M. Ali Akkaya - “Kanal İstanbul” Projesi Karadeniz Kıyısındaki Devletlerle Olan İlişkilerimize Etkisi Ve Montrö Sözleşmesi
…bir boğaz her bakımdan ulusal boğaz nitelikleri taşıyor
olsa bile, eğer özel bir uluslararası antlaşmanın konusunu oluşturuyorsa, uluslararası
hukuk kurallarının uygulandığı uluslararası boğaz niteliği kazanır. Türk
Boğazları bu kapsamda incelenmektedir. Uluslararası boğazlardan geçiş “zararsız
geçiş rejimi”ne tabidir ve “geçiş özgürlüğü” temel ilkeyi oluşturmaktadır
…kanallar tek bir ülkenin egemenliğinde bulunmakta
olduğundan uluslararası rejimin kapsamına girmezler.
Mısır topraklarında yer alan Süveyş, Panama'da yer alan
Panama ve Almanya toprakları dahilinde bulunan Kiel Kanalı antlaşmalarla
uluslararası rejim altına konulmuşlardır. Dünyadaki dördüncü önemli kanal olan
Korint ise İyon Denizi ile Ege Denizini birbirine bağlamasına rağmen herhangi
bir uluslararası rejime dahil edilmemiştir.
İstanbul Boğazı’na alternatif suyolu projesinin tarihi Roma
İmparatorluğu’na kadar gitmektedir (Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi).
Boğazlar, Karadeniz ülkelerini dünya piyasalarına bağlayan
ana ticaret güzergahıdır.
İstanbul Boğazı, 3.000 yıllık tarihe ve 17 milyona yaklaşan
nüfusa sahip bir metropoldür. Aynı zamanda UNESCO tarafından "dünyanın
kültür mirası" olarak ilan edilmiş
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin ana hedefi başta Türkiye
olmak üzere Karadeniz’e kıyıdaş olan bütün devletlerin Karadeniz’deki
güvenliğinin sağlanmasıdır.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi Türkiye’nin yetkisini sadece
geçiş çerçevesinde sınırlandırmış,
Kanal İstanbul geçişini finansal açıdan daha cazip kılarak
gemileri Kanal İstanbul’u kullanmaya teşvik etmek mümkün olabilir. Ancak bunu
sağlamak için İstanbul Boğazı’ndan geçişi yasaklamak hatta zorlaştırmak, gerek
Motrö Sözleşmesi’ne gerekse Montrö Sözleşmesi feshedilse dahi genel kabul
görmüş uluslararası hukuk kurallarına açıkça aykırı olacaktır.
Sözleşmesinin 2. maddesine göre; barış zamanında, ticaret
gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, aşağıdaki 3. madde
hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlem olmaksızın, Boğazlar'dan geçiş ve
gidiş-geliş tam serbestisinden yararlanacaklardır.
Bu geçiş, uluslararası hukukun “zararsız geçiş” olarak
belirlediği, kıyı devleti olan Türkiye’nin barış düzen veya güvenliğine zarar
verecek hareketlerden kaçındığı müddetçe kullanabileceği bir serbestidir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nde değişiklik talebinde
bulunulursa, değişiklik yapılabilmesi için oybirliğinin sağlanması gerekir.
Bununla birlikte 14. ve 18. maddelerin değiştirilebilmesinde Türkiye’nin
muhakkak içinde bulunduğu Karadeniz’e kıyıdaş devletlerin dörtte üçünü içermek
şartıyla sözleşmeye taraf devletlerin dörtte üçünün olumlu oyu aranmaktadır.
Montrö Antlaşması'na göre Türkiye'nin Boğaz'ı trafiğe
kapatması ve isteği doğrultusunda trafiği Kanal'a aktarması mümkün değildir.
Kanal İstanbul Projesi bölgesel denizlerin kimyasının,
tuzluluk oranlarının değişmesinden tutun da İstanbul'a su sağlayan su
havzalarının ortasından kanal geçirilerek bütün su rejiminin hidrolojisinin
bozulmasına kadar, bu bölgede bulunan bitki örtülerinin ortadan kalkmasına yol
açacaktır.
…
Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, Cilt:
5, Sayı: 12, 2015, (s. 242 – 262)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder