16 Mart 2021 Salı

Uğur Mumcu – Büyüklerimiz

Uğur Mumcu – Büyüklerimiz

İslâmköy’ün Yiğidi

Ticarete çok küçük yaşta başladı.

Hacı Ali’nin o zamanlar saman altından su yürüttüğü sezilirdi.

 

Dolaksızoğlu Süleyman Sami

 

Yahya'nın üç oğlundan ikisi okudu, biri hayırsız çıktı. Hayırsız çıkan, yani okumayan Hacı Ali, «Siz okudunuz da ne oldu» diyerek halı ticaretine başladı. Süleyman ve Şevket Teknik Üniversiteye kaydoldular.

 

Demirel okulu bitirdikten sonra Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü’ne girdi.

 

Demirel’in hayatında Amerika gezisi çok önemli bir yer işgal eder.

 

Amerika'daki ikameti sırasında masonluk ve milliyetçilik konularında oldukça yoğun bir eğitimden geçer…

 

…ihtilâl olduğunda İspanya’dadır.

Askerliğini Devlet Planlama Teşkilâtı'nda yapan Demirel, öncelik ve ivedilikle Amerikan Morrison firmasında komisyonculuk buldu.

ODTÜ su tesislerini üzerine aldı. Kısa zamanda zengin oldu.

Siyasete girer girmez İnönü hükümetini deviren Demirel, önce Başbakan Yardımcılığını, sonradan başbakanlığı kapıverdi.

 

Hacı Ali yoksulluk nedeniyle okuyamamıştı.

Ankara’da Yükseliş Kolejini kurdu.

Bazı tarihçilere göre okulun kurulmasına sebep, Yahya Demirel'in haylazlığıdır.

 

Nihat Erim — Allah Kerim

1912 yılında Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde dünyaya geldi.

Nihat'ı Galatasaray Lisesi’ne gönderdiler.

İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Paris Hukuk Fakültesi'ne yollandı.

Ankara Hukuk Fakültesi'ne gelerek öğretim üyeliğine başladı.

12 Mart günlerinde başbakan oldu

 

1946 yılında Bayar ve Adnan Menderes tarafından başlatılan Demokrat Parti hareketini şüpheyle karşılayan Erim, kendisine «Şalcı» adını takan o ünlü makalesinde şunları söylüyordu: “Sosyal bünyede derin rahatsızlıklar müşahede edildiğinde bunu gidermenin yolu, bir müddet için hürriyet ilâhının üzerine şal örtmek, yukarıdan aşağı bir otorite tesis etmektedir.”

 

Bundan sonra Kandıralı Nihat Erim Beyi, Hasan Saka kabinesinde Bayındırlık Bakanı olarak görüyoruz.

Şemsettin Günaltay hükümetine de Başbakan yardımcısı olarak girdi.

 

Erim, «Allah kerim» diye yalpa yapa yapa, sonunda Adnan Menderes'in gözüne girdi. Menderes 1957 yıllarında Erim'i Kıbrıs konusunda müşavir olarak görevlendirdi.

1962 yılı politikasında ismet İnönü’nün partisinden dört adamın atılmasını istediğine tanık olunuyordu. Bunlardan biri de Nihat Erim.

 

«Biz sosyalist parti olamayız» diyen İnönü’ye şiddetle çattı.

 

Sonunda beklenen gün gelip, çattı. Erim o gün yurt dışındaydı. Mutlu haberi İtalya’da aldı.

'Erim'in yaptığı ilk iş anayasayı «Lüks» ilân ederek, sosyalizmi «Jeopoletiğimize» aykırı bulmaktır.

Nihat Bey bundan sonra 23 Nisan günü yaptığı bir konuşmada, «Gençlerin başına bir balyoz gibi ineceğini» söylemiş.

Erim Amerikalı dostlarının ricasını kıramayacak haşhaş yasağı koydurdu. Tağmaç’ın ricasıyla binlerce kişiyi tutuklattırdı. Devr-i iktidarında işkenceleri kuruldu.

 

Saadettin Bilgiç

Isparta’nın Yalvaç ilçesinde doğdu.

Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Emin, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi’nde öğretim üyesi oldu

 

Numune Hastanesi’nden tam «Cerrah» çıkacağı günlerde ortalık bir hayli karışmış, sonunda 27 Mayıs 1960 günü ihtilâl patlak vermişti. Dr. Bilgiç’in ağabeyi Sait, Demokrat Parti Milletvekillerindendi.

1961 yılında Isparta Milletvekili olarak siyaset sahnesine adımını attı.

 

AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala’nın vakitsiz ölümü, Demirel ile Saadettin Bilgiç arasındaki liderlik yarışını hızlandırdı.

 

Ali Elverdi

1944 yılında Harp Okulu’nu bitirdiğinde boyu 1.50 cm’yi geçmiyordu.

27 Mayıs Devrimi, Ali Elverdi’nin binbaşılığına rastlar. Binbaşı Ali. ihtilâli bütün gücüyle desteklemiş, ancak treni kaçırdığı için, ön saftaki ihtilâlciler arasında yer alamamıştı.

 

21 Mayıs ihtilâl girişimi gecesinde Ali Elverdi'nin yıldızı birdenbire parlamıştır. Tank Üsteğmeni ilhan Baş, Ankara Radyosu’ndan yaptığı anonsla ihtilâlin başladığını haber vermekteydi. Elverdi hemen bir jeep’e atlayarak, radyoevine girdi.

Orhan Çokdeğer, Elverdi’den önce radyoevine gelmiş ve ihtilâlci üsteğmenle yanındaki Harp Okulu öğrencilerini tutuklamıştı. Elverdi anons odasına girer girmez, her şeyi hazır buldu.

Çapulcuların yaptığı hareket durdurulmuştur...

Fakat aksilik bu ya, tam o sırada Üsteğmen Erol Diner komutasındaki bir manga radyoevine girerek. Elverdi’yi teslim almıştı bile.

 

12 Mart'a gelindiğinde Elverdi'yi. Tuğgeneral rütbesinde görüyoruz.

12 Mart Muhtırasından hemen sonra Ankara 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanlığı’na getirilmişti.

1974 yılında iktidara gelen CHP-MSP hükümeti, «Tarihî yanılgı» içinde Ali Elverdi’nin emekliliğine de karar vermişti.

Elverdi emekli olur olmaz (…) soluğu doğru AP Genel Merkezi'nde almıştır.

 

Kemal Satır

Dr. Kemal Satır, politikaya Adana'da başladı. Önce Belediye Meclisi üyeliği yaptı. Sonra Kızılay Başkanı oldu.

CHP Genel Sekreteri, Memduh Şevket Esendal'ın gözdesiydi.

Satır Ulaştırma Bakanlığı’na getirildiğinde henüz 39 yaşındaydı.

 

1960 İhtilâli’nden sonra kurulan Kurucu Meclis'e girdi

1961 yılında CHP Genel Sekreteri oldu. Sonra da İsmet Paşa hükümetlerine Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak girdi.

 

12 Mart kapıyı çaldı.

Artık Genel Sekreterlik belki de Genel Başkanlık çantada keklikti.

Kurultay yaklaşıyordu.

Ecevit kazandı

Dr. Satır önce «Cumhuriyetçi Parti» adıyla bir «Tabelâ partisi» kurdu, sonra bu tabelâyı omuzlayarak, Feyzioğlu'nun, Güven Partisi'ne yamandı.

 

Yahya Kemal Demirel

1950 yılı Büyük iş adamı Yahya Kemal Demirel aynı yılda ana rahmine düşüyor

Yahya, babasının Yükseliş Koleji’ne girdi.

 

Genç Yahya, şöyle bir ticaret yolu keşfetti. .Amcasının yakın arkadaşı Büyük Türk Milliyetçisi Mıgırdıç Sellefyan yurt dışındaydı. Eğer Yahya, buradan yurt dışına mobilya ihraç etse, Mıgırdıç, oradan Türkiye'ye döviz gönderse, o da burada «Vergi iadesi» alsa...

Öyle yaptılar.

Yahya yurt dışında mobilya gönderir gibi yapıyor, İsviçre'de üç şirket bu mobilyaların alıcısı olarak görünüyordu.

 

Savcılar sahtecilik ve toplu kaçakçılık suçlarından ötürü ulusal yeğen Yahya Bey kardeşimiz hakkında davalar açmaya başlamışlardı.

 

Yahya’ya bir buçuk yıllık bir hapis görünmüştü. Hacı Ali kararın çıktığını duyar duymaz, aynı gün Karadeniz Ereğlisi Cumhuriyet Savcılığı’ndan aldığı bir yazı ile (Bu sayın savcı CHP Hükümeti tarafından terfii ettirilerek Yargıtay Savcı Yardımcılığı’na getirilmiştir. Tebrik eder, başarılar dileriz. Saygılar efendim). Doğru Cilvegözü sınır çıkışına, oradan da pırrr.. İsviçre'ye Mıgırdıç Sellefyan’ın yanına!

 

Çetin Özek

Türkiye Üniversiteleri’nin gelmiş-geçmiş en kıdemli doçenti Mukbil Özyörük, en «aşırı» ve «haşarı» solcusu da Prof. Dr. Çetin Özek’tir!

12 Mart günlerinde «aşırı ortacılıkta» karar kılmıştır.

Çetin özek. İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Ömer Özek’in iki oğlundan biridir,

Çetin Özek, İstanbul Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku öğretim üyesidir.

 

Ülkemizde, çok partili hayatımızda, devlet büyükleri ya asker kaçağıdır ya da askere kırk yaşlarının baharında gitmişlerdir.

Çetin Özek, askerlik çağında bir süre Gülhane Tıp Akademisi’nde yatarak, «Çürüktür» raporu almış ve böylece askerlikten paçayı sıyırmıştır!

 

Fethi Çelikbaş

…profesörlüğü boyunca bir tek kitap bile yazmamıştır. Çelikbaş'ın profesörlük süresinde yayınladığı bir kitabı olmadığı gibi, doçentlik ve doktora tezi de bulunmamaktadır.

 

Çelikbaş, Menderes kabinesine İşletmeler Bakanı olarak girdi.

…bakanlıktaki en önemli işi, yabancı sermaye ve petrol yasalarının kabulü için harcadığı insanüstü çabadır.

 

Çelikbaş, politikada demirbaş olduğu için 27 Mayıs İhtilâli'nden sonra oluşturulan kurucu meclise de girdi.

Çelikbaş kurucu meclise girerken. «Migros» Yönetim Kurulu Başkanı’ydı.

 

Cevdet Sunay Çelikbaş’ı Kontenjan Senatörlüğüme seçerek, parlamentoyu bu engin tecrübeli devlet adamından yoksun bırakmadı. Çelikbaş o sıralar Cumhuriyetçi Güven Partisi İstanbul il Başkanı’ydı.

 

Demas şirketi ortaklarından olan Çelikbaş aynı zamanda Genelkurmay eski başkanlarından Semih Sancar ve eski Başbakan Naim Talû ile birlikte Akbank Yönetim Kurulu üyesidir.

 

Turhan Feyzioğlu

1922 yılında Kayseri'de doğdu. Babası Kayseri esnafından Azmi Efendi’dir. Feyzioğlu ailesinin bir ucu. Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Kemal'i tutuklatmak için uğraşan Ali Galip Bey’e dayandığı söylenirse de bu Brejnev tarafından uydurulmuş bir yalandır. Feyzioğlu katıksız Atatürkçüdür.

Galatasaray’ı iftihar listesine geçerek, bitirdi. Galatasaray'dan sonra İstanbul Hukuk Fakültesi’ni de aynı başarıyla bitirdi…

 

Akademik kariyerde, kural olarak, önce doktora yapılır, sonra doçent olunur. Feyzioğlu bunun tam tersi bir yol izledi. Önce doçent oldu, sonra doktorasını verdi!

 

1954-55 yılları arasında «Forum» dergisinde yazdığı yazılarla Adnan Menderes’e meydan okumaya başladı.

1957 yılında CHP Milletvekili olarak siyasal hayata atıldı.

12 Mart günlerinde Sunay - Tağmaç İkilisine yanaştı. Demirel ile 1. MC'yi kurdu, sonra MC'ye karşı kurulan CHP hükümetinde yer aldı.

…ihtilâl hükümetine Millî Eğitim Bakanı oldu. Sonra Orta-Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğünü alarak, bir süre sağı solu kolladı.

…ihtilâlden sonra kurulan İnönü hükümetinde Devlet Bakanı olarak görüyoruz

 

Güven Partisi’ni kurdu.

Kurulan CHP-MSP hükümetine muhalefet eden Feyzioğlu, Demirel ve Türkeş ile pazarlıklar yaparak, sonunda birinci MC'yi kurdurtmayı başardı.

 

Ferit Melen

Ferit Bey'in siyasal yaşamı Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü olduğu günlerde başladı.

CHP milletvekili olarak Meclis'e girdi.

 

12 Mart

Komutanlar, Erim’den boşalan başbakanlık koltuğunu, Melen'e vermekte hiç tereddüt etmediler.

 

Orhan Kabibay

Kabibay'ın liderliği, 27 Mayıs İhtilâli'yle ortaya çıkmıştır. Kahramanımız o tarihlerde İstanbul’daki askerî birliklerde görevli bir tank subayıdır.

 

Mukbil Özyörük

Özyörük, bugüne dek hemen hemen her siyasal akımın kapısını çalmış, DP'li, AP'li, CHP’li, devrimci, Marksist ve ihtilâlci olduktan sonra ülkücülükte karar kılmış değerli bir bilim adamıdır.

 

Mukbil Özyörük, Yargıtay eski Başkanlarından Halil Özyörük’ün oğludur

…babası Adalet Bakanı’yken, sıkı bir Menderesçi ve Demokrat Parti hayranıydı.

27 Mayıs İhtilâli çıkagelince, Özyörük bir «durum muhakemesi» yaptı ve «inkılâpçı kadrolar içinde» yer almaya karar verdi.

Özyörük, fakülteden ayrılır ayrılmaz. Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları başhukuk müşavirliğine getirildi.

Kısa zamanda AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala'nın gözüne giren Özyörük, ilerlemiş yaşına rağmen, AP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı’na getirildi.

 

Sadi Koçaş

Koçaş formülüne göre, bunalımlı dönemlerde toplumların üzerine asker elbisesi giydirilmelidir.

27 Mayıs İhtilâli olduğunda, Koçaş, Londra’daydı.

Güneydoğu illerimizde bir alaya komutan olarak atandı. Orada bir yıl bekleyecek, ondan sonra paşa olacaktı.

Yıl 1961 Koçaş üniformasından soyunur soyunmaz Cumhurbaşkanı Gürsel tarafından kontenjan senatörlüğüne getiriliyor

1969 yılında Konya Milletvekili olarak CHP listelerinden Millet Meclisine girmişti.

 

12 Mart «Koçaş formülü» uyarınca kotarılmış ve uygulanmıştı. Bu uygulama içinde Koçaş'a da bir başbakanlık yardımcılığı düşmüştü.

 

Yılmaz Ergenekon

Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin İdarî bölümünü bitirdikten sonra kaymakamlığa başladı. Ergenekon kaymakamlık yaparken cam sıkıldı ve bir iki temas sonunda Ankara Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Kürsüsü’ne asistan olarak atandı.

Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarı Hacı Turgut Özal’ın gözüne çarptı

Hacı Ali Demirel ile tanışıyor 

Yılmaz Ergenekon’un siyasal yaşamı bu konuşmadan sonra renklenmiş ve bakanlık kolluğuna kadar uzayan serüven başlamıştır.

Kasımpaşa Deniz Hastanesi Ergenekon'un önce gözlüklerini inceledi. Sonra göğsünü dinledi ve çürük raporunu yazıverdi. «Oh be» kurtulmuştu. Askerlikten kurtulmuştu.

 

Ergenekon, hem Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Kürsüsü’nde çalışır görünüyor, hem de DPT Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı yapıyordu.

 

Kemal Has / Londra'da «Gazoz Fabrikası» açmak istiyordu. Bunun için Ergenekon’a başvurdu. Ergenekon, Has'a tam 726 bin dolarlık kâr transferi sağladı.

Ergenekon bir süre sonra, hem DPT, hem de Hukuk Fakültesinden ayrılarak Has’larda «Müşavirlik» alıyordu.

1973 seçimlerinde Ergenekon’u Genel Merkez Kontenjam’ndan İzmir Milletvekili olarak görüyoruz. 1975 yılında birinci MC iktidara gelince, Yılmaz Ergenekon Maliye Bakanlığı koltuğuna oturtuluvermişti.

Mobilya yolsuzluğunun «Ayyuka çıkması» sonunda Ergenekon, bu işi araştırmak için bir Maliye Müfettişi'ni görevlendirmişti. Maliye Müfettişi «kâğıt üzerinde yapılan araştırmaya göre, yolsuzluk görülmemiştir» deyince, bu müfettiş hemen başmüfettişliğe terfi ettirildi.

Ergenekon, 1977 seçimlerine bu kez. Bursa Milletvekili olarak katıldı.

Demirel ne de olsa vefalı adam. «Hadi şimdi harcamayalım çocuğu” diye düşünerek Ergenekon’a «Teselli mükâfatı» olarak Ulaştırma Bakanlığını vermişti.

 

Metin Toker

Galatasaray'ı bitiren her on yurttaşdan sekizi adam olur, bu sekiz kişiden biri gazeteci, beşi politikacı, diğer ikisi de Vehbi Koç'a müdür olurlar (!) Metin Toker, Galatasaray'ı bitirdikten sonra edebiyat üzerinde öğrenim yaptı.

Metin Toker’in hayatındaki en büyük siyasal başarı, İsmet Paşa'nın kızı Özden Toker’le evlenmesidir.

Metin Toker’in siyasal geleceği bu evlilikten sonra birdenbire parlamış ve Toker bu evlilikle çok partili siyasal hayatımızın vazgeçilmez unsurları arasında yerliyerini almıştır.

DP bakanlarından Mükerrem Sarol hakkında yazdığı bir yazı nedeniyle mahkûm oldu.

 

Fikret Ekinci

…siyasal hayata 27 Mayıs ihtilâliyle birlikte çıkmıştır.

Demokratik Parti büyüklerinin dikkatini çekmiş ve Ekinci, «Görgü ve bilgi arttırma» amacıyla İngiltere'ye gönderilmiştir.

Ekinci, ihtilâlden önce sık sık Metin Toker’in sahibi ve başyazarı olduğu «Akis Dergisi»ne gelir, burada Toker'e ordu içindeki kıpırdanmalar hakkın da geniş bilgi verirdi.

İhtilâl, olmuş-bitmiş ve ihtilâlciler Ekinci'yi bir kenarda unutmuşlardı,

 

Mıgırdıç Şellefyan

Süleyman Demirel'in siyasal hayata atılıp, tutunmasından ve yeğeni «Mobilya prensi» Yahya'nın kısa zamanda milyonerlerimiz arasına katılmasında, en büyük pay sahiplerinden biri, şüphesiz, Mıgırdıç Şellefyan’dır.

Mıgır, 1914 yılında Adapazarı’nda doğmuştur.

Yüksek kazanç elde edenlerin yüksek öğrenim yapmaya gerekleri yoktur, yolundaki sosyo-ekonomik kural gereğince hemen ticaret hayatına atılan bu Ermeni kökenli değerli yurttaşımız, kısa zamanda sivrilmiş, önce İstanbul Ticaret Odası üyeliğine, sonra da efendim, «Milliyetçi-mukaddesatçı» Demokrat Parti’nin milletvekili olarak «Yüce parlamentoya girmiştir.

 

1964 yılında iktidarda olan İsmet Paşa hükümetinin düşürülmesine karar verildiğinde, iş' İzzettin Turanlı’ya düşmüştür. Turanlı, hatırı sayılır masonlardandı. Ve Demirel'in yakın arkadaşıydı.

Mıgırdıç Şellefyan’ın değerli mahdumu Arden Şellefyan ile Hacı Ali'nin oğlu Yahya, önce kaydırak, sonra misket oynayarak birbirlerini üttüler, sonra ortaklık kurarak, mahalle çocuklarını kazıkladılar.

 

Döviz transferi nedir, vergi iadesi nasıl alınır, devlet nasıl dolandırılır, bunları Mıgırdıç'dan daha iyi bilecek bir Allah’ın kulu yoktur,

 

Mobilya yolsuzluğu nedeniyle sahtecilik suçundan mahkûm olan Yahya şimdi İsviçre’de Mıgırdıç Şellefyan'ın himayesi altında yaşamaktadır.

 

Mahir Kaynak

…emekli üsteğmen, müstafi öğretim üyesi, MİT görevlisi Mahir Kaynak

Kilis doğumlu

1953 yılında Kara Harp Okulu’nu beşincilikle bitirmiştir.

1956 yılının aralık ayında ordudan çıkartılıyor.

 

İstanbul İktisat Fakültesi’ne kaydoldu.

…sosyalizme olan aşırı tutkusu nedeniyle dikkati çekti.

İdris Küçükömer ve Sencer Divitçioğlu’nun» kürsülerine asistan oldu.

İdris Küçükömer ve Sencer Divitçioğlu’nun siyasal temaslarım ve görüşlerini günü gününe MİT yetkililerine bildirmeyi görev bilmekteydi.

Mahir Kaynak'ın temel görevi, ihtilâlci akımları MİT Müsteşarlığıma bildirmekti.

Öğrencilerle sosyalizm üzerine tartışan Kaynak, burjuva düzeninin ancak ve ancak silâh kullanarak devrileceğini söyler ve «gerilla savaşı şarttır» derdi.

 

Türkiye Millî Gençlik Teşkilâtı temsilcisi…

1968 yılında, devrimci gençliği etkisi altına alan demokratik devrim tezi görüşlerinin baş savunucularından biriydi.

«Demokratik Devrim Derneği»nin İstanbul ilindeki kurutuş çalışmalarını yürüten Kaynak, derneğin kayıt defterlerini de elinde tutuyordu.

Bir süre sonra «Demokratik Devrim Derneği» İçişleri Bakanlığı tarafından kapatılmış ve Kaynak’a göre, «ihtilâlci çekirdek» saptanmıştı.

 

Mahir Kaynak, doktorasını yaptıktan bir süre sonra Birleşik Amerika'ya gitti.

Washington’dan Uluslararası Polis Akademisi'nde, «istihbarat» kursları gördü…

12 Mart öncesinde önemli bir görev üstlenmişti: Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu’nun çevresini izlemek ve bu grubu tutuklatmak...

 

12 Martın en büyük davalarından biri, «Madanoğlu davası» olarak bilinir, işte bu Madanoğlu davası Dr. Mahir Kaynak tarafından oluşturulmuştur.

 

Madanoğlu davası nedeniyle «Deşifre» olan Mahir Kaynak, önce «Asistanlar Sendikasından atıldı.

12 Mart sorgularında bulundu. Erenköy’deki ünlü Ziverbey Köşkü’nün demirbaşlarından biri olan Kaynak, sonra MİT Müsteşarlığında önemli bir göreve getirildi.

 

Saadettin Üçüncüoğlu

12 Mart günlerinde Ankara’da sıkıyönetim ilân edildiği zaman, sıkıyönetim komutanlığına Orgeneral Semih Sancar atandı. Sıkıyönetim adlî müşavirliğini de Albay Muzaffer Gucuroğlu, yardımcılığına da Yarbay Saadettin Üçüncüoğlu getirildi.

 

İsmail Arar

İsmail Arar, Sağlık Bakanlığı’nın eski müsteşarlarından birinin oğludur.

CHP, İsmail Arar’ı Millet Meclisi Başkan Vekilliği’ne seçtirmişti.

…siyasal hayatı, 12 Mart muhtırasıyla şenlenivermişti.

Birinci Erim hükümetine Adalet Bakanı olarak girdi. Fakat aynı zamanda hükümet sözcüsü ve genelkurmay gözcüsüydü de.

…ikinci Erim hükümetinde Millî Eğitim Bakanı olmuştur.

 

Halit Ziya Türkkan

Reha Oğuz Türkkan, 1920 yılında doğmuştur. Babası, Tapu Kadastro Genel müdürlerinden Halit Ziya Türkkan'dır.

Türkkan’ın gençliği İstanbul’da, Büyükada'da geçmiştir.

Reha Oğuz, yayın hayatına «Ergenekon» adlı dergiyle çıktı. O tarihte onsekiz yaşındaydı

Reha Oğuz, çevresinde hemen ırkçı, turancı bir halka oluşturdu. Bu halka, nedense, Büyükada çevresinde dolaşıyordu.

Reha Oğuz, Reşat Nuri'nin baldızıyla tanıştı ve bir süre sonra da dünya evine girdi.

Reha Oğuz'a göre, gürcüler de Türktü.

 

Atsız ile Reha Oğuz arasındaki tartışma, «Sen boşnaksın», «Sen Ermenisin» suçlamaları ile sürüp gidiyordu.

 

Bir yazısında «Bize savaşçı ahlâkı lâzımdır» diyor, bir başka yazısında da haykırıyordu:

«Yasamızda harpten kaçan alçaktır.»

«Savaş» sözcüğünü çok kullanmaya başlayan Reha Oğuz, birdenbire bir askerlik şubesinden «Hadi gel bakalım» diye bir celp alıvermez mi?

Kardeşi Atilla Türkkan Amerika'daydı. İşi de iyiydi. Bir onun yanına kapağı atsa, kurada ölüm yoktu artık... Ve gitti.

Reha Oğuz, süresi içinde askerlik görevini yapmadığı ve askerlik şubelerinden gelen emirlere karşı çıktığı için Türk vatandaşlığından atılmıştı. Soyadı Türkkan’dı, fakat artık kendisi Türk değildi. Evet Amerikan uyruğuna girdi.

…kardeşi Atilla Türkkan ile birlikte, «Andreo Konstantinidis» adındaki Türkiyeli bir Rumla ticarî işbirliğine girişti.

 

(Not: Muhafazakâr, kârın muhafazası demektir).

28. Basım, 1996, İstanbul

Tekin Yayınevi 






















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder