp, gözler vasıtasıyla dışarıdan gelip girdiği için, eskiden ona esros/asrhein’den (içine akmak)- denirdi, çünkü o zamanlar biz ô yerine Οϑ kullanırdık. (420b)

…şeylere verilen ilk adlar, insanüstü bir kudret tarafından verilmiştir; dolayısıyla bu adlar zorunlu olarak doğrudurlar. (438c)

Türkçeleştiren: Cenap Karakaya
Sosyal Yayınlar, 2000

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder