28 Eylül 2016 Çarşamba

Psikolojiye Giriş: Bellek

Bellek
Bellek: Bireyin bilgisini saklayan tüm zihinsel sistem ve bireyin bu saklanan bilgiyi gerektiği durumda geri çağıran ve kullanmasını sağlayan bir dizi zihinsel süreçtir.
Bilişsel psikologlar belleğin nasıl çalıştığını bilgi işleme yaklaşımı çerçevesinde araştırırlar.
Bilişsel psikologlar, belleğin, birbiriyle bağlantılı üç süreç aracılığıyla inşa edildiğini ileri sürerler: Kodlama, saklama ve geri çağırma.
Kodlama: Bilgiyi beynin işleyebileceği zihinsel temsillere dönüştürmedir. Bilgiyi kodlamadan daha sonraki bellek aşamalarına geçmek mümkün değildir

Dış dünyadan gelen tüm uyarıcılar duyusal kayıtlardan bellek sistemine girerler.

KISA SÜRELİ BELLEK
Bilgi işleme modeline göre, duyusal kayda giren bilgilerin bazıları, daha ileri işlem için çalışan bellek adı da verilen kısa süreli bellek sistemine geçer. Bu sistem, bilinçli olarak farkında olduğumuz bilgiyi saklar.
Kısa süreli belleğin aşamaları: kodlama, saklama ve geri getirme.

UZUN SÜRELİ BELLEK
Hayatta bildiğimiz her şeyin depolandığı bellektir.
Uzun süreli bellek, bilgilerin durduğu pasif bir depodur, sınırsız kapasitesi vardır ve bilgiler çok uzun zaman, bir ömür boyu saklanabilmektedir. Diğer taraftan kısa süreli bellek düşüncelerin aktif olarak işlemde olduğu bir sistemdir.

Uzun Süreli Bellek Türleri
Açık Bellek: Zihne bilinçli olarak getirilen olgulara ve bilgilere ait bellek türüdür.
Örtük Bellek: Bilinçdışı olan, niyetsiz olarak hatırlanan bilgilere ait bellek türüdür.
Amnezi: Beyin sarsıntısı ya da psikolojik travmanın neden olduğu ciddi düzeydeki bellek kaybıdır.

Örtük belleğin bir alt kategorisi: Prosedürel Bellek: Davranışsal ve bilişsel prosedürlere ait örtük bellek türüdür.

Açık belleğin alt kategorileri: Semantik Bellek: Olgusal gerçekliğe ve bilgiye ait bellek türüdür.
Episodik Bellek: Belirli bir yere ve zamana bağlı, kişisel olaylara ait bellek türüdür.
Bazı psikologlar episodik belleğin otobiyografik belleği de içerdiğini düşünmektedirler. Otobiyografik bellek kendimiz hakkındaki kişisel olarak anlamlı olan bilgiyi içerir.

BELLEĞİ GELİŞTİRME
Özümleme, bilgiyi olabildiğince genişleterek uzun süreli belleğe yerleştirmeye olanak tanıyan bir stratejidir.
Lokus (yer) yöntemi ve anahtar sözcük yöntemi. Lokus yönteminde, birbiriyle ilişkisiz sözcüklerde olduğu gibi, rastgele verilmiş bir materyali bir sıraya, düzene koyarak belleği etkin hale getirebilirsiniz. Örneğin elinizde ezberlemeniz gereken bir alışveriş listesi var. Ev de sizin çok iyi bildiğiniz bir mekân. Kafanızda evin içinde dolaşırken salon kapısına asılmış sucuk, televizyonun üzerinde duran yumurta, holdeki askılığa asılmış ekmek vb. gibi görsel imgeler yaratabilirsiniz.
Anahtar sözcük yöntemi, yabancı dilde sözcük öğrenilmesine yardımcı olması için geliştirilmiş bir tekniktir.
Bir İngiliz, İspanyolca ördek demek olan pato sözcüğünü öğrenmek istiyor. Pato sözcüğü ses olarak, İngilizce bir tür tencere demek olan “pot” sözcüğüne çok benzerdir. Bu kişi, pot sözcüğünü anahtar sözcük olarak belirler ve tencere ile ördeği içeren görsel bir imge yaratır. Ne kadar alışılmadık, saçma ya da komik imgelem yaratılırsa hatırlama olasılığını o kadar arttırmış oluruz.

Bilginin Örgütlenmesi
Uzun süreli bellekte örgütleme ilkesi olarak kategorilere dayanmaktayız. İlk önce geri getirmek istediğimiz bilginin ait olduğu kategoriye ulaşmak ve sonra o bilgiyi geri getirmek çok daha kolaydır.

Bağlamsal Bellek
Bağlamsal belleğin çalışma ilkesi, bilginin öğrenilmesinde ve geri getirilmesinde aynı mekânsal ipuçlarını kullanmasıdır. Örneğin psikoloji dersinizi aldığınız aynı sınıfta psikoloji sınavına girerseniz, bilgiyi geri getirme şansınızın daha yüksek olduğu söylenebilir.

Duygusal ve Biyolojik Durum

Belirgin bir duygu durum içinde olmamız duygusal olarak nötr olduğumuz zamanlara göre bilgiyi geri getirmede daha etkilidir.

---
Psikolojiye Giriş
Editör: Prof. Dr. Sezen Ünlü
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın nu: 2325
Ekim 2011, Eskişehir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder