11 Ağustos 2020 Salı

“Kanal İstanbul” Projesi Karadeniz Kıyısındaki Devletlerle Olan İlişkilerimize Etkisi Ve Montrö Sözleşmesi

 M. Ali Akkaya - “Kanal İstanbul” Projesi Karadeniz Kıyısındaki Devletlerle Olan İlişkilerimize Etkisi Ve Montrö Sözleşmesi

 

…bir boğaz her bakımdan ulusal boğaz nitelikleri taşıyor olsa bile, eğer özel bir uluslararası antlaşmanın konusunu oluşturuyorsa, uluslararası hukuk kurallarının uygulandığı uluslararası boğaz niteliği kazanır. Türk Boğazları bu kapsamda incelenmektedir. Uluslararası boğazlardan geçiş “zararsız geçiş rejimi”ne tabidir ve “geçiş özgürlüğü” temel ilkeyi oluşturmaktadır

 

…kanallar tek bir ülkenin egemenliğinde bulunmakta olduğundan uluslararası rejimin kapsamına girmezler.

 

Mısır topraklarında yer alan Süveyş, Panama'da yer alan Panama ve Almanya toprakları dahilinde bulunan Kiel Kanalı antlaşmalarla uluslararası rejim altına konulmuşlardır. Dünyadaki dördüncü önemli kanal olan Korint ise İyon Denizi ile Ege Denizini birbirine bağlamasına rağmen herhangi bir uluslararası rejime dahil edilmemiştir.

 

İstanbul Boğazı’na alternatif suyolu projesinin tarihi Roma İmparatorluğu’na kadar gitmektedir (Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi).

 

Boğazlar, Karadeniz ülkelerini dünya piyasalarına bağlayan ana ticaret güzergahıdır.

İstanbul Boğazı, 3.000 yıllık tarihe ve 17 milyona yaklaşan nüfusa sahip bir metropoldür. Aynı zamanda UNESCO tarafından "dünyanın kültür mirası" olarak ilan edilmiş

 

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin ana hedefi başta Türkiye olmak üzere Karadeniz’e kıyıdaş olan bütün devletlerin Karadeniz’deki güvenliğinin sağlanmasıdır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi Türkiye’nin yetkisini sadece geçiş çerçevesinde sınırlandırmış,

 

Kanal İstanbul geçişini finansal açıdan daha cazip kılarak gemileri Kanal İstanbul’u kullanmaya teşvik etmek mümkün olabilir. Ancak bunu sağlamak için İstanbul Boğazı’ndan geçişi yasaklamak hatta zorlaştırmak, gerek Motrö Sözleşmesi’ne gerekse Montrö Sözleşmesi feshedilse dahi genel kabul görmüş uluslararası hukuk kurallarına açıkça aykırı olacaktır.

 

Sözleşmesinin 2. maddesine göre; barış zamanında, ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, aşağıdaki 3. madde hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlem olmaksızın, Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş tam serbestisinden yararlanacaklardır.

Bu geçiş, uluslararası hukukun “zararsız geçiş” olarak belirlediği, kıyı devleti olan Türkiye’nin barış düzen veya güvenliğine zarar verecek hareketlerden kaçındığı müddetçe kullanabileceği bir serbestidir.

 

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nde değişiklik talebinde bulunulursa, değişiklik yapılabilmesi için oybirliğinin sağlanması gerekir. Bununla birlikte 14. ve 18. maddelerin değiştirilebilmesinde Türkiye’nin muhakkak içinde bulunduğu Karadeniz’e kıyıdaş devletlerin dörtte üçünü içermek şartıyla sözleşmeye taraf devletlerin dörtte üçünün olumlu oyu aranmaktadır.

 

Montrö Antlaşması'na göre Türkiye'nin Boğaz'ı trafiğe kapatması ve isteği doğrultusunda trafiği Kanal'a aktarması mümkün değildir.

 

Kanal İstanbul Projesi bölgesel denizlerin kimyasının, tuzluluk oranlarının değişmesinden tutun da İstanbul'a su sağlayan su havzalarının ortasından kanal geçirilerek bütün su rejiminin hidrolojisinin bozulmasına kadar, bu bölgede bulunan bitki örtülerinin ortadan kalkmasına yol açacaktır.

 

Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 12, 2015, (s. 242 – 262)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder