7 Mart 2012 Çarşamba

Ian McEwan – Solar

Ian McEwan – Solar

Birinci Bölüm: 2000

Michael Beard, Nobel ödüllü fizikçi
Kel, kısa boylu, şişman zeki
Beşinci evliliği parçalanıyor.
Kaçamak yapan karısıydı … bir ustayla … görüşüyordu.
Boynuzlanmanın ne kadar karmaşık bir şey olduğunu görmek Beard’ı şaşırtmıştı. Azap çekmek basit bir iş değildi. (s. 9/10)

Önceki dört eşi; Maisie, Ruth, Eleanor ve Karen…
…zayıf ve ürkütücü bir baba örneği teşkil ettiğini çabucak anlayan eski eşleri kendilerini korumak adına hemen kaçmışlardı.
…karısının başka erkeklerle birlikte olması fikrinden heyecan duyan bir koca cinsi de vardı herhalde. (s. 10)
(Masumiyet adlı romanındaki Otto adlı eleman, bu tanıma/tanımlamaya uyan bir erkek tipi)

Patrice’e ihtiyaç duymaktan vazgeçmesi gerekiyordu ama arzu böyle bir şey değildi ki. Onu istemeyi istiyordu. (s. 11)

On metre ötesinde olan karısını düşünerek kendisini tatmin etmeye çalışan, Beard’dan başka bir adam daha var mıydı acaba bu gezegende? (s. 14)

Cenevre’de onursal bir öğretim üyeliği olan ama hiç ders vermeyen Nobel sahibi Profesör Beard… (s. 21)

Ne istediği hakkında hiçbir fikri olmasa da, gördüğü zaman anlayacağını düşünüyordu. (s. 31)

(Tom Aldous) Güneş enerjisi … orada, bizim nasıl kullanılacağını anlamamızı bekliyor… (s. 34)

Bizi önce kömür, sonra da benzin yarattı ama artık bunları yakmanın mahvımıza neden olacağını biliyoruz. Ya yeni bir yakıt bulacağız ya da tükenip dibe çökeceğiz. Yeni bir sanayi devrimi lazım. (s. 35)

Tanrı’nın bize en büyük armağanı kesinlikle şudur, bir yarı iletkene çarpan fotonun elektronu serbest bırakması. (s. 36)

Beard, karısı Patrice’le yatan adamın evine gider. Tarpin, Beard’ın evinde tadilat işleri yapan bir tesisat ustasıdır.)

(Beard)
“Bey Tarpin. Günaydın.”
Ne bok yemeye geldin sen?” (s. 54)

Beard, üstüne atlayamadan, Tarpin kolunu geriye atıp kendisinden daha yaşlı olan erkeğin suratına avucuyla bir tokat atıverdi.
“Bundan sonraki canını yakar,” dedi. (s. 56)

(Beard’ın amacı Tarpin’le konuşup onu karısından uzak durmaya ikna etmekti ne varki Tarpin konuşarak anlaşabileceği biri değildir. İkisi kavga eder, aslında buna kavga demek doğru olmaz, Tarpin Beard’ı bir tokatla döver/sindirir. Sevdiği, daha doğrusu bağımlısı olduğu karısının başka biriyle yatması yeterince kötüyken, karısıyla yatan adamdan dayak yemesi Beard’ı iyice  bunalıma sokar. Depresyondaki Beard, kendisine gelen bir daveti kabul eder, hava değişiminin iyi gelebileceğini düşünmektedir.)

Beard, Kuzey Kutbu’na gitmesi için bir davet aldı. (s. 57)

Yolculuk ederken geçirdiği onca saate rağmen koşulara uyum sağlayabilen bir yolcu değildi. (s. 61)
“Daha önce hiç kar motoru kullandın mı?”
“Elbette,” diyerek yalan söyledi Beard. (s. 68)

…kar motorunun sesi bir anda kesildiğinde uayanarak, içinde bir hafta geçireceği geminin buzlardan çıkarak yükselen karanlık gövdesini tepesinde gördü. (s. 75)

Uzaklardaki Belsize Park yaşamından, bu cansız doğa parçasına gelmek kendi varoluşunun salaklığıyla yüzleştirmişti onu. (s. 81)

Soyunma odasından çok daha büyük olan dünyayı nasıl kurtaracaklardı. (s. 94)

Divandaki adam Aldous’du. (s. 99)

(Evine dönen Beard, davetsiz misafiriyle karşılaşır; karısının Tarpin’le olan ilişkisini hazmetmeye çalışırken, bu defa karşısında Aldous’u görmek, Beard için bile çok daha şaşırtıcı olur. Aldous, Beard’ın yanında çalışmalar yapan genç bir fizikçidir.)

“Bakın, başkalarının bizim için yazdığı rolleri bize zorla oynatmalarına izin vermemeliyiz.” (s.100)

“Evimde ne işin var?” (s . 101)

““Patronun karısıyla sevişmek,” dedi Beard, “fazlasıyla akıl dışı bir şeydir.” (s. 102)

Aldous’un koşusu en fazla iki metre kadar sürdü.
Aldous’un bacakları önünde havalandı.
Başının arkası cam sehpanın yuvarlatılmış köşesine çarptı ve o köşe doğrudan ensesine girdi. (s. 106)

Medyanın ilgisi çok yaralayıcı olacaktı. Seks, ihanet, şiddet, güzel bir kadın, önde gelen bir bilim insanı, ölü bir aşık… (s. 107)

(Tamamen kaza, Beard’ın hiçbir suçu yok ama öyle ya da böyle Aldous’un cesedi kanlar içinde Beard’ın salonunun ortasında yatıyor. Aldous’un o evde ne işi var? Aldous, Beard’ın karısıyla yattığı için o evde. Bu durumda Aldous’un “ayağı kaydı ve düştü, düşerken sehpanın köşesi ensesine saplandığı için öldü” şeklindeki gerçeğe kim inananırdı… Beard iyice düşünüp, kaza sonucu ölmüş olan cesedi, ölüm nedeninin cinayet olduğundan hiçkimsenin şüphe etmeyeceği şekilde yeniden düzenler. Karısının diğer sevgilisi Tarpin’e ait bazı eşyaların yardımıyla, cinayet şüphesinin Tarpin üzerinde odaklanacağından emin olduktan sonra, kendisine dair hiçbir iz bırakmadan evden çıkar. Böylece kimsenin aklına zanlı olarak Beard gelmeyecekti. Zaten Aldous’un ölümü Beard’ın suçu değildi.)   

(Beard)
Dört kez uzun uzun sorguya çekildi.
Kendi oluşturduğu şey çok geçmeden, hem bulanık hem de kesin, gerçek bir anı gibi zihnine yerleşiverdi. (s. 113)

(Tarpin cinayet suçlamasıyla tutuklanır. Mahkeme Tarpin’i mahkûm eder. Aldous’un ölümünden sorumlu tutulan Tarpin, 16 yıla mahkûm olur.)

Aldous’un yapmayı istediği şey bitkilerin üç milyar yıllık deneme - yanılma sürecinde evrimleşerek kusursuzlaşan çalışma şeklini anlayıp sonra da taklit etmekti. (s. 120)

İkinci Bölüm: 2005

(Aldous, Beard’ın asistanıydı, bu nedenle yıllardır üzerinde çalıştığı yapay fotosentez düşüncesi hakkında tuttuğu notların bir kopyası Beard’ın elindeydi.)

Uygarlığın sıcak nefesi

(Cinayet davasının görüldüğü günlerde medyanın ilgisi nedeniyle halk nezdinde itibarı ayağa düşen Beard, Aldous’un notları sayesinde alternatif enerji kaynakları alanında en prestijli isimlerden biri haline gelir. Yıllar önce almış olduğu Nobel fizik ödülü de dikkate alınınca, bilim camiasının parıldayan yıldızıdır Beard!)

“İşiniz nedir?”
“Enerji danışmanlığı.”
“Petrol mü?”
“Hayır. Güneş.”

(Beard) Aşkını hiç kimseye ilan etmemek, uzun zaman önce öğrendiği bir şeydi. (s. 138)

Her şey … bir hükümet programının onursal başkanı olması için gelen daveti … kabul edişiyle başlamıştı. (s.148)

Böylece Imperial College’ın seminer salonunda ilk kez komitesiyle birlikte oturdu. (s. 149)

Yaşamlarının ilk yıllarından itibaren, kadınlar insanlarla ilgiliyken, erkekler eşyayla ve soyut kurallarla ilgilenme eğilimi gösteriyordu. (s. 153)

“Sevişgen bilim insanı”
“Nobelli aşk tavşanı”

Göstericiler arasında yaşlıca beş-altı kadın vardı. İçlerinden biri bir polisin arkasından fırladı, elindeki kese kağıdından bir domates çıkartarak Beard’a fırlattı. Kadın üç metre ötesinde durduğundan kaçacak zaman bulamamıştı.

“Neo-Nazi Profesör Göstericiyi Yere Serdi” (s. 161)

Bir kadın polis Beard’ın koluna dokunarak donuk bir sesle onu saldırıdan tutukladığını söyledi. (s. 162)

Yeryüzüne bir saatten daha az bir sürede düşen güneş ışığı, dünyanın bir yıllık ihtiyacını giderebilir. (s. 175)

(Beard)
“Yaprak suyu ayrıştırıp karbondioksiti içinde tutan bir güneş panelidir. Onu taklit ederek hidrojen elde edebiliriz. Ben de seni özledim.” (s. 193)

“(Beard)
“Ne kadarlık hamilesin?”
(Melissa)
“Yedi haftalık.” (s. 199/200)

“Buna tamamen karşıysan gitmekte serbestsin. Sonradan dönmekte de serbestsin.” dedi Melissa. (s.201)

(Melissa)
“İnsanın aynı Rus bebekleri gibi başka bir insanın içinden çıkması çok garip ve muhteşem bir şey değil mi?
O kadar mutluyum ki. Saçmalıyorum.” (s. 208)

Üçüncü Bölüm: 2009

(Güneş enerjisi elde edebilmek üzere yapımına devam edilen paneller tamamlanmak üzeredir. Beard’ın başında bulunduğu komisyon, açılış tarihini beklemektedir.)  

…hem bir ajandası vardı hem de onu kullanıyordu. (s. 223)

…Gelecek artık geldi…

Rodney (Tarpin) beş hafta önce hapisten çıktı. (s. 265)

(Tarpin hapisten çıktıktan sonra Beard, içten içe korkmaya başlar.)

“Ben kimim”
“Tarpin?”
“Çin’deki kızın mı o?”
Darlene’di, tabii ya. (s. 277)

“Patentlerine karşı dava açacaklarmış.” (s. 284)

(Tarpin)
“Bay Beard, sizinle konuşmam, bir şey söylemem, sizden bir şey istemem lazım.” (s. 289)

(Beard)
“Demek karım için hapse girdin.”
“Sekiz yıl boyunca hiç cevap yazmadı.” (s. 291)

(Tarpin)
“Sizden bana bir iş vermenizi istiyorum. Vasıflarım hâlâ yerinde…” (s. 292)

“Yakında görüşeceğiz” dedi Melissa. (s. 296)

“Michael, durum kötü.
Müşterim 2000 yılında şu anda sizde olduğunu bildiğimiz yüz yirmi yedi sayfalık bir dökümanın bizzat bir kopyasını çıkarmış.
… bu başvuruların sizin özgün çalışmalarınıza değil, Bay Aldous’un çalışmalarına dayanarak yapıldığına inanmak için çok haklı nedenlerimiz var.” (s. 302/303)

“Elimizde Bay Aldous’un sizinle tanışmadan bir yıl önce yazdığı notlar da var.
…Bay Aldous’un ölümünden ve dosyanın elinize geçişinden aylar ve yıllar öncesine kadar, yaptığınız hiçbir şeyde yapay fotosenteze değinilmediğini, iklim değişikliği ya da yenilenebilir enerjiden bir kez olsun söz edilmediğini tespit ettiğimizden haberiniz olsun. (s. 305/306)

(Beard’dan iş isteyip de alamayan Tarpin, panellerin bulunduğu alana girip, bütün çalışmayı/panelleri paramparça eder.)

O anda en çok istediği şey bir bara gidip önünde bir viskiyle tezgâhta oturmaktı. (s.315)

Romanın sonunda Michael Beard’e Nobel ödülü verilirken İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nin yaptığı bir sunumu da romana ekleyen Ian McEwan böylece kurguyu kusursuzlaştırmış oluyor. Bilimsel yazarlık, buna uygun başka / biçimi daha düzgün görünen bir tanımlama bulmak lazım McEwan için.
“Solar” için mizahi roman demek yanlış olmaz. Bilimsel anlatımın yanında eğlenceli / komik üslubuyla diğer McEwan romanlarından ayrılıyor “Solar”.

Çeviren: Kıvanç Güney
Turkuvaz Yayınları, Şubat 2012

1 yorum: