3 Ocak 2018 Çarşamba

Adem'e (AS) Öğretilen İsimler

“Adem'e (AS) Öğretilen İsimler” başlıklı bir makale
Makalenin yazarı Mehmet Akif Alpaydın,

…sünnetullaha göre peygambere verilen kitaplar, gönderildiği kavmin dili üzere nazil olmuştur.
…kitapların ortak özelliklerinden birisi (nerede diğerleri?)

Kur’ân bütün insanlığın anlaması için gönderilmiş bir kitaptır. İşte bu noktada ortaya çıkacak sorunlardan birisi, Kur’ân’ın gönderildiği dili konuşmayan toplumların, Kur’ân mesajını nasıl anlayacağı problemidir. (s. 124)

Bakara suresinin 31. âyeti
Hasan Basri Çantay: Âdeme bütün isimleri öğretmişdi. Sonra onları (onların delâlet etdikleri âlemleri, eşyayi) meleklere gösterib: «Doğrucular iseniz (her şeyin iç yüzünü biliyorsanız) bunları adlarıyle bana haber verin» demişdi.

Bu durumda Allah’ın Âdem’e (a.s) öğrettiği isimler nelerdir?
Bu ve benzeri sorular acaba hakikatin kapısını açacak mıdır?
Dolayısıyla yapılan tercümelerin, Kur’ân’ın “ne dediğinden” ziyade “ne demek istediği” doğrultusunda yapılması gerekir (hülasa eleman diyor ki, Allah teâlâ söyledi ama sen ne söylediğini değil ne söylemek istediğini öğrenmeğe çalış). (s. 127)

Bakara suresi 30. ayetinde Allah (c.c) yeryüzünde bir insan yaratacağını meleklere bildirmektedir.
31. ayette Âdem (a.s) ismi hemen karşımıza çıkmaktadır. Demek ki Âdem (a.s) yaratılmıştır ve yapılan ilk iş ayette de bahsedildiği üzere Hz. Âdem’in talimidir. (s. 130)

İsimler kelimesinin tam olarak neye delalet ettiğinin tespiti çok net görünmemektedir.
Allah’ın Hz. Âdem’e bütün eşyanın ismini öğrettiği… (bütün isimler oldu bütün eşyanın ismi)
Fakat böyle bir bilgi pek mantıklı görünmemektedir.
Bu bağlamda yaratılmış bütün mahlûkatın ve eşyanın ismini Hz. Âdem’e öğretmenin ne gibi bir faydası olacaktır?
Kanaatimize göre bu şekilde bir isimler veya diller talimi gerçekleşmemiştir. (s. 131)

Beyan, Allah’ın daha ilk insanı yarattığı anda ona ikram ettiği bir özelliktir. İnsan onunla düşünür, konuşur, kendini ifade eder ve bu kabiliyeti ile eşyayı kavrar, onu adlandırır, kavramlaştırır, etrafına hükmeder. (ne hoş!)
Tevrat’ta Âdem’in (as) yaratılışıyla alakalı kısımda Kur’ân’da yer almayan bir anektod göze çarpmaktadır.
“Rab Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan yaratmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Âdem’e getirdi. Âdem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı. Âdem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu… (Muharref Tevrat’tan alıntılanan satırlar bütün isimleri Âdem koymuştur diyor, muharref Tevrat böyle diyor!)
Kıssaların tefsiri noktasında müfessirlerin Tevrat’tan büyük oranda istifade ettikleri bilinmektedir. (s. 132)

İşte yaratılış babında geçen Kur’ân’ın ruhuna uygun bu bilgileri, Bakara suresi 31. ayetin tefsirinde noktasında önemli addediyoruz. Bu bilgi Hz.Âdem’e Allâh tarafından verilen beyan kabiliyetinin bir delili olarak kabul edilebilir. (yersen!)

Kâdî Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl’inde elemanın dediği yolu tutmuş. (s. 133)

Elmalılı Muhammed Hamdi ve Muhammed Esed de elemanın dediği yolu tutmuş.
Mustafa İslamoğlu ve son olarak Mustafa Öztürk’e ait yorumların da aynı çizgide seyrettiğini gördük metnin devamında. (s. 134-135)

Allah (c.c) hikmeti gereği insanın fıtratına “beyan” kabiliyetini koymuştur. İnsan bu hususiyeti sebebiyledir ki mükevvenata, mahiyetine uygun isimler koyabilmekte, kelime ve kavramlar üretebilmekte ve hayatını anlamlandırabilmektedir. (hâlbuki insan, şayet öğretilmezse hiçbir şey yapamayan, mesela yürüyemeyen, konuşamayan bir varlıktır).
---
Alpaydın, Mehmet Akif. Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 2, 2016, s. 123-138


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder