12 Mayıs 2019 Pazar

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Sistemindeki Değişmeler

İlhan Tekeli - Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Sistemindeki Değişmeler

Her toplumda eğitim sistemi, a) kültür-değer-ideoloji, b) bilgi, c) hüner aktarımı sağlayarak toplumsal formasyonun yeniden üretilmesinin en temel mekanizmalarından birini oluşturur.
Osmanlı İmparatorluğu 19. yy’da (…) yapısal dönüşüm geçirirken, eğitim sistemi de onun gereklerine uygun bir dönüşüm yaşadı (s. 456).

19. yy’da içine girilen dönüşüm süreci, her milleti ayrı şekilde etkilemiş ve her milletin farklı bir sınıfsal dönüşüm geçirmesine neden olmuştur.
Hem yeni sınıfsal yapıların hem de ideolojilerin yeniden üretilmesi gereği, yeni eğitim kurumlarını ortaya çıkarmıştır.

İmparatorlukta yönetim merkezileşirken, ilmiye sınıfının dayandığı vakıf kaymaklarının denetim altına alınması, (…) bu sınıfı kaybeden bir sınıf haline getirdi.

19. yy ticareti
…hammaddeyi dış pazara yönelterek Osmanlı sanatkârlarının hammadde bulmasını zorlaştırıyor,

Ticaret kesiminin denetimi, tüm Akdeniz’de olduğu gibi, İngiliz, Fransız, Hollanda vb. Avrupa sermayesinin elindeydi.
…hammaddeyi köyden toplamak ve sanayi ürünlerini uzak noktalara ulaştırmak için yerli aracılar kullanmak zorundaydılar.
Rumlar ve Ermeniler, Avrupa sermayesinin aracılık rolü için yeğledikleri milletlerdi.

…yükselen ticaret burjuvazisi, yönetimde de denetimini artırmak istiyordu. Kilise içinde etkinliğini artırıyor ve ayrılıkçı “milliyetçilik” hareketlerinin ve ideolojisinin dayanağını oluşturuyordu.

Yükselen bu burjuvazi, milliyetçilik ideolojisi etrafında Osmanlı İmparatorluğumdan kopucu bağımsızlık hareketleri başlatacaklardır.

Müslüman kesim / Batıyı ve kapitalistleşme sürecini yadsımamakta, sadece bunun yabancıların ve Müslüman olmayanların denetiminde olmasını yadsımaktadır. Bu ideolojik çizgi, Türk milliyetçiliğine dönüşerek millî burjuva yaratmaya çalışacaktır.

…kapitalizme açılma ile işlevlerini kaybeden sınıfların yeni gelişmelere tepkileri yüksektir. …bu grubun tutucu ideolojisi ve önderliğini ettiği toplumsal akımlar, din etrafında kümeleniyordu.

(Eğitimdeki) Dönüşümün üç temel ekseni vardır: Birincisi eğitim üstündeki dinî denetimin zayıflatılarak kaldırılması ya da laikleştirilmesidir. İkincisi ise, dilin ve yazının reforma uğratılmasıdır. Dönüşümün üçüncü ekseni, daha çok eğitim teknolojisine ilişkindir (s. 460).

Kuruçeşme’deki okul 1803’te varlıklı Fener Rumlarının kilise dışı bir girişimi olarak faaliyete geçmiştir.
…okul Fenerli zengin Rumlarca kurulmasına karşın, öğrencilerinin bu zengin kesimin çocukları olmayıp, fakir kesimlerin çocukları ya da öksüzler olmasıdır.

Bu okullar, zengin burjuvazinin kendisinin yeniden üretiminden çok, bu grubun denetiminde kalacak, onun iş ve toplumsal hayatındaki gereksinmelerini karşılayacak küçük burjuvazinin yeniden üretilmesini amaçlıyordu.

18. yy’ın ikinci yarısında Ayvalık, İstanbul’daki Rum burjuvazisinin elde ettiği imtiyazlarla, Türk ailelerinin yerleşemediği, yönetimi büyük ölçüde seçimle gelen üç Rum burjuvasının elinde olan bir kent haline gelmişti (s. 461).

1790’da Amira Miricanyan, devletten resmî müsaade alarak, ilk resmî okulu Kumkapı’da Fıçıcı Sokağı’nda açmıştır.
Ermeni Kilisesinin bir kaydına göre, 1834’te Anadolu’da 120 Ermeni okulu bulunmaktaydı.

Yahudi kapitalistleri, 1860’ta Paris’te Alyans İsrailit’i kurdular.
Osmanlı İmparatorluğunda ilk Alyans okulu 1867’de Edirne’de açıldı. Bunu Selânik, İzmir, Hasköy, Balat ve Galata’da kurulanlar izledi.

Müslüman kesiminin eğitimdeki dönüşümler, önce “askerî sınıf”ın yeniden üretilmesinden başladı.
Dönüşümün bu sınıftan başlamış olması, yükseköğretimden başlamış olmasını gerektirmiştir.
İlk ve ortaöğretimi örgütlenmemiş bir yerde yüksek öğretim nasıl yapılacaktır? Bu sorunun yanıtı, çok uzun süren bir eğitim olmuştur. Okula okuma yazma bilmeden giren öğrenciler Tıbhane ve Harbiye’den 14 yıl sonra mezun olacaklardır.

II. Mahmud’un Tıbhanenin açılışında Türkçe’ye geçmeyi bir hedef olarak koymasına karşın, “tıp kamusu” hazırlamak için bir çalışma grubu, ancak 1852’de kurulmuş ve Türkçe tıp eğitimine ancak 1867’de geçilebilmiştir.

Tanzimat’ın eğitim sistemine getirdikleri, daha çok, yönetimde ortaya çıkardığı dönüşümler ve Osmanlı İmparatorluğu’nun dışa açık kapitalistleşme sürecini hızlandırması yoluyla olmuştur.
Tanzimat, “Osmanlılık” ideolojisi içinde “eşitlik” ilkesini getirmektedir. Bu, devletin kuracağı okulların “Osmanlı okulları” olmasını gerektirmektedir. Bu okullar bütün milletlere açık olacaktır (s. 466).

Tanzimat fermanında eğitimle ilgili hükümler bulunmamasına karşın İslahat fermanında eğitime yer verilmiştir. Fermanda, Osmanlı toplumunda tüm milletlerin okul açma hakkı tanınmakta ve Devlet-i Aliyye’nin mekâtib-i askeriye ve mülkiyesi tüm Osmanlı tebaasına (gayrimüslimlere) açılmaktadır (s. 467).

1869’da Saffet Paşa’nın Maarif Nâzırlığı zamanında düzenlenen Maarif Nizamnâmesi’yle Osmanlı eğitimini uzun yıllar yönlendirecek bir sistem oluşturuluyordu.
Bu nizâmnâme, ilk kez vilayetlerde de bir maarif teşkilâtı kurulmasını öngörüyordu.

1869 Nizamnamesinin uygulanmaya geçilmesi (II. Abdülhamit Dönemi):
Müslüman kesimde daha çok rüştiyeler düzeyinde bir özel okul furyasının başlaması…
İkinci ilginç özelliği, Tanzimat döneminde daha çok merkezde kalan eğitim gelişmelerinin tüm imparatorluğa yaygınlaştırılmasıdır.
(Çünkü) Bürokrasisi yaygınlaşmaya devam eden devlet, yerel bürokrasisini yetiştirmek durumundadır.

1908 sonrasında İttihat ve Terakki ile birlikte gelen siyasal ve ideolojik tutumlar, yükseköğretime hemen yansımıştır. 1909 yılında Hendese-i Mülkiye askerî yönetimden ayrılarak Nafia Nezâreti’ne bağlı Mühendis Mekteb-i Âlîsi haline geldi. İlk “talebe cemiyeti” bu okulda kuruldu.


Tanzimat’tan İttihat ve Terakki’ye kadar uzanan dönemde izlenen çizgi, “medrese”ye dokunmadan çağdaş eğitim kurulularının kurulması olmuştur (s. 474).
...

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi
2. Cilt (1985)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder